Arama

Altay Cumhuriyeti

Güncelleme: 28 Nisan 2011 Gösterim: 7.859 Cevap: 3
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
21 Mayıs 2008       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Altay Cumhuriyeti

Sponsorlu Bağlantılar
altay amblem
Orta Asya'da Asya kıtasının coğrafî merkezinin hemen kuzeyinde ve Güney Sibirya'da yer almaktadır. Batı'da Kazakistan, kuzeyde Rusya Federasyonu, doğuda Tuva ve Hakas Türk Cumhuriyetleri, güneyde Moğolistan, Doğu Türkistan ve Kazakistan ile komşudur. Türk'ün ata yurdu sayılan bu topraklarda Türklüğe sadık öz sakinleri binlerce yıl boyunca Türklüklerini yaşatmışlardır. Bugün Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir Cumhuriyettir.
Yüzölçümü 92.902 km2 olan Altay Cumhuriyeti'nin kuzey bölgesi dağlar ve ormanlar, güneyi ise steplerle kaplıdır. Ülkeyi kapsayan Altay dağlarının yüksekliği 4.000 m.dir ve buzullarla kaplıdır. Güneyde Beluhka (Üç Sümer) tepesi 4506 m. ile en yüksek zirvedir. Bunu 4173 m ile Maashei Bazhy (Mahşuoy Bajı) tepesi izlemektedir. En büyük buzul 35 km2 yer işgal eden Caan Tacı buzuludur. En önemli nehirleri Katun Nehri ile Telets Koye gölünden doğan Biga nehridir. 7 bine yakın göl bulunan Altay'da en büyük göl Telets Koye (Altın) gölü olup etrafı Taiga ormanları ve yüksek dağlarla çevrili, dünyanın en muhteşem manzaralı gölüdür.
Altay Cumhuriyeti'nde karasal bir iklim hüküm sürmektedir. Soğuk ve kar yağışlı bir kış, sıcak ve kurak bir yaz iklimin en belirgin özelliğidir. Tarihçiler, etnologlar, sanat ve kültür tarihçileri ile dil araştırmacılarının Türkler'in Ana yurdu olarak kabul ettikleri Altay bölgesinde yapılan arkeolojik araştırmalar, Afanasyova (MÖ 2700-1700) ve Andronova (MÖ 1700-1200) kültürlerinin bilhassa ikincisinin temsilcisi olan ırk brakisefal, savaşçı Türk ırkının prototipi olduğunu göstermiştir. MÖ III. Yüzyıla kadar kabileler halinde yaşayan halk, MÖ II. Başlarında bölgeye Hun'ların gelmesiyle Hun idaresine girmiş, onu Köktürk'ler, Moğollar ve Çin'liler izlemiştir. Daha sonra Uygur, Kırgız, Cengiz Han, Çungarlar, Çin-Mançular idaresine giren Altay, Çin-Rus savaşları sonrası 1865 yılında Rus idaresine girmiştir. 1922 yılında Altayskaya, bölgesi olarak teşkil edilmiş, 1948 yılında ise Gorno-Nitoyskaya, şeklinde isim değiştirmiştir. SSCB'nin parçalanması ile 1991 yılında Özerk Cumhuriyet, 1992 yılında ise Federe Devlet olmuştur.
Altay Cumhuriyeti Çok zengin bitki örtüsüne sahip olan Altay'da ormanlar ülkenin tamamını kapsamaktadır. Ormanlarda dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan bitki türleri mevcuttur. Köknar, sedir, çam, beyaz kavak, aspen ve kuş ağaçları en fazla bulunan türlerdir.
Cumhuriyet nüfusu 198.1 bin olup, halkın %73.8'i kırsal alanda, &.2'si kentlerde yaşamaktadır. 70 yıllık komünist düzende ne kadar başıbozuk varsa buraya sürgün edilmiş olup 38 çeşit millet yaşamaktadır. Nüfusun %60'ını Rus'lar, % 31 'ini Altay Türkleri (72.000) %9'unu Kazak Türkleri, Ukraynalı, Almanlar ve diğerleri oluşturmaktadır.
Başkenti Gorno-Altay'dır. 9 idari bölgeye ayrılmaktadır. Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Şamanizm dinleri yaygındır. Dilleri Türkçe'dir.
Sanat ve edebiyat çok ileri olup, IV. asrın ünlü ressamı G.I. Grukin Altaylıdır. Geleneksel artistik dans ve müzikholleri çok meşhurdur. Cumhuriyette ana uğraşı ziraattir. 24 bin çiftçi bulunmaktadır. Zirai üretimde ana branş çiftlik hayvancılığı olup tarla çiftçiliği ikinci plânda kalmaktadır. Özellikle ülkenin geçim kaynağını teşkil eden hayvancılık ve sebzecilik çok gelişmiştir. Özellikle küçükbaş hayvan ve ren geyiği besiciliği ile balıkçılık, avcılık ve arıcılık yer tutmaktadır. Ülkede 192 ortaokul, 3 teknikum ve 1 üniversite bulunmaktadır. Altay Türkçesi ile yılda 37 kitap, 1 gazete ve 2 dergi yayınlanmaktadır. Ortaokullarda 35 bin, teknikumlarda 43 bin, ülkenin tek üniversitesinde ise 2600 öğrenci öğrenim görmektedir.
Maden bakımından zengin olan Altay'da demir, kömür, gümüş, kalay, tungsten, bakır ve manganez çıkarılmaktadır. Altay'ın anlamı olan "Altındağ" ülkede bulunan zengin altın rezervlerinden ismini almıştır.Ana üretim malları ise tül, pamuklu kumaş, elektrik aletleri, elbise, ayakkabı, kereste ve ferrobetondur. Ormancılık gelişmiş olup, orman ürünleri imalatı oldukça önemlidir. Başta Rusya Federasyonu olmak üzere Japonya, Yeni Zelanda, Avusturya ve Avrupa ülkeleri ile ekonomik ilişkiler içerisindedir. Turizm ekonomi içerisinde ayrı bir yer tutmaktadır. Orman, dağ, göl ve nehirlerin emsalsiz güzelliği ile Altay Cumhuriyeti bir cazibe merkezidir. Devlet başkanı ve parlamentosu bulunan Altay Cumhuriyetinde Ruslar'ın nüfus üstünlüğü parlamentoya da yansımış olup, Ruslar ezici üstünlüğe sahiptirler.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
21 Mayıs 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Beşeri Durumu

Sponsorlu Bağlantılar
Altay Cumhuriyeti'nde yaşayan nüfusa ilişkin son verilerin ışığında ülkede 01 ocak2001 tarihi itibariyle 205,5 bin kişi yaşamakta ve bunların içerisinde 152,4 bin kişi ise kırsal kesimde 53,1 bin kişi de Gorno-Altaysk şehrinde yaşamaktadır. 01 Ocak 1991 tarihi itibariyle Altay Cumhuriyeti’nde 198.1 bin kişi yaşamaktaydı. Toplam nüfusun içerisinde ise şehirli nüfus oranı ancak yüzde 27’lik bir orana sahip olup ülkedeki insanların çoğu kırsal kesimlerde yaşamını sürdürmektedir.
İnsan yoğunluğu açısından kilometre kareye yaklaşık 2 kişi düşen Dağlık Altay’da toplam nüfusun yüzde 31’ini ülkenin yerli halkı olan Altay Türkleri oluşturmaktadır. Rusların toplam nüfus içerisindeki oranı ise %60 olup yine ülkede yaşayan Kazak Türkleri'nin oranı da yüzde 5.6’dır.

Altay Cumhuriyeti'nde birçok milliyete mensup insan yaşamaktadır. Ancak bu etnik gruplar, Altay Türkleri, Ruslar ve Kazak Türklerinin dışında yoğun olarak bir arada yaşayan gruplar değildir.


Ülkede yaşayan etnik bileşke ise şöyledir:

Ruslar - %60, Altaylar - %31, Kazaklar - %6, Ukraynalılar - %0.9, Almanlar - %0.4 vs. Diğer milliyetlere mensup gruplar sayısal olarak çok daha az olduğu halde Rus asıllı nüfus genellikle ülkenin Kuzey bölgeleri olan Maymin, Turoçak, Şebalin, Üst-Köksa’da ve Gorno-Altaysk’tadır. Bununla birlikte Altay Türkleri daha çok Ulagan, Üst-Kan ve Onguday bölgelerinde yaşarken, Kazaklar (%83’ü) Koş-Ağaç bölgesinde yaşamaktadır.

Altaylar Türkleri, Altay Dil Ailesinin Doğu-Türk grubunun Kırgız-Kıpçak alt-grubuna mensuptur. Eskiden Altay Türkleri genel uğraşlarına bağlı olarak 8 kabile grubuna ayrılmaktaydı.
Altay Cumhuriyeti son derece zengin kaynaklara sahiptir. Hidro-enerji potansiyeli 80 milyar KWt. Saat olarak hesaplanmaktadır.
Sanayide ise önde gelen sektörler hafif sanayi ile gıda sanayisidir. Bununla birlikte altın çıkarma, molibdeniyim ile cıvanın çıkarımı ve işlemesi gibi sanayi dalları mevcuttur.

Turizmcilik alanında da Dağlık Altay’da oldukça iyi gelişmeler yaşanmakta ve bu alanda yeni projeler üretilmektedir. Bunun yanı sıra ülkede turizmin, dağcılık ve mağaracılık gibi alt dalları da son yıllarda yaygınlaşmaya başlamıştır. Dağlık Altay’ın o muhteşem doğası ve dünyada henüz bozulmaya uğramayıp arılığını ve ekolojik düzenini korumayı başarabilmiş nadir bölgelerden biri olma özelliği bu ülkeye diğer bölgelerden ve yurt dışından gelen turist sayısının artmasına yol açmıştır.

İletişimler. Ülkenin sahip olduğu coğrafya koşulları, tüm taşımacılığın %90’nın gerçekleştirildiği kara yolu taşımacılığı ve yolcu ile posta taşımacılığının gerçekleştirildiği havacılık olmak üzere iki taşımacılık çeşidinin gelişmesi üzerinde etkili olmuştur. Otomotiv taşımacılık ülkede önde gelen taşımacılık türüdür. Karayol uzunluğu 3.2 bin km’den daha fazla olup bu sayının içinde 541 km ise Novosibirsk-Biysk-Taşanta (Çu yolu) Federal bir karayolu olan en önemli otoyoldur.

Tarih bakımından da çok bereketli bir toprak olan Altay ülkesinde arkeologlar tarafından gün ışığına çıkartılan erken Taş devrinde yaşamış insanlara ait yerleşimlerin yaşı tam bir buçuk milyon yıldır.

Bununla birlikte arkeoloji dünyasında en çok bilinen Altay’daki Pazırık kültür dönemidir. M.Ö. I. binyılda Tunç dönemin yerini Erken Demir çağına bırakırken ortaya çıkan bu kültür esas olarak İskitler ile ilgilidir. Bu döneme ait kurganların arasında özellikle donmuş bir zeminde bulunanlarında oldukça iyi korunmuş doku ve diğer buluntular elde edilmektedir. Herhalde Pazırık kurganından arkeologlar tarafından çıkarılan 2500 yıllık bir prensesi duymayan artık yoktur, çünkü bu bölgede bu denli iyi korunmuş bir insan organizması ilk defa bulunmuş ve yeryüzündeki bilim açısından son derece önemli bir kaynak ve araştırma noktasını temsil etmekteydi.

Dağlık Altay’ın esas önemi ise bu bölgenin Türklerin ilk yurdu olmasından ileri gelmektedir. Birçok arkeolojik buluntuyla desteklenen bu husus ışığında bilim adamları yürüttükleri çalışmalarıyla eski Türk dönemi ile daha önceki Hunİskit-Sarmat dönemleriyle yakın bir ilişki içinde olduğunu da tespit etmiştir. ve
Eski Türk dönemine ait birçok balbal, yazıt ve kaya resmi bulunmaktadır Altay’da. Bu tarihsel anıtlar hem buradaki halk için hem de yeryüzündeki tüm Türkler için kutsal sayılan ortak miras değerindedir. Bu ortak geçmişimizin ve kültürel zenginliğimizin çok iyi bir biçimde araştırılması ve korunması gerekir.
Alıntıdır..

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
29 Mayıs 2008       Mesaj #3
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Altay Türklerinin Tarihi

Güney Sibirya bölgesinde Dağlık Altay Cumhuriyetinde yaşayan, aralarında bir takım diyalektik farklılıklar olan Tuba Kişi(Tuva//Tuma//Yış Kiji), Çalkandu Kişi (Şalkandu//Kuu Kiji), Kumandı Kişi (Kubandı, Kuvantı) Altay Kişi, Teleüt ve Telengit boylarının ortak edebî dili “Altay (Oyrot) Türkçesi” olarak adlandırılmaktadır.

Altay Türkleri; Altay kişi, Telengit, Teleüt, Çalkandı, Kumandı ve Tuba boylarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bir Türk topluluğudur. Bugün, yoğun olarak Rusya Federasyonunun içindeki Dağlık Altay Cumhuriyeti’nde yaşamaktadırlar. Ayrıca dağınık olarak Altayski Kray (Altay Bölgesi) içinde yer alan Novosibirsk, Barnaul, Biysk şehirlerinde ve Kemerova Oblastında da Altay Türkleri ikamet etmektedir. 2002-2003 yıllarına ait istatistik verilerine göre Altay Özerk Cumhuriyeti’nin nüfusu 205.000’dir. Bu sayının yaklaşık 60.000’ini Altay Türkleri oluşturmaktadır.

1917 Ekim İhtilâlinden önce Altay dağlarında yaşayan Altay Türkleri; Altay kişi, Telengit, Teles, Teleüt, Kumandı, Çalkandı şeklinde boy adlarına göre anılmışlardır. Rus literatüründe “Altaylılar” olarak tanımlanan bu grubun, 17.-18. yüzyıl kayıtlarında “Ak Kalmuklar, Sınır Kalmukları, Dağ Kalmukları” şeklinde adlandırıldıkları da bilinmektedir. Genel olarak güney ve kuzey şeklinde iki gruba ayrılan Altaylıların, fiziksel özellikleri dikkate alındığında güneydekilerin “Kalmuk”, kuzeydekilerin ise “Tatar” olarak isimlendirildiğinden de bahsedilmektedir(Potapov, 1964: 305).

İlmî literatürde Altay Türkleri öteden beri hem ağız özellikleri hem de boy farklılıkları bakımından altı grup halinde (Kuzey grubu: Çalkandı, Kumandı, Tuba Güney grubu: Altay Kişi, Telengit, Teleüt) incelenmiştir. Güney Altaylıların hepsinin asıl adının Telengit olduğu ve Sovyet döneminde “Altay, Telengit ve Teleüt” olmak üzere üç gruba bölündükleri ifade edilir (Radloff 1994: 2). Güney Altaylıları “Telengit” diye adlandıran kaynaklarda Telengit (Telenget, Telengup) kelimesinin, Eski Türkçedeki “tele” ismine Moğolca çokluk ekinin gelmesiyle kurulmuş bir topluluk adı olduğu ve 17.-18. yüzyıldaki Telengitlerle eski Telelerin bağlantısı olmadığı belirtilir. Ayrıca, bahsedilen yüzyıllarda yazılan Rus kaynaklarında “Cungar, Kalmuk, Telengut, Teleüt ve Uranhay” gibi adlandırmaların yapıldığı Telengitler üç grupta incelenmektedir:

1- Merkezî Grup: Günümüz Altay Türklerinin çoğunun dahil olduğu bu gruba Altay-Telengit veya Altay adı verilmektedir.

2- Doğu Grubu: Bugün Ulagan ve Koş-Agaş’ta yaşayan Altaylıların ataları için bu adlandırma yapılmaktadır.

3- Kuzey-Batı Grubu: İlmî literatürde bu gruba “Teleüt” adı verilir. Onlar kendilerine Telengit veya Ak-Telengit demektedirler. “Ak” kelimesi diğer Telengitlere göre daha batıda yaşamalarıyla ilişkilendirilmektedir (Satlayev, 1995: 22). Bu grup bugün yoğunlukla Kemerova Oblastında, Belova yurdunda Büyük ve Küçük Baçat (Bayat) nehri boylarında yaşamaktadırlar. Dağlık Altay Cumhuriyeti dışında, Moğolistan ve Çin’de, Uranhay’da, Urçum vilayetinde, Tuva Türkleri, Kazak Türkleri ve Çinlilerle birlikte yaşayan Telengitlerin de var olduğu söylenmektedir.

Telengit adı 14. yüzyıldan itibaren bilinmekte idi ve o dönemde Telengitler Sayan-Altay dağlık bölgesinde yaşayan orman halklarından biri olarak görülmekte idiler. Telengitler ancak 16. yüzyıldan itibaren bugünkü Dağlık Altay bölgesine yerleşmeye başlamışlardır.

Telengitlerin ortaya çıkışını ve gelişimini, Eski bir Türk kabilesi olan Teledolanga’ya ve Moğol dönemi Telengutlarına bağlayan Potapov, Telengitlere 18. yüzyılda “Uranhaylılar veya Uranhay Kalmukları” da denildiğini, fakat bunun tamamen yanlış bir tanımlama olduğunu ileri sürmektedir (Potapov,1964 (1956):305).

İ. Tengerekov, “Telenetter” (Altaydı‰ Çolmonı, 2001, sayı 77) adlı makalesinde, Telengit adının etimolojisini, “Telet” kavim adına eklenen Moğolca “ut // gut // ‰et” şeklindeki çokluk eki ile açıklar. Teleüt ve Telengit diye literatürde iki farklı halk olarak tanımlanan boyların aynı topluluğu anlattığını ifade eder. “Teleut” adının Telengit’in yanlış telaffuzuyla ortaya çıkmış şekli olduğunu iddia eder.

Farklı görüşler ileri sürülse de Altay Türkleri, bugün, konuyla ilgili kaynaklarda hem boy hem de ağız bakımından altı gruba ayrılmaktadır (Baskakov, 1947:221-222; Caferoğlu, 1988: 7):

Altay Kişiler: Eskiden “Oyrot” olarak tanınan bu boy Onguday, Şebalin, Üst-Kan, Mayma, Üst-Koksa bölgelerinde ve Katun, Ursul, Sema, Pesçanaya, Çarış, Mayma nehirlerinin kenarlarında yaşar. Mayma ırmağı kenarında oturanlar “Mayma Kişi” diye de bilinir. Altay Kişiler, Altay Türklerinin sayıca en kalabalık boyudur ve kendilerini “Altay Kişi” şeklinde adlandırırlar.

Telengitler: Telengit boyu; Ulagan, Koş-Agaş, Çoluşman, Çuy, Argut ve Başkaus bölgelerinde yaşamaktadır. Çuy ırmağı havzasında yaşayanlar kendilerini “Çuy kişi” olarak da adlandırır. Telengitler, Ruslar tarafından 18. yüzyılda “Uranhay, Uranhay Kalmukları” olarak adlandırılmakla birlikte 1856 yılına kadar hem Ruslara hem de Çinlilere vergi ödedikleri için “iki vergi verenler” anlamına gelen Rusça “Dvoedantsı” adıyla da bilinirler. Telengitlerin bir kısmı “Tölös” adını alırlar.

Teleütler: Bu Altaylı Türk boyu, Dağlık Altay Cumhuriyeti içinde, Şebalin (Mıytu ve Çerga köylerinde) ve Mayma rayonlarında az sayıda, Altay Kray’a bağlı Çumışsk’ta ve yoğun olarak Kemerova Oblastı Belovsk ilçesinin Küçük ve Büyük Bayat ırmakları havzalarındaki Çoluhoy, Şardu, B. Ulus köylerinde yaşamaktadır. Ruslar tarafından “Ak Kalmuklar” adıyla da anılmışlardır.

Çalkandılar: Lebed nehri ve onun kolu olan Baygol çayı boyunda (Kurmaç, Baygol, Suranaş, Küçük Çibeşen ve İtkuç yerleşim yerlerinde) otururlar. Kıyısında yaşadıkları ırmağın adından dolayı (Lebed “kuğu”) Kuu-kişi diye de tanınan Türk boyu, kendilerini Çalkandu Kişi, Şalkandu Kişi, Şakşılu Kişi şeklinde adlandırır.

Kumandılar: Kumandılar, Dağlık Altay Cumhuriyeti içinde yoğun olarak Biy nehri boylarında, Turaçak rayonunda Lebed nehrinin ağzından Balıksu’ya kadar olan alanda yer alan Şunarak, Surbaşevo köylerinde, Lebed ırmağı ağzının yukarı bölümünde yer alan Sankin ve Tondoşka yurtlarında, cumhuriyet dışında ise, Altay Kray’da yer alan, Solton (Koobiya, Urtay, Peşper) ve Starobardinsk aymaklarında (Koja-bajı, Narlık, Akkül, Çegenig, Kurlek köyleri) oturmaktadır (Baskakov,1947:222; Çumakayeva, 2003: 141). Ayrıca Kumandıların önemli bir kısmı yine Dağlık Altay Cumhuriyeti dışındaki Biysk şehrinde yaşamaktadır. Kumandılar, Yukarı Kumandı (Örö Kumandı) ve Aşağı Kumandı (Aldına Kumandı) olmak üzere iki kola ayrılmaktadır (Devlet, 1997:34).

Tubalar: Çuy (Salganda, Inırgı, Tuşkenek köyleri) ve Turaçak (Kebezen, Artıbaş köyleri) rayonlarında, Kadın ve Biy nehirlerinin ortasında, Uymen, Pıja, Büyük ve Küçük İşa, Sarı ve Kara Kokşa nehirleri boylarında yaşarlar. Ruslar tarafından “Çernevıh (kara) Tatar” diye adlandırılan Tubalar, kendilerini Tuba Kişi, Yış Kişi şeklinde tanımlarlar (Devlet, 1989: 35).
Araştırmalarda, Altay bölgesi, Türklerin ata yurdu olarak kabul edilmekte ve bugünkü Dağlık Altay Cumhuriyeti’nin Eski Türk Kağanlığının hâkimiyeti altında olan bölgelerden biri olduğu belirtilmektedir (Potapov, (1956)1964: 306-309; Samayev, 1992). Türklerin en eski tarihî buluntularından sayılan Pazırık kurganları ve bazı Göktürk yazılı bengütaşları da Altay Özerk Cumhuriyeti’nin sınırları içinde yer almaktadır.

Dağlık Altay bölgesi sadece Türklüğün değil insanlığın da yaşadığı en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Öyle ki, Dağlık Altay Cumhuriyeti’nin başşehri Gorno- Altaysk’da, Ulalu nehrinin kıyısında 1-1,5 milyon yıl önce bu bölgede yaşayan insanlara ait mezarlar bulunmuştur. M.Ö. II ve III. çağın başında Altay’a geldikleri ve Altay’da yaşayan halkların çoğuna hükmettikleri belirtilen Hunlar, daha sonraki “Telelerin” de ataları olarak gösterilmiştir (Samayev,1992).

Arkeologlar, Altay’da beş bin yıl önce yaşayan insanları, Afanazi diye adlandırılmışlardır. Afanazilerin, bakırı bulup ondan süs eşyaları ile bronz bıçaklar yaptıklarından ve Afanazilerle birlikte başka ırktan insanların da yaşadıklarından bahsedilmektedir (Potapov, (1956)1964: 306; Samayev, 1992).

M.Ö. 7. ve 8. yüzyılda Dağlık Altay’da mongoloid görünüşlü, Avrupaî, melez insanlar yaşamıştı. Onların kültürü Moğollardan Karadeniz’e kadar yayılan toplulukların kültürüne benziyordu. İskitlerin bazıları da Altay’a son zamanlarda gelen topluluklarla karıştılar (Samayev, 1992).

Daha sonra, Cengiz Han’ın gittikçe genişleyen topraklarına dahil olan Altay bölgesi, 14. asrın sonunda Moğol devleti parçalanınca bağımsız bir yer mahiyeti kazanmıştı. Ancak, 18. yüzyıla girerken, Altay’a Ruslar ve Oyrotlar (Cungarlar) girdi. Bu sırada, Altaylıların çoğu Oyrot Hanlığına tâbi oldu. Bir kısmı ise Rus Çarlığına (kalan) vergi ödedi. Geri kalan bir kısım Altaylı ise, ikisine de (Rus, Oyrot) vergi verdi. 1756-1758 yıllarında Çin-Mançur Devleti Oyrot Hanlığını dağıttı. Altaylıların büyük bir bölümü kendi rızasıyla Rus Çarlığına tâbi oldu. 1864-1865 yıllarında Altaylıların Çin’e bağlı kalan kısmı da Rus Çarlığının idaresi altına girdi. Böylece Altay Türkleri bütünüyle Rus hâkimiyetine girmiş oldu (Samayev,1992).
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
28 Nisan 2011       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Altaylılar

Rusya sınırları içinde kalan Altay Dağları bölgesindeki Türklerin genel adı.

Ünlü Türkolog F. W. Radloff, Altay Türklerini, özellikle dil açısından iki grupta toplar: 1. Kuzey Altay Tatarları 2. Asıl Altay Tatarları. Bugün Altay Türkleri üç güney ve üç kuzey boy ve şiveye ayrılmaktadır. Altay Türkleri hâlâ İslâmlık ve Budizm'den önceki Türk dini olan Şamanlığı korurlar. Şamanlığın da en ilkel biçimine bağlıdırlar. Bunun nedeniyse dağlık ve ormanlık bölgelerde tecrit edilmiş bir biçimde yaşamaları ve geniş Türk kavminden, çok eskiden kopmuş olmalarıdır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs


Benzer Konular

 Altay
13 Şubat 2007 / Kral_Aslan Müzik tr
16 Mayıs 2016 / Gabriella Coğrafya
10 Haziran 2008 / Misafir Taslak Konular
29 Temmuz 2010 / kyle Spor tr
10 Haziran 2013 / ThinkerBeLL Edebiyat