II. Dünya Savaşı’nın son yılında atılan atom bombaları
atomun içinde ne kadar büyük bir güç saklı olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne sermiştir. Atılan her iki bomba da
yüzbinlerce insanın hayatlarını kaybetmesine
kalanların birçoğunda da hayatları boyunca düzelmeyecek fiziksel arazlar meydana gelmesine sebep olmuştur. Bir atom bombasının tıpkı Hiroşima ve Nagasaki’de olduğu gibi 2.000 m. yükseklikte patladığını varsayalım. Patlayıcı kütleye fırlatılan ve ilk çekirdeği parçalayan nötron
daha önce de bahsedildiği gibi kütle içerisinde zincirleme tepkimeler oluşturur. Yani ilk parçalanan çekirdekten dışarı fırlayan nötronlar
başka çekirdeklere çarpar ve bu yeni çekirdekleri de parçalar. Böylece hızla bütün çekirdekler zincirleme olarak parçalanır ve çok kısa bir zaman aralığında patlama gerçekleşir. Radyasyon
atomun dış yüzeyindeki elektronlara çarptığı zaman
pozitif iyonlar oluşturarak çok ciddi hasarlar verebilir. Elektronlar diğer nötr atomlara bağlanarak negatif iyonlar oluştururlar. Radyasyon
uzayda saniyede 200.000 km. gibi çok yüksek bir hızda hareket eden
gama ışınları
elektronlar ve benzeri birkaç tip atom-altı parçacıktan oluşur. Bu parçacıklar
insan vücuduna kolaylıkla nüfuz edebilir ve vücudu oluşturan hücrelere hasar verebilirler. Bu hasar ölümcül bir kanserin ortaya çıkmasına neden olabilir ya da üreme hücreleri içinde yer alırsa
gelecek kuşakları etkileyecek genetik bozukluklara yol açabilir. Bu yüzden
bir radyasyon parçacığının insana çarpmasının sonuçları son derece ciddidir. Atom patlamalarında ortaya çıkan ışınlar canlılar üzerinde ya doğrudan doğruya ya da patlama sırasında ortaya çıkan parçalanma ürünleri yoluyla etki yapar. Bu parçacık ya da ışınlardan biri madde içinde hızla yol alırken
karşısına çıkan atom ya da moleküllerle çok şiddetli bir şekilde çarpışır. Bu çarpışma
hücrenin hassas yapısı için felaket olabilir. Hücre ölebilir ya da iyileşse bile yıllar sonra kanser dediğimiz kontrol edilemeyen bir büyüme başlar.
Kimyasal maddelerin çevreye ve canlılara verdiği zararlar nelerdir?
