Arama

Çocuk eğitiminde çevrenin etkisi nedir, çocuğu nasıl etkiler?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Mayıs 2014 Gösterim: 64.268 Cevap: 58
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
okulda münazara yapıcaz çocuğuun eğitiminde okuk ve aile mi yoksa toplumsal çevre mi ? konu bu biz toplumsal çevreyi savunacağız lütfen bunun hakkında bir şeyler yazar mısınız?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
İnsanın diğer varlıklardan farklı olarak, yaşamını kendi ayakları üzerinde, kimsenin yardımı olmaksızın sürdürebilmesi için uzun bir zaman geçmesi gerekir. İnsan doğum sonrası bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinden geçer. Yetişkinlik dönemine ulaşıncaya kadar en azından 15-20 senelik bir sürenin geçmesi gerekir. Dolayısıyla insan 15-20 yıllık bir sürenin sonunda kendi ayakları üzerinde durma becerisini kazanabilir. Bu zamana kadar çevresindekilerin yardım, destek ve bakımına muhtaçtır. Oysa hayvanlara bakıldığında bazen doğar doğmaz veya bazen kısa bir süre sonra kendi ayakları üzerinde durur, kimseye muhtaç olmaksızın yaşamını sürdürür ve birkaç yıl içinde de yetişkin bir duruma gelmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Çocuğun gelişiminde çevrenin etkisini daha önemli görüp ailenin etkisini önemsiz, güçsüz, yetersiz görenler var. Ancak tarih boyunca azınlıkların çoğunluklar içinde yok olup gitmemesi bu düşünceyi doğrulamıyor. Binlerce yıl boyunca dünyanın her tarafına yayılmış Yahudiler devletleri, üzerinde yaşayacakları ülke toprakları olmaksızın içinde bulundukları her toplumda benliklerini, vaat edilmiş topraklara olan özlemlerini hiç kaybetmediler. Benzer şekilde Osmanlı Devleti içinde azınlık durumunda yaşayan topluluklar da yine benliklerini yüzlerce yıl boyunca kaybetmediler. Günümüzde Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan, ev-bark, çoluk çocuk sahibi olan soydaşlarımız yine benliklerini korumaya devam ediyorlar. Belki siyasal, sosyal, kültürel olarak farklı özelliklere sahip küçük grupların durumunu istisna olarak niteleyenler olabilir. Ancak bir arada yaşanılan çevrede ailelerin grupların bilinçli davranışlarıyla çevresel faktörleri etkisiz kılabileceklerine önemli bir örnektir.

Çevre ne durumda olursa olsun aileler çocuklarını çevrenin etkisinden koruyup kendi öz değerlerini çocuklarına benimsetebiliyorlar. Çevrenin etkisine kapatabiliyorlar. Bu durum çevrenin etkisinin mutlak olmadığını gösteriyor. Ancak burada çevrenin etkisine karşı bilinçli bir aile yapısının varlığı zorunlu bir şart olmaktadır. Ailenin evde, kendi yaşantı şeklini, düşünce tarzını, hayata bakış açısını bilinçli olarak çocuklara aktarabilmesi gerekiyor. Aile çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal her yönüyle yakından ilgilenmesi, davranışlarını, konuşmalarını, dünyaya bakışını adeta taş işçiliği gibi işlemelidir. Doğduğu andan itibaren konuşmaları, davranışları ve bakış açısıyla örnek olmalıdır. Aile bu bilinçle hareket ederse çocuk içinde doğup büyüdüğü, geliştiği grubun etkisinde kalır. Belirli bir yaşa gelence de yine benzer anlayıştaki ailelerde yetişmiş yaşıt çocukların bulunduğu oyun gruplarında bulunursa çocuk ailenin belirlediği şeklin dışına kolayca çıkmaz. Ancak ailedeki her bireyin bu anlamda ortak bir bilince ve duyarlılığa sahip olması gerekiyor.

Ailenin bir ferdi olan çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve daha diğer bir çok yönden şekillendirilmesini katı, şekilci, yaratıcılığı öldüren, bireyin kendi öz yaşamını yaşamasının önünde engel olarak görenler olabilir. Ancak toplumun maddi ve manevi her tür mirasını nitelemede kullanılan kültür toplumların devamlılığı için çok önemlidir. Geleceğini garanti altına almak isteyen hiçbir toplum, düşünce yapısı, hayat tarzı kendi öz değerlerini yeni yetişenlere aktarmaktan uzak kalamaz. Çocuğu dünyaya getiren ailenin hukuksal, sosyal, siyasal her tür değer ölçüsüne göre çocuk üzerinde hak sahibi olduğunu kabul eder. Bireyin hayata geldiği andan itibaren uzun bir gelişim sürecine ihtiyaç duyar. Bu süreç içinde zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal, psikolojik yönlerden yeterince olgunlaşması gerekir. Bu olgunlaşma sürecinde çocuğun kendi haline bırakılması eğitsel, anatomik ve sosyal gerçeklere de uymaz. Bu nedenle ailelerin çocuklarını istedikleri gibi yönlendirme, bilinçlendirme, büyütme haklarının olduğunu söylemek, kabul etmek gayet doğal bir durumdur.

Aileler eğer çocuğun yetişme sürecine etkin bir şekilde katılmazlarsa ortaya çıkacak kişisel, duygusal, sosyal boşluk çevre tarafından doldurulacaktır. Böylesi aile ortamlarında yetişen çocukların çevrenin her tür etkisine açık olması normal karşılanmalıdır. Zira doğa boşluk kabul etmez. Hangi alanda bir boşluk varsa orası bir başka benzer özellikle anında ve mutlaka doldurulur. Çocuk donmamış beton gibidir, üzerine ne düşerse izi kalır; Çocukların nasihatten çok, iyi örneklere ihtiyacı vardır türü sözler çocuk eğitiminin özellikle aile ortamındaki yaşayış sürecinden itibaren ne derece önemli olduğunu gösterir. Toplum ancak bilinçli anne ve babaların yetiştireceği çocuklarla değişime, dönüşüme uğrayabilir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Şubat 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İnsanın diğer varlıklardan farklı olarak, yaşamını kendi ayakları üzerinde, kimsenin yardımı olmaksızın sürdürebilmesi için uzun bir zaman geçmesi gerekir. İnsan doğum sonrası bebeklik, çocukluk, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinden geçer. Yetişkinlik dönemine ulaşıncaya kadar en azından 15-20 senelik bir sürenin geçmesi gerekir. Dolayısıyla insan 15-20 yıllık bir sürenin sonunda kendi ayakları üzerinde durma becerisini kazanabilir. Bu zamana kadar çevresindekilerin yardım, destek ve bakımına muhtaçtır. Oysa hayvanlara bakıldığında bazen doğar doğmaz veya bazen kısa bir süre sonra kendi ayakları üzerinde durur, kimseye muhtaç olmaksızın yaşamını sürdürür ve birkaç yıl içinde de yetişkin bir duruma gelmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Çocuğun gelişiminde çevrenin etkisini daha önemli görüp ailenin etkisini önemsiz, güçsüz, yetersiz görenler var. Ancak tarih boyunca azınlıkların çoğunluklar içinde yok olup gitmemesi bu düşünceyi doğrulamıyor. Binlerce yıl boyunca dünyanın her tarafına yayılmış Yahudiler devletleri, üzerinde yaşayacakları ülke toprakları olmaksızın içinde bulundukları her toplumda benliklerini, vaat edilmiş topraklara olan özlemlerini hiç kaybetmediler. Benzer şekilde Osmanlı Devleti içinde azınlık durumunda yaşayan topluluklar da yine benliklerini yüzlerce yıl boyunca kaybetmediler. Günümüzde Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan, ev-bark, çoluk çocuk sahibi olan soydaşlarımız yine benliklerini korumaya devam ediyorlar. Belki siyasal, sosyal, kültürel olarak farklı özelliklere sahip küçük grupların durumunu istisna olarak niteleyenler olabilir. Ancak bir arada yaşanılan çevrede ailelerin grupların bilinçli davranışlarıyla çevresel faktörleri etkisiz kılabileceklerine önemli bir örnektir.

Çevre ne durumda olursa olsun aileler çocuklarını çevrenin etkisinden koruyup kendi öz değerlerini çocuklarına benimsetebiliyorlar. Çevrenin etkisine kapatabiliyorlar. Bu durum çevrenin etkisinin mutlak olmadığını gösteriyor. Ancak burada çevrenin etkisine karşı bilinçli bir aile yapısının varlığı zorunlu bir şart olmaktadır. Ailenin evde, kendi yaşantı şeklini, düşünce tarzını, hayata bakış açısını bilinçli olarak çocuklara aktarabilmesi gerekiyor. Aile çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal her yönüyle yakından ilgilenmesi, davranışlarını, konuşmalarını, dünyaya bakışını adeta taş işçiliği gibi işlemelidir. Doğduğu andan itibaren konuşmaları, davranışları ve bakış açısıyla örnek olmalıdır. Aile bu bilinçle hareket ederse çocuk içinde doğup büyüdüğü, geliştiği grubun etkisinde kalır. Belirli bir yaşa gelence de yine benzer anlayıştaki ailelerde yetişmiş yaşıt çocukların bulunduğu oyun gruplarında bulunursa çocuk ailenin belirlediği şeklin dışına kolayca çıkmaz. Ancak ailedeki her bireyin bu anlamda ortak bir bilince ve duyarlılığa sahip olması gerekiyor.

Ailenin bir ferdi olan çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve daha diğer bir çok yönden şekillendirilmesini katı, şekilci, yaratıcılığı öldüren, bireyin kendi öz yaşamını yaşamasının önünde engel olarak görenler olabilir. Ancak toplumun maddi ve manevi her tür mirasını nitelemede kullanılan kültür toplumların devamlılığı için çok önemlidir. Geleceğini garanti altına almak isteyen hiçbir toplum, düşünce yapısı, hayat tarzı kendi öz değerlerini yeni yetişenlere aktarmaktan uzak kalamaz. Çocuğu dünyaya getiren ailenin hukuksal, sosyal, siyasal her tür değer ölçüsüne göre çocuk üzerinde hak sahibi olduğunu kabul eder. Bireyin hayata geldiği andan itibaren uzun bir gelişim sürecine ihtiyaç duyar. Bu süreç içinde zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal, psikolojik yönlerden yeterince olgunlaşması gerekir. Bu olgunlaşma sürecinde çocuğun kendi haline bırakılması eğitsel, anatomik ve sosyal gerçeklere de uymaz. Bu nedenle ailelerin çocuklarını istedikleri gibi yönlendirme, bilinçlendirme, büyütme haklarının olduğunu söylemek, kabul etmek gayet doğal bir durumdur.

Aileler eğer çocuğun yetişme sürecine etkin bir şekilde katılmazlarsa ortaya çıkacak kişisel, duygusal, sosyal boşluk çevre tarafından doldurulacaktır. Böylesi aile ortamlarında yetişen çocukların çevrenin her tür etkisine açık olması normal karşılanmalıdır. Zira doğa boşluk kabul etmez. Hangi alanda bir boşluk varsa orası bir başka benzer özellikle anında ve mutlaka doldurulur. Çocuk donmamış beton gibidir, üzerine ne düşerse izi kalır; Çocukların nasihatten çok, iyi örneklere ihtiyacı vardır türü sözler çocuk eğitiminin özellikle aile ortamındaki yaşayış sürecinden itibaren ne derece önemli olduğunu gösterir. Toplum ancak bilinçli anne ve babaların yetiştireceği çocuklarla değişime, dönüşüme uğrayabilir.
Orkun YLDRM - avatarı
Orkun YLDRM
Ziyaretçi
28 Şubat 2010       Mesaj #3
Orkun YLDRM - avatarı
Ziyaretçi
ailenin hiçbir etkisi yoktur tamamen çevrenin etkisiyle gelişir. yani düşün sence çocuk izlediği bir çizgi filme mi inanacak yoksa annesinin söylediği şeye mi? Ta biki çizgi filme inanacak ondan etkilenecek. ayrıca aile çocuğun gelişimini negatif yonde bile etkiler. mesela evdeki kurallar çocuğun gelişimini kısıtlar nitelikteyse eğer, o çocuktan bir şey beklemeyin ilerde. yani çocuğa ev için sürekli olarak "yapma çocuğum" "elleme çocuğum" "kırarsın koy onu yerine (çocuğun araştırma duygusunu yok eder)" "o çakıl taşlarını hemen çöpe at" "hayır olmaz o kediyi eve getiremezsin (çocuğun hayvan sevgisini param parça eden bir kural)". anne-baba ben nasıl oldum sorusuna seni leylekler getirdi gibi abuk subuk cevaplar vererek çocuğun gerçekçilikten uzaklaşmasında baş kahramandır aile. ama çevre oyle mi? değil tabi. çocuk tamamen çevresinden etkilenerek gelişir. mesela dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynayan bir çocuk zamanla arkadaşları gibi olmaya başlar. Televizyon da gördüğü bir kahramanı taklit eder, onun gibi olmak için çaba harcar. internette çocugun gelişiminde cok onemlidir. mesela kafasına takılan bir soruyu annesine sorduğunda annesi git babana sor der. babasına sorduğunda git annene sor der. ama internet oyle mi? tabiki değil. sizi karsılıksız seven her sordugunuz soruya bıkmadan usanmadan cevap verebilen bir arkadastır internet.
Aile de çevreden etkilenir. Çocuğun yetiştirilmesi için dikkate alacağı verilerin büyük bir kısmını çevreden edinir. Aile çevreden bağımsız değildir. İçinde bulunduğu toplum ve bilgi kaynakları aileye neyi doğru ya da yanlış olarak aktarıyorsa aile de çocuğa bunları verecektir.
Aileyi etkileyen de çevre olduğunu göre çocuğun gelişminde hem doğrudan hem de dolaylı olarak çevre faktörü önceliklidir. Aile yapısı ne kadar düzgün olursa olsun çevre bozuksa mutlaka kişiliğe olumsuz etki edecektir...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa çocuğun eğitiminde çevrenin önemi nedir kısaca yazınız... LÜTFEN!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Eylül 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yaa öğretmen ödev verdi BİR ÇOCUĞUN EĞİTİMİNDE OKUL MU YOKSA SOSYAL ÇEVRE Mİ DAHA ETKİLİDİR
bunun cevabını arıorm ama burda aileden ve çevreden bahsetmişsniz bana okul ve sosyal çevre hakkında bilgi lazım
hemn yardmcı olursanz sevinirim ödecm yarına Lütfenn .!!

yaa öğretmen bir ödev verdi --bir çocuğun eğitiminde okul mu yoksa sosyal çevre mi daha etkilidir bunun cevabı lazım bana..
ama siz burda sadece aile ve çevreyi karşılaştırmışsınz lütfen benm sorumun cevabını yazın lütfen cok acil yarına bu ödev yardımcı olursanz sevinirm eqer bişi yapmassanız bu siteye bi dha girmem ve arkadaşlarıma da tavsiye etmem .... !
Son düzenleyen Misafir; 22 Eylül 2010 19:05 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir öğrencinin eğitimininde toplumsal çevrenin yararları nelerdir??

lütfen yardımcı olun çok sinirli bir hocaanın ödevi yarın ödevi vermeyenlere çöp yedirilecek=))
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yha arkadaşlar öğretmen ödev verdi konu çocuğun eğitiminde okulmu yoksa sosyal yaşantımı etkilir die bir konu var lütfen cevabı yazın lütfe ben şsbyibo öğrencisi 8a danım adım serap lütfen yardım edin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Eylül 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
'Eğitimde okul mu daha önemlidir yoksa toplumsal çevre mi?'
Cevaplarınızı lütfen uzun ve açıklayıcı bir şekilde yazalım. Benim konum okul bu konuda yazarsanız daha iyi olur Teşekkürler

8/C Seyid Ahmet Yağız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Eylül 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaa çocuğun eğitiminde çevrenin önemi nedir kısaca yazınız... LÜTFEN!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Eylül 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaaaaaaaaaaa münazara var lütfen kısaca yazar mısınız

Benzer Konular

13 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
25 Mayıs 2009 / _-_BaBy_-_ Soru-Cevap
26 Ekim 2009 / ener Taslak Konular
24 Aralık 2014 / tebessum35 Cevaplanmış