Arama

Enfarktüs (Kalp Krizi)

Güncelleme: 29 Eylül 2018 Gösterim: 17.671 Cevap: 12
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
3 Ekim 2006       Mesaj #1
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
AKUT MİYOKARD İNFARKTÜSÜ-KALP KRİZİ
Alıntı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar


Kalbi besleyen damarların kan akımının çeşitli nedenlerle ani azalmasına veya kesilmesine bağlı olarak gelişen ve o damarın beslediği kalp kasında çeşitli derecede hücre ölümü ile sonuçlanan ve kalp krizi olarak bilinen bir hastalıktır. Hastaların kalp krizinden kaybedilmelerinin önlenmesi, olayın ilk anından itibaren en kısa zamanda hastaneye ulaşmasına bağlıdır.
Göğüs ağrısının başlangıcından sonraki ilk saatlerde ve hastaneye giderken yolda uygulanan acil yaklaşımlar, kalp hücrelerinin ölümünü sınırlamada ve hastanın hastaneden çıkma şansını artırmada yardımcı olabilir. Hastaneden taburcu olduktan sonra, hastanın yaşam sansı kalbin fonksiyon bozukluğuna, kalp ritmine ve kişisel risk faktörlerine bağlıdır. Risk faktörsüz hastaların hemen hepsi infarktüs sonrası ilk yılı atlatırlar. Riski çok olan hastaların yarısından azı aynı süreyi komplikasyonsuz atlatır.
Akut miyokard infarktüslü hastaların yaşatılmasında önemli etkenler şöyle sıralanabilir.
  • Hastaların hastaneye ulaştırılması
  • Hastanede yapılması gerekenler
  • Koroner bakım ünitesinde tedavi
  • Koroner bakım ünitesinden taburcu olduktan sonra yapılanlar

HASTALARIN HASTANEYE ULAŞTIRILMASI
20 yıl önce hastane dışında kalp krizinden olan ölümlerin 2/3’ü krizin başlangıcından birkaç dakika içinde olmuştur. Bu nedenle, 1966 yılında Belfast’ta bir ambulans, hareketli koroner bakım ünitesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece tam teşekküllü bir ambulansın hastalara kısa zamanda ulaşabileceği, acil bakım ünitelerine ulaşma sürelerini azalttığı ve daha önceden hastaneye ulaşamadan ölen hastaların hayata döndürülmelerinde başarılı sonuç alındığı anlaşılmıştır. Seattle, Columbus, Ohio’da da bu üniteler oluşturulmuştur. Araştırmalar bu ünitelerin, hastaneye götürülürken oluşan ölüm oranını %22’den, %9’a kadar düşürebildiğini göstermiştir. Hastaların ani kalp ölüm tehlikelerinden korunması ve düzeltilmesi, canlandırma işlemlerinin çabukluğuna bağlıdır. Tehlikede olan kalbin kurtarılması için üç tip gecikme minimuma indirilmelidir.

1- Hasta ve Yakınları Tarafından Yardım Çağırılmasında Gecikme
Kalp krizi bulgularının başlamasından telefonla ambulans istenmesine kadar geçen zaman önemli ölçüde azaltılmalıdır. Hasta şoka girmeden veya infarktüs şüphesi olur olmaz acil servisin hemen istenmesi, hastanın durumunun iyiye gitmesinde önemli bir etkendir.
Periyodik cheek-up’lar, doktorun hastaları tanımasını ve hipertansiyonlu, sigara içen, lipid seviyeleri yüksek, aile hikayesi olan, risk faktörülü hastaları teşhis etmesini sağlar. Bununla beraber, akut kalp krizi koroner arter hastalarının ilk klinik belirtisi olabilir.
Halka yönelik kampanyalar bütün popülasyonun, özellikle duyarlı popülasyonun akut kalp krizi ve onun risk faktörleri hakkında bilgi sahibi olmasına yardımcı olur. Bu kampanyalar, çabuk tıbbi yardımın yararlarını (Koruma-tedavi) da gösterebilir.

2- Ambulanstaki Sağlık Personelinin Acil Telefona Cevabının Gecikmesi
Telefonla yardım istenmesinden ambulansın hastaneye gitmesine kadar olan zaman mümkün olduğunca kısaltılmalıdır. Lowa Üniversitesinde yapılan bir çalışma 30 sn. içinde telefona cevap verilmesi gerektiğini göstermiştir. Lowa’daki bazı çalışmalarda, zamanın uzatılması ciddi sonuçlar doğurmuştur.

3- Hastanın Hastaneye Getirilmesindeki Gecikme

Hastanın tam teşekküllü bir hastanenin acil bölümüne getirilme süresi mümkün oldukça kısaltılmalıdır. Bütün amaç hastanın en iyi tedavi edileceği yere ölmeden ulaştırabilmektir.


HAREKETLİ AMBULANSLARIN AMACI
Bir çok yerde ambulanslar hareketli koroner bakım üniteleri olarak kullanılmasına rağmen helikopterler de bu iş için kullanılmaktadır. Helikopterlerle taşıma, ekseri, ambulanslarla gerçek acil servise ihtiyaç duyan hastalardan çok, 12 saatlik bir gecikmeyi tolere edebilecek hastalar için saklanmaktadır. Hareketli koroner bakım ünitelerinin çok iyi çalışan radyokominikasyon sistemleri vardır. Monitör, defibrilatör, direkt yazan EKG aletleri, O2, endotrakeal tüpler ve acil ilaçları bulunur. Telemetri sistemleri EKG çizimlerini hastane, diğer merkezlere gönderebilir ve buradaki personel de ambulanstaki sağlık personeline yön verebilir.
Hareketli koroner bakımın amacı; yaşam oranını arttırmak beyin harabiyetlerini en aza indirmek, kalp krizinin yayılmasını önlemek, kalp ritm bozukluklarını kontrol altına almak ve diğer komplikasyonları hastaneye giderken önlemektir. Kalp krizinden şüphelenildiği anda halkın hemen yardım etmesini arttırmak ve halkı bu konuda bilinçlendirmek için halk kampanyaları şarttır.


HASTANEDE YAPILMASI GEREKENLER

Kalp krizi şüphesi ile gelen bütün hastalar koroner bakım ünitesine alınarak monitörize edilmeli, acil tedaviye başlanmalıdır.
Kalp krizi geçiren hastaların modern tedavisinde yaklaşım:

Semptomların kontrolü
Krizin birkaç saati içinde daha fazla kalp hücresi zedelendirmenin sınırlandırılması ve ölümlerin azaltılması
Tekrar kriz riskinin ve/veya kalp krizi sonrası ölümlerin azaltılması.

Hastaların yüksek veya düşük risk gruplarına ayrılması bu tedavi yaklaşımını kolaylaştırır.
Semptomların kontrolü, ağrı ve sıkıntının azaltılması, uygun oksijenasyon, hayat tehdit edici kalp ritm bozukluklarının önlenmesi ile sağlanır.
Göğüs ağrısının giderilmesi; sadece hastayı rahatlatmaz. Aynı zamanda ağrısının sebep olduğu aşırı sempatik aktivitenin kalp damar sisteminde meydana getirdiği etkileri (kan basıncı artışı, kalp hızı artışı, kalp kasılmasında artma metabolik etkileride azaltma).

Oksijenasyon
İlk 3 gün veya 4 gün içinde uygulanmalıdır. %100 O2 dk. 2-4 lt. verilmelidir. Kalp krizi geçiren hastaların çoğunda oksijene ihtiyaç duymaktadır.

İlaç Tedavisi
Koroner bakım servislerine müracaat eden kalp krizi gerçiren hastaların %5 ile %10’unda kalp ritm bozukluğu meydana gelir ve ani ölümlerin başlıca nedenleridir. Bu ritm bozukluklarının önlenmesi ve tedavisi ana hedeflerdendir. Ayrıca kalbin kanlanmasını artırıcı ve pıhtıyı eritmeye yönelik ilaç tedavileri uygulanmaktadır.

Trombolitik Tedavi
İnfarktüsün ilk saatleri içinde daha fazla kalp dokusunun zedelenmesini önlemek amacı ile yapılan pıhtı eritici tedavidir. Tüm kalp ataklarının %80’inden fazlasında ve miyokard infarktüsünde koroner kan akımının azaltılmasından koroner damar içindeki pıhtı sorumludur. Hemen pıhtı eritilebilirse kalp hasarı azaltılabilir. Ölüm oranıda buna paralel olarak düşer.

Koroner Bakım Ünitesinde Kalma Süresi
Geçen bir yıl boyunca kalp krizi geçiren hastaların hastane ve koroner bakım ünitesinde kalma süreleri gidererek kısalmıştır. İyi seyirli kalp krizi geçiren hasta sıklıkla hastanede 2. gün yatak dışına çıkar ve sandalyede oturabilir. Ekseriya 48-72 saat sonra ara bakım ünitesine nakledilir. Koroner bakım ünitesine alındıktan sonra erken saatler içinde hastaya kalbin pompalama fonksiyonu ekokardiografi yapılarak hastanın prognozu tayin edilebilir ve ilaçla tedavinin programı belirlenir.


HASTANE SONRASI TAKİP

ABD’de kalp krizi geçiren hastaların %10’u hastaneden çıktıktan 1 yıl sonra ölürler. Bu oran kardiyak problemler için risk faktörü olmayanlarda %3, çok risk faktörlü hastalarda ise %30 olarak bulunmuştur. Bu risk faktörlerinin bilinmesi uzun süreli tedavinin planlanmasında önemlidir.

Risk-faktör değişikliği
Risk faktörlerinin değiştirilmesi infarktüslü hastalarda uzun süreli prognozu düzeltebilir. Doktor ve hasta, hepsi değiştirilebilen faktörler olan sigara içme, hipertansiyon ve hiperkolesterolemiye dikkat etmelidir.

Sigara İçme
İnfarktüsten sonra sigara içimini kesen hastalarda infarktüsün tekrarlanması ve ölüm riskinin az olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle, bu faktörün önemi hastaya vurgulanmalı sigaranın bırakılması ısrarla vurgulanmalıdır.

Hipertansiyon
İnfarktüsten sonraki dönemde kan basıncı dikkatle izlenmelidir. Tedaviye ihtiyaç duyan hastalarda, kan basıncı dikkatlice düşürülmelidir.

Hiperkolesterolemi
Günümüzde kolesterol iyi bilinen ve damar sertliğinin gelişmesinde önemli risk faktörüdür. İnfarktüs geçiren hastalarda total kan kolesterolu 200 mg/dl , LDL-K 100 mg/dl’nin altında olmalıdır.


KAYNAKLAR
  • American Heart Association: Standarts and guidelines for cardiopulmoner resuscitaion (CPR) and emergency cardiac care (ECG). JAMA; 224:453, 1980.
  • Pesternak, JD, Braunwald, E, Sobel, BE., Acute myorcardial infraction. In Braunwald, E(ed): Heart Disaese: A Texbook of Cardiovascular Medicine. Philqdelphia, WB. Saunders, pp. 1200-1292, 1992.
  • Codini, M.A.: Management of acute myocardial infraction, Med Clin Amer:70:769, 1988.
  • Collen, D; Topol E. J; Tieferbrunn A. J; et al.: Coronary thrombolysis with recombinant human tissuse-type plasminogen activator. Circulation, 70:1012-1017, 1984
  • Cummins, Ro; Eisenberg, M.S; Hallsorm, AP; et al: Survival of out-of-hospital cardiac arrast with early initation of cardiopulmoner resuscitaion. Ann Emerg Med; 3:114-119, 1985.

Kardiyolog
Doç. Dr. Kaan KULAN

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 17:29
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
6 Eylül 2008       Mesaj #2
karayel - avatarı
Ziyaretçi
ENFARKTÜS
Kalp krizi, kalbi besleyen koroner atardamarların ciddi ölçüde tıkanmasına bağlı olarak kalp kasının bir bölümünün hasara uğraması veya ölmesiyle (miyokard enfarktüsü) ortaya çıkar.
Sponsorlu Bağlantılar
Kalbi besleyen koroner kan damarlarındaki tıkanma, damar çeperlerinde plak oluşmasına ('damar sertliği', ateroskleroz) ya da pıhtı oluşmasına (koroner tromboz) bağlı olabilir. Göğsün ortasında, ani olarak ortaya çıkan ve sıkışma şeklinde ağrı ile çok büyük bir ızdırap arasında değişen şiddetlerde olabilen, 30 dakika ya da daha uzun süren ve istirahat ile geçmeyen ağrı ortaya çıkar. Ağrı bazen omuzlara, boyna ya da kollara yayılır. Göğüste, nefes darlığının eşlik ettiği rahatsızlık hissi ya da ağrı, huzursuzluk, soğuk ve nemli deri, bulantı ya da kusma ya da bilinç kaybı oluşabilir. Bu durum, zaman zaman mide yanması ile de karışabilir.

Enfarktüs sırasında ne yapılmalıdır?
Enfarktüs krizi geçiren hasta; kalp bölgesinde ani bir ağrı hisseder. Bütün benliğini ölüm korkusu sarar. Nefes almakta zorluk çeker. Yapılacak ilk iş, hastanın 45 derece bir meyille oturmasını sağlamaktır. Sonra; vakit geçirmeden doktor çağrılır. Acil olarak en yakın hastaneye başvurmak gerekir.


Enfarktüse neden olan risk etmenleri:
Değiştirilemeyen etmenler: Ailede kalp krizi geçiren kişi bulunması, 45 yaşın üzerinde ve erkek olma, değiştirilmesi mümkün olmayan risk etmenleridir.
Değiştirilebilecek etmenler: Sigara içme, yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, şeker hastalığı, şişmanlık, çok yağlı beslenme ve hareketsizlik.

Tedavi seçenekleri nelerdir? İlk tedavi önlemleri oksijen, nitrogliserin, düşük doz aspirin ya da ağrı tedavisi olabilir. Kalpteki ritim bozukluklarını giderici antiaritmik ilaçlar ve kalp kasındaki hasarın ilerlemesini önlemek için beta-blokerler verilebilir. Hasta krizden sonraki ilk birkaç saat içinde hastaneye yatırılırsa pıhtıları eritmek için trombolitik ilaçlar verilebilir. Ancak günümüzde eğer ulaşılabiliyorsa ilk önce anjiyo-plasti (daralan kalp damarlarının genişletilmesi) tercih edilmelidir. Hastanın diğer kalp damarlarında da tıkanmalar varsa koroner arter köprüleme (bypass) ameliyatı yapılabilir.


Uz. Dr. Özlem Esen Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
7 Eylül 2008       Mesaj #3
karayel - avatarı
Ziyaretçi
KALP KRİZİ
Kalp krizi, özellikle gelişmiş toplumlarda görülen ciddi bir tehlikedir. Çoğu kişi tam olarak iyileşebilir ama sağlıklı bir yaşam sürerek önlenmesi de olanaklıdır.
Kalbin düzgün çalışması, kandan yeterli oksijen almasına bağlıdır. Kalp kasının herhangi bir bölgesi yeterli oksijen almadığı zaman çalışamaz duruma gelir, atarken yeterli kasılmamaya başlar ve pompalama işleminde kendine düşen görevi yerine getiremez.
Kalp krizinin sebepleri nelerdir? Koroner damarların (kalbe kan taşıyan üç atardamar) iç yüzünde aylar ya da yıllar boyunca biriken ateromlar (yağlı birikimler) zamanla damardaki kan akışını engellemeye başlar. Damarın en dar noktasında kan pıhtısı (tromboz) oluşursa damar tümüyle tıkanır. Damarın ateromlarla daralmış olmasının tromboz olasılığını artırdığı açıktır. Kalp krizi bir dizi olayın sonucunda gerçekleşir. İlk aşamada kan akımı engellenmeye başlar. Kalp kasının (miyokard hücreleri) kansız kalması, hastanın ağrı hissetmesine neden olur. Oksijensizlikten etkilenen hücreler ölürler. Kan akımı normale dönmezse ilgili kas bölgesi canlılığını yitirir ve birkaç hafta içinde bu bölgenin üstünde nedbe dokusu oluşur. Etkilenen kas bölgesi çok genişse, kalbin verimi azalır. Kalp krizi geçirme tehlikesi sigara içen, çok yağlı yiyen, ruhsal gerilimlerin etkisinde bulunan insanlarda, şeker hastalarında ve ailelerinde kalp krizi vakaları bulunanlarda en yüksektir. Kriz daha çok orta yaşlı erkeklerde görülür; menopoz çağından önce kadınlarda ve 35 yaşından genç erkeklerde ender rastlanılır.

Kimler kalp krizi geçirme riski altındadır?

  • Şeker hastaları
  • Kolesterolü yüksek olan hastalar
  • Hipertansiyon hastaları
  • Orta yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar
  • Menopoz sonrası kadınlar
  • Sigara içenler
  • Kilolu kişiler
  • Ailesinde kalp hastalığı bulunanlar ya da genç yaşta kalpten ölüm öyküsü olanlar

Kalp krizinin belirtileri nelerdir?
Kriz bazen hiç beklenmedik biçimde ortaya çıkar ama çok önceden kendini anjina ağrısı ile belli ettiği de olur. Anjina egzersiz ya da heyecan sonucu göğsün ortasında belirerek birkaç dakika süren ve çoğunlukla kollara, omza ve boyna da yayılan bir ağrıdır. Anjina ağrısı hisseden ya da eski ağrıları sıklaşan ve uzayan herkesin doktora başvurması gerekir. Kalp krizinin başlıca belirtileri göğsün ortasında şiddetli ağrıdır. Terleme, bulantı, kusma ve solunum güçlüğü de görülür. Belirtiler çok şiddetli ağrı ile hafif bir rahatsızlık arasında değişen çeşitli düzeylerde olabilir. Öyle ki, kalp krizi geçirdiğinin farkına varmayanlar bile olabilir. Kalp krizine benzeyen belirtiler kuşkusuz hemen doktora başvurmayı gerektirir; ancak sindirim bozukluğunun göğüs enfeksiyonlarının, idrar kesesi hastalıklarının ve aşırı mide asidi salgılanmasının da benzer şikayetler yarattığı akıldan çıkarılmamalıdır.

Kalp krizi esnasında neler yapılmalı? Ani kalp damarı tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan kalp krizinde en önemli nokta, göğüs ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kişinin tam donanımlı bir hastaneye başvurması ve sağlık yardımı almasıdır. Ölümlerin yarısı kalp krizi başladıktan sonraki ilk saat içinde ortaya çıkar. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede kalp krizine müdahale edilecek düzeyde bir sağlık kuruluşuna başvurmak çok önemlidir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, tıkanan damarı açıcı tedavi yöntemleri de en kısa sürede uygulanabilir ve kalbin hasar görmesinin önüne geçilmiş olur. Hastaya hastanede müdahalede önemli olan hızlı tanı konulması ve müdahalenin uygun bir şekilde yapılmasıdır.
Kalp krizi esnasında yalnızsanız: Kişinin kalp krizi geçirdiği esnada tıkalı olan damarını açabilmek için yapacağı bir manevra yok. Bunun yanında;
  • Öncelikle ağrı başladığı anda telefonla yakınlarınızı arayarak durumu haber verin.
  • Bulunduğunuz yerin kapısını aralık bırakın. Bu, yardıma gelecek olan kişinin işini kolaylaştırmış olur.
  • Kuvvetli öksürük geçici olarak kan akımını artırabilir. Yeni başlamış bir pıhtıyı yerinden sökme ihtimali çok düşük olsa da burun deliklerinizi kapatarak kuvvetli biçimde öksürün.
  • Evde aspirin varsa, bir bardak su ile alın.
  • Bunun dışında kesinlikle bir şey yiyip içmeyin.
  • Pencereyi açarak odaya oksijen girmesini sağlayın.
  • Yardım gelmesini, yatarak ya da oturarak bekleyin. Kesinlikle ayakta beklemeyin. Çünkü kalp krizi ile hastaneye gelen bir hastanın bir travma sorunu olmaması gerekir. Eğer kişi düşerek başını çarpmışsa, kalp krizi ile ilgili yapılacak tedaviler, başa alınan darbe nedeniyle yapılamayabilir.
  • Ağrıyı azaltmak için egzersiz yapmayın.
  • Soğuk ya da sıcak suyun altına kesinlikle girmeyin. Özellikle soğuk su böyle durumlarda çok tehlikelidir. Çünkü kalp damarlarını büzer ve tıkalı olmayan damarların da daralmasına neden olabilir.
Bir kişi yanı başınızda kalp krizi geçirdiyse;
  • Sağlık deneyiminiz yoksa kalp krizi geçiren birine müdahale etmeyin, başka hastalara veya kendinize ait kalp ilaçlarını vermeyin.
  • Hemen ambulans yardımı isteyerek hastayı en yakın tam donanımlı bir hastaneye ulaştırın.
  • Bu esnada, kalp krizi geçiren kişiyi uygun bir yere yatırın
  • Ayaklarını kalp seviyesinin üzerine kaldırarak, kalbe daha çok kan akışının olmasını sağlamaya çalışın
  • Üzerindeki sıkı olan kıyafetleri gevşetmek, kravatı çözmek gibi yardımlarda bulunun
  • Önemli olan, hastayı tetkik ve tedavilerinin, yerinde ve uygun şekilde yapılabileceği bir hastaneye ulaştırmanızdır

Doç. Dr. Erhan Babalık
Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
16 Eylül 2010       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Kalp krizi nedir?
Kalp krizi kalbi besleyen ve onun canlılığını sağlayan koroner arterlerden birinin ani tıkanması sonucu beslediği kalp kasına kan gitmemesi ile ortaya çıkan hastalıktır.
Kalp krizi neden tehlikelidir?
Erken müdahale edilmezse beslenemeyen kalp kası ölür ve bu da kalbin vücuda kan pompalama fonksiyonunu bozar ve ölümle sonuçlanabilir. Ayrıca kalp krizi anında ciddi ölümle sonuçlanan ritim bozuklukları da ortaya çıkabilir.
Kalp krizine yol açan risk faktörleri nelerdir?
Sigara, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, şeker hastalığı, yaş, erkek cinsiyet, ailede erken yaşta kalp krizi olması risk faktörleridir. Ayrıca önemi yeni anlaşılan fibrinojen, homosistein, lipoprotein-a, stres gibi risk faktörleri de vardır.
Kalp krizi nasıl önlenebilir?
Yukarıda sayılan risk faktörlerinden (genetik, yaş, cinsiyet gibi değiştirilemeyeceklerin dışındakiler) mevcut olanların ortadan kaldırılması ya da tedavi edilmesi, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, 50 yaş üzerinde doktor kontrolünde aspirin kullanılması.
Kalp krizi nasıl belirti verir?
Göğüste kollarla, boyuna vurabilen baskı şeklinde göğüs ağrısı, terleme, nefes darlığı, çarpıntı, baygınlık hissi gibi belirtilerin tek ya da bir arada görülmesi.
Kalp krizi anında ne yapılmalı?
Mümkünse hemen bir aspirin yutulmalı ya da çiğnenmeli, yatay pozisyona geçilmeli, hiç vakit kaybetmeden en yakın acil servisine nakil sağlanmalıdır.
Kalp krizi riskini önceden belirlemek mümkün mü?
Evet. Yukarıda sayılan risk faktörlerinin belirlenmesi, seçilmiş hastalarda eforlu EKG, thallium sintigrafisi, multislice CT ya da koroner arteriyografi gibi yöntemlerle hastada kalp krizine yol açan yağ plaklarının (ateroskleroz) saptanması.
Ani üzüntü, heyecan, stres kalp krizine yol açar mı?
Evet. Koroner damarlarında yağ plakları (ateroskleroz) olan bir kişide ani psikolojik stres o plakların çatlayarak üzerine pıhtı oturması sonucu damarı tıkayarak kalp krizine yol açabilir.
Kalp krizi geçiren hastaya hangi tedaviler uygulanır?
Kalp krizi tedavisi önce acil birimlerde sonra da koroner bakım ünitelerinde yapılır. Temel tedavi hastanın tıkanan koroner damarının ilaç ya da balon ve stentle açılması ve ritim bozuklukları ve kalp yetersizliğinin tedavi edilmesidir.
Kalp krizi geçirmiş bir kişinin neler dikkat etmesi gerekir?
Doktorunun önerdiği ilaçları düzenli kullanmalı, tavsiyelerine uymalı ve düzenli kontrollere gelmelidir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
8 Mayıs 2011       Mesaj #5
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
KALP KRİZİ NEDİR BELİRTİLERİ NELERDİR?
KİMLER RİSKLİDİR?
NE YAPILIR?

Kalp krizi aslında her insanın korkulu rüyasıdır. Özellikle orta yaş sonrası insanlarda acaba kalbimde bir rahatsızlık varmı? kalp krizi geçirirmiyim? soruları sürekli sorulur. Peki kalp krizi belirtileri nelerdir, kalp krizi geçiriyorsak neler yaşarız ve kalp krizi yaşarsak o anda ne yapmalıyız.
Kalbin yeteri kadar oksijen alamayarak ölmesine kalp krizi (miyokard enfarktüsü) denir. Kalbimiz günlük yaptığımız işe göre bazen daha fazla bazen daha az oksijene ihtiyaç duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Eğer koroner damarlarda bir tıkanıklık veya daralma söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar.


Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. işlevsiz bir yara tabakası oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geridönüşü olmayan bir hasardır.

Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarlarının içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve zamanla koroner damarı tamamen tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir.


Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir:
•Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur.

•Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
•Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
•Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır.
•Nefes darlığı olur.
Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir.

Kalp krizi anında Ne yapmak gerekir:

Bu belirtilerle karşı karşıya kaldığınızda derhal bir yere oturup dinleniniz ve hemen bir sağlık kuruluşuna ulaşmaya çalışınız. Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım isteyiniz. Kesinlikle yürümeye veya merdiven çıkmaya devam etmeyiniz. Çünkü aktiviteye devam etmek zaten oksijen alamayan kalbinizin oksijen talebini daha da artıracaktır.

Son zamanlarda kalp krizi geçirildiğinin anlaşılması halinde bir-iki defa kuvvetlice öksürerek krizde oluşan ritm bozukluğunun düzeltilebileceğini ileri süren yayımlar çıkmıştır, ancak böyle bir yaklaşımın etkinliği henüz tam olarak kanıtlanamamıştır.


Kalp hastalıkları kimlerde görülür, kimler risklidir:

•Sigara içenlerde,

•Kan lipidleri (kolesterol, trigliserid) düzensiz olanlarda,
•Diyabet Hastalarında,
•Obezite kişilerde,
•65 yaşını geçmiş olanlarda kalp krizi riski yüksektir.

Yukarıdakilerin kaç tanesi yaşamınızda varsa kalp krizi size o kadar yakın demektir. Ancak korkmayın, bu risklerin bazılarını kendinizden uzaklaştırabilirsiniz. Örneğin sigarayı bırakabilirsiniz. Doktorunuzun verdiği tavsiyelere uyarak lipid ve diyabet ilaçlarınızı düzenli kullanabilirsiniz. Hergün düzenli egzersiz yapıp aktivitenizi artırabilirsiniz ve bu risklerin çoğundan uzaklaşabilirsiniz.

Unutmadan ilave edelim; düzenli egzersiz yapmak, ayda bir defa halı sahada arkadaşlarla buluşup maç yapmak değildir. Böylesi düzensizce yapılan sporlar antremana hazır olmayan kalbi yorar. Bir uzmandan yardım alarak düzenli spor yapmanızı tavsiye ederiz.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
15 Ağustos 2011       Mesaj #6
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Enfarktüs

Bir organda, bir atardamarın kan pıhtısıyla tıkanması sonucu ortaya çıkan bozukluk. Vücudun herhangi bir bölgesinde bulunan atardamarda meydana gelen tıkanma sonucu, kan dolaşımı kesintiye uğrar ve o bölge beslenemez. Enfarktüsün meydana geldiği bölgeye göre organizma önemli ya da önemsiz bir tehlikeyle karşılaşabilir. Kalpte meydana gelen tıkanma, canlılar için en tehlikeli olanıdır. Belirtileri şiddetli göğüs ağrısı, ateş, tansiyon düşmesi vb.dir. Atardamarda kan pıhtısının yarattığı tıkanma, bir dizi patolojik olayla gelişip arttığından, özellikle kalp gibi hayatî bir organda görülen enfarktüs canlıyı ölümle tehdit edebilir. Dinlenme ve tedaviyle hastalık tam olarak ya da kısmen önlenebilir. Bunların yanında tıkanıklığa yol açan damar hastalıklarının ve kan pıhtılaşmasının da tedavisi gerekir. Enfarktüs kalp dışında akciğer, karaciğer, dalak, bağırsak, cinsel organlar vb.de de olabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
20 Kasım 2011       Mesaj #7
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Enfarktüs (Kalp Krizi)

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Herhangi bir organın bir kan sızıntısıyla dolması.
Enfarktüs, "bir bölgenin besleyici atardamarının bir pıhtıyla tıkanmasından ve bunun, atardamarın beslediği bölgenin kılcal damarlarındaki kan akımında yavaşlamaya, sonra da kanlanma azlığına yol açmasından sonra ortaya çıkar; son olarak da doku ölümü başlar. Enfarktüs bütün organlarda olabilir (kalp, karaciğer, böbrek, dalak, akciğer, barsak); ama en sık gözlenenler kalp ve akciğer enfarktüsleridir.

AKCİĞER ENFARKTÜSÜ
Akciğer enfarktüsünün kökeninde çoğunlukla bir cerrahi girişim, bir kırık, bir toplardamar iltihabı (flebit) ya da kalp hastalığı sonrası gelişen bir amboli vardır. Apansızın ortaya çıkan, kaygı duygusu ve solunum güçlüğünün eşlik ettiği şiddetli bir yan ağrısıyla belirti verir (24-48 saat sonra); bu belirtileri kanlı balgam çıkarma ve ateş yükselmesi izler.

KALP ENFARKTÜSÜ
Kalp enfarktüsüne (ya da kalp kası enfarktüsü) çok daha sık raslanır.
Ender olarak bir amboliye, çoğunlukla kalp atardamarının apansızın tıkanmasına, buna bağlı olarak da pıhtı (tromboz) oluşmasına ve ilgili kalp kası bölümünün kanlanma azlığına bağlıdır. Kalp kası enfarktüsü kadınlara göre erkeklerde daha sık gelişir. 40 yaşından önce az görülür. Hastaların yarısında, görünürde bir neden olmadan belirir. Öbürlerindeyse, az ya da çok kalp atardamarı sertliğine bağlanan belirtileri ve göğüs anjini nöbetlerini izler. Bunlar çaba harcama sonucu ortaya çıkan göğüs ağrısı nöbetleridir; alışılmış özelliklerindeki, şiddetlerindeki, sürelerindeki değişiklikler, enfarktüsün öncü belirtilerini oluşturabilir.

Enfarktüs gece, dinlenme anında ya da duygusal bir sarsıntı (kızgınlık, korku) sırasında gelir. Bir besin ze­hirlenmesiyle de ortaya çıkabilir. Çok şiddetli, nefes almayı güçleştiren, uzun süreli, çeneye, sırta ve her iki kola yayılan, göğüs anjininin alışılmış ilaçlarına direnç gösteren bir ağrıyla kendini belli eder. Şok belirtileri de ortaya çıkar. Klinik olarak sık sık yanıltıcı biçimleriyle karşılaşılır; ama kalp elektrosu, kalp kası hastalığının hiçbir kuşkuya yer bırakmayan ve enfarktüsü izleyen haftalar boyunca hastalığın ilerleyişinin önemli göstergeleri olan elektrik belirtilerini ortaya koyar. Hastalık bazen apansız ve öldürücüdür; ama hastaların birçoğunda tedavi edilebilir. Hemen başlanması gereken tedavinin ilk amacı ağrıyı dindirmek, trombozun genişlemesini önlemek, kalp kası dolaşımını iyileştirmek ve şokla savaşmaktır.


kaynak:


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
LaDyGaGa - avatarı
LaDyGaGa
Ziyaretçi
2 Ocak 2012       Mesaj #8
LaDyGaGa - avatarı
Ziyaretçi
Kalp krizi belirtileri çok çeşitlidir ancak en çok rastlanılanı ise göğüs ağrısıdır. Kalbi besleyen damarlarda meydana gelen darlıkla birlikte tıkanıklığın meydana getirdiği göğüs ağrısına ise angina pektoris adı verilir.

Bir bölgeye yeterli kan gitmediğinde, o bölgenin sinir ucları yeterli oksijen alamaması ağrıya sebep olur.

Kroner damar hastalığında, daralan ve tıkanan damarın oksijen ilettiği yere yeterince kan gitmemesi sebebiyle sinir uçlarının uyarılmasına bağlı ağrılar oluşur. Aynı zamanda, şeker hastalarınında ilereyen durumlarda sinir uçlarında bozulma gerçekleşebilir. Bu nedenle hastalar ağrı hissetmeyebilir. Şeker hastası yani diyabet olan hastalar bu konuya dikkat etmesi gerekir.

Kalp hücrelerinin yaşaması için, gerekli olan kan sağlanmazsa, bu kansızlığa hiç bitmeyen şiddetli göğüs ağrılarıda eşlik eder. Bu olayın sonunda kalp hücreleri ölür ve tıp dilinde bu olaya ENFARKTÜS adı verilir. Enfarktüs alanında canlı hücre kalmadığında ağrı ortadan yok olur çünkü his kalmaz. Kısacası yeterli kan gitmeyen bölgede canlı hücre varsa eğer ağrı söz konusudur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
KAPTAN - avatarı
KAPTAN
Ziyaretçi
17 Temmuz 2012       Mesaj #9
KAPTAN - avatarı
Ziyaretçi
kalp krizi esnasında neler yapılmalı, kalp krizi esnasında ne yapılır, kalp krizi sırasında neler yapılmalı, kalp krizi sırasında ne yapmalıyız

Nabız hızlanması, solunum düzensizliği, ayakta durmakta güçlük çekme, göğüste rahatsızlık, deride morarma, vücudun bazı bölgelerinden ağrı gibi belirtileri bulunan kalp krizinden, ülkemizde milyonlarca kişi hayatını yitirmektedir. Kalp krizi anında uygulanan ilk müdahale ise, hastanın hayatını geri kazanmasını sağlayacak önemdedir. Yanınızda bulunan herhangi birisinin kalp krizi geçirdiğinden şüphe ediyorsanız işte ilk yapmanız gerekenler;

Öncelikle 112 ambulans aranmalıdır.
Sağlık ekibi gelene kadar hasta sakinleştirilmelidir.
Hastanın sıcak kalmasına ve nefes alıp vermesine dikkat edilmelidir.
Kıyafetler gevşetilmeli, gömleklerin düğmesi açılmalı, kemer ve kravat çözülmelidir.
Hastanın sırtı ve boynu desteklenerek oturtulmalı ya da yatırılmalıdır.
Hastanın kullandığı dil altı hapı varsa hemen verilmelidir.
Hastadan öksürmesi istenmelidir.
Temiz hava alması sağlanmalıdır.
Ani kalp durması yaşanmış is kalp masajı uygulanmalıdır.
Suni solunum yada kalp masajı eğitimsiz kişiler tarafından yapılmamalıdır.
Sağlık ekipleri ile birlikte en yakın hastaneye sevk edilmelidir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Mayıs 2017       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı

Ağrı Kesici ile Kalp Krizi Arasındaki Bağlantı!


Bilim insanlarının yeni bir çalışmasına göre kalp krizi riskinin yüksek dozda alınan ağrı kesicilere paralel bir şekilde arttığı keşfedildi. Tıp biliminde ağrı, ateş ve enflamasyonu azaltan ilaçlar olarak anılan "non steroidal antienflamatuar ilaçlar" (NSAI) adlı ilaçları kullanan bireylerin sağlık durumlarını mercek altına alan uluslararası bilim insanları, İngiltere, Kanada ve Finlandiya'dan 400 binin üzerinde bireyin sağlık durumlarına dair verileri inceledi.Yapılan incelemeler sonucunda kalp krizi riskinin en fazla yaşandığı dönemin ağrı kesici kullanımının ilk 1 ayı olduğu tespit edildi.

Bilim insanları söz konusu antienflamatuar ilaçlarda "non-steroidal" ifadesinin kullanılmasının nedeninin ise ilgili ilaçlarla benzer etkiye sahip kortizondan bu ilaçları ayırmak olduğunu bildirdi. Buna rağmen kalp krizine dair başka etkenlerin de söz konusu olduğunu bildiren araştırmacılar kalp krizi ile reçeteli ağrı kesiciler arasında olası bir bağlantının çok da net olmayabileceğini belirtiyor.

Kaynak: BBC Bilim / BMJ (10 Mayıs 2017)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

5 Ekim 2012 / sadi14 Soru-Cevap
28 Ağustos 2007 / Samenta Tıp Bilimleri
6 Kasım 2014 / Misafir Tıp Bilimleri
24 Eylül 2013 / Misafir Tıp Bilimleri