Arama

Saç Hastalıkları

Güncelleme: 11 Kasım 2016 Gösterim: 125.042 Cevap: 12
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Ekim 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Saçlı Deride Kepeklenme, Mantar, Saç Kıran

Ad:  saç1.jpg
Gösterim: 8901
Boyut:  45.2 KB

Hastalar genellikle saçlı deride kaşıntı, kepeklenme, yara, saç dökülmesi ve seyrekleşmeden şikayet ederler. En çok kaşıntıya sebep olan hastalıklar; saçlarda bitlenme, saç ekzemaları ve diabetes mellitus yani şeker hastalığıdır. Kepeklenmeye sebep olan hastalıklar ise; saç ekzaması, sedef hastalıkları, sinirsel ekzama ve mantar hastalığıdır. Saç dökülmesi ve seyrekleşmesi yaygın ve bölgesel olarak karşımıza çıkar. Yaygın saç dökülmesine neden olan hastalıklar arasında özellikle; ateşli hastalıklar, demir-protein-çinko eksikliği, tiroid hastalıkları (tiroid bezinin az veya çok çalışması durumlarında), gebelik, şeker hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları, anemi, zayıflama için aşırı diyet yapma, kanser hastalıklarının seyrinde bazı ilaçlar ve kimyasal madde kullanımı, merkezi sinir sistem hastalıkları ve stres yer alır. Bunların dışında bir de kadınlarda görülen, erkeklerdeki olağan kelliğe benzer (androgenetik alopesi) mevcuttur. Bu duruma en çok over kistleri, hormonal bozukluklar ve andrenal tümörler sebep olabilirler. Bu nedenlerden dolayı androgenetik tip alopesi çok iyi araştırılmalı ve tetkikleri yapılmalıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Yaygın saç seyrekleşmesi ve dökülmesinin yanı sıra bazen bölgesel saç dökülmesi de olabilir. En sık rastlanan bölgesel saç dökülmesine örnek olarak mantar hastalıkları, saç kıran, bazı kozmetiklerin fazla kullanılması ve sürekli bir bölgeden saç koparılması sayılabilir.

Saç kıran, mantar hastalığı ve dönüşümü olmayan dökülmeler


Saç kıran, birkaç mm ile 1-2 cm. çapında yuvarlak bir alanda ani saç dökülmesi şeklinde karşımıza çıkar. Bu tür saç dökülmesi bir bölgede olabildiği gibi birkaç değişik yerde, örneğin sakal, saç, kaş ve kirpiklerde de olabilir. Saçkıranların asıl sebebi strestir. Fakat bazı otoimmun ve cilt hastalarında da görülebilir. Mantar hastalığı ise özellikle buluğ çağından evvelki çocuklarda ortaya çıkar. Burada kırık saçlar içeren kepekli alanlar, kıl diplerinde kepek ve mantar birikimi üzerine iltihap bulunan ve kılların kolay çekildiği inflamatuar nodüler biçimde karşımıza çıkar. Bu hastaların dışında, bir de saçlı deride kıl, folliküllerinde tahribat yaparak dönüşümü olmayan saç dökülmesi oluştururlar. Bunlar en çok doğumsal olurlar fakat enfeksiyon, fiziksel, tümöral ve diğer nedenlere de bağlı olabilirler.

Saçlarınız neden dökülebilir?


dökülme şikayeti olan hastaların öncelikle saçlarının ne kadar döküldüğü öğrenilmelidir. Çünkü günde 25-100 saç telinin dökülmesi normaldir. Her saçın yaşı farklıdır. Ve her saç farklı zamanlarda dökülecek demektir. Gelişim döneminde saç en fazla 2 ile 6 yıl arasında kalır. 4-5 yıl sonra bu dökülecek yerine yenisi gelecektir. Bunun dışında kişinin her gün 150-200 saç teli döküyorsa problemi var demektir. Hastanın rejim yapıp yapmadığı, aşırı stresli olup olmadığı, yaşadığı ortamın fiziksel şartları öğrenilmelidir. Çünkü bu faktörler kişinin saç sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Eğer bunlardan sonuç alınamazsa kişinin hastalık problemi olup olmadığı öğrenilmeye çalışılmalıdır. Vücutta enfeksiyon var mı, troid bezlerinde sorun mu var, kanser tedavisi mi gördü? Kan tahlilleri yapılmalı ve böylece bütün hormonların dengesi öğrenilmelidir. Ve testler sonucunda saç dökülmesinin nedeni iyice öğrenilip ona göre bir tedavi uygulanmalıdır.

Tedavi şekilleri


Saçlı deride kepeklenme, kaşıntı ve dökülmesi olan hastalar iyi sorgulanmalıdır, hastalığın durumuna göre çeşitli tetkikler yapılmalı, patolif durum ortadan kaldırılmalıdır. Bunun dışında tedavide genelde lokal iritonlar, lokal korti kosteroidler, intralezyonel ve diğer tedavi yöntemleri ile iyi sonuçlar elde etmek mümkündür. Tedavinin geç kaldığı taktirde dönüşümü olmayan kellikler ve skarlar oluşabilir.

Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:54
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
11 Ocak 2007       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

Saç dökülmeleri neden oluşuyor?


Hayatımızın büyük bir kısmını bizimle geçiren saçlarımız... Yaşadıkça rengini, formunu hatta bazen tamamını yitiririz. Başımızda bulunan ortalama 100 bin saç teli her ay 1 cm. uzuyor. Her gün ortalama 100 saçımız dökülüyor.
Sponsorlu Bağlantılar
Saçlarınız tarakta, yastıkta, lavaboda birikip, günden güne seyrekleşmeye başladı. Siz bunu fark ettikçe strese giriyor, strese girdikçe saçlarınızı daha da fazla kaybediyorsunuz. Peki saçlarınızın dökülmesini engelleyebilmek için onları daha yakından tanımaya ne dersiniz...
Kıllar; gerilmeye, eğilip bükülmeye oldukça dayanıklı, keratinize iplikçiklerdir. İnsan vücudundaki kıllar fizyolojik görevleri yanında kozmetik olarak da önem taşırlar. Kıllar daimi olarak kalıcı değildirler.
Hayatları devamlı olarak birbirini takip eden belli başlı iki safha ile periyodik olarak değişir.
Bu safhalardan birisi büyüme safhasıdır. İkinci safha kılın dinlenme safhasıdır. Bu safhada popilladaki aktivite durur, dolayısıyla kılda son uzunluğunu alır. Bu safhadan sonra yeniden büyüme aşaması başlar ve eski kıl yeni oluşan kıl tarafından itelenerek dışarı atılır.

Saç hastalıkları çeşitlidir


Hastalar genellikle saçlı deride kaşıntı, kepeklenme, yara, saç dökülmesi ve seyrekleşmeden şikayet ederler. En çok kaşıntıya sebep olan hastalıklar; saçlarda bitlenme, saç ekzemaları ve diabetes mellitus yani şeker hastalığıdır.
Kepeklenmeye sebep olan hastalıklar ise; saç ekzaması, sedef hastalıkları, sinirsel ekzama ve mantar hastalığıdır.

Saç dökülmesinin ardında yatan gerçekler


Saç dökülmesi ve seyrekleşmesi yaygın ve bölgesel olarak karşımıza çıkar. Yaygın saç dökülmesine neden olan hastalıklar arasında özellikle; ateşli hastalıklar, demir-protein-çinko eksikliği, tiroid hastalıkları (tiroid bezinin az veya çok çalışması durumlarında), gebelik, şeker hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları, anemi, zayıflama için aşırı diyet yapma, kanser hastalıklarının seyrinde bazı ilaçlar ve kimyasal madde kullanımı, merkezi sinir sistem hastalıkları ve stres yer alır. Bunların dışında bir de kadınlarda görülen, erkeklerdeki olağan kelliğe benzer (androgenetik alopesi) mevcuttur. Bu duruma en çok over kistleri, hormonal bozukluklar ve andrenal tümörler sebep olabilirler. Bu nedenlerden dolayı androgenetik tip alopesi çok iyi araştırılmalı ve tetkikleri yapılmalıdır.
Yaygın saç seyrekleşmesi ve dökülmesinin yanı sıra bazen bölgesel saç dökülmesi de olabilir. En sık rastlanan bölgesel saç dökülmesine örnek olarak mantar hastalıkları, saç kıran, bazı kozmetiklerin fazla kullanılması ve sürekli bir bölgeden saç koparılması sayılabilir.

Saç kıran, mantar hastalığı ve dönüşümü olmayan dökülmeler


Saç kıran, birkaç mm ile 1-2 cm. çapında yuvarlak bir alanda ani saç dökülmesi şeklinde karşımıza çıkar. Bu tür saç dökülmesi bir bölgede olabildiği gibi birkaç değişik yerde, örneğin sakal, saç, kaş ve kirpiklerde de olabilir.
Saçkıranların asıl sebebi strestir. Fakat bazı otoimmun ve cilt hastalarında da görülebilir. Mantar hastalığı ise özellikle buluğ çağından evvelki çocuklarda ortaya çıkar. Burada kırık saçlar içeren kepekli alanlar, kıl diplerinde kepek ve mantar birikimi üzerine iltihap bulunan ve kılların kolay çekildiği inflamatuar nodüler biçimde karşımıza çıkar. Bu hastaların dışında, bir de saçlı deride kıl, folliküllerinde tahribat yaparak dönüşümü olmayan saç dökülmesi oluştururlar.
Bunlar en çok doğumsal olurlar fakat enfeksiyon, fiziksel, tümöral ve diğer nedenlere de bağlı olabilirler.

Saçlarınızın döküldüğünü fark ettiğinizde


Saç dökülmesi şikayeti ile gelen hastaların öncelikle saçlarının ne kadar döküldüğü öğrenilmelidir. Çünkü günde 25-100 saç telinin dökülmesi normaldir. Her saçın yaşı farklıdır. Ve her saç farklı zamanlarda dökülecek demektir. Gelişim döneminde saç
en fazla 2 ile 6 yıl arasında kalır. 4-5 yıl sonra bu dökülecek yerine yenisi gelecektir. Bunun dışında kişinin her gün 150-200 saç teli döküyorsa problemi var demektir. Hastanın rejim yapıp yapmadığı, aşırı stresli olup olmadığı, yaşadığı ortamın fiziksel şartları öğrenilmelidir. Çünkü bu faktörler kişinin saç sağlığı ile doğrudan ilgilidir. Eğer bunlardan sonuç alınamazsa kişinin hastalık problemi olup olmadığı öğrenilmeye çalışılmalıdır.
Vücutta enfeksiyon var mı, troid bezlerinde sorun mu var, kanser tedavisi mi gördü? Kan tahlilleri yapılmalı ve böylece bütün hormonların dengesi öğrenilmelidir.
Ve testler sonucunda saç dökülmesinin nedeni iyice öğrenilip ona göre bir tedavi uygulanmalıdır.

Bilinen klasik tedavi şekilleri


Saçlı deride kepeklenme, kaşıntı ve dökülmesi olan hastalar iyi sorgulanmalıdır, hastalığın durumuna göre çeşitli tetkikler yapılmalı, patolif durum ortadan kaldırılmalıdır. Bunun dışında tedavide genelde lokal iritonlar, lokal korti kosteroidler, intralezyonel ve diğer tedavi yöntemleri ile iyi sonuçlar elde etmek mümkündür. Tedavinin geç kaldığı taktirde dönüşümü olmayan kellikler ve sakarlar oluşabilir.
Saç dökülmesi, insanoğlunun en eski ve en önemli güzellik sorunlarından biridir ve deri hastalıkları uzmanlarına başvuru nedenleri arasında önemli yer tutar. Tıbbi olarak saç dökülmesi, saç köklerini tam olarak yıkıma uğratarak; iz bırakan, yani saçın yeniden çıkma şansı olmayan dökülmeler ve iz bırakmayan dökülmeler olarak ikiye ayrılabilir. Halk arasında tanınan, iz bırakmayan dökülmelerdir. İz bırakanlar; yanıklar, kellik hastalığı ve daha az tanınan, çok sık görülmeyen bir grup deri
hastalığıdır ve çoğu kez saçlı deri içerisinde bölgesel dökülme alanları şeklinde görülür.

İz bırakmayan dökülmelerde ise; dökülme nedeni ortadan kaldırılabilirse saçların tekrar çıkma şansı yüksektir. Bunların arasında en iyi tanınanı, erkekler için neredeyse kader olarak kabul edilen doğal dökülmedir (fizyolojik veya androjenik dökülme). Bu dökülme tipinde kalıtımın önemli payı olmakla birlikte etkileyen diğer faktörler pek bilinmemektedir. En çok üzerinde durulan ve tartışılan konu, erkeklik hormonlarının (androjen) etkileridir. Bir şekilde bilinmeyen bir mekanizmayla etkileri olabilecek gibi görünmekle birlikte, doğrudan bu hormonun fazlalığına bağlı değildir. Erkeklik hormonlarının kel erkeklerde fazla olduğu varsayımı uzun süre gündemde kalmış ve en güçlü savunucuları da kel kafalı erkekler olmuşlardır. Bu kişilerde erkeklik hormonlarında fazlalık saptanamamış olmakla birlikte, kadınlık hormonları (östrojen) verildiğinde veya erkeklik hormonlarının etkisini azaltılıp, işlevlerini engelleyen ilaçlar verildiğinde gerçekten saçlarda yeniden çıkmalar olabilmektedir; fakat bununla birlikte göğüs ve kalça büyümesi gibi bazı kadınsı özelliklerin oluşması da müessesenin hediyesi olarak gelen kaçınılmaz bir sonuçtur.

Günümüzde ilaç araştırıcılarının en önemli araştırma konularından biri, promosyonlarından arındırılmış bir saç ilacıdır. Saçların yağlı ve kepekli olmasının da saç dökülmesi üzerinde etkili olduğu düşüncesi çok uzun zamandan beri vardır ve neredeyse her on yılda bir, etkiliyor – etiklemiyor şeklinde gündeme gelmektedir.

Son zamanlarda güneş ışınlarının da saç dökücü etkisinden söz edilir olmuştur. Psikolojik faktörlerin etkisi ise çok açık değildir. Erkek tipi dökülmede, seyrelme alnın iki yanı ve tepenin arka kısmından başlar ve yavaş yavaş ilerleyerek aradaki saçlar dökülmezler. Bu tip dökülmelerde kesin bir çözüm bulma olanağı yoktur. Dökülme ağız yoluyla alınan bazı ilaçlar ve dıştan uygulanan bazı ilaç veya kozmetiklerle yavaşlatılabilir.

Kadınların saç dökülmelerinde ise çok farklı bir durum vardır. Kadınlarda, cinsiyet özellikleri nedeniyle erkeklerdeki gibi doğal kabul edilen ve kaçınılmaz dökülmeler yoktur. Erkeklerdekine benzer bir dökülme söz konusu ise, muhakkak altında bir neden aramak gerekir. Kadınlarda sık karşılaştığımız sorunlardan birisi ''yalancı dökülmelerdir''. Bu hastalar, genellikle bize avuç avuç, topak topak, ''lavabo lavabo ve küvet küvet'' saç dökülmesinden yakınarak gelirler.
Bunlar arasında gerçek saç dökülmesi olanlar çok fazla değildir. Çünkü tanımlanan dökülmeler saç yıkama ve fırçalama sırasında olan dökülmelerdir, yani dökülme aşamasında olan saçların doğal dökülmesidir; yerlerine yenileri gelecektir. Daha önceki derslerimizde (özür dilerim! sohbetlerimizde) bu konudan söz etmiştik.

Bir tutam saç alınarak bunların incelenmesiyle (trikogram) gerçek saç dökülmesi olup olmadığına karar verilebilir. Bazen saçların aniden son faza geçmeleri görülebilir ki,bunlar çok özel hastalık durumları veya ilaç yan etkilerine bağlı olarak seyrek görülen olaylardır.

Gerçek dökülmenin bir başka belirtisi de saçlarda seyrelme görülmesidir. Seyrelmenin genel veya belirli bir bölgede olması da yol göstericidir. Özellikle tepede, erkek tipi dökülmeye benzer seyrelme varsa, bu hormonal bir bozukluğun işareti olabilir ve bulgular bu yönde araştırılmalıdır. Beraberinde adet görme (menstrüasyon) bozuklukları, kıllanma artışı görülüyorsa bu hormonal bozukluk olasılığını arttıran bir durumdur.

Bir başka önemli neden kansızlığın bazı şekilleri, özellikle demir eksikliği anemisidir. Doğum yaptıktan 3 - 4 ay kadar sonra başlayan ve tam nedeni anlaşılamamış bir özel dökülme şekli daha vardır ve 6 ay kadar sonra düzelir. Uzun süren çok sıkı zayıflama rejimleri de saç dökülmelerine neden olabilir. Bu neden erkekler için de geçerlidir, fakat gerek erkeklerde doğal dökülme nedeniyle gözden kaçması, gerekse kadınların fazla diyet sever olmaları nedeniyle, kadınlardaki saç dökülme nedenleri arasında yer almaktadır. Kadınlarda saç dökülmesine neden olan üçüncü önemli etken ise psikolojik nedenlerdir.
Özellikle dertli olmanın meziyet sayıldığı ülkemizde, dert ve sıkıntı bolluğu bu nedeni biraz daha ön plana çıkartmakta ve olayı daha romantik bir hale getirmektedir. Üstelik bu dökülen saçlar, eşlerin ve çocukların yoluna süpürge edilmiş saçlar olduğu için durum daha da vahimleşmektedir. Psikolojik neden aslında erkekler için de geçerli olması gereken bir nedendir; fakat erkeklik gururu böyle şeylere izin vermez. Erkekler güçlüdür, sağlamdır, ağlamaz, açık vermez, bağırlarına taş basarak sıkıntılara erkekçe göğüs gerer.

Hem kadınlarda hem erkeklerde geçerli olan bazı saç dökülme nedenleri de vardır, fakat bunlar daha seyrek görülürler ve neden ortadan kalkınca durum düzelir. Bu tip dökülmelerde, genellikle saçlı derinin her tarafında eşit oranda seyrelmeler görülür.

Başta kanser ilaçları olmak üzere bazı ilaçlar ve kimyasal maddeler, tifo gibi yüksek ateşli, ağır seyreden ve uzun süren hastalıklar, tiroid bezinin guatr gibi hastalıkları böyle dökülmelere neden olabilir. İz bırakmayan, parçalı dökülmelerin en önemlisi elade-alopecia areata'' adı verilen ve kesin nedeni belli olmayan hastalıktır.

ALOPESİ hastalığı nedir?


Halk arasında, mantarlara bağlı olan ''kellik'' hastalığı ile karıştırılarak ''saçkıran'' veya ''saçkesen'' gibi adlarla anılmaktadır. Bu hastalığın adı ALOPESİ’dir.
Akşam saçlı yatılıp, sabah saçsız kalkma diye tanımlanabilecek bir şekilde ani dökülme olur. Başlangıç genellikle 1 - 2 cm. çapında kılsız, parlak bir alan şeklindedir, bazen yavaş bir yayılma da görülebilir. Genellikle tedavi edilmese bile 3 - 6 ayda kendiliğinden iyileşir (sirke veya sarımsak sürülmese de iyileşebilir).

Ender olarak, hızla ilerleyen ve tüm saçı, hatta kaş, kirpik ve vücut tüylerini de döken daha şiddetli türleri de görülebilir. En çok üzerinde durulan nedenler, psikolojik gerginlik ve sıkıntılardandır. Bununla karışabilecek bir hastalık da, saçlı derinin yüzeysel mantar hastalıklarıdır. Bunlarda da parçalı dökülmeler vardır, fakat üzerindeki kepekler ve kırık saçlar sayesinde ayıt edilir.
Psikolojik nedenlere bağlı saç koparmalar, saçları sürekli gererek toplamalar da önceleri geçici, zamanla kalıcı dökülmelere neden olabilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:06
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
27 Ocak 2007       Mesaj #3
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Saç dökülmesi sık rastlanan bir rahatsızlık olup, hemen hemen tümümüz hayatımızın belirli bir döneminde bu sorun ile karşılaşmışızdır. Dış görüntümüzün önemli bir bölümünü oluşturan saçlardali problemler hem fiziksel, hem psikolojik olarak rahatsızlık yaratır. Saç dökülmesi saçlı derinin tümüne yayılabilir veya bir kaç alanda lokalize olabilir; bu kalıcı tahribat veya geçici dönemsel dökülmeler şeklinde de gelişebilir. Toplumda en sık karşılaşılan iki ayrı tip saç dökülmesinin üzerinde durmak gerekir.

Androjenik alopesi (erkek tipi saç dökülmesi)


Saçlı derinin belirli bölümlerinde simetrik gelişen, erkeklerde sıkça rastlanan bir saç kaybı şeklidir. Saç dökülmesi şakaklardan başlayıp , tepeye doğru ilerler. Saç sayısında azalma, incelme, kısalma göze çarpar. Kadınlarda ise genelde saçların cılızlaşması,seyrelmesi şeklinde bulgu verir. Erkeklerin %70 inde rastladığımız bu dökülme kadınların %10 unda karşımıza çıkmaktadır. Genellikle 20 lı uaşların sonunda başlar, dökülmenin hızı bireysel olarak değişik hızlarda ilerler ve bazen çevre faktörlerinınde etkisiyle değişebilir. Bu tip dökülmeler şiddetli vakalarda tüm tepenin açılmasına kadar ilerleyebilir ve kişinin psikolojik sorunlarının da gelişmesine neden olabilir.
Etkilenen bölgelerde saçlar inceleşir ve seyrekleşir. Oluşumunda erkeklik hormonu olan testtesteronun cilde temasında oluşan dehidrotestesteronun kıl köklerini inceltici etkisi vardır.
Tedavisi ve takibinde hastalarımızın uzun süreli izlenmeleri ile olumlu sonuçlar alabilmekteyiz. Özellikle minoxidil içeren saç spreyleri veya finasterid içeren tabletler olumlu sonuçlar oluşturmaktadırİlaçlar düzgün olarak kullanıldığında ve destekleyici tedavi ile zenginleştirildiğinde etkinlik artmakta ve öncelikle saç dökülmesi durabilmekte ve hatta bir miktar saç çıkışıda sağlanabilir.
Etkinliklerini uzun sürede ve dikkatli kullanımla göstermektedirler.

Semptomatik (dönemsel) dökülmeler


Kadın ve erkeklerde eş sıklıkta rastlanan saç dökülme şikayetidir. Tek bir hastalık olmayıpbir takım diğer hastalıklarla beraber saç köklerininritmik siklüsünün bozulması sonucu gelişebilir. Doğumm yapan kadınlarda , tiroit bezinin çalışma bozukluklarında ciddi sistemik hastalıklar(zatüre, kan kaybı, böbrek hastalıkları...), büyük üzüntüler ve korkulardan sonra bunu izleyen 5-6 ay içinde döklmeler olabilir, bu tarz dökülmeler 3-5 ay kadar sürebilir. Saç kayıplarının diğe bir sık nedenide vitamin ve mineral eksiklikleri olup bunları diyetle yeterli alınmaması veya kaybın çok olması , vejeteryanlık, emilim bozuklukları saç dökülmelerini hızlandırır. Bütün bu nedenlerin tesbiti için öncelikle hastaları muayene tetikten sonra gerekli tahlilleri yaptırmalıyız. Hastadaki dökülme nedeni saptandıktan sonra sebebe yönelik takviyeler ve destekleyici önerilerle saçlar tekrar kazanılır.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:07
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #4
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  x.jpg
Gösterim: 5486
Boyut:  37.7 KB

Aşırı üzüntü, sinirsel gerginlik, kötü beslenme, kansızlık ve saça gerekli bakımın gösterilmemesi sonucu saçlar zamanından önce dökülebilir. Dazlaklık ayrıca bazı hastalıklar nedeniyle de meydana gelebilir, örneğin, verem ya da aşırı terleme üstderiyi zayıf düşürerek kafanın saçlı derisine daha az kan gitmesine yol açar.

Kafkas soyundan erkeklerde, özellikle doğu Avrupalılarda dazlaklık çok yaygındır. Zencilerde ve Moğollarda ise çok az rastlanır. Erkeklerin çoğunda ve bazı kadınlarda yaş ilerledikçe saç seyrekleşir. Doğal saç dökülmesinin ilk belirtileri orta yaşta baş gösterir. Bu nedenle halk arasında saçın azalması gençliğin bitirilmesinin bir simgesi olarak kabul edilir. Çok eski çağlardan beri yeniden saç çıkmasını sağlamak amacıyla birçok ilaçlar kullanılmıştır. Ancak bugüne kadar başarılı bir ilaç ya da yöntem bulunamamıştır. Ancak günümüzde saç nakli ameliyatları uygulanmaktadır.

Başın çok saçlı bir bölümünden alınan saçlar, dazlak bölgelere ekilmesinde genellikle başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Ne var ki nakledilen saçların doğal bir görünümde çıkmasını sağlamak çok güçtür. Bir insandan başka bir insana saç nakli yapılması halinde ise vücut yabancı saçı reddetmektedir. Alopecia areata diye adlandırılan saç dökülmesinde, saçlar kafada yuvarlak ya da oval saçsız bölgeler meydana getirerek dökülürler. Kötü beslenme, saçların dinlenme döneminin uzun sürmesi, hormon dengesizliği, yetersiz kan dolaşımı ve aşırı zihinsel yorgunluk ya da üzüntü gibi psikolojik bozukluklar bu tür dökülmeye yol açan nedenlerdir.

Kendinden küçük kardeşine gösterilen ilgiyi kıskanan bir çocuğun kafasının bir bölümünde, aşırı kıskançlık sonucu saçların döküldüğü görülmüştür. Psikolojik nedenlerle saç dökülmesi psikolojik tedavi ile önlenebilir. Yüzü ve enseyi çevreleyen saçın bu uçlarda çizgi halinde dökülmesi hilal hücreli kansızlığın bir belirtisidir ve genellikle zencilerde görülür. Bazen dökülme belirli bir nedene bağlı olmaksızın oluşur ve ilaçla kısa zamanda tedavi edilebilir. Yeniden çıkan saçlar yumuşak ve genellikle beyazdır. Zamanla normal renkte saç çıkmaya başlar.

Çok az rastlanmakla beraber bazı çocuklarda doğuştan saçsızlık görülür. Bu durumda kalıtsal bir etkenin rol oynadığı sanılmaktadır. Bu çocuklar tümüyle saçsız olarak doğarlar ya da bütün çocuklar gibi başları ince ve yumuşak bir kıl örtüsü ile kaplı olduğu halde bu kılların yerini zamanla alması gereken saçlar çıkmaz. Bu çocukların kirpik ve kaşları da olmayabilir ve ergenlik çağında, cinsiyet kılları gelişmeyebilir. Geçici ya da sürekli dökülmeye yol açan bazı başka nedenler arasında foliküllerin zedelenmesi sonucunu doğuran çarpmalar, yanıklar, uzun süre morötesi ışınlarının, hastalıkların ve yangıların etkisi altında kalmak sayılabilir.

Çocuk kelliği, özellikle çocuklarda görülen ve kafanın saçlı derisinde meydana gelen bulaşıcı bir hastalıktır. Saçlar küçük halkalar halinde dökülür ve dökülen yerlerde gri renkte pullar, kabuklar oluşur. Hastalığa saçta ya da deride yaşayan bir mantar türü yol açar. Hastalık, tarak, fırça, şapka ya da başörtüsü aracılığı ile bulaşır. Kedi ve köpekler de bu hastalığı taşıyarak yayarlar. Kelliğin tedavisinde ağızdan alınan antibiyotikler uygulanır. Antibiyotik kana karışarak deri, saç ve tırnaktaki keratin maddesi tarafından soğurulur. Antibiyotikler keratini yangılanmaya karşı koruyarak hastalığın geçmesini sağlarlar. Yeni çıkan saçların hastalanmaması için kafadaki tüm saçlar kesilir.

Kafanın saçlı derisinde görülen bir başka bulaşıcı hastalık da kelliktir. Kellikte saç folikülerinin çevresinde sarı kabuklar meydana gelir. Kellik bütün kafayı ya da sadece bir bölgeyi etkileyebilir. Bu bulaşıcı hastalık doğrudan doğruya temasla ya da fırça ve taraklar aracılığıyla bulaşır.

Deride oluşan yangılanmalar, örneğin dermatit kafanın saçlı derisini de etkileyebilir. Stafilokok ya da streptokokların yol açtığı bir dermatit türü olan impetigo contogiosa kafanın saçlı derisinin tümünü etkileyerek birkaç kat kabuk bağlanmasına yol açar. Yangılanmanın ağırlığına göre hastalık geçici ya da sürekli saç dökülmesi ile sonuçlanır. Kafanın saçlı derisine, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak uygulanan tahriş edici bir madde dermatite yol açar. Dermatitin ilk belirtileri yangılanma ve derinin duyarlılık kazanarak acımasıdır. Dermatite yol açan neden ortadan kaldırıldığı halde hastalık geçmezse tek çare kafadaki saçların tümünü kesmektir.

Özellikle kafanın saçlı derisinin arka bölümünde oluşan kan çıbanları saç folikülünde stafilokokların yol açtığı yangılardır. Başta görülen kan çıbanları, vücudun herhangi bir yerinde, kıl köklerinin yangılanması sonucu oluşabilir, ilk kez küçük kırmızı bir kabarcık olarak beliren çıbanın çevresindeki deri gittikçe duyarlılaşır ve irin oluşur. Şirpençe de kan çıbanı gibi stafilokokların yol açtığı bir yangıdır; ancak şirpençe çıbandan daha geniş bir alanı kaplar ve özellikle ensede meydana gelir.
Kafanın saçlı derisinde oluşan dermatitlerin bazılarına psikolojik nedenler yol açar. Bazı kişiler üzüntülerinden ya da sinirsel gerilimden kurtulmak amacıyla sürekli olarak başlarını kaşırlar. Kaşıma bilinç dışı bir davranış da olabilir. Bazı hastalar başlarının böceklerle dolu olduğuna inanırlar ve bu korkuları, giderek bir fobi halini alır. Bu fobi genellikle bir tür uyuşturucu madde alışkanlığının belirtisidir. Psikanaliz ile hastanın fobisi giderilebilir.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:08
vain - avatarı
vain
Ziyaretçi
2 Mart 2007       Mesaj #5
vain - avatarı
Ziyaretçi
Saç dökülmesi dendiğinde ilk akla gelen Revigen genetik ve hormonal kaynaklı saç dökülmelerine çözüm üretmektedir.
Saç dökülmesi, hem erkek hem de kadınlarda sıklıkla görülen ve bireyde psikososyal sorunlara yol açan bir problemdir. Toplumda en sık görülen saç dökülme nedeni androgenetik alopesidir. Bu tür alopesi genetik temel üzerinde ortaya çıkan hormonal kaynaklı bir saç dökülmesi tipidir. Bundan daha az sıklıkla görülmekle beraber özellikle kadınlarda rastlanan, çocuk doğurma, emzirme, ateşli hastalıklar ya da psikolojik faktörler gibi vücutta ciddi stres yaratan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir diğer saç dökülme türü de telogen effluvium adı verilen, kendiliğinden geçebilen ama bu geçiş dönemi boyunca en az 3 ila 6 ay saçlarda ciddi seyrelme ile kendini gösteren bir saç dökülmesi formudur.

Halk arasında saçkıran olarak da bilinen alopesi areata ise saçlı deride yama şeklinde dökülme ile kendini belli eder ancak tüm vücut kıllarının dökülmesi ile de seyredebilir ki buna kirpik ve kaşlar da dahildir, bu tür hastalarda sıklıkla tırnak bozuklukları da görülmektedir.

Androgenetik alopesi saç dökülmesi nedenlerinin %95’lik bir bölümünü oluşturmaktadır.Androgenetik alopesi oluşumunda en önemli faktör saç kökünün DHT (dihidrotestosteron) hormonunun etkisine maruz kalarak gittikçe küçülmesi ve bunun sonucunda bu saç kökünden yapılan saçların ince cansız ve kısa, açık renkli tüy benzeri bir hale dönmesi ve kaybıdır.
DHT hormonu aslında erkeklerde bulunan, az miktarda da olsa kadınlarda da bulunan testosteron adlı hormonun, ciltteki 5 alfa redüktaz adı verilen bir enzim aracılığıyla saç köklerine zarar veren bir hormon türevi haline dönüşmüş formudur. Bu zararlı DHT hormonu, vücutta saçlı deride saç dökülmesine, vücut tüylerinde ise aşırı kıllanmaya ve yatkın olan bireylerde akne sorunlarının ortaya çıkmasına yol açar. İşte bundan ötürü, bu zararlı DHT toksik hormonunun yapımının engellenmesi ya da etkinliğinin ortadan kaldırılması hem saç dökülmesi tedavisinde, hem vücuttaki aşırı kıllanmanın önlenmesi veya tedavisinde, hem de akne tedavisinde kullanılabilmektedir.

DHT saçlı deride ne yapar ?
Bu toksik hormon bilindiği kadarıyla vücutta faydalı etkiler oluşturamamaktadır. Saçlı deride ise gelişmiş ve kalın saç teli üreten saç köklerine etki ederek bunların ufalmasına, cansızlaşmasına yol açar ve bunun sonucunda bu cansız saç köklerinden kalın saç telleri yerine ince, zayıf, cansız ve açık renkli tüy benzeri kılların çıkmasına neden olur. Bu durum önceleri saçlı deride seyrekleşmeye yol açarken DHT’ nin gittikçe artan etkisiyle saç kökleri hayati fonksiyonlarını kaybederek bir daha saç üretemez hale dönerler. Ancak burada en önemli konu DHT’ nin saç köklerini öldürmeden önce uyku fazına geçirmesidir. Uyku fazına giren kökler cansızlaşır ve saç üretmeyi bir süreliğine de olsa bırakır. Saça uygulanacak güçlü terapiler, bu uyuyan ve saç teli üretemeyen saç köklerini uyandırarak sağlam, kalın, koyu renkli saçların oluşmasını sağlayabilirler. İşte saç dökülmesinin temeli budur. Bu nedenle androgenetik alopesi tedavisinde ya da oluşumunun önlenmesinde 5 alfa redüktaz enziminin engellenmesi temel tedavi yaklaşımlarından biridir.

Türkiye’ de bugün saç dökülmesi dendiğinde ilk akla gelen Revigen Tablet ve Revigen Tonik, Revigen Şampuanla birlikte genetik ve hormonal kaynaklı saç dökülmelerine de çözüm üretmektedir. Çünkü hem Revigen Tablet hem de Revigen Tonik, az önce saç köküne olan negatif etkilerinden bahsetmiş olduğumuz 5 alfa redüktaz enzimini engelleyen bitkisel molekülleri içerir.

Revigen Tablet içeriğinde bulunan yeşil çay ekstresindeki kateşin molekülleri saç dökülmesinden sorumlu olan 5 alfa redüktaz enzimini engellediği gibi bunun yanı sıra güneş ışığına karşı saç tellerini koruyarak saç köklerinde iltihabi dejenerasyon oluşumunu önler ve antioksidan etki gösterir. İçeriğindeki bir başka etken madde soyadan elde edilen daidzein adındaki moleküldür ki bu da saç köklerinde 5 alfa redüktaz enziminin aktivitesini baskılayarak saç kökünün zayıflamasını engeller. Revigen Tablet aynı zamanda içeriğindeki üzüm çekirdeği ekstresi ve ginseng ekstresi ile kıl köklerine direk bağlı olan kılcal damarlardaki dolaşım bozukluklarını düzenleyerek kıl köklerinin beslenmesini sağlar ve çok güçlü antioksidan etkiler gösterirler. Bunun yanı sıra strese bağlı gelişen saç dökülmelerinde de antistres etki göstererek saç sağlığını güçlendirir.
Daha önce metabolik ya da hormonal bir soruna bağlı olabileceği gibi bazı ilaçların kullanımı sonucunda da ortaya çıkabilen ve genellikle aniden başlayan telogen effluvium adındaki daha sıklıkla kadınlarda görülen bir dökülme şeklinden bahsetmiştik. Böylesi vakalarda da bu etken maddelere ilave olarak folik asit ve çinko ile de desteklenen Revigen Tablet kısa sürede etki göstererek dökülmeyi durdurur ve kayıp saçların yeniden geri kazanılmasına yardımcı olur. Doğal moleküller içermesi sebebiyle hiçbir yan etki göstermeyen Revigen Tablet’ in güvenli ve etkin olduğu eczacılar ve doktorlar tarafından belirtilmektedir.

Tablet kullanımına alternatif olarak Revigen Tonik de hem genetik kaynaklı hem de telogen effluvium olarak tabir edilen türdeki saç dökülmelerinde etkinlik gösterir. Saç köklerine olumsuz etkiler gösteren DHT hormonunun oluşumuna yol açan 5 alfa redüktaz enziminin engellenmesi tonik içeriğinde yine doğal maddeler olan sereno repens ekstresi, beta sitosterol ve evening primrose yağı ile sağlanmaktadır. Ginseng ekstresi ile takviye edilen Revigen saç toniği, saç için gerekli olan vitamin ve minerallerin tümünü içermektedir. Tablette olduğu gibi tonikte de yan etki söz konusu olmamakla birlikte kısa sürede saça dolgunluk vermekte, hacim kazandırmakta, saça parlaklık ve ışıltı sağlamaktadır. Saç dökülmesinin durdurulması ile birlikte dökülmüş saçların geri kazanılması da kısa sürede gerçekleşmektedir.

Revigen Tablet’ in ve Revigen Tonik’ in etkisini güçlendirmek için, bunların içerisindeki etken maddelerin ortak kombinasyonu ile üretilen Revigen Şampuan ise saçı yağlandırmadan derinlemesine temizler, kepeklenmeyi ortadan kaldırır, saç köklerini besler, saç kalitesini ve saçlı deride kan dolaşımını artırır. Saça hacim kazandırır ve saç kırıklarını onarır. Saçları parlak, canlı, dolgun, hacimli ve sağlıklı bir görünüme kavuşturur. Her tip saç için ve sık kullanıma uygun olarak üretilen Revigen Şampuan, Revigen Tablet ve Revigen Tonik ile birlikte kullanıldığında sinerjik etki göstermektedir.

Alopesi Areata ya da halk diliyle saçkıran, yaklaşık 2000 yıldır bilinen bir klinik olgudur. Lokalize alanlardan, tüm vücutta kayba kadar yama şeklinde değişik şiddette görülebilir. Erkek, kadın aynı oranda etkilenir ve her yaşta görülebilir. Hastaların büyük çoğunluğunda ilk görülme yaşı 20’nin altındadır. Sosyal ve psikolojik olarak bir stres yaratır ve kişinin kendine güvenini çok azaltabilir. Kişinin ruh sağlığını dahi bozabilecek fiziki görünüm kusuruna yol açabilmektedir. Stresin hastalığın seyrini değiştirdiği düşünülür. Hastalığın seyri genellikle kolay tahmin edilemez. Her ne kadar hayatı tehdit eden bir olgu değilse de tekrarlayan şikayetler ciddi bir sıkıntıya ve hastanın yaşam kalitesinde çok olumsuz bir gerilemeye neden olur.
Alopesi Areata’ da aromaterapi, Eski Yunandan beri bilinen bir tedavi metodu olup tümüyle güvenli oluşu ve oluşturduğu klinik düzelme ile dikkati çekmektedir. Temelinde çeşitli bitkilerden elde edilen bitkisel yağların, yağ asitlerinin ve reçinelerin topikal olarak uygulanması vardır. Revigen Areata bu temel üzerinde geliştirilmiştir.

Revigen Areata, sedir yağı, kekik yağı, lavanta yağı, biberiye yağı, evening primrose yağı, soya yağı, limon yağı, badem yağı, jojoba yağı, üzüm çekirdeği yağı ve E vitamini içeriğiyle klinik olarak etkinliği saptanmış, yan etkisi olmayan ve başarılı sonuçlar ortaya çıkaran bir preparattır.

Yıllarca eczanelerde rağbet gören ve her geçen gün kendini geliştiren Revigen’ in şu anda 4 formu eczanelerde satılmaktadır. Yakında 3 form daha eczanelerden hastaların kullanımına sunulacaktır.
Saçlarıyla övünen, özgüveni yüksek, sağlıklı bir toplum hedefiyle yola çıkan Revigen grubu, güçlü etkinliği, yüksek güvenilirliği ve çok yüksek tüketici memnuniyeti ile, yan etkisi olmayan, tamamen doğal içerikli ürünleriyle saç bakımında devrimler yapmak için hızla çalışmalarına devam etmektedir.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:08
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
10 Temmuz 2007       Mesaj #6
NihLe - avatarı
Ziyaretçi

Kepek, Saçta Kepeklenme ve Tedavisi

Şikayet
Kafa derinizden beyaz beyaz bir şeyler dökülüyor.

Nedenleri
Derideki yağbezleri iltihabı : Omuzlarınıza adeta kar taneleri düşüyor, başka belirti yok. Veya kaşlarınızda, burnunuzda, kulaklarınızın arkasında, hatta koltuk altlarınızda ve cinsel organlarınızda çok miktarda pul pul kabuk ya da kepek var. Kızarma, kabuk bağlama ve akıntı görülüyor. Bunun nedeni kesinlikle bilinmiyor, ancak bu muhtemelen aşırı yağlanmayla birlikte görülen ve çoğunlukla fiziksel ya da duygusal stresle, aşırı sıcak ve nemli havayla veya soğukla daha da kötüleşen bir mantar enfeksiyonundan kaynaklanabilir.

Kendi kendine yardım yöntemleri genellikle işe yarar.

Sedef hastalığı : Önce kepek vardı, ama artık lekeler başladı ve bu beyaz pullarla kaplı kabarık lekeler saç derisine, dizlere, dirseklere ve kaba etinize yayıldı.
Lekeler kaşınıyor veya ağrı yapıyor. Tırnaklarınızda yumuşama ve renk atma, eklem ağrıları ve sertleşme de söz konusu olabilir.

Mantar Enfeksiyonu : Saç derinizde kaşınan, kırmızı veya gri lekeli pullar var. Muhtemelen saçınız biraz döküldü. Mantar enfeksiyonlarına mikroskopik organizmalar yol açar. Tutulmalar hafif ile ağır arası derecelerde olabilir. Enfeksiyon genellikle hijyene dikkat etmemenin sonucudur. Bazen reçetesiz veya reçeteli ilaç gerekebilir.

Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?
Reçetesiz veya reçeteyle verilmiş ve sülfür, asit salisilik, selenyum veya katran içeren bir şampuanla her gün yıkayın. Talimatlara harfiyen uyun ve iyice durulayın. Bir güçlendirici yararlı olabilir.

Önleme
Kepeğe karşı şampuanı ara sıra, normal şampuan kullanımının arasında kullanın. Farklı şampuanları deneyin, iki şampuanı değişmeli kullanın veya birkaç günde bir şampuan değiştirin.

Kontakt dermatit
Çocuğunuzun Tedavisi
Yumuşak bir saç fırçası veya diş fırçasıyla saç derisinin rahatsız bölgesini (pullu, kırmızı, kabuklu ya da akıntılı kısmını) yumuşatın. Kabuklar çıkmayacak kadar sertse, ılık bebe yağı sürün ve çocuğunuzun başına ılık havlu sarıp 15 dakika beklettikten sonra kepek giderici şampuanla yıkayın, ancak şampuan çocuğun gözüne kaçmasın.

saglikbilgileri.org
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:09
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
13 Ocak 2008       Mesaj #7
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Saç kaybetmemek için
  1. Elma sirkesi ve adaçayı ile durulamak saçların daha hızlı büyümesine neden olur.
  2. Ginko biloba baş derisinin kan dolaşımını artırır. Kanlanmasını sağlar.
  3. Atkuyruğu (vegetal silica)silisyum kaynağıdır. Silisyum saçların daha kuvvetli ve parlak görünmesini sağlar.
  4. Yeşil çay, pygeum ve saw palmetto,ısırgan (nettle) saç dökülmesini önleyecek maddeleri içerir.
  5. Çay ağacı yağı (tea tree oil)saçın dökülmesine neden olan bakteri ve miteları öldürür . Çay ağacı yağı saça 10 damla damlatılır,başa masaj uygulanır ve şampuanla yıkanır.
  6. Bol bol meyve ve sebze ve az miktarda nişasta yiyin.Meyve ve sebzeler bol miktarda flavonoid ve antioksidan içerirler bu da saç foliküllerini korur ve saçın büyümesini sağlar.
  7. Biotin içeren soya türü yiyecekler yiyin yada tablet olarak alın. Biotin sağlıklı saç ve deri için gereklidir. Bazı erkeklerin saç dökülmesini engeller. Biotin için bira mayası,kahverengi pirinç,bulgur,bezelye,mercimek,yulaf,soya,ayçiçeği,ceviz yiyebilirsiniz.
  8. Güneşin zararlı etkilerinden saçınızı koruyunuz. Çok güneş altında kalmak ve çok deniz suyunda kalmak saçlarınıza zarar verir.
  9. Saçlarınızı yıpratmaktan kaçının,asla fırça , sık dişli tarak kullanmayın. Islaklığını havlu ile nazikçe alın. Ve asla saç kurutma makinesi veya herhangi bir saç ısıtma makinesi kullanmayın. Bırakın kendi kendine kurusun.Mutlaka saç kurutma makinesi kullanmanız gerekiyor ise en düşük ısıda ve en düşük hızda kullanınız. Islakken saçlarınızı taramayın, ıslak saç kolay kırılır.
  10. Acımasız diyetlerden kaçının , bu sağlığınız ve saçınız için uygun olmayabilir.
  11. Özellikle soyadan yapılan yiyecek gruplarını tüketin. Soya taneleri, tempeh(fermente bir soya ürünü), tofu (soya loru) mutlaka beslenmenizde olmalı. Soya katkılı yiyecekler saç dökülmesi ile direk ilişkili bir hormonu ( dihidrotestesteron) düzenleyerek saç dökülmesini engeller.
  12. Asla çiğ yumurta yemeyin, salmonella enfeksiyonu için çiğ yumurta büyük risk taşır. Ama yüksek miktardaki avidin biotini dokuya bağlar ve absorbsiyonunu artırır.
  13. Her gün saç derinize masaj yapmayı ihmal etmeyiniz. Masaj için saç derisini besleyici yağlar kullanabilirsiniz.
  14. Biotin ve silisyum içeren lokal saç ürünlerini kullanınız. Aloe vera, vitamin C ve E ve jojoba yağı da saç için iyidir. Hacim vericiler papatya, kadife çiçeği,ginseng ve çarkıfelek çiçeği saçlarınızın güzel görünmesini sağlar.
  15. Bunları kullanırken dikkat ediniz çünkü bu kimyasallar sık sık alerjik reaksiyonlar göstermektedir. Bunları seçerken doğal olup olmadıklarına ve pH’larının ayarlanmış formüle sahip olup olmadıklarına dikkat ediniz. Bir çok doğal sağlıklı gıda bu maddeleri içerir.
  16. saç ıslak olduğunda kırılgandır saçınızı nazikçe havlu ile kurulayınız.
  17. Yüksek miktarda A vitamini alınması saç dökümünü tetikler. A vitamini alımı kesilerek bu problem çözülebilir. A vitamini gereksiniminizi Beta Caroten olarakta karşılayabilirsiniz.
Eğer yüksek miktarda saç kaybınız varsa bir uzmana danışın.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:10
biruni - avatarı
biruni
VIP Önce Sağlık
25 Aralık 2009       Mesaj #8
biruni - avatarı
VIP Önce Sağlık
Günde 100- 150 adet saç dökülmesi normaldir.
Daha fazla saç dökülmesi; bir hastalığa işaret olabilir.

Bir hastalığınız varsa, daha fazla saçınız dökülür. Bu durumda hastalığı teşhis ettirmeniz gerekir.
  • Hormonal dengesizlikler.
  • Kansızlık.
  • Mineral dengesizlikler.
  • Zehirlere marus kalma ( ağır metaller, böcek ilaçları, vbg.)
  • X ışınları.
  • Değişik ilaç biçimleri.
  • Karaciğer ve böbrek ilaçları.
  • Doku hastalıkları ( otoimmün hastalıklar )
  • Stres.
  • Kötü beslenme, anoreksiya nerveza ( yemek yememe ) ve bulimiya ( aşırı yemek yemek ) 'yi içeren aşırı gıda kaybı halleri.
  • Genetik,kalıtsal zayıflık veya kellik,androjenik ( erkeklik hormonu kaynaklı ) kellik.
  • Saç kırılmasının olası nedenleri.
  • Kalıtımsal saç kusurları ( ender )
  • Mantar hastalıkları.
  • Kimyasal veya mekanik hasar veya ikisi de ( kalıcı yumuşatıcılar veya dalgalar veya renk değiştirme )
  • Yetersiz beslenme.
saç dökülmesine önlem almazsanız, veya alsanız ne olur?
bugün dökülen 100 adet saç kılını 365 le çarpınız.
100 adet dökülen saç kafanızda bu kadar açık alan yaparsa, senede dökülen 36.500 saç kılı şu kadar kafanızda açık alan yaratır.düşünün 10 senede ne kadar kellik yeri açılır.

önlem alırsanız, dökülen 100-150 saçın yarısından çoğunu kurtarabilirsiniz. kafa da kellik görüntüsünü engellemiş olursunuz. (en azı 8-10 sene ileriye ertelersiniz kelliği)

bitkisel şampuan ve bitkisel saç bakım şampuanlarının kullanma önerisi;
bitkisel şampuanınıza azcık saç bakım yağından katınız. çalkalayınız.
millet olarak sabırsızız.
siz sabırlı olun, banyoda şampuan ile saçınıza 7-8 dakika friksiyon (masaj) yaptıktan sonra
saçlarınızı durulayınız. bu işlemi 2 kere yapınız.
banyodan sonra saçlarınızı kurutup nemini de aldıktan sonra, saçlarınızın dökülen yerlerine saç bakım yağını masaj yolu ile yediriniz.
Kellenin sağ ve sol kulak üzerleri Allah tarafından korunmaya alınmıştır. o yerler dökülmezler. diğer yerlere saç bakım yağını özenle yediriniz.
bu şekil sabah işinize gidebilirsiniz, parlak güzel, joleli gibi gözükür.
ha, istemiyorsanız, saç bakım yağı masajından 3 saat sonra yıkanınız. (45 dakika diye söyleniyor ama, en iyisi 3 saattir)
saç dökülmesini önlemeye yardımcı olduğunu, 1-1,5 sene içinde yenisi gelmeyen saç bölgelerinizde yeni gelişme olacağını görebileceksiniz. (irsi çok önemli hastalık yoksa)
kimyasal jole, fon makinesinden uzak durmanızda da fayda vardır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:13
Düşüncene katılmam şart değil, düşünceni anlatman için savaşırım...
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
9 Mayıs 2011       Mesaj #9
pesimist - avatarı
Ziyaretçi

Saç Hastalıklar Saç Kıran

Ad:  sac-kiran.jpg
Gösterim: 3789
Boyut:  10.2 KB

Saç kıran tıp dilinde Alopesi diye tanımlanan saç kaybı anlamına gelir. Saç kıran meydana geldiğinde, saçların tepesinde yuvarlak boş alanlar oluşmaya başlar. Saç kıran bir saç sorunu olmaktan çok bir saç hastalığıdır.

Saç kıran hastalıklarında bilinmeyen bir sebeple bağışıklık sistemi kendi hücreleri yabancı bir hücre olarak algılamaya başlar ve bu hücrelere savaş açar. Akabinde kıl köklerinin çevresinde bulunan lenfosit isimli hücreler sitokin diye tanımlanan kimyasalları salgılarlar ve ardından bu durum saç dökülmesine sebep olur. Yenilen, içilen herhangi bir besinin saç kıran hastalığına etkisi yoktur. Ani yaşanan stres saç kıran hastalığını tetikler. Saç kıran hastalığı baş göstermeden hiçbir belirti göstermez. Genelde saç kıran meydana geldiğinde kuaförler, berberler tarafından fark edilir. Saç kıran olduğu bölgede saçın büyümesi aninde durur, saç teli kökünden ayrılır.

Saç kıran üç etapta gerçekleşir. Birinci etap saçlar bölgede aniden dökülür. İkinci etapta saçların döküldüğü alan git gide genişler ve açılır. Üçüncü etapta saçlar beyaz ya da gri renk almaya başlar ve bu uzun bir dönem devam eder. Akabinde bu grileşen saçların olduğu bazı bölgeler öbek öbek saç kıran olarak dökülür.

Saç kıran tedavisinde, saç kıran yaygın bir hal almış ise kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Lakin bazı kortizon içeren haplar ile PUVA isimli ışık tedavisi saç kıran hasatlığının tedavisinde kullanılmaktadır. Bunların yanında saç kıran hastalığı tedavisi için kullanılan bazı saç losyonları mevcuttur. Bu tip losyonlar saç kıran olan bölgeye sürüldüğünde, tekrar saç çıkarılması hedeflenir.

Saçkıran için bitkisel tedavi


Saç kıran olan bölgeye traş işlemi uygulanır. Haftada en az üç defa saçlar yıkanır. 1 litre suya bir avuç kepek konulur ve kaynatılır. Kaynayan kepekli su ocaktan alınır ve ılıyınca bu su ile saç kıran olan bölgeler pamukla ya silinir ya da sık sık yıkanır. Birkaç kuru soğanın suyunu sıkın ve yarım su bardağı kadar soğan suyu elde edin. Bu soğan suyunun içine bir yemek kaşığı zeytin yağ katın ve karıştırıp bu karışımı saç kıran olan bölgeye sürün. Saç kıran olan bölgeye bir diş sarımsağı boyuna ortadan ikiye kesip, sulu tarafını iyice sürün. Üzerine zeytinyağını pamukla sürerek 2 saat bekletin ve yıkayın.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:14
BoraDAF - avatarı
BoraDAF
Ziyaretçi
20 Nisan 2014       Mesaj #10
BoraDAF - avatarı
Ziyaretçi

Saç ektirmek nedir?


Protez saç herhangi bir cerrahi işleme gerek duymadan başınızın saçsız bölgesine özel bir dokuyla birlikte saçların yerleştirilmesidir. Bu dokunun kalitesi, ekilen saçların nasıl elde edildiği vs gibi etkenlere göre protez saç yerleştirmenin etkisi değişir. Protez saç ekimi standart saç ekimi yöntemlerinden tamamen bağımsızdır ve bunu kafa derinize yerleştirilmiş bir peruk gibi düşünebilirsiniz. Bu sebeplerle protez saç ekimi ve günümüz normal saç ekimi yöntemleri derken kesinlikle farklı şeylerden bahsediyoruz hangisini istediğinize sizin karar vermeniz gerekmektedir. Doğal ve sizin kendi saçınız olması dolayısıyla standart saç ekimi sürecini protez saçlar ile kıyaslamanız bile anlamlı değildir.

Saç ektirmek acı verir mi?


Saç ektirme yöntemine karar veren kişilerin belki de en büyük endişesi operasyon esnasında acı olup olmayacağıdır. saç ekimi yöntemi saç dökülmesi ve kellik sorunlarında bugün en çok tercih edilen yöntemlerden biridir ve hastaların çoğu saç ekimi operasyonu esnasında oluşan acıdan yakınmamaktadır. Operasyon lokal anestezi ile gerçekleştirilir bu sebeple acı veya ağrı hissedilmez. Yalnızca lokal anestezi uygulanmasını hissedersiniz. Lokal anestezinin ardından uygulama bölgesine yapılacak işlemler hissedilmez.

Ayrıca hastanın psikolojik olarak bu operasyona hazırlanması da oldukça önemlidir. Çünkü saç ekiminde psikolojik faktörler de ağrıyı artırabilir ve kişiyi huzursuz eder. Bunun için detaylı bilgilendirmenin yanı sıra operasyon öncesi verilen ilaçlar ile hastalar sakinleşip rahatlayabilir. İşlem sırasında fizyolojik ağrının indirgenmesi açısından, en az giriş yeri ile en ince iğneler kullanılarak vücut sıcaklığındaki anestezik maddeler cilde enjekte edilmekte ve geniş alanlarda kanamasız çalışılabilmektedir.

Gerekli durumlarda sinir blokları uygulanarak 8-12 saatlik bir anestezi sağlanabilir. Operasyon sonlarına doğru verilen güçlü bir aneljezik madde ile operasyon sonrası ağrıların da önüne geçilmiş olur.
Son düzenleyen Safi; 11 Kasım 2016 03:15

Benzer Konular

6 Ekim 2014 / GÜLGECELER Moda
22 Aralık 2006 / kompetankedi Tıp Bilimleri
2 Temmuz 2019 / nünü Sağlıklı Yaşam
9 Temmuz 2016 / neslihanyare Sağlıklı Yaşam
20 Ağustos 2012 / mhmmdcngz Soru-Cevap