Lincoln Abraham
lakabı DÜRÜST ABE, ÇİT ÖRÜCÜSÜ, BÜYÜK KURTARICI
Sponsorlu Bağlantılar
ABD’nin 16. başkanı (1861-65).
Amerikan İç Savaşı sırasında Birük’in ayakta kalmasını ve kölelerin özgürlüğe kavuşmasını sağlamıştır. Yoksul ve geri bir ortamda kendini yetiştirerek başkanlığa kadar yükselmesiyle, aynca insancıl kişiliği, demokrasiye tutkunluğu ve parlak hitabet yeteneğiyle tanınır.
Çocukluk ve gençlik yılları.
Bir sınır kasabası olan Hodgenville’in dışındaki bir orman kulübesinde doğdu. 1637’de İngiltere’ den Massachusetts’e göç etmiş bir dokumacı çırağının soyundan gelen babası, yoksul olmakla birlikte çalışkan bir çiftçiydi. Evlilik dışı bir ilişkiden doğduğu sanılan annesi zayıf bünyeli ve son derece dindar bir kadındı. Baba Thomas Lincoln elindeki arazinin mahkeme yoluyla alınmak istenmesi üzerine Aralık 1816’da Indiana’nın güneybatısına göç etmek zorunda kaldı ve büyük güçlüklere katlanarak yeni bir çiftlik kurdu. Daha çocuk yaşta çiftlik işlerine yardım etmeye başlayan Abraham, 1818 sonbaharında annesini yitirdi. Ama bir yıl sonra babasıyla evlenen ve çocuklu bir dul kadın olan Sarah Bush’tan engin bir sevgi gördüğü gibi, onun özendirmesiyle okuma zevki de edindi.
Okula ancak aralıklarla ve kısa bir süre gidebilen Abraham, okuma olanağını bulduğu az sayıda kitabı derinlemesine özümledi. Bu kitaplar arasında Parson Weems’in The Life ana Memorable Actions of George Washington (1800; George Washington’ın Yaşamı ve Unutulmaz işleri), Robinson Çrusoe (1719; Robinson Crusoe, 1985), ünlü İngiliz Püriten papaz John Bünyan’ın Pilgrims Progress'i (1678; Hac Yolunda, 1932) ve Aisopos’un fablları bulunuyordu. Mart 1830’da ailesiyle birlikte Illinois’a göç ettikten sonra, sağlam bünyesine ve özellikle balta kullanmadaki ustalığına karşın çiftçilik dışında bir iş aramaya koyuldu. Bir süre çit örücülüğüyle uğraştı. Ardından bir gemide görev alarak Mississippi Irmağı üzerinden New Orleans’a kadar gitti. Dönüşünde New Salem adlı bir köye yerleşerek bakkallık, postacılık ve haritacılık gibi işlere girdi. Bütün bu işleri yaparken değişik insanları tanıma olanağını buldu. Biraz içekapanık bir kişiliği olmasına karşın, yumuşak huyluluğu ve güzel konuşma yeteneğiyle kolayca dostlar edindi.
1832’de Yerlilerle Kara Atmaca Savaşı’nın başlaması üzerine gönüllü asker yazıldı ve gönüllüler bölüğünün komutanlığına getirildi. Ama gerçek anlamda bir çarpışmaya katılmadı. Savaştan sonra eyalet meclisi için aday olduysa da seçimi kazanamadı. Ardından 1834’te eyalet meclisine girmeyi başararak üç kez daha bu göreve seçildi. Bu arada meslek edinmeyi tasarladığı demircilikten de çok geçmeden vazgeçerek sonunda hukukçulukta karar kıldı. Gerekli hukuk kitaplarını okuyarak kendini yetiştirdi ve 1836’da baronun sınavından geçerek avukatlığa başladı. Avukatlık yılları. Avukatlığının ikinci yılında Illinois eyaletinin yeni yönetim merkezi Springfield’e yerleşen Lincoln, önce iki ayrı meslektaşıyla, 1844’ten sonra da kendisinden 10 yaş küçük olan William H. Hemdon’la ortak çalıştı. Son ortağıyla kurduğu sıcak dostluk aralarında hesap tutmayı bile gerektirmeyen bir düzeydeydi. Birkaç yıl içinde iyi para kazanmaya başlamasına karşın, yoğun bir çalışma ortamına da irmek zorunda kaldı. Gezici mahkemenin üyük çayırlık (prairie) alanlarda birbirinden yüzlerce kilometre uzaktaki yerleşmeleri dolaştığı sonbahar ve kış aylarında o da at sırtında ya da atlı arabayla genellikle düşük bir ücret karşılığında küçük davaları kovalıyordu.
1850’lerde demiryolu ağının genişlemesi Lincoln’ın işini kolaylaştırırken kazancını da artırdı. Bu dönemde Illinois Central Railroad’un yanı sıra çeşitli bankaların, sigorta, ticaret ve imalat şirketlerinin davalarını üstlendi. Üstün avukatlık yeteneğini kullanarak, Mississippi Irmağı üzerindeki ilk köprü olan Rock Island Köprüsü’nü yıktırmak isteyen ırmak taşımacılarına karşı başarılı bir mücadele yürüttü. Cinayetle suçlanan bir tanıdığının davasında, sanığı ayışığında gördüğünü söyleyen bir tanığın ifadesini çürütmek için, takvim bilgilerine dayanarak söz konusu gecenin çok karanlık olduğunu ortaya koydu. Davayı temyiz ederek yaptığı dokunaklı savunmayla müvekkilinin beraat etmesini sağladı.
Lincoln ülke çapında bir siyasetçi olarak tanınmaya başladığı dönemde Illinois eyaletinin en seçkin ve en başarılı avukatlarından biri durumuna gelmiş bulunuyordu. Bu alandaki ünü girdiği her davanın özünü hemen kavramasını sağlayan keskin zekâsının ve pratik sağduyusunun yanı sıra şaşmaz bir adalet duygusuyla hareket etmesinden ve son derece dürüst olmasından geliyordu.
Özel yaşamı.
New Salem’de yaşadığı dönemde kadınlarla ilişkisi iki hafif serüvenle sınırlı kalan Lincoln, ilk kez Springfield’de gerçek anlamda bir kadına tutuldu. Bu kadın seçkin bir Kentucky ailesinden gelen Mary Todd’du. Aralarındaki nişanı bir kez bozan ikili, sonunda Kasım 1842’de evlendi. Bu evlilikten dört erkek çocuk oldu. En büyük oğul Robert Todd hayatta kalırken, Edward Baker dört, William Wallace da 11 yaşında öldü. Lincoln’ın en çok sevdiği Thomas (“Tad”) onun ölümünden sonra yalnızca birkaç yıl daha yaşadı. Çocuklar daha çok annelerinin tatlısert disiplini altında yetişti.
Lincoln’m avukatlığı sırasındaki uzun ayrılıklardan kalma özlem dolu mektupların varlığına karşın, Lincoln çifti de çoğu ailede görülen kavgaları yaşadı. Kocasının uzun sürelerle evden uzakta kalmasının yarattığı yalnızhktan dolayı zamanla asabi bir kişilik kazanan Mary, Beyaz Saray’daki yıllarda üçüncü oğlunun ölümü, akrabalarının iç savaşta karşı cephede yer alması, kamuoyunda kendisini hedef alan eleştirilerin yaygınlaşması gibi nedenlerle ruhsal bir çöküntüye girdi. Kocasına yönelik kıskançlık gösterilerinin yanı sıra aşın bir savurganlığa yöneldi. Böylece evliliğinin ilk yıllarında Lincoln’m yükselme tutkusunu ateşleyici bir rol oynayan Mary, sonraki yıllarda onun sabır ve hoşgörüsünü pekiştiren bir etken oldu.
Gençlik döneminde dinsel konularda kuşkucu ve serbest düşünceli bir kişi olan Lincoln, gene de insanı dışarıdan yönlendiren “zorunluluk” öğesine inanıyordu. Öte yandan rüyalardan ve gizemli işaretlerden geleceğe dönük sonuçlar çıkarma gibi bir eğilimi vardı. Özellikle başkanlık döneminde “zorunluluk” öğesini Tann’yla özdeşleştirerek dine derinden bağlanan Lincoln, Kitabı Mukaddes’in içeriğini çok iyi bilir, Shakespeare’e büyük hayranhk duyar ve konuşmalarında sık sık bu iki kaynaktan aktarmalar yapardı. John Stuart Mill’in denemelerini zevkle okurdu. Lord Byron ve Robert Burns’ün şiirlerini de sevmekle birlikte, en çok, tanınmamış bir şair olan İskoçyalı William Knox’un şiirlerinden hoşlanırdı. Dinlenmek için çoğu kez mizah yapıtları okur ve halk tiyatrolarına giderdi.
Siyasete girişi ve yükselişi.
Andrew Jackson’ın başkanlığı sırasında siyasete atılan Lincoln, Jackson yanlılarının doğrudan seçmen kitlesine dayanma politikasına yakınlık duymakla birlikte, devlet yönetimini ekonomiden ayırma tutumlarını yanlış buluyordu. Bu nedenle bir ulusal banka aracılığıyla yatırımları destekleme, koruyucu gümrük tarifeleri koyma ve ulaşım ağını geliştirme programını savunan Henry Clay ve Daniel Webster gibi politikacıların öncülüğündeki Whig Partisi’nde yer aldı. Bir Whig üyesi olarak dört kez seçildiği Illinois Eyalet Meclisimde (1834 - 40) kara ve demir yollarıyla kanallardan oluşan dev bir projeyi gerçekleştirmeye çalıştı. 1837’de kölelik karşıtı bir gazetecinin linç edilmesinden sonra mecliste köleliğin kaldırılması hareketine karşı alman kararlan protesto etti. Köleliğe yönelik eleştirilerde bulunmakla birlikte, bu kuruma bütünüyle son vermenin sakıncalara yol açacağını savundu.
Lincoln, Illinois eyaletinin tek Whig temsilcisi olarak Kongre’de görev yaptığı dönemde (1847-49) yasama işleriyle pek az uğraşarak daha çok başkanlık yarışıyla ilgilendi. Meksika Savaşı’ndan dolayı Başkan James K. Polk’u sert biçimde eleştirirken, savaşın kahramanlarından Zachary Taylor’ın Whig Partisi’nden başkan adayı olması yönünde çalıştı ve kampanyada etkin bir rol oynadı. Ama Taylor’ın başkan seçilmesine karşın, yönetimde beklediği görevi alamadı. Bu arada savaş karşıtı propagandasının yarattığı tepkiler nedeniyle Kongre’ye ikinci kez seçilemedi.
Yaklaşık beş yıl siyasetten uzak kaldıktan sonra, yerel halkın kararma göre köleliğin yayılmasına olanak veren Kansas-Nebraska Yasası’nm (1854) çıkarılması üzerine, etkin bir muhalefete girişti. Bu dönemde Whig Partisi dağılmaya yüz tutmuş olduğundan, 1856’da Cumhuriyetçi Parti’ye katıldı. Eski siyasal rakibi olan Demokrat Partili Stephen A. Douglas’a karşı yürüttüğü mücadelede özellikle Kongre’nin yeni topraklarda köleliğin yayılmasına izin vermemesi gerektiği noktası üzerinde durdu. Senato seçimlerinde Douglas karşısında yenilgiye uğramakla (1858) birlikte, tartışmalardaki başarısı ülke çapında tanınan bir politikacı durumuna gelmesini sağladı. Çok geçmeden 1860 başkanlık seçimi için adı geçmeye başladı. Mayıs 1860’ta Cumhuriyetçi Parti'nin Chicago’daki kongresinde aday gösterildikten sonra, seçim kampanyasını doğrudan üstlenerek Cumhuriyetçi saflan kendi çevresinde birleştirdi. Güney eyaletlerinden hiç oy alamamasına ve ülke çapında oy oranının yüzde 40’ın altında kalmasına karşın, Demokratlar arasındaki bölünmeden dolayı ikinci seçmenler düzeyinde büyük bir çoğunluk elde ederek başkan seçildi (6 Kasım 1860).
Başkanlık dönemi.
Lincoln’m resmen başkanlık görevine başlamasından önce Güney Çarolina Birlik’ten çekildiğini açıkladı. Öteki Güney eyaletlerinin de aynı yolu izlemesini önlemek için Kongre’de, köleliğin önceden var olduğu eyaletlerde güvence altına alınmasına ve yeni toprakların bir bölümünde köleliğe izin verilmesine dayalı bir uzlaşma önerisi ortaya atıldı. İkinci koşula kesinlikle karşı çıkan Lincoln, Cumhuriyetçilerin öneriyi engellemesini sağladı. Bunun üzerine Birük’ten ayrılan altı eyalet Güney Carolina’yla birlikte Amerika Konfedere Devletlerini oluşturdu.
Konfederasyon kuvvetlerinin Charleston limanındaki Sumter Kalesi’ni kuşatmasının yarattığı bunalımın ortasında başkanlığı devralan (Mart 1861) Lincoln, kaleyi savunma konusunda kararlı bir tutum takındı. Konfederasyon topçularının 12 Nisan’da kaleye ateş açması üzerine eyaletlerden asker toplanmasını istedi ve Güney limanlarına karşı bir abluka başlattı. Bu adımlara tepki olarak Virginia ve üç eyalet daha Konfederasyon’a katıldı. Virginia’ya doğru harekete geçen Birlik kuvvetlerinin I. Bull Run Çarpışmasında uğradığı bozguna (21 Temmuz) karşın, Lincoln birkaç cepheden aynı anda saldırıya geçerek ve deniz ablukasını sürdürerek üstünlük sağlamayı hedef alan bir askeri strateji uyguladı.
Savaşın yönetimini birincil görev olarak benimseyen ve bu alandaki deneyimsizliğine karşın örgütçülüğüyle bütün kaynaklan savaşın hizmetine sokan Lincoln, başlangıçta etkili bir komuta sistemi kurmada büyük güçlüklerle karşılaştı. Bu nedenle sık sık komutanları değiştirmek ve kararlara müdahale etmek zorunda kaldı. Geniş çaplı ve eşgüdümlü saldın stratejisini ancak Ulysses S. Grant’ı Federal ordulann komutanlığına getirdikten (Mart 1864) sonra tam anlamıyla hayata geçirebildi.
Özgürlüklere bağlılığını her fırsatta vurgulamış olan Lincoln, iç savaşın başlannda köleliği kaldırma yolunda bir adım atmaktan kaçındı. Bu tutumunun temelinde köleliğin uygulandığı Birlik yanlısı eyaletlerin tepkisini çekmeme kaygısı ve yaklaşık 4 milyonu bulan Siyahlann toplumsal ve siyasal yaşama katılmasının büyük güçlükler yaratacağı korkusu yatıyordu. Ama kölelik karşıtı eğilimin giderek güçlendiğini görünce, eyaletlerin alacağı kararlarla adım adım kölelerin özgürleştirilmesini, köle sahiplerine federal yönetimin de katkısıyla tazminat ödenmesini ve azatlı kölelerin başka bölgelere yerleştirilmesini öngören bir plan hazırladı. Ardından Eylül 1862’de yayımladığı Özgürlük Bildirgesiyle fiilen Konfederasyon işgali altında olan topraklarla sımrh kalmak üzere kölelere özgürlük sözü verdi. Yalnızca 200 bin kadar köleyi kapsayan bu karar, ülkenin birliğini yeniden sağlama düşüncesinin yanı sıra kölelerin özgürleştirilmesi ilkesini de savaşın temel hedeflerinden biri durumuna getirdi. Öte yandan İngiltere ve Avrupa’nın Birlik’e daha fazla destek vermesinde önemli rol oynadı ve Kuzey orduları için yeni bir insan gücü kaynağı yarattı.
Lincoln savaş koşullarının ürünü olarak köleliği kaldırma yolunda attığı bu adıma yasal bir dayanak kazandırmak amacıyla partisinin 1864 seçim kampanyası programına köleliğin yasaklanmasıyla ilgili bir anayasa değişikliği maddesi koydurdu. Seçimde Cumhuriyetçilerin büyük bir çoğunluk elde etmesinin ardından, söz konusu düzenlemeyi geciktirmemek için öneriyi son oturumlarını yapan eski Kongre’ye götürdü. Kongre’de bazı Demokratlan ikna ederek 13. k Madde’nin kabul edilmesini sağladı. Lincoln’ın savaş döneminde gösterdiği başanlardan biri de Kuzey’in bölünmüş siyasal yapısına karşın değişik çıkar çevrelerini uzlaştırarak etkili bir yönetim mekanizması oluşturmasıydı. Demokratlann muhalefetine karşı genelde yumuşak ve esnek bir oiıtıka izleyerek baskıcı önlemlere yalnızca azı sımrh durumlarda başvurdu. Kendi artisi içinde de “tutucu” ve “radikal” anatlar arasında bir denge kurmayı başardı ve yönetimde her iki kanattan seçkin üyelere yer verdi. Ama Federal ordulann bazı eyaletleri ele geçirmesi üzerine, 1863 sonlarında “yüzde 10 planı”nı ortaya atması Kongre’deki radikallerin tepkisine yol açtı. Bu plan seçmenlerin yüzde 10’unun Birlik’e bağlılık bildirmesi koşuluyla söz konusu eyaletlerde yeni yönetimlerin oluşturulmasına izin verilmesini öngörüyordu. Radikallerin Kongre’den geçirdiği bir yasayla Birlik’e yeniden katılmak için seçmen çoğunluğunun bağlılık bildirmesi koşulu getirildi. Yasayı imzalamayarak yürürlüğe girmesine engel olan Lincoln’a karşı yeni bir başkan adayı çıkarma girişimi ancak radikallere verilen ödünle önlenebildi.
Lincoln çok sayıda askerin de oy kullandığı 1864 seçimlerinde yüzde 55’e varan bir oy oranıyla yeniden başkan seçildi. Bu sırada Konfederasyon’dan gelen barış önerilerine açık bir tutum takınmakla birlikte, barışçı bir çözüm için birliğin yeniden sağlanması ve köleliğe son verilmesi koşullarından geri adım atmadı. Savaş ancak Konfederasyon kuvvetlerinin kesin yenilgiye uğratılmasıyla sona erdi.
Savaşın sonuna yaklaşıldığında Lincoln Güney eyaletlerinin geleceği konusunda belirgin ve kapsandı bir program geliştirmiş olmaktan uzaktı. Bununla birlikte Birlik’le ilişkiler ve yönetim biçimi konusunda her eyaletin özel koşullarına uygun düzenlemelere gidilmesini ve azatlı kölelerin konumunu aşamalı olarak değiştirecek bir program uygulanmasını öngörüyordu. Yeniden inşa süreci konusunda ise parti içindeki kanatlarla önemli görüş ayrılıkları vardı. 1865 başlannda bazı radikaller Güney’de bir süre askeri işgal yönetiminin kurulmasını, plantasyonlara el konarak azatlı kölelere dağıtılmasını ve kölelerin yönetime katılmasını savunmaya başladılar. Bir süre sonra tutumunu değiştirerek bazı noktalarda radikallere yakın bir çizgiye yönelen Lincoln, 14 Nisan gecesi Ford Tiyatrosu’nda bir güldürüyü izlerken ateşli bir Güneyli olan John Wilkes Booth’un silahlı saldırısına uğradı ve ertesi sabah öldü.
Ölümünden hemen sonra bir kahraman ve şehit olarak efsanevi bir kişilik kazanan Lincoln’a yakıştırılan birçok olağanüstü nitelikte, edebiyat ve folklorun da önemli bir katkısı vardır. Bu kaynaklarda bazen babacan tavırlı bir büyük, bazen de katıksız bir centilmen olarak tanıtılması, dürüstlüğüyle olduğu kadar kurnazlığı ve uyanıklığıyla da anılması, bir yandan otoritenin simgesi ve zayıfların koruyucusu, bir yandan da sıradan insanlara yakın bir komşu ya da dost olarak gösterilmesi efsanenin ulaştığı çok yönlülüğü yansıtır. ABD halkı Lincoln’m kişiliğinde her kalıba çekilebilen üstün özellikler bulmuş ve bu yüceltme tavrı sonraki kuşaklarda da canlılığını korumuştur. Ama Lincoln’m efsanenin ötesinde de kararlılık, cesaret, ilkelere bağlılık, açık sözlülük gibi yönleriyle ABD tarihinin büyük önderleri arasında yer aldığı söylenebilir. Özellikle “halkın halk tarafından halk için yönetimi” anlamında demokrasiye duyduğu bağlılığı dile getiren özlü düşünceleri, uzun yıllar ABD halkının belleğinde silinmez bir yer tutmuştur.
Lincoln’m çeşitli yazı ve konuşmaları Roy P. Basler tarafından The Collected Works of Abraham Lincoln (1953- 55, ek 1974, 9 cilt) adı altında toplanmıştır. Yaşamına ilişkin birçok yapıt arasında John G. Nicolay’ın Abraham Lincoln: A History’si (1890, 10 cilt), James G. Randall’ın Lincoln the Presidenti (1945-55, 4 cilt), Oscar Handlin ve Lilian Handlin’in Abraham Lincoln and the Union'ı (1980) sayılabilir. Lincoln’ın bazı konuşmaları 1948’de Seçme Nutuklar başlığıyla Türkçede yayımlanmıştır.
kaynak: Ana Britannica
BAKINIZ Amerikan İç Savaşı
Son düzenleyen NeutralizeR; 6 Kasım 2016 01:57
Biyografi Konusu: Abraham Lincoln nereli hayatı kimdir.
SİLENTİUM EST AURUM