Arama

Holografi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 13 Mart 2013 Gösterim: 9.872 Cevap: 8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
23 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
holografik nedir
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
Holografi, lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu görüntü işlemine verilen addır. Uzayda bir cismin varlığına ait enformasyon bize genellikle ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır. Holografi, cisimlerden gelen dal­galardaki enformasyonu belirli bir şekilde depo edip bu enformas­yonda hiçbir kayıp olmadan tekrar ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir. Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir. Yunancada «holos» bütün anlamına gel­mektedir. Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam enfor­masyonu yani hem genlik hem faz değerlerini kaydeder. İstendiğinde bu kayıt ortamından orijinal dalga yeniden elde edilir.
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas­larını ortaya koymuştur. Normal fiziksel detektörler ve kayıt ortam­ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi­lemez. Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve faz bakı­mından uyumlu (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti sadece bu dalgaların teker teker şiddetlerine tabi olmayıp aralarındaki faz farkına da tabidir. Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle­rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele­rinden önce tamamen çözümlenmişti. Bundan sonra fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Fotoğraf ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından çok büyük bir fark bulunmaktadır. Fo­toğraf tekniğinde, görüntü iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir. Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur. Bu nok­talardan çıkan çeşitli dalgaların meydana getirdiği tek kompleks dalgaya «cisim dalgası» denir. Bu kompleks dalga, fotoğraf tekni­ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir. Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü değil, cisim dalgasının kendisi kaydedilir. Bu kayıt uygun şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori­jinal cisim dalgasını tekrar meydana getirmek mümkündür.

Ayrıca bakınız;
Hologram (Holografi) Nedir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Holografi, lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu görüntü işlemine verilen addır. Uzayda bir cismin varlığına ait enformasyon bize genellikle ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır. Holografi, cisimlerden gelen dal­galardaki enformasyonu belirli bir şekilde depo edip bu enformas­yonda hiçbir kayıp olmadan tekrar ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir. Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir. Yunancada «holos» bütün anlamına gel­mektedir. Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam enfor­masyonu yani hem genlik hem faz değerlerini kaydeder. İstendiğinde bu kayıt ortamından orijinal dalga yeniden elde edilir.
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas­larını ortaya koymuştur. Normal fiziksel detektörler ve kayıt ortam­ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi­lemez. Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve faz bakı­mından uyumlu (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti sadece bu dalgaların teker teker şiddetlerine tabi olmayıp aralarındaki faz farkına da tabidir. Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle­rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele­rinden önce tamamen çözümlenmişti. Bundan sonra fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Fotoğraf ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından çok büyük bir fark bulunmaktadır. Fo­toğraf tekniğinde, görüntü iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir. Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur. Bu nok­talardan çıkan çeşitli dalgaların meydana getirdiği tek kompleks dalgaya «cisim dalgası» denir. Bu kompleks dalga, fotoğraf tekni­ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir. Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü değil, cisim dalgasının kendisi kaydedilir. Bu kayıt uygun şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori­jinal cisim dalgasını tekrar meydana getirmek mümkündür.

Ayrıca bakınız;
Hologram (Holografi) Nedir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
holografik nedir
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
10 Aralık 2009       Mesaj #4
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

holografik nedir

Hologram (Holografi) Nedir? Bir odadaki eşyalara bakar­ken yerimizi biraz değiştirirsek gördüğümüz manzara da değişir. Örneğin bir noktadan baktığımızda masanın arkasında kaldığı için görünmeyen sandalyeyi biraz yana çekildiği­mizde görebiliriz. Ama bulunduğumuz yer­den odanın bir fotoğrafını çekersek, yalnızca objektifin sabit bir açı altından görebildiği nesnelerin görüntüsünü elde ederiz. Yani bu fotoğraf bize odanın üçboyutlu bir görüntüsü­nü veremez. Stereoskopik fotoğraf makinele­riyle derinlik duygusu yaratan kabartma fo­toğraflar çekilebilir. Ama gerçek anlamda "üçboyutlu fotoğraf" çekme yöntemini 1948'de Macar asıllı İngiliz fizikçi Dennis Gabor (1900-79) bulmuş ve bu üçboyutlu fotoğraflara hologram, bulduğu yönteme de holografi adını vermiştir.


hologramen7


Normal bir fotoğrafta görüntünün ayrıntıla­rını belirleyen yalnızca aydınlık ve karanlık noktaların dağılımıdır. Bu aydınlık ve karan­lık noktaların oluşması da fotoğrafı çekilecek nesneden yansıyarak filmin duyarlı katmanı­na gelen ışığın şiddetine bağlıdır; fotoğrafta, nesnenin ışığı çok yansıtan noktaları aydınlık, az yansıtan noktaları da karanlık olarak beli­rir. Holografi yönteminde ise yansıyan ışığın şiddetindeki bu farklılıklardan başka ışık dal­galarının girişimi de kaydedilir. Görüntünün üçboyutlu olmasını sağlayan ya da kabartma duygusunu veren de işte bu girişim olayıdır. Eğer iki ışık dalgasının tepesi üst üste binerse fotoğraf filminde aydınlık bir çizgi oluşur. Buna karşılık bir dalganın tepe­si ile öbür dalganın çukuru karşılaştığında filmde karanlık bir çizgi belirir. Böylece filmin üzerinde oluşan bu "girişim deseni" yalnızca ışık şiddetinin dağılımını değil, nes­neye ilişkin bütün yön ve derinlik bilgilerini de taşır. Ama dağınık ve gelişigüzel biçimde yayılan ışık dalgalarının girişimi de düzensiz ve rastgele olacağından, fotoğrafçılıkta nesne­leri aydınlatmak için yeterli olan güneş ışığı ya da flaş ışığı gibi normal ışık kaynaklan holog­rafi için elverişli değildir. Bunun yerine, tek dalga boyunda (tek renkli) ve dağılmadan yayılan dar demetler halinde ışık üretebilen çok güçlü ışık kaynaklan kullanmak gerekir.
Holografi yönteminin bir özelliği de fotoğ­raf makinesi kullanmaksızın görüntünün fil­me ya da başka bir duyarlı katmana kaydedil-mesidir. Bunun için, ışık kaynağından çıkan ışık demeti yansaydam bir aynayla ikiye bölünür. Bir bölümü aynadan yansıyarak doğrudan fotoğraf filmine ulaşır. Öbürü de aynanın içinden geçerek nesneyi aydınlattık­tan sonra gene filmin üzerine düşer. Ama nesnenin çeşitli noktalarından yansıyarak ve kırılarak gelen bu ışık demeti ile doğrudan aynadan yansıyan demet filme aynı anda ulaşamayacağı için, bu iki demet arasında faz farkları ortaya çıkar. Bu ışık demetlerinin fotoğraf filmi üzerindeki girişimi, iç içe geç­miş parlak ve karanlık çizgilerden oluşan çok karmaşık bir ağ çizer. Girişim saçakları denen bu çizgiler ne çıplak gözle görülebilir, ne de film banyo edildiğinde bildiğimiz bir fotoğraf görüntüsü oluşturur. Gerçekten de hologram bu aşamadayken yalnızca gri renktedir ve yü­zeyinde nesneye hiç benzemeyen karışık çiz­gilerden başka bir şey yoktur. Ama hologramı eşfazlı bir ışıkla arkadan aydınlatıp karşıdan baktığımızda aynı nesneyi üçboyutlu olarak görürüz. Üstelik gözümüzü bu görüntüden ayırmadan başımızı hafifçe sağa sola çevirdi­ğimizde nesnenin görüntüdeki konumu da de­ğişir.
Holografi düşüncesi 1948'de doğdu, ama ancak laserin bulunmasından sonra önem kazanabildi. Çünkü laserden önce eşfazlı dalgalar üretebilen çok güçlü bir ışık kaynağı yoktu. 1965'te ABD'de, Michi-gan Üniversitesi'nden Emmett N. Leith ile Juris Upatnieks laser ışığından yararlanarak ilk hologramları elde ettiler. Bugün mühen­dislik alanında çok değerli uygulamaları olan holografi yöntemi ileride üçboyutlu görüntü oluşturan renkli televizyonların yapımında da yararlı olabilir. Üstelik laser ışığı çok küçücük bir noktaya odaklanabildiği için, pek çok basılı belge tek bir hologram üzerine kaydedi­lebilir ve böylece hologram yakın bir gelecek­te bilgi depolama aracı olarak mikrofilmin yerini alabilir.

Holografi, lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu görüntü işlemine verilen addır. Uzayda bir cismin varlığına ait enformasyon bize genellikle ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır. Holografi, cisimlerden gelen dal­galardaki enformasyonu belirli bir şekilde depo edip bu enformas­yonda hiçbir kayıp olmadan tekrar ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir. Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir. Yunancada «holos» bütün anlamına gel­mektedir. Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam enfor­masyonu yani hem genlik hem faz değerlerini kaydeder. İstendiğinde bu kayıt ortamından orijinal dalga yeniden elde edilir.
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas­larını ortaya koymuştur. Normal fiziksel detektörler ve kayıt ortam­ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi­lemez. Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve faz bakı­mından uyumlu (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti sadece bu dalgaların teker teker şiddetlerine tabi olmayıp aralarındaki faz farkına da tabidir. Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir.
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle­rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele­rinden önce tamamen çözümlenmişti. Bundan sonra fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Fotoğraf ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından çok büyük bir fark bulunmaktadır. Fo­toğraf tekniğinde, görüntü iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir. Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur. Bu nok­talardan çıkan çeşitli dalgaların meydana getirdiği tek kompleks dalgaya «cisim dalgası» denir. Bu kompleks dalga, fotoğraf tekni­ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir. Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü değil, cisim dalgasının kendisi kaydedilir. Bu kayıt uygun şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori­jinal cisim dalgasını tekrar meydana getirmek mümkündür.


MsxLabs & TemelBritannica & Vikipedi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
holografik nedir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2009       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
holografik nedir anlamını yazın
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Aralık 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
holografik nedir söyleyebilirmisiniz tam anlamı değil kısaca çok ihtiyacım var da hemen ödevim için başka şansım yok açık olanlar bu sitede lütfen biliyor sanız yardım edrmisiniz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HOLOGRAFİ

Holografik Uygulamalar

Yüzeylerinde ‘bit’ olarak veri depolayan manyetik sürücüler ve DVD’lerin farklılığı hacimleri içinde bilgileri tutabilen holografik disklerdir. Bu veriler her birinin binlerce bitlik veri içerdiği bir seri dijital hologramda depolanır. Bu, hem çok hızlı erişim zamanına hem de çok yüksek bellek kapasitesine izin verir ve bu özelliklerin internet servisleri ve sürekli büyüyen multimedya teknolojisi için değeri kanıtlanmıştır. Elektronik endüstrisi bu ihtiyaçları karşılamaktan uzaktır fakat fiziksel olarak bir diskin yüzeyine daha fazla veri sıkıştırmak mümkün olduğunda bu ihtiyaçlar karşılanabilir.


GYTE Fizik bölümünde de yüksek verimli Sıvı Kristal (SK) tabanlı holografik kayıt malzemeleri çalışılmakta ve uluslar arası araştırmalarla başa baş deneysel çalışmalar sürdürülerek orijinal kayıt malzemeleri ve teknikleri geliştirilmektedir. Şekilde Optik Laboratuarımızda kurulan bir deneyi düzeneği görülmektedir. Holografik depolanmanın performans analizi yapılan kırınım ağı difraksiyon düzeneği vasıtasıyla bir kayıt ve kaydın okunması görselleştirilmektedir.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
13 Mart 2013       Mesaj #9
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Holografi
MsXlabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi

Holografi,lazer ışınlarına dayanılarak gerçekleştirilen üç boyutlu görüntü işlemine verilen addır. Uzayda bir cismin varlığına ait bilgi bize genellikle ses veya ışık dalgaları halinde ulaşır. Holografi, cisimlerden gelen dal­galardaki bilgi belirli bir şekilde depo edip bu bilgide hiçbir kayıp olmadan tekrar ortaya çıkartmayı sağlayan bir tekniktir. Tekniğe «Holografi» adını bu konuda ilk çalışmaları yapan Dennis Gabor vermiştir. Yunancada «holos» bütün anlamına gel­mektedir. Hologram bir cisimden gelen dalgaya ait toplam bilgiyi yani hem genlik hem faz değerlerini kaydeder. İstendiğinde bu kayıt ortamından orijinal dalga yeniden elde edilir.
Gabor 1948 de yayınlanan ilk makalesinde holografik kayıt esas­larını ortaya koymuştur. Normal fiziksel dedektörler ve kayıt ortam­ları sadece dalga şiddeti U2 ye hassas olduklarından tp fazı kaydedi­lemez. Cisimden gelen ışık dalgası kendisi ile frekans ve faz bakı­mından uyumlu (coherent) bir referans dalga ile girişim yaptığında meydana getirilebilen dalganın şiddeti sadece bu dalgaların teker teker şiddetlerine tabi olmayıp aralarındaki faz farkına da tabidir. Bu ise holografinin esasını teşkil etmektedir.
Optik mercekler birkaç asır önce keşfedilmiş ve optik görüntüle­rin mercekler yardımı ile nasıl meydana getirilebileceği 1900 senele­rinden önce tamamen çözümlenmişti. Bundan sonra fotoğraf tekniği büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Fotoğraf ve holografi teknikleri arasında prensip bakımından çok büyük bir fark bulunmaktadır. Fo­toğraf tekniğinde, görüntü iki boyutlu bir dağılım olarak kaydedilir. Her sahnede ışığın yansıtıldığı çok sayıda nokta mevcuttur. Bu nok­talardan çıkan çeşitli dalgaların meydana getirdiği tek kompleks dalgaya «cisim dalgası» denir. Bu kompleks dalga, fotoğraf tekni­ğinde optik bir mercek yardımı ile dönüştürülerek radyasyon yapan cismin görüntüsü elde edilir. Hologram tekniğinde ise cismin optik olarak meydana getirilmiş görüntüsü değil, cisim dalgasının kendisi kaydedilir. Bu kayıt uygun şekilde yeniden aydınlatıldığı zaman ori­jinal cisim dalgasını tekrar meydana getirmek mümkündür. 1947 yılında Danis Gobar bir cisimden yayılan ışık ile ikinci bir koharent ışının girişim etkilerinin bir fotograf filmi üzerine kaydedilebilecegini ortaya atmıştır.böyle bir film kırınım şebekesinin çok özel bir türüdür.ışık şebekeden geçtiğinde kırınıma uğrar ve cismin tamamen 3 boyutlu görüntüsünü oluşturur.Yani girişim etkileri kullanılarak bir cismin görüntüsünün kaydedilip görüntünün yeniden oluşturulması yöntemine holografi denir ve içerisinde girişim deseninin bulunduğu filme de hologram denir. Holografi normal fotoğraf tekniğinden bazı farklılıklarla ayrılır. Her ışık dalgasının üç özelliği vardır: Dalga yüksekliğiyle tanımlanan şiddeti, dalgaboyu uzunluğuyla tanımlanan rengi ve doğrultusu. Gümüşlü levha üzerine çekilen ve siyah beyaz fotoğraflarda, ışıktaki şiddet değişiklikleri kaydedilirken, renkli fotoğraflarda dalgaboyu değişiklikleri de kaydedilebilmektedir. Hologramdaysa, ışığın şiddetiyle birlikte, ışık dalgalarının doğrultusu da kaydedilerek bir cismi üç boyutlu görmemiz sağlanır. Bu, tek renk hologramlar için geçerli olsa da renkli hologramlar için ışığın her üç özelliği de kaydedilmektedir.
Üç boyutlu bir görüntü elde edebilmek için, cisimden(kaynaktan) yayılan ışığın fotoğrafını çekmek gerekiyor. Işığın hareket eden ve bu sırada çeşitli tepe ve çukur noktaları oluşturan dalgaları bir an için dondurulup fotoğraflanabilirse, ışığı yansıtan cismin üç boyutlu özelliklerini taşıyan dalga örneği yeniden oluşturulabilir. Bu noktadan hareket edilerek, cisimden yansıyan lazer dalgalarından Üç boyutlu bir görüntü elde edebilmek için, kaynaktan yayılan ışığın fotoğrafını çekmek gerekir. Işığın hareket eden ve bu sırada çeşitli tepe ve çukur noktaları oluşturan dalgaları bir an için dondurulup fotoğraflanabilirse, ışığı yansıtan cismin 3 boyutlu özelliklerini taşıyan dalga örneği yeniden oluşturulabilmektedir. Bu noktadan hareket edilerek, cisimden yansıyan lazer dalgalarının genlikleri ve fazları kaydedilip hologram elde edilebiliyor. Ancak hologram elde edebilmek için sürekli dalga lazeri, atmalı lazer ya da yakut atmalı lazer gibi bir lazer kaynağına, özel holografik filme ve cisimin hareketsiz kalmasını sağlayacak düzeneğe gereksinim var. Böyle bir düzenek ve lazer kaynağı sağlayabilmekse pek kolay bir iş değil. Bu düzenek sağlanmadan da evde hologram elde etmek pek olası değil gibi.kırınım genlikleri ve fazları kaydedilip hologram elde edilebilmektedir.
Yeniden Yönlendirme Bildirimi bu resimde hologram yapılışının yapılış sürecini gözlemlemekteyiz.hologramı oluştururulacak cismi tek renk ışıkla aydınlatılır ve cismden saçıklacak ışık ve kaynaktan gelen ışık bir fotografik levhaya gönderilir.ışık kaynagı olarak lazer kullanılmalıdır.sacılan ve kaynaktan gelen ışıkların girişimi film üzerinde karmaşık bir desenin oluşmasına ve kaydedilmesine yol açar.Şekilde görüntü oluşturmak için sadece işlenmiş film üzerine gönderilir.levhada iki görüntü meydana gelmektedir ve film tarafında , kaynağa daha yakın sanal bir görüntü ve ters tafarfa gerçek görüntü meydana gelmektedir.Gerçekte bir hologram oluşturmak için iki problemin üstesinden gelinmelidir.İlk olarak kullandığımız ışık cismin boyutlarından ve filme uzaklığından daha uzun mesafelerde faz uyumlu olmalıdır.Bu yüzden sıradan ışık kaynakları bu şartı sağlamamaktadır.Bu nedenle hologram yapmak için lazer ışığı kullanılmalıdır.İkincisi olarak ise mekanik kararlılık çok iyi olmalıdır.Kaynak cisim veya kayıt sırasında en küçük bir hareketi dalga boyunun çeyreği kadar olsa bile,girişim desenini bulandırıp net görüntü oluşumunu engelleyecektir.Bu engeller aşılmaz değildir ve bugün hala holografi bilimsel araştırma, eğlence ve birçok teknolojik alanda kullanılmaktadır.

Holografinin kullanım alanları

Hologram kullanım alanları üç boyutlu görüntülerin etkileyici güzelliğinin çok ötesine ulaşmıştır.holografi ile oldukça kapsamlı bilgi depolama sistemleri oluşturma olanağı bulunmaktadır.Yazılı bir sayfanın her noktasında yansıyan ışık hologramdaki her noktaya ulaştıgından birkaç dalga boyundan daha büyük bir film karesinin her bölgesi daha az ayrıntılarıylada olsa bütün bir sayfayı yeniden oluşturabilir.Ayrıca,birbirini izleyen sayfaların art arda hologramları kalın fotoğraf film tabakası içerisinde yapılabilir. her sayfanın pozlandırılması biraz farklı bir açıyla yönlendirilmiş bir klavuz ışınına yapıldığında,elde edilen hologramı belli bir açıdaki ışık ile aydınlatarak uygun bir noktadan sadece istenen sayfa görülebilmektedir.Bir sanat müzesindeki bütün tablolar bu şekilde sıra ile ve gerçekten çok küçük bir alan içine yüksek bir doğrulukla kaydedilebilmektedir.Diğer bir kullanımı ise aynı cismin aynı film üzerine ardışık iki zamanda iki ayrı hologramının yapılabilmesidir.Eğer cisim hologramların çekildiği anların arasındaki zamanda biraz hareket ettirilirse yani sabun köpüğünün iki yüzeyinden yansıyan ışığın yaptığı gibi iki görüntü birbirleriyle girişim yapar.Hologramın yapımında ouşuturulan girişim ve karıştırılmaması gereken bu girişim deseni, başka bir şekilde görülmesi mümkün olmayan hareketin ayrıntılarını ortaya çıkarır.Benzer şekilde havadaki yoğunluk değişimleride aynı hologramın üzerine havanın iki ardışık görüntüsünün oluşturduğu girişim kaydedildiğinde,gözle görülebilir hale gelebilmektedir.bu yöntem sayesinde bir mumun ısıttığı hava veya bir uçağın ürettiği şok dalgaları üzerinde çalışmalar yapılabilmektedir.
Yeniden Yönlendirme Bildirimişekilde bir kemanın görüntüsünün elde edilmesinde girişim ve kırınım rol oynamaktadır ve bu çizgiler titreşen tellerin hareketini gösterirler ve iki ayrı holografik görüntünün girişimi ile oluşmaktadır.

Benzer Konular

20 Aralık 2010 / Ziyaretçi Taslak Konular
2 Şubat 2017 / asla_asla_deme Fizik