Arama

Galatasaray Spor Kulübü Kuruluş Tarihi - Sayfa 60

Güncelleme: 24 Ekim 2016 Gösterim: 392.459 Cevap: 611
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
3 Ekim 2008       Mesaj #591
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
G.Saray'ın muhtemel rakipleri!

Sponsorlu Bağlantılar

Galatasaray ile sevindiğimiz, Kayserispor ve Beşiktaş ile üzüldüğümüz UEFA Kupası'nda 7 Ekim'de çekilecek grup kuraları öncesi torbalar belli oldu. İşte tek temsilcimiz olan Cim-Bom'un 3. torbadan katılacağı kurada, sarı kırmızılıların muhtemel rakipleri ve eşleşmeyeceği takımlar...


uefakupa

UEFA Kupası 1. Tur'unda eşleştiği İsviçre'nin Bellinzona takımını 3-4 ve 2-1'lik skorlarla saf dışı bırakarak gruplara kalan Galatasaray'ın ülkemizi temsil eden tek takım olarak gruplara kalmasını ardından kuraya girecek takımlar ve torbaları belli oldu.

Gruplara kalan takımların UEFA puanlarına göre yapılan torba sıralamalarında sarı kırmızılılar 3. torbada yer aldı.

Her torbadan bir takımın seçilmesiyle oluşturulacak gruplarda aynı torba takımları yer almayacak. Her takım 2'şer maçını iç sahasında 2'şer maçını deplasmanda oynayacak. Gruplarda ilk 3'e giren takımlar yollarına devam ederken 4. ve 5. takımlar elenecek. Grup liderleri grup 3.'leri arasından yapılacak kura çekimi sonucu ile rakibini bulurken, grup 2.'lieri Şampiyonlar Ligi gruplarında 3. olan takımlarla eşleşecek.

Yoluna devam eden 40 takımın belirlenmesinin ardından bu takımların UEFA puanlarına göre sıralanmasıyla oluşan torbalar şu şekilde :

1.TORBA

AC Milan İtalya 119.934
Sevilla İspanya102.837
Valencia İspanya 83.837
Benfica Portekiz 77.176
Schalke 04 *** Almanya 67.078
CSKA Moskova Rusya 59.437
Tottenham Hotspur İngiltere 55.996
Hamburger SV Almanya 52.078

2.TORBA

VfB Stuttgart @ Almanya 52.078
Ajax Hollanda 51.610
Olympiakos *** Yunanistan 51.525
Deportivo La Coruna @ İspanya 46.837
Club Brugge Belçika 41.810
Spartak Moskova *** Rusya 40.437
Paris Saint-Germain Fransa 37.380
Heerenveen Hollanda 35.610

3.TORBA

Rosenborg @ Norveç 35.400
Udinese İtalya 34.934
Feyenoord Hollanda 33.610
Sporting Braga @ Portekiz 33.176
Slavia Prag *** Çek Cumhuriyeti 31.496
Manchester City * İngiltere 30.996
GALATASARAY ***
TÜRKİYE 30.469
Sampdoria İtalya 28.934

4.TORBA

Hertha Berlin * Almanya 27.078
Partizan Belgrad *** Sırbistan 25.527
Nancy Fransa 25.380
Portsmouth FC İngiltere 24.996
Aston Villa @ İngiltere 24.996
Racing Santander İspanya 24.837
FC Kobenhavn * Danimarka 23.748
Dinamo Zagreb *** Hırvatistan 17.836

5.TORBA

Saint-Etienne Fransa 17.380
VfL Wolfsburg Almanya 16.078
Standard Liege *** Belçika 14.810
FC Twente Enschede *** Hollanda 14.610
NEC Nijmegen Hollanda 12.610
Metalist Kharkiv Ukrayna 10.932
Lech Poznan * Polonya 6.973
MSK Zilina * Slovakya 4.070

Açıklamalar
* = 1. ön eleme turundan başlayan takım
** = 2. ön eleme turundan başlayan takım
*** = Şampiyonlar Ligi'nde 3. ön elemeden elenen takım
@ = Intertoto Kupası'ndan gelen takım

Statü: 2008/09 Sezonu UEFA Kupası 1. Turu'nda rakiplerine üstünlük sağlayan 40 takım; 5'erli 8 gruba ayrılacak ve 2 iç saha, 2 de deplasman olmak üzere 4 maç yapacak. Gruplarında ilk 3 sırada yer alan 24 takım; Şampiyonlar Ligi gruplarını 3. sırada tamamlayarak kendilerine katılma hakkını elde eden 8 takımla birlikte tur atlayacak ve yoluna eleminasyon sistemiyle devam edecek.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2008       Mesaj #592
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
G.Saray daha ne yapsın!

Sponsorlu Bağlantılar
Başkan Adnan Polat'ın Bellinzona karşısında beğenmediği Cimbom toplam 11 futbolcusunun sakatlığına rağmen son 4 maçını da kazanırken 14 gol kaydetti. UEFA'da gruplara kalan, ligde seriye takan Galatasaray'ın, sakatların da iyileşmesi halinde lig ve Avrupa'da rakip tanımayacağı görüşü hakim.

Bir de iyi oynarsa

UEFA'da gruplara kalan, ligde seriye takan G.Saray, her şartta işini biliyor.

Bellinzona'yı rövanşta da 2-1 yenerek UEFA Kupası'nda gruplara kalmayı başaran Galatasaray, eleştirilere ve sakatlıklara rağmen yoluna doludizgin devam ediyor. Başkan Adnan Polat ve yöneticilerin sergilenen futbolu beğenmediklerini söylemesine rağmen, sarı-kırmızılılar ligde ve Avrupa'da oynadığı son
4 maçı kazanmayı bildi. Üstelik de rakip filelere tam 14 gol göndererek.

SKİBBE SABIR İSTEDİ

UEFA Kupası
1. turunda Bellinzona'yı 4-3 ve 2-1'lik galibiyetlerle eleyen Cimbom, ligde de oynadığı son iki maçta Kocaelispor ve Konyaspor'u 4-1'lik skorlarla devirdi. G.Saray, bu maçlarda sakatlıkları nedeniyle ortalama 10-12 oyuncusundan da yararlanamadı. Teknik direktör Skibbe, "Sakatlarımız ortada. Taraftarımız biraz sabretsin. İyi oyun da gelecek" dedi.

Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
7 Ekim 2008       Mesaj #593
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
İşte Aslan'ın rakipleri!


UEFA Kupası'nda bu sezonki tek temsilcimiz olan Galatasaray'ın gruplardaki rakipleri belli oldu! Güçlü ekiplerden oluşan B Grubu'na düşen sarı kırmızılı ekip, Beşiktaş'ı kupa dışına iten Metalist Kharkiv'in de rakibi oldu! İşte Galatasaray'ın grubu ve rakipler hakkında bilgiler..


kewell baros sev


Uefa da Tüm Gruplar için Tıklayınız..

UEFA Kupası 1. Turu'nda eşleştiği İsviçre'nin Bellinzona takımını 3-4 ve 2-1'lik skorlarla saf dışı bırakarak gruplara kalan ve ülkemizi temsil eden tek takım olarak gruplara kalan Galatasaray'ın rakipleri belli oldu.

İsviçre'nin Nyon kentinde çekilen ve Fenerbahçe'nin efsanefi futbolcusu Can Bartu'nun belirlediği grup kuralarında sarı kırmızılı ekip B Grubu'na düştü.

Gruplara kalan takımların UEFA puanlarına göre yapılan torba sıralamalarında sarı kırmızılılar 3. torbadan kura çekimine katılmıştı. Cim Bom'un kura çekimindeki rakipleri ise Portekiz'in Benfica takımı, komuşu Yunanistan'ın temsilcisi Olympiakos, Almanya'nın güçlü ekiplerinden Hertha Berlin ile Beşiktaş'ı UEFA Kupası'nın dışına iten Ukrayna temsilcisi Metalist Kharkiv oldu!

Benfica'yı tanıyalım!

Galatasaray'ın UEFA Kupası B Grubu'ndaki rakiplerinden Benfica; tam adıyla Sport Lisboa e Benfica 1933 yılında kurulan Portekiz Süper Ligi'nin kurucu üyeleri arasında. Bu sezon Reyes ve Aimar gibi yıldızları kadrosuna katan Benfica iç saha maçlarını 65.607 kapasiteli Estadio da Luz'da oynuyor.


benfica pabloaimar porto



UEFA Kupası B Grubu'nun seri başı ekibi Sport Lisboa e Benfica 1904 yılında kuruldu. 1933 yılından beri izlediğimiz 16 takımlı Portekiz Süper Ligi'nin kurucuları arasında yer alan Benfica 31 lig şampiyonluğuyla ülke rekorunu elinde bulunduruyor.

Valencia'da yaptığı çıkışla tüm dikkatleri üzerine çeken Quique Sanchez Flores'in çalıştırdığı Benfica; 5 haftası geride kalan 2008/09 Sezonu Portekiz Süper Ligi'nde 9 puanla beşinci sırada, lider FC Porto ise 11 puanda.

1960/61 ve 1961/62 Sezonları'nda Şampiyon Kulüpler Kupası'nı müzesine götüren Portekiz ekibi; 24 kez de Portekiz Kupası'nda şampiyonluk yaşadı.

KADRO:
José Moreira, Luisão, Léo, José Antonio Reyes, Óscar Cardozo, Kostas Katsouranis, Mantorras, Pablo Aimar, Javier Balboa, Quim, Fellipe Bastos, Maxi Pereira, Ruben Amorim, Urreta, Zoro, Binya, Ariza Makukula, Ángel Di María, Nuno Gomes, David Luiz, Carlos Martins, Jorge Ribeiro, Hassan Yebda, Sidnei, Miguel Vítor, David Suazo, Moretto

2008/09 Sezonu öncesinde kadrosunu José Antonio Reyes ve Pablo Aimar gibi iki süper yıldızla tekviye eden Benfica'da Ariza Makukula, Ángel Di María ve kaptan Nuno Gomes de dikkat edilmesi gereken isimler arasında!..




Olympiakos'u tanıyalım!

Galatasaray'ın UEFA Kupası B Grubu'ndaki rakiplerinden Olympiakos; tam adıyla Olympiacos Piraeus, Yunan futbolunun önde gelen ekipleri arasında. 36 lig, 23 de kupa şampiyonluğu yaşayan Olympiakos 3 kez de Yunanistan Süper Kupası'nı müzesine götürdü. Galletti ve Kovacevic'se takımın önemli yıldızları


Olympiakos sampiyon08



UEFA Kupası B Grubu'nda temsilcimiz Galatasaray, Benfica (Portekiz), Hertha Berlin (Almanya) ve Metalist Kharkiv'le (Ukrayna) birlikte mücadele edecek olan Olympiacos Piraeus; Yunan futbolunun önde gelen ekipleri arasında.

36 Yunanistan Ligi, 23 Yunanistan Kupası ve 3 Yunanistan Süper Kupası şampiyonluğu yaşayan Olympiakos 1 kez de Balkan Kupası kazandı. Avrupa Kulüpler Birliği'nin kurucu üyeleri arasında yer alan Olympiakos; 1998/99 Sezonu'nda Şampiyonlar Ligi'nde, 1992/93 Sezonu'nda da Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek final oynadı.

KADROSU:
Leonidas Panagopoulos, Christos Patsatzoglou, Didier Domi, Leonardo, Georgios Galitsios, Ieroklis Stoltidis, Luciano Galletti, Oscar, Darko Kovačević, Diogo, Predrag Đorđević, Michał Żewłakow, Raúl Bravo, Paraskevas Antzas, Konstantinos Mendrinos, Dudu, Avraam Papadopoulos, Konstantinos Mitroglou, Sebastian Leto, Fernando Belluschi, Anastasios Pantos, Ioannis Papadopoulos, Vasilis Torosidis, Pavel Kovać, Antonios Nikopolidis, Mirnes Šišić, Kyriakos Papadopoulos

Bu yaz Sebastian Leto'yu Liverpool'dan kiralayan Yunan temsilcisinin en önemli yıldızlarıysa; Luciano Galletti, Darko Kovačević ve kaptan Predrag Đorđević!..




Hertha'yı tanıyalım!

Galatasaray'ın UEFA Kupası B Grubu'ndaki rakiplerinden Hertha Berlin; 1900 yılında kurulan Almanya Futbol Federasyonu'nun kurucuları arasında. 1930/31 ve 1931/32 Sezonları'nda 2 lig şampiyonluğu yaşayan Alman temsilcisinin Avrupa'daki en büyük başarısıysa 2006'da yaşadığı Inter-Toto şampiyonluğu!..


Pantelic Hertha sus



UEFA Kupası B Grubu'nda temsilcimiz Galatasaray, Benfica (Portekiz), Olympiakos (Yunanistan )ve Metalist Kharkiv'le (Ukrayna) birlikte mücadele edecek olan Hertha Berlin; 1900 yılında kurulan Almanya Futbol Federasyonu'nun kurucuları arasında.

1930/31 ve 1931/32 Sezonları'nda 2 lig şampiyonluğu yaşayan Alman temsilcisi 7 haftası geride kalan Bundesliga 2008/09 Sezonu'nda 11 puanla sekizinci sırada, lider Hamburg'un 5 puan gerisinde.

KADROSU:
Jaroslav Drobný, Kaká, Arne Friedrich, Steve von Bergen, Sofian Chahed, Cícero, Pál Dárdai, Marko Pantelić, Raffael, Andriy Voronin, Christian Fiedler, Marc Stein, Josip Šimunić, Rodnei, Lúcio, Bryan Arguez, Patrick Ebert, Valeri Domovchiyski, Maximilian Nicu, Łukasz Piszczek, Amine Chermiti, Fabian Lustenberger, Sascha Bigalke, Christopher Gäng, Shervin Radjabali-Fardi, Lennart Hartmann, Ibrahima Traoré, Florian Riedel, Sascha Burchert, Gojko Kačar

Andriy Voronin gibi bir yıldızı Liverpool'dan, Cícero'yu da Fluminense'den kiralayan Hertha'da; Marko Pantelić, Josip Šimunić ve kaptan Arne Friedrich dikkat edilmesi gereken isimler arasında!..


Metalist'i tanıyalım!

Türkiye Galatasaray'ın UEFA Kupası B Grubu'ndaki rakiplerinden Metalist Kharkiv'i 1. turdaki Beşiktaş eşleşmesiyle tanıdı. İstanbul'da 1-0 yenilen Ukrayna temsilcisi sahasındaki rövanşı 4-1 kazanarak adını UEFA Kupası'nda gruplara yazdırmayı başardı, bizleri üzdü!..







MetalistKharkiv Lig0809



UEFA Kupası B Grubu'nda temsilcimiz Galatasaray, Benfica (Portekiz), Olympiakos (Yunanistan) ve Hertha Berlin'le (Almanya) birlikte mücadele edecek olan Ukrayna temsilcisi Metalist Kharkiv; Türk futbolunun gündemine 1. turdaki Beşiktaş eşleşmesiyle girdi.

İstanbul'da 1-0 yenilen Ukrayna temsilcisi sahasındaki rövanşı 4-1 kazanarak adını UEFA Kupası'nda gruplara yazdırmayı başardı, bizleri üzdü!..

Avrupa kupalarında göze çarpan başarısı olmayan FC Metalist Kharkiv, kupalarda bugüne dek 8 maç yaptı. Ukrayna ekibi, bu 8 maçta; 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 4 yenilgi alırken, 11 gol atıp, kalesinde 9 gol gördü.

KADROSU:
Andriy Koniushenko, Yevhen Selin, Abdoulaye Djire, Oleksandr Babych, Seweryn Gancarczyk, Serhiy Valyayev, Edmar, Valentyn Slyusar, Aleksandar Trišović, Andriy Koval, Dmytro Zhdankov, Serhiy Barylko, Anton Postupalenko, Milan Obradović, Ihor Bazhan, Ruslan Fomin, Oleksandr Rykun, Venance Zézé, Jonathan Maidana, Roman Butenko, Oleksandr Goryainov, Papa Gueye, Marko Dević, Vitaliy Bordiyan, Jackson, Oleksiy Kurylov

Ukrayna temsilcisinin en önemli yıldızı; Beşiktaş'a da muhteşem bir gol atan Jackson. Jonathan Maidana ve Marko Dević de dikkat edilmesi gereken isimler arasında!..
Son düzenleyen Kral_Aslan; 7 Ekim 2008 20:18
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
7 Ekim 2008       Mesaj #594
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
Aslan'a süper fikstür!


UEFA Kupası'nda gruplarda B Grubu'na düşen Galatasaray'ın maç programı belli oldu! Sarı kırmızılı ekip evinde agresif olan ekipler Olympiakos ve Metalist Kharkiv'le Ali Sami Yen'de karşılaşacak! Herhta Berlin ile Almanya'da karşılaşılması da Aslan için bir avantaj oldu!


nonda steaua sev




Galatasaray'ın maç fikstürü şu şekilde;

1.maç günü: 23 Ekim 2008
Galatasaray - Olympiakos

2.maç günü: 6 Kasım 2008
Benfica - Galatasaray

3.maç günü: 27 Kasım 2008
Galatasaray - Metalist Kharkiv

4.maç günü: 3 Aralık 2008
Herhta Berlin - Galatasaray

5.maç gününü Galatasaray bay geçecek ve rakiplerinin maç sonuçlarını bekleyecek.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ekim 2008       Mesaj #595
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karşılıklı Saygıyla Kalıcı Başarılara

Bir Michael Skibbe Portresi
Alman disiplini, hem genç-hem teknik direktör olmak, medya, Almanya mı zor yoksa Türkiye mi, bir idol: Ottmar Hitzfeld, hayranlık: Lionel Messi, artık Galatasaray ve daha fazlası ve karşınızda Michael Sikibbe…


Yağmur yağıyordu. Sanki hiç durmayacakmış gibi yağıyordu. Bu sene Almanya kampı böyle mi geçecekti? Kafilede hava durumundan şikâyetçi olanların sayısı az değildi. Uzaklarda artık tütmeyen fabrika bacaları, güneş parıldamayınca daha da hüzünlü bir hava yaratıyordu. Galatasaray’ın yeni teknik direktörü Michael Skibbe, bölge insanının deyimiyle “Ruhr Potası”nı (Ruhrpott) gerçekten çok iyi biliyor. Kapatılan maden ocaklarını, ekonominin tümüyle yok olan birçok sektörünü, bunların akabinde yaşanan ağır işsizliği ve bütün bölgenin kapsamlı yeni arayışlar içine girmesini… Michael Skibbe, öz be öz Gelsenkirchenli, babası yıllarca maden ocaklarında ter dökmüş. Her ne kadar artık boş zamanında golf oynamayı sevse de, kökenini unutmaksızın elde edilecek her başarın temelinde emek ve alın terinin yattığını vurguluyor Skibbe. Zaten daha çok genç yaşlarda hayat kendisine bunu öğretmiş.
O dönemin Ruhr Potası’nda her futbol sevdalısının rüyalarını Borussia Dortmund, Schalke 04, VFL Bochum, Rot-Weiß Essen veya Wattenscheid 09 gibi takımlar süslerdi. Ancak Michael Skibbe rüyaların çocuğu değildi. Çalışıp çabalar, şansını zorlar ve Wattenscheid 09 alt takımlarından (ki Altıntop ikizleri ve Yıldıray Baştürk de burada top koşturmuşlardır) Schalke 04’te profesyonel kadroya kadar yükselir. Mahalle maçlarında hayranlıkla andıkları, geçemediği oyuncu olmayan, çalımın üstadı Stan Libuda’nın takımında oynuyordur artık. Ancak Michael Skibbe Bundesliga’da sadece 14 maça çıkar ve daha 22 yaşında ağır sakatlanıp “futbol malulü” olarak o çok sevdiği mavi-beyaz formasını duvara asmak zorunda kalır. Uli Hoeness, Willi Lemke gibi menajerlik mesleğinin Bundesliga’da profesyonel bir mertebeye yükselten Rudi Assauer, daha önce Wattenscheid’ten transfer ettiği Skibbe’yi antrenörlüğe yönlendirir ve kendisine Schalke 04’te genç takımlar koordinatörlüğünü önerir. “Bugün baktığımızda bu jest futbol dünyasında kalmam adına büyük bir şanstı” diyor Skibbe. Henüz 43 yaşında olmasına rağmen, çok deneyimli bir hoca sayılır, tam 21 yıldır bu işin içinde. Geniş kitlelerce tanınması, daha 33 yaşındayken, Bundesliga’nın en genç teknik direktörü olarak 1993’te Borussia Dortmund’un başına geçtiğinde gerçekleşmişti. Futbol kamuoyunu ve o baskının ne anlama geldiğini o zamandan beri çok iyi biliyor.

Medya ile ilişkiler
Michael Skibbe, Temmuz 2000’de Alman milli takımında antrenörlük lisansı olmayan Rudi Völler’in yanında görev alır. Dört yıl sonra, Portekiz’deki başarısız sonuçlanan Avrupa Kupası’nın ardından bu ikili istifa eder. Ama Alman Futbol Federasyonu Skibbe’yi kapı dışarı etmez ve gençlik koordinatörlüğüne getirir. Genç futbolculara şans vermesi, onları takıma entegre etme azmi kendi kariyeri ile ilgili olsa gerek. Genç oyuncuları kazanma yeteneğini en son Leverkusen’de kanıtlamıştı.

Profesyonel futbolun ölçü birimi kazanmak olduğunu ve Galatasaray’da kendisinin başarılı olmaktan başka bir şansı olmadığını ona hatırlatmanın anlamı yok. Ama Bayer Leverkusen gibi, büyük bir taraftar kitlesi ve kapsamlı bir tarihe sahip olmayan bir holding takımından, İstanbul’a ve Galatasaray’a gelmek elbette koskoca bir adımdı. Fakat, Türkiye spor medyasıyla bu gerçekten mütevazı, sempatik ve “içi neyse dışı da o” izlenimi bırakan futbol adamı nasıl başa çıkacaktı? Skibbe: “Türkiye’de medya tüm toplum gibi futbol çılgını. Almanya’yla karşılaştırdığımızda bulvar ve spor basını Türkiye’de daha çok. Tiraj peşinde oldukları için de, sansasyonel haberlere ihtiyaçları var. Dolayısıyla, gerçek dışı, abartılı haberler, Almanya’da da olduğundan daha fazla. Fakat bu tür gazetecilikten fazla da ürkmemek lazım. Medya mensuplarıyla iyi bir ilişki yürütmek zorundayız.”

Türkiye’deki yabancı teknik direktörlerin, en fazla gazete başlıklarını çevirtip okuyabildikleri için aslında avantajlı olduklarını söylüyor Skibbe. Çıkan “haberlere” değil, işlerine yoğunlaşıyorlar. Bunu daha çok bir espri olarak ifade ediyor. Olayın ciddi boyutu ise farklı: Kendisi ileride Türkçe öğrenmek istiyor. Bunun sembolik anlamı yüksek olduğunu düşündüğü için de, daha ilk günlerde en azından “Nasılsınız?”, “Teşekkür ederim” gibi cümleleri kullanmaya başlamış. Böylece bir engeli aşmaya başlamış olsa bile, karşılaşacağı başka zorlukları tasavvur edebiliyor.

Önce Adnan Sezgin’le, sonra diğer yöneticilerle ve başkan Adnan Polat’la, olağanüstü iyi bir ortamda gerçekleşen görüşmelerin ardından varılan anlaşmayı ajanslar geçtiğinde, Skibbe’nin cep telefonu bolca çalar. Türkiye’yi iyi tanımayanlar temkinli tepkiler sergilemişler. “Uzak bir yere gidiyorsun, ne yapıyorsun?” demişler. Arayanlar arasındaki çoğunluk ise kendisini tebrik etmiş. Özellikle eskiden top koşturduğu, Türk kökenli futbolcu arkadaşları ve çalıştırdığı gençler çok heyecanlanmışlar, kendisinin bu görevi üstlendiğinden dolayı gurur duyduklarını dile getirmişler. Bir gün küreselleşen futbol ve göçmenlik arasındaki ilişkiler araştırılırsa, bu tür tepkilerin anlamı üzerinde de düşünülmesinden doğrusu yarar var.

Defans ve hücum
Eğer kontrollü, defans ağırlıklı ve sonuca dayalı futbol “düzyazı” ise, hücumu ve golü düşünen futbol “şiir”dir. Kimleri makale meraklısıdır, ama biliyoruz ki, yine de sevgilisine şiir gönderir. Skibbe’nin çalıştırdığı takımlar, geçmişte daha çok ofansif futbolla, oyunu domine etme istekleriyle dikkat çekmişlerdi. Bunu Galatasaray camiası geçen sezon UEFA kupasından hatırlıyordur. Her ne kadar devamlı pres uygulayan, topu erken kapıp seri paslaşmalarla hemen karşı takımın kalesini zorlayan bir oyun anlayışı oturtmak istese de Michael Skippe, iyi takımların aynı zamanda düzyazıya da hakim olmak zorunda olduklarını savunuyor: “Taktiksel değişkenlik özellikle uluslararası karşılaşmalarda belirleyicidir. Bu maçlarda oyunu aktif şekillendirmeniz, aynı zamanda da defans organizasyonunu en yüksek düzeyde tutmanız gerekiyor.” Sarı-kırmızılıların yeni teknik sorumlusu, böyle düşünüyor.
Galatasaray’ın bu yılki transferlerinin uluslararası maç ve turnuva deneyimi olduğuna dikkat eden Michael Skibbe, yeni kadrosuyla bu alanda başarılı olacaklarına inanıyor. Kewell ve Meira transferlerini “Avrupa’da tekrar ses getirmek” kararlılığı çerçevesinde yorumlamakta yarar var. Malum, transfer dönemi olduğu için bu konuyu biraz daha açmak istiyoruz. Madem Türkiye medyası her yaz ve devre arası büyük takımlar adına 50 ile 100 “transfer bombası” patlatıyor, biz de Michael Hoca ile “flaş transfer” konuşalım diyoruz. Diyelim ki, bütçemiz sınırsız ve transferin gerçekleşmesi için hiçbir handikap yok. Şu güzel kadroda kimi görmek isterdi Sayın Skibbe? Neredeyse sorumuz bitmeden cevap hazır: Lionel Messi. Bu dünya yıldızının çalım yeteneklerine (“En az iki kişi rahatlıkla geçiyor”), olağanüstünü hızına (“Top onda olduğunda bile, onu kovalayan oyunculardan daha süratli”) ve bütün bu bireysel yeteneklere rağmen bir takım oyuncusu olmasına (“Ne göz var”), Skibbe çoktan beridir hayran. Sahi ne de güzel olurdu... Daha bu rüyanın tadını çıkarmadan Alman futbol adamı “Ama benim takımımda bunları yapan, çok kaliteli oyuncularım da var” diyor. Hani “arkadaşlar yanlış anlamasın” der gibi...

Kalıcı bir başarı
Hedef, başarıyı kalıcı kılmak. Bu yolda önemli prensipleri var hocanın: Dürüstlük, içtenlik ve centilmenlik çerçevesinde ilişkiler. Bir de üstünde özellikle durduğu iki ilke var: Saygı ve sorumluluk. İyi hoş da, biz Alman hocaların alınlarında hep “disiplin” okumuyor muyduk? Alman takımlarına karşı oynanan maçlarda canlı yanında en çok duyduğumuz kelime bu değil miydi? Futbol uzmanları “Alman disiplinini” hep övmüyorlar mıydı? Skibbe: “Tabii ki takım oyunlarının temelini disiplin oluşturur. Ancak bugün disiplin emir ve itaat anlamına gelmez. Daha çok saygıyla ilintilidir. Antrenörlerle oyuncular arasında, takım içinde ve rakip takımlara karşı ilk etapta bir saygı olması gerekiyor. Bunun Türk futbolunda özellikle var olduğunu düşünüyorum. Düşünsenize, 18 yaşındaki Murat, kendinden iki yaş büyüğüne ‘Aydın abi’ diye hitap ediyor.” Aynı saygıyı futbolumuzda rakipler birbirlerine gerçekten gösteriyor mu? Seyirci takım ilişkilerini bu açıdan gözden geçirdiğimizde acaba aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Takımların ve medya mensupların arasındaki ilişkileri nasıl tanımlayabiliriz? Bunları Skibbe’yle sezon sonu konuştuğumuzda ilginç saptamalar ortaya çıkabilir, ama şimdilik bir köşede dursun.
Günümüz futbolunda disiplinin bir başka boyutu daha var Skibbe’ye göre. O da “sorumluluk alma cesareti”. Galatasaray’ın yeni hocası, fubolcularından da bunu bekliyor. Onun için afedilmesi gereken hatalar, sorumluluk alıp yapılan hatalardır. Kaleci sorumluluk üstlenip çıktığı topu alamadıysa, benzeri bir pozisyonda ondan yine topa çıkmasını ister. Futbol oynadığı yıllarda tanıştığı, dönemin Almanya Başbakanı Helmut Schmidt’i ve milli takım antrenörü olduğu yıllarda iyi bir diyalog yakaladığı başbakan Gerhard Schröder’i etkileyici kişilikler olarak tanımlaması biraz da bu sorumluluk felsefesiyle bağlantılı olsa gerektir.

Ottmar Hitzfeld
En çok etkilendiği meslektaşı ise Ottmar Hitzfeld. İsviçreli teknik direktör Borrussia Dortmund’tun başındayken Skibbe genç takımlardan sorumludur. Skibbe çalıştırdığı PAF takımından mesela İbrahim Tanko ve 1997 şampiyonlar ligi finalinde maça 71. dakikada giren, 10 saniye sonra da galibiyet golünü atan Lars Ricken’i kazandırır. Tıpkı Hitzfeld gibi, disiplin ve özgürlük arasındaki ölçüyü yakalamak, oyuncularıyla hem yakınlık kurmak hem de araya bir mesafe koymak, karşılıklı saygı sağlamak ve bir güven ortamı yaratmak istiyor Michael Skibbe. “Oyuncular bana her zaman güvenebilirler. Ama kararları benim verdiğimi kabullenmek zorundalar.” Takıma ve kadroya giremeyen oyuncular bunun ne anlama geldigini düşünebiliyorlardır. Ama kararlar adil ve makul olduğu sürece sorunlar yaşanacağını düşünmüyor hoca.

Takımı yönetme sorumluğu teknik kadronun önemli görevlerinden biridir. “Ama geldiğimden birkaç hafta sonra, Galatasaray’da Ümit Karan ve Hasan Saş gibi deneyimli oyuncuların bu konuda önemli sorumluluklar aldığını memnuniyetle gördüm” diyor Skibbe. Özellikle genç oyuncuların kariyerlerinde adım atmalarında bu önemli bir rol oynayabilir.
Zaten deneyimli, başarılar elde etmiş oyuncular ile gelecek vaat edenler arasında bir “sinerji” yaratmak, Skibbe’nin öncelikli hedeflerinden biri. Galatasaray’daki görevi, onun için, Leverkusen’dekinin bir biçimde devamı. Bayer’de başladığında Voronin, Juan, Berbatov ve Nowotny gibi kilit oyuncular kadrodan ayrılmışlardı. Genç oyuncuları kazanarak, aynı seviyede futbol oynayan ve başarıyı yakalayan bir takım kurulması gerekiyordu. Aynı şekilde bugün Galatasaray’da şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi’nde başarı elde etmek söz konusu. Bu, Skibbe için ekstra bir motivasyon olsa gerek, çünkü bunlar, sonuçta, kendi kariyerini de süsleyecek. Skibbe’nin buna bütün samimiyetiyle inanması, kadronun kalitesiyle yakından bağlantılı. Türkiye’de şampiyonluklar yaşamış, Avrupa kupalarında çeşitli başarılara imza atmış ve son Avrupa Şampiyonası’nda vitrine çıkmış oyunculara sahip artık Skibbe.

Gençler çok önemli!
Bir de umut vaad eden gençler var Florya’da. Daha önce birçok genç takımların başında olan Skibbe Galatasaray’da karşılaştığı potansiyelden bir hayli etkilenmiş. “Kadro içinde olağanüstü kaliteli genç oyuncular var. Aralarında oyun içinde sorumluklar alabilen, oyun akışını yönlendirebilen arkadaşlar var. Ve ayrıca bunların Galatasaray’a bu denli bağlı olmaları ve bu yaşta kendilerini kulübün menfaatleriyle özdeşleştirmeleri fevkalade bir durum.”
Tek tek oyuncular hakkında konuşmak istemese de, kendisini zorluyoruz. Bizi kırmıyor. Önce PAF’tan Duisburg kampına katılan gençlerden başlıyor. Bu kadar kısa bir zaman ardından onlar hakkında detayla bilgi verebilmesi şaşırtıcı. Mesela Murat’ın defans anlayışını, hazırlık maçlarında kendi mevkiinde gösterdiği başarıyı ve Erhan Şentürk’ün yeteneklerinden bahsediyor.

GENÇ OYUNCULAR
Sadece gençler hakkındaki düşünceleri ayrı bir yazı konusu aslında. Profesyonel kadroya daha önce yükselen Mehmet Güven’in önemli bir yetenek olduğunu, İstanbul Büyük Belediyespor’dan geri dönen, geçen sezon gibi sakatlıklar yaşamazsa, özellikle Aydın Yılmaz’dan umutlu. Mehmet ve Aydın’ın bu sezon büyük çıkış yapabileceklerini savunuyor Michael Skibbe.

İyi, güzel de, Kewell ve Meira gibi kaliteli transferler gençlerin kadroya girmesini zorlaştırmayacak mı? Bayern Münih’te teknik direktörlük yaptığı yıllarda Bundesliga’da rotasyon sistemini tüm eleştirilere rağmen oturturan Hitzfeld gibi, Skibbe de bu yolu mu seçecek? Hem gençleri, hem de yeni oyuncuları takıma monte etmenin görece rahat olacağını savunuyor kendisi. Çünkü Galatasaray kadrosundaki “harikulade takım ruhunun”, bunun için gerekli temeli sağladığından emin. Tabii ki yenileri kazanmak tesadüfe bırakılmıyor. Nitekim ufak ayrıntılar da bunu belgeliyor. Harry Kewell’in kamptaki oda arkadaşının genç bir oyuncu olmasına dikkat ediyor teknik kadro. Medyanın takım içinde gruplaşmaların olduğu yolundaki haberlerini dile getirdiğimizde, Skibbe’deki şaşkınlığını sezebiliyoruz. Takım sporları içinde gruplaşmanın son derece normal olduğunu ve Galatasaray’da bir büyük grubun bulunduğunu belirtiyor ve ekliyor “Ama bu grup, takımın kendisidir.”

Daha ilk antrenmanlardan sonra, oyuncular, Skibbe’nin idman yöntemlerinden ve yarattığı ortamdan son derece mutlu olduklarını dile getirmişlerdi. Uzun süre böyle açıklamalar yapılmamıştı.

Boş zamanlarında yemeğe çıkmayı, Dan Brown türünden yazarları okumayı ve casus filmleri izlemeyi seven Michael Skibbe’nin, İstanbul gibi bir dünya metropolünde artık çalışması ve Florya’da son derece profesyonel koşullarla karşılaşması, onun çevresine böyle memnuniyet saçmasında son derece önemli faktörler.

Peki, her şey bu kadar iyi olmasına rağmen, Almanya ile karşılaştırdığımızda, İstanbul’da öncelikle neyin eksikliğini hissedecek? Yanıtı çok hoş: “Antrenmanlar için yağmurlu havayı özleyeceğim doğrusu.

Galatasaray SK | GALATASARAY UEFA KUPASI`NDA B GRUBUNDA!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ekim 2008       Mesaj #596
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Skıbbe 8 Puan Alır Turlarız

2DB3D6053D91984D8730FFB0x

G.Saray Teknik Direktörü, UEFA Kupası'nda gruptaki tüm rakiplerini gözüne kestirdi. Skibbe, "Kimse merak etmesin. Ali Sami Yen'de 6 puan, dışarıda da en az 2 puan alırız ve gruptan çıkarız" diye iddialı konuştu.

8 puan yeter

"Denk bir grubu düştük. Ali Sami Yen'de 6, dışarıda da en az iki puan alsak bu tur atlamamız için bize yeter".

Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe, UEFA Kupası'ndaki eşleşmelerden memnun. Benfica, Olympiakos, Metalist ve Hertha Berlin'in iyi takımlar olduğunu belirten Alman hoca, "Güçlü rakiplerle eşleştik ama 4 takım da yenilmeyecek ekipler değil. Denk bir gruba düştüğümüzü söyleyebilirim. Kimse merak etmesin, UEFA'da zirveyi hedefliyoruz ve gruplardan çıkacağız" şeklinde konuştu.

Almanya evimiz

Ali Sami Yen'de 6 puan, deplasmanda da en az 2 puan almalarının turu geçmek için yeterli olacağını ifade eden Skibbe şöyle devam etti: "İlk maçta Olympiakos'u evimizde yenip işimizi kolaylaştırmak istiyoruz. Almanya'da da evimizde gibi oynayacağımıza inanıyorum. Sakatlarımız azalır ve taraftarlarımız da bize destek verirse UEFA Kupası'nda yolumuza devam ederiz."
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
9 Ekim 2008       Mesaj #597
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Galatasaray'ın 103. kuruluş yılı



7 231069 galata 414 232




Galatasaray Kulübü´nün 103. kuruluş yılı kutlamaları yarın başlayacak.

103. yıl etkinlikleri kapsamında, kulübün kurucusu Ali Sami Yen, yarın Feriköy Mezarlığı’ndaki kabri başında anılacak.11 Ekim Cumartesi günü ise, önce Galatasaray Lisesi’ndeki Atatürk Anıtı’na çelenk konularak, saygı duruşunda bulunulacak. Kulüp başkanı Adnan Polat’ın konuşmasının ardından, en kıdemli kulüp üyesi, yaş kütüğüne 103. yıl plaketini çakacak.Tören, 50 yıllık divan kurulu üyelerine berat ve madalyalarının verilmesi, kazanılan ödül ve kupaların tanıtımı, müzeye teslimi ve geleneksel Galatasaray pilavının yenilmesiyle sona erecek.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2008       Mesaj #598
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Cimbom'a Kewell müjdesi!

7 231147 Harrykewell111570 414 232

EKLENME TARİHİ : 10.10.2008

Geçtiğimiz hafta Bursaspor'dan ilk yenilgisini alan Sarı-Kırmızılı ekibin çok sayıda oyuncusunun sakat olduğu dönemde Avustralyalı yıldız da sakat oyuncular listesinde yer aldı. Ancak Harry Kewell'ın sakat olmadığı, eşi rahatsız olduğu için oynamadığı öğrenildi.

Sarı-kırmızılı ekip, kötü bir oyun sonrasında Bursa'da kaybederken, Kewell gibi bir yeteneği fazlasıyla aradı. Bu arada Kewell'ın sakatlığı ile ilgili spekülasyonlar yapıldı ve çok sık sakatlandığı yolunda eleştiriler ortaya atıldı. Ancak Kewell'ın sakat olmadığı ve eşinin ciddi rahatsızlığı nedeniyle apar topar İngiltere'ye gittiği öğrenildi. Bursaspor maçı öncesinde eşinin ciddi olarak rahatsızlık yaşadığını öğrenen tecrübeli oyuncu buna rağmen Bursaspor'a karşı oynamak istediğini sarı kırmızılı yöneticilere iletti.
Ancak sarı kırmızılı yöneticiler Kewell'ın moral bozukluğunu gidermek için kendisine izin verdiler ve Bursaspor maçında sakat olduğu için oynamadığı açıklamasını yaptılar. Oysa Kewell sakat değıil ve şu anda eşinin hastalığı ile ilgileniyor. Avustralyalı yıldızın özel kondisyonerini de İngiltere'ye götürerek, çalışmalarını aksatmadan sürdürdüğü öğrenildi.
Öte yandan G.Saray milli maçlar nedeniyle çalışmalarını eksik kadro ile devam ettirirken, Kewell izinli olduğu için takımdan ayrı çalışıyor. Yıldız futbolcu önümüzdeki hafta Trabzonspor maçında formasını giyecek.

Galatasaray günlüğü

7 231119 tempo570 414 232

EKLENME TARİHİ : 9.10.2008

Trabzon maçı hazırlıklarına milli ve sakat olan oyuncularından yoksun devam eden Galatasaray, dünü de çift idmanla geçirdi.

Galatasaray’da yoğun tempo
Trabzon maçı hazırlıklarına milli ve sakat olan oyuncularından yoksun devam eden Galatasaray, dünü de çift idmanla geçirdi. İki idmanın da ana bölümünde dayanıklılık koşuları yapıldı, güçlendirme programı üzerinde duruldu. Cim Bom bugün tek antrenman yapacak ve hafta sonunu izinli geçirecek.

Bu biletler kaçmaz...
Sarı-Kırmızılı ekibin ligin 7. haftasında Trabzon’la oynayacağı maçın biletleri 14 Ekim Salı günü, UEFA Kupası’ndaki Olympiakos’la yapacağı mücadelenin biletleri ise 20 Ekim Pazartesi günü satışa sunulacak. İki maçın biletleri de 30 ve 200 YTL arasında değişiyor. Maç günü gişelerde ise biletler 10-15 YTL arasında indirimli fiyatlarla satılacak.

Aslantepe yükseliyor
29 Ekim 2009 tarihinde hizmete sunulacağı açıklanan Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nin inşaatı tüm hızıyla devam ediyor. Gece vardiyasında da yapımı süren stadın kaba inşaatının şubat ayında tamamlanması hedefliyor. Dün itibariyle tamamen beton üzerinde yürüyen tribünlerde ve otopark katlarının inşaatında sona yaklaşıldığı vurgulandı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #599
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ya Terim Ya Luce

Galatasaray'ın yeni teknik direktörü 19 Ekim Pazar günü oynanacak olan Trabzonspor derbisinden sonra belli olacak. Yardımcılarından sonra Skibbe ile de yollarını ayırmaya karar veren sarı-kırmızılı yönetimde 2 aday ön plana çıktı: Fatih Terim ve Mircea Lucescu. Kulislerden sızan bilgilere göre iki hocanın da G.Saray'ın başına geçme şansı eşit, yani yüzde 50'ye yüzde 50. Ancak Başkan Adnan Polat'ın ilk tercihinin Fatih Terim olduğu da iddia ediliyor.

Ya Terim ya Luce

Adnan Polat, Fatih Terim'den yanıt bekliyor Olmazsa ocakta Rumen hoca işbaşı yapacak.

Skibbe'ye, yardımcılarını görevden alarak "istifa et" mesajı veren Galatasaray'da Alman hocanın yerine Fatih Terim ve Mircea Lucescu'nun isimleri ağırlık kazandı. Adnan Polat'ın, Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ'ın teklifte bulunduğu Fatih Terim'den yanıt beklediği öğrenildi. Terim'in Estonya maçından sonra kararını bildireceği vurgulandı.

BEŞİKTAŞ'I REDDETTİ
Terim'in yanıtının olumsuz olması halinde, rota Lucescu'ya çevrilecek. Başkan Polat'ın geçtiğimiz ay gizlice görüştüğü Rumen hocadan, ocak ayı için söz aldığı belirtiliyor. Shakhtar'daki sözleşmesi aralıkta bitecek olan Lucescu, hemen G.Saray'da işbaşı yapacak. Rumen çalıştırıcının, Beşiktaş'ın teklifini G.Saray'a söz verdiği için reddettiği gelen haberler arasında.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2008       Mesaj #600
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aslan KeweL


Bursa´da oynamayan Avustralyalı yıldız, Trabzonspor karşısında Cim Bom´un en büyük kozu olacak. Hasan Şaş sakatlandı, Lincoln yedek

Ayhan-Arda Turan göbekte
Teknik direktör Skibbe, Süper Lig’de yarın Ali Sami Yen’de Trabzonspor’a karşı verecekleri zorlu sınav öncesinde kadroda son rötuşları yapıyor. Hasan Şaş’ın dün akşam yapılan antrenmanda sakatlanarak çalışmayı yarıda bırakması moralleri bozdu. Taktik ağırlıklı yapılan çift kale maçta ise Brezilyalı yıldız Cassio Lincoln yedek takımda yer aldı. Skibbe’nin, güçlü forvete sahip Bordo-Mavili ekip karşısında orta sahanın ortasını Ayhan Akman-Arda Turan ikilisinden oluşturacak.

Vurucu tim; Nonda-Baros
Kalede tecrübeli İtalyan De Sanctis var. Sağbekte, muhteşem bir dönüş yapan Sabri Sarıoğlu, sol bekte ise Volkan Yaman yer alacak. Göbek her zamanki gibi Meira ile Servet Çetin’e emanet... Orta sahanın sağında Harry Kewell, solunda da Hakan Balta bulunacak. Alman teknik direktör, Shabani Nonda ile Milan Baros’u vurucu tim olarak birlikte oynatacak. Uzun bir sakatlık döneminden çıkan Ümit Karan, bu 90 dakikada yedek soyunacak. Mehmet Topal’ın sakatlığı ise Cim Bom için büyük kayıp.

Raşit ALTUN


SANCTİS

Tecrübeli İtalyan kaleci güven veriyor.
MEİRA
Savunmasının yanı sıra çıkışları da iyi.
SERVET
Çalışkanlığı aynı ama yorgun.
VOLKAN
Sürekli oynamadığı için tedirgin.
SABRİ
Sakatlık sonrası dönüşü süper oldu.
NONDA
Sakatlıktan çıktı, maç eksiği olabilir.
ARDA
Oyun kurucu rolünü üstlenecek.
HAKAN
Sürpriz şutlarıyla sonucu değiştirebilir.
KEWELL
Kalitesi ve takıma katkısı tartışılmaz.
AYHAN
Ön libero olarak eldeki sağlam isim.
BAROS
Çek yıldız, attığı gollerle takımı taşıyor.

Benzer Konular

2 Ekim 2016 / Misafir Spor
22 Ekim 2012 / Kral_Aslan Spor
23 Aralık 2011 / Misafir Spor