Arama

Hacivat'la Karagöz oyununa kısa örnekler bulabilir misiniz? - Sayfa 7

En İyi Cevap Var Güncelleme: 4 Mayıs 2015 Gösterim: 231.447 Cevap: 97
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Nisan 2012       Mesaj #61
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ya arkadaşlar kısa ve komik örneler lazım lütfen yardım edin çünkü ezberleyip gölge oyunu yapmam lazın
Sponsorlu Bağlantılar
woltka1001 - avatarı
woltka1001
Ziyaretçi
11 Nisan 2012       Mesaj #62
woltka1001 - avatarı
Ziyaretçi
Hacivat’ın son zamanlarda işleri iyi gider. Çok para kazanır. Bu birikimi değerlendirmek için, bir yarış atı satın alır. Girdiği her yarışı kazanan meşhur bir at: Küheylan. Olayı duyan Karagöz, Hacivat’ın evine gidip kapıyı çalar. Hacivat pencereye çıkar ve sorar: “ Buyur Karagöz’üm, bir şey mi istemiştin? “

Sponsorlu Bağlantılar
Karagöz: “ Evet Hacivat, bir şey istemiştim. Duyduğuma göre, Küheylan’ı satın almışsın. Onu bana satar mısın? “
Hacivat: ” Neden olmasın Karagöz’üm. İyi bir fiyat verirsen satarım. De bakalım, ne veriyorsun? “
Karagöz: “ Hı?..”
Hacivat: “ Yani kaç para verirsin? Küheylan’ı kaça alırsın? “
Karagöz: “ On altın veririm. Sattın mı? “
Hacivat: “ Dur bakalım, Karagöz’üm. Hemen sattın mı olur mu? Bir pazarlık yapalım, değil mi? “
Karagöz: “ Nazarlık taktırırım, Küheylan’a. Anlaştık o zaman. “
Hacivat: “ Yapma Karagöz’üm. Alışverişi oldubittiye getirme. On altına Küheylan mı satılırmış? Çık biraz, çık çık. “

Hacivat’ın ne dediğini tam olarak anlayamayan Karagöz evin merdivenlerini çıkmaya başlar. Sonunda, burnu kapıya dayanır.
Hacivat: “ Çık Karagöz’üm, çık çık. “
Karagöz: “ Kapıya kadar çıktım. Daha fazla çıkamıyorum. “
Hacivat: “ Ben sana merdivenleri çık demedim. Fiyatta çık, yani on altın dedin ya onu arttır, yirmi de, otuz de. “
Karagöz: “ Yirmi, otuz. “
Hacivat: “ Çık, çık. “
Karagöz: “ Elli, altmış. “
Hacivat: “ Çık, çık. “
Hacivat’ın çok para istemesine kızan Karagöz bağırır: “ Çık çıkı, çık çık. Sanki zil takıp oynuyorsun. Bre Hacivat, sen ne istiyorsun bu ata, onu söyle bakalım. “
Hacivat: “ Bak Karagöz’üm, ben atı yüz altına aldım. Üstüne kar da koy.Yüzü geç, yüzü geç.”
Karagöz: “ Yüzgeç balıklarda olur, alık. “
Hacivat: “ Hemen sinirlenme Karagöz’üm. Şunun şurasında ne güzel pazarlık yapıyoruz. Bak Karagöz’üm, Küheylan’ı sana veririm ama yüz yirmi altınını alırım. Bir kuruş aşağı olmaz. “
Hacivat’ın konuşmasına içerleyen ve Küheylan’ı alamadığına üzülen Karagöz, Hacivat’a küser. Bir hafta ne Hacivat’ın evinin önünden geçer, ne de onunla konuşur. Daha sonra iki eski dost tekrar barışırlar.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Nisan 2012       Mesaj #63
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa arkadaşlar başka bir senaryo varsa yollarmısınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2012       Mesaj #64
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Deriden yapılan tasvirlere arkadan vuran ışığın tasvirlerin gölgesini beyaz bir perde üzerine yansıtması temeline dayanan gölge oyunu doğu kültürlerine özgü bir sanattır ve ortaya çıkışı hakkında değişik rivayetler vardır Bir rivayete göre Çin hükümdarı Wu (MÖ 140-87) karısının ölümü üzerine derin bir üzüntüye kapılır Şav Wong adlı bir çinli, hükümdarın üzüntüsünü hafifletmek için sarayın bir odasına gerdiği beyaz bir perdenin arkasından geçirdiği bir kadının perde üzerine düşen gölgesini ölen kadının hayali diye sunar (Bizdeki Karagöz ve Hacıvat efsanesine benzerlik dikkat çekicidir) Bir başka rivayete göre ise Hint’ten çıkmış 4 ve 5 yüzyıllarda Java’ya geçmiş ve buradan da batı dünyasına yayılmıştır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Nisan 2012       Mesaj #65
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
daha kısa ve öz yokmu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2012       Mesaj #66
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Misafir Karagöz ve Hacivat’ın “Kütahya Çeşmesi” oyunundan kısa bir bir bölüm:
Hacivat semai okuyarak gelir. “Şu âlemde bir vefalı dostum ol­sa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese!”
Karagöz (penceresinden): “Şu Hacivat da benim oğlanın burnu­nu yese.”
Karagöz: “Ve bizi seyreden dostlar eğlenseler. Diyelim, işimiz ne imiş? İşimizi Mevla’m rast getire..
Yâr bana bir eğlence medet… Aman bana bir eğlence medet-”
Karagöz (penceresinden): “Karagöz, defol şuradan, aşağıya gelir­sem görürsün’….”
Hacivat: “Ah bana
Karagöz pencereden Hacivat’ın üzerine atlar ve boğuşmaya başlarlar.
Hacivat- “Karagöz etme, çenem kırıldı.”
Karagöz: “Kırılsın kerata!”
Hacivat: “Yapma birader boğacaksın beni!”
Karagöz: Geber keratal (Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yatar, kalır.) Aman…Öldüm, bayıldım, of aman! Keratayı kaçırdım, ama ben de yerlere yayıldım. (Ayağa kalkar.) Seni gidi sivri sakallı, keçi suratlı herif seni…Gelmiş kapımın önünde Medine dilencisi gibi bağırır durur. Hele bir daha gel de bak seni kuyruğundan tutup da, KafDağı’mn arka­sına kadar atmazsam, bana da Karagöz demesinler. Amma da attık ha…”
Hacivat: “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba .’” Karagöz: “Hoş geldin suda pişmiş balkabağı!” (Tokadı patlatır.)
Hacivat: “Aman Karagöz’üm beni gelir gelmez darp etmenizin se­bebi?”
Karagöz: “Bizim bekçinin ne poturu var, ne de cübbesi.”(Bir tokat daha atar.)
Hacivat: “Yazıklar olsun sana Karagöz! Adam olmamışsın, hâşâ huzurdan şu dünyaya eşek gelmişsin, gidiyorsun.”
Karagöz: “Ona yarabbi şükür.”
Karagöz, tekrar tokat atar, Hacivat kaçar.
“Yürü!. Seni gidi idare fitili, mum bacaklı kerata! Az kaldı beni de eşek yapacaktı. Sen gidersen beni de buraya mıhlamazlar ya, ben de çekilir giderim…” der ve gider.Karagöz ve Hacivat’ın “Kütahya Çeşmesi” oyunundan kısa bir bir bölüm:
Hacivat semai okuyarak gelir. “Şu âlemde bir vefalı dostum ol­sa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese!”
Karagöz (penceresinden): “Şu Hacivat da benim oğlanın burnu­nu yese.”
Karagöz: “Ve bizi seyreden dostlar eğlenseler. Diyelim, işimiz ne imiş? İşimizi Mevla’m rast getire..
Yâr bana bir eğlence medet… Aman bana bir eğlence medet-”
Karagöz (penceresinden): “Karagöz, defol şuradan, aşağıya gelir­sem görürsün’….”
Hacivat: “Ah bana
Karagöz pencereden Hacivat’ın üzerine atlar ve boğuşmaya başlarlar.
Hacivat- “Karagöz etme, çenem kırıldı.”
Karagöz: “Kırılsın kerata!”
Hacivat: “Yapma birader boğacaksın beni!”
Karagöz: Geber keratal (Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yatar, kalır.) Aman…Öldüm, bayıldım, of aman! Keratayı kaçırdım, ama ben de yerlere yayıldım. (Ayağa kalkar.) Seni gidi sivri sakallı, keçi suratlı herif seni…Gelmiş kapımın önünde Medine dilencisi gibi bağırır durur. Hele bir daha gel de bak seni kuyruğundan tutup da, KafDağı’mn arka­sına kadar atmazsam, bana da Karagöz demesinler. Amma da attık ha…”
Hacivat: “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba .’” Karagöz: “Hoş geldin suda pişmiş balkabağı!” (Tokadı patlatır.)
Hacivat: “Aman Karagöz’üm beni gelir gelmez darp etmenizin se­bebi?”
Karagöz: “Bizim bekçinin ne poturu var, ne de cübbesi.”(Bir tokat daha atar.)
Hacivat: “Yazıklar olsun sana Karagöz! Adam olmamışsın, hâşâ huzurdan şu dünyaya eşek gelmişsin, gidiyorsun.”
Karagöz: “Ona yarabbi şükür.”
Karagöz, tekrar tokat atar, Hacivat kaçar.
“Yürü!. Seni gidi idare fitili, mum bacaklı kerata! Az kaldı beni de eşek yapacaktı. Sen gidersen beni de buraya mıhlamazlar ya, ben de çekilir giderim…” der ve gider.
kellykelly - avatarı
kellykelly
Ziyaretçi
29 Nisan 2012       Mesaj #67
kellykelly - avatarı
Ziyaretçi
Karagöz ve Hacıvat

Türk gölge oyununun tek temsilcisi olarak kabul edilen Karagöz oyununun kökeni konusunda değişik görüşler vardır. Kimi kaynaklara göre Orta Asya'dan, İran'dan ya da Hindistan'dan batıya göç eden Çingeneler aracılığıyla Anadolu'ya gelmiştir. Bir görüşe göre Bizans, İtalya ya da Yunan kökenlidir. Türkiye'ye Portekiz ya da İspanya'dan göç eden Yahudiler aracılığıyla geldiğini savunanlar da vardır. Ancak bu görüşleri kanıtlayacak yeterli belge yoktur. Oysa Yavuz Sultan Selim döneminin güvenilir kaynaklarından İbni İlyas, gölge oyununun Türkiye'ye XVI.yy.'da Mısır'dan geldiğini ortaya koymuştur. İlk zamanlar Mısır gölge oyununun etkisi altında olan Karagözün, kesin biçimini XVII.yy.'da aldığı ve tiplemelerin de bu dönemde ortaya çıktığı öne sürülmektedir.

Karagöz
Oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusu Karagöz’dür. Okumamış bir halk adamıdır. Hacıvat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz ya da anlamaz görünüp, onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacıvat ile alay eder. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir .Hacıvat’ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Karagöz tasvirleri vardır. Kadın Karagöz , Gelin Karagöz , Eşek karagöz , Çıplak Karagöz , Bekçi Karagöz , Çingene Karagöz , Tulumlu Karagöz , Davulcu Karagöz , Ağa Karagöz v.s. (Velhasıl zavallının başına gelmeyen kalmaz..)


Hacıvat
Tam bir düzen adamıdır.Nabza göre şerbet verir, eyyamcıdır.Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar.Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever.Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder.Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar (Günümüzde de ne kadar çok Hacıvat var değil mi.. Entel görünmek için cümle aralarına yabancı kelimeler sıkıştıranlar, başkalarının sırtından geçinenler, çıkarcılar...). Değişik oyunlarda rol icabı değişik kıyafetler içinde farklı Hacıvat tasvirleri vardır. Keçi Hacıvat , Çıplak Hacıvat, Kadın Hacıvat, Kahya Hacıvat vb.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2012       Mesaj #68
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bazıları ii di ama bazılarıda kötüydü
uzunluk kısa lık bnm için önemli
ama genede ii lerdi Msn Happy B-)
Bahadır Rahmi - avatarı
Bahadır Rahmi
Ziyaretçi
21 Mayıs 2012       Mesaj #69
Bahadır Rahmi - avatarı
Ziyaretçi
İki kısa Karagöz Hacivat diyaloğu:

1. Sİ

Hacivat: Bu ne hal karagöz? yüzün sirke satıyor!
Karagöz: Sebze halinde hiç yüzük ve küpe satılır mı hacı cavcav?
Hacivat: Karagözüm canın sıkılmış galiba...
Karagöz: Kimin camı kırılmış? Camı kim kırmış? Neden kırmış?
Hacivat: Kimsenin camı kırılmamış. Sen pek neşesiz görünüyorsun.
Karagöz: Bende şekersiz çayı sevmiyorum.
Hacivat: Canım efendim bir derdin mi var? Söyle bana!
Karagöz: Kaç defa söyledim sana! bir dedem vardı; vefat etti. Allah rahmet eylelsin.
Hacivat: Karagözüm derdini söylemeyen derman bulamaz.
Karagöz: Tabii ki derdini söyleyebilen manda bulunmaz Hacivat, ne diyorsun ya hu!
Yine Karagöz: Zaten canım çok sıkkın. Yardım edeceğine geçmiş karşıma neler söylüyorsun! BIY BIY BIY!

2. Sİ

Karagöz: Haapşuuu!
Hacivat: Karagözüm geçmiş olsun, geçmiş olsun
Karagöz: Evler geniş olsun güzel olsun bir de sıcak olsun
Hacivat: Hastanmışsın şifa olsun şifa olsun
Karagöz: Pasta mı almışsın? afiyet olsun afiyet olsun
Hacivat: Efendim şifalar diliyorum.
Karagöz: Sıpaları ben de biliyorum. Eşek yavrusuna sıpa denir ya hu!
Hacivat: Çabuk iyileşmeni diliyorum.
Karagöz: Kabuklu yemişten ben de istiyorum. Haaapşuu!
Karagöz: (Hacivata vurur) Şaaaak
Hacivat: Niye vurdun Karagöz'üm
Karagöz: Vururum tabii. Hasta olduğumu görmüyor musun? Neden "Geçmiş olsun." demiyorsun?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Mayıs 2012       Mesaj #70
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
karagöz bir gün yolda yürürken hacivat karagöze seslenmişşş _ oooo karagözüm buralarda ne işin varrr
_ niye hoşnut olmadınmı karagözüm
_ yokk yok öyle söylemedim sen de herşeyi yanlış anla hacı cavcavvvv
_ tamam tamam neyse ben gidiyorum ister gel ister gelme
_ nereye akşam vaktinde
_ yav sen geliyosan gel gelmiyosan .git işineeee
_ yok ben gelmiyom
iyi san aby
ben gidemde davul çalam
neee davulmuı
evt bak şimdi
hey hey mahhalllelei kalk ramazana oruçunu tut davulvcuyada sözünü tut

Benzer Konular

29 Ekim 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
1 Kasım 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
10 Ocak 2012 / Misafir Cevaplanmış
29 Ekim 2016 / Misafir Cevaplanmış
16 Ağustos 2013 / esmaaaaa Soru-Cevap