Arama

Hava Kuvvetleri

Güncelleme: 19 Kasım 2012 Gösterim: 9.241 Cevap: 2
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
25 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
HAVA KUVVETLERİ. Savaşta kullanılan ilk hava taşıtı, 18. yüzyılın sonlarında Napolyon Savaşları sırasında gözcüleri taşıyan ve halatla yere bağlanan bir balondu. Daha sonra, 1871'de Prusyalılar Paris'i kuşattıklarında, Fransızlar dış dünya ile bağlantı kurmak için havada serbestçe süzülebilen balondan yarar­landılar. İngiliz ordusu da Güney Afrika Savaşı'nda (1899-1902) gözetleme balonları kullandı. Ne var ki, hava kuvvetlerinin doğuşu, hava taşıtlarının hafif ve güçlü benzin motorlarıyla donatılmasından sonra gerçekleşti. Bu motorlar hava taşıtları­nın hızını ve uçuş yükseltisini artırdı.

Sponsorlu Bağlantılar
I. Dünya Savaşı (1914-18)
I. Dünya Savaşı'nın başlangıcında, savaşan her iki tarafın da belirli sayıda uçağı ve güdümlü balonu bulunuyordu. Almanlar'ın sağlam yapılı, puro biçiminde güdümlü balon­lardan oluşan büyük bir hava gücü vardı. Ünlü tasarımcısı Kont Zeppelin'in adından bu taşıtlara "zeplin" adı verilmişti. Zeplinler ilk uçaklar kadar hızlı gidebiliyor ve daha ağır yükleri taşıyabiliyordu. Bazı kişiler bunların keşif uçuşları ve bombardıman için uçaklar­dan daha yararlı olduğunu düşünüyordu. Ama hemen tutuşabilen hidrojen gazıyla dol­durulan balonların düşürülmesi de kolaydı. Kısa süre sonra uçakların savaş aracı olarak çok daha elverişli olduğu anlaşıldı.
1914'te düşmanın hareketlerini izlemek için iki taraf da uçaklardan yararlandı. İlk başta bu uçaklarda silah yoktu. Havada karşılaşan iki düşman uçağının pilotları birbirleriyle selamlaşırlardı. Kısa bir süre sonra uçaklar silahlandırıldı. Önceleri tabanca ve av tüfeği, sonra makineli tüfek, sonunda da sabit, öne doğru ateş eden silahlarla donatıldı. Pilotlar, düşman uçağının tümünü hedef alarak birbir­lerini düşürmeyi amaçlar, hızla daireler çize­rek yükselir, karşı tarafı görüş alanları içine almaya çalışırlardı. Bu hareket, yıllar bo­yunca savaş taktiklerinden biri olarak kulla­nıldı.
Uçaklar düşman hatlarının gerisinin bom­balanmasında, top ateşini yönlendirmekte, düşman ve ikmal (ordulara araç gereç gönde­rilmesi) hatlarının durumunu fotoğraflarla belgelemekte, düşman gemilerinin ve denizal-tılarının saptanmasında ve bunlara saldırılma-sında da kullanıldı. Ayrıca, düşman bombar­dıman ve keşif uçaklarının izlenmesi ve düşü rülmesinde görevlendirildi. Bu görevlerden her biri için özel uçaklar yapıldı.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra çeşitli ülkeler­de uzun menzilli bombardıman uçaklarının artık en önemli savaş aracı olduğu düşünül­meye başlandı. 1939'a gelindiğinde sanayileş­miş ülkelerin çoğunda hava kuvvetleri kurul­muştu.

II. Dünya Savaşı (1939-45)
Almanlar, kara kuvvetlerini desteklemek üzere güçlü bir hava kuvveti oluşturmuştu. II. Dünya Savaşı'nda Alman Hava Kuvvetle­ri "yıldırım savaşı"na girişti. Bu yıldırım savaşında bir yandan uçaklarla düşman hatla­rının gerisine paraşütçüler indirilirken, öbür yandan avcı uçakları ve pike bombardıman uçaklarıyla düşman savunma hatları arasın­dan Alman tanklarına yol açıldı. Almanlar, gökler denetim altına alınmadıkça hiçbir kara savaşının kazanılamayacağına inanıyordu.
Denizde ise Japonlar, Büyük Okyanus'taki ilerleyişleri sırasında uçak gemilerinde üsle­nen uçaklardan yararlandılar. Avcı uçakları­nın koruması olmaksızın Japon pike ve torpil bombardıman uçaklarının menziline giren Müttefik savaş gemileri derhal batırıldı. Ja­ponlar 1941'de, avcı uçaklarını kullanarak Pearl Harbor'da ABD donanmasını felce uğrattı. Büyük Okyanus'taki büyük deniz savaşları uçak gemilerinden kalkan uçaklarla yapıldı ve düşman donanmaları çok seyrek karşı karşıya geldi. Atlas Okyanusu'ndaki Alman denizaltı kuşatması, keşif uçuşlarını aralıksız sürdürerek ve denizaltı üslerini bom­balayarak yarılabildi.
Müttefikler'in Kuzey Afrika, Sicilya ve Normandiya çıkarmaları yoğun hava saldırı­larıyla başladı. Bu saldırıların amacı, ilk birlikler karaya çıkmadan önce düşman sa­vunmasını kırmaktı. Denizden girişilen saldı­rı, paraşütle ya da planörle karaya indirilen binlerce askerle desteklendi. Müttefikler, çok yükseklerde uçan uçaklardan fotoğraf çeke­rek düşman savunmalarını belirlediler ve Al-manlar'ın birçok gizli silahını öğrendiler.
Uzun menzilli bombardıman uçakları da hava savaşında önemli bir rol oynadı. Alman Hava Kuvvetleri İngiliz kentlerini bombala­dı. Buna karşılık İngiliz Kraliyet Hava Kuv-vetleri'nin bombardıman uçakları da Al­manya ve işgal altındaki Avrupa'nın sanayi kentlerine, kanallara, limanlara ve demiryolu istasyonlarına saldırılar düzenledi. Sonunda İngiltere ile ABD hava kuvvetlerine bağlı bombardıman uçaklarının birlikte hareket et­mesiyle Almanlar savaş güçlerini yavaş yavaş bir savunma savaşında toplamak zorunda kaldılar. Buna karşın Alman fabrikaları tank ve uçak yapımını, Alman birlikleri ise Mütte­fik orduları Berlin'e girinceye kadar savaşma­yı sürdürdü. Bombardıman uçakları savaşı kendi başlarına kazanmadı, ama savaşın çok daha erken sona ermesini sağladı. ABD'nin Japon kentlerine attığı iki atom bombasından sonra Japonlar teslim oldu.

Günümüzde Hava Kuvvetleri
Almanlar'ın geliştirdiği V2 roketleri II. Dünya Savaşı'nın gidişini değiştiremeyecek kadar geç kalmıştı, ama etkileri savaşın hemen ardından ortaya çıktı. ABD ve SSCB nükleer
savaş başlıkları taşıyabilen uzun menzilli ba­listik füzeler geliştirdi . 1980'lere gelindiğinde ağır jet bombar­dıman uçaklarının sayısı çok azalmıştı. Bunlar­dan bazıları havadan atılan füzeler taşıyordu. Savunmaya yönelik olarak da düşman radar­larını yanıltmak ve kendilerine yöneltilen füzeleri tuzağa düşürmek için çeşitli elektro­nik aygıtlarla donatılmıştı. Ne var ki, güdüm­lü füzeler çok pahalı olduğu için pilotlu uçak­ların yerini alamadı.
Radarlar önceleri avcı uçaklarında, düş­man bombardıman uçaklarını engellemek üzere kullanıldı; daha sonra, gene avcı uçak­larının geceleri ve bulutlu havalarda uçabil-mesine yardımcı oldu. Bombardıman uçakları çok yüksekte uçtuğundan, avcı uçakları onları karşılamak için hızla yükselmek zorunda kalı­yordu. Günümüzdeki bombardıman uçakları yüksek hızda yere yakın uçarak radara yaka­lanmadan geçer. Modern avcı uçaklarında, al­çaktan uçan bu uçakları saptayabilecek "aşa­ğıyı tarayan" radar bulunur. ABD'nin AWACS (Hava Uyarı ve Denetim Sistemi) gibi erken uyarı uçakları uçan radar istasyon­ları görevi görür. Bunların yabancı uçakları bulmak, tanımlamak ve gerekirse üzerlerine avcı uçakları göndermek gibi işlevleri vardır. Modern jetler ses hızının üç katı hızla uça­bilir.
Keşif uçuşları özel radarlar, kızılötesi elek­tronik alıcılar ve geniş açılı kameralarla do­nanmış uçaklarla yapılır. Keşif uçakları rada­ra yakalanmamak için çok yükseklerde uçar ya da kıyılardan uzakta kalarak hedefi "yanla­rı tarayan" radarlar aracılığıyla izler. Robot uçaklar, uzaktan kumandalı hava araçları ya da yörüngede dolanan uydular da keşif amacıy­la kullanılabilir. Askeri uydular uzaydan hedeflerin fotoğrafını çekebilir, hatta hava açıkken yerdeki birliklerin hareketini izleye­bilir .
19. yüzyılda birliklerin, araç ve gereçlerin savaş alanına denizyoluyla ulaştırılması hafta­lar alırdı. Günümüzde, modern hava kuvvet­lerinin taşıma araçlarıyla kara kuvvetlerine bağlı bir tümenin tümü tank, araç ve silahla­rıyla birlikte dünyanın herhangi bir yerine birkaç saat içinde gönderilebiliyor. İvedi du­rumlarda savaş uçakları tanker uçaklarından havada yakıt alarak çok uzun yolculuklar yapabiliyor. Hava birlikleri ve ağır donanım havadan paraşütle ya da helikopterlerle kara­ya indirilebiliyor.
İlk kez 1950'lerin başlarında Kore Savaşı'nda yaygın olarak kullanılan helikopter, artık hava kuvvetlerinin önemli bir parçası olmuş­tur. Helikopterler birlik ve donanımın taşın­masından, havada ve denizde kurtarma işleri­ne ve yaralıların taşınmasına kadar uzanan geniş bir alanda görev yapar. Silahlandırılmış helikopterlerle de karadaki hedeflere saldırı düzenlenebilmektedir
Modern hava kuvvetleri gemileri korumak ve denizaltıları avlamakla da yükümlüdür. II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, radar ve sonarlarla donatılmış, bomba ve su bomba­larıyla silahlandırılmış, deniz kuvvetlerine bağlı uzun menzilli devriye uçakları denizaltı­ları bularak saldırabiliyordu. Ne var ki, sual­tında füze fırlatabilen ve derin sulara dalan nükleer denizaltılar, havadan gelen saldırılar­dan etkilenmez. Denizaltıları batırabilmek için elektronik aygıtlar, hedefe güdümlü tor­piller ve su bombalarıyla donatılmış uçaklar­dan yararlanır.
Bugün yalnızca ABD'de büyük uçak gemi­lerinden oluşan bir filo bulunmaktadır. Daha küçük gemilerde de helikopterler ve Sea Harrier gibi uzun piste gereksinimi olmayan jetler üslenebilmektedir. Düşey kalkış ve inişli (VTOL) uçaklar için beton pist gerek­mez; ağaçlar arasında gizlenebilen ve orman­lardaki açık alanlardan havalanabilen bu uçaklar kara kuvvetlerini desteklemede çok yararlıdır.

Dünyanın Başlıca Hava Kuvvetleri
ABD ve SSCB dünyadaki en güçlü hava kuvvetlerine sahiptir. ABD'de ilk hava filosu 1914'te kuruldu. Bu filo ilk olarak 1916'da Meksika'ya yapılan başarısız saldırıda kulla­nıldı. ABD Hava Kuvvetleri II. Dünya Savaşı'nda kara kuvvetlerine bağlı olarak çalıştı. 1947'de silahlı kuvvetler içinde bağım­sız bir komutanlık oldu.
Sesten üç kat daha hızlı uçabilen McDonnel-Douglas F-4 tipi uzun menzilli avcı uçağı ile Sparrow (güdümlü roket) ve Sidevvinder (nükleer olmayan savaş başlıklı, havadan havaya fırlatılan bir roket) füzeleriyle donan­mış uzun menzilli F-15 Eagle uçağı ABDHava Kuvvetlerindeki en modern askeri uçaklardandır. ABD Hava Kuvvetleri'nin gü­dümlü füzeleri arasında bulunan uzun menzil­li Cruise füzeleri bazı Avrupa ülkelerine de yerleştirilmiştir.
Uzay araştırmalarında, 1980'lerin ortaların­da Yıldız Savaşları politikası olarak bilinen ABD Stratejik Savunma inisiyatifi (SDI) çalışmaları başladı. Başlıca amacı uzaydan ABD'ye yönelen düşman füzelerinin yok edilmesi olarak açıklanan bu politikanın, as­lında savunmadan çok saldırı amaçlı olduğu ileri sürülmektedir. Yıldız Savaşları projesi günümüzde üzerinde özellikle tartışılan bir konudur.
SSCB Hava Kuvvetleri 1969'un sonlarında kurulmuştur. Yaklaşık 500 hava üssü ve Al­man Demokratik Cumhuriyeti, Çekoslovak­ya, Macaristan ve Polonya'ya yayılmış per­sonel ve donanımı bulunur. SSCB uçakları arasında MİG bombardıman ve avcı uçakları. Tupolev TU-26 bombardıman uçakları, Suk-hoi SU-7b Fitter A tipi karaya saldırı uçakları ve Bison yakıt ikmal uçakları vardır. Karadan havaya güdümlü binlerce füze ile 1.000'in üzerinde kıtalararası balistik füze SSCB'nin geniş füze stokları içinde yer alır.
SSCB uzay savaşı alanında da nükleer savaş başlığı taşıyan yörünge uydusu SS-9 Scarp üzerinde araştırmalar yürütmüştür. ABD gibi SSCB de keşif ve uzaktan gözetleme için uydulardan yararlanır.

Türk Hava Kuvvetleri
Türkiye'de hava kuvvetlerini kurmak amacıy­la ilk girişimler 191 l'de yapıldı. Balon ve uçak sağlanması ve gerekli tesislerin kurulması için Hava Komisyonu kuruldu. Gönüllü subaylar havacılık eğitimi için yurtdışına gönderildi. 1912'de Yeşilköy'de bir havaalanı yapıldı ve aynı yıl Fransa'dan iki küçük uçak alındı. 1913-14 yıllarında yeni uçaklar satın alınarak uçuş denemeleri sürdürüldü. I. Dünya Savaşı sırasında Türk Hava Kuvvetleri, 18 bölükten oluşan gücüyle Çanakkale, Filistin, Irak. Me­dine ve Kafkas cephelerinde keşif uçuşlarında bulundu.
I. Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı Dev-leti'nin elinde çok az uçak ve pilot kalmıştı. Maltepe'de kurulan tesislerde toplanan küçük hava gücü. başlayan Kurtuluş Savaşı'na karşı kullanılmak üzere elde tutuluyordu. Ama pilotlar Kurtuluş Savaşı'na katılmak için uçaklarıyla birlikte Anadolu'ya kaçma girişi­minde bulundular. Bir pilot ve uçağı dışında bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı. Ama pilotlar ve öbür görevliler daha sonra çeşitli yollardan Anadolu'ya geçtiler. Bu arada İngi­lizler geriye kalan uçakları ve yer tesislerini bombalarla yok ettiler.
1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasından hemen sonra bir Hava Kuv­vetleri Şubesi oluşturuldu. Ne var ki. eldeki olanaklar çok kısıtlıydı. Konya'ya getirilip toplanan bozuk uçaklar yedek parça yoklu­ğundan uçamaz durumdaydı. Uçakları onar mak için çeşitli yollar deneniyor, örneğin patates kabukları ile hayvan kemikleri kayna­tılarak elde edilen maddeyle uçağın delikleri kapatılıyordu. Onarılan birkaç uçakla ancak keşif uçuşları yapılabiliyordu.
Cumhuriyet döneminde hava kuvvetlerine özel bir önem verildi. Fransa'dan yeni uçaklar alındı, personel eğitildi. 1925'te ilk uçak fabrikası Kayseri'de kuruldu. Aynı yıl kuru­lan ve sonradan Türk Hava Kurumu adını alan Türk Tayyare Cemiyeti ile Türk havacılı­ğı gelişmeye başladı. 1937'de açılan Hava Harp Akademisi ile askeri personel eğitimi sağlandı. Ordu içinde önemli bir güce ulaşan hava kuvvetleri, 1944'te kurulan Hava Kuv­vetleri Komutanlığı'nın birimleri olarak yeni­den örgütlendi. Günümüzde Hava Kuvvetleri Komutanlığı toplam 56 bin personele ve yaklaşık 500 modern uçağa sahiptir.


Msxlabs & TemelBritannica


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
wolfmann - avatarı
wolfmann
VIP VIP Üye
12 Kasım 2012       Mesaj #2
wolfmann - avatarı
VIP VIP Üye
Norveç-Hava Kuvvetleri
F-16A Fighting Falcon
Sponsorlu Bağlantılar

Hava Kuvvetleri


---------- Mesaj tarihi 22:34 ---------- Önceki mesaj tarihi 22:29 ----------

Türk-Hava Kuvvetleri
(Türk Yıldızları)
Northrop NF-5A-2000 (CL-226)

Hava Kuvvetleri

Hava Kuvvetleri
Türk Hava Kuvvetleri
F-16CG Night Falcon (401)


Hava Kuvvetleri

ฬ๏lŦ๓@ภภ ®
wolfmann - avatarı
wolfmann
VIP VIP Üye
19 Kasım 2012       Mesaj #3
wolfmann - avatarı
VIP VIP Üye
Airplanes 3
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ฬ๏lŦ๓@ภภ ®

Benzer Konular

15 Ocak 2013 / AirFoRcE_11 Sosyoloji
10 Haziran 2012 / Mavi Peri Biyoloji
13 Nisan 2010 / Daisy-BT Mimarlık
27 Kasım 2012 / tekinfsm Türkiye Cumhuriyeti