Arama

Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?

Güncelleme: 30 Mart 2010 Gösterim: 10.197 Cevap: 8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
19 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Dökümantasyon ve Enformasyon Merkezleriyle ilgili resimler bulabilir misiniz??
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Enformasyon Merkezi English empty
empty ILO Ankara Enformasyon Merkezi Eylül 2001 tarihinde hizmete açıldı. Merkez'in amacı,
Sponsorlu Bağlantılar


  • Uluslararası Çalışma Örgütü'nün kitap, doküman ve belgelerini ve ILO dışında diğer kuruluşların çalışma hayatı ile ilgili yayınlarını kamuoyunun kullanımına sunmak;
  • Kullanıcılara Internet üzerinden ILO Genel Merkez Cenevre'de bulunan veritabanlarına ve diğer etkileşimli araştırma sitelerine erişimi sağlamak;
  • ILO'nun ücretsiz materyallerinin (broşür, poster ve bazı yayınlar) dağıtımını sağlamak;
  • Merkez'e gelen veya telefon ve e-mail ile başvuran kullanıcılara araştırmalarında danışmanlık hizmeti vermek;
  • ILO'nun yayın satışlarını yürütmek: Genel Merkez, Cenevre'den yayınları temin ederek Türkiye'nin herhangi bir yerindeki kullanıcılarına ulaştırmak;
  • ILO'nun Torino, İtalya'da bulunan Uluslararası Eğitim Merkezi'nin kurs etkinlikleri hakkında bilgi vermek ve kursiyerler için koordinasyon sağlamak



rcent1
Enformasyon Merkez girişi




Merkez'in hizmet verdiği saatler


Pazartesi - Perşembe günleri arası
14:00 - 17:00

Cuma günü
09:30 - 12:30

rcent3
Yayın/doküman rafları
Enformasyon Merkezi'nde ILO'nun Genel Merkez, Cenevre ve bölge ofislerince yayımlanan kitap ve raporlarının yanısıra ILO'nun Uluslararası Çalışma Konferansı, Resmi Bülten ve Yönetim Kurulu Tutanakları gibi resmi belgeleri de bulunur. Bu yayınlardan birçoğu belirli sayılarda iki hafta süreyle kullanıcılara ödünç verilir.

Merkez'in süreli yayınlar bölümünde ILO, işçi sendikaları, işveren konfederasyonları, hükümet kuruluþları ve sivil toplum örgütlerinin yerli/yabancı süreli yayınları okuyucuların kullanımına açıktır.
rcent5
Süreli yayınlar bölümü

Merkez'in okuyucu salonunda kullanıcılar Internet üzerinden araştırmalarını yürütebilir, Labordoc ve Natlex gibi ILO veritabanlarına erişebilirler. Ayrıca, ILO'nun CD-ROM üzerindeki kaynaklarından (örneğin; KILM-Key Indicators of the Labour Market ve Encyclopaedia of OccupationalHealth and Safety) tarama yapabilirler.
rcent4
Okuyucu salonu ve PC bankosu

Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
19 Aralık 2008       Mesaj #3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
TBBB Dokümantasyon merkezinin resmini arıyorum onu da bulamadım.Başka dökümantasyon merkezi de bulamadım...
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Selma ASLAN, TOBB-ETÜ Kütüphanesi Müdürü

''Bir genelleme yapmanın zor olacağını düşünüyorum. Her bir öğretim üyesinin kendi kişiliği ve dersinin karakteristiklerinden kaynaklanabilecek farklı tarzları olabilmektedir. Aynı dersi, bir öğretim üyesi öğrencilerin çeşitli kaynakları inceleyerek sunumlar yapacakları bir biçimde kurgularken, diğer birisi belli bir ders kitabını izlemeye dayalı yürütebilmektedir. Meşakkatli görünse de birinci yöntemin giderek daha yaygın benimsenmesinin daha araştırıcı, öğrenmeye açık kuşaklar yetiştirmek açısından yararlı olabileceğini düşünüyorum. Böyle bir yaklaşımda öğretim üyeleri ile kütüphane ekibinin işbirliği kritik önem taşıyan bir husustur''
Sayın Aslan, öncelikle iş yoğunluğunuza rağmen bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bundan böyle, E-bültenimizde Ankara'daki bilgi merkezlerini tanıtmayı amaçladık ve geçen sayımızda Türkiye Büyük Millet Meclisi kütüphanesinden söz ettik.
Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
tobb 0001Bana verdiğiniz bu fırsat için teşekkür ederim, güzel bir raslantı ile bu söyleşi benim mesleki yaşamımım 40. yılına denk geldi. A.Ü.DTCF Kütüphanecilik Bölümü (yeni adıyla Belge ve Bilgi Yönetimi Bölümü) 1. sınıf gece öğrencisi iken Mayıs 1968'de A.Ü. Ziraat Fakültesi Kütüphanesi'nde çalışmaya başlamıştım. Öğrencilik yıllarında çalışmaya başlamam çok genç yaşta yönetici olarak görev alma fırsatını yarattı ve mezuniyetimin üçüncü ayında henüz 21 yaşında iken Eylül 1971'de Veteriner Fakültesi Kütüphanesinin yönetimini yüklendim. Süreli Yayınların merkezileştirilmesi bu görevde geçen 4.5 yıllık dönemin başlıca çalışmasını oluşturmuştu. 1977'de Ankara Kütüphanesi Müdürü olarak göreve başladığım British Council'da görev yaptığım 26 yılın son 7 yılında Kütüphane ve Enformasyon Hizmetlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı (Türkiye) olarak çalıştım. Bunu bir yıllık bir milletvekili danışmanlığı deneyimi izledi. Daha sonra 28 yıllık İngilizce öğretmenliği diplomamın tozlarını silkeleyerek İngilizce okutmanı olma girişimim ise başvurmuş olduğum Üniversitenin isteği ile beni bilgi dünyasına geri getirdi ve 2005 Haziran ayından bu yana TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Kütüphanesi'nde görev yapmaktayım.
Üniversiteniz Kütüphanesini okuyucularımıza tanıtır mısınız?
Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 2004-2005 eğitim-öğretim yılında eğitim vermeye başlamış, lisans düzeyinde ilk mezunlarını bu yıl verecek olan, çok genç, ama hızlı yol kateden bir üniversite. Birinci yılda 270 olan öğrenci sayısı bu yıl 1845'e ulaşmış bulunuyor. Bu süreç içinde Fakülte sayısı dörde, bölüm sayısı ise onbire ulaşmış bulunmaktadır.
Eğitim programı gençleri rekabetçi ortamda iş yaşamına hazırlamaya odaklı olduğundan, 3 dönemden oluşan eğitim yılının iki dönemi haftada 70 saati bulabilen yoğun bir programla geçerken, 3. dönem sahada çalışma şeklinde gerçekleşmektedir. Kütüphane olarak öğrencilerin bilgi ihtiyaçlarını karşılarken bu yoğun tempoya ayak uydurmak durumundayız.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Üniversite bünyesinde yer alan çeşitli Araştırma ve Uygulama Merkezleri ile içiçe çalışma tarzı Kütüphaneyi de etkilemekte ve alışılagelmiş üniversite kütüphanesi kullanıcı profilinden daha geniş bir yelpazede hizmet sunumu gereksinimi doğmaktadır. Bu kapsamda ekonomi alanında yürütülen araştırmalar için gerekli kaynakların sunumu önem arz etmektedir. Sadece ekonomi değil, eğitimi verilen her alanda beyin göçünü tersine çevirmeyi hedefleyen ve araştırmaları teşvik eden bir yaklaşım, gerekli bilgi kaynaklarına hızlı ve etkin erişim sağlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Bu koşullar altında Kütüphane, 2000 metre karelik bir alanda 80.000 cilt raf, 300 kadar oturma kapasitesi ile haftada 82 saat fiziksel ortamda, zengin elektronik kaynakları ve proxy sunucusu ile web üzerinden 24 saat hizmet vermektedir. BLISS Otomasyon Sistemi, 3M Güvenlik Sistemi, kablosuz internet erişimi, proxy sunucusu gibi akademik ortamda gerekli her türlü donanım ve altyapıya sahip olmanın avantajlarını kullanarak 3 profesyonel ve 1 ön lisans mezunundan oluşan küçük bir kadro ile kullanıcılarımızın bilgi gereksinimlerini karşılamaya yönelik çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
12.000 ciltlik açılış koleksiyonu, kuruluşun ikinci yılında TOBB Kütüphanesi'nin 18.200 ciltlik koleksiyonunun devralınması ile süratle büyümüş olup, satın alma ve bağış yoluyla edinilen kaynaklarla büyüme sürdürülmektedir. Elektronik kaynaklar da ihtiyaçlar doğrultusunda aynı şekilde zenginleştirilmektedir. EKUAL kapsamında tüm üniversitelere sunulan veri tabanlarının yanısıra ANKOS Konsorsiyumu kapsamında 11, doğrudan 5 abonelik ile erişilebilen veri tabanı sayısı 50 dolayına ve tam metin dergi sayısı 20.000'nin üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Belli bir yoğunlukta kullanılacak kaynakların edinilmesi hedeflenirken, araştırma amaçlı ihtiyaçların karşılanmasında yerine göre belge sağlama ve kütüphanelerarası ödünç alma yöntemleri ile kaynak sağlamak da hizmetin önemli bir ayağını oluşturmaktadır.
Genelde Üniversite kütüphanelerinin durumunu nasıl görüyorsunuz?
''Öteden beri kütüphaneciliğin bilgi ile arayanını buluşturma işi olduğunu düşünürüm. Bilgiyi bir dehlize saklanmış bir gömüye benzetirseniz, kütüphaneciyi dehlize ışık tutarak, yolu gösterek onu arayan kahramana yardım eden iyiliksever olarak imgelemek bana hoş gelir doğrusu. Bizim rolümüz açısından özünde basılı ortamla elektronik ortam arasında bence pek bir şey değişmiyor. Değişen kullanılan araçlar ve yöntemler oluyor yalnızca''

Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?Her ne kadar artık bir Internet ve Google --ve şimdilerde bunlara bir de Facebook eklemek gerek'kuşağından ve yeni bir yaşam tarzından söz edilebilse ve bir yandan da yavaş tempoda da olsa açık arşivler giderek zenginleşse de, üniversite düzeyinde ihtiyaç duyulan bilimsel bilgi, ağırlıklı olarak ya kütüphaneler tarafından sağlanabilen basılı kaynaklarda, ya da lisansları yine kütüphaneler tarafından alınan elektronik kaynaklarda yer almaktadır. Bu nedenle bana kütüphane hala ünivesitenin kalbi gibi geliyor. Bu değerlendirmede belki oldum olası bir Polyanna olmamın da rolü vardır ama bu rolün çok büyük olduğunu düşünmüyorum. Elektronik kitabı benimseme konusunda direnişin beklediğimden güçlü olduğunu kaydetmek durumundayım. Melez (hibrid) kütüphanelerden tamamen elektronik kütüphanelere geçiş beklenenden daha yavaş gerçekleşebilir. Öteden beri kütüphaneciliğin bilgi ile arayanını buluşturma işi olduğunu düşünürüm. Bilgiyi bir dehlize saklanmış bir gömüye benzetirseniz, kütüphaneciyi dehlize ışık tutarak, yolu gösterek onu arayan kahramana yardım eden iyiliksever olarak imgelemek bana hoş gelir doğrusu. Bizim rolümüz açısından özünde basılı ortamla elektronik ortam arasında bence pek bir şey değişmiyor. Değişen kullanılan araçlar ve yöntemler oluyor yalnızca.
Üniversitelerde öğretim sistemiyle kütüphane kullanımı ilişkisini değerlendirir misiniz?
''Bir genelleme yapmanın zor olacağını düşünüyorum. Her bir öğretim üyesinin kendi kişiliği ve dersinin karakteristiklerinden kaynaklanabilecek farklı tarzları olabilmektedir. Aynı dersi, bir öğretim üyesi öğrencilerin çeşitli kaynakları inceleyerek sunumlar yapacakları bir biçimde kurgularken, diğer birisi belli bir ders kitabını izlemeye dayalı yürütebilmektedir. Meşakkatli görünse de birinci yöntemin giderek daha yaygın benimsenmesinin daha araştırıcı, öğrenmeye açık kuşaklar yetiştirmek açısından yararlı olabileceğini düşünüyorum. Böyle bir yaklaşımda öğretim üyeleri ile kütüphane ekibinin işbirliği kritik önem taşıyan bir husustur''

Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?Bir genelleme yapmanın zor olacağını düşünüyorum. Her bir öğretim üyesinin kendi kişiliği ve dersinin karakteristiklerinden kaynaklanabilecek farklı tarzları olabilmektedir. Aynı dersi, bir öğretim üyesi öğrencilerin çeşitli kaynakları inceleyerek sunumlar yapacakları bir biçimde kurgularken, diğer birisi belli bir ders kitabını izlemeye dayalı yürütebilmektedir. Meşakkatli görünse de birinci yöntemin giderek daha yaygın benimsenmesinin daha araştırıcı, öğrenmeye açık kuşaklar yetiştirmek açısından yararlı olabileceğini düşünüyorum. Böyle bir yaklaşımda öğretim üyeleri ile kütüphane ekibinin işbirliği kritik önem taşıyan bir husustur. Türkiye genelinde bunu çokça yaşadığımızı söylemek korkarım mümkün değil. Ancak kendi Üniversitemiz açısından, en azından kütüphanede bulundurulması gerekli ana ve yardımcı ders kitapları konusunda iyi düzeyde diyalog içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Kadromuz belli bir niceliğe ulaşırsa Fakülte Kütüphanecileri ihdas etmenin özellikle bu ilişkileri geliştirmek açısından yararlı olacağını düşünüyorum.
Türkiye'de yavaş yavaş veri tabanları konusunda çalışmalar başlatıldı ancak henüz istenilen seviyede değil, Bilkent Üniversitesinde birkaç gayretli kişilerle BLISS programı üretildi ama şimdi bu programda istenilenlere cevap vermiyor. Üniversiteler hep satın alıyor ama üretmiyor. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
''BLISS 1980'lerin ilk yarısında iyi bir çıkış yapmış ama 90'lı yıllarda gelişmelere paralel bir çizgi izlemekte zorlanmış bir ürün görünümü vermekte, ilginç bir biçimde gerek BLISS; gerekse diğer yerli ticari ürünler uluslararası standartlara uyum konusunda sıkıntılı bir pozisyon arz etmektedirler. Yeni web uygulamaları ile bu standartların öneminin ortadan kalkacağı iddialarının ne ölçüde geçerli olduğunu bilemiyorum ama en azından şu aşamada gerekli olduklarını düşünüyorum. BLISS üzerinde bir ekibin 2008 yılında tamamlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor olması umut verici. Mali olanakları sınırlı olan, ya da ilke olarak açık kaynak kodlu programları destekleyen kütüphaneler için KOHA gibi bir yazılımın varlığı da çok olumlu''

Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?Medline örneğinde olduğu gibi bazı önemli veri tabanları kütüphanelerin hazırlamış oldukları dizinlerin ürüne dönüştürülmesi ile ortaya çıkmıştır. İlginç bir şekilde bir süre ticari ürün olan bu bilgi kaynakları sonra yine açık erişime sunuldular. Gerçekci olmak gerekirse, atıf alan dergilerde yayın yapmanın YÖK tarafından performans değerlendirilmesinde gösterge olarak kullanılması nedeniyle doğal olarak bilim adamlarımız uluslararası dergilere yönelmektedirler. Aslında Türk araştırmacılarının dünya bilgi üretimine katkılarını uluslararası platformda sunmaları dünya çapında farkındalık ve kullanım potansiyeli yaratması açısından tercihe şayan da bulunulabilir. Ancak bu koşullarda Türkiye'de Türkçe kaynaklarla ilgili olarak yapılacak çalışmaların ticari değer kazanması pek mümkün değildir. Dolayısıyla ülkemizde bilimsel makalelerle ilgili olarak bibliyografik veri tabanlarını ULAKBİM'in üretmesi ve ücretsiz olarak hizmete sunması kanımca sağlıklı bir yaklaşımdır. Bunun yanında Başkent Üniversitesi'nin hukuk veri tabanı gibi konuya özel çalışmalar hiç kuşkusuz yararlıdır ve örneklerinin çoğalması arzu edilir bir husustur. Yazmalarımız, arşivlerimiz gibi dünyanın ilgisini çekebilecek bize özgü bilgiler konusunda da ilgili kurumlar zaten çalışmalarını yürütüyorlar.
Kütüphane otomasyon programları, ilerleyen teknolojiye ve değişen gereksinimlere adaptasyon açısından sürekli geliştirilmesi gereken ürünlerdir. Karmaşık yapıları ve kendine özgü uluslararası standartların kullanımı nedeni ile ancak adanmış ekiplerin sürekli varlığının korunabileceği ortamlarda geliştirilebilirler. BLISS 1980'lerin ilk yarısında iyi bir çıkış yapmış ama 90'lı yıllarda gelişmelere paralel bir çizgi izlemekte zorlanmış bir ürün görünümü vermekte, ilginç bir biçimde gerek BLISS; gerekse diğer yerli ticari ürünler uluslararası standartlara uyum konusunda sıkıntılı bir pozisyon arz etmektedirler. Yeni web uygulamaları ile bu standartların öneminin ortadan kalkacağı iddialarının ne ölçüde geçerli olduğunu bilemiyorum ama en azından şu aşamada gerekli olduklarını düşünüyorum. BLISS üzerinde bir ekibin 2008 yılında tamamlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor olması umut verici. Mali olanakları sınırlı olan, ya da ilke olarak açık kaynak kodlu programları destekleyen kütüphaneler için KOHA gibi bir yazılımın varlığı da çok olumlu. Bu vesile ile ilgilenenlere KOHA 3. sürümünün yakında 28 dilde çıkacağı ve bu dillerden birinin en azından kullanıcı ara yüzünde Türkçe olacağı müjdesini verelim. Çağrıma yanıt vererek çeviri ekibinde görev alan meslektaşlarıma buradan teşekkür etmek isterim.
Mesleki alanda ne gibi hedefleriniz vardı, bunların ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
Ülkemizde öteden beri gelişigüzel edinilmiş kitapların yığıldığı yerler kütüphane diye adlandırılıp, çoğu da mesleki formasyona sahip olmayan ellere bırakılmış ve dolayısıyla kütüphaneler yerine getirmeleri gereken işlevleri gerçekleştirememiş olduklarından kütüphane önemsenmeyen bir kurum ve kütüphanecilik profili düşük bir meslek olarak toplumda varolagelmiştir. Görev aldığım kütüphanelerin kullanıcı odaklı olması, gereksinimlere yanıt vermesi ve işlevsel olması hedefimdi. Veteriner Fakültesi Kütüphanesinden ayrılırken, göreve başladığım günlerde, Playboy alırsan Kütüphaneye geliriz diye bana takılan bir profesörün, ayrılmamdan üzüntü duyarak, bize kütüphanenin ne olduğunu öğretttin demesi anılarıma çok anlamlı biçimde kazınmıştır. Kendi görev yaptığım kütüphaneyi işlevsel ve başarılı kılmanın ötesinde mesleğin genelde iyileşmesine katkı yapma amacını da benimsedim ve mesleki örgütlerde, komisyonlarda görev almak, yazılar yazmak, konuşmalar yapmak yoluyla mesleki çalışmalar yaptım. British Council'dan ayrılırken İngiltere Büyükelçiliği Kültür Ataşesi ve British Council Direktörü Ray Thomas'ın nezaketle benim için verdiği veda kokteyline gelen bir profesörümüzün, bu mesleğe ne yenilik geldi ise ilk senden duyduk, şeklinde dile getirdiği takdir ifadesi de bana kıvanç yaşatan, emeklerim boşa gitmemiş dedirten diğer güzel bir anıdır.
Güzel şeyler yaptım sanırım, ama bunun sınırı olabilir mi? Yapılabilecek daha pek çok şey var elbette. Gidebildiğim yere kadar devam '
Sizce başarı nedir ve başarılı olmanın (hayatta ve iş yaşamında) koşulları nelerdir?
Başardım diyebilmek için öncelikle bir hedef belirlemiş olmak gerekir. Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız varıp varmadığınızı kestirebilir misiniz? Böylece birinci koşulun programlı, planlı biçimde belirli hedeflere yönelik çalışmak olduğunu söyleyebiliriz. Analiz ve sentez yeteneği, açılımlı düşünebilmek, çözüm üretme kapasitesi yaratan melekelerdir. Bunlardan yoksun biri okulda çok çalışarak başarılı olabilir ama hayatta başarılı olması zordur diye düşünürüm. İşin bir de duygu boyutu var tabii. Gönülden benimsenmemiş bir iş ne kadar zoraki olursa, içtenlikle benimsenerek yapılan iş de bir o kadar ortaya koyar nasıl sevgiyle, emekle yoğrulduğunu. Bu değerlendirmeler tabii belli bir işi başarı ile sonuçlandırmakla ilgili. Liyakata dayalı sistemlerde, kurumlaşabilmiş ortamlarda geçerlidir. Başarıyı belli mevkilere gelmek açısından düşünürsek bir makamı A değil de B işgal etmiş olsaydı, kuruma daha büyük başarılar kazandırır mıydı, neler yapılabilirdi de yapılmadının cevabını kim verebilir ki? Peter Shaffer'in filme de alınan Amadeus adlı oyununda sıradan bir müzisyen olduğu ve makamını yitirmekten korktuğu için Mozart'ın hayatını elinden geldiğince zehir eden ve hatta katili olduğu söylentileri de çıkan, yaşamının son günlerinde bunun vicdan azabını artık taşıyamayarak gerçekleri anlatan Salieri adlı saray bestecisidir kahraman. Bu örnek bize başarıdan ne anladığımızı tanımlamak gereğini de anımsatıyor. O dönemde saray bestecisi olmak ama adınızı ileride hiç kimsenin anımsamaması mı; acı ve yoksulluk içine düşseniz de kalıcı bir şeyler bırakmak mı?
Günümüz kütüphaneci profili nasıl olmalı?
''Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu dünyamızda teknolojiyi yoğun kullanan bir mesleğin sahibi olarak öncelikle gelişmeleri yakından izleyen, kendini sürekli yenileyen biri olmalı, teknolojinin yalnızca bir araç olduğunu düşünürsek, buluşturmayı hedeflediği insanı da bilgi kaynaklarını da iyi tanımalı ve kullanıcı profilinde değişime yol açabilecek etkenleri ve gerçekleşen değişiklikleri izlemeli, insanları sevmeli, insanlara yardım etmeyi sevmeli, insan ilişkilerinde başarılı olmalı, işini sevmeli''

Dökümantasyon ve Enformasyon merkezleriyle ilgili resim var mı?Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu dünyamızda teknolojiyi yoğun kullanan bir mesleğin sahibi olarak öncelikle gelişmeleri yakından izleyen, kendini sürekli yenileyen biri olmalı, teknolojinin yalnızca bir araç olduğunu düşünürsek, buluşturmayı hedeflediği insanı da bilgi kaynaklarını da iyi tanımalı ve kullanıcı profilinde değişime yol açabilecek etkenleri ve gerçekleşen değişiklikleri izlemeli, insanları sevmeli, insanlara yardım etmeyi sevmeli, insan ilişkilerinde başarılı olmalı, işini sevmeli. Eğer yönetici pozisyonunda ise veya böyle bir pozisyonu hedefliyorsa işletmecilik bilgileri ile donanmış olmalı. Yüksek lisans yapmak isteyen BBY mezunları görüşümü sorduklarında genelde, kendi alanınızda temel bilgileri almış bulunuyorsunuz, kendinizi geliştirebilirsiniz, yönelimlerinize göre bilgi teknolojisi ya da yönetim alanında yüksek lisans yapmanız daha yararlı olur şeklinde görüş bildiririm. Özel bir konu alanı kütüphanecisi olmayı hedefleyenlerin olanak sunulursa bu alanlarda eğitim almaları da yarar sağlar.
Biraz da geleceğe dönük planlarınızdan söz edelim?
40 yıllık bir meslek yaşamını geride bırakmış bir kişi olarak kendimi güncel tutabildiğim ve katkılı olabildiğim sürece çalışmayı sürdürmenin ötesinde kişisel bir plan çok da gerçekçi olmaz herhalde. Yine de bir fırsat doğarsa bilgi yönetimi, kalite yönetimi veya bilginin ekonomisi konularından birinde doktora yapmaktan mutluluk duyabilirim.
Ülkemizde bilgi hizmetlerinin düzeyini değerlendirelim biraz da'Toplumumuzda okuma alışkanlığının düşük olması bu düzeyin yüksek olmasını gerektiriyor kuşkusuz. Ama olumsuz yönde de etkiliyor olsa gerek' Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Bu düzeyi yükseltmek için ulusal anlamda bir şeyler yapılıyor mu sizce? Yapılmıyorsa neler yapılmalı?
''Son yıllarda Avrupa ile uyum çalışmaları kapsamı içinde bir kıpırtı olduğu izlenimini ediniyorum. Ancak bulunulan noktalar farklı olduğu için bundan sonrasında Avrupa ile aynı çizgide hareket etmenin aynı sonucu vermesinin beklenemeyeceği yönünde bir düşünce ile durumu kaygıyla izlediğimi itiraf etmeliyim. Birisi ile yol arkadaşlığı yapacaksanız önce onunla aynı noktaya gelmelisiniz, eğer gerisindeyseniz, o yürürken siz koşmalısınız ki açığı kapatabilesiniz. Bu da her şeyden önce bu hususta bir iradenin, kararlılığın varlığını gerektirir''
1997'de Türk Kütüphaneciliği dergisinde çıkan bir makalemde Türkiye'nin enformasyon politikası yok şeklindeki yaygın görüşe karşı çıkarak kütüphane hizmetlerini geliştirmemek, bu hizmete öncelik vermemek de bir politikadır ve bu anlamda Türkiye'nin bir politikası vardır savını öne sürmüştüm. Diğer yaygın bir sav da sözlü kültüre dayalı Türk toplumunun okumaya yatkın olmadığıdır. Uzun kış gecelerinde Anadolu'nun dört bir yanında, bulunabilen bir kitabı Köy Odasında bir kişinin okurken diğerlerinin dinlemesinin bir gelenek olduğu unutulmuştur. Bu koşullarda Türk insanının çok da okumaya düşkün olmasını beklemek gerçekçi olmaz. Ama ilginç değil midir ki, 2000'li yılların başında Valisi Kültür Bakanlığının merkezden gönderdiği kitaplarla yetinmeyip Özel İdare bütçesinden para çıkarak kütüphanecisini Ankara'ya son günlerin en çok okunan kitaplarını almaya gönderdiği Çankırı ilinde yalnızca ödev yapmak isteyen öğrenciler değil, halk da kütüphaneden yararlanmak için kuyruğa giriyordu. Kullanıcı kitlesinin ihtiyaç ve ilgi duyduğu yayınları sunma ilkesi ile hizmet veren British Council'in üç ildeki kütüphanesi tüm Türkiye'ye yayılmış 1500 halk kütüphanesi ile ödünç verdiği materyal sayısı konusunda rahatlıkla yarışabiliyordu. O halde bu savları galiba biraz kuşkuyla karşılamak gerek. Ancak herkes her okumak istediği kitabı satın alamayacağına göre okuyan toplum olmak için iyi bir kütüphane sistemi kaçınılmazdır.
Ne yapıldığına gelince, dünya konjonktürü gereği öncelik verilen konularla kaçınılmaz temel hizmetler dışında kalan pek çok hizmet alanı gibi kütüphanecilik de uzun yıllar boyu arka plana itilmiştir. Son yıllarda Avrupa ile uyum çalışmaları kapsamı içinde bir kıpırtı olduğu izlenimini ediniyorum. Ancak bulunulan noktalar farklı olduğu için bundan sonrasında Avrupa ile aynı çizgide hareket etmenin aynı sonucu vermesinin beklenemeyeceği yönünde bir düşünce ile durumu kaygıyla izlediğimi itiraf etmeliyim. Birisi ile yol arkadaşlığı yapacaksanız önce onunla aynı noktaya gelmelisiniz, eğer gerisindeyseniz, o yürürken siz koşmalısınız ki açığı kapatabilesiniz. Bu da her şeyden önce bu hususta bir iradenin, kararlılığın varlığını gerektirir.
Kurumsal anlamda uluslararası ilişkileriniz ne düzeyde? Diğer üniversite kütüphaneleriyle işbirliği yapıyor musunuz? Yurtiçinde de farklı kurumlarla işbirliği çalışmalarınız var mı?
Avrupa Araştırma Kütüphaneleri Birliği (LIBER) 'e geçen yıl üye olduk ve yıllık toplantısına katıldım. Avrupalı meslektaşlarımızla diyalog içinde olmamızın ve orada var olmamızın önemli olduğunu düşünüyorum. LIBER'in bu yıl Koç Üniversitesi'nde gerçekleşecek olan yıllık toplantısına üniversite ve araştırma kütüphanesi yöneticisi arkadaşlarımın ilgi göstereceklerini umarım. ERASMUS Programı kapsamında ekip arkadaşlarımın Avrupa'daki üniversite kütüphanelerine gitmeleri hedeflerimiz arasında yer alıyor.
Yurt içinde ODTÜ ve Bilkent Üniversitelerinin Kütüphaneleri ile protokollerimiz var ve akademik mensuplarımız karşılıklı olarak kütüphaneleri kullanabilmektedirler. Diğer kütüphanelerle, kütüphaneler arası ödünç verme ve mesleki bilgi alışverişi türünden ilişkilerimiz oluyor. Eylül 2007'den bu yana ANKOS Yürütme Kurulu üyesi olarak görev yürütmekteyim. Lisans anlaşmaları üzerinde çalışmalarımızı Lisans Anlaşmaları Grubundaki arkadaşlarla birlikte sürdürüyoruz. tobb 0002
Bu görüşme için çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Ben de bir kez daha teşekkür eder, Atılım Üniversitesi Kütüphanesi e-Bülteni'ne başarı dolu uzun bir yayın hayatı dilerim.

Your browser does not support inline frames or is currently configured not to display inline frames.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
19 Aralık 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
KÜTÜPHANEMİZ HAKKINDA

TOBB Kütüphanesi'nin, ekonomi ve ilgili alanları içeren koleksiyonu, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'ne devredilmiştir. Kütüphanemiz bundan sonra Avrupa Dokümantasyon Merkezi olarak Hizmet verecektir.
Kütüphanemiz, TOBB (Atatürk Bulvarı No: 149 Bakanlıklar-ANKARA) yerleşim alanında arka bina 1. katta kullanıcılarına hizmet sunmaktadır.

kutuphane2 Açık olduğu Saatler:
Pazartesi – Cuma
Sabah: 09.00 - 12.30
Öğleden sonra: 13-30. - 18.00
Kütüphaneden yararlananların Kütüphane Kullanım Kurallarına uymaları gerekmektedir
Kimler Kullanabilir

deneme9 Birinci derecede TOBB elemanlarının kullanımına açıktır. Bunun yanında özel sektör temsilcilerine, üniversite öğrencilerine ve araştırmacılara, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan görevlilere de hizmet verilmektedir.
Quo vadis?
pelin_gulay - avatarı
pelin_gulay
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #6
pelin_gulay - avatarı
Ziyaretçi
lütfen az olsun .çok acil...
pelin_gulay - avatarı
pelin_gulay
Ziyaretçi
25 Aralık 2008       Mesaj #7
pelin_gulay - avatarı
Ziyaretçi
ben bulamadım.yarına lazım.slayta eklemem gerek...lütfenMsn Cry
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
25 Aralık 2008       Mesaj #8
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
pelin_gulay adlı kullanıcıdan alıntı

ben bulamadım.yarına lazım.slayta eklemem gerek...lütfenMsn Cry

üstte tarihçede mevcut
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kütüphane ile ilgili kolay resimler

Benzer Konular

2 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
15 Aralık 2008 / ziyaretçi Soru-Cevap
30 Nisan 2011 / sinel Soru-Cevap
25 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış