Arama

Atatürk'ün çocuk sevgisiyle ilgili anılarına örnek verir misiniz? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Mayıs 2014 Gösterim: 221.311 Cevap: 101
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2009       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yıl 1934 o dönemde milli eğitim bakanlığı ulus'tadır. Bakan

Sponsorlu Bağlantılar
ise niğdeli abidin özmen'dir. Bakan makamında çalışmaktadır.

Kapı çalınır. Bakanın gür sesi "giriniz" atatürk'ün yaverlerinden

biri yanında iki çocukla makama girerler.



Hoşbeşten sonra yaver bey bakan abidin özmen'e bir zarf uzatır.

Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk'ten gelen bir

mektuptur bu : "bay abidin özmen milli eğitim bakanı...." abidin

özmen zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur : "yaver bey'le

size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları uygun

göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırıp..."



bu atatürk'ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan

abidin özmen ortaöğretim genel müdürü'nü çağırtır ve şu direktifi

verir: "yaver bey'in yanındaki bu iki çocuğun evraklarını alınız ve

bu çocukları h.p.lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp

her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve

ödeyen hanesine atatürk'ün ismini yazdırarak' bana getiriniz" der.

bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin özmen de kısa bir mektup

yazarak yaver bey'le atatürk'e yollar. Mektubun içeriği şöyle :

"muhterem atatürk yaver bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk

hakkında emirlerinizi aldım. Ancak arkasında türkiye cumhuriyeti

'nin kurucusu ve cumhurbaskanı atatürk gibi birisinin bulunduğu

için bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme hem

yasalarımız hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki

çocuğun da emirleriniz gereği h.p.lisesi'ne paralı yatılı olarak

kayıtlarını yaptırdım. çocukların üçer yıllık okul taksitlerine

ait makbuzları ekte takdim....."



atatürk bu mektup üzerine devrin başbakanı ismet inönü'ye telefon

ederek: "bak" demiş "senin milli eğitim bakanın bana ne yaptı"

diyerek olayı anlatmış. Inönü bakan'ı adına özür diler. Atatürk :

"yok" der "özür dileme. çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu

medeni cesarete sahip olabilse ve gösterebilse..."
menesta - avatarı
menesta
Ziyaretçi
19 Kasım 2009       Mesaj #12
menesta - avatarı
Ziyaretçi
Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı. Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı. Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;
-Adın ne senin bakayım?
Sponsorlu Bağlantılar
- Cemil
- Çankaya’da mı oturuyorsun?
- Yok. Ayrancı’da
-Mektebe gidiyor musun?
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
-E… Ne okuyorsun mektepte?
-Her bir şey okuyoruz.
-Peki ben kimim Cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
-Sen Gazi Paşasın.
Ata gülümsedi.
- Olmadı . Cemil ben senin Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.
- Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın.
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla.
-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…
Çelik gözler bulutlandı. O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında.
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:
- Milletin bağrında
menesta - avatarı
menesta
Ziyaretçi
19 Kasım 2009       Mesaj #13
menesta - avatarı
Ziyaretçi
sözler Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.

Cumhuriyeti biz kurduk, siz yaşatacaksınız...

Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız.Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz. (Atatürk Albümü-1992)

Gelecek için hazırlanan vatan evlâtlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.

Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyet'in gelecek evlâtları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır.

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğretimin sınırları ne olursa olsun, en evvel ve en esaslı olarak Türkiye'nin istiklâline, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığıyla, haklarıyla, birlik ve bütünlüğüyle çelişen tüm yabancı öğelerle mücadele zorunluluğu, milli görüşleri derinlemesine bilerek her karşı görüş önünde şiddetle ve özveriyle savunma zorunluluğu telkin edilmelidir. Yeni kuşakların ruh gücüne bu nitelik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir. Hayatlarını sürekli ve müthiş bir mücadele biçiminde belirleyen milletlerin felsefesi, bağımsız olmak ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu nitelikleri çok şiddetli olarak gerektirmektedir. (16.7.1921 Maarif Kongresi'ni açış konuşmasından)

Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi v.s. okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttu
menesta - avatarı
menesta
Ziyaretçi
19 Kasım 2009       Mesaj #14
menesta - avatarı
Ziyaretçi
Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.

Cumhuriyeti biz kurduk, siz yaşatacaksınız...

Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız.Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz. (Atatürk Albümü-1992)

Gelecek için hazırlanan vatan evlâtlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.

Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyet'in gelecek evlâtları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır.

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğretimin sınırları ne olursa olsun, en evvel ve en esaslı olarak Türkiye'nin istiklâline, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığıyla, haklarıyla, birlik ve bütünlüğüyle çelişen tüm yabancı öğelerle mücadele zorunluluğu, milli görüşleri derinlemesine bilerek her karşı görüş önünde şiddetle ve özveriyle savunma zorunluluğu telkin edilmelidir. Yeni kuşakların ruh gücüne bu nitelik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir. Hayatlarını sürekli ve müthiş bir mücadele biçiminde belirleyen milletlerin felsefesi, bağımsız olmak ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu nitelikleri çok şiddetli olarak gerektirmektedir. (16.7.1921 Maarif Kongresi'ni açış konuşmasından)

Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi v.s. okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2009       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
UZUN CA ATATÜRK COCOUKLAR AİLE VB SEYLERİ ARASTIRIR MISINIS
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk bir okula gitmişti.her zaman olduğu gibi bütün çocuklar etrafını sardı. hepsi sevinç içinde onu alkışlıyordu. Yalnız küçük bir çocuk;bir kenara çekilmiş,ilgisiz gibi duruyordu bu durum Atatürk'ün gözünden kaçmadı. Onu yanına çağırdı:
- ''Çocuğum,neden durgunsun? Bir derdin mi var? Hasta mısın?'' dedi.
Çocuk:
- ''Bir şeyim yok efendim'' dedi.Arkasını döndü, gözlerinden akan yaşları gizlice sildi.
Atatürk:
- ''Niçin ağlıyorsun yavrum? Sen ağlayınca ben çok üzülüyorum'' dedi.
Küçük çocuk,o vakit yaşlı gözlerini Atatürk'e çevirdi:
- ''Atam,seni böyle yakından görmek isterdik. Geldin,gördük,sevindik. Ama artık sıramızı savdık.Bir daha seni ne zaman göreceğiz? Ona ağlıyorum.''
Atatürk oradaki çocuklara baktı:
- ''Beni ne zaman görmek isterseniz,aynaya bakın.Siz Türk çocukları benim birer parçamsınız.Bende sizin'' dedi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2009       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben bilmiyom
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Aralık 2009       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı. Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı. Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;
-Adın ne senin bakayım?
- Cemil
- Çankaya’da mı oturuyorsun?
- Yok. Ayrancı’da
-Mektebe gidiyor musun?
Çocuk başını öne doğru hızla eğdi
-E… Ne okuyorsun mektepte?
-Her bir şey okuyoruz.
-Peki ben kimim Cemil?
Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:
-Sen Gazi Paşasın.
Ata gülümsedi.
- Olmadı . Cemil ben senin Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.
- Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın.
-Nereden biliyorsun?
Çocuk kendinden emin bir tavırla.
-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…
Çelik gözler bulutlandı. O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:
Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında.
Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:

- Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ocak 2010       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk’e düşmanlarından bir bayan, bir yabancı gazetede ( sokak çocuğu ve zalim) diye yazılar yazmak küçüklüğünü göstermişti.Bir gün Yat Kulüp'te Atatürk, arkadaşlarına:
-Bana sokak çocuğu diye yazmış... Ben pek küçük yaşta yatılı bir öğrenci olarak okullara girmedim. İdadi'den Harp Okulu'na oradan da orduya hizmete gittim. Sorarım sizlere, benim sokakta oynamaya vaktm mi var?? Bana (zalim) diyormuş. Ben eğer bu kanun çerçevesinde bu adamlar cezalarını buldularsa, benim onlara karşı sevgimden ziyade, Türk milletine sevgim daha büyüktür. Bu nedenle Türk milletine onalrın zararlı vücutlarını feda ettim..." demişlerdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ocak 2010       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen atatürk'ün çocuk sevgisi ile 2 anısın yazarmısınız

Benzer Konular

25 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Aralık 2012 / elbistanlı Soru-Cevap
19 Nisan 2009 / VELİ ŞAHİN Soru-Cevap
2 Ekim 2012 / iCarly Soru-Cevap
28 Nisan 2012 / aşığım Soru-Cevap