Arama

İnsan vücut sıcaklığı (Vücut ısısı)

Güncelleme: 10 Ocak 2020 Gösterim: 5.663 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Eylül 2011       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

ateş - normalin üstüne çıkan vücut sıcaklığı.

Ad:  vucut ısısı1.jpg
Gösterim: 1125
Boyut:  41.8 KB

Daha çok bir enfeksiyonla birlikte, ayrıca kanser, koroner atardamar tıkanması ve bazı kan hastalıklarında da görülür.
Sponsorlu Bağlantılar

Sıcaklık, normal koşullarda, başın ve vücudun iç bölümlerinde günde 0,5°C-l°C’den fazla farklılık göstermez ve ağızda en çok 37,22°C’yi, düzbağırsakta ise 37,55°C’yi aşmaz. Sabahın erken saatlerinde en düşük, akşamüstü en yüksek değerlerine vararak düzenli bir günlük değişim gösterir. Ateşli hastalarda 41,ll°C’ye kadar çıkabilen vücut sıcaklığı, 2,5°C-5°C’lik günlük sapmalarla akşam saatlerine doğru en yüksek değerini bulur. Pek sık olmamakla birlikte, 44,50°C- 45°C’ye kadar varan geçici ateş yükselmeleri görülebilir.

Ateşli durumlarda, artan buharlaşmayla su kaybı sonucunda, kan ye idrar hacimlerinde azalma görülür. Vücut proteinlerinin hızlı yıkımı, azotlu ürünlerin idrarla atılmasını artırır. Vücut sıcaklığının hızla yükseldiği dönemde, hasta üşür, hatta titrer; sıcaklık hızla düştüğünde ise sıcaklıktan yakınır, derisi kızarır ve nemlenir. Aspirin gibi ateş düşürücü ilaçların, beyindeki sıcaklık düzenleme merkezlerini etkileyerek ateşi düşürdüğü sanılmaktadır; sağlıklı kişilerde bu tür ilaçlar vücut sıcaklığında herhangi bir değişikliğe yol açmaz.

Beyin tarafından denetlenen kas gerginliği, deride kızarma ve terleme gibi olgular, değişik yollardan vücutta ısı üretimi ve kaybına yol açar. Ateş yükselmesinin de, beynin bu denetleme mekanizmalarındaki bir aksaklıktan ileri geldiği sanılmaktadır. Genel olarak, ateşli hastalıklarda, doku yıkımı sonucunda hücrelerin parçalanmasıyla açığa çıkan ve pirojen (ateş yapıcı) olarak adlandırılan bazı maddelerin kan dolaşımıyla beyne ulaşarak, sıcaklığı düzenleme merkezlerinin işlevini aksattığı kabul edilir. Akyuvarlarda bu tür etki gösteren bir maddenin varlığı saptanmıştır.

BAKINIZ
Hipotermiya
Ateş
Son düzenleyen Safi; 10 Ocak 2020 00:13
SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
27 Eylül 2011       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye

VÜCUT ISISI


Dinlenme durumunda, ağızda ya da makatta, vücut sıcaklığı.sabah 37°C' i, akşam 37,5°C’ i açmamalıdır (koltukaltında ölçülürse yarım derece aşağı olur). Bazı fizyolojik durumlarda (kas çalışması, gebelik, âdet dönemi) vücut sıcaklığı bir de recenin birkaç kesri kadar yükselir. Bu durumların dışında sıcaklığın yükselmesi, organizmanın bir saldırıya, genellikle bir mikrop saldırısına karşı tepki göstermesidir.
Sponsorlu Bağlantılar

insanda ve üstün yapılı hayvanlarda sıcaklık ayarlama mekanizmaları vardır ve bunlar ısı üretimini ve kaybını ayarlayarak, dıştaki sıcaklık ne olursa olsun, vücut sıcaklığını hep aynı tutmayı sağlar. Bu mekanizmalara iç salgı bezleri (hipofiz, tiroit) % arabeyindeki sıcaklık ayarlama merkezleri kumanda eder.

Ateş, bu merkezlerin ateş yapıcı maddelerle (örneğin mikrop toksinleri), bir lezyonla (beyin kanaması, kafaiçi hipertansiyon) bozulmasından ya da henüz olgunlaşmamış olmalarından (erken doğum) ileri gelebilir. Isının boşaltılamaması (vücudun aşarı susuz kalması) ya da aşırı ısı üretimi de ateşe yol açabilir.

Ateşin derecesi hastalığın ağırlığıyla orantılı değildir. Bazı ağır enfeksiyonlarda (tifo, tifüs) ateş çok yüksek olmakla birlikte, hafif bazı enfeksiyonlarda da, özellikle çocuklarda, 39 ya da 40°C gibi yüksek ateş görülebilir. Buna karşılık bazı ağır enfeksiyonlarda, örneğin bazı difteri ve apandisit olaylarında hafif ateş görülür (38°C'den az). 40°C'a kadar ateşlerde, hastalığa ağırlığını veren etmen ateşle birlikte görülen belirtilerdir (örneğin aşırı su kaybetme kusma). Buna karşılık çok yüksek ateş, özellikle 41°C' ı aşan ateş, hemen her zaman beyin bozukluklarına yol açar (çocukta çırpınma, erişkinde hezeyan, çırpınma ya da bitkinlik).

39 ya da 40°C ateş, erişkinde genellikle titreme ve başağrısı yapar Ateşin daha hafifi biraz kırıklık ve gece terlemesi yaratabilir. Bazen çeşitli rahatsızlıklardan yakınan bir kişinin vücut sıcaklığı düzenli olarak ölçüldüğünde o kişinin ateşli olduğu anlaşılır.

Sıcaklık eğrisi


ateş olup olmadığını kesinlikle belirlemeye yarar. Sıcaklık ölçümü, hastalığın başlangıcından başlanarak sabah, akşam düzenli olarak yapılmalıdır.

Elde edilen eğriye göre değişik görünümler ortaya çıkar:
yüksek ateş eğrisinde, sıcaklık birdenbire yükselir, günlerce öyle kalır, sonra gene birdenbire düşer; bu tip eğriye zatürrede rastlanır;
nöbetti ateş eğrisinde, ateş birden başlayıp birkaç saat sürer ve bu durum sıtmada olduğu gibi her 2 ya da 3 günde bir yinelenir;
yükselen ateş eğrisinde, ateş belirtilerin artmasıyla birlikte, her gün derecenin birkaç kesri kadar yükselir (tifo ve paratifonun başlangıcında olduğu gibi);
hafifleyen ateş eğrisinde, daha belirgin nöbetler dışında, vücut sıcaklığı hep normalin biraz üstünde kalır;
ters ateş eğrisinde, akciğerin irinli iltihaplarında olduğu gibi, sabah ateşi akşam ateşinden yüksek bulunur;
dalgalı ateş eğrisinde, sıcaklık giderek yükselir, sonra düşer, sonra gene yükselir (endokarditler ve brüsellozlar);
sürekli ateş eğrisnide, her gün sürekli ve büyük dalgalanmalar yer alır.
Ad:  vucut ısısı.jpg
Gösterim: 1254
Boyut:  324.8 KB
Vücut sıcaklığının normale dönmesi genellikle iyileşmenin başladığını gösterir; bu dönüş ani ya da tedrici olabilir ve çoğu zaman, yüksek ateşten sonra, vücut sıcaklığının normalin altına düştüğü görülür. Bazı hallerde, hastalık sırasında ateşin ani düşüşü, bir karmaşa belirtisi olabilir (örneğin tifo).

Ateşin tedavisi


içecekler artırılmalı ve alkolsüz olmalı, yiyecekler, teşhis konuncaya kadar hafif tutulmalıdır. Ateş düşürücü ilaçlar (aspirin, kinin) ölçülü kullanılmalıdır. Ateş çok yüksekse nemli çamaşır giydirilmesi ve başa buz torbası konması yararlıdır. Kesin teşhis konmadan önce antibiyotik ya da antienflamatuar ilaç verilmemelidir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 10 Ocak 2020 00:14
..
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Ocak 2020       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

VÜCUT SICAKLIĞI


Sıcaklık, bir cisimde bulunan ısı enerjisi miktarının ölçüsüdür. Isı ise bir maddenin moleküllerinin kinetik ve kimyasal enerjilerinin toplamıdır. Isı bir maddenin sıcak ya da soğuk oluşunu ifade eder. Vücut sıcaklığı, vücutta üretilen ısı ile tüketilen ısı arasındaki dengeyi gösterir. İnsan vücudunun işlevlerini devam ettirebilmesi için belli bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. Vücut sıcaklığı, iç sıcaklık (core temperature) ve yüzeysel sıcaklık (surface temperature) olmak üzere iki türdür.

İç sıcaklık (core temperature)


vücudun derin dokularında oluşan ısıdır. İç sıcaklık çok iyi düzenlenmiştir. Hipotalamusun ısı ayar değeri 37,1 °C’dir. Bu sebeple iç sıcaklık; yani göğüs boşluğu, karın boşluğu, pelvis boşluğu, kalp,deri altı dokusu vb. bölgelerdeki sıcaklık genellikle sabittir. Normal şartlarda yaklaşık olarak ± 0,6–1 °C’den fazla sapma göstermez.

Yüzeysel sıcaklık(surface temperature)


vücudun yüzeyinde oluşan ısıdır ve çevre sıcaklığı ile ilişkili olarak düşer ya da yükselir. Çıplak bir kişi, kuru havada 12,5-60 °C değerleri arasındaki ısıya maruz kalsa bile vücudunun iç sıcaklığı sabit kalır. Vücut sıcaklığının kontrol mekanizması, çok düzenli olarak ayarlanmıştır.Vücut sıcaklığının sabit, dengeli olması için vücutta ısı üretimi ile ısı tüketiminin eşit olması gerekir. İç sıcaklığın sabit olması; sıcaklığın kan dolaşımı yolu ile deriye taşınması ve buradan çeşitli ısı kaybı yollarıile çevreye verilmesine bağlıdır.

Isı üretimi


İnsan vücudunda ısı üretimi, metabolizma sonucu gelişir. Metabolizma, kısaca vücut hücrelerindeki tüm kimyasal reaksiyonlardır.Metabolizma hızı, normalde kimyasal reaksiyonlarda ısının serbestleşme hızıdır. Organizmada metabolizma için temel kaynak, besin ögeleridir. Besinögeleri kan dolaşımı yolu ile hücreye ulaştığında,hücrede özel enzimlerin etkisiyle oksidasyona uğrar. Hücrelerdeki oksidasyon sonucunda CO2(karbondioksit), H2O (su) ve enerji açığaçıkar. Açığa çıkan enerjinin %50’si ısı enerjisi konumundadır. Kalan enerji hücresel işlevlerin enerji kaynağı olan ATP (adenozin trifosfat)sentezine harcanır.Hücrelerde enerji, ATP’den işlevsel sistemlere aktarılırken bir miktar ısı oluşur; bununlaberaber işlevsel sistemlerin kullandığı %25’lik enerjide sistemin çalışması sırasında ısı enerjisine dönüşür. Sonuç olarak vücutta açığa çıkan tüm enerji, ısı enerjisine dönüşür.

Vücut sıcaklığını etkileyen faktörler


Vücut sıcaklığı, alınan gıdaların metabolizması ve kasların çalışması sonucu oluşur. Metabolizma hızının artmasına bağlı olarak ısı üretimi artar; metabolizmahızının düşmesinde ise ısı üretimi düşer. Vücutta ısı üretimini etkileyen en önemli faktörler şunlardır:

Yaş


Yeni doğanlarda ısı merkezi tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle vücut sıcaklığı iyi ayarlanamaz. Soğuk çevrede hipotermi (vücut sıcaklığının düşmesi), sıcak çevrede hipertermi (vücut sıcaklığının artması) görülür. Yaşlı ve çocukların vücut sıcaklığı erişkinlere oranla daha düşüktür.

Cinsiyet


Hormonal faktörler nedeni ile kadınların vücut sıcaklığı erkeklere oranla daha değişkendir. Menstrual siklusta ovulasyon dönemine kadar vücut sıcaklığı normal seyrederken ovulasyon ile birlikte vücut sıcaklığı yükselir. Menstruasyon döneminde sıcaklık tekrar düşüşe geçer.

Fiziksel aktivite


Kas çalışması sonucu metabolizma hızı yükselir ve vücut sıcaklığı artar. Kas çalışması aynı zamanda titremeyi artırır. Vücut sıcaklığı çok düşerse titreme ile düzenlenir.

Günlük ısı döngüsü


Vücut sıcaklığı gün boyunca değişiklik gösterir; sabah düşüktür, gün boyunca yavaş yavaş yükselir, akşama doğru en yüksek seviyeye çıkar. Gün içindeki bu değişikliklerde beslenme, fiziksel aktivite ve dolayısıyla metabolizma etkilidir.

Emosyonel durum


Fizikselve duygusal stres sonucu sempatik sinir sistemi uyarılır,epinefrin ve norepinefrin salgısı artar, metabolizma hızlanır ve vücut sıcaklığı artar.

Çevre


Havanın soğuk ya da sıcak olması vücut sıcaklığını etkiler. Vücudun dayanabileceği çevre sıcaklığı değeri (özellikle en yüksek sıcaklık değeri) havanın nemli ya da kuru oluşu ile yakından ilişkilidir. %100 kuru havada vücudun birkaç saat için dayanabileceği en yüksek sıcaklık 60 °C’dir. %100 nemli bir havada dayanabileceği sıcaklık değeri ise 34,4 °C’dir.Ortam sıcaklığı bu değerlerin üzerine çıktığında, vücut sıcaklığı yükselmeye başlar. Ortam sıcaklığı çok düşük ise metabolizma yavaşlar, vücut sıcaklığı düşer.

Hormonal faktörler


Tiroid hormonu ve büyüme hormonunun salgısı arttıkça vücut sıcaklığı artar. Bayanlarda, menstrual siklus beden sıcaklığında değişikliğe neden olur. Daha önce bahsedildiği üzere epinefrin ve norepinefrin vücut sıcaklığını yükseltir.

İlaçlar


Ateş düşürücü ilaçlar vücut sıcaklığını düşürür.? Isı kaybıİnsanorganizması, ısı ürettiği gibi iç sıcaklığı dengeleyebilmek için aynı şekilde ısı kaybeder. Vücuttan ısı kaybı aşağıdaki mekanizmalarla gerçekleşir.

Radyasyon


Vücut dışarıya ısı ışınları yayar, böylece ısı kaybı gerçekleşir. Normal oda ısısında çıplak duran kişi beden sıcaklığının %60’ını kaybeder. Aynı şekilde kişinin çevresinde bulunan cisimlerden de (duvar, güneş, soba vb.) ısı ışınları yayılır. İnsan vücudu tarafından bu ısı ışınları alınır. Beden sıcaklığı, bu cisimler tarafından yayılan ısıdan fazla ise vücut ısı kaybeder. Bu sebeple vücut sıcaklığı fazla olan kişinin giysileri çıkartılırsa ısı kaybı artar ve yüksek ateşin düşmesi sağlanır. Aynı şekilde soğuk ortamlarda ince ve sık dokulu iki kat kıyafet giyilmesi, radyasyon yolu ile ısı kaybını önler.
Ad:  ısı.JPG
Gösterim: 1607
Boyut:  34.9 KB

Kondüksiyon


Temas eden iki cisim arasında ısı aktarılmasıdır. Bu yolla ısı kaybı %3’tür. Oturduğumuz sandalye soğuk ise ısı aktarımı vücudumuzdan sandalyeye doğru olacaktır. Bu şekilde sandalye ile vücut arasında ısı eşitleninceye kadar ısı aktarımı devam eder. Sıcaklık, sıcak alandan soğuk alana doğru geçer. Vücut sıcaklığı yüksek ise ılık banyo yaptırılarak kondüksiyon yolu ile düşürülür.

Konveksiyon


Sıcaklığın, deri yolu ile havaya aktarıldıktan sonra hava akımı yolu ile kaybedilmesidir. Sıcaklık önce kondüksiyon yolu ile havaya yayılır, sonra hava akımı ile uzaklaştırılır.

Evaporasyon


Buharlaşma yolu ile olan ısı kaybıdır. Çevre sıcaklığı vücut sıcaklığından yüksek olduğu durumlarda vücut ısısı radyasyon ve kondüksiyon yoluyla kaybedilemez, tam tersine kazanılır. Bu şartlarda vücudun ısı kaybedebilmesi için tek yol, evaporasyon yolu ile ısı kaybıdır. Vücut terleyerek ısı kaybeder.

Vücut sıcaklığının düzenlenmesi


Organizmada üretilen ve kaybedilen ısı arasındaki denge, çeşitli kontrol mekanizmaları ile sağlanır. Bu mekanizmalar; sinirsel kontrol, deri ve terleme olmak üzere başlıca üç grupta incelenir.

Sinirsel kontrol


Vücut sıcaklığı, beyin yarım küreleri arasına yerleşmiş olan hipotalamus tarafından feedback (geribildirim) mekanizması ile düzenlenir. Hipotalamus, vücut sıcaklığının düzenlenmesinde termostat görevini üstlenir. Hipotalamusun vücut sıcaklığını kontrol eden mekanizmasının tümüne “hipotalamik termostat” adı verilir. Hipotalamik termostat, vücut sıcaklığının çok yüksek ya da çok düşük olduğunu reseptörler yolu ile haber aldığında sıcaklığı yükseltici veya düşürücü işlemleri başlatır.

Vücut sıcaklığı yükseldiği zaman hipotalamus sıcaklığı şu şekilde azaltmaya çalışır:
  • Vazodilatasyon ile kan dolaşımı hızlanır, ısı kan dolaşımı ile deriye taşınır ve vücut soğur.
  • Terleme yolu ile vücut ısısı buharlaştırılarak kaybedilir.
  • Isı üretiminin azaltılması ile metabolizma yavaşlayarak ısı üretimi azalır.
Vücut sıcaklığı düştüğü zaman hipotalamus şu şekilde sıcaklığı artırmaya çalışır:
  • Vazokonstrüksiyon ile kan dolaşımı yavaşlayarak deriye kan akımı yavaşlar ve sıcaklık kaybı azalır.
  • Piloereksiyon (derideki tüylerin dikleşmesi) ile deride yalıtkan bir tabaka oluşur ve terleme azalır.
  • Metabolizma hızı artarak ısı üretimini artırır ve titreme ile birlikte sıcaklık yükselir.
Ad:  ısı1.JPG
Gösterim: 3448
Boyut:  92.2 KB

Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde derinin görevi


Derinin en önemli görevi ısıyı vücut içinde tutmaktır. Deri, deri altı dokusu ve yağ dokusu ile ısıyı vücut içinde tutmaya çalışır. Derinin diğer bir görevi, ısıyı toplamak ve dağıtmaktır. Vücut sıcaklığı düştüğü zaman ısıyı tutar; yükseldiği zaman vücut yüzeyine dağıtır (vazokonstrüksiyon, vazodilatasyon). Ayrıca deri, üzerinde bulunan reseptörler yardımı ile sıcağı ya da soğuğu algılayarak hipotalamusa iletir.

Terleme


Ter bezleri tarafından salgılanan ter; sodyum, klor, üre, potasyum, laktik asit, su gibimaddeleri içerir. Ter, deriden buharlaşırken vücuttan sıcaklık kaybı olur. Vücut sıcaklığının düşmesi durumunda ise hipotalamus ter bezlerinin salgılarını baskılar ve sıcaklık korunur. Sıcak ortamda sıcaklık hissi, soğuk ortamda ise üşüme hissi oluşur; böylece vücut sıcaklığına göre davranışlar kontrol edilir. Duruma uygun giysi seçme, ısıtıcı ve soğutucu kullanma gibi davranış gösterilir.

Vücut sıcaklığının sınıflandırılması


Vücut sıcaklığı; normal vücut sıcaklığı, hipertermi ve hipotermi olmak üzere üçe ayrılır.
Ad:  ısı2.JPG
Gösterim: 5605
Boyut:  33.2 KB

Normal vücut sıcaklığı


Vücudun iç sıcaklığı ± 37,1°C’dir. Vücut sıcaklığı normal değerleri bölgeye göre değişir. Erişkin bir insanda ortalama vücut sıcaklığı oral 37°C, rektal37,5°C, aksiller 36,5°C ve timpanik 37° C’dir.Vücut sıcaklığıortalama değerlerden ± 0,5°C sapma gösterebilir. Bu durum normal kabul edilir.

Hipertermi (vücut sıcaklığının yükselmesi)


Vücut sıcaklığının normal değerinin üzerine çıkmasına hipertermi denir. Pireksiolarak da adlandırılır. Vücut sıcaklığının 41°C’yeyükselmesi durumuna ise hiperpireksi denir. Vücut sıcaklığı nadiren 44°C’ye yükselebilir. Bu değere yükseldiğinde solunum merkezi hasar görebilir ve solunum durabilir.

Toksik maddeler, beyin tümörleri, proteinlerin yıkım ürünleri, bakterilerin salgıladığı toksinler sıcaklık ayar noktasını etkileyerek vücut sıcaklığının yükselmesine nadiren de düşmesine nedenolur. Yüksek ateş birçok hastalığın belirtisidir.
Ad:  ısı3.JPG
Gösterim: 4003
Boyut:  37.7 KB

Hipotermi (vücut sıcaklığının düşmesi)


Vücut sıcaklığının normal değerlerin altına düşmesinehipotermi denir. Uzun süre aşırı soğuğa maruz kalma, uzun süreli hareketsiz kalma, kan dolaşımının bozulması, ısı üretiminin yetersiz kalması, hipotalamusta ısı ayar termostatının hasar görmesi sonucu beden ısısı düşebilir. Kısa süreli olursa vücut bu duruma dayanabilir ancak bu olumsuzluk uzun süreli olursa iç organların (kalp, beyin, akciğer) ısısı 35°C’nin altına düşer. Hipotermi belirtileri ortaya çıkar. İç sıcaklık 25°C’nin altına düştüğünde kalp durur ve ölüm gerçekleşebilir.

Vücut Sıcaklığının Ölçüldüğü Bölgeler


Hasta veya yaralının vücut sıcaklığı aşağıdaki yollar ile ölçülür:
  • Aksiller yol
  • Oral yol
  • Rektal yol
  • Timpanik membran yol
  • Deri yolu

Ateş Türleri


Vücut, ısısını termoregülasyon mekanizması aracılığı ile düzenler. Bu mekanizmada iki faktör vardır. Isının meydana gelmesi ve ısının kaybıdır. Bu iki faktörden biri azalır veya artarsa ısı derecesinde değişiklik olur. Çoğunlukla enfeksiyon hastalıklarında ısı derecesi yükselir ve hastalık iyi oluncaya kadar yüksek kalır. Genellikle her hastalığın özel ve tipik bir ısı grafiği vardır. Ateş türleri aşağıdaki gibidir.

Devamlı ateş (febris continua):


Ad:  ısı4.JPG
Gösterim: 968
Boyut:  29.4 KB
Vücut ısı çizgisinin, en yüksek dereceye varıp o yüksekliği bir müddet muhafaza etmesidir. Günlük değişmeler bir dereceyi geçmez. Derecenin çıkması ve inmesi ya birden bire veya yavaş yavaş olur. Devamlı ateş, tifoda görülür.

Bacaklı ateş (febris remittens):


Ad:  ısı5.JPG
Gösterim: 920
Boyut:  34.9 KB
Günlük ısıdaki değişmeler bir dereceden fazladır. Bacaklıateş yılancık, tüberküloz ve sepsiste görülür.

Tekrarlayan ateş (febris recurrens):


Ad:  ısı6.JPG
Gösterim: 1031
Boyut:  30.1 KB
Tekrarlayan ateşte, 3-5 gün yüksek ısı görülür ve sonra ısı birden normale döner. Normal ısı 5-6 gün davam ettikten sonra tekrar yükselir. 3-5 gün yüksek ısı görülür ve tekrar düşer. Üriner enfeksiyon gibi lokalize olmuş enfeksiyonlarda görülür.

Dalgalı ateş (febris undulans):


Ad:  ısı7.JPG
Gösterim: 971
Boyut:  28.1 KB
Dalgalı ateşte,vücut sıcaklığı birkaç gün içerisinde yavaş yavaş yükselir. Bir süre ateş yüksek kaldıktan sonra yine birkaç gün içinde ateş düşer. Isı grafiğinde ısının yükseliş ve düşüşü geniş dalgalar hâlinde görülür (Üç aylık ısı grafiğinde dalgalar daha net görülür.). Bu tip ateş, Malta hummasında görülür.
  • Aralıklı ateş (febris intermittens): Kısa süreli ateş nöbetleridir. Bu tip ateş sıtma (malarya) hastalığında görülür.
  • Düzensiz ateş (febris irregularis): Isı grafiğinin belirgin bir özelliği yoktur. Ateş uzun süre düzensiz olarak yükselir ve düşer. İç kanama da görülür.
  • Febris ephemera: Kısa süren yüksek ateştir. Akut enfeksiyon hastalıklarında görülür.
  • Krizis: Pnomoni hastalarında ısı üşüme ve titreme ile birden yükselir. Birkaç gün yüksek kalır ve birden bire düşer. Isının birden bire düşmesine krizis denir.
  • Lizis: Yüksek olan vücut ısısının yavaş yavaş düşmesidir. Genellikle tifonun 2. haftasından sonra ısı yavaş yavaş düşerek normale döner.
megep
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

16 Haziran 2017 / _Yağmur_ Spor
11 Haziran 2012 / Misafir Tıp Bilimleri
1 Ağustos 2008 / Pollyanna Taslak Konular
21 Ocak 2010 / Misafir Tıp Bilimleri
9 Ocak 2020 / A-z 08 Tıp Bilimleri