Arama

Otomasyon (Automation)

Güncelleme: 18 Mayıs 2012 Gösterim: 7.031 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Otomasyon
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Otomasyonun Tanımı, Sınıflandırılması, Kullanım Alanları
Otomasyonu (Özdevinim) dar anlamda otomatik kontrol olarak tanımlayabiliriz. Genis anlamda ise isin insan ile ekipman arasında paylasılmasıdır. Toplam isin paylasım yüzdesi otomasyon düzeyini belirler. Düsük düzey islerin çogunlugunun insan tarafından, yüksek düzey ise makineler tarafından yapıldıgı durumu anlatır. Ancak islerin nitel açıdan paylasımı da önem tasır. İsi yapabilmek için enerjinin yanı sıra düsünceye de gereksinim bulunur. Otomasyonun ilk ortaya çıkısı endüstri devriminin hemen ardından olmus ve kas gücünün yerini alan düzenekler gelistirilmistir. Ancak salt kas gücünü ikame etmek insanı isten soyutlamamaktadır. Günümüzün nitelikli is ortamını otomatize edebilmek için insan yerine düsünebilen, hatta bu isi insandan daha iyi yapabilen sistemler olusturmak gerekmektedir. Yapay zeka olarak ifade edilen bu çalısma alanı sadece üretim sektörünü degil, savas endüstrisini ve sosyal yasamı da etkileyecek bulus ve uygulamalarla ilgilenmektedir. Otomasyon öncesi dönemde isin nitel ve nicel sınırları insan tarafından belirlenmekte idi. Ancak otomasyon veya teknoloji insanın bazı yetersizliklerini giderebilecek, böylelikle üretim sınırlarını çok daha genisletmeyi saglayacak bir düzeye gelmistir. Bu yetersizlikler insanın tepki süresinin uzunlugu, insanın veri isleme kapasitesinin sınırlı olması, insanın is üretme hızının düsüklügü, insanın tekrarlı islerde tutarlıgı sürdüremeyip sapmalara neden olması ve insanın konsantrasyon süresinin kısalıgıdır. Günümüzde bu yetersizliklerin giderilmesini saglayan pek çok çözüm uygulanmaktadır. Ancak yine de otomasyon sistemleri çok basit islerde, örnegin portakal soyma ve çok komplike islerde, örnegin uçak kullanımı, insanın yerini tamamen alamamaktadır.

Bilim Tarihi Açısından Otomatik Kontrol
Buhar gücünün kesfi ile mekanik sistemlerin programlandıgı sekilde hareket etmesini ve hataların düzeltilmesini saglayan denetim kavramı gelismeye baslamıstır. Elektrigin kesfinden önce, "tümüyle mekanik" denetim sistemleri kullanılmıstır. Basit bir örnek olarak James Watt'ın 1769 yılında kullandıgı "uçantop denetleyicisi" gösterilebilir. "Motor hızlandıkça merkezkaç kuvvetiyle açılan topa baglı bir kolun, mekanik manivelalarla motora giren buharı kısması ve böylece hızın sabit tutulmasını saglayan geri besleme sistemleri gösterilebilir. Bu alanda oldukça gelisme saglanmıs, çok karmasık makineler yapılmıs, ve bir anlamda "Mekanik Bilgisayar" diyebilecegimiz tümüyle mekanik hesaplama ve kontrol sistemleri gelistirilmistir. Daha sonra elektrigin kesfi ile elektriksel sistemler ve bunların denetimi gelismis; mekanik sistemlerin denetim fonksiyonunun dahi elektriksel platformda yapılması saglanarak çok daha karmasık sistemlerin denetlenmesi mümkün olabilmistir. Elektronik devrelerin kullanılması sonucunda basitlesen kontrol uygulamaları, daha fazla teorik çalısmaların yapılmasını saglamıs, matematiksel kontrol kuramı gelismistir. Batı dünyasında frekans domeninde büyük gelismeler yapılmıs, Bode, Nyquist gibi önemli kontrol kuramı teorisyenleri yetismistir. Dogu blokundaki çalısmalar daha çok zaman domeninde sınırlı kalmıstır. İkinci Dünya savası sırasında bilhassa pilotsuz uçakların, atıs kontrol sistemlerinin, radar anten kontrol sistemlerinin ön plana çıkması ile otomatik kontrolün önemi iyice öne çıkmıstır. Savas öncesinde matematiksel model katsayılarının deneme yanılma ile bulunması genel uygulama iken, örnegin bir pilotsuz uçagın deneme yanılma ile gelistirilmesi çok sayıda uçak kaybına neden olacagından, matematiksel modelin teorik olarak dogru saptanmasının önemi artmıs ve kontrol kuramı matematiksel olarak geliserek temel bir bilim disiplini haline gelmistir. İkinci dünya savası sonrasında da frekans domeni teknikleri gelismeye devam etmis, karmasık frekans "s degiskeni" yaklasımı ve Laplace degiskeni yöntemi kullanılmıs, sistem kararlılıgını test eden Kök Yer Egrisi yaklasımı gelistirilmistir. Daha sonra sanayilesmenin hızlanması ve buna karsılık isçi haklarının önem kazanması ile "isçiye daha fazla olanak verirken, maliyeti en aza indirmek" yolu aranmıs; fabrikalarda en az isgücünü gerektiren robotlarla ve otomasyonla üretim ön sırayı almıstır. 1980'lerde bilgisayarların gelismesi ve küçülmesi ile her alanda bilgisayar kullanımı, karmasık hesaplamaların derhal yapılabilmesini olanaklı kılmıstır. Böylece gerektiginde kendi hatalarını düzelten "gürbüz denetim sistemleri" teorisi ve uygulaması gelistirilmistir. 1990'lardan itibaren uzay gemilerinden robot denetimine, en ince detayda çalısma gerektiren hassas üretimlerde, insan elinin giremeyecegi boyutta üretim ve islem sahalarında (tıpta vücudu açmadan artroskopik operasyonlarda), genlerin denetiminde en yeni teknolojik yeniliklerle, otomatik kontrol kavramlarının dogrudan uygulanmadıgı alan kalmamıstır.

Otomatik Kontrol'un Teori ve Uygulamalarının Asamaları
Otomatik kontrol bilimi, fiziksel kontrol sisteminin matematiksel olarak kurulmasını, matematik dünyasında çözümlendikten sonra fiziksel uygulamada kullanılmasını sagladıgı için "fiziksel sistemin yapısı" ile "matematiksel modelleri" arasındaki baglantı ve ayrıma dikkat çekmek gereklidir.
1. Matematiksel Modelleme
Kontrol edilecek sistemin tüm davranıslarının matematiksel formüllere çevrilmesidir. Aynı fiziksel sistemin çok degisik matematiksel modeli kurulabilir. Her model belirli varsayımlar tasıdıgı için hiçbir model fiziksel sistemin tam modeli degildir. Basitlestirilmis modelleri, lineerlestirilmis modelleri kullanılabilmektedir. Hatta birbirinin tam esdegeri olmakla birlikte farklı gösterimdeki modelleri kullanılabilmektedir. Bir sistemin türevsel denklemi modeli ile durum denklem takımı modeli, birbirinin esdegeri ama farklı biçimdeki modelleridir. Bir elektrik devresinin sabit bir frekanstaki sinüzoidal uyarıya tepkisinin genlik ve açısını bulmayı önemsiyorsak fazör modelini kullanabiliriz; farklı frekanslara verecegi tepkinin genligini önemsiyorsak süzgeç devresi modellemesini kullanmalıyız.
2. Matematiksel Analiz ve Tasarım
Matematiksel model üzerinde yapılan bilimsel çalısmalarla, hangi islemlerle istenen davranısın elde edilebilecegi arastırılır ve matematiksel olarak çözümlenir. Sonsuz denecek sayıda farklı modelin, sonsuz denecek sayıda farklı tekniklerle analizi, istenen davranısı verecek düzenlemelerin matematiksel olarak saptanması üzerinde 50 yıldır bilimsel çalısmalar yapılmakta, tasarımlar gelistirilmektedir.

Sistemin Tasarımı ve Kurulması
Matematiksel dünyada kurgulanmıs çözüm, fiziksel sistem üzerinde kurulur. Yukarıda da bahsedildigi gibi, bir mekanik sistemde istenen geri besleme baglantısı salt mekanik dünyada yapılabildigi gibi elektriksel platformda yapılıp mekanik dünyaya baglantısı yapılabilir. Bu nedenle bu islemde de farklı alternatifler söz konusudur. Yukarıdaki asamaların basarı ile kullanılabilmesi için, Otomatik Kontrol bilim adamı öncelikle çok iyi bir matematikçi, ve bunun yanında çok iyi bir elektronikçi ve/veya mekanikçi olmalıdır.

Kural Tabanlı Kontrol Sistemleri
Bilgisayarların ve mikroislemcilerin küçülmesi, ucuzlaması, ve hızlanması ile her sistemin kendi bilgisayarını ya da mikroislemcisini tasıması mümkün olmustur. Otomatik kontrol biliminin karmasıklıgı, insanları daha kolay çözümlere itmis ve sistemin ayrıntılı matematiksel özelliklerini bilmeden de sistemleri ise yarar sekilde çalıstıracak daha sade çözümlerin arayısına yöneltmistir. Bilgisayar ya da PLC (Programlanabilir mantık denetleyiciler, sisteme özel mikroislemci) kullanarak ve "kural tabanı" ismi verilen talimatların mikroislemciye programlanması ile; istenen sonuçtan sapmaların, giris degiskeninde ayarlama yaparak derhal düzeltilmesi saglanabilmektedir. Konunun daha iyi anlasılabilmesi için asagıdaki basit ve yararlı örnek sunulmustur: Bir üretim fırınının sıcaklıgının 110 derecede kalması için mikroislemciye verilen asagıdaki kurallar bütününe "kural tabanı" ismi verilmektedir: Sıcaklık 110 derece ise ısıtıcı ayarını degistirme, Sıcaklık 100 derece ise ısıtıcı ayarını 1 kademe artır, Sıcaklık 90 derece ise ısıtıcı ayarını 2 kademe artır, Sıcaklık 120 derece ise ısıtıcı ayarını 1 kademe azalt, Sıcaklık 130 derece ise ısıtıcı ayarını 2 kademe azalt, gibi kurallar verilerek sıcaklıgın 110 derece yakınında kalması saglanmaktadır. Daha hassas islem yapmak için sıcaklık yanında sıcaklıgın artıs/azalıs durumu da kurallar kümesine eklenebilir. Sıcaklık 110 derece ise ve artıyorsa ısıtıcı ayarını 0.5 kademe azalt, Sıcaklık 110 derece ise ve azalıyorsa ısıtıcı ayarını 0.5 kademe artır, Sıcaklık 100 derece ise ve artıyorsa ısıtıcı ayarını 0.5 kademe artır, Sıcaklık 100 derece ise ve azalıyorsa ısıtıcı ayarını 1.5 kademe artır, Sıcaklık 90 derece ise ve artıyorsa ısıtıcı ayarını 1.5 kademe artır, Sıcaklık 90 derece ise ve azalıyorsa ısıtıcı ayarını 2.5 kademe artır, Mikroislemcilerin hafıza ve hızlarının yukarıdaki islemler için fazlasıyla yeterli olması nedeniyle derece denetim aralıkları çok daha dar tutulabilir ve sıcaklık artıs hızına göre daha detaylı komutlar verilebilir. Dıs sıcaklıga göre, günün saatine göre, üretim programındaki aciliyete göre fonksiyonel ek kurallar (komutlar) da eklenebilir.. Bu tür kurallarla yapılan denetime "Kural Tabanlı Denetim" (Rule Based Kontrol) adı verilmektedir. "Akıllı Denetim" olarak da adlandırılan bu tür denetim kullanarak, sistemin yapısı hakkında minimum matematik bilgisiyle ve sistemin matematiksel modelini, kararlılık durumunu bilmeden, deneme yanılma ile ölçüm sınırları ve ayar kademeleri saptanmakta ve kullanılabilir bir denetim fonksiyonu elde edilebilmektedir. Ölçüm aralıkları daha sık alınırsa ve ayar kademeleri daha iyi ön çalısma ile daha iyi saptanırsa daha basarılı sonuçlar alınabilmektedir. Kontrol sistemlerinin mikroislemcilerinde (PLC'lerde) büyük gelismeler saglanmıs, mikroislemci programlama dilini bilmeden, menülerinden seçerek hangi saatler arasında, hangi giris ve çıkıs kosullarında ne davranıs verecegini menülerden seçerek programlayan özel uygulama amacına dönük mikroislemciler üretilmis, PC tabanlı çalısan programlar gelistirilmistir. Günümüzde fabrikalardaki otomatik kontrol uygulamalarına "Fabrika Otomasyonu", akıllı bina sistemlerindeki uygulamalara "Bina Otomasyonu" isimleri verilmektedir ve bu otomasyon uygulamalarının hemen tümüne yakın kısmı kural tabanlı kontrol sistemleri ile saglanmaktadır. Bu sayısal kontrol sistemleri, fabrika otomasyonunda kullanıldıgında üretimin tüm asamalarında görev almakta, imalat planlamasına da yardımcı olmaktadır. Otomatik kontrolün amacı sistemin degisken büyüklüklerini arzu edilen degerlerde tutarak kararlı bir çalısma ortamı olusturmaktır. Sistem, bir bütünü olusturan, birbiri ile baglı olan ya da belirli bir islev için bir araya getirilmis olan elemanların düzenine ya da kümesine denir. Kontrol sistemi: Kendisini ya da baska bir sistemi, düzenlemek, kumanda etmek ya da yönetmek üzere uygun bir biçimde baglanmıs fiziksel elemanlar kümesidir.

Kontrol Sistemlerinin Türleri
Çıkısın ya da kontrol edilen büyüklügün kumanda edilmesi bakımından kontrol sistemleri açık çevrim kontrol sistemleri ve kapalı çevrim kontrol sistemleri olarak iki sınıfa ayrılır.
A. PID [Proportional(oransal), Integral(integral), Derivative(türev)] Kontrolör
PID kontrolör oransal (Proportional), integral (Integral) ve türev (Derivative) elemanlarının toplamından olusur. Her üç kısım kullanılabilecegi gibi bir ya da iki kısım dakullanılabilir. O zaman P, I, D, PI, PD kontrolör olarak adlandırılır. Kontrolörlere toplayıcı, çıkarıcı, yükseltici, zayıflatıcı, türev ve integral alıcı gibi elemanlar ilave edilebilir.
U = Kpe + Kl (buraya integral işareti konacak)e dt + Kd de/dt
Kp = Oransal Verim
Kl = ?İntegral Verim
KD = Türevsel Verim
e = hata
B. Ziegler-Nichols Metodu
Bazı sistemlerde transfer fonksiyon modelini saptamadaki zorluk, optimum kontrolör kazanç degerlerini hesaplamanın deneysel yolunu bulmaya itmistir. En çok kullanılan yöntem Ziegler-Nichols yöntemi, iki ayrı yöntemden olusur. İlk yöntem sistemin açık çevrim basamak cevabına, ikincisi kontrolör ile sistemin deneysel olarak incelenmesi ve sonuçlarına ihtiyaç duyar. Sistemin modeli degistirilse dahi bu yöntemi kullanmak oldukça yararlıdır. Ziegler- Nichols kurallarına göre tasarlanmıs kontrolörlerin salınımlı ancak ikinci asım birinci asımın % 25 inden küçük olacak sekilde , yeterli derecede sönümlü yanıt verdigini belirlemislerdir. Buna çeyrek söndürme kriteri denir. Uygulanan kriter :
J = (buraya integral işareti konacak)|'e(t)|' dt =(buraya integral işareti konacak)|' 'r(t)-y(t)'| dt

Sensör
Algılayıcı veya dedektör olarak da adlandırılan sensörler, genel anlamda, herhangi bir kaynaktan gelen sinyal ya da uyarıyı alan veya cevaplayan devre elemanlarıdır. Böyle bir devrede veya sistemde :
· Algılanacak bir malzeme (katı, sıvı veya gaz)
· Sensör
· Algılanacak bir isaret olmalıdır
. Elektrik, ısık, sıcaklık, vs. gibi
· Algılanan bu isaretleri anlasılabilir verilere dönüstürülebilen çıkıs isaretleri olmalıdır. Yani sinyaller mV, akım, direnç vs. cinsinden degerlendirilebilecek verilere dönüstürülür.
· Çıkıs isaretlerini okuyan bir bilgisayar veya elektronik devre sistemi olmalıdır.
· Sonuçları bir kıyaslama veya referans yoluya degerlendiren bir kaydedici olmalıdır. Sensörlerin çesitli uyarı kaynakları vardır:
Elektriksel; yük, akım, gerilim, potansiyel siddeti, iletkenlik, geçirgenlik
Magnetik; alan, akı, geçirgenlik Mekanik : ivme, kuvvet, hız, basınç, moment, debi, viskozite
Optik
; ısık dalgası, dalga hızı
Kimyasal; element
Isısal; sıcaklık, iletkenlik, akı
Akustik; ses dalgası bunlardan bazılarıdır.
Sensörler bu uyarı kaynaklarından aldıkları uyarıları çesitli degerlendirilebilir çıkıslar olarak ( örnegin volt olarak) bir kontrol sistemine gönderir. Günlük yasamın hemen her yerinde sensörler kullanım alanı bulur. Otomobil, uçak ve gemi gibi ulasım ve tasıma araçlarında , uydu ve iletisim sistemlerinde, buzdolabı, fırın, televizyon, bilgisayar gibi pek çok ev aletlerinde, hava içindeki zehirli gazların hangi sınırlarda oldugunun algılanmasında ve daha pek çok yerde sensörlerden yararlanılır.

iwosky - avatarı
iwosky
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #2
iwosky - avatarı
Ziyaretçi
Faks Otomasyonu Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Kurumsal organizasyonlarda faks, bilgi edinme, onay ve aktarım amaçlı kullanılan vazgeçilmez bir iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Faks otomasyonu, tüm faks operasyonlarının, manuel işlemleri ortadan kaldıracak şekilde, elektronik ortamda masa başından yönetilmesine imkan veren bir teknolojidir. Faks Yönetimi, bilgisayardan faks cihazına, faks cihazından bilgisayara gelen ve giden faksların elektronik ortamda yönetilmesini sağlar.Faks otomasyonu, kurumlarda elektronik iletişim altyapısını oluşturan network ve e-posta sistemleri üzerinde çalışan yazılımlar aracılığı ile yapılmaktadır. Bu tip yazılımlar, faks sunucusu (faxserver) olarak da isimlendirilirler.

Faks otomasyonunun amacı ve birikim yönetimi içindeki yeri nedir?
Fakslar, doküman tipleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Halen birçok kurum, faks teknolojisini bilgi alış verişinde vazgeçilmez bir araç olarak kullanmaktadır. Kurumsal düzeyde faks sunucularının genel kullanım amacı, bir networke bağlı kullanıcıların, işlerini bölmeksizin elektonik ortamda, masaüstünden faks gönderebilmelerini ve kuruma dışardan gelen faksların, doğrudan ilgili kullanıcıların e-postalarına yönlendirilmesini sağlamaktır. Faks otomasyonu, kurumları birikim yönetimine yaklaştırmada ilk adım olarak düşünülebilir. Günlük hayatta yoğun olarak kullanılan iletişim kanalını, işlenen ve paylaşılan bir bilgi kaynağına dönüştüren bir mekanizma olması itibariyle faks otomasyonu, birikim yönetimi felsefesine adaptasyonu kolaylaştıran kritik bir aşamadır.

Faks otomasyon araçlarının mimari altyapı bileşenleri nelerdir?
Faks sunucularında çekirdek yapıyı oluşturan 6 bileşen bulunmalıdır.

1. Faks İstemci (fax client)

Bu bileşen, kullanıcıların sunucuya ulaşarak, fakslar üzerinde görüntüleme, rotasyon, işaret ekleme, akıllı karakter tarama tarzı basit işlemleri yapabilmelerini sağlar. Web tabanlı istemci yapıları, uzaktan erişime imkan vermeleri açısından tercih edilmektedir.

2. Rendering Motoru
Rendering işlemi, bir dokümanı fakslanabilir formata getiren mekanizmadır. Faks sunucularında bulunan rendering fonksiyonu, genellikle Word, Excel gibi uygulamaların çıktılarını, Postscript, PCL tarzı çeşitli format çevrimleri sonucunda faksa uygun hale getirir.

3. Network ve Telekomünikasyon Arayüzü
Faks sunucusu ile iletişim medyası arasındaki bağlantı, faks kartları ve analog ve dijital telefonlar veya LAN/WAN arayüzleri ile sağlanır. Bazı faks otomasyon sistemleri, özel bir donanım altyapısı üzerinde çalışan yazılımlar olarak tasarlanmıştır ve sistemin kurulması için ilgili donanımın da temini zorunludur. Bununla birlikte birçok faks otomasyon yazılımı, bağımsız faks kartlarını desteklemek üzerine tasarlanmıştır. Faks kartları, faks sunucusunu analog, dijital veya PBX hatlara bağlar. Bu durumlarda faks sunucusunda aranması gereken özellik, en yaygın ve güvenilir faks kart markalarını (örn. Brooktrout Technology's) desteklemesidir.

4. Gelen/Giden Faks İletilerinde Kuyruk Yönetimi
Gelen faksların yönlendirme tanımlarına uygun olarak ilgili kişilere iletilmesi, giden faksların başarıyla gönderilip gönderilmediğinin takibi, hatalı durumlarda baştan deneme, gelen/giden kuyruklarında yük sıkışması olması durumunda kapasite dengeleme tarzı işlemler kuyruk yönetimi bileşeni tarafından yerine getirilmektedir.

5. Admin
Kullanıcıların ve grupların gerekli güvenlik seviyelerinde yaratılması, hareket kayıtlarının (log) tutulması, mesaj yönlendirme yapısının kurulumu ve bakımı tarzı işlemlerin yürütüleceği admin fonksiyonları ve ilgili arayüzler, faks sunucularının sağlaması gereken kritik bileşenlerden biridir. Özellikle kullanıcı ve grup hesapları, Exchange, Groupwise tarzı groupware uygulamalarıyla ortak dizin üzerinden paylaşılmalıdır. LDAP desteği aranan bir standarttır. Böylelikle kullanıcı bilgilerinin bakım ve yönetimi tek noktadan yürütülebilir.

6. Mesajlaşma ve Uygulama Entegrasyonu

Faks sunucularının iş süreçlerine getireceği artı değer, bu yazılımların kurum içinde kullanılan çeşitli mesajlaşma sistemleri ve süreçlerin yönetildiği uygulamalar (muhasebe, finans programları, kaynak planlama yazılımları, insan kaynakları uygulamaları vb) ile entegre olmaları durumunda sözkonusu olmaktadır.

Faks sunucularının mesajlaşma sistemleri ile entegrasyonunda e-posta, sesli mesaj, mobil iletişim vb. araçları gözönüne alınmalıdır. Standart olarak SMTP, SMS desteği aranmalıdır. Bununla birlikte faks sunucularının, işbirlikçi çalışma ortamı yaratan doküman yönetimi, iş akışı yönetimi tarzı yazılımlar ile entegre olabilmeleri önemli bir özelliktir. Gelen ve gönderilen fakslara bu tip sistemler içinden şeffaf bir biçimde ulaşabilmek ve bunları yine aynı sistemler içinde yönetebilmek önemli bir gereksinim olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kurumsal süreçler gereği, ERP (Enterprise Resource Planning) tarzı "backoffice" sistemlere ait çıktıların faks otomasyonuna dahil edilmesi gerekebilmektedir. Bu tip durumlarda faks sunucularının sunduğu uygulama entegrasyonu imkanları önem kazanmaktadır. Uygulama entegrasyonu konusunda faks sunucularının destekledikleri platformlar, network, iletişim protokolleri ve mimari altyapıları belirleyici olmaktadır.

Kurumsal seviyede kullanılacak faks otomasyon yazılımlarında bulunması gereken özellikler ve destek fonksiyonlar nelerdir?
Ticari faks otomasyon yazılımları, kişisel kullanıma yönelik masaüstü uygulamalar, küçük çalışma gruplarına yönelik uygulamalar, departmental kullanıma yönelik uygulamalar ve de kurumsal boyutta kulanılan uygulamalar olmak üzere farklı kategorilere ayrılabilir.

Genel olarak ticari faks otomasyon yazılımlarının, Faks otomasyon araçlarının mimari altyapı bileşenleri nelerdir?
Bölümünde tanımlanan yapıları barındırmaları gereklidir. Bununla birlikte kurumsal düzeyde uygulamaya alınacak faks otomasyon yazılımlarında aranması gereken özellikler aşağıda tanımlanmıştır.
  • Merkezi Yönetim: Özellikle dağıtık organizasyona sahip kurumlarda, merkezi yönetim önemli bir nitelik olarak karşımıza çıkmaktadır. Faks sunucusunun yüklü bulunduğu mekana ulaşmak ve bakımı sunucunun bulunduğu yerde yapmak her zaman mümkün olmayabilir, daha önemlisi maliyetli olabilir. Bu nedenle, istemci/sunucu (client/server) mimarisine sahip faks otomasyon yazılımlarının admin işlemlerinin istemci tarafından yürütülebilir olması kritik bir özellik haline gelmektedir.
  • Yük Dengeleme: Yük dengeleme, aynı network üzerinde birden fazla faks sunucusu bulunması durumunda, sunucuların toplam network yükünü dengeli paylaşmaları için kullanılan bir mekanizmadır. Etkin yük dengelemesinin yapılmaması, diğer sunucuların atıl kapasitede beklemesine rağmen, darboğaz durumundaki bir sunucuda biriken mesajların saatler boyunca iletilmemesine sebep olablir.
  • LCR (least cost routing) Desteği: LCR, bir network üzerinde birden fazla lokasyonda kurulu faks sunucusu bulunması durumunda, mesajların hedef adrese en yakın lokasyondaki faks sunucundan yollanmasını sağlayan, böylelikle de toplam faks yollama maliyetini minimize eden bir yöntemdir.
  • Form Modülü: Faturalama veya pazarlama tarzı süreçlerde, belirli alanlarda değişken veri içeren fakat aynı görünüm ve şablona sahip dokümanları ayrı ayrı bastırarak birden çok adrese fakslamak gerekebilmektedir. Bu durumlarda elektronik form yaratma ve işleme tarzı fonksiyonlar sağlayan bir ek modül, bilgi giriş süresi ve emeğini en aza indirgeyerek otomatik fakslamayı mümkün hale getirecektir.
Aynı mantıkta, gelen ve belirli form şablonlarına uygun fakslar üzerinde basılı olan bilgileri OCR (Optical Character Recognition) tarzı akıllı tarayıcı yazılımlarla ayrıştırarak elektronik ortama aktarmak, yeniden veri girişi ihtiyacını ortadan kaldırarak verimliliği arttıracaktır.
  • Faks Makinası Arayüzü: Faks sunucuları, faks makinasına ihtiyaç duymaksızın, tüm faks operasyonlarının elektronik ortamda yürütülmesini sağlayabilmektedir.
Bununla birlikte, varolan faks makinaları, gerektiğinde sisteme basılı dokümanları beslemek amacıyla tarayıcı olarak kullanılabilir. Bunun gerçekleşebilmesi için faks sunucusunun ilgili faks makinasını destekleyen sürücüye sahip olması gerekmektedir.
  • Arşiv ve Veritabanı: Gelen/giden faksların tarihçesinin tutulması, bunlara gerektiğinde hızla ve kolaylıkla ulaşabilme, faksın yoğun kullanıldığı ve belge olarak kabul edildiği kurumlarda önemli bir gereksinimdir. Bu nedenle, tek başına kullanılacak (doküman yönetimi olmaksızın) faks sunucularında arşivleme ve veritabanı yapılarının desteklenmesi aranan bir özelliktir.

Son düzenleyen Mira; 18 Mayıs 2012 02:40 Sebep: Sayfa düzenlendi.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
18 Mayıs 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Otomasyon
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

İnsan emeği yerine makinelerin geçirilmesi. Zaman zaman "mekanizasyon" (makineleştirme) ile eşanlamlı olarak kullanılmakla birlikte, otomasyon gerçekte, insan emeğinin bütünüyle süreç dışı bırakılmasıdır. Örneğin daktilo makinesi, mekanizasyona bir örnektir. Bu makine bir daktilografa gerek duymadan kendi kendine yazı yazar hâle getirildiğinde otomasyon söz konusu olur. Gerçekte otomatik olarak çalışan aygıtlar yabancımız değildir. Örneğin buzdolaplarının çalışmasını, "termostat" adı verilen bir parça denetler. Buzdolabında sıcaklık belli bir değere ulaşınca termostat, buzdolabı motorunun çalışmasını sağlar ve gerekli soğutma sonucunda motoru durdurur. Böylece buzdolabı, daha önceden saptanmış bir düzene uygun biçimde (otomatik) olarak çalışır. Bütün otomatik süreçler buna benzer: Belli bir duyum, bir merkeze iletilir ve bu merkez yine denetimli bir eylem başlatır. Gelişmiş ülkelerde binlerce kilometrelik demiryolu ağlarında sayısız yolcu ve yük treninin düzenli biçimde seyretmeleri, gökdelenlerde asansörlerin o anda taşıdıkları ağırlığa göre katlara uğramaları ve verilen program uyarınca kendiliklerinden bilgileri değerlendiren bilgisayarlar, otomasyona birer örnektir.

Ancak otomasyon denince daha çok üretim sürecindeki otomasyon anlaşılır. Makinelerin verimliliği artırması ve işyerinde toplumsal sorunlara yol açmaması gibi bir dizi ekonomik ve toplumsal neden otomasyonu hızlandırmıştır. Gelişen teknoloji bunun için gerekli temeli giderek büyütmektedir. Onarımı ve bakımı dışında insan eli değmeden üretim yapan fabrikalar gerçekleştirilmişse de bunlar yaygın değildir. Buna karşılık birçok sürecin otomatikleştirildiği fabrikalar yaygındır. Karar yetenekleri geliştirilen bilgisayarlarla donatılmış robotlar insan emeğini (günlük yaşam da dahil) birçok süreçten uzaklaştırmaktadır. Ancak otomasyonun insanlara "boş zaman" olanağı sağlamasının yanı sıra "işsizlik" gibi önemli bir toplumsal sonucu da vardır. Bu nedenle iktisatçılar için olduğu kadar toplumbilimciler ve siyasî bilimciler için de "ilginç" bir konudur. Toplumsal üretimin bütününün "tam otomasyon"a uğratılabileceğini ileri süren toplumbilimciler olmuşsa da buna karşı güçlü bir düşünce akımı vardır.
theMira

Benzer Konular

29 Mayıs 2014 / 08711025 Soru-Cevap
9 Haziran 2007 / P.u.S.u Meslekler
20 Ocak 2009 / Ziyaretçi Soru-Cevap