Arama

Kalp Hastalığı

Güncelleme: 3 Ağustos 2017 Gösterim: 67.504 Cevap: 24
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #1
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kalp Hastalığı

Sponsorlu Bağlantılar
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

kalp ağrısı

kalp üzerinde hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir. kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse; enfarktüs krizinden şüphe edilir. Bu gibi durumlarda hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik olabilir.


kalp hastalıkları


Düzensiz bir hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha geniş bir ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki maddelere dikkat etmek gerekir. Sinirlenmeyin. Sigarayı bırakın. Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın. Fazla yorucu işler yapmayın. Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin. Koşmayın, acele etmeyin. Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın. Kabız olmamaya dikkat edin. Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin. Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü şeyler yemeyin. Konserve, pastırma, salam, peynir, turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca azaltın. Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi mısırözü, ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın. Bol bol taze sebze ve meyve yiyin. Bol bol yoğurt yiyin.


kalp romatizması


Romatizma, iyi tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki kapakçıklara yerleşir. Bu kapakçıklardan; en fazla mitral kapakçık etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür. Daha çok kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu ortaya çıkan hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir. Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma, morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk görülür. Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun tavsiyelerine uymaktır.

kalp yetmezliği


astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır. Sağ Kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her vuruşunda muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar. Üç şekilde görülür. Sol kalp Yetmezliği : Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır. Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalpkalp Yetmezliği : Hastanın ayak ve ayak bilekleri şişer. Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur kalır. El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve iştahsızlık görülür. Nedeni, mitral kapağı hastalığı, müzmin bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır. Kaonjestij kalpkalp yetersizliği bir arada olduğu zaman görülür. Nedeni aort veya mitral kapaklarının hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer hastalıkları, romatizma ve tiroid hastalıklarıdır. Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir: Sigara içmeyin. Yemeklere fazla tuz koymayın. Uykularınızı ihmal etmeyin. İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın. Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert etmeyin.


Alıntıdır-

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 23:08
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #2
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
KALBİN ANATOMİSİ Genel Anatomi
kalbinpozisyonu
Sponsorlu Bağlantılar

Kalp, göğüs ön duvarı arkasında, orta kısımda iki akciğer arasında yer alır. Kas dokusundan oluşmuştur. Temel işi kanı pompalamak olan hayati bir organdır.
kalpC3B6np
Kalbin ön taraftan görünümü
kalpicp
Kalbin ön taraftan görünümü; sol ventrikül (karıncık), sağ ventrikül (sağ karıncık) ve sağ atriumun (sağ kulakçık) ön kısımları çıkarıldıktan sonra

Sağda ve solda birer kulakçık (atrium) ve karıncık (ventrikül) olmak üzere dört boşluktan oluşur. Sağdaki kulakçık ve karıncığı triküspit kapak; soldaki kulakçık ve karıncığı ise mitral kapak ayırır. Kalbin sol karıncığının bitimi ile kalpten çıkan ve insanın en büyük atardamarı olan aort damarının başlangıcı arasında aort kapağı vardır. Benzer olarak pulmoner kapak sağ karıncık ile pulmoner damar arasındadır. Kalbin sağ sistemine tüm vücuttan gelen kanı toplayan damarlar (vena cava inferior ve vena cava superior) açılır. Bu kan akciğer atardamarı (Pulmoner arter) ile sağ sistemden ayrılır. Akciğerlerden akciğer toplar damarları (pulmoner venler) ile dönen kan, sol kulakçık ve sol karıncığı dolaşarak aort damarları ile tüm vücuda pompalanır.
Kalbin dış yüzünü perikard denilen çepeçevre bir zar kaplar. Bu zar ile kalp arasında, kalbin çalışırken rahat hareket edebilmesi için çok az miktarda kayganlaştırıcı sıvı bulunur.
perikard


Kalbin İletim Sistemi
Kalbin kasılarak kendisine gelen kanı pompa gibi davranarak fırlatması elektrik akımları sayesinde kasılması ile olur. Bu akımlar milivoltlar düzeyindedir. Bu akımlar ancak özel cihazlarda yükseltilerek (amplifiye edilerek) kayıt edilebilir hale getirilebilir (elektrokardiyogram veya EKG)
iletimsistp
Bir kalp atımı, kalbin sağ kulakçığının üst taraflarında bulunan ve sinoatrial (veya sinüs) düğüm adı verilen özelleşmiş bir hücre demetinden oluşan bölgenin elektriksel bir uyarı çıkarması ile başlar. Bu bölge kalbin doğal pili olarak bilinir (pacemaker).

Sinüs düğümünden çıkan bu uyarı kalbin her iki kulakçığı boyunca ve aşağıya doğru yayılır ve kulakçıklar kasılarak içlerindeki kanı karıncıklara gönderirler. Daha sonra uyarı kulakçıklar ile karıncıklar arasında bulunan başka bir özel bölgeye; atrioventriküler (AV) düğüme gelir. Elektrik iletisi karıncıklara ulaştırılmadan önce atrioventriküler düğümde kısa bir süre bekletilir. Böylelikle kulakçıklarla karıncıklar aynı anda kasılmaz.
Kulakçıkların kasılması bittikten sonra His-Purkinje sistemi adı verilen bir elektriksel ağ ile uyarı tüm karıncıklara yayılır ve kasılarak içlerindeki kanı akciğerlere ve aort yoluyla vücuda pompalarlar.
Sinüs düğümü tekrar başka bir uyarı çıkararak yeni bir döngüyü başlatır. Normalde sinüs düğümünden dakikada 60-100 cıvarında uyarı çıkar. Bu da kalp hızını oluşturur.


» KALBİN ANATOMİSİ Kalbin Atardamarları

Kalp de tıpkı diğer organlarda olduğu gibi hücrelerden oluşur ve oksijenlenmesi / kanlanması gerekir. Her ne kadar kalbin her dört odacığı kanla dolu olsa da kalp beslenmesini kendi içindeki kanla değil; aort damarından ayrılan sağ ve sol kalp atardamarlarından (koroner arterler) beslenir. Başlangıçta 2 ana dal halindedir:
sağ koroner arter (right coronary artery veya kısaca RCA) ve sol ana koroner arter. Sol ana koroner arter ise kısa bir segment sonrasında 2 ye ayrılır:
  1. sol ön inen arter (left anterior descending veya kısaca LAD),
  2. sirkumfleks arter (circumflex artery veya kısaca Cx).
koronerarterlertr
Dolayısıyla, kalbi 2'si solda, biri sağda olmak üzere 3 atardamar besler.

Sağ koroner arter kalbin arka yüzünü ve sağ ventrikülü kanlandırır. Kendisinden; akut marjin, sol ventrikül, sinüs düğümü arteri gibi dallar çıkarlar. Bazen posterior descending dalını da verir.
Cx arter ise atrium (kulakçık) ve ventriküllerin (karıncık) arasından dolanıp kalbin arkasına yönlenerek kalbin yan ve arkasını kanlandırırlar. Kendisinden çıkan yan dallara obtus adı verilir. Bazen posterior descending dalını da verir.
LAD ise kalbin ön yüzünde yukarıdan aşağıya doğru uzanır. Kalbin ön yüzünü kanlandırır. Kendisinden çıkan dallar diagonal ve septal dallar olarak adlandırılır. Kalp kasının en büyük bölümünü sulayan damardır, dolayısıyla kalbin en önemli damarıdır. Bu damara bağlı miyokart infarktüslerinde kalp kası hasarı daha büyük olur.
Sağ koroner arter, sağ kulakçık ve karıncığı ve iki karıncık arası bölmenin arka kısmını besler.
Sirkumfleks arter, sol kulakçığı, sol karıncığın yan ve arka kısımlarını kanlandırır.
Sol-ön-inen arter ise sol karıncığın ön yüzünü ve iki karıncık arası bölmenin ön kısmını besler.
Bu damarlar tıkandığı zaman (miyokart infarktüsü veya kalp krizi) kanlandırdıkları kalp bölgelerinde harabiyet ve buna bağlı kasılma bozuklukları oluşur.
Kalbi besleyen bu damarların açık kalması son derece önemlidir. Ateroskleroz (Koroner arter hastalığı) dediğimiz hastalıkta bu damarlarda plak dediğimiz yapılar oluşur ve bunlar zamanla ilerleyip darlık ve tıkanıklıklara yol açarak kalp kasının beslenmesinin bozulmasına ve dolayısıyla ciddi problemlere neden olabilirler.

KALBİN ANATOMİSİ Kalp Kapakları
Kalp dört odacıktan oluşur: üst kısımda iki kulakçık (sağ ve sol atrium) ve kulakçıkların altında iki karıncık (sol ve sağ ventrikül). Kulakçıklar ile karıncıklar arasında ve karıncıklarla buradan çıkan damarlar arasında kapaklar bulunur. Kapaklar, kanın tek yönlü akmasını, dolayısıyla kanın geri kaçışını engellemeye yarar. Kapaklar, kanın karıncıklara tek yönlü girişini sağlarken tek yönlü de çıkışını sağlarlar. Her kapak (2 yaprakçıktan oluşan mitral kapak hariç) 3 yaprakçıktan oluşur. Bu dört kalp kapak şunlardır:

kapaklar
  1. Triküspit kapak: sağ kulakçık ve sağ karıncık arasında bulunur.
  2. Pulmoner kapak: sağ karıncık ile pulmoner arter (akciğer arteri) arasında bulunur.
  3. Mitral kapak: sol karıncık ve sol kulakçık arasında bulunur.
  4. Aort kapağı: sol karıncık ile aort arasında bulunur.
Kalp kapakları nasıl çalışır?

Kalp kası kasılıp gevşedikçe kapaklar açılır ve kapanır. Bu şekilde kan karıncıklara ve kulakçıklara dönüşümlü olarak dolar. Aşağıda kalbin sol tarafındaki kapakların nasıl çalıştığı anlatılmıştır:
  • Sol karıncık gevşedikten sonra aort kapağı kapanır ve sol kulakçıktan sol karıncığa kan akışını sağlamak için mitral kapak açılır.
  • Sol kulakçık kasılır ve sol karıncığa daha fazla kan akışı olur.
  • Daha sonra sol karıncık kasılır, mitral kapak kapanır ve böylece kanın tekrar sol kulakçığa kaçması önlenir. Aynı zamanda aort kapağı açılır, böylece kan aortaya atılır. Daha sonra sol karıncık gevşer aort kapağı kanın sol karıncığa geri kaçmasını engellemek için kapanır ve böylece döngü devam eder.
Benzer olaylar sağ tarafta, triküspit kapak ile pulmoner kapak arasında olur.


Kalp kapak hastalığı nedir?
Kalp kapaklarındaki hastalıklar büyük oranda romatizmal kalp hastalığı sonucu oluşur. Bunun dışında, kapakların yapısal bozuklukları, kalp boşluklarının genişlemeleri, kalp damar hastalıkları, iltihabi hastalıklar da kapak hastalığına neden olabilir. Kalp kapaklarında iki türlü bozukluk olabilir:
  • Kapak Yetmezliği: Kapakçıklar tam olarak kapanmaz; böyleceyalnızca ileriye doğru akması gereken kanın bir kısmı da geriye doğru kaçar. Dolayısıyla kalbin yaptığı işin bir kısmı boşa gitmiş olur. Böylece kalbin yükü artar. Kapak yetmezliği fazla miktarda olursa kalp yetmezliğine neden olabilir.
  • Kapak Darlığı: Kapaklar arasındaki açıklık daralır, böylece kalbin diğer boşluklara veya damarlara kan göndermesi zorlaşır. Kalp bunu başarmak için daha fazla güç harcar. Darlık oranı fazla olursa kalpten atılan kanın azlığına bağlı şikayetler ortaya çıkar ve yine kalp yetmezliği oluşabilir.
Bazı durumlarda aynı kapakta hem darlık hem de yetmezlik olabilir.







BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 19 Temmuz 2010 12:31
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #3
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KALP KRİZİNİN BELİRTİLERİ
  • Sayıklama ile birlikte göğüste olan rahatsızlık
  • Göğüsün ortasında bir iki dakikadan fazla süren rahatsızlık veren bir basınç, sıkışma, doluluk veya acı varsa
  • Omuzlara, boyna veya kollara yayılabilen bir acı
  • Bulantı, terleme, ve/veya kısa kısa nefes
  • Solgunlaşmak veya derinin morarması
Eğer belirtiler ortaya çıkarsa: Hasta fiziksel olarak yaptığı herhangi bir hareketi bırakmalıdır. Vücudun üst bölümünü hafifçe kaldırarak oturmalı veya uzanmalıdır.
Eğer belirtiler bir kaç dakikadan fazla devam eder veya kötüleşirse ACİL AMBULANS SERVİSİ (112) veya diğer yerel acil numaraları derhal arayın. Yukarıda gösterilen belirtilerin hepsi her kalp krizinde olmaz. Eğer yukarıdaki belirtilerden bazıları oluşursa, derhal hızlı bir şekilde yardım çağırın. Bu belirtiler kalp krizinin sinyalleridir, ve ne kadar fazla beklerseniz o kadar çok kalp zarar görür. Kalp krizinden kurtulmanın yolu belirtilerin hızla görülmesi ve hızlı bir şekilde ACİL AMBULANS SERVİSİ (112)’den yardım istenmesidir. Eğer nabız ve nefes alma durursa, ACİL AMBULANS SERVİSİ (112) gelip hastaya tam bir tıbbi yardım sağlayana kadar CPR uygulamasına başlayarak hayati organları korumalısınız. Unutmayın ki, hastalar genellikle belirtileri red ederler.
Kalp krizinden ve felçten korunmalıyız. Bazı risk faktörleri genetiktir ve bazıları da yaşam tarzınızla ilgilidir. Genetik olan risk faktörleri yaşam tarzınızdan dolayı olan risk faktörleri ile birleşmesiyle, kişinin kalp krizi ve/veya felç geçirme şansı bir hayli yükselir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 19 Temmuz 2010 12:32
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #4
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Çocuklarda kalp hastalıkları riski
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Ertuğ, tedavi edilmeyen anjin vakalarının yaklaşık yüzde 3’ünde romatizmal kalp hastalığı görülebildiğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Ertuğ, çocuklarda doğuştan ve romatizmal olmak üzere iki şekilde kalp rahatsızlığı görüldüğünü söyledi.

Doğuştan kalp rahatsızlığı olan bebeklerde tırnak yatağında, burunda, dudaklarda morarma, sık soluk alıp verme, yüz ve baş bölgesinde şiddetli terleme ve anne sütü emme sırasında yorulma gibi belirtiler ortaya çıktığını kaydeden Halil Ertuğ, bu tip kalp rahatsızlığı olan bebeklerin emme sırasında sık sık dinlenme ihtiyacı duyduğuna dikkati çekti.

Halil Ertuğ, “Normal bir bebeğin emme süresi ortalama 20 dakikadır. Doğuştan kalp rahatsızlığı olan bebekler için emme sırasında dinlenme önemli bir belirtidir. Bu tip bebeklerde emme süresi yarım saat, 45 dakikayı bulur” dedi.

ROMATİZMAL KALP HASTALIĞI
Çocuklarda görülen bir diğer kalp rahatsızlığı şeklinin de romatizmal kalp hastalığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ertuğ, bu tip romatizmanın hijyenle ters orantılı olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde hijyen sorununun çözülmesiyle birlikte bu tip kalp rahatsızlığının da önüne geçildiğini vurgulayan Halil Ertuğ, hastalığın ortaya çıkması için ortam hazırlayan anjinin özellikle kalabalık sınıf ortamında hızla yayılabildiğine dikkati çekti.
Bu hastalığın 5-19 yaş arasında daha çok görüldüğünü kaydeden Ertuğ, “Boğazda görülen ve anjin olarak adlandırılan hastalık, romatizmal kalp hastalığı için çok önemli. Tedavi edilmeyen anjin vakalarının yaklaşık yüzde 3’ünde romatizmal kalp hastalığı görülebiliyor” dedi.
Romatizmal kalp hastalığının büyük çoğunlukla eklemlerde ortaya çıktığına dikkati çeken Halil Ertuğ, sözlerini şöyle tamamladı: “Diz, dirsekler, ayak bileği gibi eklemlerde şiddetli ağrı, şişlik, ısı artışı, kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Eklemlerle ilgili olan kısmı tedavi edilmese bile kendiliğinden iyileşebilir, ancak kalp yönü etkili. Kalpte tutulma ortaya çıkması çocuğun küçük yaşta hayatını kaybetmesine neden olabiliyor. Şiddetli ağrı olmayan durumlarda ise çarpıntı, nefes darlığı, tıkanma hissi, ateş gibi bulgular olabilir. Bu şikayetleri olan çocukta 2-3 hafta önce herhangi bir boğaz enfeksiyonu geçirilip geçirilmediği kontrol ediliyor.”
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Eylül 2006       Mesaj #5
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kalp hastalarında sık görülen bu özelliklere bakılarak, kişinin kalp rahatsızlığı olup olmadığı ya da risk taşıyıp taşımadığına ilişkin ön fikir edinilebileceğini ifade eden Doç. Dr. Ural, “Karın çevresinde yağlanma, kalçalar daha dar iken kalın bir bel ile fazla göbek, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığının habercisi olabilir” dedi.
Bazı kişilerin göz çevrelerinde, göz kapaklarının ortaya yakın üst ve alt kapaklarında beyaz yağ birikintilerinin görüldüğünü söyleyen Ural, şunları kaydetti:
“Gözlerde yağ bezelerinin yanı sıra renkli kısmının etrafında, alt kısmında yarım halka şeklinde beyazlık oluşumu da kolesterol bozukluğunun habercisidir. Yaşlılarda görülebilecek bu durumun, 40 yaşın altındaki kişilerde görülmesi kalp damar hastalığının belirtisi olabilir. Yapılan araştırmalarda ikinci (işaret) ve dördüncü (yüzük) parmaklar arasındaki uzunluk farkının fazla olmasının, testosteron hormonu yüksekliği, saldırgan ve agresif kişilikle bağlantısı kurulmuş. Bu durumu kalp damar hastalığı nedeni olarak yorumlayamasak da (kalp-damar hastalığını beraberinde getirebilir mi?) sorusunu akıllara getiriyor. Ayrıca, kalp hastalarının çoğunluğunun kulak memesinde yere paralel bir çentik gözlendi.”


Ural, erkeklerde sık görülen saç dökülmesinin de hormonlarla bağlantılı bir durum olduğunu, saç dökülmesi fazla olan kişilerde kalp-damar hastalıklarının daha sık olabileceği yönünde çalışmaların olduğunu belirtti.

Ural, klinik değerlendirmelerde fiziksel özelliklerin dikkate alınmadığını, daha çok aile öyküsü, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, koruyucu kolesterolün düşüklüğü, zararlı kolesterolün yüksekliği ve sigara kullanımı gibi ana risk faktörlerini sorguladıklarını sözlerineekledi.Karın çevresinde yağlanma, göbek, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalığının habercisi olabilir.

Kalp Hastalığı
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
16 Eylül 2006       Mesaj #6
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Kalp ve Damar Hastalıkları:


Sistemik dolaşımda ve solunum sisteminde kan akışı kalp kasılmalarıyla sağlanan mekanik enerji yoluyla kan dokusunun damarlar içerisinde tek yönlü olarak pompalanmasıyla mümkün olmaktadır. Bir başka deyişle kan damarları kanın akacağı yolu kalp ise bu akış için gerekli mekanik kuvveti sağlar. Böylece kan ve lenfatik doku kalp ve damarlarla birlikte dolaşım sistemini (kardiyovasküler sistemini) oluşturur.

Klinik olarak en sık görülen kalp ve damar hastalıkları dört ana grupta toplanabilir: 1) Yüksek tansiyon hastalığı (essansiyel hipertansiyon), 2) Koroner kalp hastalığı (ateroskleroz), 3) İnme (trombo emboli) ve 4) Romatizmal kalp hastalığı. Tüm bu hastalıklarda bireyi hastalığa yatkın (veya bağışık) kılan genetik (aile öyküsü ile sorguladığımız) faktörler olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Ne var ki, bu tip predispozan genetik faktörlerin moleküler genetik tanısı ancak yeni, yeni gelişen teknolojiler sayeinde mümkün olmaktadır. Gökay - BIOTECH kardiyovasküler prognostik SNPs analizinde Türkiye’de bir ilke imza atmıştır. Ancak bu teknikler ve prognostik genetik analiz ayrı bir başlık altında web sitemizde yayınlanacaktır. Fakat unutulmamalıdır ki kalp ve damar hastalıklarında erken tanının yanısıra risk modifikasyonu ve hasta takibi çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu sebeple Gökay - BIOTECH prognostik genetik analizin ve risk modifikasyonu opsiyonlarının hastanın yanı sıra hasta takibini yürütecek hekim (aile hekimi) ve/veya kuruluşlarla birlikte değerlendirilmesini önermektedir.

Bu bölümde ana hatlarıyla moleküler genetik tanı yöntemlerinin endike olduğu özgün kalp ve damar hastalıkları üzerinde durulacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki yukarıda bahis olunan dört ana kardiovasküler hastalık gurubunun dışında daha nadir görülen başka genetik kalp-damar hastalıkarıda vardır. Örneğin ritim bozuklukları (aritmi), hemanjomalar, lenfanjiomalar ve konjenital yapısal kalp hastalıkları gibi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kalp hastalığı ve cinsel yaşam
Bir kişinin kalp hastalığına yakalanmış olması tatmin edici bir cinsel yaşamın bittiği anlamına gelmez. Cinsel aktivitelere yeniden başlandığında kalp krizi geçirilebileceği ya da hastanın aniden ölebileceği dair bir inanış yaygınsa da bu risk azdır.


İstanbul - Genellikle kalp hastalığı ya da kalp cerrahisi geçirmiş olan bir kişi kendini hazır hissettiği zaman cinsel yaşamına geri dönebilir. Eğer çekincesi varsa doktoruyla bunu paylaşması gerekir.



Anadolu Sağlık Merkezi Kalp Sağlığı Bölümü doktorlarından Kardiyolog Dr. Osman Akdemir, kalp hastalıklarının cinsel yaşam üzerine etkileri ile ilgili bilgi verdi.

Kişinin cinsel performansının azalmış olabileceğine dair duyduğu endişe ve hastalığının getirdiği genel depresyon hali, cinsel ilgi ve kapasitesinin azalmasına yol açmış olabilir. Bu depresyon kalp hastalarında sık görülür ve çoğunlukla 3 ay içerisinde düzelir. Bu durum eşlerin daha önce var olan cinsel yaşamla ilgili sorunlarının büyütülmesi sonucunu beraberinde getirebilir.

DOKTORUN ROLÜ BÜYÜK
Sorunun en etkili çözümlerinin başında hastanın doktoru tarafından cesaretlendirilmesi gelir. Örneğin kalp krizi geçirmiş olan bir hastada bu konuda verilmesi gereken telkinlere daha hastanede yatmaktayken başlanır. Doktorlar hasta ve eşi için bu konunun öneminin bilincindedirler ve hastanın cinsel yaşama geri dönebilecek kapasitesi olup olmadığını saptamak amacıyla bazı testlere başvurabilirler.

KORKU TEK NEDEN DEĞİL
Ne var ki korku cinsel yaşamı aksatan tek neden değildir. Kalp hastalıklarına sıklıkla eşlik eden damar problemleri erkek hastalarda penisin sertleşmesini güçleştirebilir. Kalp hastalıklarında sık rastlanan göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı yakınmaları genellikle tehlikeli sonuçlar yaratmasa da cinsel aktiviteyi kesintiye uğratabilir.

İlişki esnasında göğüs ağrısı olan hastalara ilişkiden 5-15 dakika önce dilaltı nitrat tablet ya da sprey önerilebilmektedir. Tüm bunlar doktorla görüşülmelidir. Kalp hastalarına verilen bazı ilaçlar cinsel yaşamı etkileyebilmektedir. Bu durumda doktor alternatif ilaçlar verebilir.

Kalp krizi geçirmiş bir hastanın krizin hemen sonrasında kalbinin durumu cinsel ilişkiye tahammül etmeye uygun değildir. Cinsel ilişki, yaklaşık 2 kat merdiveni hızla çıkmakla eşdeğer bir efordur: bu efor esnasında kalp hızı ve kan basıncı artar. Pek çok hastada yeniden cinsel yaşama başlamak için 2-4 haftalık bir süre gerekmektedir. Ancak her hasta doktoruyla bu konuyu görüşmelidir. Cinsel ilişkinin hangi pozisyonda yapıldığının pek önemi yoktur.

Bir kalp hastasına cinsel aktivitesiyle ilgili verilebilecek öneriler:
Sinirli ya da stres altında olduğunuz bir durumda cinsel aktiviteye başlamayın. Dinlenmiş, rahat, günlük yaşamın getirdiği gerilimlerden uzak bir zaman cinsel ilişki için tercih edilmelidir.
Çok karnı tok bir durumda başlamaktansa cinsel ilişki için yemek yedikten sonra 1-3 saat süre geçmiş olmasına tercih edin.
Cinsel ilişki için rahat, ilişkinin kesintiye uğramayacağı bir yer seçin.
,
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 17:47
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #8
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Koroner Kalp Hastalığı ( KKH ) Nedir?
Kalbin kasılmasını sağlayan myokard adı verilen kas tabakasının beslenmesi (oksijenlenmesi) , ''koroner'' denen (kalbe özel) damarlar vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda alındığında damar iç yüzeyine yapışan ''kolesterol'' isimli yağ türü, normalde esnek olan damarlarımızın esnekliğini azaltır ve damar duvarlarında birikerek damar boşluğunu daraltır. Damar duvarındaki bu sertleşme veya damarın tıkanması durumuna ''ateroskleroz'' denir. Yüksek tansiyon, yaşın ilerlemesiyle damar yapısının bozulması, sigara kullanımı vb etmenler de aterosklerozu hızlandırır.


Ateroskleroz veya başka bir nedenle myokard'a gelen kan miktarı azalırsa myokard yeterli seviyede oksijenlenemez;''iskemi'' (dokunun kanlanamaması) oluşur. İskemi, KKH'na neden olur. Kalbin myokard kas tabakası tam beslenemediği için yeterli kasılamaz, bu da hastada kendini ''angina pectoris'' (göğüs ağrısı) şeklinde gösterir.
KKH'nın diğer adları "koroner arter hastalığı", ''iskemik kalp hastalığı'' ve ''aterosklerotik kalp hastalığı''dır.
KKH için '' RİSK FAKTÖRLERİ '' Nelerdir?
A- Değiştirilemeyecek risk faktörleri :
  • Yaşın ileri olması ; Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üzeri ve postmenapozal (adetten kesilme sonrası) dönemde olmak
  • Cinsiyet ; KKH daha çok erkeklerde görülür.
  • Kalıtım ; Ailede bu hastalığın bulunması
B- Değiştirilebilir (önlenebilir) risk faktörleri :
* Sigara kullanımı
* Hipertansiyon ; Kan basıncının ( 140 / 90 mmHg'dan ) yüksek olması
* Diabet ; Şeker hastalığı
* Stres
* Kandaki "Total Kolesterol" düzeyinin ( 200 mg/dL'den ) yüksek olması
* Kandaki "HDL Kolesterol" düzeyinin ( 35 mg/dL'den ) düşük olması
* Diğerleri : Şişmanlık, hareketsiz yaşam, gut hastalığı, aşırı alkol ve kahve tüketimi, hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması), kadınlar için oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı .

Koroner Kalp Hastalığı'ndan KORUNMA :
Yaş, cinsiyet, kalıtım gibi unsurlardan kaçamayız. Kadınlarda menapozu geciktirici ilaç kullanmak ise (bu ilaçların dolaylı olarak KKH oluşumunda rol oynaması nedeniyle) sakıncalıdır.
İkinci grup unsurları değiştirmek ve koroner kalp hastalığından korunmak ise bizim elimizdedir.
Sigara bırakılabilir, en azından azaltılır.
Hipertansiyon tuz kullanımı kısıtlanarak ve ilaçlarla kontrol edilebilir.
Diabet (şeker hastalığı) diyet ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Alkol ve kahve kullanımı azaltılmalıdır.
Değiştirilebilir faktörler içinde önlenmesi belki de en zor olanı strestir. Kişinin kendi iradesi, çevre ve ailesinin yardımı, gerekirse psikiyatrist ve psikologların tedavisi ile stres yenilebilir. Sürekli stres altında kalan kişiler öncelikle stresin nedenlerini düşünmeli, bunları ortadan kaldırmaya çalışmalı veya bunlardan mümkün olduğunca uzak durmalıdır.
Bir çeşit kan yağı olan kolesterol total (toplam) düzeyinin azaltılması ve kolesterolün bir alt ünitesi olan HDL-Kolesterol düzeyinin artırılması diyet ve (gerekirse) ilaçlarla sağlanabilir.
Şişmanlık da önemli bir risk faktörüdür. Zayıflamak için çeşitli yöntemler kullanılabilir : Diyet, düzenli spor ve egzersiz, akupunktur, bitki çayları, (hekim gerekli görürse) ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi (ameliyat). Bunlar yapılırken dikkat edilmesi gereken nokta kiloların yavaş yavaş ve uzun zamanda verilmesidir; unutulmamalıdır ki hızlı verilen kilolar yine hızlı bir şekilde yerine gelebilir.
Hareketsiz (sedanter) yaşamdan mümkün olduğunca kaçınmalı; örneğin yakın mesafeler için araba kullanmamalı, asansör yerine merdivenleri tercih etmeli, hergün düzenli yürüyüşler ve egzersizler yapmalıdır. Yalnız sporu yaşımıza ve bünyemize göre yapmalı, vücuda aşırı yüklenmemelidir.
Gut hastalığı varsa hekimin vereceği ilacı düzenli kullamalı, protein diyetine uyulmalıdır.
İçme suyumuz yeterli sertlik seviyesinde olmalıdır, ancak aşırı sert sular da kullanılmamalıdır (böbrek, mide vb rahatsızlıklara sebep olur) .
Hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması) kan tahlillerinde saptanmışsa doktora başvurmalıdır, kontrol altına alınmalıdır.
Bayanların oral kontraseptif denen doğum kontrol haplarını uzun süreli kullanmaları KKH açısından sakıncalıdır, mümkünse diğer doğum kontrol yöntemleri kullanılmalıdır. Bu ilaçlar kullanılmadan önce hekime danışmada fayda vardır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
24 Eylül 2006       Mesaj #9
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
ATEŞ BÖCEĞİ KALBE IŞIK SAÇACAK

kalp

ANKARA - Bilim adamları, ateş böceklerinin ışık saçmasını sağlayan kimyasal maddeyi kullanarak, kalp hücrelerinin içindeki enerji seviyesini ölçmeyi başardılar.
İngiltere'nin Bristol Üniversitesi'nden bir ekip tarafından yapılan buluşun, kalp krizi ve kalp ameliyatı geçirenlerin iyileşmelerinde yardımcı bir etken olacağı belirtiliyor.
Araştırmanın sonuçları Biyolojik Kimya Dergisi'nde de yayımlandı.

KALP SAĞLIĞI İÇİN İLK ADIM SİGARADAN UZAKLAŞMAK


sigaraANKARA - Türkiye'de gerçekleşen tüm ölüm nedenlerinin ilk sırasında kalp-damar hastalıklarının geldiği belirtilerek, bu hastalıklardan korunmak için atılacak ilk adımın sigara ve dumanından uzak durmak olduğu bildirildi.
Sağlık Bakanlığından, 24 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, koroner kalp hastalıkları için ana risk faktörlerinin; sigara ve alkol kullanımı, yüksek tansiyon, bilinçsiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı olduğu ifade edildi. Açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon koroner kalp hastası bulunduğu ve bu hastaların yılda 130 bininin hayatını kaybettiği belirtildi.
Türkiye'de koroner kalp hastalıklarından ölüm oranının tüm ölümler içinde yüzde 43'le ilk sırada yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, kalp-damar hastalıklarının yol açtığı ölümlerin önemli bir bölümünün, sigaraya bağlı nedenlerden gerçekleştiği belirtildi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Eylül 2006       Mesaj #10
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KALP SPAZMI (anjin dö puatrin)

Kalbi besleyen atardamarların kireçlenme ve kolesterol sonucunda daralması, böylece daha az kan geçebilmesi nedeniyle ortaya çıkar. Yemeklerden sonra veya süratli yürüme, merdiven çıkma, soğuk hava teneffüs etme sırasında zaman zaman sol göğüste bir ağrı hissedilir. Bu ağrı sol omuza ve sol kola kadar yayılır ve hastaya nefes aldırtmaz. Daha çok erkeklerde görülür. Genellikle 5-10 dakika sürer. Kalp spazmının en önemli yanı, Enfarktüse yol açmasıdır. Bitkilerle tedavi

Aşağıdaki bitkiler tedavide iyi sonuç verirler :
  • Alıç çayı
  • Anason
  • Kimyon
ENFARKTÜS

Önemli ve tehlikeli bir kalp rahatsızlığıdır. Fransa'da ölümlerin % 20'si enfarktüsten olmaktadır.
Kalbin bir bölgesinin, oraya besin ve oksijen taşıyan atardamardaki bir pıhtı ile tıkanması sonucu aniden ölmesidir. Nedenleri

  • Atardamar iltihabı
  • Kanda pıhtılaşma
  • Kolesterol veya kireçlenme sonucu atardamarın iç çeperinin daralması ve sertleşmesi
  • Kalp spazmı
Belirtileri

  • Kalpte korkunç bir sancı ve sıkıntı
  • Sol kolda sancı
  • Bazen kusma ve geğirme
  • Solgunluk ve gözün parlaklığını yitirmesi
  • Tansiyon düşüklüğü
Bitkilerle tedavi

Aşağıdaki bitkiler gerek krizden önce, gerekse kriz sırasında kullanılırsa tedavide iyi sonuç verirler :
  • Alıç çiçeği ve meyvesi
  • Dişotu
  • Limonlu sarmısak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

25 Nisan 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Haziran 2012 / Pollyanna Tıp Bilimleri
29 Mart 2009 / HipHopRocK Tıp Bilimleri
6 Kasım 2014 / Misafir Tıp Bilimleri