Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Haziran 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
İttihat ve Terakki (İttihad ve Terakkî) Cemiyeti
MsXLabs.org & Temel Britannica

İttihat ve Terakki, 1908 de II. Meşrutiyet'in ilanında ve II. Meşrutiyet döneminde (1908–18) Osmanlı Devleti'nin yönetiminde etkin bir rol oynamış siyasal dernek ve partidir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin çekirdeğini 1889'da İstanbul'daki Askeri Tıbbiye'de beş öğrencinin gizli olarak kurduğu İttihad-ı Osmani Cemiyeti oluşturur. II. Abdülhamid'in baskıcı yönetimine karşı mücadeleyi amaçla­yan bu gizli dernek başlangıçta fazla bir etkinlik gösteremedi. 1894'te Paris'te aynı amaçlar doğrultusunda mücadele eden Ahmed Rıza Bey'le ilişki kuruldu. 1895'te Ah-med Rıza Bey'in önerisiyle adını Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti olarak değiştiren dernek İstanbul'da bazı etkinliklere giriştiyse de üyelerinin bir bölümü tutuklandı. Bundan sonra etkinlikler yurtdışına kaydı. Yurtdışına kaçıp Paris, Cenevre, Londra, Berlin ve Kahire gibi kentlerde toplanan aydınlar dergi­ler, gazeteler, broşürler yayımlayarak batı kamuoyunu etkilemeye, yurtiçindeki aydın­larla da bağlarını sürdürmeye çalıştılar. Ne var ki, II. Abdülhamid de boş durmuyor, hem aydınların bulunduğu ülkelerin yönetimlerine baskı yapıyor, hem de reform sözleri vererek aydınları kandırmaya çalışıyordu. Bu girişim­ler bir ölçüde etkili oldu ve bazı aydınlar ya yurda döndü ya da etkinliklerine son vererek yurtdışında resmi görevler aldı. Ama cemiye­tin çalışmaları durmadı.
Yurtdışına kaçan yeni aydınlar cemiyete canlılık kazandırdılar. Cemiyet 1902'de Pa­ris'te bütün muhaliflerin katıldığı bir kongre düzenledi. Kongre Ahmed Rıza Bey'in başını çektiği grupla Prens Sebahaddin'in önderlik ettiği grubun kesin olarak birbirlerinden kopmalarıyla sonuçlandı. Bunun üzerine Ahmed Rıza Bey Terakki ve İttihat Cemiyeti, Prens Sebahaddin de Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti adıyla birer dernek kurdular. Güç­lerin dağılması bir süre durgunluğa yol açtıysa da Osmanlı Hürriyetperveran Cemiyeti'nin dağılması, 1905'te yurtdışına kaçan bazı ay­dınların Ahmed Rıza Bey'e katılması Terakki ve İttihat Cemiyeti'ni yeniden canlandırdı. Yurtiçinde özellikle Rumeli'deki asker-sivil aydınlara yönelik propagandalar yoğunlaştı. 1906'da Selanik'te kurulmuş gizli bir dernek olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti de 1907'de Terakki ve İttihat Cemiyeti ile birleşti. Aynı yıl gene Paris'te toplanan bir kongrede eylem­lerin hızlandırılması kararı alındı.
Haziran 1908'de Rus çarı ile İngiliz kralının Reval'de (bugün Estonya'da Tallinn) yaptık­ları görüşmede Osmanlı Devleti'nin parçalan­ması konusunu görüştükleri yolundaki haber­ler özellikle askerler arasında tepki uyandırdı. Cemiyet de bu tepkinin eyleme dönüşmesi için çaba harcadı. Temmuz 1908 başında Yüzbaşı Niyazi Bey ile Binbaşı Enver Bey asker ve sivillerden çeteler oluşturarak Rumeli'de ayaklanıp dağa çıktılar. Bunu Rum­eli'nin çeşitli yerlerinden meşrutiyet ilanı isteğiyle saraya çekilen telgraflar izledi. II. Abdülhamid'in olayları asker kullanarak bas­tırma girişimi başarısızlığa uğradı. Sonunda 23 Temmuz'da Manastır kentini ele geçiren ayaklanmacılar meşrutiyeti ilan ettiler. Geliş­melerden ürken II. Abdülhamid de 24 Tem­muz 1908'de bütün ülkede meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı (bak. Birinci ve İkinci Meşrutiyet).
Yurda dönen Ahmed Rıza Bey ve arkadaş­ları büyük gösterilerle karşılandılar. Ülkedeki tek örgütlü siyasal güç durumuna gelen ve yeniden İttihat ve Terakki adını alarak partileşen cemiyet 1908'de yapılan seçimleri her yerde kazandı. Bu arada ülkede farklı görüş­leri savunan başka siyasal partiler de kuruldu. Kısa sürede iktidardaki İttihat ve Terakki ile muhalefet partileri arasında sert bir siyasal mücadele başladı. 1908-13 arasındaki yoğun iç ve dış gelişmeler sonucunda İttihat ve Terakki birkaç kez yönetimden uzaklaşmak durumunda kaldı. Balkan Savaşı yenilgisi üzerine bir grup İttihat ve Terakki üyesi Ocak 1913'te Babıâli'yi basarak hükümeti devirdi ve yönetime el koydu. Muhalefet partileri kapatıldı. 1913-18 arasında İttihat ve Terakki ülkeyi tek başına yönetti. Bu dönemde Cemal Paşa, Enver Paşa ve Talat Paşa önde gelen yöneticiler olarak sivrildiler (bak. Cemal Paşa; Enver Paşa; Talat Paşa). Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayınca İttihat ve Terakki de dağıldı. Önderleri yurtdışına kaçtılar. İleri gelen üyelerinden bir bölümü mütareke döneminde İstanbul'u işgal eden İngilizler'ce Malta Adası'na sürüldü. Anado­lu'da kalanların çoğu da Kurtuluş Savaşı'nın siyasal örgütlenmesinde görev aldı.
İttihat ve Terakki başlangıçta yalnızca meş­rutiyetin yeniden ilanını gerçekleştirmek amacıyla kurulmuşken, II. Meşrutiyet döne­minde bir siyasal parti durumuna gelince ülkenin toplumsal, ekonomik, kültürel sorun­larına ilişkin programlar oluşturdu. Parti için­de bulunan İslamcılık, Osmanlıcılık, Türkçü­lük gibi akımlara bağlı gruplar arasındaki mücadelede zamanla, özellikle Ziya Gökalp'in etkisiyle Türkçülük ağır bastı; İttihat ve Terakki'nin programı da Türkçü bir nitelik kazandı. (Ayrıca bak. İslamcılık; Türkçülük; Ziya Gökalp.)
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!