Arama

Memduh Şevket Esendal'ın hikayeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 22 Aralık 2013 Gösterim: 32.725 Cevap: 24
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
memduh şevket esendalın mendil altında ve sahan külbastı adlı hikayelerini gönderebilirmisinz. hiçbiryerde bulamıyorum. birde ahmet hamdi tanpınar 'abdullah efendinin rüyaları adı hikaye. şimdiden teşekkür ediyorum.
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
öncelikle yazar hakkında bilgiyi buradan edinebilirsiniz.
ancak.. size o hikayelerin tamamını bulup göndermemizin mümkün olduğpunu sanmıyorum. sahaf lardan yada kitapçılardan bulabilirsiniz yada internetten e-kitap sayfaları size yardımcı olacaktır.. kolay gelsin:)
Sponsorlu Bağlantılar
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #2
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
memduh şevket esendal'ın mendil altında ve sahan külbastı hikayelerini hiçbir yerde bulamıyorum bana hikayeleri gönderirseniz seviniriri en kısa zamanda olmasını rica ediyorum saygılarımla.
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Kasım 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
öncelikle yazar hakkında bilgiyi buradan edinebilirsiniz.
ancak.. size o hikayelerin tamamını bulup göndermemizin mümkün olduğpunu sanmıyorum. sahaf lardan yada kitapçılardan bulabilirsiniz yada internetten e-kitap sayfaları size yardımcı olacaktır.. kolay gelsinMsn Happy
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ya tamamı oLmasada oLur . AbduLLah Efendinin rüyaLarı . bu eserin sadece giriş kısmını buLabiLrimisiniz Msn Sad off
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
16 Kasım 2008       Mesaj #5
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

Ya tamamı oLmasada oLur . AbduLLah Efendinin rüyaLarı . bu eserin sadece giriş kısmını buLabiLrimisiniz Msn Sad off

Bu eserde anlatılan herşey baştan sona kadar bir rüya olarak ele alınmıştır. okurken anlatılanların gerçek mi, hayal mi, bilinç akımı mı, rüya mı olduğu farkedilemeyecek kadar iyi bir biçimde kurgulanmıştır. hikaye boyunca anlatılan hadiselerin bütünü irrealdir; fakat okuyucu bu hadiseleri reel algılamaya çalışmalıdır. eserde bizi abdullah efendinin birinci ve ikinci benliği karşılar. onun her zaman 3 adım ötesinde duran ikinci bir benzer..abdulalh efendi kendini bu 3 adım ötesindeki benzerine nakletmek ve onunla düşünmek ister.abdullah efendiyi sınırlandıran hep ikinci benliğidir.kendini bu ikinci benliğe nakledince sınırlar ortadan kalkıyor, biliçaltı devreye giriyor ve herşeyi bu bağlamda görüyor. içinde bulunduğu ikinci benin onu özgürleştirmesi söz konusu. a. efendi ikinci benliğin yerine geçtikten sonra hadiseler daha irreel hale gelmeye başlıyor.kahramanın şehvet duyguları, kendisini bir türlü tatmine ulaştıramayan ideal kadın arayışı ve özlemi bu hadiselerle birlikte pekişiyor ve bize abdullah efendi'nin maddi-manevi alem ile aynı zamanda bedeni ve ruhu arasında kalan trajedisini gözler önüne seriyor. eserde birinci benin yanmasıyla artan kabuslar eş değerdir. freud'a göre yangın yıkımdır. biz abdullah efendi'de böyle bir yıkımı görüyoruz.
eserde rüyanın kullanılması yazarın estetik anlayışının aynı zamanda psikanaliz ve sürrealizmden etkilenmesiyle alakalıdır.olayların rüya olarak anlatılması biliç akımı olarak anlatılmasından daha etkili olmuştur.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
12 Aralık 2008       Mesaj #6
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL HAKINDA BİLGİ YAZI TEKNİĞİ ESERLERİNE NASIL İŞLENMİŞ
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Aralık 2008       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
29 Mart 1883`te Çorlu'da doğdu. Osmanlı`nin süregelen savaşlar içinde olması ailesinin maddî sıkıntıya düşmesine neden oldu. Bu nedenle, doğru düzgün öğrenim yapamamıştır.
Çocukluğunda doktor olmak isteyen Esendal, babasının ölümünden ve Balkan Savaşı'nın çıkmasından sonra İstanbul'a gelmiş, savaş bitince yeniden Çorlu'ya dönmüştür. 1906`da 20 yaşlarında iken o zamanlar gizli bir dernek olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olmuştur. Esendal, İttihat ve Terakki tarafından İstanbul Teftiş Kurulu'na çağrılmış (1908), bu tarihten sonra parti müfettişi olarak Anadolu ve Rumeli'yi yakından görüp tanımak fırsatını bulmuştur.
1920`de TBMM hükümetinin ilk orta elçisi olarak Azerbaycan'a gönderilmiş Kurtuluş Savaşı sonunda yurda dönmüştür. O dönem iktidarının hoş karşılamadığı `Meslek Gazetesi`ni çıkarmış (1925), İzmir Suikastı'nın iktidara muhaliflerini "tasfiye" olanağı vermesi üzerine 1926`da elçilik göreviyle yurtdışına gönderilmiştir. Esendal, elçi ve büyük elçi olarak 12 yıl kadar İran, Afganistan ve Sovyetler Birliği'nde kalmıştır. Kendi çabasıyla bu süre içinde Farsça, Fransızca ve Rusça öğrenmiştir.
1938 yılında yurda dönünce önce Bilecik, sonra Elazığ milletvekilliği yapmış, daha sonra CHP Genel Sekreteri olmuştur (1941 - 1945). Bu görevi sırasında partinin gençleşmesine, 35'ler Hareketi'nin gelişmesine destek olmuş, daha sonra kendi isteğiyle bu görevinden ayrılmıştır (1945). Son yıllarını öykülerini yazmak, yapıtlarını derleyip kitaplaştırmakla geçirmiştir.
Memduh Şevket Esendal 16 Mayıs 1952'de Ankara'da ölmüştür.

Yazın Yaşamı

Daha çok politika alanında tanıdığı için ilk öykülerini M.S, M.S.E., Mustafa Yalınkat, M. Oğulcak, İstemenoğlu gibi takma adlarla yazan Esendal, ilk yazılarını İrtika (1902) ve Musavver Fen ve Edep (1910) gibi gazete ve dergilerde yayımlamıştır. Esendal'ın tarihi bilinen ilk öyküsü 1912`de yazdığı "El Malının Tasası"dır.
Esendal'ın yazarlığının en verimli döneminin Meslek gazetesini çıkardığı 1925 yılıdır. 1925`te 35 öykü yayımlamıştır.Ancak 38 tefrikası yayımlanan ve yarım kalan Miras adlı romanı da aynı yıl yine Meslek gazetesinde çıkmıştır. Esendal, Ayaşlı ve Kiracıları'nın yayımladığı 1934 yılına kadar tek tük öyküler yazmakla yetinmiştir.
Esendal'ın yazarlığının en verimli dönemi, siyasal yaşamdan ayrıldığı 1945 yılından sonra olmuş, yazar 1946 yılında on yedi öykü yazmıştır.1952 yılına kadar Ülkü, Sanat ve Edebiyat Gazetesi, Seçilmiş Hikayeler, Türk Dili gibi dergilerde görünmüş, özellikle Ulus gazetesinin Pazar eklerinde yayımlanan öyküleriyle ününü genişletmiştir.
Yaşamının ancak dokuz yılında (1923 - 1926 ve 1946- 1952) yazında ciddî biçimde uğraşmış olmasına rağmen,değişik konuları, anlatımındaki yalınlık ve vuruculuk dolayısıyla yeni Türk öyküsünün en önemli adlarından biri olmayı başarmıştır. Memduh Şevket Esendal, 1942`de Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtıyla C.H.P. roman yarışmasında ödül kazanmıştır.

Üslubu

Esendal'ın edebiyatımıza getirdiği en önemli yenilik, ele aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir. Bu konular, yine sıradan insanların yaşamları etrafında gezinir. Öykücülüğe başladığı ilk yıllarda, dilde sadeleşmenin öncüsü olan Ömer Seyfettin'in izinden giden Esendal, ustalık dönemine eriştiğinde, hem Ömer Seyfettin'den, hem de kendi çağdaşlarından daha sade ve düzün bir dille yazmıştır. Uslübunda Çehov'un etkileri açıkça görülür. Hatta, bazı öyküleri, Çehov'dan yapılmış uyarlamalardır. Ancak bu etki, yazım tarzı, dildeki sadelik, kişilerin seçilişi ile sınırlı kalır. Esendal, Çehov'un karamsar bakışını tekrarlamaz. Kendi deyişiyle; insanlara yaşamak için ümid, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanır, insanları yoğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmaz.

Yapıtları


Öykü
  • Hikayeler (Birinci kitap 1946 - İkinci Kitap 1946. (Bu kitaplar Otlakçı ve Mendil Altında adlarıyla Dost yayımlarınca yeniden basıldı 1958)
  • Temiz Sevgiler (1965)
  • Ev Ona Yakıştı (1972)

Roman
  • Miras (1925 - Mustafa Memduh adıyla Meslek gazatesinde 38 tefrika)
  • Ayaşlı ve Kiracıları (1934)
  • Vassaf Bey (1938).
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SAHAN KÜLBASTI
Nüfus Müdürü emeklisi olan rahmetli Necip Efendinin kızı Bedriye
ile Şimşeklerin Ahmet Efendinin oğlu, Teğmen Selim’i nişanlanmasıyla
olaylar başlar.

Kız onsekiz, oğlan ise yirmi bir yaşındaydı.Komşu çocukları oldukları
için önceden tanışıyorlardı.Bedriyelere gelip giden Zilha Kadının
yardımıyla , komşu kapısı önünde Selimle Bedriye beş dakikacık konuşup,
el sıkıştılar.Onlar için bu konuşma, bir konuşmadan daha çok bir
anlaşma niteliğindeydi.Elleri birbirinden kolay kolay ayrılamamıştı.

Bir zaman sonra Selim İstanbul’daki alayına gider ve bir süre sonra
savaş patlak verir.Selim, üç ay içinde siper vuruşmalarına alıştı.Tabi
bunu yaparken vatan sevgisinin yanısıra Bedriyeye ulaşma özlemi
vardı.Daha sonra vuruşmada Selim’in akciğerinde iki kurşun kalmış,bir
gülle parçası ile de kafa kemiği kırılmıştı;ama ölmedi,ancak iki gözü
de görmez oldu.

Hastahanede doktorların artık hiç göremeyeceğini söylememesine rağmen o
artık herşeyin farkındaydı.Almanya’ya yolladılar,ama onlar da Türk
doktorlarının teşhisini doğru bulmuşlardı.

Daha sonra annesini görmek için memleketine giderken annesinin
öldüğünü,evlerinin kapalı olduğunu trende öğrendi.Bir yandan acı acı
ağlar,bir yandan da onun kendisini bu durumda görmediğine sevinir.

Trenden indikten sonra dayısının evine gider.Ama onlar da kör,kendi
işini bile halledemeyen birisine yardım etmek istemezler.O da bunun
farkına varınca Fatma’ya evini temizletir ve yerleşir.

Zilha Kadın, Bedriye’yle beraber Selimi görmeye gelirler.Ama bundan
Selim’in haberi yoktur.Bu görme işlemi bir müddet devam eder.Bu süre
içinde Selim Bedriye’den bahsetmez.Bir müddet sonra mahallede Selim dul
bir kadın bulursa onunla evlenecek ,kendisine baktıracakmış diye
dedikodu çıkar.Bunun üzerine Bedriye üzülür ve Zilha Kadına bu durumu
öğrenmesini ister.Selime niye Bedriyeyi sormuyorsun deyince;
Selim:”Nasıl sorayın Zilha bacı,bak ben ne oldum.”diyerek ağlar. Yan
tarfta konuşmayı dinleyen Bedriye de ağlar.Bedriye ona varmak
istediğini ve evleneceği tek kişinin o olabileceğini,onu her haliyle
sevdiğini ve kabul edeceğini söyletir.Bunun üzerine Selim de kabul
edince evlenirler.

Ortaokul öğretmen ve öğrencileri onlara hediye olarak kucaklar dolusu
çicekler getirirler.Çocuklar Selimin dizlerine sarılarak:”Seni
unutmayacağız,siz bizim için gözlerinizi verdiniz.” der ve
ağlarlar.Selim de ağlayarak:”İki gözüm değil,bin gözüm olsaydı da sizin
o parlak gözleriniz uğruna verseydim.”der
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Kasım 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya bide mendil altında hikayenin özeti olsa süper olurdu..
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
4 Kasım 2009       Mesaj #10
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ya bide mendil altında hikayenin özeti olsa süper olurdu..

Özet:
nufus muduru emeklısı olan rahmetlı Necıp Efendının kızı BEDRIYE ILE SIMSEKLERIN AHMET EFENDININ OGLU,TEGMEN SELIMIN NISANLANMASIYLA OLAYLAR BASLAR
KIZ ON SEKIZ OGLAN ISE YIRMI BIR YASIN DA IDI.KOMSU COCUKLARI OLDUKLARI ICIN ONCEDEN TANISIYORLARDI.BEDRIYELERE GELIP GIDEN ZİLHA KADININ YARDIMI ILE KOMSU KAPISI ONUNDE SELIMLE BEDRIYE BES DAKIKACIK KONUSUP, EL SIKISTILAR.ONLAR ICIN BU KONUSMA ,BIR KONUSMADAN COK BIR ANLASMA NITELIGINDEYDI.ELLERI BIRBIRINDEN KOLAY KOLAY AYRILAMAMISTI.
BIR ZAMAN SONRA SELIM ISTANBUL DAKI ALAYINA GIDER VE BIR SURE SONRA SAVAS PATLAK VERIR.SELIM UC AY ICINDE SİPER VURUSLARINA ALISTI.TABI UNU YAPARKEN VATAN SEVGISININ YANI SIRA BEDRIYE YE ULASMA OZLEMI VARDI.DAHA SONRA VURUSMADA SELIM IN AKCIGERINDE IKI KURSUN KALMIS BIR GULLE PARCASI ILE DE KAFA KEMIGI KIRILMISTI;AMA OLMEDI,ANCAK IKI GOZUDE GORMEZ OLDU
HASTAHANEDE DOKTORLARIN ARTIK HIC GOREMEYECEGINI SOYLEMESINE RAGMEN O ARTIK HER SEYIN FARKINDAYDI.ALMANYA YA YOLLADILAR ,AMA ONLARDA TURK DOKTORLARININ TESHISINI DOGRU BULMUSLARDI .DAHA SONRA ANNESINI GORMEK ICIN MEMLEKETINE GIDERKEN ANNESININ OLDUGUNU,EVLERININ KAPALI OLDUGUNU TRENDE OGRENDI BIR YANDAN ACI ACI AGLAR ,BIR YANDAN DA ONUN KENDISINI BU DURUMDA GORMEDIGINE SEVINIR
TRENDEN INDIKTEN SONRA DAYISININ EVINE GIDER.AMA ONLARDA KOR,KENDI ISINI BILE HALLEDEMEYEN BIRISINE YARDIM ETMEK ISTEMEZLER.O DA BUNUN FARKINA VARINCA FATMAYA EVINI TEMIZLETIR VE YERLESIR
ZİLHA KADIN ,BEDRIYEYLE BERABER SELIM I GORMEYE GELIRLER .AMA BUNDAN SELIMIN HABERI YOKTUR.BU GORME ISLEMI BIR MUDDET DEVAM EDER BU SURE ICINDE SELIM BEDRIYE DEN HIC BAHSETMEZ.BIR MUDDET SONRA MAHALLEDE SELIM BIR DUL KADIN BULURSA ONUNLA EVLENECEK,KENDISINE BAKTIRACAKMIS DIYE DEDIKODU CIKAR.
BUNUN UZERINE BEDRIYE UZULUR VE ZİLHA KADINA BU DURUMU OGRENMESINI ISTER.SELIME NIYE BEDRIYE YI SORMUYORSUN DEYINCE ;SELIM:NASIL SORAYIM ZİLHA BACI ,BAK BEN NE OLDUM DIYEREK AGLAR BEDRIYE ONA VARMAK ISTEDIGINI VE EVLENECEGI TEK KISININ O OLABILECEGINI,ONU HER HALIYLE SEVEBILECEGINIVE KABUL EDECEGINI SOYLETIR.BUNUN UZERINE SELIM DE KABUL EDINCE EVLENIRLER.
ORTAOKUL OGRETMEN VE OGRENCILERI ONLARA HEDIYE ALARAK KUCAKLAR DOLUSU HEDIYELER GETIRIRLER.COCUKLAR SELIMIN DIZLERINE SARILARAK SENI UNUTMAYACAGIZ ,SIZ BIZIM ICIN GOZLERINIZI VERDINIZ. DER VE AGLARLAR SELIMDE AGLAYARAK IKI GOZUM DEGIL BIN GOZUM OLSAYDI DA SIZIN O PARLAK GOZLERINIZ UGRUNA VERSEYDIM DER
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...

Benzer Konular

7 Eylül 2011 / GusinapsE Edebiyat tr
9 Mart 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
6 Kasım 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
2 Mayıs 2011 / muratyasar Soru-Cevap