Arama

Klasik batı müziği hakkında bilgi verir misiniz? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 10 Aralık 2013 Gösterim: 47.816 Cevap: 21
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Mart 2011       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
batı müziği türleri nelerdir? lütfen acele edin
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ekim 2011       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
batı pop müziği nedir? performans ödevim acillll bilgi
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Kasım 2011       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
klasik dönemin özellikleri lazım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Aralık 2011       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
klasik müzik enstürmanları hakkında 5 sayfalık yazı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2011       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
aci klasik batı müziinin özellikleri
superman09 - avatarı
superman09
Ziyaretçi
27 Aralık 2011       Mesaj #16
superman09 - avatarı
Ziyaretçi
Batı Müziği Dönemleri

Rönesans (1347–1780)

Romen Diyojen'in katkılarıyla Belli başlı ilk bestelerin ortaya çıktığı (teksesli müzikten çoksesli müziğe geçilen) dönemdir. Müzik, kilise çevresinde gelişmiştir. Vokal müzik yaygındır (özellikle madrigaller). Bunun yanı sıra, basit çalgı toplulukları olan konsortlar için de müzikler yazılmıştır. Dönemin ünlü bestecileri Guillaume Dufay, Johannes Ockeghem, Giovanni Pierluigi da Palestrina ve Carlo Gesualdo'dur.
Barok (1600–1750)

Barok müzik dönemi Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Jean-Baptiste Lully, Arcangelo Corelli, Claudio Monteverdi, Jean-Philippe Rameau, Henry Purcell, George Frideric Handel ve Georg Philipp Telemann gibi bestecilerin eserlerini kapsamaktadir. Barok stilin Rönesans stilinden farkı, daha süslü bir anlatıma sahip olmasıdır. Dönemin en ünlü çalgısı klavsendir. Klavsen neredeyse her müzik çeşidinde kullanılıyordu (çoğu zaman arkaplanda olmak üzere). Dönemde vokal müziğin yanı sıra enstrumantal müzik de gelişmiştir: konçerto ve süit, bu dönemin iki yaygın orkestral beste türüdür.
Barok müzik dönemi müzikteki başlıca büyük yeniliği "fonksiyonel tonalite" kavramının çok geliştirilmesindedir. Bu dönemdeki besteciler ve çalgıcılar çok daha ayrıntılı ve incelikli müziksel süsler uygulamaya başlamışlar; müziksel notasyon şeklini değiştirmişler ve müziksel çalgıları yeni teknikler kullanarak çalmaya başlamışlardır. Barok müziği döneminde müziksel çalgılarla müzik icra edilmesinin ebadı, kapsam genişliği ve karmaşıklığı artmıştır. Barok müzik dönemi opera görsel sanatının kurulup, geliştirilip ve yaygınlaştırılması dönemidir. Bugün kullanılan müzik terimleri ve kavramlarının çoğunluğu barok müzik döneminde ortaya çıkartılmış ve o zamandan beri kullanılmıştır.
Klasik Dönem (1750–1820)

Klasik stilin Barok stilden farkı, Klasik stildeki eserlerin Barok stildeki eserlerden daha sade olmasıdır. Barok dönemin kapanmasına yol açan etkenlerden biri de piyanonun icadıdır. Klasik dönemde her orkestrada klavyeli çalgı bulundurma zorunluluğu kalkmış, piyano orkestraya katıldığı zaman da mutlaka solist görevi görür olmuştur. Dönemi seçkinleştiren bir başka şeyse senfoninin yaygınlaşmasıdır. Dönemin ünlü bestecileri Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart, Christoph Willibald Gluck ve Muzio Clementi'dir.
Romantik Dönem (1820–1900)

Müziğin kilise ve saray egemenliği altından çıkıp halka yayıldığı, kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür olan romantizmin geldiği dönemdir. Kendi içinde 3 döneme ayrılır:
Modern Dönem (20. yüzyıl ve günümüz)

Modern dönem içerisinde Romantizmi sürdürenler (Richard Strauss, Gustav Mahler, Sergey Rahmaninov, Edward Elgar) olduğu gibi müziğin genel kimliğini değiştiren asıl Modern besteciler (Claude Debussy, Maurice Ravel, Bela Bartok, İgor Stravinski, Dimitri Şostakoviç, Sergey Prokofiyev) kendilerine has bir stil geliştirmişlerdir. George Gershwin klasik müzikle cazı birleştiren besteciler arasında en ünlüsüdür. Edgard Varèse, elektronik müzik akımını başlatmıştır. Arnold Schönberg ve öğrencileri Alban Berg ile Anton Webern atonal müzik akımının yaratıcısı ve ilerleticisi olmuşlardır. Carl Orff, ilkel çağların müzikleri ve metinlerini yeniden canlandırıp modernize etmiştir. Ayrıca Türkiye'de çoksesli müziğin başlaması da bu döneme rastlar (Cemal Reşit Rey, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses) Günümüzde Krzysztof Penderecki, Arvo Pärt gibi besteciler de modern dönemi sürdürmektedirler.
Klasik Batı Müziği Çalgıları

Yaylı çalgılar

Yaylı çalgılar bir orkestranın en önemli öğesidir. Yayla sürtündüğünde titreşen tellerden oluşan tahta çalgılardır. Diğer bir adı da "keman ailesi"dir.
  • Keman: Yaylı çalgıların en küçüğüdür. Soprano ses verir.
  • Viyola: Kemandan biraz daha büyük, tınısı daha lirik bir çalgıdır. Alto ses verir.
  • Çello (Viyolonsel): Sesi insan sesine en yakın olan çalgı olarak da bilinir. Bir ucu yere dayanarak çalınır. Tenor ses verir.
  • Kontrbas (veya sadece Bas): Yaylı çalgılar arasında en büyük olanıdır (Boyu bir insan boyuna ulaşır). Bas ses verir.
  • klavsen: Klavyeli bir çalgıdır barok döneminin en önemli çalgısıdır.
Avrupa'da yaylı çalgılar "telli çalgılar" olarak adlandırılır ve böylece bu aileye arp (harp) da eklenir. Arp, çok sayıda tele ve pedala sahip olan bir çalgıdır ve telleri parmakla çekilerek titreştirilir. Keman ailesinin üyeleri de buna benzeyen bir biçimde çalınmaya müsaittir (pizzicato).
Üflemeli çalgılar

İçlerine üflenen nefes sayesinde titreşen çalgılardır. İki gruba ayrılırlar: Tahta üflemeliler ve Bakır üflemeliler. Bu gruplar çalgıların imal edildikleri maddeye göre ayrılmaz, çalışma stillerine göre ayrılır.
  • Flüt: üflemeli bir çalgı türüdür.insanları sakinleştiriir. Çok ses olduğunda dengeyi bozar
  • Klarnet: Tek kamışlı tahta üflemelidir. 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Hafif boğukça fakat parlak bir ses çıkarır. Orkestrada normal klarnetten daha kalın ses çıkaran basklarinet de kullanılır.
  • Saksofon: 20. yüzyıl klasik müzik eserlerinde yer alan (örneğin Ravel ve Gershwin'in eserlerinde) tek kamışlı tahta üflemelidir. Bir klarinet alt-türü de denebilir.
  • Obua: Çift kamışlı tahta üflemelidir. Barok dönemden beri orkestraların en popüler çalgılarındandır. Keskin ve acıklı bir sesi vardır. Orkestralarda obuanın yanı sıra biraz daha kalın ses veren korangle (İngiliz kornosu) da kullanılır.
  • Fagot: Çift kamışlı tahta üflemelidir. Gizemli ve kadifemsi bir sesi vardır. Orkestralarda fagotun yanı sıra, normal fagottan bir oktav daha kalın ses çıkarabilen kontrfagot da kullanılır.
  • Trompet: Pistonlu bakır üflemelidir. Parlak ve coşkulu bir sesi vardır.
  • Trombon: Sürgülü bakır üflemelidir. Trompetten daha kalın ses çıkarır. Sesi biraz daha soğuktur.iticidir.
  • Korno: Pek çok yerinden bükülmüş çok uzun bir borudan oluşur. Dairesel bir şekle, boğuk bir sese sahiptir.
  • Tuba: En kalın sesli bakır üflemelidir. Kornonun daha büyüğü sayılabilir. Pistonludur.
  • Kormen: En ince ses çıkaran metal üflemeli çalgıdır.(1871)
Vurmalı çalgılar (Perküsyon)

Tokmak, baget veya fırça gibi cisimlerle vurularak titreştirilen çalgılardır. Orkestranın en arkasında bulunurlar.
  • Timpani: Küçük orkestra davullarıdır. Yarım küre biçimindedirler. Çıkaracakları nota, derileri gerilerek ayarlanabilir.
  • Zil: İki dairesel bakır levhadan oluşur, birbirlerine çarpılarak ses çıkartılır.
  • Üçgen: Bir metal çubuğun üçgen şekli oluşturacak şekilde bükülmesiyle yapılır. Küçük bir sopayla vurularak kısa ama etkili bir çın sesi verir.
  • Kastanyet: İspanyol kökenlidir. İki küçük tahta parçasından oluşur, bunların birbirine vurulmasıyla ses çıkarır.
  • Çıngırak: Metalden yapılmış konik biçimli bir çalgıdır. İçinde yine metalden küçük bir tokmak asılıdır, çıngırak sallandıkça koninin iç yüzeyine çarparak ses verir.
  • Tef: Yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılır ve parmak vuruşlarıyla çalınır. Her vuruşta, kasnaktaki ince pirinçten 4-8 çift küçük zil tınlar.
  • Trampet: Dairesel bir metal gövdenin iki tarafına gerilmiş deriden ve bir derinin hemen altındaki gerili kirişlerden oluşur. Bagetle vurulduğunda deriler kirişlerle titreşir ve güçlü, keskin bir pat sesi çıkar.


---------- Mesaj tarihi 11:20 ---------- Önceki mesaj tarihi 11:06 ----------

op müzik adından da anlaşılacağı gibi gündemde olan, çok ilgi çeken, eğlence amaçlı ve herkes tarafından bilinen yani popüler olan müzik demektir.Pop müzik, çok sayıda türe ayrılmıştır fakat bu türler kendi içinde kalmışlar ve çoğu ilgi görmemiştir.(Pop Jazz, Electrified, Rap.)
Pop müziğin belirgin özellikleri ezgilerindeki sadelik ve süslemelerdir.Ezgi yalın olduğu sürece akılda daha fazla kalacak, herkes tarafından mırıldanılacak ve buna bağlı olarak gündemde olacaktır.

Ezgi bir de ritim açısından zengin ise, o zaman söz ve ezginin değeri yarı yarıya azalacak ve eser, dans edilmek için hazırlanmış bir şarkı olarak kullanılacaktır Pop müziği klasik müzikle karşılaştırma yaparken Fazıl Say şunları söylüyor
Pop müzik satış için yapılır, klasik müzikse soylu duygular için

Fazıl Say burada aslında müzikleri karşılaştırmak istemiyor.İçinde göndermelerde bulunduğu kesin ama asıl vurgulamak istediği pop müziğin ticari amaçla yapılmış olduğudur.

Pop müzik eserlerinde belirgin bir benzerlik söz konusudur.Yani bir eser başka bir esere neredeyse tıpatıp benzeyebilir.Sözleri farklı olduğu için müzik eğitimi almamış birinin bu benzerliği fark edebilmesi oldukça zordur.Aynı kalıbın üstüne, farklı sözlerin yazılması ve dinleyiciye sunulması şarkı bestelemenin kolay bir yoludur.Bu yolla köşeyi dönmüş çok fazla şarkıcı vardır ne yazık ki.Şarkıların çalıntı olduğu iddialarının gündemde olduğu bu dönemden sonra, sözlerinin çalıntı olduğu iddia edilecek şarkıların duyulduğu dönemlerde gelecektir.Şu anda da, söz yazma işinde çalıntı yapmayan şarkı sözü yazarlarının da yazdığı sözler pek hoş değildir."Kırıcan mı Belimi Şakşuka Şakşuka Şaka da Şuka gibi

Pop müzik eserleri, konserler için daha uygundur.Özellikle büyük topluluklar önünde verilen bu konserlerde sahne performansı çok önemlidir.Konsere eğlenme amacıyla gelen insanlar, dinlediği müziğin yanında belirli figürlerle dansta izlemek ister.Bu yüzden bir pop müzik şarkıcısının dış görünümü de söylediği şarkı kadar önemlidir.
Pop müziği ülkemizde yıllardır başarıyla yapan kişiler de vardır.(Sezen Aksu, Fatih Erkoç, Sertab Erener)Sezen Aksu ve Fatih Erkoç'un, uzun zamandır tam anlamıyla ortalarda görünmediğini ve Sertab Erener'in de dünyaya açıldığını düşünürsek ülkemizdeki pop müzik, Ayşe Hatun Önal, Tarık Mengüç gibi şarkıcılara emanet edildi diyebiliriz.

1900'lü yılların güncel popüler müzik tarihini özetle şöyle açıklayabiliriz
1920-1930-1940'lı Yıllar

•30'lu yıllara operetler dönemi denmektedir.
•Taş plak dönemi bu yılları kapsar.
•Gramofon, en gözde alettir.
•Operetler ve tango, ülkemize giren ilk popüler batı müzikleridir.
•1920'li yıllar, cazın ülkemize girdiği yıllardır 1950'li Yıllar
•Türkiye'de cazın dışındaki batı müziği türlerinin tanındığı yıllardır.
•Batıdaki pop müzik, gençlerimizi etkisi altına almaya başlamıştır.
•1955'te bir Rock'n Roll orkestrası kurulur.
•1958 yılında Kuyruklu Yıldızlar, dönemin en popüler grubudur.
•Bu dönemde söylenen şarkılar, orijinaline ne kadar yakınsa o kadar fazla ilgi görür 1960’lı Yıllar
•Gençliğin özgür olmak istediği Hippi akımının gözde olduğu yıllardır.
•60’lı yıllarda pop müzik çalışmaları Avrupa’da olduğu gibi hız kazanır.
•Çok sayıda pop orkestrası kurulur.
•Bu dönemde çeşitli şarkı yarışmaları düzenlenmiştir.Ayrıca Türkiye, bu dönemde Atina Şarkı Yarışmasına katılıp 4.oldu.
•Orhan Gencebay, ilk 45’lik plağını çıkarttı.
•Yerli melodilerin batı sazlarıyla yeniden yorumlanması bu dönemde hız kazanır.
•1965 yılında Hürriyet gazetesince düzenlenen altın mikrofon şarkı yarışmasıdır.Bu yarışmanın amacı pop müziği geliştirmek ve yeni gruplara şans vermekti. 1970’li Yıllar
•Pop müziğin gerçekten popüler olduğu yıllardır.
•Siyasi hareketler, müziği de etkiler.Bunun sonucunda şarkı sözlerinde sloganlar duyulmaya başlanır.
•Kaset devrinin başlangıcı bu yıllardır.
•Siyah beyaz Televizyonlarda TRT, halka hangi müziği verirse halkta onu alırdı.Başka seçenek yoktu.
•Eurovision Şarkı Yarışmasına ilk kez katıldık.Sonuncu olduk(!)
•Şarkıcı ve söz yazarlarında belirgin artış görüldü. 1980’li Yıllar
•12 Eylül dönemi başladı.
•Tabi ki Türkiye’deki sanat kesintiye uğradı.
•Arabesk müzik hızla yayılmaya devam etti.
•Kasetçalar ve walkmanlerin çıkması kasete olan gereksinimi arttırdı.
•Korsan kasetçilik sorun olmaya başladı.
•Orgla müzik yapanlar, patronlarına daha az maliyet çıkardıklarından, çalgı topluluklarından daha fazla iş bulmaya başladı.
•Operetler yerini müzikallere bırakmıştır.
1990’lı Yıllar
•Ses güzelliği ve diksiyonun aranmadığı yıllardır.
•Uluslararası sanat müziği eğitimi almış sanatçıların caz yaptıkları görülür.(Örn.Aydın Esen)
•Nostalji denen akım beğeni toplamaya başladı.

90’larda Türkçe Pop 90’lı yıllarda Türk Pop Müziği, hep tartşılagelen bir konu olmuştur. Bu yıllarda pop müziğinin gelişimini anlamak için 60’lı yıllara, pop müziğinin ilk filizlendiği yıllara uzanmak gerekir. O zamanlarda pop diye tabir edilen bir müzik yoktu. Her şey yabancı parçalara Türkçe sözler yazılmasıyla başladı. O zamanlar bu müziğe Türkçe Sözlü Hafif Müzik, ya da Aranjman Müzik deniliyordu. Söz. yazarlarına büyük görevler düşüyor, Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu gibi birçok söz yazarı, yabancı bestelere Türkçe sözler yazıyorlardı.

Bu müzik o yıllar hafife alındığından olacak ki TRT “hafif müzik diye bir tanım getiriyordu. Erol Büyükburç, süphesiz Türk Hafif Müziğinin ilk sanatçısıdır. İlginç sahne kostümleriyle de akıllarda yer etmiştir. Onu Ajda Pekkan izlemiş ve böylece bu müziği icra eden birçok sanatçı ortaya çıkmıştır. 70’li yıllarda ortaya çıkan Anadolu Pop ya da Anadolu Rock müzik, TRT’ye inatla tüm Türkiye’yi kasıp kavurmuştur. Cem Karaca, Barış Manço, Moğollar, 3 Hürel, Erkin Koray ve Edip Akbayram bu akımın belli başlı sanatçılarıdır.

Bunlara Halk Müziğine odaklanmanları yüzünden “Kent Ozanları denmektedir. 90’lı yıllarda bu akıma özenerek birçok sanatçı boy gösterecektir. 80’li yıllar ise gerek pop müzik açısından, gerek diğer müzik türleri açınsından en kötü yıllar olarak kabul edilebilir. Eğer 70’leri plak, 90’ları da CD ile özdeşleştirirsek, 80’lere kaset canavarı yıllar diyebiliriz. 12 Eylül’ün baskısıyla başlayan dönemde müzik türleri de bir çıkmaza sürüklendi. Anadolu Pop ve Anadolu Rock furyasından arabesk dalgasından geçiş sözkonusuydu. Kanımca Orhan Gencebay, bu iki müzik türü arasında bir geçiş formu teşkil ediyor. Kendisi hiç bir zaman arabesk yaptığını iddia etmedi. Kendi müzik tarzını oluşturmaya çalıştı.

Hatta bazı şarkılarındaki Gitar soloları Anadolu Rocktan izler taşıyordu. Ancak kendisi de farkında olmadan arabeskin temelini attı ve arabeskin Orhan Babası oldu. Orhan Gencebay ile birlikte Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses ve Müslüm Gürses 80’lerde arabeskin dört büyük üstadı oldular. Hepsi de ayrı ses renkleriyle farklı acılara hitab ettiler, bir bütünü tamamladılar. 80’li yıllar Arabeskin altın yıllarıydı. Arabeskin yanısıra 1978 yılında Ferdi Özbeğen’in temelini attığı taverna kültürü, fantezi müziğini oluşturdu. Piyanist şantör ekolü doğdu. İnsanlar arabesk ile kederlenirken fantezi ile şenlendi. Oryantal kültür, bu iki müzik ile damarlara aşılandı. Bu hakimiyet, ister istemez diğer müzik türlerini etkisi altına aldı. Pop müzik de bu oluşumdan nasibini aldı.

Nilüfer, İbo klasiği Mavi Mavi’yi yorumladı. 70’lerde Janis Joplin’e olan hatranlığını dile getiren Zerrin Özer, bu yıllarda aynı şeyleri Orhan Gencebay ve Hakkı Bulut için söyledi. Ajda Pekkan için “pek bulaşmadı” denilse bile o “Aman petrol canım petrol” dedi. Video klibinde Topkapı Sarayının damında dans eden kızlar ve bir Mercedesi çeken öküz, eurovizyon jürisinin şaşkın bakışlarına neden oldu ve böylece ortaya komik bir manzara çıktı.

Bazılarına göre Sezen Aksu Sen Ağlama, Git gibi şarkılarla Türk makamları ile arabesk dalgasına cevap verdi, bazılarına göre bu şarkılar, onun arabeskten etkilendiğin göstergesiydi. 80’lerdeki müziğin kalitesizliğinin en bariz kanıtı, Opera adlı eurovizyon şarkısının sonradan en kötü eurovizyon şarkısı seçilmesidir. Bu yıllarda başlayan elektronikleşme, aranjör ve stüdyo müzisyenlerinin doğmasına neden oldu. 90’larda pop müziğinin teknik kadrosu: Garo Mafyan Onno Tunç, Atilla Özdemiroğlu gibi isimler yetişti.

Türk Sanat Müziği yeterli dinleyici kitlesine ulaşamıyor arayışlar içine giriyordu. Bas gitar ve Davul gibi enstrümanlar TSM şarkılarında duyulmaya başladı. Televizyonun yaygınlaşması sonucu konserler olan ilgi giderek azaldı. Sallantılarla geçen 80’li yıllardan sonra 90’lı yıllar geldi. Türk Hafif Müziği, yeni adıyla Türk Pop Müziği bir patlama yaşadı. TRT yıllardır bu müziğin yaygınlaşmasına mani oluyordu. Sadece yılbaşı gecelerinde ve özel programlarda televizyona çıkan hafif müzik sanatçıları şanslı sayılıyordu.

Televizyon ve radyodaki bu tekelcilik, özel televizyon ve radyoların kurulmasıyla ortadan kalktı. Büyük bir engel yıkılmıştı adeta. Pop müzik rahat ve özgür bir ortamda icra ediliyor, geniş kitlelere ulaştırılıyordu. TRT’nin “hafife” aldığı bu müzik, popüler kültürün en temel taşı olarak yapılanıyor, bir çığ gibi büyüyordu. İlk tetiği Sezen Aksu çekti. “Hadi bakalım kolay gelsin, bir acayip zor yarış” diyerekten diğer popçulara mesaj veriyordu sanki. İlk defa bir hızlı (tekno) ritim, yerli bir şarkıda kullanılıyordu. Bunu bir sürü yenilik takip edecekti.

Ardından komik dans figürleriyle Yonca Evcimik “Aboneyim” diyerek bu çağrıya cevap verdi. Teknoloji, olabildiğince kullanılıyordu. Ritim programlayıcılar, sentetik sesler, voice-boxlar ve daha birçok elektronik alet. İlk yıllarda kasıtlı olarak bir batıya yönelme oldu. Sonrasında Türk popu bir arayışa girdi. Tam olarak tanımlanamadığı için her türlü deneme yapılıyordu. Bir sonraki aşamada Akdeniz’den, balkanlar’dan, Anadolu’dan ve Arabistan’dan ezgiler harmanlanarak yorumlanmaya başlandı. Aynı zamanda uçlara da yönelmeler oldu. Kartel, bizi Hip-Hop ile tanıştırırken Tuğçe San Tekno yaptı. Can Kat ise Bırak çek git” diyerek bir Rythim and Blues denemesi yaptı.

Ne var ki böyle çalışmalar pek tutulmadı. Daha önce bahsedilen harmanlama ürünü eserler daha çok tutuldu. Önemli bir şarkıya klip çekmek bir zorunluluk oldu. Klipler şarkının tanıtımı açısından en önemli rolü oynadılar. Şarkı, klibi ile bütünleşmiş olarak algılandığı için klip çekimlerinde daha çok özen gösterilmeye başlandı. Bir klip endüstrisi ortaya çıktı. Yeşilçam’ın bazı emekli yönetmenleri bu sektöre kaydılar.

Bu kadar klip ve radyo yayını, albüm satışlarının düşmesine neden oldu. Korsan kasetçilik ve telif hakları sorunları gündeme geldi. Tarkan 90’ların pop ilahı oldu. Mavi gözleri ile kızları her zaman büyüledi. Şarkılarında “Kıl oldum abi Hepsi senin mi Ölürüm sana hişt zilli” gibi bol argo bulunmasına rağmen şarkıları çok sevildi. Bir canlı yayında boş bulunup “çişim geldi” diyerek karizmayı bir süreliğine bozmasına rağmen her zaman Türk Popunun 90’lardaki lideri oldu. Başarısını yurt dışında da kanıtladı. Tarkan gibi şarkılarında ilginç sözler bulunan şarkıcılara Anakaralı Turgut, kendi üslubuyla Ankara Havasıyla cevap verdi. Pop o kadar cazip hale gelmişti ki eskiler, tekrar gündeme gelmek için çareyi popta armaya başladılar.2000’li Yıllar
Sanat festivallerinin çoğaldığı yıllardır.Ekonomik kriz, festivalleri etkilemiştir.

•Caz konserlerinde artış görülür.
•Türk Pop'u yeniden hareketlenmeye başladı.
•Şakşuka Kırıcan mı Belimi Senin Ağzını Yerim Ben gibi acayip şarkılar yapıldı.
•İnsanlar, müziği bir dans ve eğlence aracı olarak paketleyip bir kenara attıktan sonra, televizyonlarında “Gelinim Olur Musun”, “Biz Evleniyoruz”, "Gel Yeniden" gibi programlara kafalarını yormaya başladı.

Türk Pop unun Doğuşu
Kulağa yönelik olmaktan uzak, daha çok eğlencelik müziği bütün dünya sayısız örneklerle bağrına bastı. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri müzik popülerliğini korudu. Şehirliler için en popüler tercih şarkıydı. Bu sırada müzik tarihi baştan alınırsa çok ilginç gelişmeler oluyordu. 1948’de politik nedenlerin etkisiyle yasaklanan Arap filmlerinden geri kalan 150 tanesi (çoğunlukla Mısır) Türkiye genelinde sinemalarda gösteriliyordu.

Bu filmler ve müzikleri çok çok meşhurdu ve 1938’de Arap şarkı sözlerini yasaklayan otoriteleri kaygılandırdı. Bu yeni bir aşamayı tetikledi. Bütün şarkılar Türk şarkıcılar tarafından ana temeları hissedilecek biçimde yeniden düzenlendi. Bu en azından devlet politikaları yüzünden işsiz kalmış birçok Türk sanat müziği sanatçılarına çalışma olanağı doğurdu.

Dönemin önde gelem müzisyeleri Saadettin Kaynak, Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl.
50’lilerde Kaynak Türk Sanat Müziği’nde özgün olarak adlandırılan tarzı aldı, 30’lu 40’lı yılların Arap filmleri müziklerinden etkilenmiş, Türk Sanat Müziği içinde ‘fantazi’ olarak adlandırılan tarzda yenıden şekillendirdi. Münir Nurettin Selçuk ve Vecdi Bingöl birlikteliği bir çok popüler fantazi şarkılar doğurd, daha önemlisi sıradan Türk dinleyicisinin müzik zevkinde büyük değişikliklere yol açtı. Şehir merkeslerınde yaşayan yetenekli Osmanlı mirası takipçisi müzisyenler çalışmalarını devletin kültürel politikaları sonucu popülerleştirmeye zorlandılar. Bu tarz Doğu-Batı sentezi yapmaya çalışan cumhuriyetin müzik alanında en büyük engeli olacaktı.

Kaynak’ın öncülüğünü yaptığı ‘özgün’ yaklaşımı Türk Sanat Müziğinde yaygın tarz oldu. Müzeyyan Senar, Zeki müren ve diğerleri sayesinde tamamen köklü bir hal aldı. 50’lerde Türkiye NATO’ya girilmesi, Marshall yardımının gelmesiyle daha çok batılılaştı. Hollywood filmleri gösterilmeye başlandı ve sosyal değişim rüzgarları sonucu köyden şehire başlayan göç Türk Sanat Müziğine yeni dinleyiciler getirdi. Köylü geçmişleriyle elit olmayan dinleyiciler şehir düzenindeki gazino kültürünü çoktan almaya hevesliydiler. Bütün bunlar olurken, Türk sineması kendi dramatik geleneğini geliştiriyordu Anadolu’da gösterilen filmlerle ‘özgün’ kentlere kasabalara yayılıyordu.
Batılılaşma süreci şehirli dinleyicilere 60’lı yıllarda yeni popüler müzik seçenekleri verdi. Popüler Avrupa ve Amerika şarkılarının Türkçe sözlerle söylenmesi düzenlenmiş müziği yükselişe geçirdi ve TRT tarafından kuvvetle desteklendi.

Aynı zamanlarda başka bir tarz şehir merkezlerinde kendini göstermeye başladı; Politik görüşü olan kişiler tarafından icra edilen, Türk film müzikleriyle batı müziğinin sentezi olacak şekilde biçimlendirilmiş Anadolu pop’u. Anadolu pop’uyla düzenlenmiş müziğin arasındaki tek ortak yön elektronik enstürmanların kullanılmış olması ve çok sesliliktir. Genel olarak Batı müziği ensturmanları ve kısmi olarak elektronik enstürmanların kazandırdığı ses Orhan Gencebay’ın ve onu takip eden Arabesk şarkıcıların ve bestecilerin ilgisini çekti.

Arabesk çok hızlı bir şekilde gazino kültüründe yerini buldu. Arabesk, diğer deyişle ilk doğal Doğu-Batı sentezi ürünü Türk sanat müzisyenlerinin çabaları ve hünerleriyle ulaşmış oldu. Arabesk kelimesi yüksek kesim entellektüellerin bakış açıları sonucu ortaya çıkarttıkları bir kelimedir.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2012       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
türkiyedeki müzik türleri ve özellikleri nelerdir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Mayıs 2012       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya arkadaşlar bana batı müziğinin olşumu lazım hiç bir yerde bulamıyom allah kahretsin yardım edin nolurrrrrr acillll
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2012       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Klasik Batı Müziği Devamini Oku

Klasik batı müziği, genelde yüksek kültür seviyesi ile bağdaştırılan, halk müziklerinden net çizgilerle ayrılmış, Avrupa kökenli ve ağırlıklı müzik türüdür. Klasik batı müziği dönemleri * Rönesans : 1450–1600 yılları arasında, enstrüman ağırlıklı ve çoklu seslerin kullanıldığı dönem : org, klavsen, arp en çok kullanılan çalgılar * Barok : 1600–1750 yılları arasında, karmaşık seslerin kullanıldığı, tekdüzelikten uzak, klavyeli çalgıların rağbet gördüğü dönem. Barok dönemin ünlü bestecileri Händel, Vivaldi ve Bach'tır...
Fasıl Müziği Devamini Oku

Fasıl,dindışı Türk musikisi geleneğinde aynı makamda ve çeşitli formadaki eserlerin sıralanmasıyla yapılan konser demektir.Her tabakadan halkın musıki zevk ve kültürüne seslenebilen bir tür olarak yüzyıllardan beri etkinliğini sürdürmektedir. Klasik fasıl sıralaması; “taksim”, “peşrev”, “kâr”, “1.beste”,”2.beste”, “ ağır semai”, “yürük semai”, “saz semaisi” şeklindedir.Zamanla “şarkı” formunun önem kazanmasından sonra, bu geleneksel biçim...
Klasik Türk Müziği Devamini Oku

10. yüzyılda yaşamış olan Fârâbî’den Timurlenk’in öldüğü 1405’e kadar geçen süre, Türk Musikîsinin nazarî yönleriyle açıklandığı ve yazıya aktarılmaya başlandığı “oluşum dönemi”ni kapsamaktadır. Bu dönemin sonlarına doğru, çok meşhur bir üstad olan Abdülkâdir Merâgî, bir sonraki "evre" 'nin tohumlarını ekmiş, Türk Mûsikîsine yeni bir yön vermiştir. Bunu takiben, 15. yüzyılın başından Yavuz Sultan Selim ’in tahta çıktığı 1512’ye değin; anlatıla geldiği şekilde, Türk Mûsikîsi'nin ses perdeleri ve makam...
klasik Devamini Oku

klasik nedir ? : alisilmis olan, geleneksel ...
Klasik Türk Edebiyatında Manzum Eserler Devamini Oku

Klasik Türk Edebiyatında Manzum Eserler Türklerin, Müslümanlığı kabul etmeleriyle birlikte, İslamiyetin etkisinde, özellikle Arap ve Fars edebiyatlarının estetik kurallarına göre ortaya çıkan ve gelişen edebiyata ”Klasik edebiyat” (Divan edebiyatı) adı verilir. Klasik edebiyatta nazım birimi beyittir.Nazım şekilleri: gazel, kaside, mesnevi, müstezat, terkib-i bent, terci-i bent, rubai, tuyuğ, musammat vb. ‘dir. Klasik Türk şiirinde beyit birimi esas olduğu için şair, söyleyeceklerini bir beyite sığdırmaya çalışır....
Türk Müziğinde Vurmalı Çalgılar Devamini Oku

Türk sanat müziğinde kullanılan başlıca vurmalı çalgılar kudüm, tef, bendir, halile, darbuka ve santurdur. Kudüm, yarım küre biçiminde, üzerine deri gerilmiş bir çift bakır kâseden oluşur. Kâselerin çapı yaklaşık olarak 30 santimetredir. Devrilmemesi için, içi pamuk dolu meşin simitlere oturtulan kudüm, "zahme" adı verilen bir çift çubukla çalınır. Sesin daha az ve daha tok çıkması istendiğinde, zahmelerin ucuna keçe sarılır. Kudüm kâseleri arasında, ses açısından genellikle dörtlü aralık {la-re, sol-do, do-fa gibi) bulunmasına dikkat edilir. B...
Kelt Müziği Devamini Oku

Kelt müziği ya da Keltik müzik İskoçya, İrlanda, Galler, Asturias vs. gibi bölgelerde yaygın olan geleneksel bir müzik türüdür. Özellikle son yıllarda Dünya çapında dinleyici kitlesi bulmuştur. Kelt müziği, pentatonik bir müzik olup keman, gitar, arp, gayda ve flüt gibi çalgılar önemli yer tutar. Bayan vokale erkek vokalden daha sık rastlanır. Rahatlatıcı ve dinlendirici özelliğiyle tanınan bir müziktir. Bazı önemli vokalistler ve gruplar: * Enya * Loreena McKennitt * Kate Rusby * Eimear Quinn * Clannad * Alta...
Klasik Müzikte Romantik Dönem Devamini Oku

Müziğin kilise ve saraydan taşıp halka yayıldığı dönemdir. (1830 - 1900) Kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür, daha özgün olan romantizmin geldiği dönemdir. Kendi içinde 3 döneme ayrılır: Erken Romantik Dönem: Romantik anlatımın Klasik dönem içinde doğduğu, ilk dönemidir. Bu anlatımın öncüsü Ludwig van Beethoven olarak kabul edilir. Bu dönemin diğer ünlü bestecileri de Franz Schubert, Carl Maria von Weber ve Gioacchino Rossini'dir. Orta Romantik Dönem: Romantizmin tüm avrupada egemen olduğu dönemdir. İlk ışığı yakan da, progr...
Batınilik Devamini Oku

İslam Dünyası’nda, Kuran-ı Kerim ayetlerinin görünen manalarının yanı sıra gizli anlamlarının da olduğunu ileri sürerek, ayetleri kendilerine göre yorumlayan akıma “Batınilik” denir. Hasan Sabbah’ın görüşleri etrafında oluşan akım Fatımiler tarafından desteklenmiştir. Liderleri Hasan Sabbah Kazvin bölgesindeki Alamut Kalesi’ni kendisine merkez yapmış ve fedaileri aracılığıyla Nizamülmülk’ün de aralarında bulunduğu birçok devlet adamını gizlice (suikast) öldürtmüştür. Melikşah döneminde güçlenen hareket ortada...
klasik tiyatro Devamini Oku

klasik tiyatro: tiyatro ve drama sanatında kendine özgü bir norm bütünlüğüne ulaşıldığı ve bu normların daha sonraki dönemlerin tiyatrosuna ve drama sanatına örnek oluşturduğu evreler için kullanılan genel sanat tarihi kavram; örneğin, antik yunan tiyatrosu, 16. yüzyıl rönesans italyan tiyatrosu, 17. yüzyıl klasik fransız tiyatrosu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2012       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çello ile ilgili bilgi lütfen

Benzer Konular

20 Aralık 2008 / GusinapsE Sanat
21 Temmuz 2009 / ThinkerBeLL Sanat
26 Şubat 2015 / muzikka Soru-Cevap
8 Ocak 2013 / Misafir Cevaplanmış
11 Kasım 2016 / misafir Cevaplanmış