Arama


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Ekim 2006       Mesaj #1
arwen - avatarı
Ziyaretçi

Arnavutluk

Ad:  ARNAVUTLUK.jpg
Gösterim: 3319
Boyut:  68.7 KB

resmi adı ARNAVUTLUK CUMHURİYETİ, Arnavutça REPUBLİKA ESHOİPERİSE.
Balkan Yarımadasının en küçük ülkesi.

Yarımadanın batısında Adriya Denizinin kıyısındadır. Yüzölçümü 28.748 knf’dir. 42° 39" ile 39° 38" kuzey enlemleri ve 19° 16" ile 21° 04" doğu boylamları arasında kalır. Kuzeyden güneye uzunluğu 340 km, doğu-batı doğrultusunda en geniş yeri 153 km’dir. Kuzeyde Yugoslavya, doğuda Makedonya ve güneyde Yunanistan ile sınırlanır.

Arnavutluk, Avrupa’nın geçit yolları üstündeki stratejik konumuyla, tarih boyunca işgallere uğradı. Romalıların işgaline IÖ 168’e değin direnebildi. Daha sonra sırasıyla Bizans, Bulgar ve Sırp egemenlikleri altına girdi. Ortaçağda bir mücadelenin ardından Osmanlı yönetimine boyun eğdi. Yaklaşık 500 yıllık Osmanlı egemenliğini, önce bir bağımsızlık dönemi (1912-39), ardından İtalyan ve sonra Alman işgali (1943-44) izledi. II. Dünya Savaşı’nın ardından, Arnavutluk, Enver Hoxha’nın (Hoca) önderliğinde yeniden bağımsızlığını kazanarak Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve ardından Çin’le ittifaka girdi. Önce Sovyetler Birliği, Mao’nun ölümünden sonra da Çin’le ilişkilerini koparan Arnavutluk’un, iç ve dış siyaset konularında takındığı kendine özgü tutum böylece daha da belirginleşti. Arnavutluk’un yalıtılmışlığından kaynaklanan ekonomik sorunların da etkisiyle 1990’da ülke dışa açılmaya başladı. Öte yandan, ülke içinde demokrasiye geçiş süreci başladı.

DOĞAL YAPI


YÜZEY ŞEKİLLERİ.


Arnavutluk coğrafya bakımından iki ana bölgeye ayrılabilir: Ülke topraklarının yüzde 70’ini oluşturan, kuzey, doğu ve güneydeki dağlık bölge ile, tarım topraklarının neredeyse tamamı olan batıdaki alçak kıyı bölgesi. Başta doğudaki Korab olmak üzere, birkaçı dışında Arnavutluk dağlarının oluşumu, Mezozoyik (İkinci) Zamanda (y. 225-65 milyon yıl önce) Dinar Dağ sisteminin yapısal çöküşüne ve Tersiyer (Üçüncü) Dönemde (y. 65-2,5 milyon yıl önce) yükselmesine bağlıdır. Kayaçlar temel olarak kireçtaşıdır.

Dağlık bölgeler üçe ayrılır. Kuzeyde, kuzey-güney doğrultusunda uzanan Arnavutluk Alpleri, Jezerce’de 2.694 m yüksekliğe ulaşır. Bunlar eski buzulların hareketleriyle yontulmuş ve derin, engebeli, ulaşılmaz vadilerle parçalanmıştır. Kraste-Cukalit kubbeye benzeyen yapısıyla bir alt bölge oluşturur. Orta dağlık kesimdeki yuvarlak oluşumlar volkanik bir kökene işaret eder. En doğuda yer alan Korab 2.751 m ile Arnavutluk’un en yüksek noktasıdır. Orta kesimdeki Shebenikut Dağlarında yükseklik 2.263 m’ye ulaşırken, en batı uçtaki sıralar ırmaklarla parçalanmıştır. Güneydeki dağlık kesim de, yükseklikleri 2.100-2.500 m arasında değişen.üç sıradan oluşur. Bütün dağlık kesimlerin önünde bir tepeler bölgesi uzanır. Tepeler kuzeyde sık kuşaklar oluştururken orta kesime doğru seyrelir ve orta düzlüklerde dağınık ada benzeri kümelere dönüşür.

Arnavutluk’un killi ve kumlu düzlükleri jeolojik olarak yakın sayılabilecek bir tarihte, Miyosen Bölümde (26-7 milyon yıl önce) ya da daha sonra oluşmuştur. Düzlükler kuşağı ülkenin batısında, girintili çıkıntılı kıyı boyunca uzanır ve yer yer, özellikle de orta bölgede, ırmak vadileri boyunca iç kesimlere doğru girer. Alçak dağ sıraları ve tepe zincirleri düzlükleri sınırlar. Kıyı kesimi ise sarp yarlar ya da doğal kumsallarla belirlenir. Kıyının en güney bölümü Ionia Rivierası olarak bilinir.

AKARSULAR.


Arnavutluk akarsuları dağların konumuyla belirlenen bir doku oluşturur. Tuna’ya akan kuzeydeki Vermoshe (Lim) Irmağı dışında hemen hemen tüm ırmaklar Adriya Denizine dökülür. Akarsuların rejimlerinde mevsimlere göre büyük farklılaşmalar görülür; su düzeyi kasım- nisan döneminde yükselirken, yaz aylarında akarsuların çoğu bütünüyle kurur. En büyük yükseklik farkları akarsuların orta çığırlarında ortaya çıkar; ülkenin enerji potansiyeli de bu kesimde yoğunlaşmıştır. Yugoslavya’dan doğan ve 280 km’lik bölümü Arnavutluk sınırları içinde kalan Drin, ülkenin en uzun ırmağıdır. Öbür önemli ırmaklardan yalnızca Shkumbin ve Mat geniş vadilerden akar. Bu iki ırmağın dışında kalan akarsular yer yer küçük havzalardan ya da dar, ulaşılmaz boğazlardan geçer.

Arnavutluk’un en büyük üç gölü Shkoder (Işkodra), Ohri ve Prespa’dır. Bu göllerden Shkoder kuzeybatı uçta, kıyıya oldukça yakın bir yerde, Makedonya-Yunanistan- Arnavutluk sınırlarının kesiştiği noktayı belirleyen Prespa ile yakınındaki Ohri ise doğudadır.

İKLİM.


İklim çeşitliliği Arnavutluk’un belirleyici özelliklerinden biridir. Avrupa kıtasından esen rüzgârların etkisi altındaki iç kesimlerde kara iklimi egemendir. Kıyı bölgeleri Akdeniz’den esen rüzgârlardan etkilenir. Geçiş alanları yaz aylarında Akdeniz’den, yılın geri kalan bölümünde ise iç kesimlerden esen rüzgârların etkisi altındadır. Yıllık ortalama yağış Arnavutluk Alpleri’nde 250 cm’nin üstündeyken, ülkenin doğu kesimlerinde 80 cm’den azdır. Yaz ayları ülkenin tümünde çok sıcak ve kurak geçer; temmuz ayı ortalamaları 24°C ile 27°C arasında değişir. Kış aylarında ise siklonların getirdiği değişken, bulutlu ve yağmurlu bir hava görülür.

BİTKİ ÖRTÜSÜ VE HAYVAN VARLIĞI.


Tümüyle bitki örtüsünden yoksun alanlar Arnavutluk’un yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur. Ülke alanının üçte biri ormanlarla kaplıdır. Akdeniz kıyısındaki alçak düzlüklerin tipik bitki örtüsü olan makiler 400 m yüksekliğe kadar çıkar. Güneyde yaygın olarak görülen turunçgillerin yanı sıra, sulamanın yeterli olduğu yerlerde incir ve zeytin yetişir; muz Arnavutluk Rivierası’nda bile görülür. Yetiştirilen başka meyveler arasında elma, kiraz, şeftali, armut ve üzüm sayılabilir. Tropoje ve Pogradec bölgeleri kestane ormanlarıyla ünlüdür. Orman ağaçları arasında 1.000 m yüksekliğe kadar meşe, daha yukarılarda ise kayın ve çam yaygındır. Orman sınırının üstünde Alp tipi çayırlar uzanır ama bitki örtüsü genelde hem Akdeniz, hem de Orta Avrupa özelliklerini taşır. Üç bini aşkın değişik bitki türü çeşitli sanayilerde ve tıpta kullanılır.

Geçmişte çok zarar gören yabanıl yaşamın korunması için önlemlerin alındığı ülkenin hayvan varlığı arasında çakal, kurt, tilki, daha seyrek olarak da yaban domuzu, ayı ve elik sayılabilir. Ilımlı kıyı iklimi göçmen kuşları buraya çeker. Arnavutluk sularında kırlangıçbalığı ile levrek ve kefal bulunur. Yerel sığır soyunu ıslah etmek amacıyla melezleme çalışmaları yapılmaktadır.

YERLEŞME DOKUSU.


Arnavutluk’ta birçok bölgenin oldukça içine kapalı durumu, yöresel yaşam biçimleri ve yerleşme dokularında belirgin bir çeşitlilik yaratmıştır. Uzun süren Osmanlı yönetimi dışında, ülkenin büyük bölümü yalnızca çok kısa dönemlerde birleşmiştir. Özellikle kuzeydeki Arnavut kabileleri bir ölçüye kadar bağımsızlıklarını korudular. Bu nedenle tarihsel önemi olan bölgeler oluştu. Yarı bağımsız Katolik bir düklük olan Mirdite, 1928-39 arasında hüküm süren Kral I. Zogo’nun güçlerinin toplandığı Mat eyaleti, Arnavutluk’la Yunanistan arasında sürtüşme nedeni olan Çameria bunlar arasında sayılabilir. Kıyı kuşağının bazı bölümlerinde, Shkoder, Elbasan, Vlore (Avlonya) gibi kentsel merkezler ortaya çıktı. Genelde küçük yerleşmeler halindeki kentler tümüyle sanayiden yoksundu. Yüzyıllarca süren Osmanlı egemenliği altında gelişemeyen yerel ticaret ve el sanatları ise, daha örgütlü Avrupa rekabeti karşısında tutunamadı.

1945’ten bu yana yerleşme dokusunda çarpıcı değişiklikler gerçekleşti. II. Dünya Savaşı öncesinde kentli nüfusun toplam nüfus içindeki payı' yüzde 15 iken, 1980’lerde bu oran üçte biri aştı, yeni madencilik ve sanayi kentleri kuruldu. Öte yandan gıda maddeleri arzının süregiden önemi, hükümeti kırsal kesimdeki işgücünü hem yerinde tutmayı hem de artırmayı hedefleyen çalışmalara yöneltti. Myzeqe bölgesi gibi kıyı kuşağında yer alan bazı bölgelerde büyük kolektif çiftlik ve kamuya ait işletmeler biçiminde yeni tarım merkezleri kuruldu. Sanayi kentlerinde ortaya çıkan konut sıkıntısı birçok işçiyi çevredeki kırsal alanda yaşamaya ve gündüzleri çalışmak için kente gelmeye itti. Bu nedenle, son yıllarda ulusal bir yol ağının oluşturulması çalışmaları yoğunlaştırıldı. Böylelikle yeni gelişmeye başlayan sanayi kentleri gittikçe daha çok.önem kazanırken, tarihsel merkezler küçük çaplı sanayilerin gelişmesine karşın eski önemlerini yitirdi. Sanayi kesiminde çalışan nüfusun artması ve eğitimin zorunlu hale getirilmesiyle de yerleşim ve geleneklerdeki bölgesel farklılıklar yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır.

NÜFUS


Arnavutlar, Orta Avrupa’da yaşayan ve Demir Çağının başlarında güneye, Yunanistan’ın kuzeyindeki Arta Körfezi dolaylarına göç eden İllyrialıların soyundan gelir. Dilleri Hint-Avrupa dil ailesine bağlıdır. Ülkede, konuştukları lehçeye göre iki ayrı topluluk ayırt edilir: Shkumbin Irmağının kuzeyinde yaşayan Gegler ile güneydeki Tosklar. Giyim, müzik ve başka gelenekler bakımından farklı olan bu iki topluluk, kendi içlerinde de daha az farklılıklar gösteren alt gruplara bölünür: Kuzeyde Dukagyinler ve Malısia- lar, güneyde ise Myzekılar, Tsamovialar ve Labırialar. Latin harflerinin yanında Arap ve Kiril harflerinin de geleneksel olarak kullanılması çeşitliliği artırır. 1944’ten sonra Tosk lehçesine dayanan bir dilin ulusal dil olarak benimsenmesine yönelik çabalar oldukça başarı kazanmıştır.

Arnavutluk nüfusunun büyük bölümü Müslüman, geri kalanı da Katolik ya da Ortodokstur. 20. yüzyılın başında Türkiye’den
sürülen Bektaşiler dergâhlarını Arnavutluk’a taşıyarak ülkede oldukça yayılmışlardır. 1967’de hükümet bütün tapınakları kapatmış ve dinsel örgütler için yasal onay koşulu getirmişti. 1976 Anayasası ise dini tümüyle yasaklamıştı. Bu yasak 1990’da kaldırılarak yeniden inanç özgürlüğü tanınmıştır.

Arnavutların bugün yarısından azı Arnavutluk’ta yaşamaktadır. Nüfusun büyük bölümü ekonomik koşulların zorluğu nedeniyle yüzyıllar boyunca kitleler halinde ülke dışına göç etmiştir. Yunanistan’daki 16. yüzyıl kökenli Arnavut azınlığın etnik özellikleri hemen hemen tümüyle kaybolmuşken Yugoslavya’daki (Kosova) Arnavutlar özerklik elde etmiştir. Türkiye, İtalya, Bulgaristan, Romanya ve ABD’de de Arnavutlar vardır. Öte yandan Arnavutluk nüfusunun yüzde 2’sini Yunanlar, Makedonlar gibi azınlık grupları oluşturur. Başka sosyalist ülkelerde olduğu gibi Arnavutluk’ta da bu azınlıkların dillerini ve ulusal geleneklerini sürdürmelerine izin verilmiştir.

Arnavutluk’un 1991’deki tahmini nüfusu 3.327.000’dir. Yıllık nüfus artış oranı yüzde 1,8 (1986-91), doğum oranı binde 24,7 (1989), kaydedilen ölüm oranı ise binde 5,7’dir (1989). Nüfus yoğunluğu km2’de 114,9 kişi, nüfus içinde erkeklerin oranı yüzde 51,46, kadınlarınki yüzde 48,54’tür. 1989’da nüfusun yüzde 35,8’i kentlerde yaşıyordu. Ülkenin başkenti ve en kalabalık merkezi, nüfusu 238.000’e (1989 tah.) ulaşan Tiran’dır. Öteki önemli kentler arasında 82.700 nüfuslu Durres (Dıraç), 79.900 nüfuslu Shkoder, 80.700 nüfuslu Elbasan ve 71.700 nüfuslu Vlore sayılabilir.

EKONOMİ


1991 öncesinde ekonomi tümüyle devletin yönetimindeydi. Bütün üretim araçları devletin mülkiyetindeydi ve tarımda tam bir kolektifleştirme vardı. Özel girişim yasaklanmıştı. Ayrıca anayasa dış yardım almayı ve yabancı sermaye girişini yasaklıyordu. Bu merkeziyetçi yapının başarısızlığı hükümeti ekonomik karar alma sürecinde ademi- merkeziyetçi bir yapıyı benimsemeye zorladı. Özel ticaret etkinliği üzerindeki yasak kaldırıldı. Hükümet artık dış yardım almakta, yabancı sermayeyle ortak yatırımlara izin vermektedir. Bu tür önlemlerle hafif sanayinin, gıda işlemenin ve tarımın geliştirilmesi amaçlanıyordu. Ama gıda maddeleri kıtlığı, altyapının yetersizliği, hammadde, nitelikli işgücü ve yönetici eksikliği ve düşük verimlilik bu çabaları engellemektedir. Arnavutluk Avrupa’nın en yoksul ülkesidir. Gayri safi milli hasıla 3,8 milyar dolardır (1989). Kişi başına 1.200 dolar olan gayri safi milli hasılanın yıllık artış hızı 1970’lerde yüzde 4,2 olmuştur. Net maddi hasıla içinde tarımın payı yüzde 33, sanayi ve madenciliğin payı ise yüzde 45’tir (1989). Arnavutluk’un para birimi lektir (Ekim 1991: 1 ABD Doları=5,77 lek).
Ad:  arnavutluk1.JPG
Gösterim: 1595
Boyut:  61.6 KB

DOĞAL KAYNAKLAR.


Arnavutluk’un dağlık toprakları maden kaynakları bakımından zengindir. Düşük kaliteli linyit kömürü, petrol ve doğal gaz önemli enerji kaynakları arasındadır. 1989’da 2.400.000 ton kömür, 397 milyon m3 doğal gaz ve 19,123 milyon varıl petrol üretilmiştir. Son yıllarda bulunan petrol ve doğal gaz yatakları ülke ekonomisi için büyük önem taşımaktadır. Taşımacılığa uygun olmayan akarsular elektrik üretimi açısından önemlidir. Ülkede üretilen ençrjinin (1989’da 4,1 milyar kW/ saat) yüzde 88’i hidroelektrik, geri kalan bölümü termik santrallardan elde edilir. Üretilen enerjinin 650 milyon kW/saati ihraç edilmektedir.

Dünya krom üretiminde üçüncü sırada yer alan Arnavutluk’ta nikel, bakır, demir üretimi de önemlidir. Osmanlı döneminden beri çıkarılan bitüm de bir başka önemli cevherdir. Kükürt, kurşun, boksit, çinko üretimi de vardır. Fosforit ise suni gübre üretiminde kullanılır.

TARIM.


Toprakların dörtte biri tarıma elverişlidir. Bunun da yarısı tahıllara ayrılmıştır. Başlıca ürünler buğday, mısır, baklagiller, yulaf, şeker pancarı, ayçiçeği, pamuk, tütün, patates ve meyvedir. İktisaden faal nüfusun yarısı tarımda çalışmaktadır. Ülke topraklarının yüzde 15’i mera ve çayırlarla, yüzd& 38’i ise ormanlarla kaplıdır. Hayvancılık potansiyeli çok yüksek olan Arnavutluk’ta 1989’da 700 bin baş sığır, 1 milyon 598 bin baş koyun, 182 bin baş domuz ve 5 milyon kümes hayvanı bulunuyordu.

SANAYİ.


Temelleri Sovyet yardımı ile atılan sanayi, sonradan Çin’in de desteğiyle metalürji ve makine üretiminde gelişme göstermiştir. Ama Batılı gözlemcilere göre esneklikten uzak, aşırı merkezci plan ile yetişkin işgücü ve teknolojik bilgi eksikliği, ürün sayısının sınırlı ve kalitenin düşük olmasına yol açmıştır. Sanayi ürünleri arasında asfalt, işlenmiş petrol, demir ve çelik ürünleri, işlenmiş krom ve bakır, petrokimya ürünleri, plastik, azotlu gübreler, süper- fosfat gübre, kâğıt, seramik eşya, deri ürünleri, pamuk, ham şeker, içki ve sigara sayılabilir. Köylerinin tümünde elektrik bulunan ülkede hidroelektrik santrallardan, enerji üretimi yanında sulama amacıyla da yararlanılmaktadır.

TİCARET.


Ulusal geliri içinde dış ticaretin payı küçük olan Arnavutluk’un az sayıda Doğu ve Batı Avrupa ülkesi ile ticaret ilişkisi vardır. Bu ülkeler arasında Çekoslovakya, Romanya, Yugoslavya, İtalya ve Almanya önde gelir. Başlıca ihraç ürünleri krom ve demir cevheri, demir, çelik, bakır ve petrol ürünleri, asfalt, tütün, sebze ve meyveler; ithal ettiği başlıca ürünler ise makine ve donanımları, yedek parça, madenler, madeni eşya ve yapı gereçleridir. 1989’da ithalatı 3.792 milyon lek olan Arnavutluk aynı yıl ihracattan 3.203 milyon lek sağlamıştır.

ULAŞIM.


Arnavutluk’ta ülkeyi bugün boydan boya geçen demiryolları ağı 1948’de kurulmaya başladı. Karayolları ağı son zamanlarda, tarımsal bölgelere ulaşmaktan başka, sanayi merkezleriyle maden bölgelerini birleştirmek amacıyla da geliştirildi. 1980’lerin ortasına gelindiğinde Tiran demiryoluyla ülkenin öbür önemli sanayi merkezleriyle Yugoslavya’ya bağlanmış, karayolu ağı dağlık yörelerdeki köyleri bile kapsayacak biçimde genişletilmişti. Arnavutluk’un Adriya Denizi kıyısındaki dört limanından en önemlisi, deniz ticaretinin beşte dördünün yapıldığı Durres’tir. Öbür limanlar Vlore, Sarande ve Shengjin gelişme halindedir. Ülke içi havayolu ulaşımının yapılmadığı Arnavutluk’ta tek bir uluslararası havaalanı vardır. Tiran yakınında Rinas’ta bulunan bu havaalanından özellikle komşu ülkelerin havayolu şirketleri seferler düzenlemektedir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 25 Kasım 2016 04:58