Arama

Abraham Lincoln

Güncelleme: 6 Kasım 2016 Gösterim: 18.735 Cevap: 8
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Ekim 2006       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Lincoln Abraham

Ad:  Abraham Lincoln1.jpg
Gösterim: 1376
Boyut:  50.1 KB

lakabı DÜRÜST ABE, ÇİT ÖRÜCÜSÜ, BÜYÜK KURTARICI
Sponsorlu Bağlantılar
(d. 12 Şubat 1809, Hodgenville, Kentucky - ö. 15 Nisan 1865, Washington, D.C., ABD)
ABD’nin 16. başkanı (1861-65).

Amerikan İç Savaşı sırasında Birük’in ayakta kalmasını ve kölelerin özgürlüğe kavuşmasını sağlamıştır. Yoksul ve geri bir ortamda kendini yetiştirerek başkanlığa kadar yükselmesiyle, aynca insancıl kişiliği, demokrasiye tutkunluğu ve parlak hitabet yeteneğiyle tanınır.

Çocukluk ve gençlik yılları.


Bir sınır kasabası olan Hodgenville’in dışındaki bir orman kulübesinde doğdu. 1637’de İngiltere’ den Massachusetts’e göç etmiş bir dokumacı çırağının soyundan gelen babası, yoksul olmakla birlikte çalışkan bir çiftçiydi. Evlilik dışı bir ilişkiden doğduğu sanılan annesi zayıf bünyeli ve son derece dindar bir kadındı. Baba Thomas Lincoln elindeki arazinin mahkeme yoluyla alınmak istenmesi üzerine Aralık 1816’da Indiana’nın güneybatısına göç etmek zorunda kaldı ve büyük güçlüklere katlanarak yeni bir çiftlik kurdu. Daha çocuk yaşta çiftlik işlerine yardım etmeye başlayan Abraham, 1818 sonbaharında annesini yitirdi. Ama bir yıl sonra babasıyla evlenen ve çocuklu bir dul kadın olan Sarah Bush’tan engin bir sevgi gördüğü gibi, onun özendirmesiyle okuma zevki de edindi.

Okula ancak aralıklarla ve kısa bir süre gidebilen Abraham, okuma olanağını bulduğu az sayıda kitabı derinlemesine özümledi. Bu kitaplar arasında Parson Weems’in The Life ana Memorable Actions of George Washington (1800; George Washington’ın Yaşamı ve Unutulmaz işleri), Robinson Çrusoe (1719; Robinson Crusoe, 1985), ünlü İngiliz Püriten papaz John Bünyan’ın Pilgrims Progress'i (1678; Hac Yolunda, 1932) ve Aisopos’un fablları bulunuyordu. Mart 1830’da ailesiyle birlikte Illinois’a göç ettikten sonra, sağlam bünyesine ve özellikle balta kullanmadaki ustalığına karşın çiftçilik dışında bir iş aramaya koyuldu. Bir süre çit örücülüğüyle uğraştı. Ardından bir gemide görev alarak Mississippi Irmağı üzerinden New Orleans’a kadar gitti. Dönüşünde New Salem adlı bir köye yerleşerek bakkallık, postacılık ve haritacılık gibi işlere girdi. Bütün bu işleri yaparken değişik insanları tanıma olanağını buldu. Biraz içekapanık bir kişiliği olmasına karşın, yumuşak huyluluğu ve güzel konuşma yeteneğiyle kolayca dostlar edindi.

1832’de Yerlilerle Kara Atmaca Savaşı’nın başlaması üzerine gönüllü asker yazıldı ve gönüllüler bölüğünün komutanlığına getirildi. Ama gerçek anlamda bir çarpışmaya katılmadı. Savaştan sonra eyalet meclisi için aday olduysa da seçimi kazanamadı. Ardından 1834’te eyalet meclisine girmeyi başararak üç kez daha bu göreve seçildi. Bu arada meslek edinmeyi tasarladığı demircilikten de çok geçmeden vazgeçerek sonunda hukukçulukta karar kıldı. Gerekli hukuk kitaplarını okuyarak kendini yetiştirdi ve 1836’da baronun sınavından geçerek avukatlığa başladı. Avukatlık yılları. Avukatlığının ikinci yılında Illinois eyaletinin yeni yönetim merkezi Springfield’e yerleşen Lincoln, önce iki ayrı meslektaşıyla, 1844’ten sonra da kendisinden 10 yaş küçük olan William H. Hemdon’la ortak çalıştı. Son ortağıyla kurduğu sıcak dostluk aralarında hesap tutmayı bile gerektirmeyen bir düzeydeydi. Birkaç yıl içinde iyi para kazanmaya başlamasına karşın, yoğun bir çalışma ortamına da irmek zorunda kaldı. Gezici mahkemenin üyük çayırlık (prairie) alanlarda birbirinden yüzlerce kilometre uzaktaki yerleşmeleri dolaştığı sonbahar ve kış aylarında o da at sırtında ya da atlı arabayla genellikle düşük bir ücret karşılığında küçük davaları kovalıyordu.

1850’lerde demiryolu ağının genişlemesi Lincoln’ın işini kolaylaştırırken kazancını da artırdı. Bu dönemde Illinois Central Railroad’un yanı sıra çeşitli bankaların, sigorta, ticaret ve imalat şirketlerinin davalarını üstlendi. Üstün avukatlık yeteneğini kullanarak, Mississippi Irmağı üzerindeki ilk köprü olan Rock Island Köprüsü’nü yıktırmak isteyen ırmak taşımacılarına karşı başarılı bir mücadele yürüttü. Cinayetle suçlanan bir tanıdığının davasında, sanığı ayışığında gördüğünü söyleyen bir tanığın ifadesini çürütmek için, takvim bilgilerine dayanarak söz konusu gecenin çok karanlık olduğunu ortaya koydu. Davayı temyiz ederek yaptığı dokunaklı savunmayla müvekkilinin beraat etmesini sağladı.

Lincoln ülke çapında bir siyasetçi olarak tanınmaya başladığı dönemde Illinois eyaletinin en seçkin ve en başarılı avukatlarından biri durumuna gelmiş bulunuyordu. Bu alandaki ünü girdiği her davanın özünü hemen kavramasını sağlayan keskin zekâsının ve pratik sağduyusunun yanı sıra şaşmaz bir adalet duygusuyla hareket etmesinden ve son derece dürüst olmasından geliyordu.

Özel yaşamı.


New Salem’de yaşadığı dönemde kadınlarla ilişkisi iki hafif serüvenle sınırlı kalan Lincoln, ilk kez Springfield’de gerçek anlamda bir kadına tutuldu. Bu kadın seçkin bir Kentucky ailesinden gelen Mary Todd’du. Aralarındaki nişanı bir kez bozan ikili, sonunda Kasım 1842’de evlendi. Bu evlilikten dört erkek çocuk oldu. En büyük oğul Robert Todd hayatta kalırken, Edward Baker dört, William Wallace da 11 yaşında öldü. Lincoln’ın en çok sevdiği Thomas (“Tad”) onun ölümünden sonra yalnızca birkaç yıl daha yaşadı. Çocuklar daha çok annelerinin tatlısert disiplini altında yetişti.

Lincoln’m avukatlığı sırasındaki uzun ayrılıklardan kalma özlem dolu mektupların varlığına karşın, Lincoln çifti de çoğu ailede görülen kavgaları yaşadı. Kocasının uzun sürelerle evden uzakta kalmasının yarattığı yalnızhktan dolayı zamanla asabi bir kişilik kazanan Mary, Beyaz Saray’daki yıllarda üçüncü oğlunun ölümü, akrabalarının iç savaşta karşı cephede yer alması, kamuoyunda kendisini hedef alan eleştirilerin yaygınlaşması gibi nedenlerle ruhsal bir çöküntüye girdi. Kocasına yönelik kıskançlık gösterilerinin yanı sıra aşın bir savurganlığa yöneldi. Böylece evliliğinin ilk yıllarında Lincoln’m yükselme tutkusunu ateşleyici bir rol oynayan Mary, sonraki yıllarda onun sabır ve hoşgörüsünü pekiştiren bir etken oldu.

Gençlik döneminde dinsel konularda kuşkucu ve serbest düşünceli bir kişi olan Lincoln, gene de insanı dışarıdan yönlendiren “zorunluluk” öğesine inanıyordu. Öte yandan rüyalardan ve gizemli işaretlerden geleceğe dönük sonuçlar çıkarma gibi bir eğilimi vardı. Özellikle başkanlık döneminde “zorunluluk” öğesini Tann’yla özdeşleştirerek dine derinden bağlanan Lincoln, Kitabı Mukaddes’in içeriğini çok iyi bilir, Shakespeare’e büyük hayranhk duyar ve konuşmalarında sık sık bu iki kaynaktan aktarmalar yapardı. John Stuart Mill’in denemelerini zevkle okurdu. Lord Byron ve Robert Burns’ün şiirlerini de sevmekle birlikte, en çok, tanınmamış bir şair olan İskoçyalı William Knox’un şiirlerinden hoşlanırdı. Dinlenmek için çoğu kez mizah yapıtları okur ve halk tiyatrolarına giderdi.

Siyasete girişi ve yükselişi.


Andrew Jackson’ın başkanlığı sırasında siyasete atılan Lincoln, Jackson yanlılarının doğrudan seçmen kitlesine dayanma politikasına yakınlık duymakla birlikte, devlet yönetimini ekonomiden ayırma tutumlarını yanlış buluyordu. Bu nedenle bir ulusal banka aracılığıyla yatırımları destekleme, koruyucu gümrük tarifeleri koyma ve ulaşım ağını geliştirme programını savunan Henry Clay ve Daniel Webster gibi politikacıların öncülüğündeki Whig Partisi’nde yer aldı. Bir Whig üyesi olarak dört kez seçildiği Illinois Eyalet Meclisimde (1834 - 40) kara ve demir yollarıyla kanallardan oluşan dev bir projeyi gerçekleştirmeye çalıştı. 1837’de kölelik karşıtı bir gazetecinin linç edilmesinden sonra mecliste köleliğin kaldırılması hareketine karşı alman kararlan protesto etti. Köleliğe yönelik eleştirilerde bulunmakla birlikte, bu kuruma bütünüyle son vermenin sakıncalara yol açacağını savundu.

Lincoln, Illinois eyaletinin tek Whig temsilcisi olarak Kongre’de görev yaptığı dönemde (1847-49) yasama işleriyle pek az uğraşarak daha çok başkanlık yarışıyla ilgilendi. Meksika Savaşı’ndan dolayı Başkan James K. Polk’u sert biçimde eleştirirken, savaşın kahramanlarından Zachary Taylor’ın Whig Partisi’nden başkan adayı olması yönünde çalıştı ve kampanyada etkin bir rol oynadı. Ama Taylor’ın başkan seçilmesine karşın, yönetimde beklediği görevi alamadı. Bu arada savaş karşıtı propagandasının yarattığı tepkiler nedeniyle Kongre’ye ikinci kez seçilemedi.

Yaklaşık beş yıl siyasetten uzak kaldıktan sonra, yerel halkın kararma göre köleliğin yayılmasına olanak veren Kansas-Nebraska Yasası’nm (1854) çıkarılması üzerine, etkin bir muhalefete girişti. Bu dönemde Whig Partisi dağılmaya yüz tutmuş olduğundan, 1856’da Cumhuriyetçi Parti’ye katıldı. Eski siyasal rakibi olan Demokrat Partili Stephen A. Douglas’a karşı yürüttüğü mücadelede özellikle Kongre’nin yeni topraklarda köleliğin yayılmasına izin vermemesi gerektiği noktası üzerinde durdu. Senato seçimlerinde Douglas karşısında yenilgiye uğramakla (1858) birlikte, tartışmalardaki başarısı ülke çapında tanınan bir politikacı durumuna gelmesini sağladı. Çok geçmeden 1860 başkanlık seçimi için adı geçmeye başladı. Mayıs 1860’ta Cumhuriyetçi Parti'nin Chicago’daki kongresinde aday gösterildikten sonra, seçim kampanyasını doğrudan üstlenerek Cumhuriyetçi saflan kendi çevresinde birleştirdi. Güney eyaletlerinden hiç oy alamamasına ve ülke çapında oy oranının yüzde 40’ın altında kalmasına karşın, Demokratlar arasındaki bölünmeden dolayı ikinci seçmenler düzeyinde büyük bir çoğunluk elde ederek başkan seçildi (6 Kasım 1860).

Başkanlık dönemi.


Lincoln’m resmen başkanlık görevine başlamasından önce Güney Çarolina Birlik’ten çekildiğini açıkladı. Öteki Güney eyaletlerinin de aynı yolu izlemesini önlemek için Kongre’de, köleliğin önceden var olduğu eyaletlerde güvence altına alınmasına ve yeni toprakların bir bölümünde köleliğe izin verilmesine dayalı bir uzlaşma önerisi ortaya atıldı. İkinci koşula kesinlikle karşı çıkan Lincoln, Cumhuriyetçilerin öneriyi engellemesini sağladı. Bunun üzerine Birük’ten ayrılan altı eyalet Güney Carolina’yla birlikte Amerika Konfedere Devletlerini oluşturdu.

Konfederasyon kuvvetlerinin Charleston limanındaki Sumter Kalesi’ni kuşatmasının yarattığı bunalımın ortasında başkanlığı devralan (Mart 1861) Lincoln, kaleyi savunma konusunda kararlı bir tutum takındı. Konfederasyon topçularının 12 Nisan’da kaleye ateş açması üzerine eyaletlerden asker toplanmasını istedi ve Güney limanlarına karşı bir abluka başlattı. Bu adımlara tepki olarak Virginia ve üç eyalet daha Konfederasyon’a katıldı. Virginia’ya doğru harekete geçen Birlik kuvvetlerinin I. Bull Run Çarpışmasında uğradığı bozguna (21 Temmuz) karşın, Lincoln birkaç cepheden aynı anda saldırıya geçerek ve deniz ablukasını sürdürerek üstünlük sağlamayı hedef alan bir askeri strateji uyguladı.
Ad:  Abraham Lincoln2.jpg
Gösterim: 1003
Boyut:  119.1 KB

Savaşın yönetimini birincil görev olarak benimseyen ve bu alandaki deneyimsizliğine karşın örgütçülüğüyle bütün kaynaklan savaşın hizmetine sokan Lincoln, başlangıçta etkili bir komuta sistemi kurmada büyük güçlüklerle karşılaştı. Bu nedenle sık sık komutanları değiştirmek ve kararlara müdahale etmek zorunda kaldı. Geniş çaplı ve eşgüdümlü saldın stratejisini ancak Ulysses S. Grant’ı Federal ordulann komutanlığına getirdikten (Mart 1864) sonra tam anlamıyla hayata geçirebildi.

Özgürlüklere bağlılığını her fırsatta vurgulamış olan Lincoln, iç savaşın başlannda köleliği kaldırma yolunda bir adım atmaktan kaçındı. Bu tutumunun temelinde köleliğin uygulandığı Birlik yanlısı eyaletlerin tepkisini çekmeme kaygısı ve yaklaşık 4 milyonu bulan Siyahlann toplumsal ve siyasal yaşama katılmasının büyük güçlükler yaratacağı korkusu yatıyordu. Ama kölelik karşıtı eğilimin giderek güçlendiğini görünce, eyaletlerin alacağı kararlarla adım adım kölelerin özgürleştirilmesini, köle sahiplerine federal yönetimin de katkısıyla tazminat ödenmesini ve azatlı kölelerin başka bölgelere yerleştirilmesini öngören bir plan hazırladı. Ardından Eylül 1862’de yayımladığı Özgürlük Bildirgesiyle fiilen Konfederasyon işgali altında olan topraklarla sımrh kalmak üzere kölelere özgürlük sözü verdi. Yalnızca 200 bin kadar köleyi kapsayan bu karar, ülkenin birliğini yeniden sağlama düşüncesinin yanı sıra kölelerin özgürleştirilmesi ilkesini de savaşın temel hedeflerinden biri durumuna getirdi. Öte yandan İngiltere ve Avrupa’nın Birlik’e daha fazla destek vermesinde önemli rol oynadı ve Kuzey orduları için yeni bir insan gücü kaynağı yarattı.

Lincoln savaş koşullarının ürünü olarak köleliği kaldırma yolunda attığı bu adıma yasal bir dayanak kazandırmak amacıyla partisinin 1864 seçim kampanyası programına köleliğin yasaklanmasıyla ilgili bir anayasa değişikliği maddesi koydurdu. Seçimde Cumhuriyetçilerin büyük bir çoğunluk elde etmesinin ardından, söz konusu düzenlemeyi geciktirmemek için öneriyi son oturumlarını yapan eski Kongre’ye götürdü. Kongre’de bazı Demokratlan ikna ederek 13. k Madde’nin kabul edilmesini sağladı. Lincoln’ın savaş döneminde gösterdiği başanlardan biri de Kuzey’in bölünmüş siyasal yapısına karşın değişik çıkar çevrelerini uzlaştırarak etkili bir yönetim mekanizması oluşturmasıydı. Demokratlann muhalefetine karşı genelde yumuşak ve esnek bir oiıtıka izleyerek baskıcı önlemlere yalnızca azı sımrh durumlarda başvurdu. Kendi artisi içinde de “tutucu” ve “radikal” anatlar arasında bir denge kurmayı başardı ve yönetimde her iki kanattan seçkin üyelere yer verdi. Ama Federal ordulann bazı eyaletleri ele geçirmesi üzerine, 1863 sonlarında “yüzde 10 planı”nı ortaya atması Kongre’deki radikallerin tepkisine yol açtı. Bu plan seçmenlerin yüzde 10’unun Birlik’e bağlılık bildirmesi koşuluyla söz konusu eyaletlerde yeni yönetimlerin oluşturulmasına izin verilmesini öngörüyordu. Radikallerin Kongre’den geçirdiği bir yasayla Birlik’e yeniden katılmak için seçmen çoğunluğunun bağlılık bildirmesi koşulu getirildi. Yasayı imzalamayarak yürürlüğe girmesine engel olan Lincoln’a karşı yeni bir başkan adayı çıkarma girişimi ancak radikallere verilen ödünle önlenebildi.

Lincoln çok sayıda askerin de oy kullandığı 1864 seçimlerinde yüzde 55’e varan bir oy oranıyla yeniden başkan seçildi. Bu sırada Konfederasyon’dan gelen barış önerilerine açık bir tutum takınmakla birlikte, barışçı bir çözüm için birliğin yeniden sağlanması ve köleliğe son verilmesi koşullarından geri adım atmadı. Savaş ancak Konfederasyon kuvvetlerinin kesin yenilgiye uğratılmasıyla sona erdi.

Savaşın sonuna yaklaşıldığında Lincoln Güney eyaletlerinin geleceği konusunda belirgin ve kapsandı bir program geliştirmiş olmaktan uzaktı. Bununla birlikte Birlik’le ilişkiler ve yönetim biçimi konusunda her eyaletin özel koşullarına uygun düzenlemelere gidilmesini ve azatlı kölelerin konumunu aşamalı olarak değiştirecek bir program uygulanmasını öngörüyordu. Yeniden inşa süreci konusunda ise parti içindeki kanatlarla önemli görüş ayrılıkları vardı. 1865 başlannda bazı radikaller Güney’de bir süre askeri işgal yönetiminin kurulmasını, plantasyonlara el konarak azatlı kölelere dağıtılmasını ve kölelerin yönetime katılmasını savunmaya başladılar. Bir süre sonra tutumunu değiştirerek bazı noktalarda radikallere yakın bir çizgiye yönelen Lincoln, 14 Nisan gecesi Ford Tiyatrosu’nda bir güldürüyü izlerken ateşli bir Güneyli olan John Wilkes Booth’un silahlı saldırısına uğradı ve ertesi sabah öldü.

Ölümünden hemen sonra bir kahraman ve şehit olarak efsanevi bir kişilik kazanan Lincoln’a yakıştırılan birçok olağanüstü nitelikte, edebiyat ve folklorun da önemli bir katkısı vardır. Bu kaynaklarda bazen babacan tavırlı bir büyük, bazen de katıksız bir centilmen olarak tanıtılması, dürüstlüğüyle olduğu kadar kurnazlığı ve uyanıklığıyla da anılması, bir yandan otoritenin simgesi ve zayıfların koruyucusu, bir yandan da sıradan insanlara yakın bir komşu ya da dost olarak gösterilmesi efsanenin ulaştığı çok yönlülüğü yansıtır. ABD halkı Lincoln’m kişiliğinde her kalıba çekilebilen üstün özellikler bulmuş ve bu yüceltme tavrı sonraki kuşaklarda da canlılığını korumuştur. Ama Lincoln’m efsanenin ötesinde de kararlılık, cesaret, ilkelere bağlılık, açık sözlülük gibi yönleriyle ABD tarihinin büyük önderleri arasında yer aldığı söylenebilir. Özellikle “halkın halk tarafından halk için yönetimi” anlamında demokrasiye duyduğu bağlılığı dile getiren özlü düşünceleri, uzun yıllar ABD halkının belleğinde silinmez bir yer tutmuştur.

Lincoln’m çeşitli yazı ve konuşmaları Roy P. Basler tarafından The Collected Works of Abraham Lincoln (1953- 55, ek 1974, 9 cilt) adı altında toplanmıştır. Yaşamına ilişkin birçok yapıt arasında John G. Nicolay’ın Abraham Lincoln: A History’si (1890, 10 cilt), James G. Randall’ın Lincoln the Presidenti (1945-55, 4 cilt), Oscar Handlin ve Lilian Handlin’in Abraham Lincoln and the Union'ı (1980) sayılabilir. Lincoln’ın bazı konuşmaları 1948’de Seçme Nutuklar başlığıyla Türkçede yayımlanmıştır.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen NeutralizeR; 6 Kasım 2016 01:57
Biyografi Konusu: Abraham Lincoln nereli hayatı kimdir.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Ekim 2006       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
LINCOLN (Abraham)
Ad:  Abraham Lincoln3.jpg
Gösterim: 947
Boyut:  58.1 KB

amerikalı devlet adamı
Sponsorlu Bağlantılar
(Hodgenville yakınında, Kentucky, 1809 - Washington 1865)

Bir çiftçi ailesinin oğluydu. Kızılderililer’e karşı savaştı (1832), sonra siyasete atıldı, illinois’ ten millet meclisine seçildi (1834-1842). Springfield’de avukat oldu (1837). Demokrat Stephen Douglas’a karşı Federal Kongre üyeliği seçimini kazandı (1846). Meksika savaşı’na karşı çıktı ve federal yönetim bölümünde köleliğe karşı çıkanları destekledi (1849). Senato’daki bir başarısızlığı nedeniyle (1849) siyasal yaşamdan çekildi. Kuzey-batı eyaletlerinde köleliği serbest bırakan Kansas-Nebraska Bill’e karşı verdiği ve tanınmasını sağlayan Peoria söyleviyle politikaya geri döndü (1854).

1856’da Cumhuriyetçi Parti’ye girdi. illinois senatörlüğüne aday oldu ve Douglas’a karşı köleciliğin yasaklanması için bir kampanya yürüttü; bu eylemin büyük bir yankı uyandırmasına rağmen seçimi Douglas kazandı Yine de, sarsılan demokratlar karşısında partisinin güçlenmesi için çalıştı. Cumhuriyetçi parti kongresinde (Chicago, 1860), adı çevresinde geniş bir seçmen kitlesini toplayabilecek ılımlı bir cumhuriyetçi olduğu için başkan adayı olarak seçildi. Ama ABD Başkanlığına seçilmesi (oyların sadece yüzde 38’ini aldı), resmen göreve başlamasından bile önce Güney eyaletlerinin bağımsızlıklarını ilan etmelerine yol açtı (4 mart 1861).

Rakiplerini iktidara ortak olmaya çağırarak iç savaşı önleme çabaları sonuçsuz kaldı. Çatışmalar başladıktan sonra köleliğin kaldırılması için kademeli bir çözüm önerdi (1862), sonra tüm eyaletlerdeki kölelerin serbest bırakıldığını ilan etti (1 ocak 1863). 1864’te yeniden seçildi. Lee’nin teslim olmasından sonra bir "yeniden inşa" programı hazırladı, ama Washington tiyatrosu’nda bağnaz bir aktör, John VVilkes Booth tarafından öldürüldü.

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:09
SİLENTİUM EST AURUM
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
1 Ekim 2006       Mesaj #3
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Ad:  Abraham Lincoln4.jpg
Gösterim: 918
Boyut:  61.1 KB
Lincoln Abraham

(1809-1865).

ABD’nin 16. başkanı Abraham Lincoln, ülkesinin en büyük devlet adamlarından biridir. Kentucky eyaletinin Hardin bölgesinde, yoksul bir çift­çinin oğlu olarak dünyaya geldi. Dokuz yaşındayken annesi ölen Lincoln, bir yıl kadar okula gidebildi. Üvey annesinin özendirmesiyle çok okuyarak kendini yetiştirdi. 1830'da ailesinin Illinoisa taşınması üzerine Lincoln Mississipi'de işleyen bir gemide iş buldu. Daha sonra New Salem'de de çeşitli işlerde çalıştı. Lincoln 1834'te Illinois Yasama Meclisi'ne seçilerek siyasal yaşama atıldı. Bu arada hukuk çalışarak kendini yetiştirmiş ve 1836'da baronun sınavından geçmeyi başarmıştı. 1842'de Mary Ann Todd'la evlendi. Lincolnlar'ın dört oğlu oldu.

Ülkesinin siyasal yaşamında adını duyur­madan çok önce yetenekli bir avukat olarak sivrilen Lincoln'un başarısı, keskin zekâsı ve sağduyusu kadar, dürüstlüğü ve adalete olan bağlılığından da ileri geliyordu. Dört dönem üst üste Yasama Meclisi'ne seçilen Lincoln, bu dönemde köleliğin yeni kurulan batı eya­letlerinde de yasallaştırılmasını isteyenlere karşı çıktı. 1847'de Illinois'dan Kongre'ye seçildi. Bu sırada Meksika ile savaşa girilmiş­ti. Lincoln Meksika ile savaşın sürdürülmesin­den yana değildi. Meksika Savaşı'nın sonunda ABD topraklarının genişlemesi, kölelik soru­nuna yeni bir boyut getirdi. Güneyliler ABD' ye yeni katılan topraklarda köleliğin anaya­saya aykırı olmadığını ileri sürüyordu.

1856'da Cumhuriyetçi Parti'ye giren Lin­coln, 1858'deki senato seçimlerinde rakibi Stephen A. Douglas'ın karşısında yenilgiye uğradıysa da, seçim kampanyası sırasında öne sürdüğü köleliğe ilişkin görüşler ülkede geniş tartışmalara yol açtı. 1860'taki parti kongre­sinde başkan adayı seçildi ve Mart 1861'de ABD'nin 16. başkanı oldu. Güneyliler Lincoln'un başkan seçilmesini tepkiyle karşıladı. Bu sırada köleliğin varlığını sürdürdüğü 15 eyalete karşılık, 19 özgür eyalet bulunuyordu. Lincoln resmen başkanlık görevine başlama­dan önce Güney Carolina bağımsızlığını ilan etti. Bundan sonraki bir yıl içinde 10 Güney eyaleti daha bağımsızlığını ilan etti. Bu eya­letler Jefferson Davis'in başkanlığında Ame­rika Konfederasyonu'nu kurdu.

Güney Carolina'nın Sumter Kalesi'ni kuşa­tıp de geçirmesiyle Amerikan İç Savaşı başla­dı. 1 Ocak 1863'te Lincoln, Güney eyaletle­rinde köleliğin kaldırıldığını açıkladı. Lincoln' un başkanlık süresinin hemen tamamı ayrı­lıkçı Güney eyaletleriyle savaşmakla geçti. Lincoln'un karşılaştığı en önemli sorun, Robert E. Lee ve Thomas J. Jackson gibi yetenekli Güneyli generallere karşı başarılı olabilecek bir komutan çıkarabilmekti. Sava­şın ilk yıllarında Kuzeyli ordular üst üste yenilgiye uğramıştı. Mart 1864'te Lincoln, General Ulysses S. Grant'ı başkomutanlığa getirdikten sonra bu durum değişti. Lincoln çok sayıda askerin de oy kullandığı 1864 seçimlerinde yeniden başkan seçildi.

1865'te General Lee'nin 25 bin kişilik yorgun ve dağınık ordusu, General Grant'a teslim oldu. Bu bozgunu öbür Güneyli ordu­ların teslim olmaları ve köleliğin kaldırılması izledi. Lincoln başkanlığı sırasında birçok önemli yasa çıkarttı. Yeni bir kâğıt para uygulama­sından başka, beş yıl süreyle hazine toprakları üzerinde yaşayan ve işletenlere özel mülkiyet hakkı tanındı.

14 Nisan 1865'te karısı ile birlikte "Washing­ton'daki Ford Tiyatrosu'nda, John Wilkes Booth adında bir Güneylinin silahlı saldırısı­na uğradı ve öldü. Abraham Lincoln dürüstlüğü, demokrasiye bağlılığı ve açık sözlülüğüyle halkının sevgi ve bağlılıkla andığı bir devlet adamıdır.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:09
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Ekim 2006       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Abraham Lincoln
Ad:  Abraham Lincoln5.jpg
Gösterim: 1205
Boyut:  50.3 KB

Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı.
Doğum 12 Şubat 1809
Hardin County, Kentucky, ABD
Ölüm 15 Nisan 1865 Washington, D.c

Abraham Lincoln Amerikalı siyasetçi, devlet başkanı, hukukçu (1809 - 1865). Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı.
Amerikan İç Savaşı (1861-1865) sırasında başkanlık yaptı. Köleliği kaldırma sözü vererek yeni kurulmuş olan Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığından başkan seçildi. Savaş Abraham Lincoln'un yönetimi altındaki kuzeyin galibiyetiyle sonuçlandı. Savaşın üçüncü yılında, 1 Ocak 1863 tarihinde Lincoln Emancipation Proclamation adlı bildirgesini yayınlamıştır. Bu bildirge Amerika'nın birçok eyaletinde köleliği yasaklamış ve savaşın sonucunu büyük ölçüde etkilemiştir. Bunun nedeni ise özgür olan kölelerin Kuzey eyaleti için savaşmış olmasıdır. Lincoln, savaşın sonlarında bir güneyli tarafından suikast sonucu öldürülmüştür. Köleliğe son vermesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bütünlüğünü koruması nedeniyle ABD tarihinin en büyük başkanlarından biri olarak bilinir. Abraham Lincoln'un resmi 5 ABD dolarlık banknotların ve 1 ABD sentlik madeni paraların üzerinde görülebilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:10
Quo vadis?
sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
12 Ocak 2009       Mesaj #5
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye

Abraham Lincoln'un sözleri

  • Alkışlara inanmayın; çoğunluk alkışlıyorsa iyi, güzel ama alkışlayanlar ya dalkavukların elleriyse.
  • Aynaya baktığında başka birini görmek istemiyorsan kendin gibi ol.
  • Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim; Annemdir.
  • Başka ulusları özgürlüklerinden edenler er geç kendileri de özgürlüklerinden olurlar.
  • Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, hürriyete layık değildir.
  • Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız.
  • Bir ülke, yarı köle yarı özgür insanlardan oluşursa yaşayamaz.
  • Demokrasi, halkın halk tarafından halk için idaresidir.
  • Dünyanın büyük adamları okullarının en büyük öğrencileri değildi; çoğu zaman en büyük okulları bitirenler de hayatın büyük adamları olmamışlardır.
  • Eğer bir ağacı kesmek için bir saatim olsaydı, ilk kırkbeş dakikada sadece baltamı bilerdim.
  • Eğer ilk önce nerede olduğumuzu ve nereye meylimiz olduğunu bilirsek, ne yapmamız gerektiğini ve nasıl yapacağımızı iyi değerlendirebiliriz.
The House Divided söylevi (16 Haziran 1858)
  • Eğer karşınızdaki kişiye, bütün kalbin ve yeteneklerinle yardım etmeyi kabul edebiliyorsan, işte o zaman onu eleştirebilirsin. Bu olumlu eleştiridir.
  • Evsiz biri başkasının evini yıkmaya çalışmamalı, çalışıp kendine bir ev yapmalıdır.
  • Geçmişini sadece özlemek istemiyorsan ayak izlerini kaybetmemelisin.
  • Gelecek senin notlarındır, geçmişse sınavın.
  • Genç bir adamın ilerlemesi; başkalarının onun ilerlemesinden, ne kadar rahatsız olurlarsa olsunlar onun muktedir olduğu her yolda kendisinini islah etmesiyle kabildir... kuşku ve kıskançlık hiçbir insana, hiçbir durumda faydalı olmamıştır. Gerçi bir adamın yükselmesine mani olmak için bazı kötü yürekli girişimler olabilir, hatta bunların başarılı olmaları bile mümkündür, eğer onlar zihninin asıl gerçek yoldan sapmasına ve haksızlık üzerinde zamanını israf etmesine sebep olursa.
  • Güç süreklidir; ama gücün kazandığı zaferlerin ömrü pek kısa olur.
  • Güçlüğe hemen hemen her insan dayanabilir fakat onun karakterini sınamak istiyorsanız ona yetki verin.
  • Hatadan korkan bir insan hiçbir şey yapamaz.
  • Hayatta olduğum, olacağım herşeyi güzel anneme borçluyum.
  • Hemen herkes sıkıntıya göğüs gerebilir ama insanın asıl karakteri eline kuvvet geçtiğinde ortaya çıkar.
  • Hiçbir şeyden asla vazgeçme çünkü vazgeçenler yanlızca kaybedenlerdir.
  • Karakter ağaç ise, şan ve şeref o ağacın gölgesi gibidir; biz hep gölgeyi düşünürüz oysa gerçek olan ağacın kendisidir.
  • Kimse kimseyi rızası olmadan yönetemez.
  • Konuşup da aptallığınızı ortaya koyacağınıza, konuşmayın da hiç olmazsa herkesin şüphesi kalsın.
  • Muhafazakarlık nedir? Eski ve denenmişe hayran olmamak, yeni ve denenmemişe muhalif olmak değil midir?
  • Ne kadar mutlu olmaya karar vermişseniz o kadar mutlu olursunuz.
  • Neredeyse bütün erkekler güçlüklere dayanabilir, ama bir adamın karakterini test etmek istiyorsan, ona güç ver.
  • Okulda hata yapmanın,hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona (oğlunun öğretmenine)
  • Ormanda kıvılcım çıkarmaya teşebüs edenler, yalnızca bir tutam aydınlık için övülebilirler. Aslında onlardan geriye kalan, kalın bir toz bulutu ve kendilerinin de karıştığı etten ve kemikten siyah kül yığınıdır.
  • Politikacılar halkın çıkarlarından farklı çıkarlara sahip olan insanlar topluluğudur.
  • Tecrübeme göre eğitimsiz kimselerin erdemleri de azdır.
  • Uşak olmayı istemediğim gibi, uşak kullanmayı da sevmem; benim demokrasi anlayışım budur.
  • Ya hür bir millet olarak yaşayalım ya da ölelim.
  • Yarın geride kalan ömrümüzün ilk günüdür.
  • Siz içkiyi savuna bilirsiniz ama içki sizi asla savunmaz.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 20:00
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ağustos 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Abraham Lincoln
Ad:  1.jpg
Gösterim: 672
Boyut:  12.9 KB

Abraham Lincoln ( 1809- 1865), 1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilen Amerikalı siyaset adamı. ABD'nin 16. başkanı ( 1861- 1865). Amerikan İç Savaşı sırasında başkanlık yaptı. Köleliği kaldırma sözü vererek yeni kurulmuş olan Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığından başkan seçildi. Savaş Abraham Lincoln'un yönetimi altındaki kuzeyin galibiyetiyle sonuçlandı. Savaşın sonralarında bir güneyli tarafından suikast sonucu öldürüldü. Köleliğe son vermesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bütünlüğünü koruması nedeniyle ABD tarihinin en büyük başkanlarından biri olarak bilinir. Abraham Lincoln'un resmi 5 ABD dolarlık banknotların ve 1 ABD sentlik madeni paraların üzerinde görülebilir.

Yoksul bir ailenin oğlu olan Lincoln, daha çok küçükken çalışarak hayatını kazanmak zorunda kaldı. Çeşitli işlerde çalıştı ve boş zamanlarında hep okudu. Böylece kendi kendini yetiştirdi, avukat oldu. Sonra politikaya atılıp 1846'da İllinois eyaletinden milletvekili seçildi.

Lincoln köleliğe karşı söylevleriyle kısa zamanda ün kazandı; o zamanlar güney eyaletlerinde elemeğinin en büyük bölümünü köle zenciler meydana getiriyordu. 1860 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçilmesi, kölelikten yana olan eyaletlerde şiddetli tepkilere yol açtı; bunlar ayrılmağa, yani birliğin geri kalan eyaletlerinden kopmağa karar verdiler.

Bunun üzerine Lincoln, ulusal birliği korumak için şiddete başvurmak zorunda kaldı. Dört yıl süren kanlı bir iç savaşın sonunda, isyancı güneyliler kayıtsız şartsız boyun eğdiler ve Amerikan topraklarının tamamında kölelik yasaklandı.
Ad:  2.jpg
Gösterim: 485
Boyut:  13.8 KB
Lincoln, Allan Pinkerton ve Tuğgeneral
John Alexander McClernand ile (Antietam, Eylül 1862)

Amerikan İç Savaşı Abraham Lincoln'un yönetimi altındaki kuzeyin galibiyetiyle sonuçlandı. Savaşın üçüncü yılında, 1 Ocak 1863 tarihinde Lincoln Emancipation Proclamation adlı bildirgesini yayınlamıştır. Bu bildirge Amerika'nın birçok eyaletinde köleliği yasaklamış ve savaşın sonucunu büyük ölçüde etkilemiştir. Bunun nedeni ise özgür olan kölelerin Kuzey eyaleti için savaşmış olmasıdır. Lincoln, savaşın sonlarında bir güneyli tarafından suikast sonucu öldürülmüştür. Köleliğe son vermesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bütünlüğünü koruması nedeniyle ABD tarihinin en büyük başkanlarından biri olarak bilinir. Abraham Lincoln'un resmi 5 ABD dolarlık banknotların ve 1 ABD sentlik madeni paraların üzerinde görülebilir.

Kuzey ve güney eyaletleri arasında yapılan bu savaş, tarihe Ayrılık Savaşı adıyla geçti. Lincoln geniş ulusal «kalkınma» programını uygulamağa zaman bulamadı, çünkü 1865 yılında, Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına ikinci defa seçilişinden sonra öldürüldü.

Ayrılık Savaşı ertesi yeniden başkan seçilen Lincoln, bir milli uzlaşma öneren ünlü konuşmasını yaptı: "Kimseye hınç beslemeden (...), milletin yaralarını sarmak için (...), kendi içimizde ve bütün milletler arasında haklı ve sürekli bir barış sağlamak için elimizden geleni yapalım". Bu konuşmasından birkaç hafta sonra Lincoln, bağnaz bir Amerikalı tarafından vurularak öldürülecekti.

Lincoln'ün Hayatı


ABD’nin 16. başkanı olan Abraham Lincoln, ülkesinin en büyük devlet adamlarından biridir. Kentucky eyaletinin Hardin bölgesinde, yoksul bir çift­çinin oğlu olarak dünyaya geldi. Dokuz yaşındayken annesi ölen Lincoln, bir yıl kadar okula gidebildi. Üvey annesinin özendirmesiyle çok okuyarak kendini yetiştirdi. 1830'da ailesinin Illinoisa taşınması üzerine Lincoln Mississipi'de işleyen bir gemide iş buldu. Daha sonra New Salem'de de çeşitli işlerde çalıştı. Lincoln 1834'te Illinois Yasama Meclisi'ne seçilerek siyasal yaşama atıldı. Bu arada hukuk çalışarak kendini yetiştirmiş ve 1836'da baronun sınavından geçmeyi başarmıştı. 1842'de Mary Ann Todd'la evlendi. Lincolnlar'ın dört oğlu oldu.

Ülkesinin siyasal yaşamında adını duyur­madan çok önce yetenekli bir avukat olarak sivrilen Lincoln'un başarısı, keskin zekâsı ve sağduyusu kadar, dürüstlüğü ve adalete olan bağlılığından da ileri geliyordu. Dört dönem üst üste Yasama Meclisi'ne seçilen Lincoln, bu dönemde köleliğin yeni kurulan batı eya­letlerinde de yasallaştırılmasını isteyenlere karşı çıktı. 1847'de Illinois'dan Kongre'ye seçildi. Bu sırada Meksika ile savaşa girilmiş­ti. Lincoln Meksika ile savaşın sürdürülmesin­den yana değildi. Meksika Savaşı'nın sonunda ABD topraklarının genişlemesi, kölelik soru­nuna yeni bir boyut getirdi. Güneyliler ABD' ye yeni katılan topraklarda köleliğin anaya­saya aykırı olmadığını ileri sürüyordu. 1856'da Cumhuriyetçi Parti'ye giren Lin­coln, 1858'deki senato seçimlerinde rakibi Stephen A. Douglas'ın karşısında yenilgiye uğradıysa da, seçim kampanyası sırasında öne sürdüğü köleliğe ilişkin görüşler ülkede geniş tartışmalara yol açtı. 1860'taki parti kongre­sinde başkan adayı seçildi ve Mart 1861'de ABD'nin 16. başkanı oldu. Güneyliler Lincoln'un başkan seçilmesini tepkiyle karşıladı. Bu sırada köleliğin varlığını sürdürdüğü 15 eyalete karşılık, 19 özgür eyalet bulunuyordu. Lincoln resmen başkanlık görevine başlama­dan önce Güney Carolina bağımsızlığını ilan etti. Bundan sonraki bir yıl içinde 10 Güney eyaleti daha bağımsızlığını ilan etti. Bu eya­letler Jefferson Davis'in başkanlığında Ame­rika Konfederasyonu'nu kurdu.
Ad:  3.jpg
Gösterim: 478
Boyut:  6.7 KB
Lincoln'un resmi 5 ABD dolarının
ön yüzünde bulunuyor.

Güney Carolina'nın Sumter Kalesi'ni kuşa­tıp de geçirmesiyle Amerikan İç Savaşı başla­dı. 1 Ocak 1863'te Lincoln, Güney eyaletle­rinde köleliğin kaldırıldığını açıkladı. Lincoln' un başkanlık süresinin hemen tamamı ayrı­lıkçı Güney eyaletleriyle savaşmakla geçti. Lincoln'un karşılaştığı en önemli sorun, Robert E. Lee ve Thomas J. Jackson gibi yetenekli Güneyli generallere karşı başarılı olabilecek bir komutan çıkarabilmekti. Sava­şın ilk yıllarında Kuzeyli ordular üst üste yenilgiye uğramıştı. Mart 1864'te Lincoln, General Ulysses S. Grant'ı başkomutanlığa getirdikten sonra bu durum değişti. Lincoln çok sayıda askerin de oy kullandığı 1864 seçimlerinde yeniden başkan seçildi.

1865'te General Lee'nin 25 bin kişilik yorgun ve dağınık ordusu, General Grant'a teslim oldu. Bu bozgunu öbür Güneyli ordu­ların teslim olmaları ve köleliğin kaldırılması izledi. Lincoln başkanlığı sırasında birçok önemli yasa çıkarttı. Yeni bir kâğıt para uygulama­sından başka, beş yıl süreyle hazine toprakları üzerinde yaşayan ve işletenlere özel mülkiyet hakkı tanındı.

14 Nisan 1865'te karısı ile birlikte "Washing­ton'daki Ford Tiyatrosu'nda, John Wilkes Booth adında bir Güneylinin silahlı saldırısı­na uğradı ve öldü. Abraham Lincoln dürüstlüğü, demokrasiye bağlılığı ve açık sözlülüğüyle halkının sevgi ve bağlılıkla andığı bir devlet adamıdır.

Lincoln


Ad:  4.jpg
Gösterim: 499
Boyut:  9.0 KB
ABD'nin 16. devlet başkanı


Abraham Lincoln, Amerika’nın büyük değişimlerden geçtiği bir dönemde yaşamıştı. Politik, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanda durmaksızın yaşanan gelişmeler, ülkeyi hızla değiştirmekte, ama bunun yanı sıra, çatışan çıkarlar nedeniyle kutuplaşmaları da arttırmaktaydı. Çıkar çatışmalarının odağında kölelik müessesesi bulunmaktaydı. Yüzyıllardır, özellikle güney eyaletlerinde, Afrika’dan getirilen zenciler, köle olarak kullanılmakta, insanoğlu bir mal gibi alınıp satılmaktaydı. Ağırlıklı olarak pamuk tarlalarında kullanılan bu insanlar, en temel haklardan bile yoksun şekilde çalışırken, güney ekonomisinin hayati bir unsurunu da teşkil ediyorlardı.

Abraham Lincoln tarihe, köleliği ortadan kaldıran ABD Başkanı olarak geçmiştir. Lincoln siyah-adamın beyaz-adam ile eşit olduğu gibi bir fikrisavunmuyordu. Başkan, zencilerin beyazlardan daha aşağıda olduklarını ve aynı haklara sahip olmamaları gerektiğini düşünüyordu. Fakat, siyahların da insan olduğunu, emeğin kutsal olduğunu ve bir insanın emeğinin karşılığını alması gerektiği yönündeki inancını ortaya koyması, güney eyaletlerinde ciddi tepki toplamaktaydı. Lincoln’un bu görüşünün, çocukluğunda ve gençliğinin bir kısmında tüm emeğinin, bir karşılık verilmeksizin babası tarafından istismar edilmiş olmasından kaynaklandığına inanılır.

Abraham Lincoln, 12 Şubat 1809 senesinde Thomas ve Nancy Lincoln’un evladı olarak Kentucky Eyaleti’nin, Hardin Ilçesinde dünyaya geldi. Thomas bir marangozdu ve babasının tüm serveti ölümünün ardından büyük ağabeyine kaldığı için, kendi başına zorluklarla biriktirdiği paralarla kendi çiftliğini kurdu. Ne var ki, o yıllarda Kentucky Eyaleti’nin kadastro sistemi oldukça ilkeldi ve mülk sınırlarının kesin tespit edilememesi sebebiyle sık sık sorunlar yaşanmaktaydı. Sahip olduğu iki arazinin tapusu Eyalet tarafından iptal edilince ailesi ile birlikte 1816 senesinde, hükümetin verilen tapuları garanti edebilmesi sebebiyle Indiana’ya taşındı. Abraham Lincoln bu taşınma olayına ilerideki yıllarda değinirken babasının "bir ölçüde köleliğe karşı olduğu için, ama esas itibarıyla tapu problemlerinden" dolayı taşındığını söyler.

Lincoln’lar Ohio Nehrini geçerek Perry Ilçesi, Little Pigeon Creek’de yerleştiler. O sıralarda aileleri Thomas, Nancy, genç Abraham ve ablası Sarah’dan oluşmaktaydı. Lincoln, 1859’da bu günlere ait düşüncelerini ifade ederken "Yeni evimize Eyaletin Birliğe yeni katıldığı dönemde yerleşmiştik. Oldukça vahşi bir bölge olan Indiana’da ormanlar hálá vahşi ayılar ve diğer hayvanlarla doluydu..." demektedir.

Arazinin tarıma açılabilmesi için Abraham ağaç kesme işine başladı. Oldukça genç olmasına rağmen iri yarı bir fiziği vardı ve 23 yaşına kadar elinden balta düşmeden sürekli çalıştı. Buna istisna olan durumlar ise tarlanın sürülme ve hasat mevsimleriydi. Gençliği kaslarını çalıştırıp aklını uyuşturacak kadar uzun ve oldukça zor şartlarda geçen Lincoln’un vücudu öylesine atletik ve güçlüydü ki, yıllar sonra ölümünün ardından otopsi yapan doktorlar buna dikkat çekmekten kendilerini alamamışlardı.

1818 yılında Abraham’ın annesinin "süt hastalığı"ndan ölmesinin ardından babası Thomas, Sarah Bush Johnston ile evlendi. Ancak trajediler Lincoln ailesinin peşini bırakmıyordu. 1828 yılında ablası Sarah, doğum yaparken can verdi. Bu iki ölümün Abraham üzerinde oldukça derin ve yaşamı boyunca iz bırakacak etkileri olmuştur. Onu tanıyanlarca da gözlemlendiği ve aktarıldığı şekilde Lincoln melankolik, çoğu zaman depresif ve ölüme eğilimli bir ruh haline sahipti.

Eğitimsiz bir çiftçi


Lincoln, gençliği boyunca neredeyse hiç öğretim görmemişti. "O günlerde insanı eğitim görmek için motive edecek pek bir şey yoktu" diye anlatırdı bu durumu. Tamamen kendi kendini eğitmiş olan Lincoln’un hiç öğretim görmediğine inanmak oldukça zordur. Hele onun Ingilizce’ye hakimiyeti, kitleler karşısındaki muhteşem konuşma yeteneği, başarılı politik ve avukatlık kariyeri düşünüldüğünde insan gerçekten hayret içerisinde kalır. O yıllarda Lincoln zamanının büyük bölümünü babası tarafından görevlendirildiği saban başında ya da ormanda ağaç keserek geçiriyordu. Oldukça çalışkan bir insan olan Abraham’ı babası zaman zaman komşularına da ırgat olarak kiralamakta, bundan elde ettiği gelirden ise ona tek bir cent bile vermemekteydi. Bir insanın emeğinin karşılığının bir başkası tarafından gasp edildiği bu durumun Lincoln üzerinde yarattığı infialin, onun kölelik karşıtı düşüncelerinin temelinde yatan unsur olduğu söylenebilir.

1830 senesinde Abraham’ın babası tekrar taşınmaya karar verdi ve aile bu sefer de Illinois Eyaleti’ne göç ederek Springfield’a yerleşti. Lincoln artık yirmi bir yaşındaydı. Ancak sonraki yıllarda ortaya koyacağı müthiş başarıların bir izini görmek, o yıllarda mümkün değildi. Gerçekten de çalışkan, güçlü kuvvetli, aklından ziyade pazılarıyla çalışan, bir yerleşimcinin tipik köylü çocuğuydu.

Bu yıllarda tekrardan babası için çalışmakla beraber, Abraham artık tek başına yoluna devam etmek, babasının yönetiminden bağımsız olmak için şiddetli bir istek duyuyordu. Politika ise onun içgüdüsel olarak yöneldiği bir alandı. Bu eğilimin ilk örneği ise 1830 yılında Springfield’ın içinden akan Sangamon nehrinin ıslah edilmesi ile ilgili olarak yaptığı spontane konuşmadır.

Abraham, 1831 yılında artık ebediyen babasının yönetiminden ayrılarak New Salem’e yerleşti. Eğitimsiz ve eski püskü giysiler içerisinde, hiç de başarılı bir politikacı adayı olarak gözükmüyordu. Bir bakkaliye dükkánında tezgáhtarlık yaparak hayatını kazanmaya başladı. Alçak gönüllü yaradılışının yanı sıra, o tarihlerde yerleşimciler arasında çok kıymet verilen iki özelliğe sahip olması ile kendini göstermeye başladı: Olağanüstü fiziksel güç ve eğlenceli hikáyeler anlatabilme özelliğinin yanı sıra espri yapma konusundaki becerisi. Bunlardan ilkini sergilediği bir durum, yerel gençlerin lideri konumundaki Jack Armstrong ile yaptığı güreştir. Neticesinde topluma kendini sevdirdiği bu mücadeleden sonra kendisine "Dürüst Abe" lakabı verilmiş ve Armstrong ile hayat boyu sürecek dostlukları başlamıştır. Bunun ardından yaşamının geri kalanında da sürdüreceği kendi kendini eğitme çalışmalarına, gramer dersleri alarak ve Shakespeare okuyarak başlamıştır.

1832 senesinde yeni memleketindeki popülerliğini Eyalet Meclisi’ne adaylığını koyarak sınadı. 1832 Mart’ında adaylığını ilan ettiği konuşmasında iç yapılanmayı ve eğitime vereceği desteği ön plana çıkardı. Genç Lincoln, en büyük arzusunun "hemşehrileri tarafından saygı görmek" olduğunu söyleyip, konuşmasını kendine has kederli üslubunu yansıtan bir ifade ile tamamladı: "Ancak, eğer benim kıymetli hemşehrilerim üstün öngörüleri ile beni arka planda tutmayı yeğleyeceklerse, bugüne değin yaşadığım hayal kırıklıklarıyla edindiğim bağışıklık sayesinde bu duruma çok fazla üzülmeyeceğimi ifade etmek isterim."

Bu dönemde Lincoln’un popülerliğini arttıran bir olay daha meydana gelmişti. Illinois Başkanı John Reynolds yerlilere savaş ilan etmiş, Abraham’ı da New Salem milis bölüğüne komutan olarak atamıştı. Daha sonraları bu olayı "o zamana değin en çok gurur duyduğum olay bu olmuştur" diye hatırlayacaktır.

Pek de gurur duyulamayacak bir durum olan bu savaş, Kara Şahin liderliğindeki 500 kadar Sac ve Fox yerlisinin açlıktan ölmemek için yerleşimci bölgelerinde mısır ekimi yapması sonucunda patlak vermiş, oldukça eşitsiz olan güçlerin mücadelesi sonunda bu yerliler Wisconsin’e kadar sürülmüş ve orada Kötü Balta Savaşı’nda hemen tamamı katledilmiştir. Lincoln, bu çatışmalarda fiili olarak bulunmamış, Ağustos ayında New Salem’deki seçimlere katılmak üzere geri dönmüştür. Ancak, dört koltuk için mücadele veren on üç kişi arasında sekizinci olabilmiş ve bu ilk politik denemesinde hüsrana uğramıştır.

Siyasetçi Lincoln


Genç Lincoln, ticaretle uğraşmaya karar verecek ve New Salem kentinde bir bakkaliye dükkánına ortak olacaktır. Iflasla sonuçlanan bu ticari girişimin ardından şansını tekrar politikada dener ve bu sefer 1834 senesinde Eyalet Meclisi’nde sandalye kazanmayı başarır.

Hayatında ilk kez sahip olduğu tek takım elbisesini giyerek o zamanki eyalet başkenti olan Vandalia’ya ulaşır. Mensubu bulunduğu Whig Partisi’nin üyesi olarak bir Eyalet Bankası kurulması ve büyük Illinois Kanal projesi için çalışmalarda bulundu. Whig Partisi’nin genel politikası gereği, benzeri yapılanma projelerini sürekli destekledi.

Lincoln, kısa zamanda espri yeteneğini sergilemeye başladı. Meclis’te yanlışlıkla görevli memurun bulunduğu bir pozisyona ikinci bir atama yapıldığında, Lincoln kıs kıs gülerek, bu durumun çok iyi olduğunu, bu sayede ilk memur vefat ederse tekrardan atama yapma zahmetine girmek zorunda kalmayacağını söyleyerek bu karakterini ortaya koyuyordu. Keskin zekásı ve esprili üslubuna rağmen kariyerinin bu aşamasında Abraham bir liderden çok, bir destekçiydi. On iki ayrı komisyonda görev almıştı ve Partisi için kanun teklifleri ve önergeler hazırlıyordu. 1836’da bir dönem daha Meclis’e seçildi.

Parti’den arkadaşı olan John T. Stuart, Lincoln’a hukukçu olmasını tavsiye ediyordu. Ilk başlarda çekingen kalsa da, daha sonra mevcut hukuk sistemindeki oldukça ilkel muhakeme ve hukuk süreçlerini gözlemleyerek, eğitimsiz olmasının hukukçu olmasına bir engel teşkil etmeyeceğine karar verdi. Baba geleneği olan çiftçilikle tüm bağlantısını kopararak hızla kendini hukuk yönünde eğitmeye başladı. Çiftçilik ona hiç çekici gelmiyordu. Tersine, esas önemli olanın, kendi Partisinin önerdiği şekilde, yeni topraklar edinmek yerine, ekonomik ve endüstriyel gelişme ve ulaşım hatlarının iyileştirmesi yoluyla ilerleme olduğunu düşünüyordu. 1836’da ikinci kez Meclis’e girmesinin ardından aynı yılın Eylül ayında hukuk lisansını aldı.

1836-1837 döneminde Meclis’e gönderilmiş Sangamon Ilçe Delegasyonu, üyelerinin boyları sebebiyle, "Uzun Dokuzlar" diye adlandırılıyordu. Delegasyonun ortak amacı eyalet başkentinin Vandalia’dan Springfield’a taşınmasıydı. Lincoln bu görüşün lokomotifliğini yapmaktaydı ve yasa tasarısına, başkent olacak şehrin 50.000 USD tutarında bir parayı Eyalet’e bağışlaması maddesini ekleterek daha küçük şehirleri elimine etmeyi başardı. Lincoln’un büyük çabası sayesinde tasarı Meclis’ten geçti ve Springfield yeni başkent oldu. Bu olay Lincoln’un politika sahnesinde ne kadar etkili bir rol oynayabileceğinin bir örneği olarak dikkatleri topladı. Her ne kadar Lincoln etkili bir isim olsa da, Whig Partisinin temel politikası olan altyapı hizmetleri konusundaki yasa tasarılarının lokomotifi durumundaki isim, daha sonradan Lincoln ile ciddi bir rekabete girişecek olan Stephen A. Douglas’tı.
Ad:  Abraham Lincoln11.jpg
Gösterim: 824
Boyut:  94.2 KB

Köleliğin sonuna doğru


Köleliğin ortadan kaldırılması yönündeki ilk somut hareket, William Lloyd Garrison önderliğinde 1830’larda başlamıştı. Ilk başlarda, bu hareket çok büyük muhalefetle karşılaştı. Birçok Amerikalı, köleliğin kaldırılması yandaşlarını, birliği yok etme niyetinde olan anayasa düşmanı fanatikler olarak görüyordu. Kaldırılma karşıtı bir hareket çok geçmeden oluştu ve Illinois Eyaleti’ndeki kaldırılma yandaşı bir gazetenin editörü olan Elijah Lovejoy 1837 yılında öfkeli bir kalabalık tarafından linç edilerek öldürüldü.

Güney Eyalet Meclisleri, kuzeydeki muadillerinden kaldırılma yandaşlarına karşı sert önlemler alınması yolunda baskı yapmaya başladılar. Çoğunlukla güneyli yerleşimcilerin yaşadığı ve köleliğin çeşitli şekillerde sürmekte olduğu Illinois Eyaleti’nde bu çağrılar oldukça olumlu karşılanıyordu. Güneylilerin çağrılarına uyan Illinois Meclisi 1837 senesinde kaldırılma hareketini kınayan bir bildiri yayınladı. Lincoln’un köleliğin kaldırılması yönünde kamu önündeki ilk eylemi bu tasarıya karşı çıkması olmuştur.

Iki yıl sonra, Lincoln ve Douglas sürmekte olan başkanlık seçimlerine ilişkin konularda halk önünde münazaralar yapmaya başladılar. 1858’de yapacakları meşhur münazaraların bir provası olarak iki rakip Martin Van Burne’in başkanlığı, hazine, ve köleliğin kaldırılması hareketi üzerine ateşli tartışmalar gerçekleştirdiler. Douglas’ın Whig’lerin köleliğin kaldırılmasına destek verdiği savını çürütmek için, Lincoln Van Buren’in zencilerin sınırlı ölçüde oy kullanma hakkının verilmesini desteklediğini savunarak Douglas’ı oldukça öfkelendirdi.

Aslında, Lincoln’un zencilerin oy verme konusunu rakibine karşı kullanması, onun zenciler konusundaki görüşlerinin sınırını da temsil eder. Köleliği lanetlemekle beraber, Lincoln, kariyerinin bu aşamasında asla zencilere oy hakkının verilmesinden yana değildi ve bu hususu zencilerden nefret eden Illinois Eyaleti’nde kullanmaktan da çekinmiyordu. Lincoln inatla Harrison-Tyler ekibini destekledi ve Whig’ler Illinois’de kaybetmelerine rağmen, başkanlığı kazandılar ve bunun sonucu olarak Lincoln’un politik nüfuzu daha da güçlendi.

4 Kasım 1842’de Lincoln, oldukça fırtınalı geçen bir ilişki nihayetinde Mary Todd ile evlendi. Lexington, Kentucky doğumlu olan Mary, 1839’da kız kardeşi Elizabeth ile beraber yaşamak için Springfield’a yerleşmişti. Illinois başkanının oğlu olan eniştesi Ninian Edwards sayesinde derhal seçkinler grubuna dahil oldu. Kısa zamanda Lincoln ile tanıştılar ve fırtınalı ilişkileri de başlamış oldu. Her ne kadar evlilikleri oldukça sancılı da olsa, Lincoln üzerinde sakinleştirici bir etki yapıyordu. Onu tüketen ruh hali değişiklikleri yaşıyor, çalışmasını engelleyecek ölçüde depresyona girmesine sebep oluyordu. Meclis çalışmaları sırasında Vandalia’dan gönderdiği bir mektupta şöyle yazıyordu "Anlatamayacağım bazı şeyler ruhumu o kadar sıktı ki, burada olmaktansa dünyanın herhangi başka bir yerinde olmayı yeğlerim."

Evliliği Lincoln’un davranışlarındaki depresyon belirtilerini büyük ölçüde azaltmış olmasına rağmen, Lincoln yaşamı boyunca melankolinin esiri olmuştur. Hukuk bürosundan ortağı ve dostu William H. Herndon Lincoln’u şöyle tanımlar: "Üzgün görünüşlü bir adam; yürürken sanki üzerinden melankoli akar... Sürekli üzgün görünüşü onun en karakteristik özelliğidir."

Ulusal siyasete geçiş


1846 senesinde Lincoln evanjelist rakibi Peter Cartwright’ı geride bırakarak Illinois Eyalet Meclisi’nden Birleşik Devletler Kongresi’ne geçti. Bu zafer, onun politik kariyerinde büyük bir adım teşkil etmişti ve bu sayede ulusal arenada politika yapmaya başladı. Ancak bu kampanya, Lincoln’un inançları hakkında yeni şüpheler ortaya koymuştur.

Cartwright’la olan mücadelesi sırasında rakibi onu dini açıdan inançsız olmakla suçlamış ve bu sayede Lincoln’un dini görüşleri de gün ışığına çıkmıştır. Bu süreç zarfında onun Tanrıya inanan ancak dini reddeden ya da en azından şüpheyle bakan bir kişi olduğu göze çarpmıştır. Aslında bu durum, sivil savaş öncesi Amerikan toplumunun oldukça dindar yapısını da ortaya koyar. 1830 ve 40’larda birçok Amerikalı, tarihçilerin Ikinci Büyük Uyanış diye adlandırdıkları bir süreç sonunda geniş tabanlı bir hareketle Protestan mezhebine geşmişti. Püritenlerin Büyük Uyanış diye adlandırılan canlanışının benzeri olan bu hareketin öncüleri arasında Cartwright ve Charles Grandison Finney de vardı.

Lincoln’un ABD Kongresi’ndeki dönemi boyunca ana konu Meksika Savaşı olmuştu. Başkan James K. Polk, Demokratların batıda daha fazla toprak edinilmesi taleplerini, Meksika’yla olan küçük bir sınır anlaşmazlığını tam bir savaşa çevirerek cevapladı. Amerikan orduları Mexico City’ye doğru yürüyüşe geçtiler ve Meksika ordularını mağlup ettiler. Lincoln bu savaşın en büyük muhaliflerinden biriydi ancak onun protestoları, Amerikan askerlerini eve döndüremedi ve Amerikan zaferlerinin sonucu olarak Meksika’dan büyük toprak kazanımları sağlandı.

Bugünkü ABD’nin güney batısının hemen tamamını oluşturan bu araziler, kölelik konusunu tekrar Amerikan politik gündeminin üst sıralarına taşıdı. On yıllardır köleliğe izin veren ve vermeyen eyaletlerin birlikte var olduğu tuhaf statüko, yeni arazilerde ne yapacağını soruyordu: bu bölgelerde kölelik olmalı mıydı, olmamalı mıydı?
Bu durum sonraki yılların politik tartışmalarına damgasını vurdu ve daha sonradan Iç Savaş’a dönüşecek ihtilafın da kıvılcımını çaktı.

Avukatlığa dönüş


Kongre’deki dönemi sona eren Lincoln Illinois’e döndü ve avukatlık mesleğini sürdürdü. Zaten melankolik bir insan olan Lincoln, oğlu Edward’ın 1850’de üç yaşında ölmesi, ardından 1851’de babasını kaybetmesiyle daha da depresif bir kişiliğe büründü ve din ile olan ilişkisi derinleşmeye başladı.

Lincoln’un kişisel sorunlarıyla uğraştığı bu dönemde Amerika oldukça sancılı günler yaşıyordu. Meksika’dan alınan bölgelerde güneyli ve kuzeyli milisler, diğerinin avantaj kazanmasını ve bu bölgelerdeki ekonomik ve sosyal yapılanmayı şekillendirmesini engellemek için çatışmaya başlamıştı. Bunlar arasında baş ihtilaf konusu yine "kölelik" idi. Ilımlı politikacıların Birliğin hálá sürebileceğine yönelik iyi dileklerinin dayanaksız olduğu kısa sürede ortaya çıkacaktı.

Meksika’dan edinilen bölgelerde yaşanan sıkıntılı durum Lincoln’u tekrar politika sahnesine çekti. 1854’de Demokrat senatör Stephen Douglas batı bölgelerinin yerleşime açılması konusunu gündeme taşıdı. Güneyli ve kuzeyli politikacılar mevcut politik dengeyi korumak için çekişirken birçok yerleşimci akın akın bu bölgelere göç etmeye başladı. Hem kuzeyli hem de güneyli yerleşimciler, aynı yerlerde mesken ediniyor, geldikleri yerdeki kanunları da burada uygulamak istiyorlardı. Bu durum özellikle kölelik konusunda çatışmaların yaşanmasına sebep oluyordu. Kongre, bu arazilere resmi bölge statüsü vermekte ayak sürüyordu, çünkü güneyli ve kuzeylilerin çatışan beklentileri çok vahim neticeler doğurabilirdi. Bir çok kuzeyli, Batı’yı köle işçilerle rekábet olmayan, beyaz yerleşimciler için cennet olarak görürken, güneyliler kölelerini azat etmeksizin buralarda yaşayabileceklerini umuyorlardı.

Stephen Douglas bu durumu Kansas-Nebraska yasa tasarısı ile sona erdirdi. Bu yasaya göre bölgedeki kanunu halk belirleyecekti. "Halk Egemenliği" tabir olunan bu yasa uyarınca eyaletlerinde kölelik olup olmayacağına orada yaşayan yerleşimciler karar verecekti.

Douglas’ın Amerikan Demokratik Geleneğine uygun bulduğu bu tasarı 1854 baharında yasalaştı ancak mevcut çatışmaların daha da şiddetlenmesine sebep oldu. Çünkü iki taraf da yeni bölgelerde kendi kanunlarının uygulanması için ellerindeki her imkánı kullanarak baskı kurmaya çalışıyordu.

Bu gelişmeler, köleliğin batıya doğru yayılmasına karşı çıkanlarca, Cumhuriyetçi Parti’nin kurulmasına sebep oldu. Bu sorun Abraham Lincoln’un politika sahnesine geri dönmesini sağlamış, Cumhuriyetçi Parti, onun mesajını tüm ulusa duyurmuştu. Lincoln, Cumhuriyetçi Parti’nin en etkili isimlerinden biri olarak 1859 seçimlerinde Parti adaylarını desteklemek üzere kampanyalara katılmıştı. Zaman içerisinde Lincoln’un yükselen yıldızı, çevresindekilerce başkanlığa namzet bir şahsiyet olduğu görüşünü kuvvetlendirdi ve 1860’da Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan Adayı olarak seçildi.

İç Savaş ve Lincoln Suikasti


Ad:  5.png
Gösterim: 438
Boyut:  58.3 KB
Lincoln Suikasti. Soldan sağa Henry Rathbone,
Clara Harris, Mary Todd Lincoln, Abraham Lincoln ve John Wilkes Booth

Lincoln nüfusu fazla olan kuzey eyaletlerinden aldığı destekle seçimi kazandı ve güneyliler bu durumu bardağı taşıran son damla olarak gördüler. Lincoln’un seçilmesi ve yemin etmesi arasında geçen birkaç ay zarfında bir grup eyalet Birlik’ten ayrıldıklarını ilan ettiler. Yeni Başkan’ı çok zor bir görev bekliyordu: Iç Savaş.
Sumter kalesinin düşmesinden sonra Lincoln bir ordu toplayarak Birliği paramparça olmaktan kurtarmaya karar verdi. Olağanüstü baskılara, can kaybına, muharebelerde alınan yenilgilere, ölüm tehditlerine rağmen 4 yıl süren Iç Savaş boyunca Birliği yeniden oluşturma fikrinden taviz vermedi. 1 Ocak 1863 de Azatlık Beyanını yayınladı. Bu deklarasyonla Birliğin egemenliğinde olmayan Konfederasyon Eyaletleri’ndeki tüm kölelerin azat edildiğini ilan ediyordu.

1864’de Ulysses S. Grant’i Birleşik Devletler Başkomutanı olarak atadı. Güneyliler artık gerilemeye başlamıştı. Lincoln Andrew Johnson ile birlikte tekrardan başkan seçildi. 9 Nisan 1865’de güney kuvvetlerinden General Robert E. Lee ordusuyla beraber Grant’a teslim oldu. Iki gün sonra, Lincoln Beyaz Saray etrafında toplanan kalabalığa bir konuşma yaptı. Değindiği konular arasında bazı belirli zencilere oy verme hakkının verilmesini destekleyeceğini belirtti. Bu konuşma, kalabalıktaki güney sempatizanı ve Başkan’ın temsil ettiği her şeyden nefret eden aktör John Wilkes Booth’u oldukça öfkelendirdi ve Başkan’ı öldürmeye kesin karar verdi.

Aslında bu, Booth’un Başkan’a zarar vermek için ilk teşebbüsü değildi. 1864 yazının sonlarında, Booth Abraham Lincoln’u kaçırmak için planlar yapmıştı. Koyu bir güney sempatizanı olan bu genç adam, güneyliler lehine casusluk, asi ordusunun ihtiyacı olan kinin ve diğer tıbbi malzemelerin kaçakçılığını yapmaktaydı. Lincoln’u kaçırmaktaki maksadı ise, Başkan’a karşılık kuzeylilerin elindeki güneyli esirleri serbest bıraktırarak, Konfederasyon’un iyice seyrelmiş saflarına bir nebze olsun destek sağlama umuduydu.

Booth yerel serserilerden oluşturduğu grubuyla planlar yapmaya başladı. Birkaç ay içerisinde, Michael O’Laughlen, Samuel Arnold, Lewis Powell, John Suratt, David Herold ve George Atzerodt’u saflarına kattı. Booth, Lincoln’un 17 Mart 1865’te "Duru Sular Derin Akar" adlı oyunu seyretmek üzere Washington’un az dışında olan Campbell Hospital’da olacağını öğrendi ve Başkan’ı kaçırmak için en iyi fırsatın, onu arabadayken kıstırmak olduğunu düşündü. Ancak son anda Başkan tiyatro oyunu seyretmek yerine 140. Indiana Alayı’nı ziyaret etmeye karar verince komplocuların planı suya düştü. Planın başarısızlığa uğramasıyla ümitlerini yitiren çete büyük ölçüde dağıldı. Tek başına kalan Booth, her ne kadar artık güney için bir umut kalmasa da yapabileceği son şeyi yapmak istemekteydi: Lincoln’u öldürmek.

14 Nisan 1865’de Lincoln’lar "Amerikalı Kuzenimiz" adlı oyunu seyretmek için Ford Tiyatrosu’ndaydılar. Oyun sırasında Booth tiyatroya geldi, arkadan gizlice şeref locasına girdi ve saat 22:15’te Başkan Lincoln’a kafasının arkasından ateş etti. Başkan yaralı halde caddenin karşısındaki Peterson House’a götürüldü. Ertesi gün saat 07:22’de hayata gözlerini yumdu. Bu olay, Amerika’daki ilk başkan suikastı olarak tarihe geçerken halkı büyük üzüntüye boğmuştu. Lincoln’un ölümüne yol açan sebep, o zamanlarda halkın arasında yaşanan derin nefretler ve bölünmelerdi. Naşı trenle Illinois, Springfield’a götürüldü ve 4 Mayıs 1865’te Oak Ridge Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bu suikast sebebiyle, başlattığı yeniden yapılanma hareketi, Lincoln’un liderliğinden yoksun olarak sürdürüldü.

Abraham Lincoln, Sivil Savaş sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal birliğinin muhafazası yönündeki olağanüstü çabaları ve köleliğin kaldırılmasında oynadığı lider ve etkili rol ile anımsanmaktadır. Aynı zamanda onun alçakgönüllü kişiliği, karakteri, yaptığı konuşmalar ve mektupları ile beraber, azmi ve çalışkanlığı sayesinde basit bir köylü çocuğu iken Amerika Birleşik Devletleri’nin en üst yönetim seviyesine kadar yükselebilmesiyle, birçokları için gerçek bir kahraman ve idol olmuştur.

Abraham Lincoln, Amerika’nın büyük değişimlerden geçtiği bir dönemde yaşamıştı. Politik, sosyal, ekonomik ve teknolojik alanda durmaksızın yaşanan gelişmeler, ülkeyi hızla değiştirmekte, ama bunun yanı sıra, çatışan çıkarlar nedeniyle kutuplaşmaları da arttırmaktaydı. Çıkar çatışmalarının odağında kölelik müessesesi bulunmaktaydı. Yüzyıllardır, özellikle güney eyaletlerinde, Afrika’dan getirilen zenciler, köle olarak kullanılmakta, insanoğlu bir mal gibi alınıp satılmaktaydı. Ağırlıklı olarak pamuk tarlalarında kullanılan bu insanlar, en temel haklardan bile yoksun şekilde çalışırken, güney ekonomisinin hayati bir unsurunu da teşkil ediyorlardı.

Abraham Lincoln tarihe, köleliği ortadan kaldıran ABD Başkanı olarak geçmiştir. Lincoln siyah-adamın beyaz-adam ile eşit olduğu gibi bir fikrisavunmuyordu. Başkan, zencilerin beyazlardan daha aşağıda olduklarını ve aynı haklara sahip olmamaları gerektiğini düşünüyordu. Fakat, siyahların da insan olduğunu, emeğin kutsal olduğunu ve bir insanın emeğinin karşılığını alması gerektiği yönündeki inancını ortaya koyması, güney eyaletlerinde ciddi tepki toplamaktaydı. Lincoln’un bu görüşünün, çocukluğunda ve gençliğinin bir kısmında tüm emeğinin, bir karşılık verilmeksizin babası tarafından istismar edilmiş olmasından kaynaklandığına inanılır.
Ad:  6.jpg
Gösterim: 389
Boyut:  6.2 KB
Lincoln'ün son fotoğraflarından biri (1865)

Abraham Lincoln, 12 Şubat 1809 senesinde Thomas ve Nancy Lincoln’un evladı olarak Kentucky Eyaleti’nin, Hardin Ilçesinde dünyaya geldi. Thomas bir marangozdu ve babasının tüm serveti ölümünün ardından büyük ağabeyine kaldığı için, kendi başına zorluklarla biriktirdiği paralarla kendi çiftliğini kurdu. Ne var ki, o yıllarda Kentucky Eyaleti’nin kadastro sistemi oldukça ilkeldi ve mülk sınırlarının kesin tespit edilememesi sebebiyle sık sık sorunlar yaşanmaktaydı. Sahip olduğu iki arazinin tapusu Eyalet tarafından iptal edilince ailesi ile birlikte 1816 senesinde, hükümetin verilen tapuları garanti edebilmesi sebebiyle Indiana’ya taşındı. Abraham Lincoln bu taşınma olayına ilerideki yıllarda değinirken babasının "bir ölçüde köleliğe karşı olduğu için, ama esas itibarıyla tapu problemlerinden" dolayı taşındığını söyler.

Lincoln’lar Ohio Nehrini geçerek Perry Ilçesi, Little Pigeon Creek’de yerleştiler. O sıralarda aileleri Thomas, Nancy, genç Abraham ve ablası Sarah’dan oluşmaktaydı. Lincoln, 1859’da bu günlere ait düşüncelerini ifade ederken "Yeni evimize Eyaletin Birliğe yeni katıldığı dönemde yerleşmiştik. Oldukça vahşi bir bölge olan Indiana’da ormanlar hálá vahşi ayılar ve diğer hayvanlarla doluydu..." demektedir.

Arazinin tarıma açılabilmesi için Abraham ağaç kesme işine başladı. Oldukça genç olmasına rağmen iri yarı bir fiziği vardı ve 23 yaşına kadar elinden balta düşmeden sürekli çalıştı. Buna istisna olan durumlar ise tarlanın sürülme ve hasat mevsimleriydi. Gençliği kaslarını çalıştırıp aklını uyuşturacak kadar uzun ve oldukça zor şartlarda geçen Lincoln’un vücudu öylesine atletik ve güçlüydü ki, yıllar sonra ölümünün ardından otopsi yapan doktorlar buna dikkat çekmekten kendilerini alamamışlardı.

1818 yılında Abraham’ın annesinin "süt hastalığı"ndan ölmesinin ardından babası Thomas, Sarah Bush Johnston ile evlendi. Ancak trajediler Lincoln ailesinin peşini bırakmıyordu. 1828 yılında ablası Sarah, doğum yaparken can verdi. Bu iki ölümün Abraham üzerinde oldukça derin ve yaşamı boyunca iz bırakacak etkileri olmuştur. Onu tanıyanlarca da gözlemlendiği ve aktarıldığı şekilde Lincoln melankolik, çoğu zaman depresif ve ölüme eğilimli bir ruh haline sahipti.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:13
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
8 Eylül 2009       Mesaj #7
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  Abraham Lincoln6.jpg
Gösterim: 490
Boyut:  36.9 KB
Amerika Birleşik Devletlerinin 16. Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln
'ün çocukluğu yoksulluk içinde geçmiş, doğru dürüst okula bile gidememişti. Küçük yaşta babasıyla birlikte ormanlarda kereste biçmiş, nehir gemilerinde çalışmış, bir kürk tüccarının kâtipliğini yapmıştı. 1818 yılında, İndiana'yı kasıp kavuran bir salgın hastalık sırasında, baba-oğul bütün bir sonbahar mevsimi boyunca tabut yapıp sattılar!..

Böylesine yoksulluk içinde geçen çocukluk ve gençlik günleri, Abraham Lincoln'ün kendi kendini yetiştirip 1834'te avukat, 1860'ta da A.B.D. Cumhurbaşkanı olmasını engelleyemedi.

Köleliğe karşıydı Lincoln. Yetişme biçiminin onun bu düşünüşünde büyük etkisi olmuştu. Beyaz Amerikalının zencilere uyguladığı insanlık dışı tutum, Abraham Lincoln'ün üzerinde çocukluğundan beri derin izler bırakmıştı. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce, köleliği kaldırmanın çok zor olduğunu biliyor, hiç olmazsa daha da yayılmasını önlemeyi düşünüyordu.

Abraham Lincoln'ün cumhurbaşkanlığına seçilmesi. Güney Eyaletlerinde ayaklanmanın başlaması için sanki bir işaret oldu. 1861 şubatında, Güney Carolina ve onu izleyen 10 eyalet Birleşik Devletlerden ayrılarak aralarında bir Konfederasyon kurdular. Başkenti Richmond olan bu devletin anayasasında şöyle bir madde yer alıyordu :
"Zenci, beyaz insanla hiç bir zaman eşit haklara sahip olamaz, kölelik, yani beyaz ırka boyun eğmek; zencinin olağan bir durumudur..."

Öte yandan Abraham Lincoln, 4 mart 1861'de verdiği bir söylevle :
"Hiç bir eyaletin, öbürlerinin onayı olmadan Birlik'ten ayrılamayacağını.." ileri sürüyordu.

Güneylilerin buna verdikleri karşılık, 12 Eylül 1861'de Charleston limanındaki Sumter kalesini topa tutmak biçiminde oldu. Bu iç savaş demekti.

Dört yıl süren iç savaşın sonlarına doğru. Cumhurbaşkanlığı süresi dolduğundan, yapılan seçimlerde yeniden adaylığını koydu ve kazandı. Abraham Lincoln bu haberi soğukkanlılıkla karşılamış ve:
"Amerikan halkı, dereden geçerken at değiştirmenin doğru olmadığına inandığı için, seçimlere katıldım..." demişti.

14 mart 1865'te, ikinci defa Beyaz Saray'a giderken Başkan Lincoln halka verdiği demeçte şöyle diyordu :
"Hiç kimseye karşı kin beslemeden, Tanrı'nın bize doğru yolu göstermek için verdiği güce dayanarak, yaraları sarmaya, savaşın güçlüklerini yüklenenlerin dul eşleriyle yetimlerini düşünmeye ve giriştiğimiz bu işi tamamlamaya çalışalım ki; kendi aramızda ve dünya uluslarıyla barışı gerçekleştirebilelim..."

Lincoln'ün bu konuşmasından bir ay sonra, 9 Nisan 1865'te Güney orduları komutanı General Lee, Appomotox şehrinde kılıcını Birleşik Devletler başkomutanı General Grant'a teslim ediyordu... 13 Nisan perşembe günü de Washington, Güney'in teslim olmasını kutlamak için baştan aşağı donanmıştı.

14 Nisan 1865 cuma gününü Beyaz Saray'da çalışmakla geçiren Abraham Lincoln, akşam biraz eğlenebilmek için, Ford Tiyatrosunda, sahnenin hemen yanındaki locada "Amerikalı Yeğenimiz" adlı oyunu seyrediyordu. Locada Lincoln'-den başka Clara Harris adında bir bayan konuğu ve koruyucusu binbaşı Rathbone bulunuyordu. Bu sırada tiyatronun oyuncularından John Wilkes Booth, locanın önüne gelmiş, günlerdir inceden inceye hazırlanan planı uygulamaya başlamıştı.

Booth, aşırı bir Güneyliydi. Dolayısıyla Abraham Lincoln'ün amansız düşmanıydı. Birkaç hafta önce Cumhurbaşkanının tiyatroya geleceğini öğrenince, hazırlıklarına hız vermiş, oyunu tekrar tekrar seyretmiş, halkın özellikle hangi sahneye güldüğüne dikkat etmişti. Daha sonra Lincoln'ün oturacağı locanın kapısında, içeriyi görebilmesine yardım edecek küçük bir delik açmıştı!..

Suç ortaklarıyla da görüşerek, sonunda her şeyin hazır olduğunu bildirdi. O gece tiyatroya giderken şöyle diyordu:
"Sahneden ayrıldığım zaman, Amerika'nın en ünlü adamı olacağım!."
Booth, locanın önüne gelince, küçük delikten içeri baktı. Lincoln ve yanındakiler kendilerini oyuna kaptırmışlardı. Halkın en çok güldüğü bölüme gelindiğinde, kapıyı açarak locaya girdi. Seyircilerin kahkahalarını bastıran bir patlama sesi duyuldu ve Abraham Lincoln'ün başı göğsüne düştü!.. Binbaşı, bundan sonra kendini toplayıp suikastçının üzerine atıldıysa da, Booth bu sefer de bıçağını kullanarak onu yere serdi ve locadan sahneye atlayarak, ne olduğunu anlayamayan halkın şaşkın bakışları arasında arka kapıdan kaçtı..

Aynı gece Dışişleri Bakanı Sward, evinde dev yapılı bir adamın saldırısına uğruyordu. Adam, Sward'ı boğarken, karısının, oğlunun ve hizmetçisinin yetişmesi üzerine kaçmak zorunda kaldı. Yine o gece, başka bir ziyaretçi, Başkan Yardımcısı Johnson'ın evi önünde dolaşıyordu. Fakat içeriye girmeye cesaret edemedi.

Bir gece içinde Amerika Birleşik Devletleri'ni yöneten üç kişi yok edilmek istenmiş, fakat ancak Booth suikast planını gerçekleştirebilmişti. Ağır yaralanan Lincoln, ertesi gün öldü.

Washington'dan kaçmayı başaran Booth, günlerce sonra izi bulunarak, bir çiftlikte sarıldı. Yanında bulunan suç ortaklarından biri teslim oldu, Booth ise intihar etti. Böylece katil, ancak 96 yıl sonra bir rastlantı sonucu ortaya çıkacak sırrını da mezara götürmüştü. Yakalanan öteki suikastçılar da askeri mahkemede yargılandıktan sonra asıldılar. Bunların bir tanesi de kadındı!..

1961 yılında Philadelphia'da eski kitap satan dükkânlardan birinde bulunan askerlikle ilgili kitabın içindeki şifreli mesaj, Lincoln'a yapılan suikastın karanlıkta kalmış noktalarını aydınlığa kavuşturdu. Doksan altı yıl bir kıyıda unutulup kalan kitap, uzmanlarca incelenince, mesajın uydurma olmadığı ve 1868'de sayfalar arasına yazıldığı kabul edildi.

Aceleyle yazıldığı anlaşılan cümleler, Abraham Lincoln'ün hükümetinde Savunma Bakanı olan Edwin M. Stantonın gizli güvenlik şefi Tuğgeneral C. Baker'a aitti. Baker da 1868 yılında esrarlı bir biçimde, bazılarına göre arsenikle öldürülmüş, bu satırları da ölümünden beş ay önce kitabın içine yazmıştı.
Ad:  Abraham Lincoln8.jpg
Gösterim: 531
Boyut:  107.4 KB

General yazısında, üç kere öldürülmek istendiğini, sürekli olarak izlendiğini belirtiyor ve şu cümleyi kullanıyordu:
"Yeni Roma'da üç adam yürüyordu; biri Yahuda (Hz. İsa'yı ele verip onun çarmıha gerilmesine sebep olan on iki Havari'den biri) ikincisi Brütüs ve bir de casus... Casus bendim; C. Baker. Yahuda, vurulan adam ölmek üzereyken, onun yanına giderek aslında nefret ettiği adama saygı gösterisinde bulundu. Adam ölünce de şöyle dedi: "Şimdi tarih ona, ulus bana sahip.."

Bu şifreli yazı, Lincoln'ü öldürten adamın Savunma Bakanı Edwin M. Stanton olduğunu ortaya çıkarıyordu. Yazıda sözü edilen Yeni Roma: Washington, Yahuda: Stanton, Brütüs: oyuncu Brooth ve casus da kendisinin belirttiği gibi General Baker'dı... Gerçekten de Savunma Bakanı Stanton, Lincoln ölmek üzereyken, yatağının başucundaydı. Ve öldüğünde :
"O artık tarihin malı oldu..." demişti.

Şifre, bu cümleyi tamamlıyor ve Bakanın amacını açıklıyordu. Aynı gece içinde Lincoln'la birlikte yardımcısı Johnson ve Dışişleri Bakanı Sward'ın öldürülmesi, Stanton'un Birleşik Devletlerin bir numaralı adamı olmasını sağlayacaktı.

Lincolnün oğlu Todd, 1926 yılında ölmeden az önce bir dostuna, babasının evrakı arasında bulunan bazı belgeleri kimseye göstermeden yaktığını söylemiş ve nedeni sorulduğunda:

"Belgelerden, babamın yardımcılarından birinin ona ihanet ettiği anlaşılıyordu. Bu yüzden bu belgelerin ortadan kaldırılmasının doğru olacağını düşündüm." karşılığını vermişti...
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:11
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
15 Kasım 2009       Mesaj #8
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Lincoln Anıtı (Lincoln Memorial)


Ad:  Lincoln Memorial.jpg
Gösterim: 931
Boyut:  76.1 KB
Lincoln Anıtı, ABD'nin başkenti Washington, D.C.'de Başkan Abraham Lincoln'ın anısına yapılmış anıt.

Hoşgörü, doğruluk ve kararlılığı simgeler. Henry Bacon tarafından Atina Akropolisi'indeki Parthenon'u anımsatacak biçimde tasarlanmıştır; 13,4 m yüksekliğinde 36 sütunu vardır. Colorado mermerinden yapılmış bu sütunların sayısı, ABD'nin Lincoln dönemindeki eyaletleri kadardır.Lincoln'ın 5,80 m yüksekliğindeki heykeli beyaz Georgia mermerindendir ve Tennesse mermerinden yapılmış bir kaide üstündedir. Daniel Chester French'in tasarladığı heykel, mermere New Yorklu Piccirilli kardeşler tarafından işlenmiştir.

Anıtın önündeki bir havuzun üzerinden doğuya, Washington Anıtı ile Capitol'a doğru bakar. Anıtın içinde, güney duvarına Lincoln'ın Gettyburg Söylevi, kuzey duvarına ise ikinci kez başkan seçildikten sonra yaptığı konuşma kazınmıştır. Tavanda Jules Guerin'in yaptığı iki resim vardır; bunlardan biri Birleşme ve İlerleme, öteki de Bir Irkın Özgürlüğünü Kazanması adlarını taşır. Anıtın temeli 1915'te atılmış, açılışı da 30 Mayıs 1922'de yapılmıştır.
Lincoln Anıtı'nın havadan görünümü

Ad:  Lincoln Memorial1.jpg
Gösterim: 458
Boyut:  114.0 KB
Abraham Lincoln (1920)
Ad:  Abraham Lincoln (1920).jpg
Gösterim: 908
Boyut:  41.6 KB
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 20:13
Gerçekçi ol imkansızı iste...
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
18 Şubat 2013       Mesaj #9
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Abraham Lincoln
Ad:  Abraham Lincoln9.jpg
Gösterim: 520
Boyut:  72.9 KB
Abraham Lincoln, 12 Şubat 1809 yılında, Kentucky Hodgenville yakınlarında Hardin kasabasında, çiftçilikle uğraşan Virginia'lı Thomas Lincoln ile Nancy Hanks çiftinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Oldukça kötü şartlar altında yaşayan ailenin, kısa adı Abe olan yeni üyesi, Sinking Spring çiftliğinde, tahta bir klübede doğdu. Sarah (1805) adında bir ablası bulunan Abe'in, Thomas Jr. adlı erkek kardeşi henüz bebekken öldü.

1808 yılında, Sinking Spring çiftliğini satın almış olan baba Thomas Lincoln, kısa bir zamanda borçları nedeniyle mahkeme kararıyla tüm malvarlığını yitirdi. Bu iflasın ardından 1816 yılında, Abraham 7 yaşındayken, indiana yakınlarındaki bir tepede bulunan Perry Country'ye (şimdiki adı Spencer Country), siper için kurulmuş barakaya benzer bir kulübeye taşınmak zorunda kaldılar. Baptist olan aile, köleliğe karşı oldukları için büyük kiliseden uzaklaştırıldı. Bu bakış açısı içerisinde yetişen Lincoln, küçük yaşlardan itibaren köleliğe muhalif duygular besledi. Bunun yanı sıra, dine karşı da aynı muhalefeti yürüttü ve hiçbir kiliseye dahil olmadı. İki yıl sonra 1818'de, Abe henüz 7 yaşındayken, annesi Nancy Lincoln bir çeşit süt hastalığından genç yaşta (34) vefat etti. Bu ölümün ardından tekrar evlenen babasının yeni eşi Sarah Bush Johnston'un, kendi çocuğu gibi üzerine titrediği küçük Lincoln üzerinde büyük bir etkisi oldu. Abe'in üvey annesiyle iyi bir diyalog kurmasına rağmen, babasıyla ilişkisi gittikçe soğudu ve zamanla birbirlerinden iyice uzaklaştılar. Sarah Johnston, yeni şeyler öğrenmeye hevesli, zeki Abe'i okuması için teşvik etti. Ancak Lincoln, maddi imkansızlıklar nedeniyle okula gidemediği için, 18 ay gibi oldukça kısa bir süre boyunca çevresindeki bazı eğitimli insanlardan ders aldı.

Aynı zamanda etrafından emanet edindiği kitapları okuyarak, açığını kapatmaya çalıştı ve kendi kendini eğitti. İncil, William Shakespeare, İngiliz ve Amerikan tarihiyle ilgili birçok kitap okudu. Çiftçiliği hiçbir zaman sevmedi. 1830 yılına gelindiğinde, aile, Illionis'te bulunan Macon adlı küçük bir kasabadaki kamu arazisine taşındı. Macon'daki iklim şartlarının çalışmaya müsait olmaması nedeniyle, ertesi yıl tekrar İndiana'ya geri döndüler. Burada, salgın hastalıkların neden olduğu ölümlerin artması üzerine, tabut yapıp satmaya başladılar. Hemen ardından baba Thomas Lincoln ailesini, bu defa da İllionis'e bağlı Coles kasabasında bir başka konuta taşıyınca; uzun boylu, güçlü bir fiziğe sahip olan 22 yaşındaki Abraham, bu zamana kadar tarlalarda çalışmasına rağmen, ileride babası gibi çiftçi olmak istemediğine karar verdi. Bu yüzden 1831'de ailesinden ayrılarak, New Salem köyüne, Sangamon nehri yakınlarına yerleşti. Burada kişisel eğitime devam etmenin yanı sıra, Denton Offutt adlı bir işadamının himayesinde, ticaret öğrenmeye başladı. Lincoln, arkadaşlarıyla birlikte New Salem'den aldığı malları, Sangamon ve Mississippi nehirleri üzerinden New Orleans'a taşıyordu. Bu işi yaptığı sırada, New Orleans'ta ilk defa gördüğü köle pazarı Lincoln üzerinde çok büyük bir etki bıraktı. Köleliğe muhalif düşünceleri, gördüğü bu manzaralarla iyice pekişti ve toplumun sınıfsal ayrımlara girmesine, bazı insanların doğuştan insan haklarından yoksun kalmasına şiddetle karşı çıktı. Lincoln'ün siyasete olan ilgisi, düşüncelerinden ibaret olmadı.

Bunları hayata geçirebilmek için aktif olmaya karar verdi ve 1832'de, henüz 23 yaşındayken, İllionis Genel Meclisi'nin seferberliğiyle, bağımsızlık savaşı yanlısı Whig Party üyeliğine seçildi. Lincoln'ün siyasi kariyeri böylece başlamış oldu. Bu hareketin oluşum amacı, Sangamon nehrindeki gemi trafiğini kontrol altına almak suretiyle; civardaki az nüfuslu, yoksul bölgelerin, gelişmesini ve zenginleşmesini sağlamaktı. Lincoln, Black Hawk War (Kara Şahin Savaşı) savaşı boyunca, İllionis milis kuvvetleri için kaptanlık yaptı. Meclisteki ve savaştaki faaliyetleriyle birlikte, eyalet çapında bir popülarite kazandı. Savaşın ardından, 1836'da yine New Salem'de, şarküteri tarzında bir dükkanı yönetmeye başladı. Bu süreçte, Sir William Blackstone'un İngiltere'nin hukuk sistemini yorumladığı kitabı, "Commentaries on the Laws of England" adlı kitabını okuyunca, hukuka merak salan Lincoln, civardaki avukatlardan ödünç aldığı kitaplarla bu alanda kendini eğitti. Ertesi yıl ise, baro sınavını geçerek avukat olmaya hak kazandı. Ardından İllionis'e, Springfield'e taşınarak Stephen T. Logan adlı bir avukatın yanında stajyerlik yapmaya başladı. Burada eğitimini, pratik hukuk deneyimleriyle pekiştiren Lincoln, kısa bir zaman içinde dürüstlüğü ve doğruluğu nedeniyle tanınır hale geldi ve eyalet çapında takdir edilen, başarılı bir avukat oldu. 1834'teki ilk seçimleri kaybetmesini izleyen dört dönem boyunca, İllionis eyalet yasama meclisinde (İllionis Temsilciler Meclisi), Sangamon Whig temsilcisi olarak görev yaptı ve meclisteki Whig yanlılarının liderliğine kadar yükseldi.

1837'de, ilk defa köleliğe karşıt görüşlerini belirten bir protesto konuşması yaparak, meclisin hakszılık ve kötü bir siyaset anlayışıyla hareket ettiğini söyledi. 1842'de Lincoln, demokrat eyalet denetmeni James Shields'e yönelik eleştirel yazılar yazmaya başladı. Bunlar Sangamo gazetesinde, ismi belirtilmeksizin yayınlanınca, Shields olayı araştırmaya koyuldu. Yazıların sahibinin Lincoln olduğu ortaya çıkınca, taraflar düelloya tutuştu. Ancak son anda düello durduruldu. 1842 yılının Kasım ayında, Marry Todd ile evlenen Lincoln'ün, bu evlilikten dört erkek çocuğu oldu (Robert Todd Lincoln, Edward Baker Lincoln, William Wallace Lincoln, Thomas "Tad" Lincoln). Marry Todd, Kentucky'li aristoratik bir aileden geliyordu ve etrafında köle hizmetkarlarla birlikte büyümüştü; çocuklarını da kendi gibi yetiştirmek istiyordu. Ne var ki, Robert Todd haricindeki diğer oğulları delikanlılık çağına gelemeden hayatlarını yitirdi. Sadece bireysel çabasıyla kendisini eğitebilmiş olan Abraham Lincoln, Robert Todd'un, elit ve modern okullarda çok iyi bir eğitim almasını istiyordu.

Dolayısıyla oğlunu, önce Phillips Exeter Akademisi'ne, sonrasında ise Harvard Koleji'ne gönderdi. Marry Todd ile evliliğinin ardından Lincoln, 1844'te, Whig partisinden yakın arkadaşı William H. Herndon ile ortaklık kurdu. İkili ileriki yıllarda, Rebuplican Party 'nin (Cumhuriyetçi parti) ilk üyelerinden olacaklardı. 1847 yılında, Birleşik Devletler Temsilciler Meclisi'ne seçilen Lincoln, Whig partisinin lideri olan Henry Clay'in çizgisini, kendi siyasi düşüncelerine oldukça yakın buluyordu ve onu politik idolü olarak görüyordu. Mecliste geçirdiği ilk dönemde, henüz yeni bir siyasetçi olduğu için fazla ağırlığı ve etkisi yoktu. Ancak yine de, Amerika - Mexica savaşıyla ve kölelik kurumuyla ilgili Başkan James K. Polk'a yönelik eleştirel görüşleri, dikkatleri üzerine çekmesine neden olmuştu. 1848'de, bir yasayla ilgili, "savaşın gereksiz ve anayasaya aykırı bir şekilde Birleşik Devletler Başkanı tarafından başlatıldığı" söylemini içeren bir düzeltme metninin oylamasında, 81 Demokrata karşı yenilgiye uğrayan 82 Whig arasında yer aldı.

Ardından Lincoln, mecliste yaptığı savaş karşıtı bir konuşmasında kullandığı ağır ifadelerle şimşekleri üzerine çekti. Başkan Polk'un meclise gönderdiği barış anlaşması üzerine, ülkede gerilim gittikçe tırmandı. Gerillalar, savaş yanlısı devletçiler ve savaş karşıtları arasında büyük ihtilaflar yaşanmaya başladı. Hiçbir temsilci, Lincoln'ün düşüncelerini önemsemiyordu. Dolayısıyla Lincoln, bir sonraki seçimler için yeniden adaylığını koymamaya karar verdi. Aynı yıl yapılan seçimlerde, zalim bir general olan Zachary Taylor ve Başkan Polk aleyhine mücadele etti. Ancak seçimi kazanan yeni Taylor yönetimi, kendisine merkezden uzak bir görev vermeye kalkınca, İllionis'te elde ettiği siyasi kariyerini tehlikeye atmak istemeyerek politikayı bıraktı ve Springfield'e geri döndü. Burada sıradan bir avukat gibi yaşamaya başladı. Özellikle Sangamon'da gelişmekte olan taşımacılık sektörünün hukuksal ihtilaflarıyla ilgili davalara baktı. 1858 yılında müdafaa ettiği ünlü William "Duff" Armstrong davasıyla, hukuk dehasını da ortaya koydu. Farklı ve o zamanlar ender rastlanılan bir taktik kullanmak suretiyle, görgü tanığının yalan söylediğini çiftçi almanağıyla kanıtladı.

Lincoln, İllionis eyaletinde geçirdiği 23 yıllık hukuk hayatı boyunca, 5.100'den fazla davada avukatlık yaptı. 1854 yılında kabul edilenv Kansas-Nebraska Anlaşması'nın, köleliğin yayılımını düzenleyen 1820 tarihli Missouri Uzlaşması'nı ortadan kaldırmasıyla birlikte Lincoln, politikaya geri döndü. Senatoda, köleliğe izin veren eyaletlerle, köleliğe karşı çıkan eyaletlerin eşit sayıda senatörle temsil edilmesinin ortaya çıkardığı ihtilaf, herhangi birinin üstünlüğü ele geçirmesini önleyecek şekilde Missouri uzlaşmasıyla çözülmüştü (Köle edinimini yasaklayan Maine eyaleti ile köleciliğe izin veren Missouri eyaleti birlikte birliğe dahil edilerek senatodaki denge bozulmadı). Ancak, Kansas-Nebraska anlaşması, bu düzenlemeyi bozmakla birlikte, köleciliğin yayılımına müsaade ediyordu. Demokratlar arasındaki en güçlü isim olan Stephen A. Douglas, ünlü "popular sovereignty" (popüler egemenlik) adını verdiği düzenlemesiyle, her eyaletin kendi kararını kendisinin verebilmesini savunan görüşünü attı ortaya. Sonuç olarak, her iki taraf arasında da gerilim had safhaya vardı.

Bunun üzerine, aynı çizgide yer alan görüşlerini yeniden kurgulayıp, daha modern söylemlere dönüştüren eski Whig, Free Soil, Liberty ve Democratic partilerinin eski savunucuları biraraya gelerek, 1856'da, Republican (Cumhuriyetçi) partiyi kurdular. Lincoln de bu sürecin içinde yer aldı. 1858 yılında Lincoln, Stephen A. Douglas'ın karşısında, senato seçimlerine adaylığını koydu. Bu süreçte, iki tarafın birbirleri aleyhine yaptığı karşılıklı konuşmalar, atışmalar tarihe geçti. Lincoln seçimi kaybetse de, kölelik ve savaş aleyhine sarf ettiği sözlerle kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı. Böylece 1860 seçimlerinde görüşlerini paylaşan kesimin desteğini aldı. 1860 yılında yapılan Birleşik Devletler başkanlık seçimlerinde çoğunluğu elde eden Abraham Lincoln, Amerika'nın 16. başkanı oldu. Seçimlerin ardından başkanlık koltuğuna oturan Lincoln'un ilk işi, Cooper Union söylevini, özellikle köleliği savunan eyaletlerin dikkatine sunmak oldu. Bunun üzerine, zaten kuzeyli Lincoln'ün başkanlığa gelmesini sindirememiş olan Güney Carolina eyaleti birlikten çekilme kararı aldı. Güney Carolina'yı izleyen Mississippi, Florida, Alabama, Georgia, Lousiana ve Texas eyaletleri biraraya gelerek, "Confederate states of America" (Amerika Konfedere Devletleri) adında yeni bir birlik kurdular.

Sonrasında Kuzey Carolina, Tennessee, Virginia ve Arkansas da aynı şekilde birlikten çekildiklerini açıklayarak, yeni kurulan konfederasyona bağlandılar ve Richmond'u başkentleri ilan ettiler. Konfederasyonun anayasasının bir maddesinde, köleliğin, beyaz ırkın zenci ırk üzerindeki doğuştan üstünlüğü olduğu belirtiliyor ve bu nedenle iki ırkın haklarının hiçbir zaman eşit olamayacağı vurgulanıyordu. Washington'a gelen Lincoln'ün ilk işi, öncelikle Güney eyaletleriyle uzlaşmaya çalışmak oldu. Lincoln, hiçbir eyaletin diğerlerinin onayı olmadan birlikten ayrılamayacağını düşünüyordu. Ancak, 12 Nisan 1861 tarihinde, konfedere devletlerin oluşturduğu milis kuvvetlerin Fort Sumter'a saldırmasıyla birlikte, Birleşik Devletler tarihinin en önemli krizlerinden biri olan Amerikan İç Savaşı (kuzey-güney savaşı da denilebilir) başladı. Bu gelişmenin ardından Lincoln, 75 bin gönüllü askere bir çağrıda bulunarak, birliğin bozulmaması için ayrılık yanlısı isyanın bastırılması ve özellikle güney eyaletlerinin abluka altına alınmasını istedi. Lincoln, böylesine kritik bir zamanda kariyerinin zirvesine gelmişti ve bu kariyerin başarısının belirleyicisi de iç savaşın gidişatı olacaktı.

Başkan, savaşın ancak dikkatli ve hatasız bir şekilde kontrol altına alınmasıyla, birliğin bozulmasının önüne geçileceğini düşünüyordu. Ancak bu düşüncesinin karşısındaki tek zorluk savaş değildi. Muharebe meydanlarında sergilenen çabanın yanı sıra, özellikle senatodaki kendi kabinesinin ve radikal Cumhuriyetçilerin muhalefetiyle de başa çıkmak gerekiyordu. Ayrıca, eşi hakkında çıkan dedikodular nedeniyle, eşinin erkek kardeşleri de Lincoln'e cephe alarak, konfederasyon ordusuna geçmişti. Tüm bunlar Lincoln'ün yüksek konumu gereği taşıdığı sorumlukların bir karşılığıydı; ancak 1862'nin Şubat ayında 12 yaşındaki oğlu Willie'yi kaybetmek en ağır ve en acı olanıydı.

Ne var ki, bu olay bile ünlü devlet adamını yıldırmadı. Birliğin tekrar biraraya getirilmesi için savaşan askerlerin nihai sonuca ulaşabilmesi ve düzenin sağlanmasında etkili olabilmesi için askeri taktikler de ortaya koyan Lincoln, çok riskli bir karar alarak, ordusunu zafere götürme becerisine sahip olamadığı gerekçesiyle, ünlü general George B. McClellan'ı görevinden aldı (McClellan, aynı zamanda bir Demokrat'tı ve Lincoln'ü gereksiz yere savaşı uzatmakla suçluyordu). Bunun yanı sıra, köleliğin yayılmasına son vermek için adım adım ilerlemesine ve ateşli kölelik karşıtlarının baskısına rağmen, ordu kumandanlarının yargı yetkisi çerçevesindeki köleliği yasaklayıcı çalışmalarına yönelik emrini geri çekti. Çünkü ona göre, birliği koruma zorunluluğu daha ağır basıyordu. Lincoln'ün iki yanlı bir savaş stratejisi vardı: İlki, öncelikle birliğin merkezi olan Washington, D.C.'yi geniş güvenlik önlemleriyle korumak; ikincisi ise, savaşın süresini kısaltacak agresif bir çizgide ilerlemek ve ofansif bir savaş beklentisi içinde olan Kuzeyli halk ile yerel basını bastırmaktı.
Ad:  Abraham Lincoln10.jpg
Gösterim: 571
Boyut:  58.5 KB

22 Eylül 1862 tarihinde Lincoln, konfedere devletlere son bir çağrıda bulunarak, yıl sonuna kadar tekrar birliğe dönmelerini istedi. Bu dönüşü sağlamak için de köleliği kaldırmaya yönelik bir bildiri olan "Emancipation Proclamation"ı (Özgürlük Bildirgesi) yayınlayacağını açıkladı. Sözkonusu bildirgeyle, tüm eyaletlerdeki köleler azat edilmiş sayılacak ve bu durum her eyaletin kendi içinde de ayrıca karışıklık yaşamasına neden olacaktı. Ancak hiçbir eyaletin bu çağrıya riayet etmemesi üzerine Lincoln, sözünü tutarak, 1 Ocak 1863 tarihinde Emancipation Proclamation'ı yayınladı. Aynı yıl, hitabet sanatındaki hünerini ortaya koyan ünlü Gettysburg Address konuşmasını yaptı. Bu nutukta, Birleşik Devletlerin bölünmesine neden olan, eyaletlerin ya da kölelerin hakları üzerindeki fikir ayrılıklarının, uzlaşılarak aşılması gerektiğini vurguluyordu. 1863'te, birlik kuvvetlerinin Gettysburg, Vicksburg ve Chattanooga'yı ele geçirmesiyle birlikte, savaşın sonlarına gelinmeye başlandı. Çünkü zafer, büyük ölçüde Kuzeyli birlik kuvvetleri tarafında görünüyordu. Ertesi yıl, general Ulysses S. Grant'ı ordu komutasına getiren Lincoln, 4 Mart 1865'te, ikisi dışında tüm eyaletlerde seçimleri kazanarak, tekrar Birleşik Devletler Başkanı seçildi.

Yeni başkanlık döneminin açılışında yaptığı "hiçkimseye kötülük, herkese iyilik" temasını vurgulayan konuşmasıyla da tarihe geçti. 9 Nisan 1865'te ise, General Robert E.Lee'nin konferede eyaletler ordusunun Appomattox'ta kuşatılmasıyla, güney teslim oldu ve savaş böylece sona erdi. 14 Nisan 1865 tarihinde, Washington, D.C.'deki Ford Tiyatrosu'nda sunulan "Our American Cousin" (Amerikalı Yeğenimiz) adlı bir temsile katılan Lincoln, adlı tanınmış bir aktör ve aşırı güneyli bir konfedere devletler casusu olan John Wilkes Booth tarafından başından vuruldu ve ertesi gün öldü. Aslında Booth'un ilk planı, Lincoln'ü kaçırıp, güneyli esirlerin iadesi koşuluyla salıvermekti. Ancak sonradan planını suikaste çevirdi. Locanın arkasına saklanacak olan Booth, oyunun en eğlenceli yerinde silahını ateşleyecek ve yükselen kahkahaların yardımıyla ateş sesi duyulmayacak, o da bu sayede kaçabilecekti. Planı hazırlarken oyunu defalarca seyretmiş; en komik sahnelerin zamanını dikkate almıştı.

Ayrıca başkanı dışarıdan görebilmek için, locanın giriş kapısına küçük bir delik açmıştı. O akşam tiyatroya yakın koruması Ward Hill Lamon'u almadan giden Lincoln, eşiyle birlikte oyunu balkondan izlemek için yerine yerleşti. Yanlarında, General Grant ile eşi ve Binbaşı Henry Rathbone da bulunuyordu. Tam da planladığı gibi, oyunun en çok gülünen sahnesine gelindiğinde locaya giren Booth, Lincoln'e doğru bir el ateş etti. Başının sol tarafından vurulan Lincoln yere yığıldı. Üstüne atılan binbaşı Rathbone'u da bir bıçak darbesiyle saf dışı eden Booth, locadan sahneye atladı ve arka kapıdan kaçtı. Aynı gece, başkan yardımcısı Andrew Johnson ve Dışişleri bakanı William H. Seward da suikaste uğramış; ancak şans eseri kurtulmuşlardı. Amerika Birleşik Devletleri'nin en önemli üç kilit isminin, aynı gece öldürülmek istenmesinin nedeni, ancak 1961 yılında ortaya çıkmıştır. Philadelphia'daki bir sahafın bulduğu askeri içerikli bir kitapta yapılan incelemede, şifreli mesajlar bulunmuştu. Uzmanlar tarafından incelenen ve çözülen mesajlar, suikastın önündeki karanlık perdeyi aydınlatıyordu. Lincoln hükümetinin savunma bakanı Edwin M. Stanton'ın, kendi güvenlik şefi Tuğgeneral C. Baker vasıtasıyla suikastleri düzenlediği ve Abraham Lincoln'ü üldürttüğü ortaya çıktı. Eğer suikastlerin tamamı başarıya ulaşsaydı, devlet başkanı olmaya aday en güçlü kişi Stanton olacaktı. Genel bir bakış açısıyla, Amerikan tarihçilerinin tespiti, Lincoln'ün etkisiz, fakat mükemmel bir yönetici olduğu yönündeydi. Etkisizdi; çünkü ofisini büyük bir avukatlık bürosu gibi kullanıyor; eğer olumsuz bir özellik ise, politikanın gerektirdiği entrikaları uygulamıyordu. Ancak, birliği korumak ve devamını sağlamak amacından hiçbir zaman şaşmadı ve onun azmi sayesinde, iç savaş sonrasında Birleşik Devletler'in dağılması engellendi.

Sahip olduğu etkileyici hitabet yeteneği, politika adına belki de elindeki tek argümandı. Nitekim, başkanlık konuşmaları ve özellikle Gettysburg Address söylevi, Amerikan oratoryasının baş eserleri arasında yer almaktadır. Lincoln ayrıca, uluslararası ilişkiler konusunda da, beklenilenin aksine, oldukça iyi bir grafik çizdi. İç meseleri halletmeden, diğer devletlerle yürütülen ilişkilerin gerilmesi durumunda, ülkenin oldukça zor bir sürece gireceğini, iki ateş arasında kalacağını bilecek kadar olaya hakimdi. Dolayısıyla "Trent Affair" olayı nedeniyle İngiltere'yle savaşın eşiğine gelinmesine rağmen, ustalıkla bu tehlikeyi bertaraf etti. Köleliği azat eden bildirisiyle de, Avrupa ülkelerinin iyi niyetini kazanmış oldu. İç ilişkilerde de, 1862 yılında çıkardığı Homestead Act (Ev ve Müştemilat Kanunu) ile etkili bir idari karara imza attı. Küçük bir barakada doğmuş, profesyonel anlamda eğitim alamamış bir kişinin, ileride bir gün, Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı ünvanına sahip olabilmesi, Lincoln'ün bireysel azminin yanı sıra, "Amerikan Rüyası" denilen olgunun da bir timsali olarak görülmüştür. Bu yüzden, Amerikan halkının en sevdiği ve takdir ettiği başkanlar arasındadır. Günümüzde Lincoln'ün resmi, 5 Dolarlık banknotların ve 1 sentlik madeni paraların üzerinde yer almaktadır.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 22:12

Benzer Konular

30 Mart 2007 / Misafir Hayali Karakterler
19 Mayıs 2014 / Intersect Sinema ww