Arama

Dünya Kentleri: Paris

Güncelleme: 14 Kasım 2015 Gösterim: 91.664 Cevap: 14
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #1
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Paris
MsXLabs.org

Sponsorlu Bağlantılar

Paris, Fransa'nın başkenti ve Île-de-France bölgesinin merkezidir ve Seine nehri'nin üzerine kurulmuştur. Tüm dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile tanınmış olan Paris aynı zamanda dünya tarihinde önemli bir şehir olmakla birlikte, başlıca ekonomik ve politik merkezler arasında yeralmakta ve uluslarası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır. Moda ve lüksün dünya başkentidir ve "Işık Şehir" (Ville de Lumière) diye de anılmaktadır.

2004 yılında Paris şehir sınırları içindeki nüfusun 2.144.700 kişi olduğu INSEE (Institut national de la statistique et des études économiques - Ulusal istatistik ve ekonomik çalışmalar enstitüsü) tarafından tahmin edilmektedir. [1] 20. yy.'da şehir sınırlarının dışına taşarak büyümüş ve banliyöleriyle birlikte 1999'da 11,1 milyonluk nüfusa ulaşmıştır. [2]. Paris şehrinin özlü sözü Latince "Fluctuat nec mergitur" yani "Sallanır ama batmaz" (Fransızca:« Il est battu par les flots sans être submergé »). Şehrin armasındaki "Scilicet" yani gemiyi anlatmak için kullanılır. Bu gemi Ortaçağ'da şehri yöneten güçlü "Gemiciler" (Nautes) ya da "Su tüccarları"nın kurduğu birliği sembolize eder. Şehrin koruyucusu, 5. yy.'da Attila'yı şehri yıkmaması için ikna ettiğine inanılan Azize Geneviève'dir.

Paris Adının Kaynağı

Paris adını Galya halklarından Parisiilerden almaktadır. "Paris" aslında Romalıların "Lutetia" yerine kullandıkları "Civitas Parisiorum" (Parisiilerin şehri) adının zamanla değişmesi sonucu oluşmuştur. Paris aynı zamanda şehrin etrafındaki yöreye de ("Parisis") verilen isim olmuştur. Cormeilles-en-Parisis ve Fontenay-en-Parisis gibi şehirlerin isimlerinde buna rastlanır. Bu adın kaynağı tam olarak bilinememektadir. Paris bölgesinde çokça bulunan taş ocaklarına istinaden Galce "kwar" (taş ocağı) kelimesinden geliyor olabilir. Başka etimolojilerde önerilmiştir. Pierre Hubac ve Cheikh Anta Diop'a göre, Parisiilerin adı Mısır tanrıçası İsis'ten gelmektedir çünkü Paris bölgesinde İsis'e adanmış birçok tapınak ya da Eski Mısır dilinde "per Isis" bulunmaktaydı. Bir efsane de Paris adını dalgalar altında kalıp denize batan efsanevi Ys şehriyle birlikte anar. Maurice Druon "Paris de César à Saint Louis" (Sezar'dan St.Louis'ye kadar Paris) adlı kitabında Paris adının Galce "par" (gemi) sözcüğünden geldiğini iddia eder. Şekli gemiye benzeyen, su üzerine kurulmuş, geçimini suya borçlu olan ve ismini de belki sudan almış olan bir şehir. Bir ada olan Lutèce'in refahı "gemiciler" tarafından sağlanıyordu ve bu gemicilerin sembolü olan gemi de şehir armasını oluşturmuştur.

Tarih Öncesi
Seine nehri kıyılarında yapılan teraslama çalışmaları sırasında bulunan oymataş el aletlerinin gösterdiği gibi Paris kent alanı yaklaşık 40.000 yıldır insanlar tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır. En önemli arkeolojik bulgular 12nci bölge'de 1991 yılında ortaya çıkartılan Paris bölgesindeki en eski kalıcı insan yerleşimine ait kalıntılardır. Bercy'de yapılan altyapı çalışmaları sırasında MÖ 4.000 ile 3.800 yılları arasında avcılık dönemine ait Seine nehrinin eski kıyısında yerleşik bir köyün izlerine rastlanmıştır. Bu kalıntılar çok önemli arkeolojik değere sahip olan birçok tahtadan oyma kayık, topraktan çanak çömlek, ok ve yaylar, kemşk ve taştan aletlerdi. Diğer buluşlar da 14ncü bölge ile 13ncü bölge arasındaki sukemerleridir

Eiffel Tower from Place du TrocadC3A9ro

Son düzenleyen Mira; 18 Temmuz 2012 21:48
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #2
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Paris - Paris Resimleri
d9bf50eb02880f595e0346315f8383f8 d1jvzsp
Sponsorlu Bağlantılar
Paris : Timeline by svensson on deviantART

Son düzenleyen Jumong; 14 Kasım 2015 00:57
BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #3
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Eyfel Kulesi
Paris'in ünlü demir kulesi. Kule, aynı zamanda tüm dünyada Fransa'nın sembolü halini almıştır. İsmini, inşa eden mühendis Alexandre Gustave Eiffel'den alır. En büyük turizm cazibelerinden biri olan Eyfel Kulesi, yılda 6 milyon turist çeker. 2002 yılında toplam ziyaretçi sayısı 200 milyona ulaşmıştır.


Tarihçe

Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edilmiştir. Aslında kulenin mimarı Gustave Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin 'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Meslektaşı Emile Nouguier ile beraber ilk tasarımları yapmıştır. Kulenin, 7.739.401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstündedir. 1889 yılındaki açılış tarihden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4'ü çıkartılmıştır. Böylelikle Eyfel Kulesi, daha başından, kazanç sağlayan bir şirket görünümüne bürünmüştü. 3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. Hiç ölüm vakası yaşanmamış olması, o günün şartlarında şaşırtıcı bir durumdur.

200px Tour Eiffel 1878
Eyfel Kulesi inşaat halinde 1888
Ancak bu arada kule, onu bir utanç lekesi olarak gören Paris halkının tepkisini de çekmiştir. Bazı sanatçılar devasa bir sokak lambasına benzetirken, bir fabrika bacası gibi Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri sürmüşlerdir. Böylelikle devrin sanatçı ve edebiyatçı çevresinde bir kampanya başlatılmış, bu kampanya süresince ünlü sanatçıların imzaladığı bildiriler dağıtılmıştır. Bugün ise Eyfel Kulesi, Dünya'nın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırırlar. İlk başlarda Eiffel, Kule'ye sadece 20 yıl için müsaade almıştı. Dolayısıyla, 1909 yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu. Ancak kule, iletişim için çok uygun yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda Atlantik ötesi haberleşmeye imkân tanıdığından, kalmasına izin verildi.
Son düzenleyen Mira; 18 Temmuz 2012 21:50
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
16 Ocak 2008       Mesaj #4
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Notre Dame Katedrali
800px Notre Dame night

Notre Dame Katedrali (Fransızca: Cathédrale Notre Dame de Paris) Paris, Fransa'da bulunan dünyaca ünlü bir katedraldir. Meryem Ana'ya ithafen isimlendirilmiştir. Gotik yapı Île de la Cité'in doğu kısmında, Paris'in diğer tüm önemli yapıları gibi Seine Nehri'nin kıyısında bulunur. Girişi batıya bakar.
Fransız gotik mimarisinin en güzide örneği olarak bilinen Notre Dame, ayrıca ilk gotik katedrallerden biridir ve gotik dönem boyunca inşası sürmüştür. Heykellerin ve işlemeli camların ortaçağ Roma mimari üslubundan sonra pek görülmemiş bir dünyevilik içermesi, natüralizm akımının eserlerdeki ağır etkisi sebebiyledir.
Turistler açısından popüler bir yer olmasının yanı sıra, halen bir Roma Katolik katedrali olarak kullanılır ve Paris başpiskoposluğuna ev sahipliği yapar. (15 Şubat 2005'ten beri görevi André Vingt-Trois yürütmektedir.)

450px Notre Dame BatC4B1 Cephesi

Bölümleri

Batı cephesi
Batı cephesi katedralin en ünlü kısmıdır. Birbirinden ayrılan üç parçadan oluşur ki, bu Roma mimari geleneğinden alınmıştır. En önemli kısımları şöyledir:
  • Güney kule katedralin ünlü çanı "Emmanuel"'i barındırır. Dökümü 1631 yılında yapılmış olan bu çan Notre Dame'daki en eski parçadır.
  • Galerie des Chimères ya da Büyük Galeri, iki kuleyi birleştirir ve katedralin efsanevi chimère'lerinin bulunduğu yerdir.
  • Batı Gül Penceresi 10 metre çapındanır. İşlemelerle süslü pencerenin birçok kısmı katedralin 13. yüzyıldaki inşasında oluşmuştur. Önünde kucağında bebek İsa ile birlikte bir Meryem Ana heykeli vardır.
  • Krallar Galerisi, Yahuda ve İsrail'in 24 kralının heykellerinin sıralandığı koridordur. Bu kısım Fransız devrimi sonrasında hasar görmüş ve Viollet-le-Duc tarafından yeniden tasarlanmıştır. Devrimciler heykellerin Fransız krallarına ait olduğunu sanmış ve kafalarını koparmışlardır. (Kafaları bir öğretmen kurtarmış ve arka bahçesine gömmüştür. Sonradan yeniden bulunmuşlar ve şu an Musée de Cluny'de sergilenmektedirler).
  • Alttaki üç büyük kapı Meryem Ana (Meryem Ana Kapısı), Yeniden tahta çıkan İsa'nın on bakire de dahil olmak üzere yaşayan ve ölüleri yargılaması (Son Hüküm Kapısı), ve Meryem Ana'nın annesi Azize Anne'e (Azize Anne Kapısı) ait hikayelerle süslenmiştir.
Meryem Ana Heykeli

Katedralde Meryem Ana'nın bir heykeli bulunur. ("Paris'in Bakiresi" olarak tanınır.) Zenginliğin bol olduğu dönemde katedrali şehrin gururu ve yeni ekonomik özgürlüğün bir sembolü olarak gören yerel tüccarlar tarafından yaptırılmıştır. Zayıf estetik görüntüsü yanı sıra pahalı dekorasyonu ile dikkat çeken bu heykel bazı gözlemcilere dini bir ibadetten ziyade kibirli bir zenginlik çağrışımı yapar.

450px Notre Damme internal windown rose

Kuzey ve Güney Gül Pencereleri

Gül pencereler (rose window) kiliselerde ve özellikle gotik katedrallerde görülen, genellikle ön cephede, yuvarlak pencerelerdir. renkli camlar, desenler ve resimlerle süslü pencerelerde yine oymalar ve desenlerle süslenmiş çerçeveler kullanılır.
Notre Dame'ın iki kanadında bulunan bu pencereler geç gotik dönem bir tarza sahip olup 1250-1260 yılların arası yapılmıştır. Tarz batı façadedeki gömülü olan pencerenin aksine bunların duvarda kabarık bir şekilde durmasından anlaşılır, ki batıdaki pencere erken gotik dönem eseridir. Güneydeki pencerede Yeni Ahit'ten "İsa'nın zaferi" hikaye edilir.
Bu pencereler katedraldeki sayılı renkli camlı pencerelerden olması açısından dikkat çeker, ve Avrupa'da özgün eserler olarak kalmayı başarmışlardır.

800px Notre Dame de Paris by day

Payandalar

Notre Dame de Paris dünyada ana yapıdan ayrı payandaların kullanıldığı ilk binalardan biridir. Bina özgün tasarımında aslında bu payandalar yoktur. Ancak yapım başladıktan sonra gotik mimaride kullanılan ince duvarlar daha da yükseldikçe duvarlarda dışa doğru oluşan gerilimlerden dolayı çatlamalar başlamıştır. daha fazla bozulmayı engellemek için bu destekler düşünülmüştür. Uzun yıllar boyunca eleştirilmişler ve "birilerinin sökmeyi unuttuğu yapı iskeleleri" gibi durdukları söylenerek, katedrale "bitirilmemiş" bir hava verdikleri iddia edilmiştir.

Bazı Rakamlar
  • Güney kulesindeki "Emmanuel" adlı çan 13 ton gelir, yalnız tokmağı 500 kilodur.
  • 1631'de Emmanuel yeniden döküldüğünde kadınların ergimiş olan metale mücevherlerini attıkları ve çanın orijinal rengini buradan aldığı söylenir.
  • Katedralin ana kubbesi 34 metre yüksekliktedir.
  • Cemre çok güzeldir.
Yapımı

1160 yılında Paris katedrali "Avrupa'nın krallarının bölge kilisesi" olduktan sonra Piskopos Maurice de Sully tarafından "mağrur görevi için yetersiz" bulundu ve "Paris piskoposu" unvanını aldıktan kısa süre sonra Sully katedrali yıktırdı. Efsaneye göre Sully Parisin yeni görkemli kilisesinin hayalini görmüş ve orijinal kilisenin dışına bu görüntüyü çizmiştir. Kilisenin yapımı için birçok evi yıktırmış ve malzemelerin taşınabilmesi için bir de yeni yol açtırmıştır.
1163'te Kral VII. Louis'nin hükümdarlığı döneminde başlamış olan inşaatın temel taşını Maurice de Sully'nin mi, yoksa Papa Alexander III'ün mü koyduğu tartışma konusudur, fakat her ikisinin de ilgili seremonide hazır bulunduğu bilinmektedir. Piskopos Sully ömrünün büyük kısmını ve parasını katedralin inşaatına vakfetmiştir.

Notre dame paris view

Batı cephenin ve çarpıcı iki kulesinin yapımı 1200 yılları civarında, sahın henüz tamamlanmadan başladı. Yapım süreci boyunca çok sayıda mimar çalıştı, ki değişik yüksekliklerde görülen değişik stillerin sebebi budur. 1210 ve 1220 yılları arasında dördüncü mimar gül pencerenin hizasını gördü ve 1245 yılında kuleler tamamlandı. Katedralin tamamlanması ise 1345'e uzanır.
Yıllar boyunca kiliseye pek çok org getirildiyse de, hiçbiri binanın yapısına uygun olmamıştır. İlk uygun org Cliquot tarafından 1700'lü yılların başlarında tamamlandı. Cliquot'nun eserinin bir kısmı günümüze kadar dayanmıştır, fakat org 19. yüzyılda Aristide Cavaille-Coll tarafından büyük ölçüde yeniden yapıldı. Ne katedral, ne de org Paris'in en büyüğü olmamasına rağmen Notre Dame'ın piyanisti şehrin en kıdemlisi addedilmiştir. Bu konuda 18. yüzyılda öyle bir rekabet olmuştur ki, dört piyaniste unvan verilmiştir, ve her biri yılın üç ayı boyunca çalmıştır. Kilisenin en iyi piyanisti 1900-1937 yılları arasında çalan Louis Vierne olarak görülür. daha sonradan çalan orgçular, özellikle Pierre Cochereau orga önemli katkılarda bulunmuşlardır. Yine de orgun orijinal tınısı bugün dahi Cavaille-Coll versiyonuna aittir, ve org yaptığı en iyi enstrümanlardan biri olarak kabul edilir.

450px Joan of Arc Notre Dame
Yapılış zaman çizelgesi
  • 1160 Piskopos Maurice de Sully (Paris piskoposu) orijinal katedralin yıkım emrini verir.
  • 1163 Temel taşı koyulur - yapım başlar.
  • 1182 Apsis (Apse) ve koro bölümü tamamlanır.
  • 1196 Nave (bir kilisenin orta bölümü) tamamlanır. Piskopos de Sully ölür.
  • 1200 Batı Façade'de çalışma başlar.
  • 1225 Batı Façade tamamlanır.
  • 1250 Batı kuleleri ve Kuzey gül pencere tamamlanır.
  • 1250–1345 Geri kalan kısımlar tamamlanır.
Victor Hugo ve Notre Dame

19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları katedralin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişlerdir. Ünlü Fransız yazar Victor Hugo, halkın ilgisini çekmek için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmıştır. Roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılmasını sağlayarak katedralin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır.

800px DSC00733 Notre Dame Paris from east
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
16 Ocak 2008       Mesaj #5
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
3e89103d2f9a7de115b98aa264c47171
Paris by zemotion on deviantART
Son düzenleyen Jumong; 14 Kasım 2015 00:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Mart 2008       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
carousel in paris by cosmogurl
Carousel in Paris by cosmogurl on deviantART

Son düzenleyen Jumong; 14 Kasım 2015 00:54
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
31 Ağustos 2008       Mesaj #7
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Paris'te Eğlence

Paris'te gece dışarı çıkmak için asla saat geç değildir. Eğlencenin doruklarına çıkmak için Le Lido, Crazy Horse Saloon, Bal du Moulin Rouge ve Les Folies Bergere, Paris'in en ünlü kabereleridir. Bu kabereler düzenledikleri görkemli şovlarla adlarından oldukça söz ettirmektedir. Paris'teki Olympia, ünlü sanatçıların konser ve şovlarını sundukları dünyaca tanına bir konser salonudur. Opéra Garnier ve Opéra de la Bastille ise Paris'te opera keyfini yaşayabileceğiniz yerlerdir. Tiyatro severler için Théâtre du Chatelet, Comédie Française, Odéon - Théâtre de l'Europe, Théâtre de la Ville - Théâtre Sarah Bernarht, kentin başlıca tiyatro salonlarıdır.


Opéra Garnier
1, place de l'Opéra, 75009
01 40 01 80 52


Opéra de la Bastille
2bis, place de la Bastille, 75012
01 40 01 80 52

Olympia
28, blvd de Capucines, 75009
08 92 68 33 68

Théâtre du Châtelet
1 place du Châtelet, 75001
01 40 28 28 40

La Comédie Française
2, rue Richelieu, 75001
08 25 10 16 80

Odéon - Théâtre de l'Europe
Place de l'Odéon, 75006
01 44 85 40 40

Théâtre de la Ville - Théâtre Sarah Bernarht
2 place du Châtelet, 75001
01 48 87 54 42


Tatilde bile spordan vazgeçmek istemeyenler içinse her zaman tenis, yüzme, paraşüt, squashEyfel Kulesinin tepesindeki lüks restoranda romantik bir yemek ya da restoran Les Bains'in eğlenceli atmosferi arasında bir seçim yapabilirsiniz. gibi aktivitelere katılma imkanı vardır. Acıktığınızda ise


Paris'te Alış-Veriş

Paris'teyken yapılabilecek en zevkli şeylerden birisi de şüphesiz alışveriştir. Paris bir çok ünlü markanın bir arada bulunduğu büyük alış veriş merkezlerine sahiptir. Bu merkezlerde giyimden, ev eşyası, mefruşat, aksesuvar, takı, mücevher, kitap, parfüm, yiyecek, antika eşya ve mücevher ve mutfak gereçlerine kadar aradığınız herşeyi bulabilirsiniz. Bunların başında The rue d'Alésia gelir. Versace, Gucci gibi markaların birarada bulunduğu bu merkezde fiyatlar oldukça yüksektir. Bir diğer alışveriş merkezi de yedi yüz metre kare alanda kurulu olan Quai des Marques'dir. Ventilo, Manfield, Weston, Rodier markalarına ev sahipliği yapar. Bir diğer merkez olan Usines Center'da Ercuis, Allibert, Kenzo, Esprit gibi markaları bulabilirken, antika eşyalar için Le Louvre des Antiquaires'e bakabilirsiniz. Virgin Megastore Müzik ve sinema CD ve DVDlerini bulmak için mükemmeldir.


The rue d'Alésia
Adres : Alésia , avenue du Maine side


Quai des Marques
Adres : 8, quai du Chatelier ,93450 L'lle Saint-Denis
Tel : 01.42.43.70.20


Usines Center
Adres : 395 avenue du Général Leclerc-95130 Franconville
Tel : 01.34.13.93.74


Le Louvre des Antiquaires
Adres : 2, place du Palais Royal , 75001
Tel : 01.42.97.27.10


Virgin Megastore
Adres : 52-60, Champs-Elysées,75008


* +33 (0033 olarakda deneyebilirsiniz) Fransa'nın ülke kodu, 01 ise Paris'in şehir kodudur.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Kasım 2008       Mesaj #8
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
PARİS. Eski Yunan efsanelerinde yer alan "Üç Güzeller" öyküsünün kahramanı Paris, Truva Kralı PriamosTa karısı Hekabe'nin oğludur. Paris doğmadan önce annesi Hekabe korkulu bir düş görür. Bu düşü kötüye yoran falcılar, doğacak çocuğun Truva'yı yıkıma uğratacağını söylerler. Bunun üzerine bebek doğar doğmaz, babası Priamos onu bir uşağa teslim eder; ölmesi için İda Dağı'na bırakma­sını buyurur. Issız dağda küçük Paris'in yaba­nıl hayvanlara yem olması işten bile değildir. Ne var ki, çocuğu çobanlar bulur, alıp büyü­türler. Yakışıklı ve yiğit bir delikanlı olan Paris'in sonradan kim olduğu anlaşılır ve ailesi onu yanına alır.
Bir gün tanrılar kralı Zeus, Paris'i Hera, Athena ve Afrodit adlı üç tanrıçadan en güzelini seçmekle görevlendirir. Ona, en gü­zel tanrıçaya verilmek üzere altından bir elma uzatır. Tanrıçalardan her biri, kendisini seçer­se Paris'e değerli bir armağan vereceğini söyler: Hera Avrupa ve Asya krallığını; Athe­na Truvalılar'ı Yunanlılar'a karşı zafere ka­vuşturacak ordunun komutanlığını; Afrodit ise dünyanın en güzel kadınının aşkını vaat eder. Sonunda Paris altın elmayı Afrodit'e sunar.
Afrodit, Paris'i Sparta Kralı Menelaos'un Yunanistan'daki sarayına götürür. Bu saray­da dünyanın en güzel kadını, Menelaos'un karısı Helen (Truvah Helen) yaşamaktadır. Kralın saraydan uzaklaştığı bir günü kollayan Paris, Helen'i kaçırarak Truva'ya, babasının sarayına getirir. Yunanlılar Helen'in geri gön­derilmesini isterler. Truvalılar bu isteği yerine getirmeyince de Truva Savaşı çıkar.
Paris savaş sırasında Menelaos'a yenilmek üzereyken, Afrodit onun kaçmasına yardım eder. Daha sonra Paris'in fırlattığı zehirli bir okla topuğundan yaralanan Yunanlı kahra­man Aşil ölür . Çok geçmeden ölümcül bir yara alan Paris'in de yaşamı son bulur.
10 yıllık korkunç bir savaş Truva'nın yerle bir olmasıyla sonuçlanmış, Hekabe'nin düşü gerçekleşmiştir.

Tarihi

Paris'in içinden geçen Sen Irmağı'nda île de la Cité ve île Saint-Louis adlarında iki adacık vardır. Paris kenti İÖ 3. yüzyılda, Parisli olarak bilinen Galyalı bir kabile tarafından bu adalardan île de la Cité'de kuruldu (bak. Galya). İki kıyıya tahta köprülerle bağlanan kente Romalılar Lutetia adını verdi. İS 1. yüzyılda gelişmeye başlayan kent, 4. yüzyıl­dan sonra Paris olarak anılmaya başladı.
île de la Cité ortaçağ Paris'inin merkezi ve Fransa krallarının başkenti oldu. Yapımına
12. yüzyılda başlanan ve dünyadaki gotik kiliselerin en güzellerinden biri olan Nötre Dame Katedrali bu ada üzerindedir.
12. yüzyılda Paris ırmak kıyılarına yayıldı ve surlarla çevrildi. Kuzeybatıdaki bataklıklar kurutuldu ve burada Marais adı verilen bir mahalle oluştu. Bir zamanlar soyluların yaşa­dığı gözde bir yer alan Marais, bugün dar sokakları ve Vosges Meydam'nın çevresinde­ki üç katlı eski evleriyle ilginç bir bölgedir. Bu evlerin bir bölümü müzeye dönüştürülmüş­tür. Marais doğuya doğru Bastille Meydanı' na uzanır. Burada Paris halkının 14 Temmuz 1789'da basarak ele geçirdiği ve Fransız Dev-rimi'nden sonra yıktırılan ünlü Bastille Kalesi ve hapisanesi vardı.
Irmağın güney yakasındaki Sorbonne Üniversitesi ortaçağ Paris'inin bilim merkeziydi. Yaklaşık 1257'de kurulan ve Fransa'nın en büyük yüksekokulu olan Sorbonne günümüz­de, çeşitli özerk üniversiteleri barındıran Pa­ris Üniversitesi'nin bir bölümünü oluşturur. 19. yüzyıldan başlayarak Sorbonne'un çevresi sanatçıların, yazarların ve üniversite öğrenci­lerinin uğrak yeri oldu. Quartier Latin (Latin Mahallesi) adıyla bilinen bu bölge bugün de yenilikçi akımların yeşerdiği bir sanat ve kültür merkezidir. Victor Hugo, Voltaire, Jean-Jacques Rousseau ve Émile Zola gibi ünlü Fransızlar'ın gömülü olduğu Panthéon adlı yapı da Quartier Latin'dedir. Sen Irmağı'nın kuzey yakasında yer alan Louvre Sarayı'ndaki Louvre Müzesi, sahip olduğu yapıtlar bakımından dünyanın en bü­yük ve zengin müzelerinden biridir. Louvre' un batısında, eskiden büyük bir sarayın bu­lunduğu Tuileries Bahçeleri ile dünyanın en görkemli ve güzel meydanlarından biri olan Concorde Meydanı yer alır. İki yanı ağaçlı, geniş Champs Élysées Bulvarı buradan başla­yarak Charles de Gaulle Meydanı'na (eskiden Etoile Meydanı) uzanır. Alanın ortasında Napolyon'un zaferlerinin anısına yaptırdığı Zafer Takı (Arc de Triomphe) bulunur. Takın altında da I. Dünya Savaşı'na katılan Fransız askerlerinin anısına dikilmiş Meçhul Asker Anıtı vardır. Batı yönünde devam eden geniş caddeler, eskiden Fransa krallarının avlanma alanı olan Boulogne Ormanı'na uza­nır. Ormanda Longchamp ve Auteuil adların­da iki ünlü koşu yolu ve göller bulunur.1853-70 yılları arasında Paris valisi olan Baron Georges-Eugene Haussmann, III. Na­polyon'un verdiği geniş yetkiyle Paris'e yep­yeni ve modern bir görünüm kazandırdı. Kentin yarıya yakınını yıktırarak geniş cadde­ler ve bulvarlar açtırdı. Daha sonra bu bulvar­ların kentte çıkacak ayaklanmalarda gösteri­cilerin barikatlar kurmasını engellemeyi amaçladığı yolunda eleştiriler yaygınlık ka­zandı. Haussmann kentin sağlık, bayındırlık ve ulaşım hizmetlerini geliştirici çalışmalar da yaptı. Bugün kenti boydan boya geçen büyük bulvarların iki yanında gösterişli mağazalar, restoranlar, tiyatrolar ve oteller sıralanır. Paris Operası ve 1960'ların sonuna değin varlığını koruyan ünlü pazaryeri Les Halles de Haussmann zamanında kurulmuştur. Bul­varların daha kuzeyinde gece kulüpleriyle tanınan bir bölge olan Montmartre'da çarpıcı güzellikteki beyaz Sacré-Coeur (Kutsal Yü­rek) Bazilikası göze çarpar.
Sen Irmağı kıyısı boyunca resimler, eski afişler ve kullanılmış kitaplar satan sokak satıcılarına rastlanır. Irmağın güneyinde ka­lan Sol Yaka'da üniversitenin yanı sıra Fran­sız Parlamentosu'nun iki binası ve devlet dairelerinin çoğu ile Lüksemburg Sarayı ve bahçeleri yer alır. XIV. Louis'nin savaş gazi­leri için yaptırdığı Hôtel des Invalides (hôtel sözcüğü burada "yurt" anlamına gelir) Lük­semburg Sarayı'nın batısındadır. "Şen kıyısın­da, çok sevdiğim Fransız halkı arasına gömül­mek istiyorum" diye vasiyette bulunan Napol-yon'un mezarı da bugün kısaca Invalides adıyla bilinen bu yapının içindedir. Daha batıda Paris'in simgesi olan ve televizyon anteniyle birlikte yüksekliği 300 metreyi ge­çen Eiffel Kulesi görülür

1980'lerin Paris'i

Parisliler'in çoğu genellikle altı katlı apart­manlarda oturur. Her katta çoğunlukla iki ya da daha çok daire vardır. Parisliler café adı verilen bulvar kahvehanelerinin önünde otu­rup gazete okumaktan, dostlarıyla sohbet etmekten ya da gelip geçeni seyretmekten hoşlanırlar. Kent içi ulaşım otomobil, otobüs ve metroyla sağlanır.
Fransa'nın kara ve demiryolları Paris'ten başlayıp bütün ülkeye yayılacak biçimde plan­lanmıştır. Paris, Manş Denizi'ne dökülen Sen Irmağı'nın ağzından 375 km içerdedir. Ama Sen Irmağı kanallar ve akarsular yoluyla Manş Denizi ve Akdeniz'e, Almanya Federal Cumhuriyeti'ne, Belçika'ya ve Fransa'nın öbür bölümlerine bağlı olduğu için Paris bir liman kenti sayılır. Paris'te Orly ve Charles de Gaulle adlarında iki uluslararası havalimanı bulunur.
Sanayi ürünleri arasında otomobiller, uçak­lar, lokomotifler, elektrikli araçlar, kimyasal maddeler ve ilaçlar sayılabilir. Paris aynı zamanda Fransa'nın film yapım merkezidir. Güneydeki sanayi bölgesinde tabakhaneler, çimento, bira ve tütün fabrikaları bulunur. Kentin içinde, başta giysi, mücevher, parfüm, porselen eşya ve mobilya olmak üzere birçok lüks tüketim eşyası üretilir. Modern gökde­lenler 1970'lerden başlayarak Paris'e yeni bir görünüm kazandırdı. 1970'lerde ve 1980'lerde Pompidou Sanat ve Kültür Merkezi (Beauborg Merkezi) gibi birçok büyük proje gerçekleştiril­di. 1986'da müzeye dönüştürülen eski Orsay Gan ile Bastille'in yanında yapılan yeni opera binası bunların en önemlileri arasındadır. Paris'in anakent nüfusu l().210.()59'dur (1982).

MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 7 Haziran 2010 16:16
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
24 Mayıs 2009       Mesaj #9
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
2095126071 91e2c62398 o
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #10
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
paris by merrymac
Paris by Merrymac on deviantART

Son düzenleyen Jumong; 14 Kasım 2015 00:52

Benzer Konular

29 Mart 2009 / ThinkerBeLL Turizm
8 Mayıs 2012 / elofifa 2002 Soru-Cevap
7 Mayıs 2012 / Mira Turizm
7 Mayıs 2012 / Mira Turizm