Arama

Altını ıslatma sorunu nasıl tedavi edilir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 28 Kasım 2014 Gösterim: 99.426 Cevap: 91
sinan kalaycı - avatarı
sinan kalaycı
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #1
sinan kalaycı - avatarı
Ziyaretçi
ben şaban kalaycı 14 yaşında oğlum var.ufaklığından beri kaldırmamıza rağmen işemesi kesilmedi.utandığı için doktora götürmedik.bu konuda tavsiye edebileceğiniz ilaçlar varsa isimlerini verebilir misiniz?bu altını ıslatma hastalığı kalıcı olabilirmi?bu yaştan sonra tedavisi mümkünmü?doktora gittiğimizde hangi bölüme müracaat etmemiz gerekir?ilginiz için teşekkür ederiz.iyi günler dilerim.
EN İYİ CEVABI ener verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ben 8 yaşındayım çok utanıyorum artık biri çözüm bulsun

Alt ıslatma; 5 yaşından büyük çocuklarda geceleri tıbbî bir sebep olmaksızın tekrarlanan idrar kaçırmalarıdır. Sağlıklı çocuklar da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabilirler. Alt ıslatmadan bahsedebilmek için idrar kaçırma sıklığının ardı ardına gelen 3 ayda, haftada 2 kereden fazla olması veya idrar kaçırmanın sıkıntı verici ya da işlevselliği bozucu etkilerinin olması gereklidir.

Sponsorlu Bağlantılar
* Alt ıslatma esas itibariyle, birincil ve ikincil olmak üzere ikiye ayrılır.

* Birincil alt ıslatmada çocuk, tuvaletini tutmayı hiç öğrenememiştir. Kalıtsaldır ve sebebi çok iyi bilinmez. Pek çok faktöre bağlı olduğu düşünülür; derin uyku, mesane hacminin küçük olması ve idrar boşaltım sisteminin olgunlaşmasının gecikmesi en iyi bilinen sebeplerdir. Alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların % 90'ı bu gruptadır.

* İkincil alt ıslatma; çocuğun tuvalet alışkanlığını edindikten, idrarını tutmayı öğrendikten sonra herhangi bir sebeple oluşan alt ıslatma durumudur.

* Alt ıslatma; 5 yaşındaki çocuklarda %15–20, 10 yaşındaki çocuklarda %5, 10 yaş üstü ve ergenlikte %2 ve erişkinlerde %1 oranında görülmekle birlikte erkek çocuklarda daha sıktır.

NEDENLERİ

Ailesel yatkınlık:
Alt ıslatmada genetik yatkınlık oldukça etkilidir.

Mesane fizyolojisi ile ilgili sorunlar:
2 yaşındaki bir çocuğun mesanesinin gerçek hacmi henüz oldukça küçüktür. Ancak 4 yaşındaki bir çocukta mesane, gece boşalmayacak kadar yeterli genişlemeye erişir. 5 yaşındaki bir çocuk ise refleks olmaktan çok, istemli olarak idrar yapma yeteneğini kazanır ve idrarını iradeli olarak durdurması mümkündür. Alt ıslatan çocukların ise işlevsel mesane kapasitesi daha düşüktür.

Tuvalet eğitimi:
Tuvalet eğitimine erken başlama, katı tuvalet eğitimi ve anne-babanın uygunsuz veya kayıtsız tutumları alt ıslatmaya zemin hazırlayabilir. Gelişimsel açıdan bebeğin kaslarını denetlemesinin imkânsız olduğu bir dönemde tuvalet eğitimine başlanması inatlaşmalara sebep olabilir. Bu, genellikle titiz ve düzenli bir annenin baskılı tuvalet eğitimine karşı çocuğun pasif agresif bir tepkisidir. Tuvalet eğitimine, çocuğun kasları üzerindeki denetimini kazanmaya başladığı 1,5 yaş civarında başlanması daha uygun olur. Bu dönemde çocuk tuvalete uygun aralıklarla götürülür ve tuvaletini uygun yere yapması desteklenir. Gündüzleri bezlenmeyen çocuk, tuvaleti dışında idrar yaptığında bu sorunun üzerinde pek durulmamalı, daha çok önceki "başarıları" hatırlatılarak uygun davranışları pekiştirilmelidir. Çocuk tuvaletini söylemeye başlar başlamaz artık geceleri de bezsiz yatırılabilir. Tuvalet eğitimine 2,5 yaşından sonra başlanması da alt ıslatma için zemin hazırlayabilir. Uzun süre bez kullanılması çocuğun kaslarının denetimini öğrenmesini geciktirebilir.

Psikososyal Etkenler:
Aile düzenindeki önemli değişiklikler ve kayıplar, anne-baba ayrılığı, aile ilişkilerinde bozukluklar, geçimsizlikler, ölümler, hastalıklar gibi zorlu hayat olayları ya da okul başarısızlıkları alt ıslatma ile ifade edilebilir.

Kardeş doğumu ile başlayan alt ıslatmalar bazen kardeşe duyulan saldırgan duyguların ifadesi, ilgi çekmek ve öç alma isteği olarak açıklanabilmektedir.

Gün içerisinde korku yaşaması, ailenin aşırı koruyucu veya aşırı hoşgörülü tutumu ya da okul korkusu gibi nedenlerle çocukta bebeksilik eğilimi artabilir.

BİR UZMANLA UYGULANABİLECEK TEDAVİ YOLLARI

Kayıt tutma ve ödüllendirme:
Alt ıslatma tedavisinde takvim tutma ve ödüllendirme teknikleri hem çocuğun motivasyonunu artırıcı hem de sorumluluk verici yöntemlerdir. Çocuk ıslak veya kuru geceleri bir takvim üzerinde işaretler. Yazma bilmeyenler güneş ve yağmur resmi ile bilenler yazı ile belirtebilirler. Bu işaretler kesinlikle çocuğun kendisi tarafından yapılmalıdır. Haftalık kontrollerde kuru günler çoksa çocuk ödüllendirilir. (Örneğin; çocukla onun istediği bir oyun oynanabilir.) Duygusal içerikli ödüller (aferin denmesi, kucaklama, başını okşama, başarısını abartma vb.), somut ödüllere (oyuncak, yiyecek vb.) göre daha etkilidir.

Sıvı kısıtlanması ve gece uyandırma:
Akşam yemeğinden sonra sıvı alınmasının (çay, kola, karpuz vs.) sınırlandırılması uykudaki idrar miktarını azaltabilir. Sıvı kısıtlaması konusunda sorumluluk çocuğa verilmeli, konunun yeni bir inatlaşma odağı haline gelmesi engellenmelidir. Çocuk yatarken mutlaka helâya gitmeli ve yattığında tuvalet için kalkma konusunda kendini şartlandırmalıdır. Çocuklar uyuduktan 1–1,5 saat sonra uyandırılıp tuvalete gitmesi sağlanırsa sıvı kısıtlamasının başarısı artar. Çocuğun gece tam olarak uyandırılması gerekir. Yarı uyur tarzda idrarının yaptırılması, uykuda idrar yapma gibi yorumlanır.

Alarm cihazı:
Zil ve petten oluşan cihazla çeşitli tipteki alt ıslatma alarmları kullanılmaya başlanmış ve yüksek oranlarda iyileşme sağlandığı tespit edilmiştir.

İlaç Tedavisi:
Genellikle ilaç tedavisi; davranış tedavilerini bir ay süreyle uygun şekilde uygulamış fakat sonuç alınmamış durumlarda tavsiye edilir. İlaçlar hekim kontrolünde en çok altı ay süre ile kullanılır.

TAVSİYE
Çocuğa bu durumun çocuklarda sık görüldüğü ve utanılmaması gerektiği şeklinde bir açıklama verilmelidir. Cezalandırma ve kabullenmeme etkisizdir. Anne-babalar probleme dikkatlerini yoğunlaştırmamalı ve başarısızlığı dikkate almadan başarıyı ödüllendirmelidir.

_Dünya Bülteni

.103
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Çocukluk çağı bir öğrenme sürecidir. Çocukların çiş tutmayı öğrenmeleri de, beyin-sinir sistemi ile idrar torbası arasındaki iletişimin sağlanması, yani beynin idrar torbasına kumanda etmeyi öğrenmesi demektir.
Çiş tutma zamanı
Sponsorlu Bağlantılar
Yapısal (anatomik) bozukluğu olmayan bir çocuk ortalama 2,5 yaşında(1.5-4 yaş) çişini tutmayı, haber vermeyi ve yardımlı yada yardımsız tuvalete çiş yapmayı öğrenir. Bu çocukların büyük bir kısmı gece de çişlerini tutmayı ve sabahleyin uykudan altları kuru olarak uyanmayı becerirler. Mesane dolup gerildiği zaman, sinir sistemi beyine idrar yapma gerektiğini haber verir ve mesanenin dışa açılan kapı sistemi, bilinçli olarak gevşetilerek idrarın dışarı atılmasına izin verilir. Gündüz saatlerinde çişini kontrol etmeyi öğrenen ve alt bezinden kurtulan çocukların bir kısmı gece uyku sırasında çiş yapmaya devam ederler. Alt ıslatma olayı, çişini tutamayıp küçük miktarda kaçırmanın ötesinde idrarın tümünü boşaltmak biçimindedir. Anneleri ertesi sabah iç çamaşırı, pijama ve çarşaflarını hatta şiltelerini ıslak bulurlar. İlkokul çağına kadar kısmen hoşgörülen bu durum, ailenin olduğu kadar çocuğun kendisi için de önemli bir sorun halini alır.
Nedenleri
7 yaşına gelmiş çocukların % 5-10’unda görülen alt ıslatma, haftanın üç veya daha fazla gecesinde ortaya çıkar. Erkek çocuklarda daha sık görülür. Gece işemelerinin bilinen sebepleri arasında şunlar sayılabilir:
  • Ailede fertlerinde daha önce benzer duruma rastlanmış olması,
  • İdrar torbasının yeterince büyümemiş olması, (Bu çocukların gündüz saatlerinde de sık idrara çıktıkları dikkati çeker)
  • İdrar torbasında normalde olmaması gereken, bilinç dışı gelişen kasılmalar,
  • Uykunun derin olması (çocuğun mesanesinin dolması nedeniyle beyne giden habere rağmen uyanamaması)
Tedaviye ne zaman başlanmalı
Alt ıslatma sorunu olan bir çocukta tedavi ancak 5 yaşından sonra düşünülür.
Tedavi planlanan bir çocukta bu problemin gerçek sebebinin doğumsal bir yapı bozukluğu olmadığından emin olmak gerekir. Genellikle bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme ile idrar iltihabı ve böbrek-idrar torbası yapılarında anatomik bozukluk olmadığı tespit edildikten sonra “alt ıslatma” sorunu tedavi edilmeye çalışılır.

Altını ıslatan çocuğu, yaşı kaç olursa olsun cezalandırarak veya korkutarak vazgeçirmek mümkün değildir. Gece alt ıslatmanın tek bir psikolojik sebebe bağlı olduğunu düşünmek de yanlıştır. Kıskançlık (yeni bir kardeşin gelmesi) veya çocuğun iç dünyasına etki eden ailesel nedenlerin gece işemelerine yol açtığı fikrinin ne kadar doğru olduğu da belli değildir.
Tedavi yöntemleri
Gece işemelerinin tüm sebeplerinin hala tam açıklığa kavuşmamış olduğunu bilerek, günümüzde kullanılan tedavi yollarına bir göz atalım:

1.Çocuğun tedaviye hazırlanması: 5-6 yaş döneminde, çocuk henüz durumunun bir sorun olduğunun farkında değildir. Doktorunuz bunun bir sorun olduğunu çocuğunuza anlatacaktır.
Tedavi hangi türde olursa olsun sonuca varmak uzun sürer, moral bozukluğuna girmeyiniz.

2.Alışkanlıkların gözden geçirilmesi: Gece yatmadan önce sıvı alımının azaltılması ve yatmadan önce idrara çıkılması hep ilk akla gelen tavsiyedir. Ancak bunun dışında, gündüz saatlerinde okul tuvaletlerinin temiz olmaması ve benzer sebeplerle uzun süreler idrarını tutan çocukların bu alışkanlıklarından vazgeçirilmesi de gerekir.Okul sorumluları ile konuşup tuvalet kirliliğine bir çözüm bulmaya çalışınız.

3.Çiş yapma çizelgesi: Daha çok küçük çocukları motive etmek ve alt ıslatma istatistiği elde etmek için kullanılır. Sizin tutacağınız bu çizelgede alt ıslatma olmadığı günler çizelge üzerinde birer sembolle (yıldız veya çiçek resmi gibi) canlandırılarak çocuğun da bu günlerde mükafatlandırılması fayda sağlayacaktır. Aynı çizelge gün içi işemelerde de işlenirse doktounuzun da çocuğun işeme ritmi hakkında fikir sahibi olmasına yarar.

4.Alarm sistemleri: İç çamaşırına veya yatak çarşafı üzerine konan, ıslanmaya duyarlı bir parçası olan ve idrar yapılmaya başladığı an ses uyarısıyla çocuğu uyandıran bu sistemler gece işemelerinde başarıyla kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. İlk günlerde çok yararlı gibi görünmese de 6-8 haftalık tedavi ile sonuç alınabilmektedir. Tesir mekanizması muhtemelen, mesane tam boşaltılmadan çocuğun günler içinde mesanesinin dolması ile uykunun bölünmesi arasında beyinsel bir ilişki kurmasına yaramakta, bir taraftan da ilerleyen günlerde mesane gece kapasitesi artmaktadır.

5.İlaç tedavileri: Gece boyunca böbreklerin idrar oluşturma hızını azaltacak ilaçlar bu amaçla kullanılmaktadır.Ana maddesi Desmopressin olan ve buruna sıkılarak veya ağızdan alınarak kullanılan bu ilaç gece boyunca idrarın daha az salgılanarak mesanenin dolma zamanını uzatır. Çocukların en az %70’inde iyi sonuç verir. İlaç kesildikten sonra gece işemelerinin tekrarlayabilir. Tekrar kullanılabilir, ancak doktor kontrolü altında almak gerekir.
İmipramin içeren ilaçlar da bu tedavi için tavsiye edilebilir.Buna doktorunuz karar verir.

Tedavi yöntemlerini tek tek uygulama dışında, zor cevap alınan çocuklarda kombine edilerek kullanılması veya yöntem değiştirerek her aşamada bir tanesinin kullanılması gibi yaklaşımlar bazen daha çabuk sonuç verir. Gece işemeleri tedaviye rağmen tekrarlayabilir, sabırla yeniden ele alınır ve her çocuk sonunda sabah altı ıslak kalkma derdinden kurtulur. Erişkin yaşta gece işemeleri devam eden insan yok denecek kadar azdır.

kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
* Alt ıslatma; 5 yaşından büyük çocuklarda geceleri tıbbî bir sebep olmaksızın tekrarlanan idrar kaçırmalarıdır. Sağlıklı çocuklar da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabilirler. Alt ıslatmadan bahsedebilmek için idrar kaçırma sıklığının ardı ardına gelen 3 ayda, haftada 2 kereden fazla olması veya idrar kaçırmanın sıkıntı verici ya da işlevselliği bozucu etkilerinin olması gereklidir.

* Alt ıslatma esas itibariyle, birincil ve ikincil olmak üzere ikiye ayrılır.

* Birincil alt ıslatmada çocuk, tuvaletini tutmayı hiç öğrenememiştir. Kalıtsaldır ve sebebi çok iyi bilinmez. Pek çok faktöre bağlı olduğu düşünülür; derin uyku, mesane hacminin küçük olması ve idrar boşaltım sisteminin olgunlaşmasının gecikmesi en iyi bilinen sebeplerdir. Alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların % 90'ı bu gruptadır.

* İkincil alt ıslatma; çocuğun tuvalet alışkanlığını edindikten, idrarını tutmayı öğrendikten sonra herhangi bir sebeple oluşan alt ıslatma durumudur.

* Alt ıslatma; 5 yaşındaki çocuklarda %15–20, 10 yaşındaki çocuklarda %5, 10 yaş üstü ve ergenlikte %2 ve erişkinlerde %1 oranında görülmekle birlikte erkek çocuklarda daha sıktır.

NEDENLERİ

Ailesel yatkınlık:
Alt ıslatmada genetik yatkınlık oldukça etkilidir.

Mesane fizyolojisi ile ilgili sorunlar:
2 yaşındaki bir çocuğun mesanesinin gerçek hacmi henüz oldukça küçüktür. Ancak 4 yaşındaki bir çocukta mesane, gece boşalmayacak kadar yeterli genişlemeye erişir. 5 yaşındaki bir çocuk ise refleks olmaktan çok, istemli olarak idrar yapma yeteneğini kazanır ve idrarını iradeli olarak durdurması mümkündür. Alt ıslatan çocukların ise işlevsel mesane kapasitesi daha düşüktür.

Tuvalet eğitimi:
Tuvalet eğitimine erken başlama, katı tuvalet eğitimi ve anne-babanın uygunsuz veya kayıtsız tutumları alt ıslatmaya zemin hazırlayabilir. Gelişimsel açıdan bebeğin kaslarını denetlemesinin imkânsız olduğu bir dönemde tuvalet eğitimine başlanması inatlaşmalara sebep olabilir. Bu, genellikle titiz ve düzenli bir annenin baskılı tuvalet eğitimine karşı çocuğun pasif agresif bir tepkisidir. Tuvalet eğitimine, çocuğun kasları üzerindeki denetimini kazanmaya başladığı 1,5 yaş civarında başlanması daha uygun olur. Bu dönemde çocuk tuvalete uygun aralıklarla götürülür ve tuvaletini uygun yere yapması desteklenir. Gündüzleri bezlenmeyen çocuk, tuvaleti dışında idrar yaptığında bu sorunun üzerinde pek durulmamalı, daha çok önceki "başarıları" hatırlatılarak uygun davranışları pekiştirilmelidir. Çocuk tuvaletini söylemeye başlar başlamaz artık geceleri de bezsiz yatırılabilir. Tuvalet eğitimine 2,5 yaşından sonra başlanması da alt ıslatma için zemin hazırlayabilir. Uzun süre bez kullanılması çocuğun kaslarının denetimini öğrenmesini geciktirebilir.

Psikososyal Etkenler:
Aile düzenindeki önemli değişiklikler ve kayıplar, anne-baba ayrılığı, aile ilişkilerinde bozukluklar, geçimsizlikler, ölümler, hastalıklar gibi zorlu hayat olayları ya da okul başarısızlıkları alt ıslatma ile ifade edilebilir.

Kardeş doğumu ile başlayan alt ıslatmalar bazen kardeşe duyulan saldırgan duyguların ifadesi, ilgi çekmek ve öç alma isteği olarak açıklanabilmektedir.

Gün içerisinde korku yaşaması, ailenin aşırı koruyucu veya aşırı hoşgörülü tutumu ya da okul korkusu gibi nedenlerle çocukta bebeksilik eğilimi artabilir.

BİR UZMANLA UYGULANABİLECEK TEDAVİ YOLLARI

Kayıt tutma ve ödüllendirme:
Alt ıslatma tedavisinde takvim tutma ve ödüllendirme teknikleri hem çocuğun motivasyonunu artırıcı hem de sorumluluk verici yöntemlerdir. Çocuk ıslak veya kuru geceleri bir takvim üzerinde işaretler. Yazma bilmeyenler güneş ve yağmur resmi ile bilenler yazı ile belirtebilirler. Bu işaretler kesinlikle çocuğun kendisi tarafından yapılmalıdır. Haftalık kontrollerde kuru günler çoksa çocuk ödüllendirilir. (Örneğin; çocukla onun istediği bir oyun oynanabilir.) Duygusal içerikli ödüller (aferin denmesi, kucaklama, başını okşama, başarısını abartma vb.), somut ödüllere (oyuncak, yiyecek vb.) göre daha etkilidir.

Sıvı kısıtlanması ve gece uyandırma:
Akşam yemeğinden sonra sıvı alınmasının (çay, kola, karpuz vs.) sınırlandırılması uykudaki idrar miktarını azaltabilir. Sıvı kısıtlaması konusunda sorumluluk çocuğa verilmeli, konunun yeni bir inatlaşma odağı haline gelmesi engellenmelidir. Çocuk yatarken mutlaka helâya gitmeli ve yattığında tuvalet için kalkma konusunda kendini şartlandırmalıdır. Çocuklar uyuduktan 1–1,5 saat sonra uyandırılıp tuvalete gitmesi sağlanırsa sıvı kısıtlamasının başarısı artar. Çocuğun gece tam olarak uyandırılması gerekir. Yarı uyur tarzda idrarının yaptırılması, uykuda idrar yapma gibi yorumlanır.

Alarm cihazı:
Zil ve petten oluşan cihazla çeşitli tipteki alt ıslatma alarmları kullanılmaya başlanmış ve yüksek oranlarda iyileşme sağlandığı tespit edilmiştir.

İlaç Tedavisi:
Genellikle ilaç tedavisi; davranış tedavilerini bir ay süreyle uygun şekilde uygulamış fakat sonuç alınmamış durumlarda tavsiye edilir. İlaçlar hekim kontrolünde en çok altı ay süre ile kullanılır.

TAVSİYE
Çocuğa bu durumun çocuklarda sık görüldüğü ve utanılmaması gerektiği şeklinde bir açıklama verilmelidir. Cezalandırma ve kabullenmeme etkisizdir. Anne-babalar probleme dikkatlerini yoğunlaştırmamalı ve başarısızlığı dikkate almadan başarıyı ödüllendirmelidir.

_Dünya Bülteni

.103
ECELIM - avatarı
ECELIM
Ziyaretçi
8 Şubat 2009       Mesaj #4
ECELIM - avatarı
Ziyaretçi
Sinan arkadasim benim bitki kitabim altini istan cocuklara camfistigi bolca yedirilme diye yaziyor ama isterseniz bir deneyin gecmis olsun arkadas.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Şubat 2009       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
ECELIM adlı kullanıcıdan alıntı

Sinan arkadasim benim bitki kitabim altini istan cocuklara camfistigi bolca yedirilme diye yaziyor ama isterseniz bir deneyin gecmis olsun arkadas.

14 yaşındaki bir hastanın sorunu ciddi olabvilirMsn Happy ve bitkisel çözüm yerine tıbbi tedavi gereklidir.Öncelikle üroloji polikliniği öneriyorum. ürolojil bir sorun yoksa psikiyatri polikliniğine başvurunuz. ve ihmal etmeyiniz. sağlıklı günler dilerim
Quo vadis?
gamze 26 - avatarı
gamze 26
Ziyaretçi
30 Ağustos 2009       Mesaj #6
gamze 26 - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

yetişkinlerde alt ıslatma


gamze ben 26 yaşındayım ve küçüklüğümden beri altımı ıslatıyorum bu durum canımı sıkıyor üroloji sorun olmadığını söylüyor ne yapmalıyım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

yetişkinlerde alt ıslatma nedenleri


MERHABA BEN 25 YAŞINDAYIM UZUN ARALIKLARLA 6 AY İLE 1 YIL ARASINDA TEKRARLAYAN BİR ALT ISLATMA PROBLEMEMİM VAR İLAÇ TEDAVİSİDE ALDIM 3 YIL ÖNCE AMA HALA BİR FAYDASI OLMADI
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Eylül 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ben 22 yaşında genç bir bayanım. bu yaşıma rağmen benimde nadir aralıklarda alt ıslatma sorunum var. bazen 1 veya 2 yıl hiç olmuyo sonra yine arada nadirde olsa tekrarlıyor ve bu beni çok üzüyor çok doktora gittim her tadaviyi gördüm ama bir sonuç elde edemedim.evleneceğim hala arda böle bir hastalığım olması beni çok üzüyor hemde çok...bunun çaresi nedir?
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
17 Eylül 2009       Mesaj #9
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
gamze 26 adlı kullanıcıdan alıntı

gamze ben 26 yaşındayım ve küçüklüğümden beri altımı ıslatıyorum bu durum canımı sıkıyor üroloji sorun olmadığını söylüyor ne yapmalıyım

Tıbbi hiçbir neden bulunmadıysa hastanenin Psikiyatri servisine başvurunuz.Sorununuzun kaynağı psikolojik olabilir.

Geçmiş olsun.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2009       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
benim oğlum 11 yaşında. altını ıslatma olayı 6 yaşından sonra birden başladı. doktora götürdük ve fiziksel hiçbir problem çıkmadı. psikoloğa aldık ama bir sonuç alamadık.. önerebileceğiniz bir yöntem var mı? şimdiden teşekkürler..

Benzer Konular

9 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
21 Aralık 2015 / sultan altın Soru-Cevap
29 Temmuz 2013 / Misafir Soru-Cevap
19 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
28 Temmuz 2011 / Misafir Soru-Cevap