Arama

Beylikler - Aydınoğulları Beyliği

Güncelleme: 20 Aralık 2016 Gösterim: 19.079 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Aydınoğulları

Ad:  Aydınoğulları5.JPG
Gösterim: 2924
Boyut:  51.7 KB

1308-1426 arasında Aydın İzmir bölgesinde egemenlik kuran, denizcilikte başarılı bir Anadolu beyliği.
Sponsorlu Bağlantılar

Moğolların Anadolu Selçuklu Devleti üzerinde önce süzerenlik (1243) ve ardından doğrudan denetim (1277) kurmasından sonra baş gösteren kargaşa ortamında, sınırlardaki uç beylerinin nüfuzu arttı; başlarında bulundukları boylar özerkleşti {bak. Anadolu beylikleri). 13. yüzyılın sonlarında Menteşe- oğullan ve Germiyanoğulları ile onlara bağlı Aydmoğulları, Ege yöresini Bizans’tan aldılar. Germiyanoğlu Yakub Bey’in görevlendirdiği subaşı Aydınoğlu Mehmed Bey, Ege’deki fetihlerde önemli bir rol oynadı ve 1308’de Birgi’de bağımsızlığını ilan etti. Bundan sonra Aydınoğullarının savaşçı “kahramanlık çağı”, daha çok deniz yayılmacılığına ve korsanlığa dönük bir aşamaya girdi.

Ayasuluğ’u (Selçuk), Tire’yi, Sultanhisarını, Badenya’yı ve İzmir’i alan, buraları oğulları arasında paylaştıran Mehmed Bey, önce Ayasuluğ, sonra İzmir’de bir donanma kurdu. Oğlu Umur Bey bu donanma ile Ege Adalarına, Mora’ya ve Rumeli kıyılanna başarılı akınlar düzenledi. 1334’te babasının yerine geçen Umur Bey, Latinlerin İzmir’e karşı saldırısını püskürttü. Saruhan beyiyle birlikte Mora’ya bir sefer düzenledi. Foça’ nın geri alınmasında Bizans imparatoruna yardım etti; bunun karşılığında Sakız Adasını aldı. 1338-40 arasında Bizans donanmasının eşliğinde Mora, Eğriboz, Kili, Eflâk seferlerine çıktı. Bu gelişmelerden tedirgin olan Venedik, Cenova, Kıbrıs ve Rodos, Papa VI. Clemens’in girişimiyle donanmalarını birleştirerek Ege kıyılarına saldırılar düzenlediler. 1344’te İzmir’i aldılar ve Umur Bey’in donanmasını yaktılar. Dört yıl boyunca Latinlere karşı savaşan Umur Bey 1348’de bir deniz savaşında vurularak öldü.

Umur Bey’den sonra ağabeyi Hızır Bey (hd 1348-60) başa geçti ve Latinlerle ağır koşullar içeren bir barış antlaşması imzaladı. Bu antlaşma uyarınca gümrük resimlerinin yarısı Latinlere bırakıldığı gibi, Latin gemilerinin Aydmoğulları Beyliği limanlarına serbestçe girmesi kabul edildi. 1360’ta Aydın beyi olan Fahreddin İsa Bey, kuzeyde güçlenmekte olan OsmanlIlarla iyi geçinmeye özen gösterdi. 1390’da I. Bayezid (Yıldırım) Ege’deki son Bizans kenti olan Philadelphia’yı (Alaşehir) alınca, ona bağlılığını sundu. Bu tarihten sonra Aydınoğulla- rı topraklarında I. Bayezid adına hutbe okunmaya başladı. Böylece beylik OsmanlIlara bağlanmış oldu.

Anadolu’yu istila eden Timur 1402’de {bak. Ankara Savaşı) Aydmoğulları Beyliği’ni, İsa Bey’in oğulları Musa Bey’le II. Umur Bey’e verdi. Musa Bey 1403’te öldü. II. Umur Bey ile kuzeni Cüneyd Bey arasında başlayan mücadele, bir anlaşmayla noktalandı. 1405’te ölen II. Umur Bey’in yerine başa geçen Cüneyd Bey (hd 1405- 26), Osmanlı Devleti’nin içine düşmüş olduğu kargaşadan yararlanmaya çalıştı; I. Bayezid’in oğulları arasındaki taht mücadelesinde önce İsa Çelebi’nin, sonra Çelebi Mehmed’in (sonradan I. Mehmed), ardından Süleyman Çelebi’nin yanında yer aldı.

I. Mehmed (Çelebi) tahta geçip duruma egemen olunca Cüneyd Bey İzmir’e kaçtı; 1413’te İzmir’in kuşatılması üzerine teslim oldu. I. Mehmed, Yıldırım’ın karşısına almış olduğu eski Türk soylularını hoş tutma politikası çerçevesinde, Cüneyd’e Niğbolu sancağını verdi. I. Bayezid’in oğlu Mustafa Çelebi Rumeli’de etkili olmaya başlayınca, Cüneyd kaçarak ona katıldı. Ayaklanma başarılı olmayınca Mustafa Çelebi’yle birlikte Bizans imparatoruna sığındı. Mustafa Çelebi Rumeli’de durumunu yeniden sağlamlaştırdıktan sonra Anadolu’ya geçtiğinde Cüneyd Bey bir kez daha onun yanında yer aldı. II. Murad’ın kendisine Aydın ilini vermesi üzerine Mustafa Çelebi’yi bıraktı. Aydın bölgesine yeniden egemen olduktan sonra Osmanlılarla savaştı; 1425’te İpsili Kalesi’ne çekildi. OsmanlIlarla anlaşan Cenevizlerin kuşatması sonunda yakalanarak öldürüldü (1426). Böylece Aydınoğulları Beyliği de sona ermiş oldu. Osmanlılar Aydın bölgesini tümüyle kendilerine bağladılar.

Uzun yıllar zengin bir kıyı bölgesine egemen olan Aydınoğulları, Akdeniz ticaretinde etkili bir yer edinmişlerdir. Bizans’ta birbirleriyle mücadele eden gruplara ücretli asker gönderme işini tekellerine aldıkları gibi, Bizans içlerine yönelik gazi akınlarma da yardımcı olmuşlardır. Aydınoğulları, Anadolu Türk sanat ve kültürünün gelişmesine de hizmet etmişlerdir. Birgi’de Mehmed Bey Ulucamisi çok sütunlu Anadolu camilerinin en güzel örneklerindendir. Çinili mihrap, ahşap minber ve büyük ön kubbe geleneği bu camide de görülmektedir. Birgi türbeleri ise Selçuklu kümbet geleneğini daha da geliştirerek devam ettirmişlerdir. Tire’deki Mehmed Bey ve Karahasan Bey camileri planda yeni arayışların örnekleridir. Ayasuluğ’da 1375’te tamamlanan İsa Bey Camisi ise Türk mimarlık sanatında önemli bir yer tutar. Bu cami eski geleneklerle yeni tarz arasında bir geçiş sayılır.

Kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:38
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Aydınoğulları Beyliği


On dördüncü asır başında Aydın ve çevresinde kurulan Türk beyliği. Germiyan ordusu subaşısı Aydınoğlu Mübarizüddin Mehmed Bey kurmuştur. Germiyanoğlu Birinci Yakub Bey tarafından, Aydın ve çevresini fethetmekle görevlendirilen Mehmed Bey, öncelikle Sasa Beyin elindeki Tire, Ayasluğ (Selçuk) ve Birgi yi ele geçirdi. Bu çarpışmalar sırasında, Sasa Bey öldürüldü (1307). Bundan sonra Birgi yi kendisine merkez seçerek beyliğini ilan eden Mehmed Bey, gaza harekatına devam etti. 1310 da Müslüman İzmir i, 1328 de Gâvur İzmir i ele geçirdi. Mehmed Bey, bundan sonra ortaçağ Müslüman Türk geleneğine uyarak, ülkesinin idaresini, beş oğlu arasında pay etti. Kendisi, hükümdar sıfatı ile Birgi de oturdu. Ayasluğ da kurduğu tersane ile güçlü bir donanma meydana getirdi. İzmir valisi tayin ettiği oğlu Umur Bey, bu donanmayla Sakız, Ağrıboz, Bozcaada, Mora ve Rumeli kıyılarına akınlar düzenledi. (Bkz. Türk Denizciliği)
Sponsorlu Bağlantılar

Aydınoğlu Mehmed Beyin 1334 te bir av sırasında attan düşerek hastalanması ve ölümü üzerine, yerine, kardeşlerinin de ittifakıyla Gazi Umur Bey geçti. Umur Bey, 14 yıllık beyliğinde, devlet merkezi Birgi de ancak üç gün oturabilmiş, bütün saltanatı savaşlarla geçmiştir. Umur Beyin devri, Aydınoğullarının en parlak devri olmuştur. Saruhanoğlu Süleyman Beyle beraber giriştiği Yunanistan ve Mora seferlerinden, pek çok esir ve ganimetlerle döndü (1335).

Bizans şehri olan Alaşehir (Philadelphia), yarım asra yakın zaman, Türk taarruzlarına karşı koymuştu. Zor durumda kaldıklarında, kaleyi kuşatanlara cizye ve haraç veriyorlardı. Bu şehri almayı muhakkak arzu eden Umur Bey, 1335 yılında, yaralı olmasına rağmen şehri kuşattı ve kısa sürede fethetti. Bizans İmparatoru ile dostça geçinen Umur Bey, adalardaki isyanların bastırılmasında imparatora yardım etti. Nitekim, 1336 yılında Bizans İmparatoru, Umur Beyle bir dostluk antlaşması yaparak, Sakız Adasını Aydınoğullarına bıraktı. Bizans la olan anlaşmasına sadık kalan Umur Bey de, onlara, gerektiğinde yardımda bulundu.

Gazi Umur Bey, 1338-1339 yıllarında, yanında kardeşi Hızır Bey de olduğu halde, Adalar denizi ve Yunanistan a seferler düzenledi. Daha sonra Karadeniz e geçerek, Kili ve Eflak seferlerini gerçekleştirdi (1340). Umur Bey, bu son sefere üç yüz gemi ile çıktı. Güçlü bir donanmaya sahip olduğundan, Girit ve Kıbrıs üzerine olan akınlarını yoğunlaştırdı ve muvaffakiyetleri her tarafa yayıldı.

Özellikle bu seferler sonunda, Latinlerin yakın doğudaki çıkarları tamamen yok olduğundan, Papa, Aydınoğulları üzerine yeni bir Haçlı seferi düzenlenmesini teşvik etti. Bu defa 1344-45 yıllarında Kıbrıs, Cenova, Venedik ve Rodos gemilerinden teşekkül etmiş olan Haçlı donanması, ansızın ve büyük bir baskınla sahil İzmir i aldı. Ancak Haçlılar, yukarı İzmir i elinde tutan Umur Beyin, şiddetli ve devamlı taarruzlarıyla karşılaştıklarından, kesin neticeye ulaşamadılar. Sonunda antlaşma yapmağa karar verdiler. Fakat, bazı müttefiklerin antlaşmaya yanaşmaması üzerine, Papa, bu antlaşmayı onaylamadı. Antlaşmayla bir sonuca varamayacağını bilen Umur Bey, Sahil İzmir ini almak için bütün gücüyle silaha sarıldı ve burayı var kuvvetiyle kuşattı ve bu esnada ön saflarda kahramanca dövüşürken şehid düştü. Manevi güçleri sarsılan Aydınoğulları, İzmir üzerine yapılan bu kurtarma teşebbüsünden sonuç alamadılar.

Gazi Umur Beyin şehid düşmesinden sonra, yerine büyük kardeşi Hızır Bey geçti. Hızır Bey, Umur Beyin yerini dolduracak bir kimse olmadığından, Haçlılara karşı mukavemet gösteremedi ve ağır şartlarla, bir antlaşma imzaladı (1348). Bu antlaşma Aydınoğullarının faaliyetlerini durdurmuş ve beyliğin çökmesine sebep olmuştur. Hızır Bey, devlet merkezini Selçuk a nakletti ve kendisinden sonra başa geçen kardeşi İsa Bey de burada saltanat sürdü.

İsa Bey zamanında, Osmanoğulları'nın Anadolu birliğini kurma ve genişleme siyasetine, Aydınoğulları karşı çıkmışlardır. Bu sebeple, 1389 da, Kosova Savaşı'nda Birinci Murad Han'ın şehid olmasından faydalanmak istemişlerdir. Karamanlılar başta olmak üzere, diğer bazı beyliklerle ittifak yapmışlar, Osmanlıların aleyhinde bulunmuşlardır. Fakat, yeni padişah Yıldırım Bayezid, Rumeli işini yoluna koyduktan sonra, ilk iş olarak Anadolu yakasından tehlikeleri ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Bayezid, Alaşehir i almış, Aydın taraflarına inmiş, mukavemet görmeksizin Aydınelini almış ve İsa Bey teslim olmuştur. Yıldırım Bayezid de İsa Beyin karşı koymadan ülkesini teslim etmesine mükafat olarak, kendisini İzmir ve civarının müstakil emiri tanımış ve İsa Beyin kızı Hafsa Hatun ile evlenerek, aradaki bağı kuvvetlendirmiştir. Yıldırım Bayezid, bir müddet sonra İsa Beyi İznik te ikamete mecbur etmiş, böylece Aydınoğulları Beyliğini kesin olarak Osmanlılara bağlamıştır.

Ankara Savaşı'nda (1402), Yıldırım Bayezid in Timur a mağlup ve esir düşmesinden sonra Aydınoğulları Beyliği, tekrar canlandı. Ancak, bu sırada İsa Bey ölmüştü. Bu itibarla Aydınoğullarının başına Timur Hanın emriyle, oğlu Musa Bey geçti. Ertesi yıl Musa Beyin vefatı üzerine, yerine İkinci Umur Bey geçti (1403). Fakat, Aydınoğlu İbrahim Bahadır Beyin oğlu ve İzmir Valisi Cüneyd Bey, buna karşı çıkarak, saltanat iddiasında bulundu. İkinci Umur Beyin üzerine yürüyerek Ayasluğ u zabteden Cüneyd Bey, Umur un 1405 te ölümüyle de, Aydınoğulları topraklarına tek başına, 1425 e kadar bazı fasılalarla hakim oldu. Cüneyd Bey, yerini sağlamlaştırmak için, Osmanoğulları arasındaki taht kavgalarına (Bkz. Fetret Devri) karışıp, her defasında şehzadelerden birini tutarak, zaman zaman kendisine müttefik bulmak ve mevcut ittifaklara katılmak yolunu tuttu. Birçok kereler başarısızlığa uğramasına rağmen, kendini bağışlatmayı bildi. Her seferinde, yeni vazifeler almaya muvaffak oldu. İkinci Murad Han zamanında rahat durmayan Cüneyd Bey, sıkışınca Sisam adası karşısındaki İpsili kalesine sığındı. Ancak, Karamanlılardan umduğu yardımı göremeyince, teslim oldu ve öldürüldü. Böylece, Aydınoğulları toprakları, tamamıyla Osmanlıların hakimiyeti altına girdi (1425).

Aydınoğulları, hakimiyetleri altında bulunan Birgi, Tire, Aydın ve Selçuk u cami, medrese, han ve hamam gibi eserlerle süslemişlerdir. Aydınoğulları mimarisinde, Anadolu Selçuklu sanatının etkisi görülmektedir. Aydınoğulları beyliğinin en önemli eseri, Selçuk taki İsa Bey Camiidir. Mimar Ali bin Dımışki nin inşa ettiği cami, Şam daki Ümeyye Camiinin temel özelliklerini taşıdığı gibi, yenilikler de bulunmaktadır. Diğer önemli eserler, Birgi de Aydınoğlu Mehmed Bey Camii (Ulu Cami) ve türbesi, Karahasan Camii, Sultanşah türbesidir.

Aydınoğulları, kültür bakımından da büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Tezkiretü l-Evliya, Araisü l-Mecalis adlı Peygamberler tarihi, Süheyl ü Nevbahar ile Hüsrev ü Şirin tercümesi gibi pek çok dil yadigârı, ilme değer veren Aydınoğulları sayesinde yazılmış ve bunlardan bazıları günümüze kadar gelmiştir.

Aydınoğulları, Latinlerle yaptıkları ticaret dolayısıyla yabancı sikke kullandıkları gibi, İslami sikkeleri de vardır. Bundan başka, Birinci Umur Beyin bakır sikkeleri ile İsa ve oğlu Musa beylerin ve Cüneyd Beyin gümüş sikkeleri bulunmaktadır. Aydınoğulları beyliğinin devlet teşkilatı, diğer Anadolu beyliklerine benzemektedir.
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:08 Sebep: başlık ve sayfa düzeni.
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2008       Mesaj #3
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye

Aydın Oğulları


Germiyan oğulları'nın subaşısı (ordu komutanı) Aydın oğlu Mehmet Bey, Bizans'tan aldığı Selçuk ve Tire çevresinde 1308'de kendi adına bir beylik kurdu.

Birgi'yi başkent yapan Mehmet Bey sonradan Ödemiş, Sultan hisar ve İzmir'i de topraklarına katarak beyliğini genişletti.

Ayrıca Selçuk'ta bir donanma kurarak Sakız, Bozcaada, Eğri boz, Mora ve Rumeli kıyılarına akınlar düzenledi. 1334' te Mehmet Bey ölünce beyliğin başına oğlu Umur Bey geçti.

Denizciliğe önem veren Umur Bey Selçuk ve İzmir'deki tersaneleriyle donanmasını güçlendirdi.

Aydın oğullarının donanması artık Ege için büyük bir tehlike olmaya başlamıştı. Alaşehir'i de topraklarına katan Umur Bey'in giderek güçlenmesi karşısında Haçlılar önlem alma gereğini duydu.

Venedik, Ceneviz, Rodos Şövalyeleri ve Kıbrıs Krallığı'nın donanmaları birleşerek İzmir'e saldırdı. Haçlı kuvvetlerinin ilk saldırılarını püskürten Aydın oğulları ikinci saldırıda aynı başarıyı gösteremedi ve İzmir'i ele geçiren Haçlılar Türk donanmasını yaktılar.

Umur Bey'in 1348'de ölmesinden sonra eski gücünü yitiren Aydın oğulları denizden Haçlıların, karadan da Osmanlıların baskısı altında kaldı.

1390'da başa geçen İsa Bey Yıldırım Bayezid ile anlaştı ve Tire'de oturmak koşuluyla topraklarını Osmanlılara bıraktı.

Ama Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i yenen Timur Aydınoğulları'na topraklarını geri verdi. Yıldırım Bayezid'in oğulları arasındaki taht kavgalarından yararlanarak bir süre daha ayakta kalan Aydınoğulları Beyliği 1426'da II. Mu-rad tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:12 Sebep: başlık ve sayfa düzeni.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
17 Haziran 2010       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Aydınoğulları:


(1308- 1425 )
  • Germiyanoğullarından ayrılarak İzmir, Selçuk, Tire tarafında kurulmuştur.
  • Denizcilikte ileri gitmişlerdir.
  • II.Murat 1425'de bu beyliği Osmanlılara kattı.
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:13 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
3 Haziran 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Aydınoğulları


(1308-1425)
Batı Anadolu'da Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından kurulan beylik.

Mehmet Bey'in ölümünden sonra yerine geçen Umur Bey, daha çok Rumeli'de fetihler yaptı. İzmir'de Haçlılar'la savaşırken öldü. Aydınoğulları Beyliği, Yıldırım Bayezit zamanında Osmanlılar tarafından ortadan kaldırıldıysa da, Ankara Savaşı'ndan sonra tekrar kuruldu. Ancak bu ikinci kuruluşundan sonra çok yaşamadı. 1425 yılında II. Murat bu beyliğe kesin olarak son verdi.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:14 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
25 Mayıs 2015       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

AYDINOĞULLARI


Bugünkü Aydın ılı ve yöresinde kurulmuş olan tûrk beyliği (XIV. yy.). Germiyanoğlu Yakup Bey l'in subaşılarından biri olan Aydınoğlu Mübarizettin Mehmet Bey tarafından kuruldu. Mehmet Bey Aydın ve yöresini ele geçirmekle görevlendirilince, önce Mente- şeoğlu’nun damadı Sasa Bey’in bölgesine saldırıp Tire, Ayasuluk (Selçuk), Birgi ve dolaylarını ele geçirdi; ardından bir çarpışmada Sasa'yı öldürdü (1307). Kurduğu beyliğin bağımsızlığını duyurduktan sonra (1308) önce "müslüman” İzmir'i (1310) ardından da "gâvur” İzmir’i ele geçirdi (1326). Birgi'yi kendisine başkent seçerek oğullarını beyliğin çeşitli kentlerine vali atadı ve Ayasuluk'ta kurduğu tersane ile güçlü bir donanma meydana getirdi. İzmir valisi atadığı oğlu Umur Bey, bu donanmayla Sakız, Eğriboz, Bozcaada, Mora ve Rumeli kıyılarına başarılı baskınlar düzenledi.

Mehmet Bey'in bir av sırasında ölümü üzerine (1334) kardeşlerinin oybirliğiyle babasının yerini alan Umur Bey, Latin- ler'in İzmir’e yaptıkları saldırıyı püskürttükten sonra Manisa yöresinde egemenlik kurmuş olan Saruhanoğulları ile ittifak kurdu. Mora'ya birçok sefer düzenleyerek sayısız ganimet ve tutsak elde etti; ardından Germiyanoğulları'nın egemenlik sınırı içindeki Alaşehir'i ele geçirdi. Cenevizliler Midilli'ye asker çıkarınca, Bizanslılar’ ın yardımına koşup komutan Kantakuze- nos ile yakın dostluk kurdu. Foça'yı denetimi altına aldıktan sonra donanmasıyla Karadeniz’e açıldı. Kili ve Eflak kıyılarını basarak yağmaladı. Bu sırada Kanta- kuzenos Bizans imparatoru olan ioannes V’e naip atanmış (1341, ama, bir saray entrikası sonucunda ayağı kaydırılmıştı. Kantakuzenos Dimetoka’ya çekilip imparatorluğunu ilan etti ve düşmanlarına karşı birlikte savaşmak için Umur Bey’i yardımına çağırdı. Bizans'a karşı giriştikleri savaşta Kantakuzenos yenilerek sırp kralının sarayına sığındı; Umur Bey ise Selanikli kuşattıysa da ele geçiremedi.

Öte yandan, körfezde demirli türk donanmasını yakarak "gâvur" İzmir’i (liman kesimi) ele geçiren Latinler (Venedikliler, Cenevizliler ve Rodos şövalyelerinden oluşan haçlı ordusu), kahramanca bir direniş gösteren müslüman kesimi alamadı (1344). Saruhanoğlu Süleyman Bey ile ittifak kurarak Rumeli’ye geçen Umur Bey, orada Kantakuzenos ile birleşip bir kez daha İstanbul üzerine yürüdüyse de güçlü düşman karşısında bir sonuç alamadan geri döndü (1345). Umur Bey, "gâvur" İzmir'i yeniden ele geçirmek için giriştiği harekât sırasında ön saflarda çarpışırken bir okla alnından vurularak öldü (1348). Beyliğin başına geçen kardeşi Selçuk valisi Hızır Bey, Latinler ile imzaladığı barış antlaşması (18 ağustos 1348) uyarınca, Aydınoğulları beyliğinin gümrük gelirlerinin yarısını onlara bıraktı, donanmasını Ege denizi'nde hareketsiz tutmayı da kabul etti. Hızır Bey'in ölümü üzerine İsa Bey (1360) de bu antlaşmayı yenileyince, Aydınoğulları beyliği hızla gerilemeye başladı.

Anadolu beyliklerini bir bayrak altında toplamaya başlayan Yıldırım Bayezit, kendisine silah çekmeden teslim olan İsa Bey'in Tire'de oturmasına izin verdi, onun kız kardeşi Hafsa Hatun ile evlendi ve topraklarını da OsmanlI devletine bağladı (1390). Timur'un OsmanlI birliğini parçalamasından sonra yeniden oluşturulan Aydınoğulları beyliğinin yönetimi, İsa Bey’in oğulları Musa ile Umur Bey ll’ye verildiyse de (1402) ertesi yıl Musa Bey’ in ölümü üzerine Umur Bey II, Ayasuluk' ta tek bey olarak kaldı (1403). Ancak, onu bey olarak tanımayan İbrahim Bahadır’ ın oğlu ve İzmir valisi Cüneyt Bey, aralarında yapılan savaşı kazanınca, Umur Bey ll'nin başkenti Ayasuluk'u ele geçirdi. Bey olduktan sonra, "fetret” döneminde OsmanlI şehzadelerinden Süleyman Çelebi’ yi desteklediğini açıkladı. Menteşeoğlu'nun yanına sığınmış olan Umur Bey II ölünce (1405) Ayasuluk’a yerleşen Cüneyt Bey OsmanlI şehzadeleri çekişmesinde bu kez de İsa Çelebi'nin buyruğuna girdi; bir süre sonra Anadolu kesimine Mehmet Çelebi egemen olunca da onun tarafına geçti.

Ancak, Rumeli'den gelen Süleyman Çelebi, Aydınoğulları beyliğinin topraklarına girince, korkarak onun yanına geçmek zorunda kaldı. Bu şehzade tarafından Ohri sanoakbeyliğine atandı. Kardeşi Musa Çelebi'ye yenilen Süleyman Çelebi’nin öldürülmesi üzerine Selçuk’a dönen Cüneyt Bey, kısa bir süre sonra Mehmet Çelebi'nin de Musa Çe- lebi’yi ortadan kaldırması sonucunda beyliğini bırakıp kaçtıysa da annesinin arabuluculuğuyla bağışlandı ve Niğbolu sancakbeyliğine atandı. Murat ll'nin hükümdarlığının ilk yıllarında patlak veren olaylarda Düzmece Mustafa’nın yanında yer alan Cüneyt Bey, onun veziri olduysa da Murat II, Aydınoğulları beyliğini kendisine vereceğini söyleyince, efendisini duraksamadan terk etti. Daha sonra İzmir’e giden Cüneyt Bey, Urla yarımadasında toplanan yandaşlarıyla Aydınoğ- lu Mustafa’yı ortadan kaldırarak eski topraklarına yeniden kavuştu (1422).

Ancak, ordusuyla İzmir üzerine yürüyen Murat II karşısında tutunamayarak ipsili'ye çekildi ve bir süre sonra da OsmanlIlar'a teslim oldu; ailesinin tüm erkekleriyle birlikte öldürüldü. Böylece, yüzyılı aşkın bir süre yaşamını sürdürmüş olan Aydınoğul- ları beyliği OsmanlI devletine katılarak ortadan kalktı (1425).

AYDINOĞULLARI BEYLİĞİNDE SANAT


Aydınoğulları sanatı, daha çok mimarlık ve onu bütünleyen sanat dallarında belirginleşmektedir Birgı, Selçuk, Tire ve Aydın’da ilk dönem yapılarında Anadolu Selçuklu sanatının etkisi görülür. Geç dönem yapılarındaysa yeni denemelerle karşılaşılmaktadır. Bu çalışmalar daha sonra osmanlı sanatının gelişiminde de etkili olmuştur.

Birgi" Ulu camisi ya da Aydınoğlu Mehmçtbey camisi, (1312) Anadolu’daki çok ayaklı ulu camilerin önemli örneklerindendir. Yapı tasarımı yanındâ, çini mozaik bezemeli mihrabı, geçme tekniğinde yapılmış ceviz panolu minberi, pencere kanatlarıyla Anadolu Selçuklu geleneğini sürdürür. Ancak ön yüzün ve taç- kapının yalınlığı, osmanlı süsleme sanatına da yansıyan kimi motifler, özellikle Batı Anadolu beyliklerinde izlenen yeni denemelerin ürünüdür. Türbelerde de klasik Selçuklu üslubunun sürdüğü görülür. Caminin batısındaki Aydınoğlu Meh- metbey türbesi (1334) kubbeyle örtülü, kare planlı özenli bir yapıdır. Caminin güneyindeki Sultanşah türbesi (1310) altı köşeli planlı, kubbeli bir örnektir. Dönemin bazı türbelerinde görülen giriş mekânı, XIV. yy.'da yaygınlaşmıştır.

Beyliğin bir başka önemli merkezi de, Birgi yakınlarındaki Tire’dir. Buradaki yapılar da tuğla ve taş işçilikleri, minarelerin zengin bezemeleriyle dikkati çeker. Aydınoğlu Mehmetbey camisi (yaklş. 1308-1334), tek kubbeli ana mekânı ve önündeki iki kubbeli son cemaat yeriyle dengeli bir yapıdır. Minare renkli tuğladan kilim motifleriyle bezelidir. Son cemaat yerinin duvarlarından biri çeşme olarak düzenlenmiş, giriş yana kaydırılmıştır. Yazıtsız olan Ulu cami'nin Aydınoğulları’ndan Cüneyt Bey tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır (XIV. yy.). Kara Haşan Bey’in yaptırdığı Karahasan camisi (1384) tek kubbeli ana mekânı, üç bölümfü son cemaat yeriyle yalın bir yapıdır, ancak tuğladan yivli minaresiyle dikkati çeker.

Aydınoğulları beyliğinin en önemli yapısı Selçuk'taki isabey" camisi1 dir (1375). Anadolu türk mimarlık tarihinin basamak taşlarından olan caminin mimarı, Ali bin Dimışkî'dir. Şam Ümeyye camisi'ndeki temel özellikler yanında, sonraki gelişmelerin ilk örnekleri bu yapıda izlenebilmektedir. Mermer kaplı ön yüzde, iki katlı pencere sırası ve mukarnaslı taçkapıyla anıtsal bir görünüm sağlanmıştır. Bu ön yüz mimarlığı daha sonra Bursa, Edirne, İstanbul'daki osmanlı camilerinde geliştirilmiştir. Yapının bir başka önemli özelliği de, avlu düzenlemesidir. Ortası sekizgen havuzlu, revaklı avlu ve düz ahşap çatılı revaklar önce bu yapıda görülür. Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarlığında görülen çifte minareye bu camide de rastlanmaktadır. Bunlar avluyla caminin birleştiği noktalara yerleştirilmiştir. Osmanlı mimarlığını da etkileyen bu düzen, avluyla caminin ana mekânının organik bir bütünleşmeye ulaşmasını sağlamıştır. Ana mekânı oluşturan, mihraba koşut iki şahın, mihrap ekseninde iki kubbeyle bölünmüştür. Bu, Şam Ümeyye camisi ile başlayıp (VIII. yy.), Diyarbakır Ulu camisi ve öteki artuklu yapılarında uygulanan tasarımın değişik bir ürünüdür.

Dönemin önemli merkezlerinden olan Aydın'da, beyliğin mimarlık alanında geliştirdiği yenilikleri yansıtacak yapılar günümüze ulaşamamıştır. Anadolu Selçukluları ile osmanlı mimarlığı arasında geçiş sağlayan Beylikler dönemi mimarlığında Aydınoğulları yapılarının önemli bir yeri vardır. Dönemin yapıları, dar olanaklar içinde gerçekleştirilmelerine karşılık tasarımları, ahşap, taş, tuğla, çini işçilikleriyle yeni denemelere ortam hazırlamışlardır.

Kaynak: MsXLabs & Büyük L.
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:45 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
theMira
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
19 Aralık 2016       Mesaj #7
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Aydınoğulları Beyliği

Ad:  Aydınoğulları4.JPG
Gösterim: 1007
Boyut:  46.4 KB

Aydınoğulları, Batı Anadolu'yu, Ege kıyılarını açan fâtih Türkmen beylerindendir. Gazi Umur Bey gibi Türkiye tarihinin büyük şahsiyetlerinden birini yetiştirmiştir. 1300'den 1390 Nisanına kadar önce 90 yıl, 28 temmuz 1402'den 1425'e kadar sonra da 23 yıl, cem'an 116 yıl sürmüştür. Nisan 1390'dan 28 temmuz 1402 'ye kadar Yıldırım Bâyezid zamanında 12 yıl, 3 ay, Osmanlı devletine katılmıştır. 1308'e kadar Selçuklular'a, 1335'e kadar İlhanlılar'a tabî, sonra müstakil olmuşlardır. 1308'den 1312'ye kadar da İlhanlılar'a tabî olan Germiyanoğulları'na tabî bulunmuşlardır. Zaten başlangıçta Aydın beyleri, Germiyanoğulları'nın hizmetinde idiler. 1403'te tekrar Osmanlılar'a tabî olmuşlar, bundan sonraki 22 yılda bazan tamamen Osmanlılar'a katılmışlar, bazen onlara baş kaldırmışlardır. Bu devreyi, Cüneyd Bey temsil eder.

Aydınoğulları Beyliği, bilindiği gibi, Selçukluların uç beyliği olarak Aydın Bey tarafından kurulmuştur. 1308'den 1335'e kadar İlhanlılara tabi olmuş, daha sonra bazen bağımsız, bazen Osmanlılara tabi olarak yaşamışlardır. Aydın, İzmir'in bazı havzaları, Alaşehir, Salihli ve dolaylarında hüküm sürdüler. Bu beyliğin en ünlü hükümdarı Gazi Umur Bey idi. Kuvvetli bir donanma ile Adalar Denizine (Ege) hakim olmuştu. 1425'te Osmanlı topraklarına katıldı. Bu beyliğin en önemli iskelesi Ayaslug (Selçuk) idi. Burada hazırlanan donanma ile etrafa baskınlar yapıyordu. Nitekim Mehmed Bey'in oğlu Umur Bey donanma ile Sakız, Bozcaada, Semadirek adası, Gümülcine havalisi, Adalar Denizi ve Mora sahillerine başarılı akınlar yapmış ve sahil İzmiri'ni ele geçirmişti (1328). Onun bu başarılı faaliyetleri babasının ölümünden sonra beyliğin başına geçmesine zemin hazırladı (1334).

Umur Bey, Saruhanoğlu Süleymân Bey ile birlikte Yunanistan ve Mora'ya sefer yapmış, sayısız esir ve ganimetlerle İzmir'e dönmüştü (1335). Umur Bey Bizans ile dostça geçinmiş, onların seferlerine katılarak Karadeniz'e çıkmış, Kili ve Eflak ülkelerini yağmalamıştı (1339-40).

Ayrıca, Bizans'taki taht mücadelelerine de karıştı. Aydınoğulları donanmasının Ege Denizi'ndeki faaliyetleri karşısında, Rodos şövalyeleri ticaretin aksamaması için İzmir'i vermek şartıyla Umur Bey ile anlaşmaya razı oldular, fakat bu anlaşma Papa tarafından tasdik edilmedi. Gazi Umur Bey bu sebeple İzmir'i zaptetmek isterken şehid düştü (1348). Onun hükümdarlık süresi Aydınoğulları için her yönden önemli gelişmelerin görüldüğü parlak bir devre olmuştur. Umur Bey'in kardeşi Hızır Bey, ağabeyi gibi faal ve cesur bir hükümdar olmadığından Latinler ile ağır şartlarla bir anlaşma imzalamaya mecbur kaldı. Bundan sonra Aydınoğullarının faaliyeti durmuş ve beylik çökmeğe yüz tutmuştu. Kosova savaşında (1389), Osmanlı ordusunda bulunan yardımcı kuvvetler arasında Aydın oğullarınkiler de vardı. Bu savaşta Sultan I. Murad'ın şehit düşmesi üzerine Yıldırım Bayezid sultan olmuş, fakat ona karşı Karamanoğullarının teşviki ile Anadolu beyliklerinde bir hareket başlamıştı. Bu harekete Aydınoğulları da katıldı. Yıldırım Bayezid'in beylikleri itaat altına almak için çıktığı Anadolu seferinde Aydınoğulları Beyliği Osmanlılara tâbi oldu (1390).

Aydınoğlu Gazi Umur Bey


XV. asırda şair Enverî tarafından "Düstûr-Nâme"de hayatı destanlaştırılmış bir şiir diliyle anlatılan Gazi Umur Bey, Türk teşebbüs ve kabiliyetinin mükemmel örneklerinden biridir.İzmir, 1076'da Türkiye devletinin kurucusu Anadolu Fâtihi I. Süleyman Şâh tarafından fethedilmişti. Çaka Bey'e verilen İzmir, bu Türk beyinin büyük deniz proje ve teşebbüslerine sahne oldu. Umur Bey, 2,5 asır sonra bu proje ve teşebbüsleri tekrar ele almıştır. Bizans, 1097'de İzmir'i de İznik ve Batı Anadolu gibi Türkler'den geri aldı. Şu halde İzmir'de ilk Türk hâkimiyeti, ancak 21 yıl sürmüştür. İşte Aydınoğlu Umur Bey, 1320'de İzmir'i tekrar fethetmiştir. Şu suretle 223 yıl daha İzmir, Hıristiyanlarda kalmıştır.

28 ekim 1344'te, bütün Avrupa devletlerinin birlikleri tarafından desteklenen Rodos'taki Saint-Jean Şövalyeleri, İzmir'i bastı; Aydınoğulları'nın tersane ve donanmalarını yaktı. Liman, Şövalyelerin eline geçti. Fakat yukarı kale, Türkler'in elinde kaldı. Bu suretle şehir, "Müslüman İzmir" ve "Gâvur İzmir" diye ikiye bölündü ve 1403'ün ilk günlerinde Timur'un, Şövalyeleri kovmasına kadar tam 59 yıl bu vaziyet devam etti.

Umur Bey, Avrupa siyaset âlemine faal bir şekilde iştirak etti. 1328-29'da, yanında Cüneyd Bey'in babası İbrahim Bahâdır Bey olduğu halde, Bozca Ada'ya çıktı. 1330'da Gelibolu yarımadasına ayak bastı. 1332'de 75 gemisi ile Semadirek adasını bastı ve Batı Trakya'da Gümülcine'ye asker çıkardı. Gene aynı yıl, 250 parçalık büyük bir donanma ile Adalar, Ağrıboz ve Yunanistan'a asker çıkardı ve ilk defa Ege denizini doğudan batıya geçmiş, Yunan karasında, Attika'ya ayak basmış oldu. 1333'te 170 parça donanma ile Mora'ya çıktı. 1333'te Saruhanoğlu Süleyman Bey'le müttefiken Yunanistan'a ve Mora'ya sefer yaptı. 1336'da Foça'da İmparator Kantakuzinos'la buluştu. 1338'de tekrar Yunanistan'a ve Ege Adaları'na sefer yaptı. 1339'da Eflâk yani Romanya seferine çıktı ve bu suretle Balkanlar'ın kuzeyine kadar erişti. 1342'de Girit ve Kıbrıs sahillerini vurdu. 1345'te Makedonya'ya asker çıkardı; bu seferde, müttefiki Saruhanoğlu Süleyman Bey, şehit düştü.

Osmanoğulları, Süleyman Paşa ile kardeşi I. Murad, şehit Aydınoğlu Umur Bey'le şehit Saruhanoğlu Süleyman Bey'in izlerini adım adım takip etmişler ve onların teşebbüslerini taçlandırmışlardır. Bulgaristan krallığı ile başa çıkmaktan âciz kalan Bizans imparatoru İoannis Kantakuzinos, Umur Bey'den imdat istemişti. Umur Bey, 32 harp gemisi ve 29.000 askerle Avrupa kıt'asına ayak bastı. Dimetoka'yı Bulgarlar'dan alıp müttefiki İmparator'a verdi. Ertesi yıl, 1342'de İmparator, rakibi Paleologoslar'a karşı tekrar Umur Bey'den yardım istedi ve bu suretle Türk hükümdarını, Bizans'ın dahilî işlerine karıştırmış oldu. Aydınoğlu, Rumeli'ne geçip İmparator'a istediği yardımı yaptı. Bunlar, Müslüman Türkler'in Rumeli'ne ilk ayak basışlarını teşkil eder.

1348'de, Gâvur İzmir'i Şövalyeler'den geri almak isteyen Umur Bey, kalenin önünde düşman tarafından şehîd edildi. Onun şehâdeti, Rumeli'ndeki projelerini yarıda bıraktı. Bıraktığı yerden, Osmanoğlu Şehzade Süleyman Paşa devam etmiştir. Daha 1344'te İmparator, tekrar Umur Bey'den yardım istediği zaman, Aydınoğlu, İzmir meslesiyle uğraşmakta olduğundan, müttefiki İmparator'a Osmanoğlu Orhan Gazi'ye baş vurmasını tavsiye etmişti. Donanması Haçlılar tarafından yakıldıktan sonra Umur Bey, komşuları Menteşeoğulları, Saruhanoğulları, Karasıoğulları'ndan tedarik edebildiği gemilerle acele yeni bir donanmaya sahip olmuştu. Bu donanmayla Gelibolu yarımadasına çıktı, Vardar vadisini taradı. Bulgar kuvvetlerini yok etti. Batı Anadolu Türk Beylikleri, yani Osmanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Saruhanoğulları ve Karasıoğulları, müttefiken takibine muvaffak oldukları siyaset yüzünden büyük başarı kazanmışlardır. Bunlardan Osmanoğulları'nın donanmaları yoktu; ancak 1345'ten sonra Karasıoğulları'nın pek de ehemmiyet arz etmeyen deniz kuvvetlerine sahip oldular. Fakat Aydın ve Menteşe donanmaları çok güçlüydü ve Ege Denizi'ne hâkimdi.

Ankara Savaşı'nda (1402) Osmanlıları mağlûp eden Tîmûr tarafından, ülkelerin kendilerine iade edilen beylikler arasında Aydınoğulları da bulunuyordu. Bu devrede en çok Cüneyd Bey (1405-1426) faaliyetleri ile dikkati çekmektedir. Cüneyd Bey fetret devrinde Osmanlı şehzâdeleri arasında saltanat mücadelelerine katıldı. Onun bu davranışı beyliğin sonunu hazırlayan sebeplerden biri oldu. Neticede Osmanlı sultanı II. Murad'ın gönderdiği bir ordu Aydınoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1426).

Aydınoğullarından bazı sanat eserleri, zamanımıza kadar mevcudiyetlerini korumuştur. Bunlardan en önemlileri Mehmed Bey'in yaptırdığı Birgi'deki Ulu Câmii ile Selçuk'ta 1374'de yapılan İsâ Bey Câmii'dir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 20 Aralık 2016 00:42

Benzer Konular

24 Ağustos 2011 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
30 Haziran 2011 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
17 Haziran 2010 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
8 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
8 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular