Arama

Kore Savaşı

Güncelleme: 25 Temmuz 2016 Gösterim: 9.173 Cevap: 9
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
7 Nisan 2008       Mesaj #1
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Kore Savaşı


Kore’nin bölünmesini izleyen dönemde, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) ile Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) arasında başlayan ve uluslararası bir nitelik kazanan çatışma (1950-53).
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  kore savaşı1.jpg
Gösterim: 1557
Boyut:  47.4 KB

Başta ABD olmak üzere Birleşmiş Milletlerce (BM) üye birçok ülkenin Güney Kore’yi, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ise Kuzey Kore’yi desteklediği savaşta yaklaşık 5 milyon insan yaşamını yitirdi. Kore’deki statükonun korunmasıyla sonuçlanan Kore Savaşı, aynı zamanda ABD’nin komünizmi denetim altında tutmak ve yayılmasını önlemek amacıyla uyguladığı müdahale politikasının ilk örneğini oluşturdu.

II. Dünya Savaşı’nın sonunda Müttefikler arasında vanlan anlaşma uyarınca SSCB, Kore’de 38. paralelin kuzeyindeki, ABD ise güneyindeki Japon birliklerini teslim aldı. Yarımadanın geleceğini belirlemek için yürütülen görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, ABD sorunu Birleşmiş Milletler’e götürdü. Ama BM’nin öngördüğü plan uygulanamadığından kuzeyde sosyalist, güneyde de Batı yanlısı bir devlet kuruldu. ABD ve SSCB 1949’a doğru birliklerinin çoğunu yarımadadan çekti.

SSCB’nin desteklediği Kuzey Kore birlikleri, 25 Haziran 1950’de Çin’in bilgisi dışında, 38. paralel boyunca önceden hazırlanmış bir saldın başlattı. BM Güvenlik Konseyi olağanüstü toplanarak üye ülkeleri Kuzey Kore’nin saldınsmı durdurmak için yardıma çağırdı. ABD başkanı Harry S.Truman, savaş açmak için Kongre’nin onayına başvurmaksızın, BM’nin başlattığı askeri harekât çerçevesinde 27 Haziran’da ABD birliklerine Güney Kore’ye çıkma emrini verdi. Aynca Tayvan Adasının komünistlerin eline geçmesini önlemek ve ABD kuvvetlerinin kanadım korumak gerekçesiyle, BM’nin onayım almadan 7. Filo’yu Tayvan Boğazına kaydırdı. ABD’nin bu müdahalesi adada denetimi elinde bulunduran Çay Kayşek’in Milliyetçi rejimini güçlendirirken, Çin’deki sosyalist yönetim tarafından topraklarına yönelik bir tehdit biçiminde değerlendirildi.

Bu arada Güney Kore ordusu tam bir yenilgiye uğramış, yetersiz biçimde donatılarak aceleyle savaşa sokulan dört ABD tümeni de yarımadanın güneyinde, Pusan yakınlarında deniz kenarındaki küçük bir köprübaşına kadar sürülmüştü. Daha sonra Douglas MacArthur’un komutasındaki birlikler 15 Eylül’de Güney Kore’nin başkenti Seul ile aynı hat üzerinde ve 38. paralelin yaklaşık 160 km güneyinde bulunan İnçan’a amfibik bir çıkarma yaptı. Bu gözüpek ve parlak manevrayla hatları kesilen Kuzey Kore ordusu tam bir bozguna uğratıldı ve 125 binden fazla asker tutsak edildi.

Müttefik kuvvetler 38. paralele doğru ilerlemeye başlayınca, Çin BM kuvvetlerinin Kuzey Kore’de bulunmasını kendi güvenliği açısından kabul edemeyeceğini ve savaşa müdahale etmek zorunda kalacağını bildirdi. Çin’in bu uyanlarını duymazlıktan gelen BM kuvvetleri ülkeyi birleştirmek amacıyla Kuzey Kore içlerine doğru ilerleyişini sürdürdü.
MacArthur 24 Kasım’da “Noel’de Evdeyiz” adlı saldın planını açıkladı. Ertesi gün Çin’in yaklaşık 180 bin “gönüllü askeri” savaşa girdi. 15 Aralık’a gelindiğinde Müttefik birlikler yeniden 38. paralele sürülmüş bulunuyordu. Çin ve Kuzey Kore birlikleri 31 Aralık 1950’de Güney Kore’yi ikinci kez istilaya giriştiyse de saldınlan çok geçmeden durduruldu. Sonunda kabaca 38. paraleli izleyen kararlı bir cephe hattı oluştu.

Savaşın kilitlenmesi üzerine MacArthur Çin askeri üslerinin bombalanmasına izin verilmesi için baskıya girişti. Böyle bir eylemin SSCB’nin savaşa katılmasına yol açacağı biçimindeki uyarılan dikkate alan Başkan Truman, MacArthur’u BM ve Uzakdoğu’daki ABD kuvvetleri komutanlığından aldı. 10 Temmuz 1951’de ateşkes görüşmeleri başladı. Görüşmeler sonuç vermeden aylarca sürdü. 1952 sonbahannda yapılan ABD başkanlık seçimlerini, halkın desteklemediği bu savaşı eleştiren ve başa geçtiğinde Kore’yi ziyaret edeceğini açıklayan Dwight D. Eisenhower kazandı. Haziran 1953’te kısa bir süre için yeniden başlayan çatışmaların ardından 27 Temmuz 1953’da ateşkes anlaşması imzalanarak cephe hattı Kuzey ve Güney Kore arasında de facto (fiili) sınır olarak kabul edildi. Çok geçmeden savaş tutsaklarının ülkelerine gitmelerine izin verildi. Bu çerçevede BM komutanlığı 77 bin, Çin ve Kuzey Kore ise 3.597’si ABD’li, 945’i de İngiliz olmak üzere 12.700 savaş tutsağını serbest bıraktı.

Savaş boyunca iki tarafın verdiği kayıplar içinde sivillerin sayısı 2 milyonun üzerindeydi. ABD birlikleri 33.629, öteki BM kuvvetleri 3.194, Çin ise 900 bine yakın asker yitirdi. Savaş sırasında Kore’deki konutların üçte biri, sanayi tesislerinin de beşte ikisi yıkıldı.

BM Güvenlik Konseyi’nin 27 Haziran 1950’de Birleşmiş Milletler üyelerine yaptığı Güney Kore’ye askeri yardım gönderilmesi çağrısına, ABD’den sonra ilk uyan ülke Türkiye oldu. Bunda Türkiye’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’na (NATO) üyeliğinin gündemde olmasının büyük payı vardı. Nitekim asker gönderme karan Türkiye’nin NATO’ya kabulünü kolaylaştıran bir etken oldu. Buna karşılık Demokrat Parti (DP) hükümetinin konuyu TBMM’ye götürmeden bu yönde karar alması sonraki yıllarda da süren tartışma ve eleştirilere yol açtı.

BM komutanlığı altında savaşmak üzere Kore’ye gönderilmesi kararlaştmlan Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki Türk Tugayı 19 Ekim 1950’de Kore’nin Pusan limanına ulaştı ve 26 Kasım’da da 25. Amerikan Tümeni’ne bağlı olarak Kunuri’ deki çatışmalara katıldı. Dört gün süren bu çatışma sırasında ağır kayıplara uğrayan Türk Tugayı’nda 1.000’e yakın asker ve subay öldü. Daha sonraki üç ayda genellikle savunmada kalan Türk Tugayı Ocak-Nisan 1951’de BM güçlerinin genel saldırılarına katıldı.

Savaşın sürdüğü üç yıl boyunca Türk Tugayı en ağır kayba uğrayan birliklerden biri oldu. Bu nedenle Kasım 1951’de, Ağustos 1952’de ve Mayıs 1953’te, Kore’ye üç kez değiştirme birliği gönderildi. Ateşkes antlaşmasından sonra Türkiye Kore’deki birliklerinin sayısını sürekli indirdi. Sembolik olarak görev yapan bir manga da 27 Haziran 1971’de geri çekildi.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 25 Temmuz 2016 00:42
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
26 Kasım 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  kore savaşı2.jpg
Gösterim: 791
Boyut:  38.2 KB

Kore savaşı


iki Kore arasında haziran 1950’den temmuz 1953’e kadar süren çatışma.
Sponsorlu Bağlantılar

Süresinin uzunluğuna ve çarpışan güçlerin büyüklüğüne rağmen, Kore savaşı, soğuk harbin en civcivli bir döneminde, “sınırlı savaş" denen çatışma biçimine özgü niteliklerini korudu. Gerçekte bu, dolaylı bir ABD-SSCB çatışmasıydı. Japonya’nın yenilgiye uğratılmasından sonra, 38. paralelle yapay biçimde ayrılmış, sovyet ve amerikan işgal bölgelerinin mirasçısı olan iki Kore devleti de, ülkenin birliğini kendi çıkarlarına uygun bir biçimde gerçekleştirebileceğini umuyordu. SSCB, Kuzey Kore’yi 150 tank ve modern uçaklara sahip güçlü bir orduyla donatmıştı. ABD ise, Güney Kore ordusunu oldukça ihmal etmişti.

Kuzey Kore ordusu, 25 haziran 1950’de bir baskın harekâtıyla 38. paraleli geçti ve 28 haziranda Seul’ü zapt etti. BM Güvenlik konseyi, Kuzey Kore'ye, saldırısını durdurmasını ihtar etti (bu sırada SSCB kendi isteğiyle Konsey toplantılarına katılmadığından, veto hakkını geçerli bir biçimde kullanamadı) ve 27 haziranda da üye ülkeleri Güney Kore’ye askeri yardımda bulunmaya çağırdı. Aynı gün, Başkan Truman, ABD adına, yardım vaadinde bulundu ve 30 haziranda Japonya’da üslenmiş olan amerikan birlikleri general Mac Arthur'ün komutasında Kore topraklarına çıktı. Amerikan birliklerine, giderek, on beş Batı (Büyük Britanya, Fransa, Belçika, Türkiye [KORE BİRLİĞİ.] ve Asya (Tayland, Filipinler) ülkelerinin birlikleri de katıldı.

Kore savaşı dört döneme ayrılır.


25 haziran-15 eylül arasında Güney Koreliler önce (temmuz sonuna kadar) güç bir geri çekilme harekâtı (çarçabuk yetişen 3 amerikan tümeninin desteğiyle) gerçekleştirdiler. Pusan tahkimli bölgesine kadar devam eden bu geri çekilmeyi, Amerikan VIII. ordusu’nun Naktong üzerinde ustaca ve azimli bir savunma muharebesi izledi. Böylece, Kuzey Koreliler bütün yedek kuvvetlerini savaşa sokmak zorunda kaldılar. Stratejik hedef yalnızca 38. paralele dönmekti; hiçbir zaman nükleer silah kullanımı sözkonusu olmadı.

ikinci dönem (15 eylül-25 kasım), tümüyle bir amerikan kolordusunun, beklenmedik bir biçimde inçon'a Kuzey Kore hatlarının savunmasız gerisine çıkarma yapmasıyla başladı. Seul geri alındı ve 26 eylülde VIII. Ordu ile irtibat kuruldu. Alabildiğine geri çekilen Kuzey Koreliler 1 ekimde 38. paralelin berisine geçtiler. 15 eylülde herhangi bir sovyet ya da çin müdahalesi belirtisi olmadığı takdirde 38. paralelin ötesinde de takibi sürdürme izni almış olan Mac Arthur, Hungnam'a yapılan yeni bir çıkarmadan da yararlanarak, Yalu nehrine doğru ilerlemeye başladı. Artık statü quo'nun korunması değil, bütün Kore'nin yeniden birleştirilmesi söz konusuydu. Kasım başında Yalu nehri artık görünmüştü ve MacArthur, seferi birkaç haftaya kadar bitirmeyi umuyordu. Mançurya'ya yığılmış olan, Lin Biao komutasındaki çin birliklerinin müdahalede bulunacağına ihtimal vermiyordu.

Üçüncü dönem (26 kasım 1950 - 10 ocak 1951),
Çinliler'in Kore savaşı’na kitlesel bir biçimde karışmasıyla başladı. Çinliler, bir amerikan tümenini yok ettikten sonra geri kalan kuvvetleri hızla 38. paralelin güneyine çekilmeye zorladılar. Ama, Çinliler'in müdahalesi Kore ile sınırlı kaldı ve uçakları "kutsal" japon toprağına saldırmadı. MacArthur'ün değerlendirme hatası ve Yalu üzerindeki köprüleri, arkadan da Mançurya'yı Çin ile genel bir savaş tehlikesini göze almak pahasınaısrarla bombalamak istemesi (amerikan hükümeti ve Müttefikler buna kesinlikle karşıydılar), Truman'ın onu komutanlık görevinden almasına ve yerine önce Ridgway’i (nisan 1951), sonra da Clark’ı (1952) atamasına neden oldu.

ABD’nin hedefi tekrar 38. paralel çevresinde statü quo ante'nin yeniden kurulmasıyla sınırlı kaldı. Beş ay süren zorlu çarpışmalardan sonra cephe, nihayet, 38. paralel üzerinde istikrar kazandı ve böylece Panmuncon barış görüşmeleri başlayabildi. Görüşmeler iki yıl sürdü ve belki de Stalin'in ölümüyle bir sonuca ulaşabildi (27 temmuz 1953). Barış görüşmelerinin bitiminden az sonra ABD ve SSCB, ayrı ayrı iki Kore’nin toprak bütünlüğünü garanti ettiler. Çin birlikleri 1958'de çekildi.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 25 Temmuz 2016 00:42
CeLebRindaL - avatarı
CeLebRindaL
VIP why did you go why
21 Ocak 2012       Mesaj #3
CeLebRindaL - avatarı
VIP why did you go why

KORE SAVAŞI TARİHÇESİ VE TÜRK ORDUSUNUN KORE SAVAŞINDAKİ ÖNEMİ


Sanayi devrimiyle birlikte Batılı ülkeler Asya’da pazarlar elde etmek için Doğu Asya’nın bir iskelesi olan ve o günkü nüfusu 30 milyonu bulan Kore’yi ticari pazar olarak görmeye başlamışlardı. Bunun sonucunda büyük mücadeleler yaşanmış, sonrasında da Kore birçok ülkeyle anlaşmalar imzalamak zorunda kalmıştır.
Ad:  kore savaşı3.jpg
Gösterim: 793
Boyut:  160.9 KB

Japonlar ve Ruslar 38. paraleli daha 1896'da kullanmak ve bu hat boyunca tarafsız bir bölge kurmak istemişlerdi.İşte bu suretle Kore, birdenbire iki Kore olmuştu. 1945'de Kore'nin, Japonlar’dan kurtarılırken ikiye bölünmesi bu ülkeyi komünist ve anti komünist dünya arasında en çetin bir çatışma alanı haline sokmuştu.Güneyde bir Demokratik Kore ( 15 Ağustos 1948 ) , kuzeyde de Komünist Kore Halk Cumhuriyeti ( 12 Eylül 1948 )'in kurulmasından sonra, 25 Haziran 1950'de kuzeyin taarruzu ile iç harp başlamış oldu.Bu hâl, bir taraftan B.M.’in diğer taraftan Çin ordularının savaş alanına girmesine yol açmıştı. Güney ve Kuzey Kore'yi birleştirmeye çalışan B.M komisyonu bunu başaramamıştır. Kore anlaşmazlığının sürüp gitmesinde Batılı devletlerle ve özellikle Amerika ile Sovyetler Birliği arasında, dünya sorunları hakkında bir anlaşmaya varılamamasının büyük payı vardır.

B.M Genel Sekreteri 28 Haziran 1950'de bütün üye devletlere Konseyin 27 Haziran 1950 tarihli kararını bildirdi ve üye devletleri Kore’ye yardıma çağırdı. Bu çağrıya 22 ülke olumlu cevap vermiştir. Bu ülkelerden bazıları askeri yardımda bulunurken bazıları da askeri teçhizat yardımında bulunmuştur. Askeri yardımda bulunan ülkelerden birisi de Türkiye’dir. Türk Tugayı 25 Eylül 1950’de ilk kafilesini İskenderun’dan yola çıkarmış ve 16 Ekim’de Kore topraklarına ayak basmıştır. Tugay Teagu şehrine yerleşmiş 20 Kasım’dan itibaren de ilk muharebelerinin olacağı Kunuri bölgesine geçmiştir. Kunuri’de o kadar çok şiddetli bir soğuk vardır ki donmamak için askerler bulundukları yerlerde tepinmekte ileri geri koşmaktadırlar.28 Kasım sabaha karşı başlayan Kunuri muharebesi üç gün üç gece aralıksız sürecekti.Türk Tugayı Kunuri’de altı Çin tümeni tarafından çevrilmiştir.Dört tarafı çevrilen bir birliğin kurtulduğunu tarih yazmıyor.Tugay Komutanı General Tahsin Yazıcı’nın: “Çemberi yardık, cepheye ekmek gönderin, görev verin.” Telsiz bildirisi, dünya basınında ve radyolarında büyük yankı yapmıştı.Ayrıca Türk ordusu Sunchon Boğazı’nı koruyarak B.M Ordusu’nu imha olmaktan kurtarmıştır. Her tarafı sarılmış olan bir birlik düşmanın içinden büyük bir soğukkanlılık ve sükunetle hareket etmiş , ses çıkarmamak için erler ayakkabılarını çıkarıp ellerine almış ve süngülerinin parlamaması için de eldivenlerini süngülerine geçirmişlerdir. Çetin muharebeler esnasında General Yazıcı “SON ER, SON KURŞUN” emrini verir ve Türk askeri bütün varlığını ortaya koyar.B.M ve Türk ordusu derin bir boğaza girdiğinde, düşmanın havan ve bazuka ateşleriyle durmak mecburiyetinde kalır. Askerler vasıtalardan atlayarak sarp yamaçlara doğru saldırır. Daracık boğaz , top tüfek sesleri, birbirine karışan türlü lisan gürültüleriyle inlemektedir. Bir kamyon üstüne oturan bir havan mermisinin infilâkıyla vasıtanın havaya fırlayan parçaları arasına insan uzuvları da karışmaktadır.Çok çetin geçen mücadelenin ardından zaferi Moskova radyosu veriyor ve Amerikalılara “bu defa sizi Türkler kurtardı” diyordu.

Sosori şehrinde madalya töreni için Tugayımıza gelen 8.Ordu Komutanı General WALKER uzun konuşmasına şöyle başlar:
“Kahraman Türk evlatları: Size şahsım, ordum ve Amerikan milleti adına teşekkür etmek için gelmiş bulunuyorum.Görevinizi fedakârane bir şekilde yaptınız.Eğer sizin düşmanı durdurmak için kahramanca çarpışmanız ve mukavemetiniz olmasaydı, ordum kuşatılarak çok zor durumlara düşecek, belki de imha edilecekti…”

Türk askeri bu defa Kumyangjang-ni’de kahramanlık yazacaktı. Türk askerinin ALLAH ALLAH nidaları bu defa burada duyulacaktı. 26 Ocak’ta karşıdaki ordunun Kunuri’deki düşman olduğu anlaşıldığında, Türk askerini arkadaşlarının intikamını alma hırsı saracak ve bu hırsla düşmanın üzerine atılacaktı. Mermisi bittiğinde süngüsüyle Kore’de Türk tarihine bir kahramanlık destanını daha hediye edecekti. Zafer yine Türk askerinindi. Türk ordusunu bütün B.M ordusu komutanları kutluyor ve madalyalarla göğüslerini kabartıyorlardı. General Mac Arthur “Sizleri görmekten memnunum.Japonya’da siz Türklere herkes kahraman diyor.Kunuri’de 8.Orduyu kurtaran, KUMYANGJ-Nİ de düşmanı mağlup ve perişan eden Türkler, kahramanlar kahramanıdır; Türk Tugayı için yok yoktur.”diyordu.

Türk askeri Kore’de sadece savaşmıyordu Koreli muhtaç ve yetimlere de elinden gelen yardımı yapıyordu. İşte o günleri Yüzbaşı Nazım Özoğul şöyle anlatıyor; “Takriben 20 yaşında bir Koreli kadının üstü başı parça parça olmuş. Edep yeri kan içinde.Yırtılan elbisesinden memeleri dışarıya sarkmış. Yüzü gözü çizikler içinde bu çiziklerden akan kan boynundan göğsüne sızmış. Sol kolu ve bacağı kan içinde. Saçları darmadağınık. Gözleri yuvalarından fırlamış. Odanın içindeki eşyalar darmadağınık. Hemen kapının yanında soluna yıkılmış, yanında takriben iki yaşında bir çocuk ölü annesinin üzerine kapanmış, memelerini emiyor” diyor. Türk askeri işte bu şekilde bulduğu yetimleri Seul’de kurduğu Ankara okulu ve yetimhanesinde muhafaza ediyor ve onlarla ilgileniyordu.

Düşman yenilgiye doymuyor bu defada Wegas’ta Türk askerinin karşısına çıkıyordu. Artık düşman son kozunu oynamaya başlamıştır ama karşısında yenilmez bir ordu vardır. O muharebede bulunan Astsubay Osman Eken şöyle anlatıyor ; “Mayıs ayında gece zifiri karanlık, yağmur çiseliyor, zaman zaman atılan aydınlatma mermileriyle ortalık gündüz gibi oluyor; düşen mermilerin meydana getirdiği toz ve duman bulutu içinde içi yaralı,inleyen insanlarla şehit ve ölülerle dolan irtibat hendeklerinde meydan savaşının izlenimini veren mahşeri bir tablo, bir karış boş yer bulunmayan bir tepede düşmanın görebildiğimiz yerde, yine cesetlerin üzerlerine mevziler yaparak cesetlere basa basa yürüyorduk.Makinalı tüfeklerimizin önü cesetlerle dolu önümüzü göremiyoruz, tepeyi yine de savunmaya çalışıyoruz…” 28 Mayıs 1953’de başlayan muharebe tam 26 saat göğüs göğüse aralıksız sürer ve Wegas 16 defa el değiştir.26 saatte Türk askeri 147 şehit verirken , düşman 4000 zayiat vermiştir.

Bu muharebenin sonunda başaramayacağını anlayan düşman ordusu 27 Temmuz 1953’de Panmunjon’da ateşkes anlaşmasını imzalar.Kore Savaşı’nda Türk Ordusu’nun kaybı 724 şehit olarak açıklanmıştır.

Bugün Kore Dünya ekonomisinin devleri arasındadır. Savaştan sonra her alanda başlattığı kalkınma programı sayesinde bugünkü halini almıştır. Cumhurbaşkani Park Jeong Hee Kore’nin kalkınmasında çok önemli bir yere sahiptir. Kore Savaşı’ndan sonra Türk insanı ile Koreliler arasında sıkı bir muhabbet oluşmuştur.1999’da Türkiye’yi sarsan depremde Koreliler canlarıyla ve mallarıyla Türk insanının yanında oldular. 2002 Dünya kupasında Türkiye ile karşılaşan Kore futbol takımı yenilmesine rağmen Türk futbolcularla kol kola girerek seyircilerin karşısına çıkıyordu. Seyirciler bütün stadı “Türkiye Türkiye!” sesleriyle inletiyordu. Savaşla başlayan dostluk bugün halen devam etmektedir. Ümidimiz gelecekte de iki ülke arsındaki dostluğun devam etmesi yönündedir.

Burak KARAKURT
Son düzenleyen Safi; 25 Temmuz 2016 00:43
O Kadar Kalabalik ki Yalnizligim..
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Kore Savaşı'nda Türkiye


Sovyet baskısına karşı müttefikler arayan ve bu sebeple NATO'ya girmek isteyen Türkiye, bu isteklerini daha kolay elde etmek ve Amerika'ya yakınlaşmak amacıyla Kore Savaşı'na bir tugay yollamıştır.
Ad:  kore savaşı10.jpg
Gösterim: 1339
Boyut:  68.7 KB

Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 259 subay, 18 askeri memur, 4 sivil memur, 395 astsubay, 4414 erbaş ve er olmak üzere 5090 kişilik 1. Türk tugayı, 17 Eylül 1950'de İzmir'den hareket ederek 12 Ekim 1950'de öncü takım Pusan limanına ulaştı ve 17 Ekim'de ana birliği de Pusan'dan karaya çıktı. Aynı gün Pusan'dan hareket ederek 20 Ekim'de Taeg'a varıp Birleşmiş Milletler ordularına iştirak etti. 10 Kasım'da Taeg'dan hareket ederek 21 Kasım'da Kunuri'ye vararak Amerikan 9. Kolordusu'nun sağ kanadında konuşlandırıldı.

24 Kasım 1950 sabahı kuzeye ilerleme emrini alan tugay Kunuri'den hareket ederek Kaechon, Sinnimni, Wawon boyunca Tokchon'a doğru yola çıktı. Ancak Çin Halk Gönüllü birlikleri cephenin arkasına sızmaya başladı. Durumu farkeden Amerika ve Güney Kore birlikleri ricat etmeye başladılar. Ancak Türk tugayına ricat emri geç ulaştı. 1. Taburun etrafı kuşatılıp süngülü çatışmaya girmek zorunda kaldı. Ricat harekâtını sağlamak için sonuna kadar direnen 3. Tabur 9. Bölük imha edildi. Geri kalan Türk birlikleri ise Chongchon nehri boyunca geri çekildi.

Kore Savaşı'nda çok kiritik noktalarda görevler üstlenen Türk Tugayı 6 Ocak 1951'de Chonan'da 20 gün ihtiyatta kaldıktan sonra savunma mevziinin bir bölümünü elde geçirmekle görevlendirildi. Bu görev için 24 Ocak'ta Chonan'dan hareket eden Türk Tugayı'nın yapacağı muharebenin mahiyeti, düşman mevziine cepheden taarruz etmekti ve netice süngü ile alınacaktı. Sonuçta 26 Ocak 1951'de Kumyangjangni kasabası, 158 rakımlı tepe ve 25 Ocak 1951’de de düşmanın direniş gösterdiği 185 rakımlı tepe ele geçirildi. Bu başarılı muharebelerinden dolayı Türk Tugayı'na Amerikan Kongresince Mümtaz Birlik Nişanı ve beratı verildi. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerine Güney Kore Cumhurbaşkanlığı Birlik Nişanı verildi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı4.jpg
Gösterim: 1074
Boyut:  56.5 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı5.jpg
Gösterim: 860
Boyut:  75.1 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı6.jpg
Gösterim: 734
Boyut:  53.4 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı7.jpg
Gösterim: 722
Boyut:  74.7 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı8.jpg
Gösterim: 626
Boyut:  55.1 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Temmuz 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kore Savaşı'nda Türkiye

Ad:  kore savaşı9.jpg
Gösterim: 947
Boyut:  93.3 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

25 Temmuz 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
31 Temmuz 2014 / kompetankedi Tarih
13 Nisan 2017 / kompetankedi Tarih
12 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular