Arama

Felç

Güncelleme: 27 Eylül 2018 Gösterim: 8.273 Cevap: 5
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Ekim 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

FELÇ

, sinir sistemindeki ya da doğrudan doğruya kaslardaki bir bozukluk sonucunda, kol ve bacakları hareket ettirme, yürüme, konuşma gibi istemli hareketlerin yapılamamasıdır. Kısacası felç terimi başlı başına bir hastalığı tanımlamaz; nedeni ne olursa olsun, kas gücünün geçici ya da kalıcı olarak yitirilmesini kapsayan çok genel bir terimdir.

Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  apopleksi 385x450.jpg
Gösterim: 2030
Boyut:  41.2 KB
Bu nedenle sinir sistemindeki herhangi bir bo­zukluğun ya da hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Örneğin omuriliğe yerleşen bir virüsün yol açtığı çocuk felcinde de, omurilikteki bozmaddenin yıkıma uğraması bazen felçle sonuçlanır . Ama felç bu tip bulaşıcı hastalıkların yaygın belirtilerinden biri değildir. Hatta sinir siste­minde herhangi bir bozukluk olmaksızın doğ­rudan kasların zayıflayarak güçsüz düşmesin­den kaynaklanan felçlere de daha seyrek rastlanır. Buna karşılık beyin dokularının örselenmesi ya da yıkıma uğraması, özellikle kol ve bacak kaslarını denetleyen sinirlerdeki bir iletim bozukluğu, beyin kanaması, beyin urları ve beyne giden kan akımının çeşitli nedenlerle azalması en sık karşılaşılan felç nedenleridir.

Felç yalnızca bir kası etkileyebileceği gibi vücudun bir bölümünü ya da bütün iskelet kaslarını da tutabilir. Yalnız iki bacağı etkile­mişse belden aşağı felç ya da kötürümlük (paraplejî), vücudun bir yarısını, örneğin yal­nızca sağ kol ile sağ bacağı etkilemişse yarım felç (hemiplejî), her iki kol ve bacağı tutmuşsa tam felç (kadripleji) söz konusudur.

Dünyada ortalama 300 çocuktan birinde doğuştan felç görülür. Bunun nedeni her zaman tam olarak saptanamasa da, bebeğin anne karnındaki gelişmesi sırasında bazı be­yin hücrelerinin yıkıma uğraması, kan uyuş­mazlığından ileri gelen ağır doğum sarılığı, güç bir doğum sırasında beynin zarar görmesi ya da annenin kanından bebeğin beyin doku­larına kısa bir süre için yeterince oksijen gidememesi olabilir. Sonuçta beyindeki bir yapı ya da gelişme bozukluğundan kaynaklan­dığı için, doğuştan olan bu tip felçlere beyin felci de denir.

Yeni doğmuş bebeklerin hareketleri genellikle düzensiz ve sarsak olduğu için, doğum­dan sonraki ilk birkaç ay içinde çocuğun felçli olduğu anlaşılmayabilir. Ama bir süre sonra çocuk normal gelişmesini gösteremez; örne­ğin bir oyuncağa uzanıp yakalayamaz, oturtulduğunda vücudunu dik tutamaz, zamanı gelince emeklemeye, yürümeye ya da konuş­maya başlayamaz. Doğuştan felç, çocuk bü­yüdükçe kötüye giden ya da ağırlaşan bir bozukluk değildir; ama iyileşme olasılığı da yoktur. Çocuk yürüme çağma geldiğinde kol­tuk değneklerine, tekerlekli sandalyeye ya da sakatlar için tasarlanmış öbür yardımcı araçla­ra gerek duyacaktır.

Felçli doğan çocukların bir bölümü kollarını ya da bacaklarını hiç hareket ettiremezken, bir bölümü düzensiz ve sarsak hareketler yapabilir. Bazen felçli organ gevşek ve sarkık­tır; ama çoğu kez kaslar gevşeyeceğine iyice kasıldığı için, organ doğal olmayan bir du­rumda, tıpkı kramp girmiş gibi kasılı kalabilir. Örneğin felçli kol bükülmüş ve çocuğun eli koltuk altına gelecek biçimde vücuduna yapı­şıp kalmıştır. Bu kasılman ya da spazmlı felç bazen zekâ geriliğine, bazen de işitme, görme ve konuşma bozukluklarına yol açabilir. Ama bu kusurla doğmuş "spastik çocuklar"dan çoğunun asıl sorunu, zekâ düzeyi normal olduğu halde, hareketlerindeki eşgüdüm ek­sikliğinden kaynaklanan sarsaklık ve konuş­ma güçlüğü nedeniyle zekâ özürlü sanılmasıdır. Bu nedenle çocuğun bu fiziksel ya da zihinsel özürlerini yenmesinde ona yardımcı olabilmek için ailesine, yakın çevresine, dok­toruna, öğretmenlerine ve arkadaşlarına büyük görevler düşer.

En yaygın felç nedenlerinden biri de, beyinde yapısal bir bozukluk söz konusu olmadığı halde beyindeki kan dolaşımının aksamasıdır . Birdenbire ortaya çıktığı için inme denen bu tip felç ya da tıp dilindeki adıyla apopleksi, bugün birçok ülkede kaza­lardan, kanserden ve kalp hastalıklarından sonra en yaygın ölüm nedenleri arasında dördüncü sırayı alır. İnme gençlerde çok seyrek görülen ve genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bir felç tipidir. Yüksek kan basıncı (tansiyon), kalp ve damar hastalıkları, damar sertliği, şeker hastalığı ve sigara tirya­kiliği inme tehlikesini artıran etkenlerin ba­şında gelir.
Felçle sonuçlanan dolaşım bozukluğunun en yaygın nedenlerinden biri beyne giden kan akımının azalması, öbürü de beyin kanamasıdır. Bunlardan ilki, beyne giden büyük atar­damarlardan birinin ya da beyindeki daha küçük atardamarların bir kan pıhtısıyla tıkan­masından ileri gelir. Bu tıkanıklık, yeterince kan ve oksijenle beslenemeyen beyin dokusu­nun ölümüne yol açar. İkinci neden ise yüksek kan basıncına ya da bir damar hastalı­ğına bağlı olarak beyindeki atardamarlardan birinin yırtılmasıdır.

Bu felcin belirtileri, yıkıma uğrayan beyin dokusunun büyüklüğüne ve yerine bağlı ola­rak değişir. Örneğin konuşma, yürüme, kol ve bacak hareketleri, görme gibi işlevlerden sorumlu olan beyin bölgelerinin ya da mer­kezlerinin yıkıma uğraması bu işlevlerin yeri­ne getirilmesini engeller. Eğer inmeli kişi konuşamıyorsa ve sağ kolu ile sağ bacağı felç olmuşsa, beynin sol yarısındaki özel bir bölge yıkıma uğramış demektir; çünkü beynin sol yarısı vücudun sağ yanını, sağ yansı da sol yanını denetler. Hastanın güçsüz düşmesi, baş dönmesi ve görme bulanıklığı gibi belirtiler ise beynin arka bölümündeki dokulann zarar gördüğünü gösterir .

Beynin bir bölgesine giden kan akımının kısa bir süre için kesilmesinde de inmeye benzer belirtiler görülür. Ama kaslardaki tutulma felçten çok daha hafiftir ve genellikle birkaç dakika sürer. Bununla birlikte, kol ve bacaklarda belirgin bir uyuşma biçiminde hissedilen bu hafif ve geçici felcin sık sık yinelemesi kalıcı bir inme olasılığını artınr. Ortalama olarak, beyindeki kan dolaşımı bozukluğuna bağlı olan felçlerin üçte biri iz bırakmadan geçer, üçte biri kalıcı felçle, üçte biri de ölümle sonuçlanır.

Sigara içmemek, kan basıncını düzenli olarak ölçtürmek, ileri yaşlarda çok ağır ve yorucu yaşam koşullarından kaçınmak gibi genel sağlık kurallarına uymakla inme tehli­kesi büyük ölçüde engellenebilir. Yüksek kan basıncını ve kalp hastalıklannı sürekli dene­tim altında tutmak, damar tıkanıklığına yol açabilecek bir kan pıhtısının oluşma tehlikesi­ne karşı pıhtılaşma önleyici ilaçlar kullanmak, göğüs ya da boyun atardamarlarındaki pıhtı­ları ameliyatla temizleyerek damar tıkanıklı­ğını gidermek etkili tedavi yöntemleridir. Ne var ki, yıkıma uğramış beyin dokusunun yenilenmesi olanaksızdır. Gene de, zamanla beynin öbür bölümleri yıkıma uğramış doku­lann görevini üstlenerek felçli kasların denetimini ele alabilir. Böyle bir tedavi, uzman doktorların denetiminde yürütülen çok uzun bir süreçtir. Ama öncelikle kendi isteği ve iradesi, ayrıca ailesinin ve dostlarının desteğiyle bunu başararak felci atlatan birçok hasta vardır.

MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 6 Ocak 2017 21:38
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Temmuz 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Felç


Sinirlerin kaslara kumanda edemeyişi durumu; inme.
Sponsorlu Bağlantılar

Merkezî sinir sisteminden kaynaklanan felçlere merkezî felç, çevre sinirlerinden kaynaklanan felçlere çevresel felç adı verilir. Felcin, hareketi ya da duyumu engelleyen türleri vardır. Nedenleri arasında yaralanmalar, kan dolaşımının, damar tıkanması ya da başka bir nedenle engellenmesi, toksinlerin ya da kanser, üremi, diyabet gibi hastalıkların neden olduğu zehirlenmeler ve urlar sayılabilir. Tipik bir felç durumunda duyu sinirleri bir duyumu omuriliğe taşıyamazlar ya da bir hareket emri beyinden kaslara iletilemez. Felç, ortaya çıkış nedenine göre geçici ya da kalıcı olabilir. Omurilikteki bir bozukluğun yol açtığı durumlarda vücudun her iki yanında görülebilir.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen perlina; 6 Ocak 2017 20:10
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
6 Ocak 2017       Mesaj #3
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  inme-385x420.jpg
Gösterim: 568
Boyut:  37.2 KB

Apopleksi,

İnme olarak da bilinir,
beynin bazı bölümlerinde kan akımının büyük ölçüde azalmasından ya da kafa içi kanamalardan ileri gelen bir dizi belirti.

Başlıca apopleksi belirtileri, vücudun bir ya da her iki yanında geçici ya da kalıcı felç, konuşma ya da yemek yeme güçlüğü ve kas koordinasyonunun yitimidir, inme terimi genellikle yalnızca beyindeki kan akımının azalmasından kaynaklanan bozukluklar için kullanılırken, apopleksi terimi kafa içi kanamalarını da tanımlar. Her iki olay da beynin bazı bölgelerinde doku ölümüne yol açabilir. Kan akımında azalma. Kan akımındaki azalmanın nedeni, genellikle beyin atardamarlarından birinin iç yüzeyini kaplayan yağ birikintisinde bir kan pıhtısının (tromboz) oluşmasıdır. Bu durumda, tam bir inme görülmeden ve kan azlığına bağlı doku ölümü başlamadan önce, yüzün bir yanında geçici çarpılma, kol ya da bacaklardan birinde felç ya da vücudun bir yanının olağandışı duyarlık kazanması gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Kan akımı azlığının beyin sapını da etkilediği durumlarda, belirtiler vücudun her iki yanında görülebilir. Atardamarın bir kan pıhtısıyla tıkanmasından ileri gelen inmenin tedavisinde, beyne giden kan miktarını artırmaya yönelik girişimlerin yanı sıra, fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerine de başvurulur. Oluştuğu yerden koparak kanda serbestçe dolaşan ve geçemeyeceği kadar dar bir damara ulaştığında sıkışarak kan akımını engelleyen kan pıhtısı ya da başka maddelerin yol açtığı emboliler de inme nedeni olabilir. Beynin bir bölümündeki kan akımını engelleyen embolilerin kaynağı genellikle kalp hastalığıdır.

Tedavi kan dolaşımının düzenlenmesini ve rehabilitasyonun sağlanmasını amaçlar. Kafa içi kanamalar. İnmeyle sonuçlanan kafa içi kanamalar, anevrizma, anjiyom ya da yüksek tansiyon sonucunda beyin damarlarının yırtılmasından ileri gelir. Tedavi, kişide inme sonucunda ortaya çıkan hasarların azaltılmasına ve yeni inmelerin önlenmesine yöneliktir. Cerrahi girişime dayanabilecek durumda olan hastalar, anevrizmanın alınması, kanamaya neden olan başka bir bozukluğun düzeltilmesi ya da kafa içi basıncın azaltılması amacıyla ameliyat edilebilir.

Kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen perlina; 6 Ocak 2017 21:15
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
6 Ocak 2017       Mesaj #4
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Felç,İnme,Apopleksi



Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Mart 2017       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı

Felç Tedavisine Örümcek Zehri!


Avustralya'da yürütülen bir araştırma örümcek zehrinin felç tedavisinde kullanılabileceğini ortaya koydu. Yerel medyada yer alan bilgilere göre, Avustralyalı bilim insanları, örümcek zehrindeki bir proteinin, beyni felç sonrasında oluşabilecek hasardan koruyabileceğini saptadı. Queensland ve Monash üniversitelerinden araştırmacılar, Avustralya'nın kuzeyinde yer alan Queensland eyaletine bağlı Fraser Adası'nda dünyanın en zehirli örümcekleri arasından 3 "huni yuvalı örümcek" yakaladı.

Zehirdeki Protein Felç Sonrasında Beyinde Hasar Oluşmasını Önlüyor!


Laboratuvar ortamında örümceklerin zehirlerini çıkaran araştırmacılar, pipet yardımıyla aldıkları zehirde bulunan Hi1a proteininin örneğini üretti. Üretilen protein örneğini farelere enjekte eden araştırmacılar, proteinin, felç sonrasında beyinde hasar oluşmasının temel etkeni olan beyindeki asit algılayan iyon kanallarını tıkadığını belirledi.

Queensland Üniversitesi'nde görevli Glenn King, çalışmayla ilk kez felç sonrasında beyinde oluşan hasarı azaltmanın yolunu bulduklarını söyledi. King, Hi1a'nın, felç nedeniyle beynin oksijensizlikten en çok etkilenen ve hızlı hücre ölümü nedeniyle genellikle tedavisinin zor olduğu bölgesini de koruduğunu ifade etti.

Kaynak: AA / Ulusal Bilimler Akademisi (21 Mart 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Eylül 2018       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı

Felç ile Egzersiz Arasındaki Bağlantı!


Araştırmacılar, egzersiz yapmakla inme (felç) şiddetinin azalması arasında bir bağlantı olduğunu belirledi. Yapılan araştırma sonucunda, egzersiz yapan kişilerde felç durumu görülmesi halinde, orta veya ağır şiddetli bir inme yerine hafif şiddetli bir inme geçirme olasılığının 2 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı. İsveç'te felç geçiren kişilere ait kayıtlar esas alınarak ortalama 73 yaşındaki 925 kişiyi inceleyen araştırmacılar, fiziksel olarak aktif olan kişilerin olmayanlara kıyasla ağır felç geçirme risklerinin daha az olduğunu belirtti. Araştırmacılar, felç geçirmeden önce hafif ve orta derecede fiziksel aktivitede bulunan kişilerin egzersiz yapmayanlarla kıyaslandığında, orta veya ağır şiddetli bir inme yerine hafif şiddetli bir inme geçirme olasılığının daha fazla olduğunu ifade etti.

Hafif fiziksel aktivite haftada en az dört saat yürüyüş, orta derecede fiziksel aktivite ise yüzme, tempolu yürüyüş ya da haftada iki ya da üç saat koşma gibi daha yoğun egzersizler olarak tanımlandı. Çalışmayı yürüten, Göteborg Üniversitesi'nden Katharina S. Sunnerhagen, yaptıkları araştırmanın her hafta küçük bir fiziksel aktivite yapmanın bile, muhtemelen felç şiddetini azaltarak büyük bir etkiye sahip olabileceğini gösterdiğini ve ilgili çalışma bulgularının, fiziksel aktivitenin beyinde koruyucu bir etkisi olabileceğine ilişkin giderek artan kanıtlara katkı sağladığını belirtti.

Kaynak: Neurology (21 Eylül 2018)

Benzer Konular

24 Eylül 2011 / Misafir Soru-Cevap
8 Haziran 2009 / Kral_Aslan Rüya Tabirleri
6 Ocak 2017 / Misafir Tıp Bilimleri
20 Haziran 2015 / Safi Tıp Bilimleri