Arama

Sabun ve deterjanlar hakkında bilgi verir misiniz?

Güncelleme: 7 Nisan 2013 Gösterim: 14.631 Cevap: 12
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sabun ve deterjanların yapıları yapılışları ve kirleri temizleme özellikleri
Sponsorlu Bağlantılar
Deadlylady - avatarı
Deadlylady
Ziyaretçi
22 Kasım 2010       Mesaj #2
Deadlylady - avatarı
Ziyaretçi
Sabun : Bir alkalanin yağlı bir madde üstüne etkisiyle elde edilen, çamaşır yıkamada ve temizlik işlerininde kullanıla ürün .

Sponsorlu Bağlantılar
SABUN SANAYİSİNİN TARİHİ

Eski zamanlardan beri sabunlar, aşağıdaki bağantıya göre yağ asidi ve gliserin esterleri olan doğal yağlı maddeler üstüne alkali bir iletkenin etkisiyle üretilmişlerdir .
C H - COO - CH - C H - COO - CH - C H - COO - CH + 3NaOH
3C H - COONa + OH - CH - OHCH - OHCH


Yağlı madde kaynakları, her zaman bol olmakla birlikte ( bitkisel yada hayvansal sıvı ve katı yağlar ) alkali etkenler, Leblanc suyunun sanayide üretimi ne kadar seyrekti. 1974' edoğru sabuncular yalnızca potasyum karbonat içerenkayı odunu küllerinden yararlanmaktaydılar. 1823'e doğru sabunlaşma adı verilen tepkimenin yapısını inceleyen ve bulan fransız kimyacı Eugene Chevreul' ün ( 1786 - 1889 ) çalışmaları sayesinde sabun sanayisi XIX.yy' da büyük bir gelişme gösterdi. 1920'ye dogru, sabunların evre diyagramlarını belirleyen kimyacı Mac Baın ve arkadaşları düzenli araştırmalara başladılar ve üretim bilimsel temelere dayandırılarak gerçekleştirilmesini sağladılar. Marsilya yönetimi, seri halde ( söz gelimi sharpless, monsavon, laval yönetimlerinde ) ve otomatik olarak ( mazzoni, armour yönetimleri ) gerçekleştirilebilecek bir biçimde yetkinleştirildi. Sabunla ilgili teknikler, sabun ( uzun süre, kullanılan tek temizleme aracı olmuştur. ) yapay deterjanların zorlu rekabetine karşı savaş vermek zorunda kaldığı zaman çok yüksek bir yetkinlik noktasına ulaştılar.
A.B.D'nin 1950'de 1.25 milyon sabun ve 0.5 milyon yapay deterjan üretirken, 1967' de 0.5 milyon sabun ve 2.3 milyon yapay deterjan ürettiği göz önüne alırsa bu rekabetle ilgili bir fikir edinilebilir.

DEĞİŞİK SABUNLAR

SERT SABUN ( SODYUM SABUNU )

Mutfak sabunu ( Marslya ) sabunu ilk başlarda % 62 yağ asidi içermekteydi. Kullanım alanlarında ( ev işleri, tuvalet ) yapay deterjanların kuvvetli rekabetiyle karşılaşınca, üretimi iyileştirildi.Kehribar renginde yada yarı saydam halde olan bu tür sabun yaklaşık % 62 yağ asidi içermekteydi. Buharla ısıtılan kazanlarda yada teknelerde düşük nitelikli sıvı yağların ( zeytin, kolza, yerfıstığı ) sodyum klorürlü ortamdaki alkali çözeltiye etkisiyle hazırlanır .

TUVALET SABUNU

Hemen hemen içinde hiçsu bulunmayan son derece homojen bir hamur elde edilebilecek biçimdeki enyüksek nitelikli yağlı cisimlerden hareketle hazırlanır. Bu sabuna boyar maddeler, kokular, bakteri öldürücü etkenler ( deodoran sabunlar ) Ve deriyi yumuşatıcı maddeler ( zeytinyağı, süt, lanolin, vb. ) katılır.

TRAŞ SABUNU

Kalıplaşmış ve sıkıştırılmış sabunlardır .

PAYET SABUNLAR ( PULCUKLU ) SABUN YADA TALAŞ SABUNU

Öncelikle aynı yapıda olan bu sabun, değişik biçimde bulunur ; % 78' i yağ asidinden oluşmuştur ve ılık ya da soğuk suda hemen çözünür : Bu nedenle hassas dokumaların yıkanmasında kullanılır. Talaş sabununda % 73 yağ asidi vardır. Özellikle toz deterjanlarla birlikte çamaşır makinelerinde kullanılır.

POTASYUM SABUN ( YUMUŞAK SABUN )

Arap sabunuda denen bu sabun ev işlerinde ya da sanayide kullanılır. Arap sabunu üretiminde kullanılan sıvı yağlar, keten, kenevir, karanfil ve balıktan çıkarılan yağlardır. Bazlı çözelti, bir potas çözeltisidir. Zayıf bir çözelti, sonra da sabunlaşacak sıvı yağ konur ve kütle kaynama noktasına yakın ısıtılır ve karıştırılırEn sonunda kostik çözelti eklenir. Yüzeyde köpük kalmayınca ve kaynama düzenli bir hale gelirce, pişme tamamlanır. Ayrıca, tatlı badem yağından hareketle bademyağı sabunu, sodyum silikat içeren sert bir sabun olan silikatli sabun, % 10 - 15 sert sabun, kum, çakıl taşı ya da toz haldeki sünger taşı karışımı olan mineral sabun gibi başka sabunlarda üretilir .

ÇÖZÜCÜ SABUN

Bileşimine yağları ve yağlı maddeleri çözebilen aseton, butil alkol, heksalin, izopropil alkol, benzen, kloroform, karbon tetraklorür, klisen, terebentin, toluen, trikoloetilin ve kimi petrol türevlerinin katıldığı sabun ; yağlı ve çok kirli maddelerin yıkanmasında kullanılır, kireçli sulara karşı dayanıklıdır. Cildi uyarmak, yumuşatmak vebeslemek amacıyla kullanılan tuvalet sabunu ( Bu ürünler aşırı yağlı sabunlar, aşırı yağlı madde oranı % 1 - 3 arasında değişir . )

Diğer sabun çeşitleri ise şunlardır.

METAL SABUN
Genellikle ağır metallerden her hangi birinin çözünen bir tuz ile alkali bir sabunun tepkimesinden oluşan sabun
PUL SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlerinin oranı en az % 78 olan, küçük yada iri parçalı, ince ve düzgün pulcuklardan oluşan sabun
AYDAM SABUN
Homojenliğini koruması, eloktrelitlere karşı duyarsız hale getirilmesi için, yapısına şeker, gliserin ya da bir alkol katılan sabun
SIVI SABUN
Bilesiminde % 36 oranında hindistan cevizi yağından elde edilmiş potasyum sabunu bulunan sulu çözeltiye denir.
TIBBİ SABUN
Badem yada çekirdek yağının sodyum hidroksit çözeltisiyle sabunlaşması sırasında ilk aşamada elde edilen sabun : bu sabunlar kir çıkartmaktan çok dezenfektan olarak kullanırlar.
TOZ SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlari oranı en az % 82 olan toz halinde sert sabun ( Toz sabunlar çamaşır için özel hazırlanır.
YÜZER SABUN : Yoğunluğunu suyun yoğunluğunun altına düşürmek için karıştırma yoluyla içine hava katılan sabun
YARI PİŞMİŞ SABUN : Kısmi bir tuzlama yapılsın yada yapılmasın sıcakta hamurlaştırma işlemiyle elde edilen sabun
SOĞUK ÜRETİM SABUNU : Sıvı durumda katılın dolgu maddeleriyle alkali kostik çözeltinin ısı veren tepkimesi sonunda elde edilen sabun.
PONZA SABUNU : Bu sabunun diğer ismi ise mineral sabundur. Bileşimine ponza taşı katılan bir sabundur .

SABUNUN ÜRETİMİ

Sabun ilk olarak içyağı, yer fıstığı yağı, palmiye özü yağı, hindistan cevizi yağı, zeytinyağı vb. gibi yağlı maddelerden lede edilen yağ asitleri ile sodyum tuzlarının tepkimesinden oluşur. Yağlı madde karışımının seçimi, yerel ekonomik koşullara ve üründe bulunması istenen ( kir sökme, köpürme ve yüzey ıslatma, yumuşaklık verme vb. ) göre yapılır. Klasik sabun üretimi yada tam deyimle Marsilya yöntemi, şu dört evreden oluşur : sabunlaşma, yıkama, pişim, sıvılaştırma. Sabunlaşma evresi sodyum hidroksitle kimyasal bir tepkimenin gerçekleştrilmesine dayanır ; Yıkama aşamasında sabun üretiminin önemli bir yan ürünü olan gliserol ayrılır ve sabun tek başına elde edilir ; Pişim sabunlaşmayı sağlar ; Sıvılaştırmaysa sabunun daha sonra kolayca kullanılabileceği fiziksel bir biçime sokulması işlemidir. Sabuncu ustasının uzun bir çıraklık dönemi boyunca görgü yoluyla öğrenerek uyguladığı bu farklı aşamalardaki kimyasal tepkimeler, yapılan araştırmalarla anlaşılmış, dolayısıyla bunların denetim altına alınması sağlanmıştır. Günümüzde bu sürecin tamamı çok iyi bilinmektedir; bu dört evrenin genellikle otomatik ve en iyi biçimde kesintisiz olarak uygulanması, modern sabunculuğun temelini oluşturur. Bu aşamalardan sonra sıvı sabun, tüketicilerin kullandığı parça sabunları dönüştürülür. Bitirme denen bu son aşama kurutma, yoğurma, kalıplama, kesme, markalama ve nihayet ambalajlama işlemlerini kapsar. yoğurma sırasında sabuna kendi özelliklerini ürüne aktaran dolgu maddeleri, talk pudrası, parfümler, boyar maddeler, alı koyucular, deodoranlar vb. gibi katkı ürünleri ilave edilir.Bumaddelerin türleri ve miktarları, elde edilen ürünün kullanım amacına ( el sabunu, tuvalet sabunu bakteri öldürücü sabun vb. ) göre değişir. Son yıllarda çamaşır makinelerinde kullanılmak üzere özel toz sabunlar geliştirilmişti .
Karmaşık formüllü bu tür sabunlar, patent hakları ile koruma altına alınmışlardır. Bu ürünlerin bileşiminde sabunun yanı sıra ayrıca, sudaki kireç taşıyla oluşan kireçli sabunları dağıtan etkenlerle çamaşırın sertleşmesine yol açan bu kireçli sabunların çamaşır üzerine çökmesini önleyen etkenler bulunur.Günümüzde petrol türevleriden elde edilen klasik deterjanlarla bu yeni toz sabunlar arasında yoğun bir rekabet sürmaktedir.
Türkiye' de, sabun üretimi oldukça eski tarihlere dayanmakta, resmi kayıtlara göre XIX. yuzyıl başlarında Antakya' da taş kazanlarda sabun yapıldığı bilinmektedir.Günümüzde ise, birkaç büyük tesis dışında sabun üretimi, çok dağanık ve küçük kapasiteli imalathanelerde yapılmaktadır. Öte yandan sabun' un önemli hammaddelerinden sudkostik ve donyağının büyük bir bölümü yurt dışından sağlanmaktadır. 1992 yılında, Türkiye sabun üretimi 160.000 ton, yurtiçi talep 100.000 ton olmuş, sabun dış satımı 60.000 ton, dışalımı ise 2.000 ton olarak gerçekleşmiştir.


Sıvı deterjanın üretimi

Gerekli maddeler
LABSA (Lineer Alkil Benzen Sülfonit Asit), Lauryl alkol (C12H25-OH) ,diethanolamin, Triethanol amin, Sodyum sülfat, Su (H2O), Sodyum hipoklorit (%10'luk çözeltisi), Caustic sodyum hidroksit (%45'lik sodyum hidroksit çözeltisi)

YapılışıÖnce %83,7 oranındaki suyun içerisinde %10'luk LABSA yavaş yavaş yedirilerek karıştırılır.LABSA 'nın karışımı tamamlanınca %1'lik diethanol amin ve %2'lik triethanol amin ilave edilir. Daha sonra %1,7'lik Lauryl alkol ilave edilir.Viskositesi (akışkanlığı) ayarlanır. Bu işlem bitince %1'lik sodyumsülfat eklenir.En son %0.6 oranında sodyumhipoklorit katılır. Böylece gerekli maddelerin hepsi kazanlara katılmış olur. Karışma işlemi bittikten sonra dolum varillerinden bidonlara aktarılır. Ve sıvı deterjan piyasaya sürülmek için hazır bir duruma getirilir.

Üretim Yapan Firmalar:
Türkiye'de sıvı deterjan üretimi çeşitli ufak atolyelerde yaygın şekilde yapılmaktadır. Ancak işin biraz daha derinine inersek deterjan üretimi Lever, Benckiser gibi bazı büyük firmalar tarafından ciddi şekilde yapılmaktadır

Çamaşır suyunun üretimi
Gerekli Maddeler

Sodyumhipoklorit (NaClO) 'in %5'lik çözeltisi, Su (H2O)
Yapılışı
İlk önce Tarım Koruma'dan %30'luk Konsantre Sodyumhipoklorit(NaClO) çözeltisi alınır. .Sonra imalat yerinde %5'e seyreltirilir.Daha sonra kazanlarda yapılan karıştırma işlemi bitince bidonlaradoldurulur.En sonunda ambalajlanarak piyasaya sevkedilir. Çamaşır suyuna bazen esans katılarak kokulandırılır.


Deterjan Alm. Rinigungsmittel (n), Fr. Prodiüt (m), de nettoyage, detergent (m), İng. detergent. Kumaş, insan derisi ve saçı, duvar, döşeme, bulaşık ve otomobil gibi bir sürü nesneden kir, leke uzaklaştırmaya yarayan, suda veya başka çözücülerde de çözülebilen bir preparat (hazırlanmış karışım).

Tarihte ilk kullanılan deterjan sabundur. İkinci Dünya Harbinden sonra petrol ürünlerinden yapılan sentetik kimyevi deterjanlar yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Sabun, sudaki kalsiyumla suda çözünmeyen bir bileşik meydana getirir ki, bu da kiri uzaklaştırmayı zorlaştırır. Sentetik deterjanlar bu dezavantajı taşımamaktadır. Modern formülasyonlu deterjanlar, her biri ayrı görev yüklenen birçok bileşenden müteşekkildir. Bu bileşenlerden en önemlisi yüzey aktif madde olan organik bir bileşik (deterjanın esas bileşeni)tir. Diğer önemli eleman da sert sulardaki kalsiyum ve magnezyumu tutan fosfatlardır.

Yüzey aktif madde: Temizleyici maddelerin meydana getirdiği bütün etkiler, temelde su molekülleri arasındaki bağları zayıflatarak, suyun yüzey gerilimini değiştiren “yüzey aktiflik” özelliğine dayanır. Yüzey aktif maddeler, suyun yıkanacak maddeyi daha kolay ıslatmasını sağlar. Uzun bir yapıda olan yüzey aktif maddenin bir baş bir de kuyruk kısmı vardır. Baş kısmı hidrofil (suyu seven), kuyruk kısmı ise hidrofob (suyu sevmeyen) olarak adlandırılır. Molekülün baş kısmı su yüzeyinde konaklar, kuyruk kısmı ise dışarı doğru durur. Böylece yüzey aktif maddenin molekülleri, yüzeyde yer alan su molekülleri arasındaki çekim kuvvetlerini azaltır. Hidrofobik kısım genellikle bir hidrokarbon zincirinden ibarettir. Hidrofilik kısım ise bazı gruplardan olabilir. Grubun katyonik, anyonik, iyonik olmayan ve amfolitik (hem anyonik hem de katyonik) olmasına göre değişirler. Anyoniklere karboksil (–COONa), sülfonat (–SO3Na) ve sülfat (–OSO3Na) misal verilebilir.

İki tip yüzey aktif madde söz konusudur. Biri yağlardan elde edilen sabun, diğeri ise çoğunlukla alkilaril sülfonat gibi petrol yan ürünlerinden elde edilen deterjanlardır.

Bileşenler ve etkileri: Deterjanlar başlangıçta sabun kadar iyi köpürmüyordu. Bu eksikliği gidermek gayesiyle yapılan araştırmalar sonunda köpük arttırıcı maddeler eklenmesi gerektiği anlaşıldı. Deterjanların bileşiminde her biri değişik görev gören bir düzineye yakın madde bulunur. Tamamı temizlik için konmaz. Mesela çamaşır makinasının kazanını korumak için korozyon önleyici madde bulunur. Keza kumaştan koparılan kirin yeniden dokuma üzerine birikmemesi için, deterjana, çok yüklü ve tortulaşmayı önleyici maddeler eklenir. Lekelerin temizlenmesi, yüksek sıcaklıklarda ve baz yıkama suyunda iyi netice veren, kimyevi bir ağartıcıyla, yeni sodyum perborat ile yapılır. Renk atması, kumaşa yapışan ve mavi beyaz bir ışık veren, optik parlatıcı ile düzeltilir.

Çamaşırlarda kullanılan temizleyici maddelerin lekeleri çıkartması, fakat kumaşı soldurmaması gerektiği gibi, bu maddelerin biyolojik olarak (kullanıldıktan sonra bakterilerce) parçalanabilmesi de gerekir. Sabunda bu özellik tabii olarak mevcuttur. Deterjanlara da çevre kirlenmesine yol açmamak maksadıyla bu özelliğin kazandırılması gereklidir.

Üretim: Deterjanlar kullanılma maksatlarıyle sıvı veya toz deterjan olmalarına göre değişik şekillerde üretilirler. Mesela deterjanda bulunan yüzey aktif maddeyle bunun kuvvetini artıran “yapıcı” maddelerin oranı, dokuma yıkamasında kabaca aynı iken, mineral kirinin az olduğu bulaşıklarda yüzey aktif maddenin oranı arttırılır (Yağlı kiri yüzey aktif madde, katı tanecikleri de yapıcı çözer). Yapıcı olarak çoğunlukla sodyum tripolifosfat kullanılır.

Toz deterjan üretiminde, temel deterjan maddesi, köpük arttırıcı, yapıcı ve düzelticiden bir hamur elde edilir. Bu karışım bir kurutma kulesinde püskürtmeyle kurutularak içi boş, toz kürecikler haline getirilir. Sıvı deterjanın üretimi daha basittir.

Günümüzde Türkiye ile birlikte dünyanın bir çok ülkelerinde, lineer sodyum alkilbenzen sülfonat (LAB veya LAS) gibi biyolojik tesirlerle kolayca ayrışabilen lineer zincirli alkil gruplarıyla üretilmiş çeşitli isimlerde deterjanların üretimine geçilmiştir.

Sağlığa etkileri: Deterjanların önemli bir meselesi, kullanıldıktan sonra biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanamamalarıdır. Bu da çevre kirliliğine sebeb olur. Bu sahada, biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanabilen deterjan (sabunda olduğu gibi) üretimini sağlamak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca, deterjan bulaşıklarda kullanıldıktan sonra, bulaşıklar çok durulansa bile, sonunda bulaşık üzerinde bir film tabakası kalmaktadır. Bu da yemeklerle mideye alındıktan sonra bağırsaklara geçer. Bağırsaklarda parçalanamayan deterjanın, kanserojen etkisi olduğu belirtilmektedir. Deterjan yerine kullanılabilen mayi sabunu (yumuşak potas sabunu) bu zararı taşımamaktadır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
neden rengi sabundan beyaz kopuk cikiyor?
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
2 Nisan 2011       Mesaj #4
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

neden rengi sabundan beyaz kopuk cikiyor?

Sabuna renk veren boyar madde köpüremedigi icin sabunun köpük kismini beyaz olmasi gayet normal gözüküyor. yani köpüren sadece sabun. boyar maddeye ne oluyor o zaman derseniz, her sabun kullanisimizda cok az miktarda sabun aldigimizi ve bunun da yine oldukca az miktarinin boyar madde oldugunu düsünürsek sanirim boyar maddenin sabun köpürme islemi sirasinda "gözümüzden kacacak" kadar az oldugunu ve dagildigini ve bu yüzden farkedemedigizi söyleyebiliriz sanirim.



Kaynak: Kimya.net
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Nisan 2011       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
her iki tarafınıda kullanıyorz
plangue_ - avatarı
plangue_
Ziyaretçi
9 Nisan 2011       Mesaj #6
plangue_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Deadlylady adlı kullanıcıdan alıntı

Sabun : Bir alkalanin yağlı bir madde üstüne etkisiyle elde edilen, çamaşır yıkamada ve temizlik işlerininde kullanıla ürün .

SABUN SANAYİSİNİN TARİHİ

Eski zamanlardan beri sabunlar, aşağıdaki bağantıya göre yağ asidi ve gliserin esterleri olan doğal yağlı maddeler üstüne alkali bir iletkenin etkisiyle üretilmişlerdir .
C H - COO - CH - C H - COO - CH - C H - COO - CH + 3NaOH
3C H - COONa + OH - CH - OHCH - OHCH

Yağlı madde kaynakları, her zaman bol olmakla birlikte ( bitkisel yada hayvansal sıvı ve katı yağlar ) alkali etkenler, Leblanc suyunun sanayide üretimi ne kadar seyrekti. 1974' edoğru sabuncular yalnızca potasyum karbonat içerenkayı odunu küllerinden yararlanmaktaydılar. 1823'e doğru sabunlaşma adı verilen tepkimenin yapısını inceleyen ve bulan fransız kimyacı Eugene Chevreul' ün ( 1786 - 1889 ) çalışmaları sayesinde sabun sanayisi XIX.yy' da büyük bir gelişme gösterdi. 1920'ye dogru, sabunların evre diyagramlarını belirleyen kimyacı Mac Baın ve arkadaşları düzenli araştırmalara başladılar ve üretim bilimsel temelere dayandırılarak gerçekleştirilmesini sağladılar. Marsilya yönetimi, seri halde ( söz gelimi sharpless, monsavon, laval yönetimlerinde ) ve otomatik olarak ( mazzoni, armour yönetimleri ) gerçekleştirilebilecek bir biçimde yetkinleştirildi. Sabunla ilgili teknikler, sabun ( uzun süre, kullanılan tek temizleme aracı olmuştur. ) yapay deterjanların zorlu rekabetine karşı savaş vermek zorunda kaldığı zaman çok yüksek bir yetkinlik noktasına ulaştılar.
A.B.D'nin 1950'de 1.25 milyon sabun ve 0.5 milyon yapay deterjan üretirken, 1967' de 0.5 milyon sabun ve 2.3 milyon yapay deterjan ürettiği göz önüne alırsa bu rekabetle ilgili bir fikir edinilebilir.

DEĞİŞİK SABUNLAR

SERT SABUN ( SODYUM SABUNU )
Mutfak sabunu ( Marslya ) sabunu ilk başlarda % 62 yağ asidi içermekteydi. Kullanım alanlarında ( ev işleri, tuvalet ) yapay deterjanların kuvvetli rekabetiyle karşılaşınca, üretimi iyileştirildi.Kehribar renginde yada yarı saydam halde olan bu tür sabun yaklaşık % 62 yağ asidi içermekteydi. Buharla ısıtılan kazanlarda yada teknelerde düşük nitelikli sıvı yağların ( zeytin, kolza, yerfıstığı ) sodyum klorürlü ortamdaki alkali çözeltiye etkisiyle hazırlanır .

TUVALET SABUNU

Hemen hemen içinde hiçsu bulunmayan son derece homojen bir hamur elde edilebilecek biçimdeki enyüksek nitelikli yağlı cisimlerden hareketle hazırlanır. Bu sabuna boyar maddeler, kokular, bakteri öldürücü etkenler ( deodoran sabunlar ) Ve deriyi yumuşatıcı maddeler ( zeytinyağı, süt, lanolin, vb. ) katılır.

TRAŞ SABUNU

Kalıplaşmış ve sıkıştırılmış sabunlardır .

PAYET SABUNLAR ( PULCUKLU ) SABUN YADA TALAŞ SABUNU

Öncelikle aynı yapıda olan bu sabun, değişik biçimde bulunur ; % 78' i yağ asidinden oluşmuştur ve ılık ya da soğuk suda hemen çözünür : Bu nedenle hassas dokumaların yıkanmasında kullanılır. Talaş sabununda % 73 yağ asidi vardır. Özellikle toz deterjanlarla birlikte çamaşır makinelerinde kullanılır.

POTASYUM SABUN ( YUMUŞAK SABUN )

Arap sabunuda denen bu sabun ev işlerinde ya da sanayide kullanılır. Arap sabunu üretiminde kullanılan sıvı yağlar, keten, kenevir, karanfil ve balıktan çıkarılan yağlardır. Bazlı çözelti, bir potas çözeltisidir. Zayıf bir çözelti, sonra da sabunlaşacak sıvı yağ konur ve kütle kaynama noktasına yakın ısıtılır ve karıştırılırEn sonunda kostik çözelti eklenir. Yüzeyde köpük kalmayınca ve kaynama düzenli bir hale gelirce, pişme tamamlanır. Ayrıca, tatlı badem yağından hareketle bademyağı sabunu, sodyum silikat içeren sert bir sabun olan silikatli sabun, % 10 - 15 sert sabun, kum, çakıl taşı ya da toz haldeki sünger taşı karışımı olan mineral sabun gibi başka sabunlarda üretilir .

ÇÖZÜCÜ SABUN

Bileşimine yağları ve yağlı maddeleri çözebilen aseton, butil alkol, heksalin, izopropil alkol, benzen, kloroform, karbon tetraklorür, klisen, terebentin, toluen, trikoloetilin ve kimi petrol türevlerinin katıldığı sabun ; yağlı ve çok kirli maddelerin yıkanmasında kullanılır, kireçli sulara karşı dayanıklıdır. Cildi uyarmak, yumuşatmak vebeslemek amacıyla kullanılan tuvalet sabunu ( Bu ürünler aşırı yağlı sabunlar, aşırı yağlı madde oranı % 1 - 3 arasında değişir . )

Diğer sabun çeşitleri ise şunlardır.

METAL SABUN
Genellikle ağır metallerden her hangi birinin çözünen bir tuz ile alkali bir sabunun tepkimesinden oluşan sabun
PUL SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlerinin oranı en az % 78 olan, küçük yada iri parçalı, ince ve düzgün pulcuklardan oluşan sabun
AYDAM SABUN
Homojenliğini koruması, eloktrelitlere karşı duyarsız hale getirilmesi için, yapısına şeker, gliserin ya da bir alkol katılan sabun
SIVI SABUN
Bilesiminde % 36 oranında hindistan cevizi yağından elde edilmiş potasyum sabunu bulunan sulu çözeltiye denir.
TIBBİ SABUN
Badem yada çekirdek yağının sodyum hidroksit çözeltisiyle sabunlaşması sırasında ilk aşamada elde edilen sabun : bu sabunlar kir çıkartmaktan çok dezenfektan olarak kullanırlar.
TOZ SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlari oranı en az % 82 olan toz halinde sert sabun ( Toz sabunlar çamaşır için özel hazırlanır.
YÜZER SABUN : Yoğunluğunu suyun yoğunluğunun altına düşürmek için karıştırma yoluyla içine hava katılan sabun
YARI PİŞMİŞ SABUN : Kısmi bir tuzlama yapılsın yada yapılmasın sıcakta hamurlaştırma işlemiyle elde edilen sabun
SOĞUK ÜRETİM SABUNU : Sıvı durumda katılın dolgu maddeleriyle alkali kostik çözeltinin ısı veren tepkimesi sonunda elde edilen sabun.
PONZA SABUNU : Bu sabunun diğer ismi ise mineral sabundur. Bileşimine ponza taşı katılan bir sabundur .

SABUNUN ÜRETİMİ

Sabun ilk olarak içyağı, yer fıstığı yağı, palmiye özü yağı, hindistan cevizi yağı, zeytinyağı vb. gibi yağlı maddelerden lede edilen yağ asitleri ile sodyum tuzlarının tepkimesinden oluşur. Yağlı madde karışımının seçimi, yerel ekonomik koşullara ve üründe bulunması istenen ( kir sökme, köpürme ve yüzey ıslatma, yumuşaklık verme vb. ) göre yapılır. Klasik sabun üretimi yada tam deyimle Marsilya yöntemi, şu dört evreden oluşur : sabunlaşma, yıkama, pişim, sıvılaştırma. Sabunlaşma evresi sodyum hidroksitle kimyasal bir tepkimenin gerçekleştrilmesine dayanır ; Yıkama aşamasında sabun üretiminin önemli bir yan ürünü olan gliserol ayrılır ve sabun tek başına elde edilir ; Pişim sabunlaşmayı sağlar ; Sıvılaştırmaysa sabunun daha sonra kolayca kullanılabileceği fiziksel bir biçime sokulması işlemidir. Sabuncu ustasının uzun bir çıraklık dönemi boyunca görgü yoluyla öğrenerek uyguladığı bu farklı aşamalardaki kimyasal tepkimeler, yapılan araştırmalarla anlaşılmış, dolayısıyla bunların denetim altına alınması sağlanmıştır. Günümüzde bu sürecin tamamı çok iyi bilinmektedir; bu dört evrenin genellikle otomatik ve en iyi biçimde kesintisiz olarak uygulanması, modern sabunculuğun temelini oluşturur. Bu aşamalardan sonra sıvı sabun, tüketicilerin kullandığı parça sabunları dönüştürülür. Bitirme denen bu son aşama kurutma, yoğurma, kalıplama, kesme, markalama ve nihayet ambalajlama işlemlerini kapsar. yoğurma sırasında sabuna kendi özelliklerini ürüne aktaran dolgu maddeleri, talk pudrası, parfümler, boyar maddeler, alı koyucular, deodoranlar vb. gibi katkı ürünleri ilave edilir.Bumaddelerin türleri ve miktarları, elde edilen ürünün kullanım amacına ( el sabunu, tuvalet sabunu bakteri öldürücü sabun vb. ) göre değişir. Son yıllarda çamaşır makinelerinde kullanılmak üzere özel toz sabunlar geliştirilmişti .
Karmaşık formüllü bu tür sabunlar, patent hakları ile koruma altına alınmışlardır. Bu ürünlerin bileşiminde sabunun yanı sıra ayrıca, sudaki kireç taşıyla oluşan kireçli sabunları dağıtan etkenlerle çamaşırın sertleşmesine yol açan bu kireçli sabunların çamaşır üzerine çökmesini önleyen etkenler bulunur.Günümüzde petrol türevleriden elde edilen klasik deterjanlarla bu yeni toz sabunlar arasında yoğun bir rekabet sürmaktedir.
Türkiye' de, sabun üretimi oldukça eski tarihlere dayanmakta, resmi kayıtlara göre XIX. yuzyıl başlarında Antakya' da taş kazanlarda sabun yapıldığı bilinmektedir.Günümüzde ise, birkaç büyük tesis dışında sabun üretimi, çok dağanık ve küçük kapasiteli imalathanelerde yapılmaktadır. Öte yandan sabun' un önemli hammaddelerinden sudkostik ve donyağının büyük bir bölümü yurt dışından sağlanmaktadır. 1992 yılında, Türkiye sabun üretimi 160.000 ton, yurtiçi talep 100.000 ton olmuş, sabun dış satımı 60.000 ton, dışalımı ise 2.000 ton olarak gerçekleşmiştir.


Sıvı deterjanın üretimi

Gerekli maddeler
LABSA (Lineer Alkil Benzen Sülfonit Asit), Lauryl alkol (C12H25-OH) ,diethanolamin, Triethanol amin, Sodyum sülfat, Su (H2O), Sodyum hipoklorit (%10'luk çözeltisi), Caustic sodyum hidroksit (%45'lik sodyum hidroksit çözeltisi)

YapılışıÖnce %83,7 oranındaki suyun içerisinde %10'luk LABSA yavaş yavaş yedirilerek karıştırılır.LABSA 'nın karışımı tamamlanınca %1'lik diethanol amin ve %2'lik triethanol amin ilave edilir. Daha sonra %1,7'lik Lauryl alkol ilave edilir.Viskositesi (akışkanlığı) ayarlanır. Bu işlem bitince %1'lik sodyumsülfat eklenir.En son %0.6 oranında sodyumhipoklorit katılır. Böylece gerekli maddelerin hepsi kazanlara katılmış olur. Karışma işlemi bittikten sonra dolum varillerinden bidonlara aktarılır. Ve sıvı deterjan piyasaya sürülmek için hazır bir duruma getirilir.

Üretim Yapan Firmalar:
Türkiye'de sıvı deterjan üretimi çeşitli ufak atolyelerde yaygın şekilde yapılmaktadır. Ancak işin biraz daha derinine inersek deterjan üretimi Lever, Benckiser gibi bazı büyük firmalar tarafından ciddi şekilde yapılmaktadır

Çamaşır suyunun üretimi
Gerekli Maddeler
Sodyumhipoklorit (NaClO) 'in %5'lik çözeltisi, Su (H2O)
Yapılışı
İlk önce Tarım Koruma'dan %30'luk Konsantre Sodyumhipoklorit(NaClO) çözeltisi alınır. .Sonra imalat yerinde %5'e seyreltirilir.Daha sonra kazanlarda yapılan karıştırma işlemi bitince bidonlaradoldurulur.En sonunda ambalajlanarak piyasaya sevkedilir. Çamaşır suyuna bazen esans katılarak kokulandırılır.


Deterjan Alm. Rinigungsmittel (n), Fr. Prodiüt (m), de nettoyage, detergent (m), İng. detergent. Kumaş, insan derisi ve saçı, duvar, döşeme, bulaşık ve otomobil gibi bir sürü nesneden kir, leke uzaklaştırmaya yarayan, suda veya başka çözücülerde de çözülebilen bir preparat (hazırlanmış karışım).

Tarihte ilk kullanılan deterjan sabundur. İkinci Dünya Harbinden sonra petrol ürünlerinden yapılan sentetik kimyevi deterjanlar yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Sabun, sudaki kalsiyumla suda çözünmeyen bir bileşik meydana getirir ki, bu da kiri uzaklaştırmayı zorlaştırır. Sentetik deterjanlar bu dezavantajı taşımamaktadır. Modern formülasyonlu deterjanlar, her biri ayrı görev yüklenen birçok bileşenden müteşekkildir. Bu bileşenlerden en önemlisi yüzey aktif madde olan organik bir bileşik (deterjanın esas bileşeni)tir. Diğer önemli eleman da sert sulardaki kalsiyum ve magnezyumu tutan fosfatlardır.

Yüzey aktif madde: Temizleyici maddelerin meydana getirdiği bütün etkiler, temelde su molekülleri arasındaki bağları zayıflatarak, suyun yüzey gerilimini değiştiren “yüzey aktiflik” özelliğine dayanır. Yüzey aktif maddeler, suyun yıkanacak maddeyi daha kolay ıslatmasını sağlar. Uzun bir yapıda olan yüzey aktif maddenin bir baş bir de kuyruk kısmı vardır. Baş kısmı hidrofil (suyu seven), kuyruk kısmı ise hidrofob (suyu sevmeyen) olarak adlandırılır. Molekülün baş kısmı su yüzeyinde konaklar, kuyruk kısmı ise dışarı doğru durur. Böylece yüzey aktif maddenin molekülleri, yüzeyde yer alan su molekülleri arasındaki çekim kuvvetlerini azaltır. Hidrofobik kısım genellikle bir hidrokarbon zincirinden ibarettir. Hidrofilik kısım ise bazı gruplardan olabilir. Grubun katyonik, anyonik, iyonik olmayan ve amfolitik (hem anyonik hem de katyonik) olmasına göre değişirler. Anyoniklere karboksil (–COONa), sülfonat (–SO3Na) ve sülfat (–OSO3Na) misal verilebilir.

İki tip yüzey aktif madde söz konusudur. Biri yağlardan elde edilen sabun, diğeri ise çoğunlukla alkilaril sülfonat gibi petrol yan ürünlerinden elde edilen deterjanlardır.

Bileşenler ve etkileri: Deterjanlar başlangıçta sabun kadar iyi köpürmüyordu. Bu eksikliği gidermek gayesiyle yapılan araştırmalar sonunda köpük arttırıcı maddeler eklenmesi gerektiği anlaşıldı. Deterjanların bileşiminde her biri değişik görev gören bir düzineye yakın madde bulunur. Tamamı temizlik için konmaz. Mesela çamaşır makinasının kazanını korumak için korozyon önleyici madde bulunur. Keza kumaştan koparılan kirin yeniden dokuma üzerine birikmemesi için, deterjana, çok yüklü ve tortulaşmayı önleyici maddeler eklenir. Lekelerin temizlenmesi, yüksek sıcaklıklarda ve baz yıkama suyunda iyi netice veren, kimyevi bir ağartıcıyla, yeni sodyum perborat ile yapılır. Renk atması, kumaşa yapışan ve mavi beyaz bir ışık veren, optik parlatıcı ile düzeltilir.

Çamaşırlarda kullanılan temizleyici maddelerin lekeleri çıkartması, fakat kumaşı soldurmaması gerektiği gibi, bu maddelerin biyolojik olarak (kullanıldıktan sonra bakterilerce) parçalanabilmesi de gerekir. Sabunda bu özellik tabii olarak mevcuttur. Deterjanlara da çevre kirlenmesine yol açmamak maksadıyla bu özelliğin kazandırılması gereklidir.

Üretim: Deterjanlar kullanılma maksatlarıyle sıvı veya toz deterjan olmalarına göre değişik şekillerde üretilirler. Mesela deterjanda bulunan yüzey aktif maddeyle bunun kuvvetini artıran “yapıcı” maddelerin oranı, dokuma yıkamasında kabaca aynı iken, mineral kirinin az olduğu bulaşıklarda yüzey aktif maddenin oranı arttırılır (Yağlı kiri yüzey aktif madde, katı tanecikleri de yapıcı çözer). Yapıcı olarak çoğunlukla sodyum tripolifosfat kullanılır.

Toz deterjan üretiminde, temel deterjan maddesi, köpük arttırıcı, yapıcı ve düzelticiden bir hamur elde edilir. Bu karışım bir kurutma kulesinde püskürtmeyle kurutularak içi boş, toz kürecikler haline getirilir. Sıvı deterjanın üretimi daha basittir.

Günümüzde Türkiye ile birlikte dünyanın bir çok ülkelerinde, lineer sodyum alkilbenzen sülfonat (LAB veya LAS) gibi biyolojik tesirlerle kolayca ayrışabilen lineer zincirli alkil gruplarıyla üretilmiş çeşitli isimlerde deterjanların üretimine geçilmiştir.

Sağlığa etkileri: Deterjanların önemli bir meselesi, kullanıldıktan sonra biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanamamalarıdır. Bu da çevre kirliliğine sebeb olur. Bu sahada, biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanabilen deterjan (sabunda olduğu gibi) üretimini sağlamak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca, deterjan bulaşıklarda kullanıldıktan sonra, bulaşıklar çok durulansa bile, sonunda bulaşık üzerinde bir film tabakası kalmaktadır. Bu da yemeklerle mideye alındıktan sonra bağırsaklara geçer. Bağırsaklarda parçalanamayan deterjanın, kanserojen etkisi olduğu belirtilmektedir. Deterjan yerine kullanılabilen mayi sabunu (yumuşak potas sabunu) bu zararı taşımamaktadır.



canım iki,sinin arasında ki farkı soruosan eğer sabun sert sulardaa temizlemezz ama deterjan temizler bernzderlik ise temizleme yöntemi vardır ikisininde yapay olarak üretilmiş tir bide sodyum kolür içerenlere beyaz sabun potasyum klorür içerenlere ise arap sabunu denir
LoLipop - avatarı
LoLipop
Ziyaretçi
26 Nisan 2011       Mesaj #7
LoLipop - avatarı
Ziyaretçi
METAL SABUN
Genellikle ağır metallerden her hangi birinin çözünen bir tuz ile alkali bir sabunun tepkimesinden oluşan sabun
PUL SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlerinin oranı en az % 78 olan, küçük yada iri parçalı, ince ve düzgün pulcuklardan oluşan sabun
AYDAM SABUN
Homojenliğini koruması, eloktrelitlere karşı duyarsız hale getirilmesi için, yapısına şeker, gliserin ya da bir alkol katılan sabun
SIVI SABUN
Bilesiminde % 36 oranında hindistan cevizi yağından elde edilmiş potasyum sabunu bulunan sulu çözeltiye denir.
TIBBİ SABUN
Badem yada çekirdek yağının sodyum hidroksit çözeltisiyle sabunlaşması sırasında ilk aşamada elde edilen sabun : bu sabunlar kir çıkartmaktan çok dezenfektan olarak kullanırlar.
TOZ SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlari oranı en az % 82 olan toz halinde sert sabun ( Toz sabunlar çamaşır için özel hazırlanır.
YÜZER SABUN : Yoğunluğunu suyun yoğunluğunun altına düşürmek için karıştırma yoluyla içine hava katılan sabun
YARI PİŞMİŞ SABUN : Kısmi bir tuzlama yapılsın yada yapılmasın sıcakta hamurlaştırma işlemiyle elde edilen sabun
SOĞUK ÜRETİM SABUNU : Sıvı durumda katılın dolgu maddeleriyle alkali kostik çözeltinin ısı veren tepkimesi sonunda elde edilen sabun.
PONZA SABUNU : Bu sabunun diğer ismi ise mineral sabundur. Bileşimine ponza taşı katılan bir sabundur .
Teusa - avatarı
Teusa
Ziyaretçi
5 Mayıs 2011       Mesaj #8
Teusa - avatarı
Ziyaretçi
Sabuna renk veren boyar madde köpüremedigi icin sabunun köpük kismini beyaz olmasi gayet normal gözüküyor. yani köpüren sadece sabun. boyar maddeye ne oluyor o zaman derseniz, her sabun kullanisimizda cok az miktarda sabun aldigimizi ve bunun da yine oldukca az miktarinin boyar madde oldugunu düsünürsek sanirim boyar maddenin sabun köpürme islemi sirasinda "gözümüzden kacacak" kadar az oldugunu ve dagildigini ve bu yüzden farkedemedigizi söyleyebiliriz sanirim:


METAL SABUN
Genellikle ağır metallerden her hangi birinin çözünen bir tuz ile alkali bir sabunun tepkimesinden oluşan sabun
PUL SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlerinin oranı en az % 78 olan, küçük yada iri parçalı, ince ve düzgün pulcuklardan oluşan sabun
AYDAM SABUN
Homojenliğini koruması, eloktrelitlere karşı duyarsız hale getirilmesi için, yapısına şeker, gliserin ya da bir alkol katılan sabun
SIVI SABUN
Bilesiminde % 36 oranında hindistan cevizi yağından elde edilmiş potasyum sabunu bulunan sulu çözeltiye denir.
TIBBİ SABUN
Badem yada çekirdek yağının sodyum hidroksit çözeltisiyle sabunlaşması sırasında ilk aşamada elde edilen sabun : bu sabunlar kir çıkartmaktan çok dezenfektan olarak kullanırlar.
TOZ SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlari oranı en az % 82 olan toz halinde sert sabun ( Toz sabunlar çamaşır için özel hazırlanır.
YÜZER SABUN : Yoğunluğunu suyun yoğunluğunun altına düşürmek için karıştırma yoluyla içine hava katılan sabun
YARI PİŞMİŞ SABUN : Kısmi bir tuzlama yapılsın yada yapılmasın sıcakta hamurlaştırma işlemiyle elde edilen sabun
SOĞUK ÜRETİM SABUNU : Sıvı durumda katılın dolgu maddeleriyle alkali kostik çözeltinin ısı veren tepkimesi sonunda elde edilen sabun.
PONZA SABUNU : Bu sabunun diğer ismi ise mineral sabundur. Bileşimine ponza taşı katılan bir sabundur .
zakkum - avatarı
zakkum
Ziyaretçi
5 Mayıs 2011       Mesaj #9
zakkum - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte ilk kullanılan deterjan sabundur. İkinci Dünya Harbinden sonra petrol ürünlerinden yapılan sentetik kimyevi deterjanlar yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Sabun, sudaki kalsiyumla suda çözünmeyen bir bileşik meydana getirir ki, bu da kiri uzaklaştırmayı zorlaştırır. Sentetik deterjanlar bu dezavantajı taşımamaktadır. Modern formülasyonlu deterjanlar, her biri ayrı görev yüklenen birçok bileşenden müteşekkildir. Bu bileşenlerden en önemlisi yüzey aktif madde olan organik bir bileşik (deterjanın esas bileşeni)tir. Diğer önemli eleman da sert sulardaki kalsiyum ve magnezyumu tutan fosfatlardır.

Yüzey aktif madde: Temizleyici maddelerin meydana getirdiği bütün etkiler, temelde su molekülleri arasındaki bağları zayıflatarak, suyun yüzey gerilimini değiştiren “yüzey aktiflik” özelliğine dayanır. Yüzey aktif maddeler, suyun yıkanacak maddeyi daha kolay ıslatmasını sağlar. Uzun bir yapıda olan yüzey aktif maddenin bir baş bir de kuyruk kısmı vardır. Baş kısmı hidrofil (suyu seven), kuyruk kısmı ise hidrofob (suyu sevmeyen) olarak adlandırılır. Molekülün baş kısmı su yüzeyinde konaklar, kuyruk kısmı ise dışarı doğru durur. Böylece yüzey aktif maddenin molekülleri, yüzeyde yer alan su molekülleri arasındaki çekim kuvvetlerini azaltır. Hidrofobik kısım genellikle bir hidrokarbon zincirinden ibarettir. Hidrofilik kısım ise bazı gruplardan olabilir. Grubun katyonik, anyonik, iyonik olmayan ve amfolitik (hem anyonik hem de katyonik) olmasına göre değişirler. Anyoniklere karboksil (–COONa), sülfonat (–SO3Na) ve sülfat (–OSO3Na) misal verilebilir.

İki tip yüzey aktif madde söz konusudur. Biri yağlardan elde edilen sabun, diğeri ise çoğunlukla alkilaril sülfonat gibi petrol yan ürünlerinden elde edilen deterjanlardır.

Bileşenler ve etkileri: Deterjanlar başlangıçta sabun kadar iyi köpürmüyordu. Bu eksikliği gidermek gayesiyle yapılan araştırmalar sonunda köpük arttırıcı maddeler eklenmesi gerektiği anlaşıldı. Deterjanların bileşiminde her biri değişik görev gören bir düzineye yakın madde bulunur. Tamamı temizlik için konmaz. Mesela çamaşır makinasının kazanını korumak için korozyon önleyici madde bulunur. Keza kumaştan koparılan kirin yeniden dokuma üzerine birikmemesi için, deterjana, çok yüklü ve tortulaşmayı önleyici maddeler eklenir. Lekelerin temizlenmesi, yüksek sıcaklıklarda ve baz yıkama suyunda iyi netice veren, kimyevi bir ağartıcıyla, yeni sodyum perborat ile yapılır. Renk atması, kumaşa yapışan ve mavi beyaz bir ışık veren, optik parlatıcı ile düzeltilir.

Çamaşırlarda kullanılan temizleyici maddelerin lekeleri çıkartması, fakat kumaşı soldurmaması gerektiği gibi, bu maddelerin biyolojik olarak (kullanıldıktan sonra bakterilerce) parçalanabilmesi de gerekir. Sabunda bu özellik tabii olarak mevcuttur. Deterjanlara da çevre kirlenmesine yol açmamak maksadıyla bu özelliğin kazandırılması gereklidir.

Üretim: Deterjanlar kullanılma maksatlarıyle sıvı veya toz deterjan olmalarına göre değişik şekillerde üretilirler. Mesela deterjanda bulunan yüzey aktif maddeyle bunun kuvvetini artıran “yapıcı” maddelerin oranı, dokuma yıkamasında kabaca aynı iken, mineral kirinin az olduğu bulaşıklarda yüzey aktif maddenin oranı arttırılır (Yağlı kiri yüzey aktif madde, katı tanecikleri de yapıcı çözer). Yapıcı olarak çoğunlukla sodyum tripolifosfat kullanılır.

Toz deterjan üretiminde, temel deterjan maddesi, köpük arttırıcı, yapıcı ve düzelticiden bir hamur elde edilir. Bu karışım bir kurutma kulesinde püskürtmeyle kurutularak içi boş, toz kürecikler haline getirilir. Sıvı deterjanın üretimi daha basittir.

Günümüzde Türkiye ile birlikte dünyanın bir çok ülkelerinde, lineer sodyum alkilbenzen sülfonat (LAB veya LAS) gibi biyolojik tesirlerle kolayca ayrışabilen lineer zincirli alkil gruplarıyla üretilmiş çeşitli isimlerde deterjanların üretimine geçilmiştir.

Sağlığa etkileri: Deterjanların önemli bir meselesi, kullanıldıktan sonra biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanamamalarıdır. Bu da çevre kirliliğine sebeb olur. Bu sahada, biyolojik olarak (bakterilerce) parçalanabilen deterjan (sabunda olduğu gibi) üretimini sağlamak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca, deterjan bulaşıklarda kullanıldıktan sonra, bulaşıklar çok durulansa bile, sonunda bulaşık üzerinde bir film tabakası kalmaktadır. Bu da yemeklerle mideye alındıktan sonra bağırsaklara geçer. Bağırsaklarda parçalanamayan deterjanın, kanserojen etkisi olduğu belirtilmektedir. Deterjan yerine kullanılabilen mayi sabunu (yumuşak potas sabunu) bu zararı taşımamaktadır
erdememre05 - avatarı
erdememre05
Ziyaretçi
17 Şubat 2012       Mesaj #10
erdememre05 - avatarı
Ziyaretçi
sabunun kimyasal yapısı hakkında bilgi verirmisiniz

Benzer Konular

3 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
27 Eylül 2014 / Teamoore Cevaplanmış