Arama

Binicilik Nedir? Binicilik

Güncelleme: 17 Mart 2018 Gösterim: 52.978 Cevap: 4
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Binicilik nedir?


Binicilik sporu genel kuralları nelerdir?


Sponsorlu Bağlantılar
MsXLabs.org

binicilik

Binicilik


Ülkemizde binicilik sporu atalarımızdan gelen bir gelenek ve belki de genlerimizde varolan bu istek, şehir hayatının keşmekeşinden kurtulmanın doğaya duyduğumuz özlemi biraz da olsa gidermenin zevkli bir yolu.

At sevgisi, ilk kural


Binicilik sporunu yapmak isteyenler için ilk kural atları sevmek. Attan ürken, onunla diyalog kuramayan bir insanın, bu sporu yapması neredeyse imkansız. Atınızı yavaşça vurarak okşamalı, onunla konuşmalı, zaman zaman da ona şeker vererek küçük jestler yapmalısınız.
Ona ne kadar iyi davranırsanız, o da size o kadar uyum gösterecek ve sadık kalacaktır.

İyi bir bininci olmak


At binmek uzaktan kolay gibi gözükse de, işin aslı öyle değil. Kişinin yeteği, azmi ve çalışmasına göre iyi bir binici olmak 6 ay ile 5 yıl arasında süre gerektiriyor.

Kendine özgü giyim stili


Binicilerin rahat ve güvenli olarak at binmek için, öncelikle tok adı verilen bir kask takmaları gerekli. Bunun dışında, biniciler külot pantolon ve özel çizme de giymeliler. Ama iyi birer binici olduktan sonra, kendi zevkiniz için bu sporu yaparken, rahat ettiğiniz giysileri giyebilirsiniz.

Binicilik pahalı spor mu?


Binicilik çok ucuz olmamakla beraber çok da pahalı bir spor değil. Bu sporu yapmanız kendi atınızın olması gerekli değil. Üye olacağınız bir kulüpte atlara binebilir ve doğanın zevkini çıkartabilirsiniz.

Yaş sınırı yok


Binicilik sporuna başlamak için 10-11 yaşları ideal, sağlığınız elverdiği sürecede at binebilir, fiziksel olarak da bacak kaslarınızı çalıştırabilirsiniz.

Atlar bakım isteyen obur hayvanlar


At sahibi olmaya karar verdiğinizde onu bir binicilik kulübüne bırakmalısınız. Çünkü atlar bakım isteyen son derece obur hayvanlar. Günde dört kilo yulaf yiyip, 30-40 litre kadar su içip, bazı dönemlerde kilolarca yumurta, maydanoz, havuç, bal gibi yiyeceklerde yerler.
Son düzenleyen ahmetseydi; 14 Haziran 2016 02:11
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
20 Eylül 2008       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

BİNİCİLİK .


Biniciliğin çok eski zamanlardan beri var olduğu bilinir. Süvari denen atlı askerler tarih boyunca savaşlarda önemli bir rol oynamıştır. Çinliler İÖ 2600'de süvari birlikleri kullanmışlardı. Binicilikte ustalık ve rahatlık 5. yüzyılda eyerin bulunmasından sonra arttı. Daha önceleri biniciler ya doğrudan atın sırtına ya da eyer yerine konulan bir kilim ya da battaniye üzerine otururdu. Ortaçağ şö­valyeleri, yarışma ve savaşlardaki çarpışmala­rın sarsıntısına karşı koyabilecek büyük ve ağır eyerler kullanırlardı.
Sponsorlu Bağlantılar

Binicilikte başlıca iki biçim vardır: İngiliz ve batı biniciliği. İngiliz biniciliği spor ama­cıyla yapılan biniciliktir; batı biniciliği ise Amerika kıtalarında kovboy denen sığır ço­banlarına özgü biniciliktir. Uzun üzengili ağır eyerler kullanan kovboylar, bacakları düz duracak biçimde ata binerler.
Çağdaş İngiliz biniciliği, binicinin güvenli­ğini, at üzerindeki denetimini ve atın rahatlı­ğını dikkate alarak geliştirilmiştir.Çocuklar ata binmeyi, genellikle boyla­rına uygun, yere sağlam basan midillilerde öğrenirler


Ata Binme ve Attan İnme


Ata binmek için, binici atın sol tarafın­da durur; dizginleri sol elinde, atın başını alıp gitmesini engelleyecek bir uzunlukta tutar. Sol omzu atın sol tarafında olacak biçimde, yüzü atın kuyruğuna dönük olarak durur ve sol elini atın iki kürek kemiği arasındaki boşluğa koyar. Sol ayağını, sağ elinin yardı­mıyla üzengiye yerleştirir, ayağıyla bastırarak üzengiyi kolanın altına doğru iter, olduğu yerde ata doğru döner ve eyerin ortasını ya da öte yandaki kenarını tutarak hafifçe sıçrayıp, sağ bacağını atın üzerinden aşırır, yavaşça eyere oturur; ayağı ile yoklayarak yerini bulduğu üzengiye sağ ayağını geçirir ve diz­ginleri toplar. Ata binerken sağ elle eyeri tutup kendini yukarı çekmek yanlış bir hare­kettir; eyerin yerinden çıkmasına neden olur.

Attan inmenin değişik biçimleri vardır. Genellikle, binici önce atı durdurur, dizginle­ri ve kamçıyı sol eline alıp iki ayağını da üzengilerden çıkarır. Sonra öne doğru eğilir, sol elini atın boynuna, sağ elini eyerin ön bölümüne dayar ve sağ bacağını atın sırtından çekerek, yere zıplar. Binici yavaşça parmak uçları üzerine düşmeli ve atın ön bacaklarına çarpmamaya dikkat etmelidir. Daha sonra dizginleri sağ elle ve geme yakın bir yerden tutmalıdır. Attan inmeden önce her iki ayağın da üzengilerden çıkarılmış olması, dikkat edilecek en önemli noktadır.


Binicilikte Duruşlar


Binici eyerin üstünde, başı ve vücudu dik, yüzü ileriye dönük bir biçimde oturur. Sırtını kasmaz, hafif öne eğik durur, baş rahattır. Eyerin önüne doğru ve sıkıca oturur.

Üzengilerdeki ayaklar yaklaşık 45° açıyla dışarıya dönük olmalı, topuklar ayak ucundan hafifçe aşağıda ve dizler eyere değecek biçim­de durmalıdır. Binici yukarıdan bakınca dizkapağı hizasından ileri çıkan ayak ucunu görmelidir. Ayaklar üzengiye yerleştirilme­den bacaklar serbest olarak aşağıya sarkıtıldığı zaman, üzengi demiri ayak bileklerine değiyorsa, üzengi kayışlarının boyu doğru demektir.

Dizginler sol elde ya da parmaklara sarılmış olarak her iki elde tutulur. Yuların gerginliği atın ağzının duyarlığına göre ayarlanmalıdır ve çok gergin olmamalıdır.

Binici ayağını ya da yalnızca ayak ucunu üzengi demirine koyabilir. Ayağının tümünü yerleştirmek deneyimsiz biniciler için daha fazla güvenlik sağlar, oysa yalnızca ayak ucunu üzengidemirine koymak biniciye daha iyi bir denetim olanağı verir ve baldırlar ile topukların etkili bir biçimde kullanılabilmesi­ni sağlar.

Binici elleri, bacakları, sesi ve kamçısıyla atın harekete geçmesini, yönlendi­rilmesini ve denetimini sağlar. Ata çok çeşitli yürüyüş ve koşu biçimleri öğretilebilir. En yaygın olanları yürüyüş, tırıs, eşkin ve dörtnaldır. Yürüyüşte atın adımları sol arka, sol ön, sağ arka, sağ ön gibi bir düzen içindedir. Her adım atışta, ayakların ikisi ya da üçü yere basar. Atı yürütmek için dizginler hafifçe tutulur ve bacaklarla usulca bastırılır. At hareket edince, gidişi bacaklar ve dizginlerle denetlenir.

Tırısta atın çapraz durumdaki iki bacağı aynı anda hareket eder. Tırıs yumuşak ve dengeli bir gidiştir. Binici eyerde rahatça oturabileceği gibi, ağırlığını üzengiye vererek hafifçe eyerden kalkabilir. Eşkin gidişe tınsın hızlanmasıyla geçilir. Bu gidiş sallanan bir koltukta oturuyormuş ya da dalgaya tutulmuş izlenimi verir. Binici eyer­de yürüyüşte olduğu gibi oturur. Eşkin gidiş­te, bir ön ayakla iki arka ayak aynı anda yerden kesilir. Sonra öteki ön ayak ve iki arka ayak ileri atılır; üç sayılı bir ritmi vardır.

Binici eşkin gidişte atı bir yöne döndürmek isterse bunu dönüş yönündeki ön ayak ileri atıldığı sırada yapmalıdır, yoksa atın ayakları birbirine dolaşıp düşebilir.
Eşkin hızlanınca dörtnal gidişe geçilir. Dörtnalda ayaklann hareketi eşkinin aynıdır; binici bütün ağırlığını öne verir. Biniciliğe yeni başlayan bir kişi hiçbir zaman atı yokuş aşağı eşkin ya da tıns sürmemelidir.At, dizginler hafifçe çekilerek ve baldırlarla biraz sıkıştınlarak durdurulabilir.

Atların ve Midillilerin Bakımı


Yulaf, saman ve kepek en yaygın besin maddeleridir. Bir atın doğal besini ottur, bu nedenle ilkbaharda ve yazın hayvanları otla­maya çıkarmakta yarar vardır. Ayrıca atlar ve midilliler haşlanmış arpa, mısır, havuç, elma, salatalık ve öteki sebzeleri de severler.

Midillilere düzenli aralıklarla günde üç öğün yem verilmelidir. Her zaman içme suyu taze, su kabı temiz olmalıdır. Hayvan terliy­ken soğuk su verilirse kolayca hastalanabilir. Serinlemesi için çok az su verilebilir. Yemlik­te "yalama tuzu" bulunması atın sağlığı için çok gereklidir. Midilliler, ağır iş görmedikçe, yulafla beslenmemelidir. Çünkü yulaf alkollü içki gibi başlarına vurur. Atlan ve midillileri dikkatle gözlemekle, sağlıklarının yerinde olup olmadığını anlayabiliriz. Sağlıklı hayvan­lar verilen yiyecekleri iştahla yer, çevrelerine karşı ilgili, canlı ve atiktirler. Tüyleri ipek gibi kaygan olur. Çayırda otlatılan atlar sağlıklı olurlar. Açık havada hareket olanağı bulmak­tan dolayı, davranışları daha uyumlu olur. Atlar, hava koşullan ne olursa olsun, dışanda kalabilirler.

Atlann tüylerini temizlemek için yapılan tımar başlangıçta zor bir iş gibi gözükebilir, oysa nasıl yapılacağı bilinirse, pek zor olmadı­ğı anlaşılır. Tımara başlarken bacaklar açık ve dengeli bir durumda attan biraz uzakta duru­lur. Atın başından kuyruğuna doğru, süpürür gibi boydan boya sıkıca çekilen bir fırçayla hayvan tımar edilir. Kaşağı, beden fırçasını temizlemek için kullanılır.

Arka bacaklar tımar edilirken, kuyruğu yukarıda tutmakta yarar vardır. Böylece atın kuyruğunu savurması ya da çifte atması ön­lenmiş olur.

Bacaklara yapışmış kuru çamuru temizle­mek için sert bir fırça kullanılır. Yele, kuyruk ve gövdenin daha duyarlı bölümleri için ise yumuşak bir fırça kullanılmalıdır. Daha son­ra, pamuklu ya da ketenden bir bezle hayvan tepeden tırnağa ovulur. Göz ve burun delikle-riyle kuyruk altı iki ayrı süngerle temizlenir. Ayrıca tırnakları törpülenir.

Atlara ve midillilere, sevecen ve akıllı bir ana babanın çocuklarına davrandığı gibi davranılmalıdır. Ahır ya da barınakları kuru, temiz ve havadar olmalı, iç açıcı, çiçekli ya da ağaçlık bir yere bakmalıdır. Hayvanlar çevre­den yalıtılmamalı, trafiği, insanları ya da başka hayvanları bulundukları yerden izleye­bilmelidir. Altlarına konan saman ya da talaş her gün değiştirilmelidir.

Türkiye'de Binicilik


Türkler'in biniciliğe ilgisi Orta Asya'da göçe­be olarak yaşadıkları eskiçağlara dayanır. Eski Türkler'in çöğen, cirit gibi at sırtında oynanan oyunlarda usta oldukları bilinir. Orta Asya'da İÖ 4. yüzyılda eyer kullanıldığı­nı gösteren arkeolojik bulgular vardır.

Yerleşik yaşama geçildikçe ve Osmanlı döneminde, özellikle kentlerde binicilik öne­mini yitirdi ve askeri amaçlarla sınırlı kaldı. 1913'te Sipahi Ocağı'nın kurulması binicilikte düzenli bir çalışmaya yönelişi gösterir. Cum­huriyet döneminde Ankara, İzmir ve Adana' da düzenlenen at yarışları sivil biniciliğin gelişmesinde yararlı olmuştur. İlk uluslararası karşılaşma 1931'de Bulgaristan ile yapıldı.

Türkiye 1932'de Uluslararası Binicilik Federasyonu'na üye oldu. İlk altın madalyayı ise 1934'te Uluslararası Viyana Konkurhipikleri'nde Cevat Gürkan kazanmıştır. 1937 Londra ve 1938 Roma konkurhipiklerinde de Türk takımı birincilikler elde etti. II. Dünya Savaşı sonrasında, uluslararası karşılaşmalar­da birincilikler kazanılan 1954-59 arasındaki başarılı dönemi durgun bir dönem mistir. Daha sonra 1968 Balkan Binicilik Şampiyonası'nda ve Uluslararası Viyana Konkurhipikleri'nde yeni birincilikler kaza­nılmıştır.

1974'te Binicilik Federasyonu tarafından Ankara'da Binicilik Okulu kuruldu. 1976'da İstanbul'da yapılan Balkan Binicilik Şampiyo­nası'nda takım olarak derece alınamadıysa da son yıllara göre belli bir hareketlilik sağlan­mıştır. 1979'da Atina'da yapılan Balkan Bini­cilik Şampiyonası'nda Türk Takımı Balkan ikincisi olurken, Hakan Özcan da Atina Kupası'nı kazandı. 1984 Balkan Binicilik Şampiyonası'nda ise Türk Bayan Milli Takımı Balkan ikincisi oldu.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

Son düzenleyen ahmetseydi; 14 Haziran 2016 02:09
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
14 Haziran 2016       Mesaj #3
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
binicilik nedir
Eyerlerin başlıca bölümleri
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Mart 2018       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı

İlk Sistemli Binicilik Eğitimi!


İlk sistemli binicilik eğitimine Hititlerde rastlanır. M.Ö.1350 yıllarında Hitit kralının haralar müdürü Kikuliş, binicilik sanatının kurallarını taş levhalar üzerine yazarak ebedileştirdi.

Bugünün modern eğitici ve ustaları Kikuliş'in öğrettiği usuller karşısında hayranlık ve saygı duymaktan kendilerini alamamaktadırlar. Gerçekten de Ön Asya'dan bir çığ gibi kopan Hititler, Babillilerin mızraklı birliklerini silip süpürmüşlerdi.

Kaynak: AnaBritannica
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Mart 2018       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı

Binicilik Tekniği!


Biniciliğe yeni başlayanlar önce 'manej' adı verilen biniş yerlerinde çalıştırılırlar. Kendilerine güven sağladıktan sonra araziye çıkarılırlar. Her şeyden önce eyer üzerinde durmayı bilmek gerekir. Bu öğrenildikten sonra ata yaptırılacak hareketlerle kolaylık ve hakimiyet sağlandığı gibi atın yorgunluğu da o derece azaltılmış olur.

At üzerinde duruşta baş dik tutulmalı, göğüs önde, bel hafif çukur, bacaklar yere dik, dizler eyere yapışık, topuklar hayvanın karnına değecek şekilde ayak burunları da hafif dışa dönük olmalıdır. Üzengiye ayakların en taraklı yeriyle basılmalıdır. Binicinin ağırlık noktası atın ağırlık noktasından geçen dik doğrunun üzerinde bulunmalıdır.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

8 Nisan 2012 / sedat kababıyık Soru-Cevap
1 Ocak 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış