Arama

Absürd Ansiklopedi / Bunları biliyor musunuz? - Sayfa 6

Güncelleme: 7 Nisan 2015 Gösterim: 122.082 Cevap: 183
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #51
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Işık yılı, ışığın bir yılda boşlukta aldığı mesafedir.
1 ışık yılı = Işık hızı (km./sn.) x bir yıl (saniye cinsinden)
Sponsorlu Bağlantılar
1 ışık yılı, 63.241 AU'ya (astronomik birim), ya da (9,460.530 x 10¹² km.) eşittir.
(1 AU (Astronomik birim) = 149.597.870,691 ± 0.030 km.; Dünya ile Güneş Güneş'in merkezleri arasındaki uzaklık.)
Güneş sistemi'ne en yakın yıldız sistemi, ortalama 4,395 ışık yılı uzaklıkta olan Alfa Centauri'dir.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
17 Eylül 2006       Mesaj #52
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
1- suçlunun kafası kazınırmış ve suçlu bir direğe hiç hareket edemiyeceği şekilde bağlanırmış...ve üstten damlalar halinde soğuk su damlatılırmış...damlalar bir süre sonra balyoz etkisi yaptığından adamın delirmesi sağlanırmış...

Sponsorlu Bağlantılar
2- suçlunun göz kapaklarına iğne batırılırmış...ve adam bir süre sonra daynamayıp gözlerinin kapatır ve kör olumuş...(adamın biri 2 günün dayanmış en sonunda gözlerinden kan gelmiş ve kapatmak zorunda kalmış)

3- suçlu 10 metre karelik bir odaya kapatılırmış...ve burdan hiç çıkartılmazmış...yemeği düzenli olarak verilen adam tuvalet olmaması nedeniyle tuvaletini odanın bir kenarına yapmak zorunda kalırmış...bir süre sonra yaptığı dışkı ve idrarların zehir salgılamalarından dolayı adam zehirlenerek ölürmüş...

4- suçlunun göz kapakları açık kalacak şekilde tutulurmuş...ve belli bir mesafeden ellerinin adamın gözüne doğru ileri geri sallarlarmış...saatlerce süren bu olayın sonunda adam kafayı yermiş..

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #53
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Hantal görünüşlü fil, sırtına konan bir küçük sineğin kendisini ısırmaya çalıştığını fark edebilir.


Yürüyen bir kuş olan devekuşu, kuşların en irisidir. Uçan kuşların en irisi Albatros 'tur. Uçarken, kanat uçları arasındaki uzaklık 3 metreyi bulur. Gövdesi en ağır olan kuş da Akbaba dır. En küçük kuş ise, Güney Amerika’da yaşayan Arıkuşu (kolibri) adlı kuştur, bir kaşığın içine sığabilir. Bu minik kuş balözü ile beslenir.


Nil Irmağı dünyanın en uzun akarsuyudur . Afrika'nın kuzeydoğusunda yer alır. Toplam uzunluğu 6.600 kilometreden fazladır . Nil iki ana koldan oluşur. Bunlardan Beyaz Nil dünyanın üçüncü büyük gölü olan Victoria Gölü'nden çıkar. Mavi Nil ise Etiyopya'daki Tana Gölü'nden doğar. İki ırmak Sudan'ın başkenti Hartum ' da birleştikten sonra kuzeye ilerleyerek Sahra'yı ve Mısır'ı aşar. Kıyıya yakın bir delta oluşturan Nil Irmağı, sularını Akdeniz'e boşaltır. Mısır'da Nil'in iki yanında çorak çöller uzanır .Tarım alanları yalnız ırmak kıyılarında bulunur .Nil Irmağı her yıl taşar ve yatağına çekilirken geride verimli topraklar bırakır . Mısır halkının çoğunluğu ırmak çevresindeki dar şeritte yaşar . Eski Mısırlılar tarım yapmalarına ve yaşamalarına olanak veren Nil'e taparlardı. Ülkeye can veren Nil'i ''Büyük Irmak'' adıyla anarlardı.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #54
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Günümüzdeki anlamı ve şekli itibariyle ayakkabının ilk olarak sandalet şeklinde sıcak iklimli ülkelerde ortaya çıktığı sanılıyor. Avrupa’da 11’inci yüzyıldan 15’inci yüzyıla kadar sivri burunlu ayakkabılar kullanılırken, Ortadoğu bölgesinde "ayağı kızgın kumlardan yüksekte tutabilmek amacı"yla ayakkabılara topuk ilave edildi. Avrupa’da 16 ve 17. yüzyıllarda ise bütün ayakkabıların topukları, kırmızı renge boyanıyordu.
Öte yandan 18. yüzyıla kadar Avrupa’da kadın ve erkekler aynı tür ayakkabıları giyiyordu. 19. yüzyıla kadar ise tüm dünyada sağ ve sol farkı olmadan "her iki ayak için eş ayakkabilar" kullanılıyordu. Sağ ve sol ayaklar için ayrı ayrı ayakkabı üretimine, ilk olarak ABD’nin Philadelphia kentinde başlandi. Kadinlar için ilk bot ise 1840 yilinda Kraliçe Victoria için dizayn edildi.
Ay’a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong’un ayakkabıları, dönüş yolculuğunda herhangi bir hastalık veya bilinmeyen bir kirlenme tehlikesine önlem olarak dünyaya getirilmedi ve uzaya bırakıldı. Armstrong’un ayakkabıları, o gün bu gündür uzayda dolaşıp duruyor
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #55
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
En mutlu insanlar ülkesi

Dünyanın en mutlu ülkesi, Pasifik’te küçük bir ada devleti olan Vanuatu çıktı. New Economics Foundation (NEF) tarafından yayımlanan ve 178 ülkenin sıralandığı "Happy Planet Index"te (Mutlu Gezegen İndeksi) Türkiye 98. sırada yer alırken, 209 bin nüfuslu Vanuatu’da insanlar dünyanın kaynaklarını çok tüketmediği ve çok paraları olmadığı halde kendilerini çok mutlu hissediyor ve uzun yaşıyor.

Basından - 14/07/2006
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #56
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
VAN GÖLÜNDEKİ İLK GEMİMİZ


Van gölünde yüzen ilk Türk gemisi 16.yy.da Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Ancak koca mimar, bu gemiyi yaptığında yeniçeri ocağında dülgerliği ile meşhur bir neferdi.


TOP USTASI MACAR URBAN


Birçok tarih kitabında İstanbul un fethinde Macar Urban ın döktüğü topların kullanıldığı yazmaktadır.
Ftih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı da top döken en ileri seviyede 532 büyük top döküm ustası vardır. Macar Urban işsiz kalmış, Osmanlı ya başvurmuş, Osmanlı da 532 top ustasının yanında bu kişiye iş vermiştir. Yani o, sıradan bir top ustasıdır. İşin garip tarafı Macar Urban dökmüş olduğu kendi topunun ilk patlamasında, top paramparça olmuş ve döktüğü topun başında ölmüştür.

TARİHİMİZDEKİ İLK DEVALÜASYON



Osmanlı Padişahlarından 3. Ahmet’in kızı Fatma Sultan ile evlenerek tarihe ‘damat’ olarak geçen Nevşehirli Damat Ibrahim Paşa, Sadrazam da olunca, bir dizi reform ve iyileştirme faaliyetine girişti. 1718’den 1730’a kadar tüm yetkileri elinde tutan Damat İbrahim Paşa, Sadareti’nin ilk 5 yılında ülkeyi savaştan uzak tutarak öncelikle ganimetle beslenen yeniçerileri kendisine düşman etti.


İbrahim Paşa, bugünün subayları anlamındaki yeniçeri ağaları da dahil olmak üzere devletin üst düzey bürokratlarının maaşlarında dolaylı bir uygulama ile indirim yaptı. Paşa, bir süre sonra kötüye giden ülke ekonomisi düzeltmek amacıyla, paranın üzerinde oynama yaparak, Osmanlı’da ilk devalüasyonu da gerçekleştirdi.


Paşa’nın akılcı bir operasyonuyla gümüşün dirhemi iki akçe birden düşürüldü. Ancak, gümüşün değeri düşünce esnafın satışları durdu. Bir süre sonra da piyasalarda gümüş krizi yaşandı. Gümüş krizi nedeniyle zolta, para ve çil akçe darphanede kesilemedi. Piyasadaki dengesizlik yüzünden zolta değerinden bir-iki akçe daha pahalı alınıp satılmaya başlandı. Buna rağmen devlet, sıkı para politikasında direndi ve resmi değerinin üzerinde zolta almadı. Bu nedenle zolta piyasadan tamamen çekilince İstanbul’a zahire ve diğer mallar gelmemeye başladı. Bundan da esnaf olumsuz yönde etkilendi ve isyan etti.


Sadrazamın siyasi düşmanlarının biraraya gelmesi ve bunlara öfkeli esnafin da destek vermesiyle Patrona Halil adında serseri bir hamam tellalinin başını çektiği bozguncular ayaklandi. Ayaklanmanin başlarinda esnaf da kepenklerini indirerek onlara katıldı. Damat Ibrahim Paşa, 28 Eylül 1730 günü, ayaklanmanin başarıya ulaşması sonucu öldürüldü. Sadrazaminin kellesini vererek kurtulacağını ümit eden Padişah 3. Ahmet de, ayaklanmacilarin öfkesinin dinmedigini görünce yerine 1. Mahmut’u geçirerek tahttan çekildi.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
21 Eylül 2006       Mesaj #57
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Arıların dünyası
honeyb
Bal nedir?
Bitkilerin çiçeklerinde bulunan balözünün (nektar) veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı böceklerin salgıladığı tatlı maddelerin Bal Arısı tarafından toplanıp, değişikliğe uğratıldıktan sonra, peteklere doldurulmasıyla oluşan besin maddesine bal denir.
Bal aslında glikoz, su ve früktoz (meyve şekeri) birleşiminden oluşur. Bunların yanısıra içinde diğer şekerleri, enzimleri, mineralleri, vitaminleri ve amino asitleri de barındırır. Balın rengi ve lezzeti arıların topladıkları bal özüne yani nektara göre değişir.
Arılar nasıl yaşar?
Bilinen o ki arılar en azından 150 milyon yıldır bal üretiyorlar. Sosyal böcekler olan ve topluluk yaşamı sürdüren arılar koloni halinde yaşarlar. Koloniler bir kraliçe arı ile sayıları değişen işçi ve erkek arılardan oluşur.
Kraliçe arı

kralice
Kraliçe ya da diğer bir adıyla ana arı, kolonideki en önemli ve en büyük aile ferdidir. Her kolonide bir adet bulunan ana arı, yumurtlayarak ailesinin çoğalıp güçlenmesini sağlar. Bu nedenle ana arının yumurtlama gücü koloni için çok önemlidir.
Kraliçe arının vücut yapısı işçi ve erkek arıya oranla daha uzundur. Kanatları kısa; karnı özellikle yumurtlama dönemlerinde oldukça uzundur. Bu özelliği uçma yeteneğini azaltır. Yaşam süresi kolonideki diğer bireylere göre daha uzun olan kraliçe arı 5-7 yıl yaşayabilir.
Ana arı yumurtlamanın yanısıra koloninin yönetim işlerinden de sorumludur. Salgıladığı feromon hormonu sayesinde kovandaki diğer arılara varlığını hissettirir ve işlerin düzenle yürütülmesini sağlar.
Kendi kendine beslenemeyen kraliçe arı, işçi arılarca salgılanan arı sütünün kendisine yine onlar tarafından yedirilmesiyle beslenir.
Erkek Arı

erkek
Kuvvetli ve şişman olan erkek arıların iğneleri yoktur. Erkek arılar çiçeklerden polen toplamazlar. Kolonideki en önemli görevleri kraliçe arı ile çiftleşmektir.
Koloni içerisinde erkek arılar da en az kraliçe arı kadar önemli bir yere sahiptir. Koloninin gücü, çalışkanlığı, hastalıklara karşı dayanıklı oluşu, huyları, bal verimi gibi özellikleri ana arı kadar onunla çiftleştirilen erkek arılara da bağlıdır.
İşçi Arılar
İşçi arılar kolonideki en küçük arılardır. Bir koloni 50 bin ya da 60 bin işçi arıya sahip olabilir. İşçi arıların ömrü kısadır çok fazla çalışıyor olmalarından dolayı kısadır. İşçi arıların ömürleri yılın hangi zamanında doğduklarına göre de değişiklik gösterir. İlkbahar ve yaz aylarında gelişen işçi arıların ömürleri ortalama 28-35 gündür. Sık olmasa da eylül-ekim gibi doğanlar daha uzun ömürlü olurlar.

isci
Genç işçi arıların kovan içerisinde hizmet verenlerine kovan arıları denir. Bunlar, Larva gıdasını hazırlar ve dağıtır, ana arının beslenmesini ve temizliğini sağlarlar. Kovan sıcaklığının belli bir düzeyde tutulmasını ve kovanın havalandırılmasını da yine işçi arılar sağlar. Kovandaki çatlak ve delikleri kapatarak zararlıların içeri girmesini önleyen işçi arılar aynı zamanda gerekli mumu salgılayarak gömeç örme işlemini de yaparlar. Kovan içinde getirilen bal özü ve çiçek tozunun depolanması da onların görevleri arasında yer alır.
Yaşlı işçi arılar ise larvalar için yem hazırlama, mum salgılama gibi görevleri yerine getirirler. Daha çok kovan dışında çalışan yaşlı işçi arılar bal özü ve çiçek tozu toplar ve taşırlar. Koloninin gerekli su ihtiyacını temin eder
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
24 Eylül 2006       Mesaj #58
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Bizde altının saflığını gösterme ölçüsü olarak genellikle 'ayar' kelimesi kullanılır, ama uluslararası piyasada kullanılan kelime 'kırat'tır. 'Kırat' hem altının, hem de elmas ve diğer kıymetli taşların ölçümünde kullanılan bir birimdir.

Elmas ve değerli taşları ölçmede kullanılan 'kırat'ın bir birimi 200 miligrama (0,200 gram) eşittir. Yani 20 gramlık bir elmasınız varsa, bu 100 kıratlık bir elmastır. Doğada bulunan elmasın büyüklüğü çok seyrek olarak bir santimetrenin üzerindedir. Bugüne kadar bulunan en büyük elmas 3.106 kıratlık 'Cullian'dır. Bundan 530 ve 517 kıratlık iki büyük ve 100 küçük elmas işlenmiştir.

Altında kullanılan 'kırat' veya 'ayar' ise altının saflığını gösterir. 24 kırat (ayar) altın, içinde karışık başka bir metal olmayan yüzde yüz saf altındır. Tamamen saf altın çok yumuşak olduğundan genellikle bakır veya gümüş ile karıştırılır. Her bir kırat (ayar) altının tümünün 24'de biridir. Örneğin bir bileziğin 24'de 18'i altın, 24'de 6'sı da gümüşten yapılmışsa, o bilezik 18 kırat (ayar) altındır.

Altını Ölçmede kullanılan bu komik sistem, yaklaşık bin yıl evvelki Almanların Mark isimli bir altın parasından kaynaklanmaktadır. Tamamen saf altından yapılan bu para 4,8 gramdı ve elmas ölçü biriminde ağırlığına göre 24 kırat ediyordu. Sonradan içine başka maddeler karıştırıldıkça içindeki altın miktarına bağlı olarak kırat ölçüsü düşürüldü.

Altın beyaz, kırmızı, sarı gibi çeşitli renklerde beğenimize sunulur. Altın, bakır ile karıştırılmışsa 'kırmızı altın', gümüş ile karıştırılmışa 'sarı altın', nikel veya platin gibi metaller içeriyorsa 'beyaz altın' adı verilir.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
25 Eylül 2006       Mesaj #59
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
En büyük deniz balığı
Bir balinanın uzunluğu yaklaşık olarak 15 m.'dir. Büyük beyaz köpekbalığının uzunluğu ise 12 m.'dir.
baliklar3

En büyük nehir balığı
Güney Amerika nehir sularında görülen Arapaima balığı, 2 m. uzunluğunda ve 111 kg. ağırlığındadır.
En küçük balık
Filipinler'de yaşayan bir kaya balığı 1 cm. boyundadır.
En uzun yaşayan balık
Karadeniz'de yaşayan Mersinmorina'ların 120 yıl kadar yaşadığı görülmüştür. Bu balıkların ağırlıkları bir tondan fazladır.
balik2

En az yaşayan balık
Afrika ve Güney Amerika nehirlerinde en fazla bir yıl yaşayan 26 cins balık vardır. Yağmurlu mevsim sonunda nehirler kuruduğu zaman ölürler. Ölmeden önce, kuraklığa dayanıklı yumurtalarını yumurtlarlar. Yağmurlu mevsim başladığı zaman yumurtalardan yavrular çıkar. Bu balıklar bir yıldan daha az yaşarlar.
En hızlı balık
Yelken balığının saatte 68 mil (109 km.) hızla yüzdüğü bilinmektedir.
En zehirli balık
Hint Okyanusu'nda ve Büyük Okyanus'ta yaşayan taşbalıkları en zehirli balıklardır. Son derece acı veren zehirleri altı saat içinde ölüme sebep olur. Fakat bütün sokmalar öldürücü değildir.
baliklar
Elektrikli yılanbalığında kaç volt elektrik vardır?
Elektrikli yılanbalığında 550 voltluk elektrik vardır.
En yükseğe sıçrayan balık
Bir tarponun 5 m. yükseğe sıçradığı ve 9 m.'lik yay yaptığı bilinmektedir.
En süslü balık
En süslü balık hindi balığıdır.
balon baligi sismis
En çirkin balık
En çirkin balığın taşbalığı olduğu söylenir.
En büyük balık sürüsü
Ringa balığı sürüsünde 300 milyon balık bulunur.

En uzun isimli balığın adı nedir?
Çütre balığı Hawai'de humuhumunukunuku-apuaa olarak tanınır.

Balık yağmuru nedir?
Kasırga ve hortumlarla denizden taşınan balıklar, gökyüzünden yağmur gibi yağarlar. Bu duruma, balık yağmuru denir. 1806'da Almanya'nın Essen kentinde büyük bir dolu tanesi bulundu. Dolunun içinde 4 cm. uzunluğunda bir sazan vardı. 2.7 kg. ağırlığında bir başka balık gökten, Hindistan'daki Jelapur'a düştü.

Kılıçbalığını tanıyor musunuz?
Bir kılıçbalığı kılıcının; bakır zırhı 10 cm.'lik levhayı, 30 cm.'lik beyaz meşe kerestesini, 65 cm.'lik sert meşeyi delip geçtiği bilinmektedir.

baliklar20copy
Oltayla tutulan en büyük balık
1959'da Güney Avustralya açıklarında 1.208 kg. ağırlığında bir büyük beyaz köpekbalığı yakalandı.

Köpekbalıklarında kaç tane solungaç bulunur?
Her ne kadar köpekbalıklarında beş tane solungaç yarığı varsa da bazılarında altı solungaç yarığı bulunur. Yedi solungaç yarıklı köpekbalıkları da vardır.

baliklar2 copy 2
Solungaç nedir?
Balıkların solunum organıdır. Solungaçlardaki ince deri tabakasının altında kan damarları bulunur. Kan çevresindeki sudan oksijen alır, artık olan karbondioksidi dışarı verir.

Yüzgeç nedir?
Yüzgeç, çubuklar veya ışınlarla desteklenmiş, katlanmış deridir. Balıklarda yüzmek için kullanılır.

Balıklar nasıl oluştu?
Hayat, insanın oluşumundan milyonlarca yıl önce denizde başladı. İlk canlılar, mikroskobik bitkilerdi. Bu bitkilerden bazıları, diğerlerini yemeğe başladı. Bunlar, ilk hayvanlardı. Zamanla, bitki ve hayvanların bazıları gelişti ve büyüdü. Bazı deniz hayvanları; denizşakayıkları, denizanaları, solucanlar, deniz yıldızları, salyangozlar ya da yengeçleri oluşturdu. Birkaç deniz hayvanı, omurga oluşturdu ve ilk balıklar meydana geldi. Yüzgeçleri gelişti ve solungaçlarla soludular.

baliklar320copy
Balıklar suda nasıl haraket eder?
Sandıkbalığı ve denizaltıların dışında bütün balıklar vücutlarını ve kuyruklarını sallayarak yüzerler. Balığın bu haraketi, yılanın karadaki haraketine benzer. Onun için buna yılankavi haraket denir. Yılan, yerde haraket ederken vücudunun farklı kısımlarını yer üzerindeki ufak çıkıntılara bastırarak vücudunu öne iter. Balıklar da vücudunu kıvırırken suyu bastırır ve böylece kendini öne götürür.

Yaprak balığını tanıyor musunuz?
Güney Amerika'da yaşar ve rengi kahverengidir. Tehlike yaklaştığında kendini bırakır, ölü bir yaprak gibi yüzer. Burnunda yaprak sapına benzeyen kısa bir uzantı vardır.

Halı köpekbalığı kendini nasıl gizler?
Avusturalya'da yaşayan halı köpekbalığının yassı bir görüntüsü vardır. Diğer köpekbalıklarından daha fazla dipte yatar. Derisi halı desenine benzer. Bu durum, onun deniz dibinde gizlenmesine yardım eder.

Balıkların hızlarını biliyor musunuz?

Mandagöz mercan balığı2 km/sDikence balığı10.9 km/sTatlı su kayabalığı11.2 km/sYılanbalığı12 km/sSazan12.2 km/sBarbunya12.8 km/sSazancık 13.1 km/sSarıbalık14.9 km/sKızılkanat16 km/sTatlı su levreği16.4 km/sBıyıklı bayık17.7 km/sLevrek19.3 km/sTurna balığı32.9 km/sAlabalık37 km/sSom balığı40.2 km/sPamuk balığı42.6 km/sTarpon56.3 km/sUçan balık56.3 km/sTon (Orkinoz)70.8 km/sKılıç balığı96.5 km/sYelken balığı 96.5 km/s
Balıkların hızlarını vücut biçimleri etkiler. Sazan ve sarıbalık gibi yavaş haraket eden balıklarda yüzgeçler sırtın ortasındadır. Turna balığı ve yelken balığı gibi daha hızlı haraket eden balıklarda yüzgeçler vücutlarının iyice gerisindedir.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
29 Eylül 2006       Mesaj #60
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Genellikle meyveler çiğ olarak (tabii yıkandıktan sonra), sebzeler ise pişirildikten sonra yenilir. Bu da bazı yiyeceklerin meyve mi, yoksa sebze mi olduklarına dair karışıklıklara yol açar. Örneğin domates salatada çiğ olarak yenilebilir, bunun yanında tencere yemeği olarak dolması da yapılır. Bu durumda domates meyve midir, yoksa sebze mi? Genel kanının ikincisi olmasına rağmen aslında domates bir meyvedir.

Çarşı, pazar anlayışına göre, tabiatta bulunduğu şekilde yenilen ve tadı tatlı olan yiyecekler meyvedir. Çarşıda, pazarda, marketlerde elma, çilek, üzüm ve muz meyve olarak kabul edilirlerken, taze fasulye, domates, kabak ve patates, sebze reyonlarında bulunur.

Ancak bilim insanları, yani botanistler, sebze-meyve ayırımını böyle yapmıyorlar. Onlara göre meyve, içinde etli veya kuru, çoğunluğunu çekirdek diye adlandırdığımız, kendi tohumu veya tohumları bulunan yiyecektir. Bu tanıma göre kayısı, şeftali, üzüm, taze fasulye, domates, salatalık (hıyar) ve benzeri gıda maddeleri teknik olarak meyvedir. Yani kısaca çekirdeği olan tüm yiyecekler meyvedir. Geriye kalanlar, yani patates, havuç, şalgam, soğan, sarımsak gibi bitki kökleri, lahana, marul gibi bitki yaprakları, hatta aslında bir çiçek olan karnabahar bile birer sebzedir.

Bu arada belirtmekte fayda var; biz bitkilerin değişik kısımlarını yeriz. Örneğin, maydanoz yetiştiği bitkinin yaprak kısmı iken, karabiber ağacın meyvesi, tarçın kabuğu, susam ise bitkisinin tohumudur.

Benzer Konular

30 Haziran 2011 / ultraslan_merve Soru-Cevap
10 Temmuz 2012 / SeRCaX.TR Genel Mesajlar