Arama

İslamiyet ile İlgili Haberler

Güncelleme: 27 Nisan 2013 Gösterim: 15.887 Cevap: 12
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
29 Kasım 2006       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Rusya'da yükselen değer İslamiyet

Sponsorlu Bağlantılar
İslamiyetle terörizmi özdeşleştirme çabalarına karşın, çok sayıda Rus din değiştirip Müslüman oldu.

Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından İslamla terörü özdeşleştirmek için yürütülen uluslararası propagandalara karşın, Ortodoks dünyasının önemli merkezlerinden Rusya'da son yıllarda Müslümanlığı seçenlerin sayısı artıyor.

Rusya'nın 144 milyonluk nüfusunun yaklaşık 20 milyonu Müslümanlardan oluşuyor. İslam geleneksel olarak ülkenin güney kesimlerinde, özellikle Kafkasya'da yaygın bir din. Savaşın yoğun yıllarında Rus medyası da Çeçenlerle, dolayısıyla Müslümanlarla terörizmi neredeyse eşanlamlı kullandı. Ancak İslamiyetle ilgili bu olumsuz havaya karşın, Rusya'da Müslümanların sayısı son dönemde artmaya başladı.

Propaganda geri tepti
Sürecin en dikkat çeken yönü, Ruslar arasında da din değiştirenlerin görülmesi.
Müslümanlığı seçenlerin yüksek sayılara ulaştığını iddia etmek güç olsa da bu yönde bir ilginin ortaya çıktığını, konuya yakın herkes kabul ediyor.
Müslüman ailelerden gelenler arasında da son dönemde ibadete yönelenlerin sayısında artış var. Bunların bir bölümü İslam karşıtı propagandaya duydukları tepkinin kendilerini ibadete yönelttiğini gizlemiyor.


5 bin kişilik cami

10 milyonu aşkın nüfusunun yaklaşık iki milyonu Müslümanlardan oluştuğu sanılan Moskova'da, toplam dört cami var. Bunlardan en çok tanınanı ve daha çok Tatarların rağbet ettiği merkez caminin bulunduğu alanda beş bin kişilik yeni bir cami yapılıyor. "Tarihi Cami" olarak bilinen 200 yıllık camiye ise daha çok Orta Asya ve Kafkas kökenlilerle sayıları az da olsa Türkler gidiyor.
Burası, diğerleri gibi özellikle cuma namazı sırasında doluyor ve yer bulamayanlar soğuk havada avluda seccade ya da gazete üzerinde namaz kılıyor.

Hazret: İnternet etkiledi

Kuran ve Arapça kurslarını yöneten cami görevlisi Ramil Hazret bazı Ortodoksların İslamiyete yönelmesini, "Bence bu kişiler kafalarındaki sorulara yanıt bulmaya çalışıyorlar. Günümüzde internet yardımıyla pek çok bilgiye ulaşmak mümkün. Böylece İslamiyetle tanışıyorlar" diyor.
Hazret, İslamda Hıristiyanlıktaki gibi aracı bulunmamasının bu kişileri etkilediğini, ayrıca alkol gibi alışkanlıklardan kurtulmak isteyenlerin Müslümanlığı seçtiğini düşünüyor. Moskova'da yerel halkın Müslümanlara nasıl davrandığı sorusuna ise, "Moskovalılar genel olarak yabancıları sevmez. Ama bunun nedeni daha çok sosyo-ekonomik sorunlar" yanıtını veriyor.


Anna'ydı, Münire oldu

Moskova'da Müslümanlığı seçen Ortodokslar genellikle evli çiftlerden oluşuyor ve çoğu zaman, önce kocalar din değiştiriyor. Eşinin Müslüman olmasından sonra İslamiyeti kabul edenlerden Münire, Kuran kursuna giderek yeni dinini tanımaya çalışıyor. Soyadını vermeyen ve kesinlikle resim çektirmeyen Münire, "Çevremizde tanıdığımız Müslümanlar vardı. Eşim onlardan etkilendi. Sonra ben Müslüman oldum. Artık yeni hayatımıza uygun yaşıyoruz" diyor.
"Yeni hayat", günde beş vakit namaz kılınması, kadınların başlarını kapatması, eve artık domuz eti girmemesi ve misafirlerin bile sigara içmesine izin verilmemesi anlamına geliyor.
Münire'nin kurs arkadaşı Çeçen genç, "İlk geldiğinde hâlâ Rus adı Anna'yı kullanıyordu. Hep birlikte oylama yaparak Münire adını taktık" diyor. Aynı Çeçen, kendisinin Kuran kursuna devam etmesinin nedenini ise, "Dinimin ayrıntılarını öğrenmek" diye açıklıyor. Kuran ve Arapça kurslarına genellikle gençler ve yaşlı kadınlar devam ediyor.

Müslümanlığı seçen keşiş

Müslüman olan Ruslardan biri de daha geçen yıla kadar manastırda yaşayan keşiş Mihail Kiselyov.
Babası da rahip olan Kiselyov, din eğitimi aldıktan sonra Tanrı'ya en iyi hizmet yolunun keşişlikten geçtiğine karar vermiş. Kiselyov, internetteki "islam.ru" sitesine yaptığı açıklamada, "Ama kitaplarla gerçek hayatın uymadığını gördüm. Keşiş, ideal Hıristiyan demek. Fakat çevremde böyle insanlar göremeyince hayal kırıklığına uğradım. Üstelik, kendimi aile kurmaktan mahrum etmenin Tanrı'nın benden istediği bir şey olmadığını anladım" diyor. Eski keşiş bu yıl Müslüman olarak Mikael adını almış.

Kurslar düzenleniyor

Moskova'nın Müslümanlar için kıyafet satan tek mağazası "Cemile" ile "helal et ürünleri"nin satıldığı küçük bir dükkânın da bulunduğu camide hafta sonları Kuran ve Arapça kursları veriliyor. Kurslara Tatarlar, Çeçenler, Abhazlar ve yeni Müslüman olan Ruslar katılıyor. Söz konusu cami, bayramda toplanan fitrelerle 100 yoksul Müslümana 500 ruble (yaklaşık 26 YTL) yardım yapıyor.

Cenk Başlamış-MİLLİYET

Son düzenleyen asla_asla_deme; 10 Mayıs 2008 13:23
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #2
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
'Şeker Hoca' Papa'yı İslam'a davet edecek,

Sponsorlu Bağlantılar
“Şeker Hoca” lakaplı imamı Celal Tilgen, Papa'yı İslam'a davet edecek.

Malatya Şeker Camii'inin “Şeker Hoca” lakaplı imamı Celal Tilgen, Vatikan'a mektup göndererek, Papa 16. Benediktus'a İslam'a davet edeceğini bildirdi.

Celal Tilgen, yaptığı açıklamada, Papa'nın İslam Alemini rencide eden açıklamalar yaptığını, kendisini eleştirip, kötülemek yerine mektup vererek, Müslümanlığa davet edeceğini ifade etti. Tilgen, şunları söyledi:

“Peygamber Efendimizin Roma İmparatoru Heraklius'a gönderdiği mektubun aynısını, posta yoluyla Vatikan'a göndereceğim. İslam'a yaptığı saldırı sonrasında bu mektubu alıp kabullenirse ki, bu da ancak Müslüman olmakla olabilir, başka türlü olamaz, kendisini affettirmiş olur.”

Geçtiğimiz haftalarda organ bağışının dinen sakıncalı olmadığını ispatlamak için organlarını bağışlayan Tilgen, bu davranışı sonrasında cemaatte organ bağışına talebin arttığını da sözlerin ekledi.

ŞEKER HOCA KİMDİR

Celal Tilgen, Malatya'daki Şeker Camii'nin imamı. Lakabı, Şeker Hoca. Ama bu lakabı sadece camiye borçlu değil. Tilgen yani namı diğer Şeker Hoca, ülkenin en modern din adamlarından biri. Vaazlarını laptopla veriyor. Soruları internetten yanıtlıyor, vaaz arası reklam alıyor. Vaazını "Malatyaspor Galatasaray'ı yensin, amin" diye bitiren ama kimseden tepki almayan bir din adamı.

Basın Yayın Halkla İlişkiler mezunu olan Tilgen'in ilginç icraatlerinin başında camide galoş zorunluluğu, internet üzerinden vaaz (celalhoca. com.tr) ve vaazlarının arasına reklam almak geliyor.

AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
9 Aralık 2006       Mesaj #3
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Mevlana anma törenleri başladı

Mevlana Hoşgörü ve Sevgi Yürüyşüşü’ ile başlayan törenlere Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'de katıldı.

MEVLANA’nın ölümünün 733’üncü yıldönümü anma törenleri, ‘Mevlana Hoşgörü ve Sevgi Yürüyşüşü’ ile başladı. Mehter Takımı eşliğindeki yürüyüşe sikke ve tennure giyen semazenlerin yanı sıra Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve Mevlana'nın 21'inci kuşaktan torunu Esin Çelebi de katıldı.

Saat 13.30’da Valilik önünde başlayan ‘Mevlana Sevgi ve Hoşgörü Yürüyüşü’ne Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Mehter Takımı, mehter marşlarıyla eşlik etti. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Vali Atilla Osmançelebioğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Mevlana’nın 21’inci kuşaktan torunu Esin Çelebi, sikke ve tennurelerini giyen semazenler ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Yürüyüş sırasında Esin Çelebi ile Bakan Tüzmen bir süre sohbet etti. Tüzmen, yürüyüş sırasında çevredeki vatandaşları da selamladı. Yaklaşık 300 metrelik yürüyüşün ardından katılımcılar, Mevlana Müzesi’ne gezdi. Burada Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Mevlana’nın sandukası başında, Esin Çelebi ile birlikte el açıp, dua etti.

Program sırasında müze günlük ziyaretçilere kapatılmayınca, oluşan büyük kalabalık izdihama neden oldu. Müzeyi ziyarete gelen ve emekli öğretmen olduğunu söyleyen Hatice Tosun, protokol üyelerine ve gazetecilere ‘Feyzimizi bozdunuz’ diye bağırdı. Bakan Tüzmen, Hatice Tosun’un yanına giderek, “Herkes adına ben sizden özür diliyorum. Böyle şeyler ara sıra ne yazık ki oluyor” dedi.

ÇOCUK SEMAZENLER MEVLANA HUZURUNDA SEMA DÖNDÜ

Mevlana Müzesi’nde Kültür Bakanlığı Konya Devlet Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun yetiştirdiği, 6- 13 yaş arasındaki öğrenci semazenler, önce protokol ve konukları mevlevi selamıyla selamladı. Ardından da Mevlana’nın sandukası başında sema ayini yaptı. Çocuk semazenlerin ayini sırasında, Mevlana’nın torunu Esin Çelebi’nin oldukça duygulandığı görüldü. Çelebi, gösterinin tamamını Bakan Tüzmen ile birlikte yanyana izledi. Sema sonunda, mevlevi duası yapıldı. Bakan Tüzmen, çocuk semazenler ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

SÜRE UZATILDI

Önceki yıllarda 1 hafta, geçen sene ise 10 gün olarak düzenlenen törenler, ilk kez bu sene 17 güne çıkarıldı. Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, her akşam saat 19.30’da Mevlana Kültür Merkezi’nde, Ahmet Özhan konserinin ardından, sema ayini düzenleneceğini, cumartesi ve pazar günleri ise ayinin saat 13.00’te de yapılacağını belirtti. Bu yıl törenleri toplam 70 bin kişinin izleyeceği kaydedilirken, ilk sema ayini bu akşam gerçekleşecek.

SERGİLER AÇILDI

Kültür ve Turizm Müdürülüğü, Mevlana Müzesi ve Mevlana Kültür Merkezi salonlarında sema fotoğrafları, semazen resimleri, mevlevi kıyafetleri, dünya mevlevihaneleri fotoğrafları, ney, keçe ve pul sergileri açıldı. Ayrıca, bu yıl ilk kez Mevlana Müzesi’nde Mevlevi Sancakları Sergisi de açıldı.

>>Hürriyet

AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
9 Aralık 2006       Mesaj #4
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Yılbaşında kurban eti caiz mi?

Yılbaşı sofrasında 'kurban eti ile içki içilir mi?" İşte uzman yorumları

Kurban Bayramı ile yeni yıl çakışınca "Yılbaşında kurban eti caiz mi?" tartışması başladı. Diyanet, yılbaşında kurban etine vize verdi.

Kurban Bayramı'nın ilk günü ile yılbaşı gecesinin 65 yıl sonra aynı günde çakışması üzerine yılbaşı sofrasında "Koç mu- hindi mi' ve 'kurban eti ile içki içilir mi" soruları iki özel günü de kutlamak isteyenlerin kafasını meşgul ediyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Dinin koyduğu ölçüler, doğru ya da yanlış bulduğu davranışlar vardır. Din onları açıklar, insanlar da dinin bu açıklamaları doğrultusunda kendi sosyal hayatlarını düzenlerler" diyerek bir anlamda yılbaşı kutlamasına vize verdi. Siyasetçi ve akademisyenlerin görüşleri şöyle: 'LAİK

'Bir ülkede normal'

Abdullah Çalışkan (AKP Adana): İslam'ı anlama konusunda zaafiyet var. İslam konusunda hassasiyeti ağır olanlar elbette, Kurban Bayramı'nı kutlayacaklar, afiyetle kurban etlerini yiyecekler. Ama, batılılaşma, modernleşme yönünde hassasiyeti olanlar, onlar da içkilerini içecekler. Bu bayram ve yılbaşının aynı güne denk gelmesi koç ile hindi savaşına dönüşecek. İşin sonunda koç galip gelecek.

Tayyar Altıkulaç (Diyanet İşleri eski Başkanı-AKP İstanbul): Kurban Bayramı kutlaması deyince, elbette günah sayılan bir fiil akla gelmez. Kişisel olarak doğru bulmasam da bir kesim hem bayramı kutlayacak hem de dinin meşru saymadığı boyutuyla yılbaşı kutlaması yapacaktır. Laik bir ülkede bunlar mümkündür.

Prof. Dr. Beyza Bilgin (İlk kadın vaiz): İçkinin haram olduğunu düşünenlere sorun yok. Zaten içkili-hindili kutlama yapmazlar.

Prof. Dr. Nesimi Yazıcı (Ankara Üni. İlahiyat Fakültesi): Ben, yeni bir yıla girdiğim için şükrederim. İçki içen için, bayramın yeni yıla denk gelmesi içmeme nedeni olmaz.

>>Hülya KARABAĞLI /SABAH



AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
11 Aralık 2006       Mesaj #5
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Tarikat yasak ama fiilen var..!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu Basın Kulübü'ndeki çarpıcı açıklamalarına devam ediyor...

11.12.2006 00:20


TARİKAT KONUSU TÜRKİYE'DE AÇIKYÜREKLİLİKLE TARTIŞILMALI..

Bu gerçeği yok saymak yanlıştır. yok sayarak bir yere gidemeyiz. görmezden geldiğimiz vakit kendiliğinden hormonal şekilde gelişebiliyor, istismarlar yaşanabiliyor.. siyasete, ekonomiye, çıkar ilişkilerine dönüşebiliyor... osmanlıdaki tecrübe çok önemli...Türkiye bu

Türkiye bu konuyu açıkyüreklilikle tartışılmalı.. yok saymak yanlıştır.. tarikat örgütlenmesi hukuken yasak ama fiilen var.

AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
17 Aralık 2006       Mesaj #6
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
"Özürlü çocuğa kürtaj da cinayettir"

Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Doç. Dr. Karagöz, “Ceninin özürlü olması onun öldürülmesine gerekçe olamaz.” dedi

15.12.2006 10:42

Anne karnındaki “özürlü çocuğu” aldırmanın büyük bir vebal ve günah olduğunu belirten Diyanet Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Doç. Dr. İsmail Karagöz, “Diyanet Dergisi”nin aralık sayısında bu konudaki görüşlerini açıkladı. Karagöz, “İnsan ister cenin olsun, ister kötürüm, asla öldürülemez. Erkeğin spermiyle kadının yumurtası döllenip rahime yerleştikten sonra, hiçbir gerekçeyle çocuk aldırılamaz. Anne sağlığı hariç, ceninin özürlü olması onun öldürülmesine gerekçe olamaz. Dinimiz buna cevaz vermez. Doğan özürlü çocuklar veya sonradan özürlü olanlar nasıl öldürülemezse, anne karnındaki yavru da aynı şekilde öldürülemez. Öldürülürse cinayet olur, büyük günah olur” dedi. Doç. Karagöz şu görüşleri savundu: “Çağımızda kürtaj, genellikle istenmeyen hamileliklerle, özürlü doğacağı tespit edilen çocuklar için söz konusu olmaktadır. Zihinsel veya spastik veya başka bir özrü olduğu tespit edilen cenin aldırılabilir mi? Toplumda buna ’evet’ de ’hayır’ da diyenler var.

İNSANLIK SUÇUDUR

Özürlü doğacak çocuğun aldırılmasını savunan kimseler, şu gerçekleri ileri sürmektedirler: ’Özürlüler hayatta sıkıntı çekiyorlar. Topluma yük oluyorlar. Anne babaları ölünce bakacak kimseleri olmuyor. Bakım ve tedavileri için çok para harcanıyor.’ Bu yaklaşım, anne karnındaki insanla dünyadaki insan ayırımı yapılmasından kaynaklanmaktadır. İnsanlar doğduktan sonra veya ileri yaşlarda da herhangi bir sebeple özürlü olabiliyorlar. Özürlü insanlar, zikredilen gerekçelerle öldürülebilir mi? Doğum esnasında veya doğum sonrasında oluşan özürlüleri nasıl öldüremiyorsak, öldürülmesi insanlık suçu ise anne karnındaki insanı da öldüremeyiz. Çünkü anne karnındaki cenin de can taşımaktadır. O canı veren Allah’tır. Allah’ın verdiği canı, ancak Allah alabilir. ” Karagöz, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi konusunda herkese önemli görevler düştüğünü de vurguladı.


>>Vatan
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
21 Aralık 2006       Mesaj #7
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Today's Zaman geliyor

Ekrem Dumanlı, 'farklı uslüp, dil ve hedef kitlesi' olan yeni gazeteyi anlattı

18.12.2006 13:40

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın yazısı;

Yeni bir gazeteye 'hoş geldin' derken

Bu sütundan daha önce haber vermiştim; "Yakında bir gazete çıkacak; Zaman'ın teknik ve tecrübe desteğini alacak; ama tamamıyla müstakil bir gazete olacak" demiştim. O gün bugündür herkes soruyor, "Nasıl bir gazetedir bu, adı-sanı nedir, kime hitap eder?" Kamuoyundaki bu merak, üç televizyon programında canlı yayın sorusu olarak karşıma çıktı. Her defasında "Bu gazetenin dili, üslubu, hedef kitlesi farklı olacak." diyerek hem kısa bir izah yapmaya hem de hazırlık çalışmalarının tamamlanması için zaman kazanmaya gayret ettim. Cevabımı yetersiz bulanlar kimi zaman sitem de etti.

Oysa söylediklerim birebir gerçeği yansıtıyordu; gerçekten de yeni çıkacak gazetenin dili, üslubu, hedef kitlesi farklıydı; çünkü tepeden tırnağa İngilizce yayın yapacak günlük bir gazeteden bahsediyordum. Artık daha açık, daha kapsamlı bilgi verebilirim; çünkü İngilizce gazetenin hazırlık safhasında son noktaya gelindi; hatta ilk prova baskısı yapıldı. Bu baskı ile ilgili görüşler alınmaya başlandı bile. Bir ay sonra piyasaya çıkacak gazetenin doğum heyecanı hâlâ sürüyor.

"Durup dururken İngilizce bir gazete nereden çıktı?" dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü "Yeni bir gazete çıkacak" müjdesini duyanların önemli bir kısmı bazı tahminlerde bulundu. Kimi ekonomi gazetesi bekliyordu, kimi de daha düşük seviyeli, daha ucuz ve daha basit bir gazete tahmin ediyordu. Oysa Zaman, Türkiye sınırlarına hapsolmayı vizyon daralması olarak görüyordu. Tabii ki bir ayağı -sadece ayağı değil kalbi ve kafası- Türkiye'de olup, daha evrensel, daha kuşatıcı bir yayın tasarlanıyordu. İşte o yüzden 2007'nin başında yeni bir gazete kamuoyunun karşısına çıkıyor ve kendine "Today's Zaman" adını veriyor.

Aman dikkat; tercüme gazetesi değil

Hemen baştan söyleyeyim; Today's Zaman, Zaman Gazetesi'nin İngilizce tercümesi olmayacak. Başlı başına bir yayın ve bağımsız yönetim kadrosu var. Ayrıca kendine mahsus yazarları, yorumcuları olacak. Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen kalemleri Today's Zaman için yazacak. Manşetleri, birinci sayfa haberleri, iç sayfa seçimleri yani topyekün her unsuru bağımsız bir gazete var karşınızda.

"Böyle bir gazeteye neden ihtiyaç duyuldu?" sorusunun sıkça yöneltileceğini sanıyorum. Öncelikle belirtmek gerekiyor ki; yayıncılar hem bugünü doğru okumalı hem geleceği. Türkiye, AB sürecinde önemli dönüm noktalarını aşıyor, dünya ile daha sıcak temas kurmak zorunda kalıyor. Hem Türkiye'deki insanların yurtdışına merakı artmıştır hem yurtdışından Türkiye'ye karşı duyulan ilgi yükselmiştir. Yabancı sermayenin Türkiye'ye akın etmesinden ülkemize gelen turist patlamasına, Türkiye'de mülk edinen yabancılardan Türkiye üzerine kritik kararlara imza atmak zorunda kalan diplomatlara kadar Türkiye haber için cazibe noktası haline gelir de, bu ülkede yeni bir İngilizce gazete çıkmaz mı? Türk aydınının düşüncelerini, Türk halkının taleplerini, Türk dünyasının hissiyatını bir şekilde anlatmak zorundayız. Gerçi Türkiye'de İngilizce gazeteler var; ancak Today's Zaman, kendine yeni bir kulvar açacak. Eminim ki bu gazete İngilizce yayınlardaki kalite yarışına katkıda bulunacak. Bunu yaparken haksız rekabete sebep olacak kötü bir metot uygulamayacağı da aşikâr. Ancak daha önce yapılmayan pek çok şey bu gazetede hayat bulacak...

Türkiye'yi daha iyi anlamak

Bülent Keneş'in genel yayın yönetmenliğini, Kerim Balcı'nın Ankara temsilciliğini yapacağı gazetenin Türk diplomasisine yeni pencereler açacağı ortada. Keneş, lisans eğitimini Boğaziçi'nde tamamlamış Zaman mektebinin kadim mezunlarındandır. Bizim Dış Haberler'de muhabirlikten Dış Haberler sorumluluğuna kadar yükselmiş, oradan ayrılınca Turkish Daily News'te yıllarca çalışmış, orada genel yayın koordinatörlüğü görevini üstlenmişti. Daha sonra Anadolu Ajansı'nın New York temsilciliğini yaptı. Ardından Türkiye'ye dönüp Bugün Gazetesi'nin genel yayın yönetmenliğini üstlenmişti. Şimdi kollarını sıvadı, İngilizce gazetelerin en hası, en kalitelisi için gayret gösteriyor. O, bu çetin yolda güzel bir ekip çalışması ortaya koydukça eminim Türkiye'nin ufku açılacak; çünkü Türkiye ile ilgili kişi, kurum ve çevrelerin Türkiye gerçeğine bir başka pencereden daha bakması gerekiyor. Türkiye'yi anlamak, hele bir yabancı için Türkiye'yi doğru anlamak, tek bir perspektiften bakmakla mümkün değil.

Türkçe titizliğine devam

Zaman'ın Türkçe titizliği herkesin malumudur. O yüzden İngilizce bir gazete çıkarılmasını yadırgayanlar bulunabilir. Ancak onların da bilmesi gereken hassas bir nokta var. Bu gazete bir yandan Türkçe bilmeyen insanlara Türkiye'yi anlatacak; diğer yandan da Türkçe öğrenmek isteyen kişileri Türkçe öğrenmeye teşvik edecek. İngilizce öğrenmek isteyen okurlar bu gazete ile pratik yapma, kelime dağarcıklarını genişletme imkânı bulacak. Aynı avantaj Türkçe bilmeyenler için de geçerli. Türkçe kelime hazinesini geliştirmek, Türkçeye daha vakıf olmak isteyenler için Today's Zaman'cıların muazzam çalışmaları var. Göreceksiniz Türkçenin her iki yakasında duranlar bu gazeteden çok istifade edecek.

İşin aslını söylemekte fayda var; Zaman'ın İngilizce web sitesinde çalışan kadro, yaklaşık dört senedir Today's Zaman'ın altyapısını oluşturmuştu. Yani, İngilizce bir gazete çıkarmadan, İngilizce bir gazete web sitesinde çalışıldı. Haberin diline, yorumun derinliğine orada inildi. Şimdi zamanı geldi ve yaklaşık dört yıllık tecrübe ete kemiğe bürünecek duruma yükseldi. Hem bayilerde satılacak bu gazete, hem abone sistemiyle. Abonelerine gazetenin birinci sınıf bir ambalajla dağıtılacak olmasını kıskanmadım dersem hata olur; zira 600 bini aşkın gazeteyi böyle bir şekilde, birinci sınıf bir ambalajla okura ulaştırmayı biz de isterdik. Gazete kâğıdı da çok hoş seçilmiş. Her şey süper, her şey inceden inceye düşünülmüş. Şu ana kadar devam eden süreç, prova baskı, proje vs. bende büyük bir heyecan uyandırdı. Siz sevgili okurlarımızda da benzer bir sevinç ve heyecan uyanırsa eminim bu gazete Misak-ı Milli sınırlarını aşar ve yeryüzünde Türkiye'nin sesi olur. Hayırlı olsun!

>>EKREM DUMANLI / ZAMAN




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Aralık 2006       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türk kasaplarının, İslam Kalkınma Bankası'na sunduğu ilginç öneri
20.12.2006 Çarşamba 08:54

Türk kasapları, İslam Kalkınma Bankası'ndan kurban etlerinin konserve yapılabilmesi için destek istedi. Bankanın sıcak baktığı projeyle kurban etinden faydalanma süresi beş yıla çıkacak


İslam dünyası, yaklaşan Kurban Bayramı'nı kutlamaya hazırlanırken, Türk kasapları dünya genelinde kesilen kurbanlar için yeni bir proje geliştirdi.
Bir süre önce adını Avrupa Birliği'nde yaptığı lobi faaliyetleriyle duyuran Türk Kasaplar Federasyonu, şimdi de kurban etlerinin ziyan edilmemesi ve dünya genelinde felaketzedelerin kullanımına sunulması için bir projeyle İslam Kalkınma Bankası'na başvurdu.
Federasyon Başkanı Fazlı Yalçındağ, "Bu etler kavrulup konserve yapılsa, bir öğünlük ambalajlara konulsa kurban etine 5 yıllık ömür kazandırırız. Felaket olduğunda ulaştırmak, depolamak kolay" dedi.
Geçen yıl da İslam Kalkınma Bankası nezdinde hacda kesilen kurbanların dörde bölünüp dondurularak ihtiyaç sahibi ülkelere gönderilmesini önerdiklerini belirten Yalçındağ, şöyle devam etti:
"Bu yıl o uygulanacak. Suudi Arabistan'da et çok iyi tesislerde kesiliyor. Ama, gittiği fakir ülkede anında tüketilmesi lazım. Ertesi güne kaldığında bozulur. Konserve şeklinde dağıtılırsa yardım bütün bir yıla yayılabilecek. İslam Kalkınma Bankası yetkilileri geldi, konuştuk. Bu fikrimize çok sıcak baktılar. Yazılı hale getirip kendilerine iletilmesini istediler."
Konserve projesinin Türkiye'deki vakıflar için de işlevsel olabileceğini kaydeden Yalçındağ, şunları söyledi:



"Bu kurumların parasal ihtiyacı var. Bu konserveleri satabilirler. Son kullanma tarihi yaklaşanlar da yenir. Geçen aylarda Güneydoğu'da sel felaketi yaşandı. Bu fikrin selde, depremde ne kadar faydalı olacağını düşündük."

kurban1 250


ReberamiN - avatarı
ReberamiN
Ziyaretçi
25 Aralık 2006       Mesaj #9
ReberamiN - avatarı
Ziyaretçi
KURBAN VE KUBANLIK HAKKINDAKY GENEL BYLGYLER
Tarih: 16.01.2005 Saat: 13:32
Konu: KURBANLK

Kurban ne demektir? Kurban, kelime anlamy ile yakynla?ma demektir. Buradan hareketle, kurban kesmek; Allah’a yakynla?ma gayesiyle, O’nun verdi?i mallardan, kurban edilmesi mümkün olan birini, yine O’nun ryzasy için bo?azlamak demektir. Kurbanyn dinî dayana?y nedir?Kurban kesmek, ilk insanla beraber ba?lamy?tyr. Hz. Adem’in çocuklary Allah için kurban kesmi?lerdi, ama birisinin niyeti halis olmady?y için onun kurbany kabul edilmemi?ti. Karde?inin kurbany ise kabul edilmi?ti. Di?eri de onu kyskanmy? ve öldürmü?tü. Bu olayy bize Kurân-y Kerim nakleder. (Mâide 5/27). Buradan hareketle kurbanda asyl olanyn Allah ryzasy için kesme oldu?unu da anlyyoruz.

Bunun dy?ynda Kurân-y Kerim’de pek çok yerde çe?itli vesilelerle önceki peygamberlere emredilen kurbanlardan, hacda kesilecek kurbanlardan söz edilir. Bütün dinlerde kurban vardyr. Nihayet Kevser Suresi’nde ise Hz. Muhammed’e hitap edilerek onun ve ümmetinin kurban kesmesi emredilir. Hz. Peygamber de Medine’de sürekli kurban kesmi? ve hacda ise, muhtemelen altmy? üç yyllyk ömrünü esas alarak, 63 tane kurban kesmi?tir. Ybn Mâce’nin nakletti?i hasen derecesinde bir hadisi ?eriflerinde ise: “Kim imkân bulur da kurban kesmezse bizim namazgâhymyza yakla?masyn” buyurmu?tur. Kurban kesmenin dini hükmü nedir?Kevser Suresindeki emrin bir ba?ka manaya da gelme ihtimalinden ötürü, alimlerin ço?u kurbanyn kesin bir farz olmady?y kanaatine varmy?lardyr. Hanefiler ise bu emrin, kesin yapylmasy gereken bir talepte bulundu?u, ancak bu farkly yorum ihtimaline bakarak buna inanmayanyn kâfir olmayaca?y kanaatine varmy?lardyr. Böyle yapylmasy kesin olarak istenen, ama mahiyeti konusunda ba?ka yorumlar da yapylabilecek ?eyler için Hanefîler “farz” de?il de “vacip” kavramyny kullanyrlar. Bu sebeple kurban Hanefilere göre vaciptir. Yani imkany olanlar onu kesmelidirler ama bunu ba?ka yorumlara bakarak yumu?atmakta serbesttirler. ?afiilere göre ise kurban sünnettir, ama syradan bir sünnet de?ildir. Yapylmasy gereken bir sünnettir, yani “sünneti lazyme” dir. Bütün bu ve benzeri delillere bakyldy?ynda kurbanyn ‘sünnettir, olmasa da olur’ denecek bir sünnet olmady?yny, hali vakti yerinde olanlar için gerçekten de Hanefilerin dedi?i gibi vacip oldu?unu anlaryz. Müslim’in nakletti?i bir hadisi ?erife göre, Allah Rasulü Medine’de kurban bayram namazyny kyldyrmy?ty. Bazy insanlar acele davranyp kurbanlaryny kestiler. Hz. Peygamber’in kesti?ini zannetmi?lerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kendinden önce kesenlerin tekrar kurbanlaryny kesmelerini emretti. E?er kurban sadece isteyenlerin kesecekleri bir ibadet olsaydy, onlaryn iade etmelerin emretmezdi. Kurban ne için kesilir?Hac Suresinde Allah (cc): “Kurbanlarynyzyn etleri ya da kanlary Allah’a ula?maz, ama sizin takvanyz Allah’a ula?yr” (22/37). Dendi?ine bakyldy?ynda, kurban kesmenin asyl amacynyn Allah’yn emrini yerine getirmek, böylece takvaly oldu?unu göstermek oldu?u anla?ylyr. Bunun anlamy, Allah isterse en de?erli malymyzy dahi O’nun yoluna feda edebiliriz, demektir. Typky Hz. Ybrahim’in Ysmail’i kurban etmeye karar vermesi gibi, gerekirse bizim de canymyzy dahi kurban edebilece?imizi göstermektir. Bir bakyma da kurban malperestlik duygusunu kyrmak, Allah’yn ryzasy kar?ysynda her ?eyimizden geçebilece?imizi göstermek anlamyna gelir. Kimler kurban kesmelidir?Kysaca hali vakti yerinde olanlar, yani zenginler kurban keserler. Bunun ölçüsü ise temel ihtiyaçlaryny kar?yladyktan sonra, kendisini zengin kylacak kadar maly mülkü bulunmaktyr. Böyle olan malyn mülkün üzerinden, zekatta oldu?u gibi bir yyl geçmesi de gerekmez. Günümüz ?artlarynda ne kadar birikmi? parasy olan ki?i kurban kesmelidir?Kurban için birikmi? parasy bulunma ?arty yoktur. Bir insan dü?ünelim, aldy?y maa?y evinin geçimini kar?ylyyor ve bunun dy?ynda evi barky, parasy, ba?y bahçesi ya da ticaret maly varsa ve bunlaryn de?eri en az 85 gram altynyn de?eri kadarsa bu insanyn imkany vardyr ve kurban kesmesi gerekir. Ama zenginli?in ölçüsü olarak sünnette 85 gram altyn zikredildi?i gibi, 200 dirhem gümü?, kyrk koyun, otuz sy?yr ve be? deve de zikredilmi?tir. Buna göre bir insan bu gün ?öyle diyebilir: “Zenginlik için 85 gram altyny ölçü alyrsam bunun de?eri bu gün yakla?yk 2 milyar TL eder. Oysa gümü?ü esas aldy?ymda bu de?er çok daha azdyr. Sy?yry esas aldy?ymda ise çok daha fazladyr. Öyleyse ben zenginlik ölçüsü olarak bunlaryn de?er ortalamalaryny almak istiyorum ki, bu da yakla?yk 15 milyar TL eder. Buna göre temel ihtiyaçlaryndan fazla bu gün için 15 milyar de?erinde maly ya da parasy olan insan ancak kurban kesmelidir.” Böyle anlamak mümkündür ve bu durum, biraz da ki?ilerin kendi tercihlerine byrakylmy?tyr. Yster kendisini 85 gram altynla, isterse 15 milyar TL ile zengin sayar ve kurbanyny ona göre keser. Ama her halü karda kesen, sevabyny alyr. Ailede yeterli birikimi olan kary-kocadan ve çocuklardan her birinin kurban kesmesi gerekir mi?Hanefiler, ?ahsi maly bulunan herkesi ba?ly ba?yna bir mükellef sayarlar ve böyle olan birisi, ister kadyn olsun ister erkek olsun kurban kesmelidir derler. Di?er mezhepler ise, her bir ferdin ne kadar parasy bulunursa bulunsun, bir eve bir kurban yeter diye dü?ünürler. Kadyn kurban kestirebilir mi?Bir önceki soruya verdi?imiz cevaptan da anla?ylaca?y üzere, Hanefilere göre kadynyn da kendi maly mülkü, altyny ya da parasy varsa onun da kurban kesmesi gerekir. Hatta kadyn evi bakmakla yükümlü olmady?y için, onun temel ihtiyaçlaryny kar?ylayacak parasynyn bulunmasy aranmaz. Çünkü onlary zaten erkek kar?ylayacaktyr. Öyleyse zengin olan kadyn kurban keser, ya da vekalet vererek kestirir. Yolcunun kurban kesmesi gerekir mi??erî ölçülerle yolcu sayylan bir insana kurban kesmek vacip de?ildir. Ancak bizzat kendisi keserse, ya da vekil tayin etti?i ki?iye kestirirse güzel bir i? yapmy? olur Kurban kesmek yerine sadaka vermekle bu ibadet yerine getirilmi? olur mu?Hayyr asla! Çünkü ibadetlerin cinsini ve keyfiyetini biz tayin edemeyiz. Ybadetler tamamen Mabudun bildirdi?i gibi olmalydyr. Ba?ka türlü verme ibadetleri zaten vardyr. Ki?i onlardan yapmasy gerekenleri de yapacak, gerekiyorsa kurbanyny da kesecektir. Kurban ne zaman kesilir? Vacip olan kurban, Kurban bayramynyn birinci, ikinci ve üçüncü yani, Zilhicce ayynyn onuncu, on birinci ve on ikinci günlerinde kesilir. Güzel olan, kurbanlaryn gündüzleri kesilmesidir. Kurban Bayramyn birinci günü kesmek ise daha faziletlidir. Di?er kurbanlarda ise herhangi bir vakit söz konusu de?ildir Bir kurbana kaç ki?i ortak olur? Büyük ba? hayvanlara birden yedi ki?iye kadar ortak olabilir. Hayvan kurban olacak ya?ta ve özelliklerde bulunduktan sonra, etinin az ya da çok olmasy, ortak sayysyny belirlemez. Küçük ve eti az olsa dahi büyük ba? hayvanlara yedi ortak olabilir. “Bu kurban ancak be? ki?ilik, ya da üç ki?ilik olur” gibi ifadeler, ki?i ba?yna gelecek etin belli bir miktarda olmasyny anlatmak için söylenir. Yoksa büyük ba? bir hayvan kurban olma özelliklerini ta?ydyktan sonra ona yedi ki?i ortak olabilir. Hangi hayvanlar kurban olarak kesilir? Bu hayvanlar hangi nitelikleri ta?ymalydyr?Kurban ancak keçi koyun, sy?yr deve ve mandadan olur. Bunun dy?yndaki hayvanlardan kurban olmaz. Çünkü kurban bir ibarettir ve ibadetleri Hz. Peygamber nasyl ö?retmi?se ancak öyle yapylyrlar. Tavuktan, deve ku?undan vb. hayvanlardan kurban kesmeye kalkan, veya bunlaryn kurban olabilece?ini söyleyen, ya da bu hayvanlardan bir kurban adayan insan bir bidat i?lemi? oldu?u için günahkar olur. Hatta böyle bir iddiaya küfür diyen alimler dahi vardyr. Kurban kesilecek hayvanlar kendi cinsinin olgun ya?yna geldi?inde ve ortalama bir büyüklükte oldu?unda kurban kesilebilirler. Her hangi bir aryza ya da hastalyk bunlary ortalama de?erden dü?ürmü?se kurban kesilemezler. Çünkü kurbanda bir bakyma ?öyle bir mana vardyr: Ya Rab! Ben senin ryzan için bir koyun, ya da bir keçi vb kesiyorum”. Durum böyle olunca normal bir keçi ya da normal bir koyun sayylmayan, aryzaly bir hayvany kurban etmek uygun olmaz. Bu konudaki ölçü ?u hadisi ?eriftir: “Kurbanda belirgin kör, belirgin hasta, belirgin topal ve kemiklerinde ili?i kalmamy? kadar zayyf hayvanlar kurban olmaz”. Ayryca tek gözü olmayan ve boynuzlary kyrylan hayvanlaryn da kurban olmayaca?y söylenmi?tir. Çünkü bu aryzalar bir hayvany kendi cinsinin ortalamasy olmaktan çykaryr. Ancak besili olsun ya da zarar vermesin diye küçükken boynuzlary köreltilen hayvanlar böyle de?ildir. Çünkü bu durum hayvanyn de?erini dü?ürmez, aksine artyryr. Kurbanlyk hayvanlardan hangileri ortak olarak kesilebilir? Büyük ba? hayvanlara birden yediye kadar ortak olunabilir. Küçük ba? hayvanlardan ise ancak bir kurban olur. Kurban keserken nelere dikkat edilmelidir? 1. Kurban keserken özellikle hayvana sykynty vermemeye dikkat etmelidir. ?ehirlerde gördü?ümüz ve hayvanlaryn itilip kakylarak, dövülerek kurban edilmesi vah?iliktir, Yslam ahlakyna sy?maz: böyle eziyet eden insanlar sanki on günah i?lemi? iki sevap almy? gibidirler. Bu kadar günah almaktansa sevaby terk etmek daha iyidir. Müslümanlar kurban keserken hayvana nasyl ?efkatle davranylaca?yny gösterme ?ansy yakalarlar. Bu ?ansy kaçyrmamaly ve müslümanyn merhametini ve di?erlerinden farkyny göstermelidirler. 2. Ykinci önemli mesele, temizlik ve insanlary tiksindirmemedir. ?ehirlerde gördü?ümüz manzaralar, Müslümanly?yn belirtileri de?ildir. Bizden Allah kurban kesmemizi ister, etrafy pisletmemizi de?il. Ve Hz. Peygamber (sav) ?öyle buyurur: “Allah her ?eyin ihsan ile yapylmasyny ?art ko?mu?tur. (Yhsan, bir ?eyi yapylabilece?inin en güzeliyle yapmaktyr). Öyleyse bo?azlarken de ihsan ile bo?azlayyn, byça?ynyzy iyi bileyin ve hayvanynyzy rahatlatyn”. Bu konuya Müslümanlar çok ama çok dikkat etmeli ve her fyrsatta dine ve dindarlara saldyrmak isteyenlere fyrsat vermemelidirler. Kurban bayyltylarak kesilebilir mi? Zorunlu bir sebep yoksa kurbany bayyltarak kesmek sakyncalydyr, en azyndan mekruhtur. Çünkü kesimden mi bayyltmadan my öldü?ünü bilemeyiz. Sonra bayyltmanyn hayvana ne kadar acy çektirdi?ini de bilemeyiz. Ama zapt edilemeyen bir hayvany bayyltmaktan ba?ka çare yoksa, en sonunda bu yola da ba? vurulabilir. Kurban eti nasyl de?erlendirilmelidir?Kurban kesmekten asyl amaç, Allah için kan akytmaktyr. Bu yapyldyktan sonra kurban tamamdyr, ancak elbette kurban kesmenin hikmetlerinden biri de fakir *****aranyn et yemesidir. Bunu sa?lamak ve kurban etini olabildi?ince da?ytmak gerekir. Bunun bir ölçüsü yoktur. Ki?i kendi vicdanyna göre hareket eder. Kurban ba?y?lanabilir mi?Kurban elbette ba?y?lanabilir. Kurbanyny keser ve etini oldu?u gibi bir ?ahsa, ?ahyslara, ya da kurumlara ba?y?layabilir. Kendisi adyna kurban kesilmek üzere kurbanynyn parasyny da ba?y?layabilir, yani birisini vekil kylabilir. Ancak kurban yerine onun parasyny ba?y?lamakla kurban görevini yerine getirmi? olmaz. Hayyr kurumlaryna vekalet vererek kurban kesilebilir mi?Elbette güvendi?i ve bu görevi hakkyyla yerine getirdi?inden emin oldu?u kurumlara kurbanyny verebilir, onlary vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir. Ancak kurbanyn bir ibadet oldu?unu bilmek gerekir. Bu sebeple kesilen kurbanlaryn etlerinin günah olmayan ?ekilde ve müslümanca kullanylyyor olmasyna dikkat etmeli ve bunu ayny zamanda takip etmelidir. Ama ?unu da unutmamak gerekir ki, kurbanda en güzel olan, onu bizzat kendisi kesmesi, kesildi?ine ?ahit olmasy, hatta kanyny görmesidir. Bu bir ?art olmasa dahi güzel bir ?eydir. Hayyr kurumlaryna ba?y?lanan kurbanlar için de ?ükür namazy kylynyr my?Kurban için kylynan iki rekat ?ükür namazy, kurbanyny kendi kesti?inde de, ba?kasyna kestirdi?inde de kylynmalydyr. Bunu kylmak ?art/farz de?ildir ama kylynmasy sünnettir, sevaptyr. Taksitle kurban alynabilir mi?Kurbanyn pe?in alynma zorunlulu?u yoktur. Helal olan her türlü aly?veri?le kurban da alynyr. Taksitle aly? veri? caiz oldu?una göre kurbany da taksitle almak caizdir. Borç para ile kurban kesilir mi? Borç para ile ba?ka ?eyler almak caiz oldu?una göre kurban almak da caizdir. Hatta hac gibi, kurban gibi ?eyleri borç para ile almak bazen daha da güzel ve garantili olabilir. Çünkü borç alynan bir para asla haram de?ildir. Böylece kurbanyny haram olmayan bir para ile kesmi? olur. Ölmü? ki?iler için de kurban kesilir mi? Ölmü? kimseler için de kurban kesilebilir. Hz. Peygamber de (sav) ümmeti için kurban kesmi?lerdi. Bayramda adak kesilir mi?Bayramda adak kesilir. Hatta bazylaryna göre “kurban” denen ?ey, kurban bayramynda kesilen hayvan oldu?u için, “Ben bir kurban kesece?im” diye adak adayan insan, sanki kurban bayramynda bir kurban kesece?im demi? olaca?yndan, adaklar da ancak kurban bayramynda kesilir. Fakat bizim dilimizde “kurban” dendi?i zaman bu anla?ylmady?y için, adaklar, özellikle kurban bayramynda denmi? olmadykça, her zaman kesilebilir prof.Dr.Faruk be?er
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
17 Ocak 2007       Mesaj #10
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Diyanet: Eşinize kızınca 'Boş ol' demeyin

Diyanet camilerde evlilik hutbesi okutacak. Erkeklere, kızgınlık anında eşinize “boş ol” demeyin çağrısı yapacak.

16.01.2007 13:46

Diyanet İşleri Başkanlığı, önümüzdeki günlerde camilerden okutacağı “Evlilik ve Aile” hutbesinde, İslam’ın boşanma konusunda erkeğe sınırsız yetki tanınmadığını belirtirtecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı hutbede, İslam’ın evliliğe çok önem verdiğini, nikahlanarak evlenmeyi, aile hayatına dikkat etmeyi, zina ve benzeri hatalara düşmemek için alınması gereken tedbirleri özellikle vurguladığını kaydedecek.

“Aile, kişinin hem huzur bulduğu bir ortam, hem neslin devamı için bir vesile hem de kişiyi dinen günah sayılan çeşitli kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır. İslam dini manevi huzur ve sükun, cinsel ihtiyaçların karşılanması ve neslin devamı gibi evlilik kurumunun en önemli üç yönünü dikkate almış, bu birlikteliğin meşru ölçülerde nasıl gerçekleştirileceğine dair bilgiler vermiştir” denilecek hutbede gayr-i meşru ve nikahsız beraberliklerin çirkin görülüp yasaklandığı, evliliğin teşvik edildiği kaydedilecek.

EVLİLİK HAYATINDAKİ HELAL VE HARAMLARI ÖĞRENİN

Hutbede, İslam’ın evlilik hakkında bazı sınırlamalar getirdiği örneğin, kan, süt ve sıhri hısımlık sebebiyle birbirleriyle evlenmesi haram olanların Kuran’da ayrıntılı olarak sayıldığı kaydedilerek, bunun yanında müslüman bir kadının müslüman bir erkekle evlenmesinin hükme bağlandığı dile getirilecek. Evlilik hayatındaki helal ve haramların bilinmesi için önceden aile hayatına ilişkin konuların iyice öğrenilmesi gerektiğine değinilen hutbede, evliliği eşlerin birbirine verdiği sağlam bir teminat olarak niteleyen İslam’ın erkeğe hanımıyla iyi geçinmesini emrettiği belirtilecek. Hutbede, bunun yanında Hz. Peygamberin kadının da kocasına karşı saygılı olmasını öğütlediği dile getirilecek.

"BOŞANMA EN SON BAŞVURULACAK ÇÖZÜM ŞEKLİDİR“

Hutbede, "Dinimizde evlilik sırasında erkek kadına mehir adıyla belirli bir para veya mal öder ya da ödemeyi taahhüt eder. Mehir, evlenilen kadının kendisine verilir ve kadın bunda dilediği gibi tasarrufta bulunur. Mehrin amacı kadına iktisadi bir güç kazandırma ve boşanmanın suistimal edilmesini önlemektir. Özellikle boşanmalara sıkça başvurulan dönem ve bölgelerde mehrin sebepsiz boşanmalara engel olduğu bir gerçektir” denilerek, Allah’ın en sevmediği helal olan boşanmanın birbirleriyle geçinemeyen eşlerin en son başvuracakları bir çözüm şekli olduğu ifade edilecek.

“HANIMINIZLA İYİ GEÇİNİN”

Hutbe şöyle devam edecek:
“Bunun müslüman bir toplumda sebepsiz ve anlamsız bir şekilde artması kaygı verici bir gerçektir. Evliliği eşlerin birbirine verdiği sağlam bir teminat olarak niteleyen dinimiz erkeğe hanımıyla iyi geçinmesini emretmiştir. Kızgınlık anlarında bilgisizce söylenen ‘boş ol’ gibi açık veya boşanma anlamına gelen kinayeli sözlerle birçok aile parçalanma durumuna gelmektedir. Dinimiz erkeğe kadın üzerinde baskıya izin vermediği gibi boşanma konusunda da erkeğe sınırsız bir yetki tanımamıştır. Bu sorunu azaltmak için dinimizin hükümlerini iyice öğrenerek evlenmeli, evlendikten sonra da anlayışlı olmalıdır.

Toplumumuzda meşru olmayan birliktelikler, gizli evlilikler, hak ve sorumluluklar iyice bilinmeden yapılan evlilikler yüzünden bir çok genç erkeğimiz ve kızımız aileleriyle beraber mağdur olmaktadır. Özellikle resmi nikah yapılmadan evliliğe başlamak bu mağduriyetlerin önde gelen sebeplerindendir. Bu itibarla kurulacak evlilikler başta resmi yolla yapılmalıdır. Müslüman milletimize çeşitli yollarla dayatılmaya çalışılan İslami olmayan birliktelikler ve aile modellerine karşı topyekün bilinçli olalım. Kendimizi, evlenecek olan çocuğumuz, akrabamız, arkadaşımız ve komşumuzu bu konularda bilinçlendirelim. Dağılmış aileler, sokaklarda kalmış çocuklar, aldatılan ve mağdur olan kadınlar ve gençlerimizin sayısının artmaması için hepimiz, üzerimize düşen görevleri yerine getirelim.“

>>ANKA

Benzer Konular

24 Şubat 2014 / unknownxboy Bilgisayar
21 Şubat 2015 / _PaPiLLoN_ Biyoloji
14 Ocak 2014 / kahraman365 Genel Mesajlar
11 Nisan 2010 / Pasakli_Prenses Parapsikoloji
5 Haziran 2008 / hellboy726 Taslak Konular