Arama

Adana'nın İlçeleri

Güncelleme: 6 Ocak 2017 Gösterim: 22.831 Cevap: 15
pelelif - avatarı
pelelif
Ziyaretçi
21 Kasım 2006       Mesaj #1
pelelif - avatarı
Ziyaretçi

İLÇELER:

Ad:  adana ilçe.jpg
Gösterim: 21750
Boyut:  39.5 KB

Adana ilinin ilçeleri;
Sponsorlu Bağlantılar
  • Aladağ
  • Ceyhan
  • Çukurova
  • Feke
  • İmamoğlu
  • Karaisalı
  • Karataş
  • Kozan‎
  • Pozantı‎
  • Saimbeyli
  • Sarıçam
  • Seyhan
  • Tufanbeyli‎
  • Yumurtalık‎
  • Yüreğir
  • Aladağ: Adana'ya 105 km. uzaklıkta olan bu ilçede antik devirden kalma bir ören yeri ile harap Ortaçağ kalesi, Akören beldesindeki Kırık Kilise harabeleri çok önemlidir. 40 km mesafedeki Acısu içmesi, Meydan yaylasında Bığbığı mağarası bulunmaktadır.
  • Ceyhan: Adana il merkezine 47 km uzaklıktadır. Adana-Ceyhan karayolu üzerinde 700 m. uzunluğunda dört cepheli masif kaya üzerinde etkileyici görünümlü Yılan Kale, Ulucami, Mecidiye Cami ve Durhasan Dede Türbesi ilçenin önemli turistik değerleridir. Yılankale'nin güneybatısında, Sirkeli Höyüğü vardır.Höyüğün Ceyhan nehrine bakan kuzey kayalıklarında Hitit Krallarından Muvattali'nin sakallı ve uzun elbiseli rölyefi görülür. Anadolu'nun en eski Hitit kabartmasıdır. Kurtkulağı Beldesi'nde bulunan Kurtkulağı Kervansarayı 1693 yılında yapılmış olup eski Halep kervan yolu üzerindedir. Kervansaray 'da yörenin etnografik eserleri sergilenmektedir.
  • Feke: İl merkezine bağlı Tepe Mahallerinde 1945 yılında Bizans tapınağının zemin mozaikleri ortaya çıkarılmıştır. Feke kalesinin 12. yy.da Bizanslılar veya Selçuklular tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Rafting için ülkemizin en elverişli ırmaklarından olan Göksu, bu ilçede bulunmaktadır. Ayrıca çok sayıda yaylalar vardır.
  • İmamoğlu: İl merkezine 45 km. uzaklıktaki ilçenin önemli turistik değeri İmamoğlu Yeraltı Şehridir.
  • Karaisalı: İl merkezine 47 km. mesafede bulunan ilçenin 8 km. kuzey batısında Milvan Kale, 17 km. batısında 1912 yılında Almanlar tarafından yapılan Alman Köprüsü, 12 km. güneyinde Altınova köyü yakınlarında tarihi İpek Yolu güzergahında Kesiri Han önemli tarihi eserleridir. Yerköprü mesire yeri ve Kızıldağ Yaylası görülmeye değerdir.
  • Karataş: İl merkezine 47 km. mesafedeki ilçe coğrafi konumu ile İlk Çağda büyük önem taşımış bir şehirdir. Magarsus adıyla anılan bu kent bugünkü yerleşim yerinin 5 km. batısında yer almaktaydı. Karataş'ta Osmanlılardan kalma iki han vardır. Ramsar sözleşmesinde yer alan Akyatan Gölü ve Kuş Cenneti bu ilçededir.
  • Kozan: İl merkezine 72 km. mesafededir. Kozan Kalesi, Asurlular tarafından yapılmıştır. Önemli eserlerinden biri olan Hoşkadem Cami 1448 yılında Mısır Kölemen Sultanı Abdullah Hoşkadem tarafından yaptırılmıştır. Kozan'ın 22 km. güney doğusunda Dilekkaya köyünün 2 km. uzağında bir ada gibi yükselen tepenin üzerinde Anavarza şehri M.Ö. 9. yüzyılda Asurlular tarafından kurulmuştur. Kaya mezarları, kilise, sarnıç gibi eserler bugüne ulaşan kalıntılardır. Ayrıca 18 çeşit deniz hayvanını gösteren Anavarza mozaikleri bulunmaktadır. Kozan ilçesine 10 km. uzaklıktaki Dağılcak, mesire yeri ve yaylaları ile ünlüdür.
  • Pozantı: İl merkezine 116 km. mesafededir. Coğrafi konumu nedeniyle tarihte önemli olaylara sahne olmuştur. Eski ve yeni Anakşa kaleleri, Torosların en önemli geçidi olan Gülek Boğazı'nın girişindedir. Gülek boğazı ile Tekir yaylası arasındaki Kızıltabya ve Aktabya kaleleri ilçenin önemli turistik mekanlarındandır.
  • Saimbeyli: Adana il merkezine 156 km. mesafededir. Eski adı Haçin'dir. Burada Orta Çağda yapılmış kale ve kiliseler bulunmaktadır.
  • Seyhan: İlçenin bulunduğu yöre, pek çok uygarlıklara sahne olmuştur. İlçenin başlıca eserleri Büyük Saat Kulesi, Taş Köprü, Yağ Cami ve Medresesi, Hasanağa Cami, Kemeraltı Cami, Ulu Cami Külliyesi, Yeni Cami, Çarşı Hamamı, Bebekli Kilise (Kilisenin tepesinde tunçtan yapılmış Meryem Ana heykelinin bebeğe benzemesi nedeniyle bu ad verilmiştir.) dir. Ayrıca Eski Adana Mahalleleri ve evleri görülmeye değerdir.
  • Tufanbeyli: İl merkezine 200 km. mesafededir. İlçenin 20 km. kuzeydoğusunda Hititlerin dini merkezi konumunda olan "Şar" kenti Hieropolis ve Çomana adları ile tanınır. Romalılardan kalma açık hava tiyatrosu, Bizans kilise kalıntısı, ana tanrıça tapınağının kapısı olduğu sanılan Alakapı antik şehrin sağlam kalmış yapılarıdır. Şar harabelerinin güneyinde Doğanbeyli köyü yakınında höyükler, batıda Hanyeri yakınında Hitit anıtı önemli eserlerdir.
  • Yumurtalık: İl merkezine 81 km mesafededir. İlçenin en önemli eserleri Ayas ve Atlas kalesi, Süleymaniye Kulesi ve Marko Polo İskelesidir. Akdeniz'de kıyısı bulunan ilçenin balıkçı barınağı bulunmaktadır.
  • Yüreğir: Yüreğir'in en önemli eseri Ceyhan nehri kıyısında bugün Yakapınarı'nın bulunduğu yerde kurulan Misis Antik Kenti, Roma ve Memluk Döneminde önemini korumuştur. Ceyhan nehri üzerinde 4. yüzyılda Bizans imparatoru Flauius Constantinus tarafından yaptırılan Misis Köprüsü'nün yakınındaki mozaikler, Roma bazilikası, su kemeri, stadyum, hamam, kervansaray ve mescit görülebilir.
BAKINIZ Adana
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 03:30
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #2
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Aladağ - Adana

Ad:  Aladağ.jpg
Gösterim: 2376
Boyut:  54.2 KB
  • İlçe nüfusu: 17.074
  • Şehir nüfusu: 4.129
  • Köy ve belde nüfusu: 12.945
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 850 km²
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Posta kodu: 01960
  • Alan kodu: 366
  • Plaka: 01
  • Belediye başkanı: Mustafa Akgedik (AK Parti)
Aladağ, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba.

Sponsorlu Bağlantılar
Aladağ'ın eski adı Karaköy olup 1973 yılında Karsantı olarak değiştirilmiştir. Eskiden KaraisalI’ya bağlı bir bucak olan Karsantı, 19 Haziran 1987 tarihli ve 3392 sayılı yasayla adı Aladağ biçiminde değiştirilerek ilçe yapılmıştır. Bu isim de Toros Dağları'nın Aladağlar adıyla anılan bölümünden gelmektedir. Antik çağlarda Anadolu'da konuşulan Luvi dilinden geldiği düşünülen Karsantı adı, Osmanlı Devleti kayıtlarında Karsandı olarak geçmektedir. Ayrıca Karaköy adından da bahsedilmektedir.
Aladağ Belediyesi 1973’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 23.207; kasaba, 4.990.

Aladağ, Adana ilinin Aladağ ilçesinde bulunan bir şehirdir. Nüfusu 3.938'dir.Ekonomik olarak Kozan'a bağlıdır.

Resmi Site: ALADAĞ KAYMAKAMLIĞI

Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 04:14
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #3
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Ceyhan - Adana

Ad:  ceyhan.jpg
Gösterim: 3075
Boyut:  61.2 KB
  • Toplam nüfus: 158377
  • Şehir nüfusu: 106487
  • İlçe nüfusu: 105.879
  • Köy ve belde nüfusu: 51890
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • İl: Adana
  • Posta kodu: 01960
  • Alan kodu: 322
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Mustafa Ünlüsoy
  • Belediye başkanı: Alemdar Öztürk ( Bağımsız)
Ceyhan, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 1.427 km2 olan Ceyhan ilçesi doğuda Osmaniye ilçesi ve Hatay ili, güneyde Yumurtalık, güneybatıda Karataş, batıda Yüreğir, kuzeyde de İmamoğlu, Kozan ve Kadirli ilçeleriyle çevrilidir.

Toprakları Çukurova’da yer aldığından hemen tümüyle düzdür. İlçenin güney kesimini boydan boya Misis tepelik alanı engebelendirir. Güneybatı kesiminde 769 m’ye erişen Cebelnur Dağının doruğu ilçenin en yüksek noktasıdır. İlçe topraklarının büyük bölümü ova düzlüklerinden oluşur; bu düzlükler Çukurova sınırları içindedir. Bazı kaynaklarda Çukurova’nın bu bölümü Ceyhan Ovası ya da Yukarı Ova olarak geçer. Bölgenin en önemli akarsularından biri olan ve ilçenin adıyla anılan ırmak geniş menderesler oluşturduğu bu topraklarda kabaca kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda akar. Güneydeki tepelik alanı Misis Boğazını yararak aşan Ceyhan Irmağı güneybatıda doğal sınır oluşturur.

İlçedeki başlıca ekonomik etkinlik tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Bitkisel üretim pamuk ekimi, sanayi de pamuğun işlenmesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Öteki ürünler buğday, soya, portakal, mandalina ve karpuzdur. İlçede birçok çırçır ve dokuma atölyesi ile çeşitli fabrikalar vardır. Ceyhan eski çağlardan başlayarak çeşitli yerleşimlere sahne oldu ve birçok devletin egemenliğine girdi. Verimli topraklar ve önemli bir ticaret yolu üstünde yer alan bölge sık sık el değiştirdi; sırasıyla Hitit, Fenike, Mısır, Asur, Pers, Makedonya, Selevkos, Roma, Moğol, Memlûk egemenliklerine girdi. 14. yüzyılda Ramazanoğullarına, 16. yüzyılda ise Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Kırım Savaşı’nın (1853-55) ardından Nogaylar, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra da Rumeli göçmenleri buraya yerleştirildi. Eskiden halkının önemli bir bölümü Ermenilerden oluşan yörenin merkezi olan bugünkü Ceyhan kenti, 19. yüzyılda Yarsuvat adıyla anılıyordu ve Adana vilayetine bağlıydı. Kısa bir süre Minareli- köy olarak da anılan yerleşim merkezi II. Abdülhamid döneminde Hamidiye, 1908’de Urfive adını aldı. 19 Temmuz 1926’da kaza (ilçe) yapılarak Cebelibereket vilayetine bağlandı ve 3 Mayıs 1929’da adı Ceyhan olarak değiştirildi. 1 Haziran 1933’te ise, Cebelibereket’in (bugün Osmaniye) ilçe yapılması üzerine Adana iline bağlandı.

İlin Adana ve Osmaniye’den sonra üçüncü büyük kenti olan Ceyhan, Ceyhan Irmağı kıyısında kurulmuştur. Adana’yı Gazian- tep’e bağlayan işlek karayolu ile Fevzipaşa demiryolu kentten geçer. Ceyhan kenti il merkezi Adana’ya 48 km uzaklıktadır. İlçedeki başlıca tarihsel yapı kalıntılarından biri Sirkeli köyündeki, Hititlerden kalma Sirkeli Höyüğü’dür. Çukurova’daki en büyük höyüklerden biri olan Sirkeli Höyüğü’nün Ceyhan Irmağına bakan kuzey kayalıklarında Hitit kralı Muvattali’nin bir kabartması vardır. Kurtkulağı köyündeki Kurtkulağı Camisi (1601), aynı köyün 1 km kuzeyindeki Kazankaya Kalesi, kentin 8 km batısındaki Yılanlı Kale ya da Şahmeran Kalesi ve Durhasandede köyündeki Durhasan Dede Türbesi (18. yy başı) ile ilçe merkezindeki Ceyhan Ulucamisi öbür önemli tarihsel yapılardır.
Ceyhan Belediyesi 1923’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 161.523; kent, 85.308.

Ceyhan, Adana ilinin bir ilçesidir. Adana'ya 47 Km uzaklıkta bulunan Ceyhan, Adana Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki ilçeler haricinde ADANA 'nın En Büyük ilçesidir. Nüfusu 2010 yılı sayımına göre Ceyhan'ın merkez nüfusu 105.879, toplam nüfusu ise 158.729'dur. Ceyhan 160.000'e yaklaşan nüfusuyla Türkiye'nin 18.Büyük ilçesidir. Ceyhan'da 3 Günlük Gazete (Yeni Ceyhan, Mavi Haber, Atılım Gazetesi) ve tek sayfalık günlük gazeteler bulunmaktadır. Ayrıca Ceyhan'da yayın yapan CRT TV adında yerel televizyon kanalı, 95.00 FM bandından yayın yapmakta olan CRT FM ve 99.10 FM bandında yayın yapan Mavi Radyo adında iki de yerel radyo istasyonu bulunmaktadır.
Tarih boyunca Kınık, Yarbisi, Yarsuat, Hamudiye ve Urifiye isimleri ile anılan şehrin ismi 3 Mayıs 1920 yılında çıkarılan yasa ile Ceyhan olarak değişmiştir. Ceyhan'ın kurtuluş günü 6 Ocak'tır.

Tarihçe


Şehrin bilinen tarihi 9 bin yıl öncesine dayanmaktadır. Ceyhan Ovası Hitit, Asur, Fenike, Mısır, İran, Roma ve Bizans medeniyetlerine evsahipliği yapmıştır.
Boğazköy ve Kültepe tabletlerinde adı geçen üç krallıktan, Luvi Krallığı'nın (M.Ö. 1900) Ceyhan Nehri'nin doğu kısmında, Arzava Krallığı'nın ise (M.Ö. 1500-1333) nehrin batı kısmında kurulduğu anlaşılmaktadır. Luviler Asurluların, Arzavalılar ise Hititlerin egemenliği altına girmişlerdir. Kizzuwatna Krallığı ise Seyhan ve Ceyhan nehirleri arasında kurulmuş olup Hitit egemenliğine girmiştir.

M.Ö. 1200 yılında Hitit Krallığının ortadan kalkması ile Kue Krallığı kurulmuş (M.Ö. 1190-713), Kral Asistavands Karatepe şehrini kurdurmuştur. Daha sonra bölge Asurlar'ın, Babiller'in, Persler'in, Büyük İskender'in, Selevkoslar'ın, Helenistik Mısır Krallığı'nın, Roma İmparatorluğu'nun, Bizans İmparatorluğu'nun, Emeviler'in, Abbasiler'in, Tolunoğulları'nın, Hamdaniler'in ve tekrar Bizans'ın eline geçti.

1071 Malazgirt Savaşı sonrası, Süleyman Şah (Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu) 1083 yılında Ceyhan Ovası'nı ve Adana'yı tamamen ele geçirdi. 1097 yılında Kilikya Ermeni Krallığına bağlanan Ceyhan 14. yüzyılda Mısır Memlüklülerinin eline geçer ve sonrasında Dulkadir oğlu Beyliği topraklarına katılır. O yıllarda nüfusu 5.000'dir.Ceyhan, 1353-1515 yılları arasında Memlüklere bağlı Ramazanoğulları Beyliği'nın hakimiyeti altında kalmıştır. Bu topraklar için Memlükler ve Osmanlılar 1485-1498 yılları arasında savaştılar. 1515 yılından itibaren Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Adana toprakları Ceyhan Ovası ile birlikte Osmanlı Devletinin idaresine girdi.

1525 yılına ait Osmanlı Tapu tahrir defterinde adı Yarsuvat olarak geçmektedir. Yarsuvat Kırımca'da nehir kenarı anlamına gelmektedir. Bu dönemde bölgeye yerleştirilen Kınık Türkmenleri, Oğuzların Üçok koluna ait Denizhanoğulları soyundan gelmektedir. Nitekim bugün bölgede kalabalık bir nüfusa sahip olan Sırkıntıoğulları, Karsantıoğulları, Kozanoğulları, Cerit, Yüreğir, Barak, gibi Türkmen obaları Oğuzların Kınık boyuna bağlıdırlar.

1833-1840 tarihleri arası Ceyhan Ovası el değiştirerek Mısırlı İbrahim Paşa'ya geçmiştir. İbrahim Paşa özellikle Menemencioğulları Türkmenleri başta olmak üzere diğer Türkmen boylarının yardımıyla Konya'ya kadar ilerleyerek Osmanlı yönetiminden çıkmıştır. Mısırlı İbrahim Paşa kendisine destek vermeyip Osmanlıyı destekleyen aşiretlere ise çok acımasız davranmıştır. Örneğin Sırkıntıoğulları ve Karsantıoğulları'nın tüm mallarını yağmaladığı gibi, bu Türkmenleri kılıçtan geçirme kararını bile almıştı. Ancak Menemencioğlu Ahmet Bey'in itirazı nedeniyle bu kararını uygulayamamıştır. Mısır ordusu bölgede Osmanlı yanlısı Türk boylarını sindirmek için özellikle sürgün taktiğini çok kullanmıştır. Özellikle bölgenin en büyük aşireti olan Sırkıntı Türkmenlerini pasifize etmek için Sırkıntıoğlu Murtaza Bey, İbrahim Paşa'nın emriyle Mısır'a sürgün edilmiştir. Ceyhan 1841 yılında tekrar Osmanlı yönetimine geçmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Türkmen boyları tarafından kurulan Kuvay-ı Milliye birlikleri bölgede destan yazmışlardır. Sırkıntılar grup komutanlığı gibi birçok birlikler Ceyhan'ın kurtuluşuna önemli katkıda bulunmuşlardır.

Kırım Savaşı'ndan sonra Osmanlılar buraya Nogay Türklerini ve 93 Harbi'nden sonra da Rumeli Türklerini iskan etmişlerdir. 1896 yılında II. Abdulhamid tarafından Hamidiye adı verilmiş 1908 yılında ise Urfiye olarak değiştirilmiştir.

19 Temmuz 1926'da ilçe yapılmış ve Cebelibereket vilayetine (Osmaniye) bağlanmış ve son olarak 3 Mayıs 1920 yılında çıkarılan yasa ile adı Ceyhan olarak değişmiştir. 1933 yılında Cebelibereket ili'nin ilçe yapılması üzerine bugünkü statüsüne kavuştu.

Coğrafya ve iklim


Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Ceyhan Adana'ya 43 km uzaklıkta, Akdenize 30 km. uzaklıkta, 36. ve 37. kuzey enlemleri ile 35. ve 36. doğu boylamları arasında olan bir ilçedir. Güneyde Yumurtalık, Kuzeyde Kozan, kuzeybatısında İmamoğlu, kuzey doğusunda Kadirli, batıda Yüreğir, doğuda Osmaniye, Hatay iline bağlı Erzin ilçesi ile komşudur.

İlçenin önemli bölümü tarımsal arazi ile kaplı olup yüzölçümü 1.424 km2'dir ve 71 köyü vardır.
En önemli akarsu Ceyhan Nehri ilçenin kenarından geçmektedir ve uzunluğu 509 km'dir. Ayrıca Mercin Suyu, Karaçay, Handeresi, Çeperce Deresi ilçenin akarsularıdır.

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen ilçenin iklimi tipik Akdeniz iklimidir. Yağış miktarı Ceyhan Ovası'nda 600-750 mm. iken, dağlık alanlarda 750-1000 mm. arasında olup, yağışların %50'si kışın, %27'si ilkbaharda, %18'i sonbaharda, %5'i yaz aylarında düşer.

Ceyhan'ın bitki örtüsünü makiler oluşturmaktadır. Ceyhan büyük bir ova olduğu için orman alanlar tahrip edilerek tarım alanlarına dönüştürülmüştür. Buna rağmen yer yer çam ormanlarına rastlanır.
Ceyhan'da son yıllarda oluşturulan okaliptus (sıtma ağacı-selvi ) ormanları ise geniş alanlar kaplamaktadır. Yine tarımı geliştirmek için ekilen zeytin, turunçgil, kavak ekili alanlar da geniş yer kaplamaktadır.

Ceyhan tabi orman bakımından fakirdir. Lakin kerestecilik maksadıyla okaliptüs ve kavak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ceyhan'da kerestecilik ve mobilyacılık gelişme göstermiştir.
Ceyhan'da üretilen orman ürünleri genellikle kereste ve odun olarak tüketilmektedir.

Ulaşım


Ceyhan , güneyden ve kuzeyden iki önemli yolla çevrilidir.
Avrupa'yı Asya'ya bağlayan E-5 karayolu Ceyhan'dan geçmektedir. Yine Pozantı-Mersin–Gaziantep TEM otoyolu da Ceyhan'ın güneyinden geçmektedir.
Ceyhan, Adana Havaalanına da 45 km. uzaklıktadır. Deniz ulaşımı için de Yumurtalık ve İskenderun limanlarına yakındır. Kısacası deniz, hava ve karadan uluaşımı kolay bir ilçemizdir.

Ekonomik Yapı


Ana geçim kaynağı olarak tarım gösterilebilir. İlçe, tipik bir Çukurova ilçesi olarak, geçmişte akıllara yer eden pamuk üretimiyle anılsa da, şimdilerde değişen ekonomik kaygılar sebebiyle, dönemden döneme değişmekle beraber buğday, mısır, karpuz üretimine de sıklıkla rastlanır. Köylerde ufak çapta büyük baş hayvancılık da yapılır. Tarımın ekonomide yoğun olarak yer alması, Ceyhan'ın ticaret ve sanayi olanaklarını da etkilemiştir. Ceyhan çevresinde onlarca çırçır fabrikası ve mısır kurutma tesisleri yer alır. Ayrıca Ceyhan'ın yakın çevresindeki Sugözü Termik Santrali, BOTAŞ ve Toros Gübre Sanayi, Ceyhan'ın ekomisinde etkili rol oynar.

Sanayi ve Ticaret


Ceyhan sanayi kuruluşu bakımından gelişmiş ilçelerdendir. İlçede özellikle tarıma dayalı sanayi kuruluşları gelişme göstermiştir.
  • CEYTAŞ (Ceytaş Madencilik Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş.) faaliyet gösterdiği tekstil sektörü, ülkemizde sanayileşmenin önderliğini yapan en yaygın ve en fazla istihdam sağlayan sektörlerden birisidir. Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizden fazla etkilenmeyen şirket Aralık 2008 de Tekstil faaliyetini sonlandırmış ve Madencilik alanında devam etmektedir.
  • ÖZMAYA, ülkemizdeki en büyük ,ekmek mayası fabrikalarından biri olup, Fransız şirketidir. Şirkete bağlı olarak Amasya ve Ceyhan'da iki ayrı fabrika bulunmaktadır.ÖZMAYA Fabrikası ilçeye önemli miktarda katma değer sağlamakta ve önemli bir istihdam alanıdır.
  • Toros Gübre Fabrikası, 1981 yılında faaliyete geçen Ceyhan tesisleri 330.000 ton/yıl gübre üretim kapasiteli olup, ayrıca 660.000 ton/yıl torbalama kapasiteli tesislerine ve yılda 1.000.000 tona varan sıvı ve katı yük yükleme, boşaltma ve depolama tesislerine sahiptir. Tesislerde yurt içi ihtiyaç için her türden kompoze gübre üretimi yanında, muhtelif gübre ve gübre hammaddeleri ile petrol ürünlerinin transit sevkıyatı yapılarak önemli ölçüde döviz geliri elde edilmektedir.
  • BOTAŞ, 27 Ağustos 1973 tarihinde Irak ve Türkiye Cumhuriyetleri arasında imzalanan Ham Petrol Boru Hattı, Kerkük'ten başlayarak Akdeniz'de Ceyhan Terminali'nde son bulmaktadır. Dünyanın en uzun ve en modern boru hatlarından biri olarak inşaa edilmiş bulunan Irak-Türkiye Boru Hattı, Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'a uygulanan ekonomik yaptırım münasebetiyle işlevinde azalma olmuştur. BOTAŞ, tam kapasite ile çalıştığı dönemlerde ülkemizin döviz merkezlerinden biri iken günümüzde ambargo münasebetiyle gelirde azalma görülmüş bu olumsuzluk ülkemizi ve yöreyi etkilemiştir.

Eğitim & Öğretim


Ceyhan okur yazar oranı yüksek bir yerleşim birimi olup, ilçemizde 2 tane meslek yüksek okulu 1 fakülte,Fen lisesi(Adana-Ceyhan Ecz.Bahattin-Sevinç Erdinç Fen Lisesi),öğretmen lisesi ve birçok lise ve meslek lisesi, onlarca da ilk öğretim okulu mevcuttur.
  • Ceyhan Meslek Yüksekokulu 1976'da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş, 1982 yılında Çukurova Üniversitesine bağlanmıştır. Yaklaşık 300 dekarlık yerleşim alanına sahiptir. Tarım Alet ve Makinaları, İnşaat, Elektrik, Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama, Pazarlama, Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Muhasebe, Özel güvenlik olmak üzere birçok bölümde ön lisans eğitimi vermektedir.
  • Sağlık Meslek Yüksekokulu 2004 yılında Ç. Ünv. tarafından açılmıştır. Yüksek okulumuzda ambulans ve acil bakım teknikerliği ile diş protez teknikerliğine ilave olarak 2009-2010 eğitim-öğretim yılında Yaşlı Bakımı Programı da açılarak üç program ile eğitime devam edilmektedir. 2010 yılında bölgedeki enerji yatırımları göz önünde bulundurularak Ceyhan Mühendislik Fakültesi kurulmuştur.
Kardeş Şehirler
Sumgayıt, Azerbaycan

Yönetim
19 Temmuz 1926'da ilçe yapılmış ve Cebelbereket vilayetine (Osmaniye) bağlanmış ve son olarak 3 Mayıs 1920 yılında çıkarılan kanunla adı Ceyhan olarak değitirilen ilçe Adana'ya bağlıdır.
Belediye Başkanları
  • Hüseyin Sözlü 1999-2014
  • Emin Civelek 1994-1999
  • Mehmet Şerif Yiğit 1989-1994
  • Mahir Alp Boydak 1984-1989
  • Rifat Atik 1981-1983
  • Şahin Özbilen 1963-1980
  • Ökkeş Sabitoğlu 1955-1960
  • Yusuf Mülayim 1954-1955
  • Mustafa Akçalı 1952-1954
  • Lütfi Başeğmez 1951
  • Mustafa Haydar 1947-1950
  • Sait Akman 1945-1946
  • Hakkı Mete 1943-1944
  • Arif Hikmet Özbilen 1941-1942
  • Selahattin Sepici 1939-1940
  • Hacı Ahmet Topsakal 1935-1938
  • Rıfat Çetinsoy 1928-1932
  • İbrahim Mete 1930-1931
  • Selim Aytemur 1927
  • Hacı Müşteba Yücekök 1926-1927
  • Hasan Sağındık 1924-1925
  • Mehmet Payaslı 1923-1924
Nüfus
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 178.543'dir. Bunun 108.602'si ilçe merkezinde, 69.941'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 98 belde, 570 köy ve (45) mahalleden oluşmaktadır.

Basın


Her şey gibi gazetecilikte Ceyhan'da mevcudiyetini kabul ettiren bir kuvvet olmuştur. Gazeteler şehirlerin fikir,düşünce ve tenkid gücüdür .İlçemizde günümüzde dört tane günlük ve bir tane de haftalık gazete yayın hayatını sürdürmektedir.
  • İLERİ Gazetesi; 1948 yılında merhum Mehmet Selçuk tarafından kurulmuş olan gazete Ceyhan'daki en eski gazetedir. Bu gazetemiz tek sayfa olmasına rağmen tam 52 yıldır kesintisiz olarak yayın hayatını sürdürmektedir.
  • ATILIM Gazetesi; 4 Mart 1993 tarihinde kurulan bu gazetenin sahibi Cengiz Özer olup,tek sayfa günlük ve bir tane de haftalık gazete yayın hayatını sürdürmektedir.
  • HÜR FİKİR Gazetesi; 20 Temmuz 1993 tarihinde kurulan gazete de tek sayfa günlük olarak yayınlanmaktadır. Kurucusu ve sahibi Abdullah Şentürk'tür.
  • İLKE Gazetesi; 1994 yılında Faruk Menteş tarafından kurulmuş olup, g
  • ünümüzde ise sahipliğini Yusuf Öztorun yapmaktadır. Gazete Ceyhan'da günlük olarak çıkan dört sahifeli gazetedir.
  • ÇAĞDAŞ CEYHAN Gazetesi; 1994 yılında kurulmuş olup haftalık olarak çıkmaktadır. Sahibi Şenel Çelikten olan gazete sekiz sayfa ve ofset baskı olarak yayın hayatını sürdürmektedir.

Spor


Ceyhan denince akla gelen ilk spor basketboldur. Ceyhan Belediyespor Kulübü 7 sezondur aralıksız olarak 1. ligde oynamaktadır, 2000 yılında halen belediye başkanı olan Hüseyin SÖZLÜ tarafından kurulmuştur. Ceyhan ekibi 2 kez Fiba Eurocup'ta oynadı ve her iki senede de 2. tur oynadı.2008 de yapılan Türkiye Basketbol Federasyonu Genel Kurulu Divan Başkanlığını Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin SÖZLÜ yürütmüştür.
  • Ceyhanspor futbol takımı; 1966 yılında kurulmuş, aynı yılın 10 Eylül günü de tescil edilerek yeşil-beyaz renklerini forma rengi olarak seçmiştir. Kulübün kurucuları arasında, Hakkı Yeşil, Sait Yalçın, Ahmet Temiz, Cemal Baysal, Nail Atabey, Erdal Turan Sancar ve Mustafa Işık bulunmaktadır. Ceyhanspor günümüzde Adana Süper Amatör liğinde başarılı bir mücadele vermektedir.
  • Ceyhan Gücü Spor ; 1970 yılında kurulmuştur. Bu kulübümüzün de forma renkleri yeşil-beyazdır. Ceyhan Gücü Spor'un kurucuları arasında İbrahim Kök, Osman Yantır, Sabri Sevim, Fevzi Yıldırım, Faik Türközü, Turgut Yılmaz, Ayhan Yorgancı, Ali Yurtsever, Sağlam Eker bulunmaktadır. Ceyhan Gücü Spor futbol takımı amatör kümede mücadele vermektedir.
  • Doğan Spor; 1975 yılında kurulmuş olup forma renkleri olarak sarı-lacivert renkleri seçmiştir. Doğan Spor; Ceyhanlı işadamı Mehmet Kurt tarafından KURTSAN Spor ismiyle kurulmuş olup daha sonra bugünkü ismin almıştır. Adana amatör kümede mücadele vermektedir.
Ceyhan Belediye Başkanlığı ilçemizdeki spor kulüplerine destek sağlamak amacıyla işletmesi ve mülkiyeti belediyeye ait olan halı sahayı bu kulüplerimize vermiş, yine belediyeye ait olan kum ocağının işletme hakkını da Ceyhanspor'a vermiştir.
1984 yılında kurulan Türkiye BOTAŞ Spor Kulübü, kadın ve erkek basketbol ve yüzme ile birlikte çeşitli kategorilerde de faaliyetini sürdürmektedir.
1989-1990 basketbol sezonunda deplasmanlı bayanlar ligine terfi eden Türkiye BOTAŞ Spor Klübü Bayan Basketbol takımı, günümüzde ilçemizi ülke çapında başarı ile temsil etmektedir.

Kültür


Şahmeran Efsanesi: Günümüzden binlerce yıl önce,Yılan Kale'de, yedi kat yerin dibindeki mağaralarda yaşayan yılanlar varmış. Meran adı verilen bu yılanlar, çok akıllı ve iyi yüreklilermiş. Arkadaşlığa, dostluğa, sevgiye büyük önem vererek, barış içinde mutlu bir hayat sürerlermiş. Meranların başında Şahmeran denilen eceleri varmış. Genç ve güzel bir kadın olan Şahmeran hiç yaşlanmaz, öldüğü zamanda ruhu kızının vücuduna geçermiş. Geçmişten günümüze kadar gelen bu efsaneye göre Şahmeran'la karşılaşan kişi Camsab'dır. Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab, evinin geçimini arkadaşları ile odun satarak sağlamaktadır. Bir gün arkadaşları ile birlikte bir kuyu dolusu bal bulan Camsab, arkadaşlarının açgözlülüğü yüzünden kuyunun içindeki bal bitince kuyuda bırakılır. Terk edilen genç cebindeki çakıyı kullanarak burada gördüğü bir deliği genişletir ve daha büyük bir yere geçer. Uyandığında etrafının yılan ve ejderhalarla dolu olduğunu görür. O sırada yarı insan yarı yılan olan Şahmeran yanına gelir ve konuşurlar. Camsab kendisine yapılan ihaneti anlatır. Camsab'ın anlattıklarını dinleyen Şahmeran onu kuyudan çıkaracağını söyler. Fakat geçen ömrü boyunca asla yerini söylemeyeceğine dair söz alan Şahmeran ona yeterli miktarda dünyalık vererek genci kuyudan çıkarır. Köyüne dönen Camsab, ülkesinin hasta hükümdarının iyileşebilmesi için Şahmeran'ın etinin önerildiğini duyar ve ses çıkarmaz. Bir gün arkadaşları ile sohbet ederken Şahmeran'ı gördüğünü ağzından kaçırır. Arkadaşları tarafından bu olay padişaha ulaştırılır. Padişah Camsab'ı huzuruna çağırarak Şahmeran'ın yerini göstermesini ister. Fakat Camsab bir türlü Şahmeran'ın yerini söylemez. Kendisine altınlar ve vezirlik ünvanı verileceğini duyan Camsab Şahmeran'ın yerini vezire gösterir. Vezir bazı sihirli kelimeleri söyleyerek Şahmeran'ı altın bir tepsi içinde kuyunun dışına çıkarır. Vezir'in adamları Şahmeran'ı öldürür ve onun etini hükümdara yedirirler, hükümdar sağlığına kavuşur. Efsane, Şahmeran'ın insanoğluna olan sadakati ve iyi niyetine karşılık gördüğü ihaneti anlatır. Bir rivayete görede yılanlar hala ŞAHMERAN'ı yaşıyor biliyorlarmış.

Tarihi ve ören yerleri
  • Kurtkulağı Kervansarayı
  • Haydar Ağa Cami (Kurtkulağı)
  • Yılankale
  • Ulu Cami
  • Sirkeli Höyüğü
  • Muradiye Cami
  • Durhasan Türbesi
  • Dumlu Kalesi
Resmi Site: CEYHAN KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 04:06
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #4
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Çukurova - Adana

Ad:  çukurova.jpg
Gösterim: 2452
Boyut:  61.0 KB
  • İlçe nüfusu: 331.307
  • Şehir nüfusu: 326.938
  • Köy ve belde nüfusu: 4.369
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Dr. Mehmet Ali Özkan
  • Belediye başkanı: Soner Çetin (CHP)
Çukurova, Adana ilinin bir ilçesidir. Çukurova Adana'nın merkez İlçesinden Birisidir. Seyhan'dan Ayrılarak İlçe Olmuştur. Yüzölçümü 240 km²'dir. Adını Türkiye'de Verimli Topraklarıyla Ünlü Olan Çukurova'dan Almıştır.
İlçenin 13 Belediye 11 Köyü Vardır. 9 belediye Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Parçasıdır, Geri Kalan Dördü Büyükşehir Belediye dışındadır. Büyükşehir Dışındakiler; Salbaş, Esentepe, Kocatepe ve Gökkuyu.

Tarihçe
2008'de merkez ilçe olan Seyhan'dan Ayrılarak İlçe Statüsüne Kavuştmuştur. Adana'nın 5 Merkez İlçesinden (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam, Karaisalı) Biridir.

Coğrafya
Çukurova'nın doğusunda Sarıçam, batısında Tarsus, Kuzeyinde Karaisalı , güneyinde ise Seyhan yer almaktadır.

İklim
Çukurova, Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Yazları sıcak ve yağışsız, kışları ise ılık ve yağışlıdır. En sıcak ay ortalaması 28.1 C , en soğuk ay ortalaması 9,3 C'dir. Bugüne kadar saptanan en yüksek sıcaklık 1958 yılı 24 Ağustosunda 45.6 C , en düşük sıcaklık 1964 yılı 20 Ocak tarihinde -8.4 C'dir. Yıllık yağış tutarı 647 mm dir. Bu miktarın yaklaşık yarısı kışın alınırken, % 4'ü yazın, geri kalanı İlkbahar ve Sonbaharda alınır. Yaz mevsimindeki nem oranı oldukça fazladır. Doğal bitki örtüsü 1.500 metre yükseltiye kadar bodur makilerdir. Denize yakın bölgelerde kumcul ve tuzcul bitkilere de rastlanır.

Çukurova


Akdeniz Bölgesi'nin doğu kesiminde, Türkiye'nin en geniş delta ovası.
Adı ve sınırları coğrafyacılar ve başka uzmanlar arasında tartışma konusudur. Bazılarına göre kuzeyde Orta Toroslar’dan başlayarak doğuda Amanos Dağlarının eteklerine, güneyde Akdeniz kıyısına kadar uzanan büyük ovaya Adana Ovası; bu ovanın Seyhan ve Yakapınar'ın (eskiden Misis) yakınlarından başlayarak Ceyhan’ın aşağı çığırında yayılıp Akdeniz'e kadar uzanan kesimine Çukurova; Misis tepeleriyle ayrılarak Ceyhan kenti yakınlarından başlayıp doğuda Osmaniye, kuzeyde Kadirli ve Kozan kentlerine kadar uzanan kesimine de Yukarı Ova adı verilir. Bazılarıysa Çukurova'yla Yukarı Ova'nın ikisine birden Çukurova adını verirler. Yörede oturanlar Çukurova adını bu biçimde, geniş anlamda kullanırlar. Bazı coğrafyacılar da Orta Toroslar’ın eteklerinden Akdeniz’e kadar uzanan geniş ovanın bütününü Adana Ovaları adıyla anmak, bunun için de daha çok sayıda ova birimleri ayırmak (Tarsus Ovası, Yüreğir Ovası, Ceyhan Ovası ya da Yukarı Ova, Haruniye Övası, Osmaniye Ovası, Yumurtalık Ovası, Misis Ovası gibi) eğilimindedir.

Çukurova kuzeybatıda Bolkar Dağları (3.524 m), kuzeyde Aladağlar (3.756 m), doğuda Amanos Dağlarıyla (2.240 m) çevrilidir. Dar anlamda Çukurova’nın 3.000 knr'ye yaklaşan yüzölçümüne karşılık, geniş anlamda Çukurova’nın yüzölçümü 5.000 knr’yi aşar.
Çukurova, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarıyla Tarsus (Berdan) Çayının taşıdığı alüvyonların yığılması sonucunda uzun bir dönemde oluşmuştur. Karışık yapılı bir delta görünümündedir. Holosen Bölümde (y. 10 bin yıl öncesinden günümüze) alüvyon yığılmasıyla ortaya çıkan yeni kesim Çukurova’ya en son eklenmiştir. Bunun gerisinde Pleyistosen Bölüme (y. 2,5 milyon-10 bin yıl önce) ait daha eski delta vardır. Bu eski deltanın yüzeyleri bugün üç ayrı taraça halinde yüksekte kalmıştır. Buralarda alüvyon kalınlığı 100 m’yi geçer. Deltanın yeni ve eski kesimlerinin sınırını kabaca eski yerleşmelerin izleri olan bir höyükler çizgisi belirler.

Delta denizden birkaç sıra halindeki kumul setleriyle ayrılır. Kumul setleri kuşağıyla deniz arasında lagünler vardır. Bunlar Ceyhan Deltasında Akyayan ve Kokarot gölleri, Karataş’ın batısında Akyatan Gölü, daha batıda Seyhan ağzının doğusunda Tuz Gölü ve batısında Dipsizgöl’dür. Bu sığ ve tuzlu göllerin çevreleri bataklıktır.

Bugünkü delta alanında alüvyon yığılması her noktada aynı kalmamış, deltanın en fazla büyüdüğü kesim zamanla yer değiştirmiştir. Karataş’ın batısında az olan birikme, Karataş’ın doğusunda kalan Ceyhan Deltasında en yüksek düzeyine ulaşır. Deltanın oluşumunda büyük rol oynayan Seyhan ve Ceyhan ırmakları, ovada sık sık yatak değiştirmiş, bazen birleşmiş, bazen ayrılmışlardır. Çukurova’nın Seyhan ve Ceyhan’ın aşağı çığırları arasında kalan kesimine Yüreğir Ovası adı verilir. Ceyhan y. 2500 yıl öncesine değin, Seyhan gibi Karataş’ın batısında denize ulaşırken, sonradan Bebeli Boğazını yararak doğuya dönmüş ve İskenderun Körfezine dökülmeye başlamıştır. Daha yakın yıllarda (1935) da bir taşma sonucunda güneye yönelmiştir, o tarihten beri Hurma Boğazından denize dökülmektedir. Seyhan Irmağı ise Tarsus Çayının ağzının hemen güneydoğusundaki Deli Burnundan Akdeniz’e dökülür.

Çukurova’da yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Akdeniz iklimi egemendir. Bu iklim Çukurova’yı Türkiye’nin potansiyeli yüksek ve en yoğun tarım alanı yapar. Sanayide hammadde olarak kullanılan pamuk ve susam uzun yıllardan beri ekimi yapılan geleneksel kültür bitkileridir. 1960’larda üretimi önem kazanan yerfıstığı- nın yanında, besin sanayisinde kullamlan çeşitli sebze ve turunçgiller başta olmak üzere meyve, pirinç, baklagiller ve tahıl üretimi de günden güne gelişmektedir. Nüfusun yoğun oluşu, üretimin çeşitliliği, ulaşımın gelişmesi ve yöre ürünlerinin Mersin limanı aracılığıyla dış dünyada tanınması Çukurova’da sanayiyi de geliştirmiştir. Hammaddesi tarıma dayalı geleneksel tüke

tim mallarıyla bu tüketim mallarının işlendiği alet ve makineler üretimi önemli sanayi dallarıdır. Öteden beri ovanın simgesi olan iplik ve dokuma sanayisinde büyük adlımlar gerçekleştirilmiştir. Çimento ve kimya sanayileri de gelişme içindedir. Gelişmenin bir sonucu olarak fabrika alanlarının, verimli tarım alanlarının bir bölümünü kapladığı göze çarpar.
Yörede tarımın gelişmesi ve çeşitlilik göstermesinde, sulama ve akaçlama şebekelerinin kurulmuş olması önemli yer tutar. Bent ve barajlardan hem taşkın .önleme, hem sulama, hem de enerji üretimi amacıyla yararlanılmaktadır. Bunlardan en önemlileri Seyhan Irmağı üzerindeki Seyhan Barajı ile Tarsus Çayı üzerindeki Berdan Barajı’ dır. Bu hidroelektrik santrallardan başka bir de yakıt olarak petrol kullanılan Mersin Termik Santralı vardır. Ataş Rafinerisi bu santralın yanındadır.
Çukurova’daki pamuk üreticilerinin önemli bir bölümü kısa adı Çukobirlik olan Çukurova Pamuk Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinde örgütlenmişlerdir. 19. yüzyılın sonlarında Ceyhan yakınlarında Anavarza’ da kurulmuş olan hara, 1984’te Çukurova Tarım İşletmesi adını almıştır.

Çukurova’da önemli ulaşım ve taşıma yolları vardır. Akdeniz Bölgesi'nin doğusunu, komşu olduğu İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine bağlayan karayollarıy- la demiryolu buradan geçer. Şakirpaşa Havaalanı ovanın ortasında yer alır. Mersin limanı aynı zamanda Türkiye’nin en önemli ihraç merkezlerindendir. Bundan başka Karataş ve Yumurtalık iskeleleri de vardır. Mersin’ de bir serbest bölge kurulmuştur.
Çukurova’nın en önemli yerleşim yerleri Adana, Mersin, Tarsus, Ceyhan ve Osmaniye kentleridir.

Çukurova Holding


Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri. Çukurova Holding’in temelini oluşturan Çukurova Sanayi İşletmeleri TAŞ, 1925’te Karamehmet ve Eliye- şil aileleri tarafından kuruldu. Şirket bir süre sonra Tarsus’ta Mavromati ve Mersin’ de Şaşatiler iplik ve dokuma fabrikalarını devraldı. II. Dünya Savaşı sırasında, dokuma sanayisi ürünlerine artan talepten yararlanarak sermayesini güçlendirdi. 1950’lerde tarım araçları ve iş makineleri ithalatına yöneldi. Caterpillar Tractor Company temsilciliği ve kısmen imalatçılıkla iç piyasanın yaklaşık yüzde 90’ını ele geçirdi. Bu girişim ve 1954’te Pamukbank’ın kurulması şirketin holdingleşmesi sürecinde önemli dönüm noktaları oldu. 1960’larda ithalata yönelik yeni şirketlerle daha da büyüyen ve ithal edilen iş makinelerinin bazı parçalarını üretmeye yönelik yeni tesisler açan Karamehmet ve Eliyeşil grubu, 22 Temmuz 1972’de 120 milyon TL sermaye ile Çukurova Holding’i kurdu.

Holding, önceleri Çukurova ve İstanbul ile sınırlı kalan yatırımlarını 1970’lerde Türkiye'nin bütün sanayi bölgelerine yaydı. Yapı ve Kredi Bankası hisselerinin büyük bir bölümünü satın alarak bankacılık alanındaki etkinliğini genişletti. Bu yolla Yapı ve Kredi Bankası’nın iştiraki olan birçok büyük kuruluşu da denetim altına aldı. Ayrıca Selanik Bankası’m (1888) satın alarak Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası AŞ (bugün Interbank AŞ) adı altında etkin bir banka durumuna getirdi. Bugün Çukurova Holding’in bünyesinde bankacılığın dışında kimya, makine, taşıma, gıda, tekstil alanlarında etkinlik gösteren bir çok kuruluş vardır. Çukurova Holding grubundaki şirketlerin 1990’daki toplam geliri 11,2 trilyon TL, vergi sonrası net kârı ise 654,8 milyar TL olmuştur.

Çukurova Üniversitesi


30 Kasım 1973’te, 1786 sayılı yasayla Adana’da kurulan üniversite. Temelini o zaman Ankara Üniversitesine bağlı Adana Ziraat Fakültesi ile Atatürk Üniversitesi’ne bağlı Adana Tıp Fakültesi oluşturmuştur. 28 Mart 1983’te çıkarılan 2809 sayılı yasayla yükseköğretim kurumlan yeniden düzenlenirken, Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi de üniversiteye katıldı. Aynı yasayla yeni birimlerin de kurulduğu Çukurova Üniversitesinde Eğitim, Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik-Mimarlık, Tıp ve Ziraat fakülteleri, Antakya, Ceyhan, İskenderun, Mersin ve Osmaniye meslek yüksekokulları; Adana ve Flatay eğitim yüksekokulları; Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu; Sağlık Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri enstitüleri bulunmaktadır.

Resmi Site: ÇUKUROVA KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 04:27
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #5
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Feke - Adana

Ad:  feke.jpg
Gösterim: 2764
Boyut:  58.4 KB
  • İlçe nüfusu: 18.724
  • Şehir nüfusu: 4.687
  • Köy ve belde nüfusu: 14.037
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 1227,13 km²
  • Nüfus yoğunluğu: 15,88 kişi/km²
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Alan kodu: 0
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: İhsan Emre Aydın
  • Belediye başkanı: Ahmet Sel (MHP)
Feke, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 1.335 km2 olan Feke ilçesi kuzey ve doğuda Saimbeyli, güneydoğu ve güneyde Kozan, güneybatıda Aladağ ilçeleri, batı ve kuzeybatıda da Kayseri iliyle çevrilidir.
Adana ilinin kuzey kesiminde, Orta Toroslar’nı sık ve yüksek sıralarının kapladığı engebeli alanda yer alır. Büyük bölümü Tahtalı Dağlar tarafından engebelendirilen ilçenin kuzey kesiminde Feke Dağı (1.838 m) bulunur. Bu dağlar yoğun orman örtüsünün yanı sıra su kaynakları bakımından da zengindir. Dar ve dik vadiler içinde akan akarsular, ilçe alanında geniş düzlükler oluşturmaz, ilçenin en önemli akarsuyu, Seyhan Irmağının bir kolu olan Göksu Irmağıdır. Tarıma elverişli alanlar Göksu İrmağı boyunca uzanır.


Yerel tüketime dönük olan bitkisel üretimde verim düşük, ürün çeşitleri de azdır. Başlıca ürünler buğday ve üzümdür. Az miktarda arpa, fasulye ve mısır da yetiştirilir. Hayvancılık ve ormancılık başhca geçim kaynaklarıdır. Tahtalı Dağlardaki yaylalarda çok sayıda küçükbaş hayvan beslenir. Hayvancılığa bağlı olarak süt ürünleri, yapağı ve kıl üretimi ile dokumacılık da gelişmiştir. Gelir kaynaklarının azlığı nedeniyle nüfusun büyük bölümü hasat zamanında Çukurova’ya inerek pamuk toplama işinde çalışır.
Bizans döneminde yerleşime açılan ve 16. yüzyıl başlarında Osmanlı topraklarına katılan Feke, 19. yüzyıl sonlarında Kozan sancağına bağlı bir kazaydı. Kurtuluş Savaşı öncesinde Fransız işgaline uğradı; 1921’e değin işgal altında kaldı. Göksu Irmağının batısında, Saimbeyli-Kozan karayolu üzerinde yer alan Feke kasabasının il merkezi Adana’ya uzaklığı 122 km’dir. Feke kasabasının kuzeydoğusundaki bir tepede bulunan ve 12. yüzyıldan kaldığı sanılan Feke Kalesi, geçmişte bir ikmal ve gözetleme üssüydü. 19. yüzyılda Lamprin adıyla anılan, sekiz burcu ve bir gözetleme kulesi bulunan dörtgen biçimli kalenin içinde çok sayıda yapı kalıntısı vardır.
Feke Belediyesi 1895’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 21.751; kasaba, 4.669.


Adana'ya 122 km uzaklıkta olup deniz seviyesinden 620 m yüksekliktedir.
Kurtuluş günü 22 Marttır. Ekonomik olarak Kozan'a bağlıdır.

Tarihi
Feke ilk çağlardan günümüze kadar bir çok kavim ve Devletlere yerleşim alanı olmuştur. Feke'nin MÖ 16. yüzyılda Hititlerin hakim olduğu bir federasyon bölgesinde kurulduğu rivayet edilmektedir. Son yıllarda Kayseri Kültepe ve Osmaniye Karatepe tablet ve yazıtlarından anlaşıldığına göre yönetim yeri Mezopotamya da ki Asur kenti olan, Asur Devleti vatandaşlarından oluşan tüccarlar MÖ 19. ve 18. yüzyılda Kültepe ve çevresi ile Anadolu’nun değişik yerlerinde ticaret kolonileri kurarak iyi örgütlenmiş bir Pazar ağı geliştirmişlerdir. MÖ 19. yüzyılda Asur ticaret kolonilerinin oluşturduğu Pazar ağında: İç Anadolu'nun yüksek Platoları ile Klikya Ovası arasındaki bağlantıyı sağlayan bir geçit olması ve bu güzergahtan geçen ticaret kervanlarının güvenliğini ve denetimini sağlamak amacıyla hakim noktalara karakollar kurulmuştur. Feke MÖ 6. yüzyılda Perslere, MÖ 333 yılında ise Persleri yenen Büyük İskenderin eline geçmiştir. İskenderden sonra MÖ 1. yüzyıl sonlarına doğru Roma İmparatorluğuna, daha sonraları Bizanslıların eline geçmiştir. 1375 yılında Mısır Memluklarının işgali ile Ermeni hakimiyetine son verildi. Vahka (Feke) Yavuz Sultan Selim’in 1517 yılında Mısır seferi sırasında Osmanlı Devleti tarafından feth edilmiştir. Sonraki yıllarda Yüreğir Türkmen Beylerinden Ramazanoğlu ailesinin idaresine girmiştir. Daha sonraki yıllarda Avşarlar, Varsaklar ile Kınık boyuna bağlı sırkıntı, bozdoğan, berber gibi Türkmen boyları bu bölgeyi yaylak olarak kullanmışlardır.

Dadaloğlum der ki, aslım nereli,
Bizde ölen şehit, gazi yaralı,
Haydin aslanlarım, haydin ileri,
Seyret kavgayı da gör Kozanoğlu.

15. yüzyılın sonlarında Osmanlıların Kilikyayı ele geçirmeleri üzerine Kozanoğulları, Sırkıntıoğulları, Menemencioğulları, Küçükalioğulları gibi birtakım derebeyleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan Kozanoğulları Kozan'da idi ve askerleri Feke havalisinde bulunuyordu.
I. Dünya Savaşı sırasında Fransızların Maraş-Antep ve Adana’yı işgalini fırsat bilen Haçin ve Feke Ermenileri buralarda bulunan Türklere, Fransızların tahrikiyle akla hayale gelmedik işkenceler yapmaya başlamışlardır. Kozan’ın Fransızlar tarafından işgal tarihi olan 1919 yılı Feke’nin de işgali demektir.

Gerçi Feke’ye işgal maksadıyla doğrudan bir Fransız askeri kuvveti gelmemiş olmakla beraber,Fransız askerinden güç alan Ermeniler Türklere işkenceye ve işgal hareketine başlamıştır. Ermenilerin bu hareketlerini önlemek için Kaymakam Şeref Bey şehrin ileri gelenlerini ve halkı silahlandırarak bunlarla mücadeleyi başlatmıştır. Ermeni vahşeti kısa zamanda milli bir ayaklanmaya neden olmuştur. Feke'nin bu vahşetten kurtuluşu 1920 yılının Mart ayına rastlar. Arap Ali kumandasındaki kuvvetlerin Feke'ye girmesiyle Feke’nin kurtuluşu gerçekleşmiştir. Fekeliler her yıl 22 Mart tarihini kurtuluş günü kutlamaktadır. fekenin gerçek kurtuluş tarihi 12 şubattır.en ünlü kişisi murat tıraştır, Feke şimdiki yerine, Feke Kalesinin bulunduğu Eski Feke’den 1943 yılında nakledilmiştir. Feke yurdumuzun güneyinde İç Toroslara doğru uzantısı olan bir bölgede kurulmuş, Adana iline bağlı bir ilçedir. İlçede 28 Mart 1980 tarihinde büyük bir sel afeti yaşanmıştır. 1926'ya Kadar Kozan'a Bağlı Olan Feke Kozan İlinin 1926'da İlçeye Dönüştürülmesiyle Adana'ya Bağlanmıştır.

Nüfus
1893 yılında Osmanlı Devleti tarafından yapılan nüfus sayımına göre Feke'nin nüfusu 12.919 kişidir. Bunun %75'i Türklerden, %14'ü Ermenilerden, %9'u Kürtlerden ve %1'i protestanlardan oluşmaktaydı.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 20890'dir. Bunun 4632'si ilçe merkezinde, 16258'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 0 belde, 40 köy 5 mahalleden oluşmaktadır.

Resmi Site: FEKE KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 04:50
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #6
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

İmamoğlu - Adana

Ad:  imamoğlu.jpg
Gösterim: 2585
Boyut:  52.7 KB
  • İlçe nüfusu: 30.105
  • Şehir nüfusu: 20.402
  • Köy ve belde nüfusu: 9.703
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 424,00 km²
  • Nüfus yoğunluğu: 111,61 kişi/km²
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Posta kodu: 01700
  • Alan kodu: 322
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Kürşad Özdemir
  • Belediye başkanı: Gazi Adamhasan (MHP)
İmamoğlu, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Eskiden Kozan’a bağlı bir bucak olan İmamoğlu, 19 Haziran 1987 tarihli ve 3392 sayılı yasayla ilçe yapılmıştır.
Imamoğlu Belediyesi 1964’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 33.565; kent, 21.484.

İmamoğlu, Adana iline bağlı, kuzeyinde Kozan, güneyinde Yüreğir ve Ceyhan, doğusunda Ceyhan ve Kozan, batısında ise Aladağ ve Karaisalı ilçeleri olan bir ova ilçesidir. Ekonomik olarak Kozan'a bağlıdır.

Tarihi
İmamoğlu İlçesinin tarihi Adana İli ile Kozan İlçesinin tarihi içerisinde ele alınmalıdır. İlçe merkezinin oluşumu sonraki tarihlere rastlasa da ilçeye bağlı köylerde yerleşimin tarihi daha öncelere kadar dayanmaktadır. Bu nedenle ilçenin tarihini bağlı köylerin,Adananın ve Kozanın tarihinden ayrı tutmak doğru olmaz.

İmamoğlu İlçe merkezi; Adana İl merkezine 45 km, Kozan İlçe merkezine 27 km mesafede olup; Adana’dan Kozan, Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli’ye giden yol güzergahı üzerinde bulunur. İlçenin bu coğrafik konumu aynı zamanda ilçenin tarihini de etkilemiştir. İmamoğlu’nun en eski yerleşim kalıntıları Çörten Köyü Pekmezci Mahallesi’ndeki “Altınini” kalıntıları ile Koyunevi Köyü’nde bulunan mozaik kalıntıları, mağaralar ve eski küplerdir. Ayrıca Ufacıkören,Sokudaş,Ağzıkaraca, Üçtepe gibi çevre köylerde ve Saygeçit Mahallesi'nde örenler mevcuttur.

1865 Fırka-i Islahiye olayından sonra Kozan-Adana arasında emniyetli ulaşım sağlanması için yol güzergahı üzerinde bir han ve hanın yanında güvenliği sağlayacak jandarma teşkilatının kurulması politikası neticesinde bu günkü İmamoğlu'nun köyleri kurulmuştur. Fırka-i islahiye harekatı ile bölgedeki Türkmen aşiretleri bu bölgede yerleşik hayata geçirilmişlerdir. Bu türkmen aşiretlerinin başlıcaları: Avşarlar, Sırkıntıoğulları, Kozanoğulları, Karsantıoğulları, Kırıntı, Hacılar, Berber aşireti'dir.Fırak-i Islahiyeden yaklaşık 70 yıl sonra ise bazı köylere Karakayalı Yörükleri tahsis edilmiştir. Ağzıkaraca Köyü'ne ve İmamoğlu - Ceyhan arasındaki Cebre Köyü'ne de bu yörükler gönderilmiştir.

Kozan, 1923–1926 yılları arasında vilayetlik yapılmıştır. 1926 yılında tekrar Adana Vilayeti’ne bağlı ilçe haline dönüştürülmüştür. İmamoğlu ilçesinin bu günkü köylerinin çoğu Cumhuriyet’in ilk yıllarında vardı ve Kozan’a bağlı köylerdi. Çevre köylerin Cumhuriyet’in ilk yıllarında var olduğu tartışılmasızdır; ama İmamoğlu isminin nerden geldiği, nasıl olduğu henüz belli değildir. İmamoğlu isminin kaynağı konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır ama İmamoğlu isminin 1832 tarihlerinde de(yani II. Mahmut'un son zamanlarında) olduğu bilinmektedir.

Bu günkü İmamoğlu ilçe merkezinin yerinde eskiden “Garipler Mezarlığı” bulunduğu bilinmeketedir. Çevredeki konar-göçerler cenazelerini burada ki mezarlığa defnederlermiş. Bu mezarlık zaman içerisinde kaldırılarak yerleşime açılmış. Bu bölgenin aynı zamanda önceleri bataklık olduğu ve bol miktarda sivrisinekten dolayı sıtma hastalığı olduğundan yerleşime açılmadığı; ancak yol güzergahı konumu nedeniyle geliştiği rivayet edilmektedir.

İmamoğlu ismini, bir imamın oğlu'nun Toroslar’dan doğan Çepelce Deresi üzerinde kurulan köprübaşında inşa ettiği han olan konaklama yerinden aldığı söylenmektedir. Bu günkü ilçe merkezinde, Toroslar’dan doğan çepelce deresinin üzerinde bulunan köprü başı (bugünkü ilçe merkezi) konaklama yeri olarak bir hanın bulunduğu rivayet edilmiştir. Bu rivayet Kozan ile Adana arasında ulaşımın sağlanması açısından gerekli olduğundan doğru kabul edilmiştir.

İmamoğlu İlçesi, Merkez-i halî alan (boş alan) olduğundan devlet tarafından iskana müsait bölge belirlenerek, Anadolu dışından gelen Türk asıllı göçmenlere tahsis edilmiştir. Bu yüzden 1936 yılında Romanya’dan gelen göçmenler ilçeye bağlı Koyunevi, Yazıtepe, Ayvalı Köylerine yerleşmişlerdir. Ayrıca,1938 yılında gelen göçmenler de bugünkü ilçe merkezinin bulunduğu yere hükümetçe yerleştirilmişlerdir. Daha sonra Ceyhan ve Kozan ilçelerinde bulunan Romanya Göçmenleri de İmamoğlu'na taşınmışlardır.

İmamoğlu,Romanya ve Bulgaristan dan gelen göçmenlerin ve çevre İlçe ve köylerden gelen Yerli halkın yerleşmesiyle, İmamoğlu'nun nüfusu artmış ve İmamoğlu daha sonra kendisine bağlanacak olan, o sıralar Kozan'ın köyü durumundaki Koyunevi Köyü’ nün bir mahallesi olmuştur. Koyunevi Köyü’nün bir mahallesi iken,1940 yılında köy tüzel kişiliğine kavuşmuştur. Böylece önce mahaalle, sonra da köy olmuştur.

İmamoğlu Köyü kurulduktan sonra bir cazibe merkezi haline gelmiş ve 1945 yılında İmamoğlu Pazarı kurulmuştur. Bu pazar, İmamoğlu'nda yaşamı hareketlendirmiştir ve bu yerleşim yeri dikkat çekmeye başlamıştır. 1946 yılından itibaren göçer Yörükleri ile civar köylerde barınan yarı göçebe hayatı yaşayan aşiretler de İmamoğlu’nu mesken tutmuştur.

2 Ekim 1949 tarihinde Daimi Asayiş Karakolu olarak Jandarma Teşkilatı kurulmuştur.
1950 yılında Bulgaristan’dan gelen Türk asıllı Göçmenler iskan edilmişlerdir.

30 Temmuz 1959 tarihinde Bucak Teşkilatı statüsüne kavuşmuştur.
1964 yılında Belediye Teşkilatı kurulmuştur.

İmamoğlu, 19/06/1987 tarih ve 3392 sayılı 103 ilçe kurulması hakkındaki kanun ile Kozan İlçesinden ayrılarak bağımsız ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Coğrafya
İmamoğlu, Adana'ya 45 km uzaklıktadır. İmamoğlu'nun yüzölçümü 424 km2'dir. İlçenin Kuzeyinde Kozan, doğusunda Ceyhan, güneyinde Yüreğir, Batısında Aladağ ilçeleri bulunur. Yerşekilleri genel olarak ovasal özellikler gösterip, tarıma elverişili alüvyonal araziiler ağırlıktadır. İlçenin kuzeyinde karstik yerşekilleri görülebilmektedir. İlçe rakımı 90m olup, kuzeye doüru bu rakam artış gösterebilmektedir.

İklim
İlçe iklimi, tipik Akdeniz iklimi özelliklerini radikal bir biçimde göstermektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yağışlar yağmur ve dolu şeklindedir.

Nüfus
İlçenin nüfusu 2007 genel nüfus sayımına göre 21.331'dir. Bunun 30.428'si ilçe merkezinde, 12.933'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. Nüfusun çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla geçinir. 2000 yılı genel nüfus sayımına göre 30.300 nüfuslu ilçenin 18 köyü, 1 merkez belediyesi ve 6 mahallesi bulunmaktadır. Adana şehir merkezine 45 km uzaklıktaki ilçenin ana gelir kaynağı tarımdır.

İdari Yapı
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 18 köy ve 6 mahalleden oluşmaktadır. Bu memleketin idari yapısı düzgün olmadığından dolayı her sayımda nüfüz düşüklüğü meydana gelmektedir . Bununda tek sorumlusu Sezer Karataş'tır

Ekonomi
İlçe Ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. İlçenin temel gelir kaynağı tarımdır ama sulama sondaj kuyularından sağlandığı için yetersizdir. Tarımsal üretime dayalı imalathaneleri ve küçük ölçekli sanayi tesisleri vardır. Tarım ve hayvancılığın çok önemli olduğu ilçede, üretilen en önemli tarım ürünleri; mısır, buğday, şeftali, zeytin, soya, patates, kekik, nane, ayçiçeği, pamuk, yer fıstığı gibi ürünlerdir. Sulu arazilerde ikinci ekim yapılabilmektedir. Ayrıca örtü karpuzu ve narenciye yetiştirilmektedir. Hayvancılık alanında en önemli faaliyetler, besicilik ve arıcılıktır. İlçede koyun, keçi, sığır yetiştiriciliği yapılmaktadır. Süt Toplama ve Süt İşleme Tesisi, Un fabrikası,yer fıstığı sökme makinesi imalatı,arı kovan üretimi gibi ekonomik faaliyetler, ilçe ekonomisinin bel kemiğini oluşturmaktadır.
İmamoğlu Salı Pazarı, her hafta salı gününde ilçe merkezinde kurulmaktadır. İmamoğlu Salı Pazarı, yörede kurulan en büyük pazar olup, bünyesinde hayvan pazarı, süt ve süt ürünleri pazarı ve mutfak gereçleri pazarı barındırır. Salı günleri 07.00-14.00 saatlari arasında kurulan pazar, yöredeki önemli ticarî platformlardan biridir.

Resmi Site: İMAMOĞLU KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 05:11
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #7
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Karaisalı - Adana

Ad:  karaisalı.jpg
Gösterim: 2693
Boyut:  57.4 KB
  • İlçe nüfusu: 22.701
  • Şehir nüfusu: 7.494
  • Köy ve belde nüfusu: 15.207
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 1526,60 km²
  • Nüfus yoğunluğu: 15,05 kişi/km²
  • Rakım: 250 metre
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Posta kodu: 01770
  • Alan kodu: 0322
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Mehmet Tunç
  • Belediye başkanı: Saadettin Aslan (MHP)
Karaisalı, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 2.903 km2 (1986) olan Karaisalı ilçesi kuzeyde Aladağ, doğuda İmamoğlu ve Yüreğir ilçeleri, güneyde Seyhan ilçesi ve İçel ili, doğuda da gene İçel ili ve Pozantı ilçesiyle çevrilidir.

Adana ilinin batı kesiminde yer alan ilçenin kuzeyini Aladağlar engebelendirir. Orta kesimi hafif engebeli eşik alanlarından, güney kesimi Çukurova’ya açılan düzlüklerden oluşur. İlçenin başlıca akarsuları kuzey-güney doğrultusunda akarak doğuda İmamoğlu ilçesiyle doğal sınırı çizen Seyhan Irmağı, Seyhan Baraj Gölüne katılan Çakıt Suyu ile Körkün ve Eğlence çaylarıdır. Seyhan Baraj Gölünün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır.

Halkın temel geçim kaynağı tarımdır. Dağlık yörelerde hayvancılık ve ormancılık, eşik alanlar ile alçak güzlüklerde bitkisel üretim önem kazanır. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yaylacılık yöntemiyle yapılır. Başlıca bitkisel ürünler buğday, soya, arpa, pamuk, üzüm, portakal ve zeytindir. Az miktarda mandalina ve yerfıstığı da yetiştirilir.

Arkeolojik buluntulardan eski bir yerleşim alanı olduğu anlaşılan yörenin adının, 14. yüzyıl başlarında Hacılı köyünün bulunduğu yere yerleşen aşiretin reisi Kara İsa’dan geldiği söylenir. Eskiden Çeçeli adıyla da anılan yerleşme, 19. yüzyılda Adana vilayetine bağlı bir kaza merkeziydi. Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız işgaline uğrayan KaraisalI, işgalden 31 Mart 1920’de kurtuldu.
Gelişmemiş ve kırsal nitelikli bir yerleşme olan Karaisalı, il merkezi Adana’ya 48 km uzaklıktadır. Ulukışla-Adana demiryolu ilçe sınırları içinden ve kasabanın 18 km güneybatısındaki Bucak istasyonundan geçer. Kasabanın kuzeybatısındaki Karakılıç köyünde kalıntıları bulunan Milvan Kalesi’ nin ortaçağdan kalma bir karakol kalesi olduğu sanılmaktadır.
Karaisalı Belediyesi 1906’da kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 37.584; kasaba, 7.235.

Coğrafi ve nüfus bilgileri
İlçe 2006 yılında merkeze bağlanmıştır.Geneli ormanlık olan ilçenin şehir gürültüsünden uzak sakin bir havası vardır...

Tarihi mekanlar
Karakılıç köyü yakınlarında geçmişi Roma dönemine ait olan Milvan Kalesi.
Altınova Köyü yakınlarındaki tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Kesiri Han.
Karaisalı'nın 40 km kuzeydoğusundaki Etekli köyünde bulunan Keçi Kalesi adıyla anılan, Romalıların yapmış olduğu oldukça yüksek ve etrafında bulunan zindan, yanık kale ve tarihi kalıntılar...
Hacıkırı köyü yakınlarında bulunan yaklaşık 100m yüksekliğinde, 1903 yılında Almanlar tarafından yapılan ve kendine özgü tasarımıyla dikkat çeken Varda(Alman) Köprüsü gerçekten görülmeye değer bir tren köprüsüdür.

Doğal güzellikleri
İlçe sınırları içinde Yerköprü mesire yeri (Hacıkırı'ya 5 km.dir) ve Kızıldağ yaylası.
Kalayçılar köyü. Köyün suyu ve yolu yoktur fakat Hacılı köyünden sonra 7 km stabilize yolla ulaşılabilir.
Adana'yı İç Anadolu'ya bağlayan ve Hacıkırı (Kıralan) köyünden geçen trenyolu (Hicaz ve Bağdat demiryolu olarak ta bilinir) üzerinde bulunan tarihi "Alman Köprüsü". (Demiryolu Köprüsü/Almanlar tarafından yapılmış olduğu için bu isimle anılır. Köprü Taş yapı olduğu için "Taş Köprü" diye de anılır. Hatta; yapım sırasında yaşanan müessif bir olayın gelişimi sırasındaki bir ifadenin değişimi ile günümüzde "Vardo Köprüsü" ismiyle de bilinir.) 210 m uzunluk, 99 m yüksekliktedir ve 1922 yılında ulaşıma açılmıştır.

Önemli günler

Vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz.
Kategori:Adana/Karaisalı Türküleri
1 Nisan: Kuva-yi Milliye teşkilatının kuruluşu ve Çukurova'da İlk Milli Mücadele Hareketinin Başlatılması.
Kızıldağ Yayla Şenlikleri: genellikle Ağustos'un son haftası içinde yapılır.

Resmi Site: KARAİSALI KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 05:24
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #8
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Karataş - Adana

Ad:  karataş.jpg
Gösterim: 2456
Boyut:  52.6 KB
  • İlçe nüfusu: 21.203
  • Şehir nüfusu: 8.590
  • Köy ve belde nüfusu: 12.613
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 907,03 km²
  • Nüfus yoğunluğu: 23,69 kişi/km²
  • Rakım: 10 metre
  • Koordinatlar 36°33′45″N, 35°22′49″E
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Posta kodu: 01900
  • Alan kodu: 0322
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Recep Öztürk
  • Belediye başkanı: Boğaçhan Ünal (CHP)
Karataş, Akdeniz Bölgesi’nde Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 1.292 km2 olan Karataş ilçesi kuzeyde Seyhan ve Yüreğir, kuzeydoğuda Ceyhan, doğuda Yumurtalık ilçeleri, güneydoğu, güney ve batıda Akdeniz, kuzeybatıda da İçel iliyle çevrilidir.
İlçe topraklan, Adana ilinin Akdeniz’e doğru çıkıntı yapan en güney kesiminde yer alır. Çukurova’nın bir parçası olan bu topraklar, tümüyle ovalıktır. İlçenin Akdeniz kıyısında doğal kumsallar uzanır. Batıda Seyhan Irmağı, doğuda da Ceyhan Irmağı ilçenin doğal sınırını çizer. Kıyıdaki kumul setleriyle deniz arasında lagünler oluşmuştur. Bunlar, doğudaki Akyayan ve Kokarot, ortadaki Akyatan, batıdaki Yuz gölleridir. Sığ ve suları tuzlu olan bu lagünlerin çevresi bataklıklarla kaplıdır.

İlçe ekonomisi, tahıl ve pamuk tarımı ile balıkçılık ve turizme dayanır. İl buğday üretiminde dördüncü, çiğit ve pamuk üretiminde üçüncü sırada yer alan Karataş ilçesinde turunçgil üretimi de yüksek düzeydedir. Bazı lagünlerde kurulan dalyanlarda balıkçılık yapılır. Karataş kıyıları önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Kasabaya 2 km uzaklıkta Kumluk orman içi dinlenme yeri kurulmuştur.

İlkçağda bugünkü Karataş kasabasının yakınlarında Mallos kenti vardı. Surlarla çevrili Magarsos kenti ise, Mallos’un güneybatısında kurulmuş, Çukurova’nın ilk liman kentiydi. İskender döneminde Magarsos yakınlarında kurulan kentin yapımında kullanılan taşların renginden dolayı yerleşmeye Karataş adının verildiği sanılmaktadır. Önemli bir gelişme gösteremeyen ve İskele-köy adıyla da anılan yerleşme 1928’de bucak merkezi, 1957’de de ilçe merkezi yapıldı.

İlçenin güney kesimindeki kıyıda yer alan kasaba, çevresindeki bataklık alanlarının kurutulmasıyla gelişmeye başlamıştır. İl merkezi Adana’ya 50 km uzunluğundaki bir karayoluyla bağlanan Karataş kasabası ilin Yumurtalık’tan sonra ikinci önemli iskelesidir. Akdeniz kıyısı boyunca uzanan doğal kumsallarda kamu ve özel sektör kuruluşlarına ait çok sayıda otel, motel ve dinlenme tesisi vardır.

İlçede bulunan antik Magarsos Uman kentinin kuzey kesiminde surlar, liman tarafında da kale ile tiyatro, Athena Tapmağı, kilise, hamam, lahit ve sarnıç kalıntıları vardır. Kentin ortaçağda yıkılan kalesi daha sonra Abbasiler tarafından onarılmıştır. Osmanh yapısı Karataş Hanı (1782), büyük ölçüde yıkıntı durumundadır.
Karataş Belediyesi 1957’de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 26.450; kasaba, 9.025.

Tarih
Tarihi çok eskilere dayanan Karataş M.Ö. 1000 yıllarında askeri ve ticari önemi olan yollar üzerinde kurulmuş bir liman şehridir ve antik dönemlerdeki ismi Margasus'tur. M.Ö. 1900'lü yıllarda Arvaza ve Huri krallıklarının, M.Ö. 1530'lu yıllardan sonrada Hitit krallığının idaresine girmiştir. M.Ö. 1200'lerden önce Kue, sonra da Asur krallığının egemenliğine geçmiştir. Karataş'ta bulunan yazılı eserlerin çoğu Kue Krallığı zamanına rastlamaktadır.
Antik dönemlerde coğrafi konumu önemli olan şehir, aynı zamanda Ceyhan nehri boyunca o dönemde kurulmuş olan Mopsuhestia, Hemite ve Asitavandaya şehirlerine kilit bir noktadadır.
Şehir ortaçağda Roma ve Abbasilerin egemenliğini yaşamış ve 1517 yılında Osmanlıların idaresine girmiştir. I. Dünya Savaşı'ndan sonra bir yıl Fransız işgali altında bulunan kent 1928 yılında bucak, 1957 yılında da ilçe olmuştur.

Nüfus
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 32375'dir. Bunun 9189'si ilçe merkezinde, 23186'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 2 belde, 46 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır.

Tarihi yerler
  • Yanık Kilise (Karakilise Kalıntısı)
  • Antik Magarsus Kilisesi
  • Menzil Hanı Kalıntısı
  • Tarihi Han Kalıntısı
Resmi Site: KARATAŞ KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 21:44
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #9
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Kozan - Adana

Ad:  kozan.jpg
Gösterim: 2733
Boyut:  58.4 KB

Kozan, Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 2.113 km2 (1986) olan Kozan ilçesi doğuda Kadirli, güneybatıda Ceyhan, güneyde İmamoğlu, batıda Aladağ, kuzeyde Feke ilçeleri, kuzeybatıda da Saimbeyli ilçesi ve Kayseri iliyle çevrilidir.

İlçe topraklan kuzeyden güneye doğru Orta Toroslar’ın güney uzantılan, eşik alanlar ve Çukurova’nın Yukarı Ova kesiminden oluşur. Dağlık alanlar ormanlarla kaplıdır. İlçe topraklarındaki suları Ceyhan’ın kollarından Kırıksu, Delice Suyu ve Kilgen Çayı ile Seyhan’ın en önemli kollarından Göksu Irmağı toplar. Kilgen Çayı üzerinde sulama amaçlı Kozan Barajı kurulmuştur. Kuzeybatıdan gelen Zamantı Irmağı, Feke yöresinden gelip kuzeydoğu- güneybatı doğrultusunda akan Göksu Irmağıyia birleşerek Seyhan Irmağını oluşturur. Bundan sonra ilçenin batıdaki doğal sınırını Seyhan çizer.

İlçedeki başlıca ekonomik etkinlik tarımdır. Sulama olanaklarının ve makine kullanımının geliştiği kesimlerde bitkisel üretim çeşitlenmiştir. Bitkisel üretim alanlannda çok miktarda buğday, portakal, çiğit, pamuk, mandalina, arpa, üzüm ve yerfıstığı yetiştirilir. Kozan, 1984’te ilin en çok portakal ve mandalina üreten ilçesiydi. Aynı yıl buğday üretiminde Ceyhan ve Merkez ilçeden sonra geliyordu. İlçenin yüksek kesimlerinde hayvancılık yapılır.

Dağılcak orman içi dinlenme yeri ilçenin başhca mesire yeridir. İlçe topraklarında kurşun-çinko ve demir yatakları vardır.
Yörenin yerleşim tarihi çok eskilere dayanır. Tarihsel bir kervan yolu üzerinde yer alan Sision adlı kent, Hititler döneminde önem kazandı. İS 1. yüzyıl başlarında Romalıların eline geçtikten sonra bir dokumacılık ve ticaret merkezi olarak gelişti. 536’da meydana gelen bir depremde büyük yıkıma uğradı. 7. yüzyılda Arapların, 11. yüzyılda da Selçuklulann yönetimine girdi. Adı zamanla Sis’e dönüştü. Daha sonra Rupinyanlann merkezi oldu. 16. yüzyılda da Osmanlı topraklarına katıldı. 17. yüzyıldan 19. yüzyıla değin Kozanoğullarının yönetiminde kalan yöre giderek Kozan adıyla anıldı. I. Dünya Savaşı’nı izleyen Fransız işgali, Sis Kalesi’ne yerleştirilen topçu birliğinin Mayıs 1920’de çekilmesine değin sürdü. Cumhuriyet’le birlikte il yapılan Kozan, 1926’da ilçe olarak Adana iline bağlandı.

Çukurova’nın kuzey kesiminde kurulmuş olan Kozan Adana, Osmaniye, Ceyhan ve Kadirli’den sonra ilin beşinci büyük kentidir. 1950’de 7.844 olan nüfusu, tarımsal etkinliklerin gelişmesine koşut olarak 1960’ ta 15.159’a, 1970’te 26.097’ye, 1980’de 42.462’ye ulaşmış, 1985’te 50 bini, 1990’da da 54 bini aşmıştır. Il merkezi Adana’ya 72 km uzaklıktadır.

Kentteki başlıca tarihsel yapılar Hoşkadem Camisi (1448) ile bu caminin yanında 17. yüzyılda yapıldığı sanılan 16 dükkânlık (eskiden Sis Kalesi) arastadır. Kentin hemen yanı başında yükselen Kozan Kalesi’nin Asurlar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Daha sonra Romalılar ve Ermeniler tarafından onarılan kalenin duvarlarında Asur, Pers, Roma ve Ermeni yazıdan vardır. Kalenin kuzey kesimindeki Pelesek Manastın, çevreden toplanan çiçeklerin altın kazanlarda kaynatılmasıyla elde edilen vaftiz yağının dağıtım törenleri nedeniyle Hıristiy anlar tarafından kutsal sayılırdı. İlçedeki bir başka tarihsel yapı da Hamam köyü yakınındaki Bucak Kalesi’dir. İlçenin güneydoğusundaki Dilekkaya köyü yakınında yer alan Anavarza, 14. yüzyılda Memlûkler tarafından yıkılıncaya değin önemli bir merkezdi. Eski Kozan-Kayseri kervan yolunun geçtiği Horzum Yaylası yakınında bulunan, ortaçağdan kalma Solu- han Kervansarayı yıkıntı durumundadır.
Kozan Belediyesi Cumhuriyetken önce kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 117.704; kent, 54.451.

Tarihçe
Anadolu Tarihi insanlık tarihi kadar eskidur. Yöremizin Tarihinde Anadolu'nun tarihi kadar eski olduğundan Kozan ve havalisinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Bu bilgiler ışığında tarihi Sis şehrinin Çukurova ve çevre tarihinde yöreye ilk insanın ayak bastığı zamandan berisinin tarihi izlerini yansıtır. Sis ve arkasının verdiği dağlık bölge Hititler'den Asurlulara kadar uzanan tarihi olayların da yaşandığı yerdir. Tarihi Komana (veya Şar) şehri erken dönem Hitit-Kizzuvatna Krallığının merkezi idi.
Mezopotamya'dan İç Anadolu'ya uzana ticaret ve kervan yolunun Anavarza-Sis-Kayseri bağlantılı olması bölgenin stratejik öneminden de kaynaklanır. Sis şehrinin kuzeyindeki "Karasis" antik şehrinin giriş kapısında bulunan fil kabartması dolayısı ile İskender döneminde burada yerleşim olduğu ve dağlara doğru uzanan kervan yolunun da buradan kontrol edildiği ortaya çıkar. "Sis" şehir ismi tarihin hatırasıdır. En azından 3.000 yıllık insan yerleşimi burada "Sis" şehrinde yaşanmıştır. Asurluların "Sizu", Romalıların "Sision" ve daha sonra da "Sis" adıyla bilinen antik kent, aynı isimle 1928 yılına kadar varlığını korumuştur.

Kozan coğrafyasının en önemli antik kenti şüphesiz ki Anavarza'dır. Romalılar döneminde İmparator Agustus'un ziyaret ettiği Anavarza gelişerek metropol kenti oldu. Dünya olimpiyatları burada yapıldı. Anavarza, Türk tarihinde Çukurova olarak bilinen antik Kilikya'nın da kalbi idi. Romalılardan Bizans'a geçen Anavarza Abbasi İslam orduları tarafından Hükümdar Harun Reşit zamanında yeni bir kimlik kazandı. Anavarza ve Sis şehirlerine Türkistan'dan getirilenler yerleştirildi (MS 800'lü yıların başı). Sis yöresinde İlk Türk yerleşimi Bizans Hükümdarı Nikefor Fokas'ın MS 954 yılındaki Kilikya seferine kadar kesintisiz devam etti.

Anavarza antik kenti MS 1269 yılında yaşanan depremden büyük hasar gördü. Şehirde yaşayan Ermeni Prensliği ve halk Sis şehrine taşındı. Ermeni Kral II. Leon zamanında Sis kalesinin eteğinde Kral sarayı yaptırıldı. 1340 ve 1350'li yılarda Çukurova'ya gelen Ramazanoğlu ve Türkmen aşiretler Misis ve Adana şehirlerini ele geçirdiler. Mısır'ı Memluklu Türk Devleti'nin ordusu 1375 yılında Sis Ermeni Krallığını kuşatma altına aldı. Işık Temur ve Türkmenler son Ermeni Kralı VI. Leon'u kale içinde teslim aldılar ve böylece Kilikya Krallığı devri sona erdi. Ama bundan sonra Türklerin hoşgörülü ve adaletli yönetiminden dolayı Sis şehrinin Ermeniler için dini önemi devam etti. Sis Ermeni manastırı ve kilisenin aynı yerde bulunması Ermeniler için dini önem taşıyan kutsal eşyaların da burada bulunması dolayısı ile Van'dan Konya'ya kadar uzanan Güney Anadolu şehirlerinde yaşayan Ermeniler dini inançlarının gereği Sis şehrine geliyor ve burada pelesenk yağı bulunan Altın kazanın kapağının açılması törenlerine katılıyorlardı. Kazanı yapan aile ise Ermeni Taşaklıyan ailesidir.

Sis şehir merkezinde Türk asıllı Sultan Melik Seyfettin Çakmak Ümerasından Emir Abdullah Hoşkadem tarafından 1448 yılında Büyük Caminin yapımı gerçekleştirilmiştir.

Çukurova ve yöremiz XIV. yy ortalarından itibaren Mısır Memluklularına ve bunlara bağlı Türkmenlerin Yüreğir koluna mensup Ramazan oğullarının eline geçmiştir. Bu devletin hâkimiyetini Yavuz Sultan Selim 1517 yılı Mısır seferiyle son vererek bölgeyi tümden Osmanlı topraklarına ilhak etmiştir. Sis, Adana ve Tarsus şehirleriyle birlikte sancak halini almıştır. Sis, Adana ve Tarsus şehirleri ile birlikte tahsis edilmiştir. Sancak, 1571 yılından itibaren Kıbrıs Beylerbeyliğine bağlanmıştır.

1519 ve 1540 yılları arasında yapılan Osmanlı Tahrir Defterleri'ne göre Sis Sancağı; Feke, Anavarza, Lembert, Küpdere ve Parsi-bit (Pars-berd) kalelerinden teşekkül etmekte idi. Sis Sancağı cemrini ise, Savcı-hacılu, Eğlen-oğlu, Avşar boyu ve Kavurgalı oluşturmaktaydı.

Sis, Osmanlı döneminde aynı adı taşıyan Sancak durumunda idi. Bir çeşit vilayet gibi idi. 1700'lü yıların başlarından itibaren Kozanoğulları Türkmen beyleri önce Feke Belenköy yöresinde dağlık bölgeyi kontrolleri altına aldılar ve kısa sürede Sis şehrinin de idaresini ellerine geçirdiler. Kozanoğullarının derebeylik tarzı yönetimi 1700-1865 yıları arasında devam etti. Bu zaman içinde bölge coğrafyasının adı "Kozan" olarak değişime uğradı.

Osmanlı Devleti, Çukurova genelinde konar-göçer Avşar boylarını toprağa yerleştirmek için 1865 yılında Derviş ve Cevdet Paşalar kumandasında Fırka-i Islahiye ordusunu gönderdi. Kozanoğulları ailesinin sürgün edilmesinden sonra "Kozan Sancağı" kuruldu. Sis, Kadirli (Kars-ı Zülkadriye), Feke, Haçin kazaları Kozan Sancağı'na bağlandı.

Dadaloğlu'm der ki, aslım nereli,
Bizde ölen şehit, gazi yaralı,
Haydin aslanlarım, haydin ileri,
Seyret kavgayı da, gör Kozanoğlu.

Osmanlı Devleti döneminde Müslüman Türklerle Ermeniler yörede bir arada iyi ilişkiler içinde yaşamlarını sürdürürken I. Dünya savaşından sonra Kozan ve yöresi 7 Mart 1919 Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Fransız işgali ile birlikte bu güçler tarafından Ermeniler silahlandırılarak şiddet hareketlerine girmişler ve önemli ölçülerde Müslüman kanı dökülmüş, daha sonra Saimbeyli ve Osman Tufan Bey idaresinde teşkilatlanan mukavemet güçleri 2 Haziran 1920'yılında Fransız işgalciler ve Ermeni güçlerinden temizlenmiştir. Bu tarihten itibaren Sis'e Kozan adı verilmiştir.

1865-1923 yılları arasında Mutasarrıflık olan Kozan Cumhuriyet döneminde 1923 yılında Vilayet halini almış, 1926 yıllarından sonra Vilayetliği lağvedilerek Adana İli'ne bağlı ilçe haline getirilmiştir.1920 yılında Kozan Türkiye Büyük Millet Meclisine Mareşal Fevzi Çakmak'ı Milletvekili olarak gönderilmiştir.
Bu tarihi dönemlerden günümüze kadar gelen tarihi eserler ise, Kozan Kalesi, Anavarza Kalesi, Karasis Kalesi ile Memluklar döneminde 1448 yılında inşa edilen Ulu camii (Hoşkadem Camii) Kozan suyu üzerinde 9 gözlü Roma köprüsü, tarihi evleri, tarihi çarşısı ile önemli ölçüde tahribat gören Ermeni Kilisesi kalıntıları mevcuttur.

Kozan ve havalisi, tarihin her döneminde önemini korumuş bir yerdir. Eski çağlardan beri, birçok milletin nüfuz mücadelesine sahne olan Kozan ve çevresi, verimli arazileri ve elverişli iklim şartları ile gerçekten göz kamaştırıcı bir özelliğe sahiptir.

Tarih çağlarında Çukurova'da ve dolayısıyla Kozan'da, çok sayıda medeniyetin kurulması ve birbiri arasındaki nüfuz mücadelesinin uzun yıllar sürmesi, buranın tarihi, coğrafi ve iktisadi önemini ortaya koymaktadır.

Kozan ilçesi, Anadolu-Suriye eski ticaret yolunun üzerinde bulunduğu için, ticari bakımdan büyük bir önem taşımaktadır. Hatta Hz. Mevlana Suriye yolculuğunu yaparken dahi bu yolu kullanmıştır. Seyahati esnasında Kozan Kalesi eteklerinde yaşayan 40 keşişle karşılaşması ise bu yolculuğunu doğrulamaktadır.
Kozan ve yakın çevresinin sahip olduğu bütün bu olumlu şartlar, ilk çağlardan itibaren, çeşitli kavimlerin yöreye hâkim olma ve yerleşme arzularını kamçılamış, devletlerarası siyasi anlaşmazlık ve savaşlara yol açmış, yörenin birçok kavim arasında el değiştirmesiyle sonuçlanmıştır.
Kozan Cumhuriyetin ilanından sonra 1923 yılında Vilayet hüviyetine kavuşmuş fakat bir takım siyasi uyuşmazlıklar nedeniyle 1926 yıllarından sonra il statüsü lağvedilerek Adana İli'ne bağlı İlçe haline getirilmiştir.
Kozan vilayetlik hakkının iadesi için zaman zaman siyasetçiler ve bürokratların yanı sıra medya mensupları da birtakım girişimler ve Kozan'ın vilayetliğinin iadesi yönünde programlar yapılsa da vilayetlik konusunda netice çıkmadı. Son olarak Belediye Başkanı Kazım Özgan ve Kozan Kent Konseyi 2010 yılında Kozan'ın vilayetlik hakkının iadesi çalışmasını başlattılar.

Nüfus
1893 yılında Osmanlı Devleti tarafından yapılan nüfus sayımına göre Sis (Kozan)'in nüfusu 32.507 kişidir. Bunun %56'sı Türklerden, %43'ü Ermenilerden oluşmaktaydı. Kentte 18.338 Türk ve 14.026 Ermeni yaşamaktaydı.
İlçenin nüfusu 31.12.2010 tarihinde açıklanan ADNKS kesin sonuçlarına göre 127.100'dir. Bunun 76.864'ü ilçe merkezinde, 50.236'sı ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.Temmuz 2011 itibariyle merkez nüfus 77.619'dur. 2011 yılı nüfus itibariyle Kozan'ın merkezi sırasıyla Burdur, Iğdır, Yozgat, Muş, Kars, Çankırı, Hakkari, Kırklareli, Şırnak, Muğla, Bartın, Bilecik, Bitlis, Sinop, Bayburt, Tunceli, Gümüşhane, Artvin ve Ardahan il merkezinden büyüktür.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 2 belde, 86 köy ve 16 mahalleden oluşmaktadır. İlçe merkezinde 8 mahalle varken 2009'da mahalle sayısı 15'e çıkartılmıştır. İlçe merkezindeki en büyük mahalle olan Tufanpaşa, Kozan'nın nüfusu 12.310'dur
Kozan ilçe merkezinin tamamı Türklerden oluşmaktadır. Köylerinde tamamına yakını Türk'tür. Ancak az sayıda Balkan Göçmeni bulunur. İlçenin bugünkü görünümde dış savaşlar sırasında ki dış göçler etkilidir. Özellikle Aydın-Söke,Musul-Kerkük ve Bulgaristan ve Makedonya göçmenleriyle yerli Halk olan Varsak,Karakeçili,Sarıkeçili Türkleriyle Beraber Bölgede ki Türk nüfusunu oluşturur.Türklerden ayrı olarak Toros Arapı denen Arap ırkı Torosların eteklerinde yaşarlar.Balkan Türkleri ise Kozan'ın Postkabasakal,Çokuk ve Boztahta köylerinde bulunmaktadır.

Ekonomik Yapı
Araştırma sahasında sanayi fazla gelişmemiştir. İlçedeki sanayi oluşumunu iki ana kola ayırmak mümkündür. Çünkü, küçük ölçekli sanayi kollarını oluşturan oto tamirci, oto kaporta ve torna, demir hızarı, marangoz hızar atölyesi gibi kolların bulunduğu gibi; orta ölçekli sanayi kollarını oluşturan sanayi tesisleri de bulunmaktadır. Bu sanayi kollarının gelişimi ise son 15-20 yılın ürünü olup, 2004 yılında da Kozan Organize Sanayi Bölgesinin yatırım planına yeniden alınması ve altyapı çalışmalarının tamamlanması sonrası KOSB'ta tesisler kurulmaya başladı.

Kozan Barajı,
Adana ilinde, Kozan ilce merkezinin yaklaşık 10 km kuzeyindeki Kilgen Deresi üzerinde kurulu kaya ve toprak dolgu baraj. 10.320 hektarlık bir alanın sulanması amacıyla yapımına 1967’de başlanan baraj 1972’de işletmeye açıldı.

Barajın ekseni, derenin vadiden çıktığı bölümde, Kretase (Tebeşir) Dönemi (y. 136-65 milyon yıl önce) kayaçlanndan oluşan dar bir kireçtaşı boğazında yer alır ve kuzeydoğu yönünde 45°’lik bir açı yapar. Göl alanı ise, Silüriyen Dönem (y. 430-395 milyon yıl önce) şeylleri, şistleri ve Devoniyen Dönem (y. 395-345 milyon yıl önce) kireçtaşlan, kuvarşistleri ve şistleri içeren daha yaşlı bir oluşumla kaplıdır.

Barajın temelden yüksekliği 82,5 m, kret uzunluğu 280,5 m, kret genişliği 10 m ve toplam dolgu hacmi, 1,195 milyon m3’tür. Su toplama havzası 247 km2, su depolama hacmi 163 milyon m3 ve göl alanı 8,02 km2’dir. Sol yamaçta, kret uzunluğu 70 m olan ve saniyede en çok 1.250 m3 su boşaltabilen yan kanallı dolusavak yer alır.

Ulaşım ve Haberleşme
İlçemize bağlı 87 köy ve 1 belde mevcut olup, ova kısmında yerleşik 34 köy ve 56 bağlı yerleşim birimlerinin 200 Km asfalt, 95 Km stabilize yolu vardır. Bu köylerimizde ulaşım sorunu yoktur.
İlçe merkezi telefon santral kapasitesi 16.384, Kasaba ve Köylerde 8.890 olmak üzere toplam 22.705 abone mevcuttur. Yerleşim birimlerinin kendi aralarında ve gerekse dış haberleşmede önemli bir sorun yaşanmamaktadır. İlçede Kozan Posta İşletmesi Merkez Müdürlüğü ile Türk Telekom A.Ş.aynı bina içinde hizmet vermektedir.

Kozan'ın Vilayetlik Konusu
Kozan Osmanlı Döneminde 1869-1922 Yılları Arası Vilayetlik Yapmıştır. Bu Dönemde Adana Eyaleti'ne Bağlı 5 (Kozan, Cebel-i Bereket, Mersin, İçil) İlden Birisidir. Cumhuriyet Döneminin Başındada İl Olması Kararlaştırılmış Bu Karar Kozan Halkında Sevinçle Karşılanmıştır. Cumhuriyet Dönemindeki Kozan Vilayeti İlçeleri Günümüz Adana’dan: Aladağ, Feke, İmamoğlu, Saimbeyli, Tufanbeyli. Osmaniye’den: Kadirli Sumbas. Kayseri’den Develi, Yahyalı. Kahramanmaraş’tan Andırın İlçeleridir. 1926′da Vilayetliği Elinden Alınmıştır. Bir Çok Kere Milletvekilleri Tarafından TBMM’ye Kozan’ın İl Olması Adında Kanun Teklifleri Verilmesine Rağmen Sonuç Alınamamıştır. Günümüzdede Kent Konseyinin Vilayetlik Hakkımızın İadesini İstiyoruz Adında Bir Çalışması Kampanyası Mevcuttur. Bu Kampanyaya Kozan Belediyesi'de Destek Vermektedir. Eğer Kampanyalarının Çalışmalarının Sonucu Olumlu Olursa 1926′ya Kadar Kendine Bağlı Olan Şuanda Adana İl Sınırında Kalan İlçelerin (Aladağ, Feke, İmamoğlu, Saimbeyli, Tufanbeyli) Kozan’a Bağlanılması Hedeflenmektedir. Diğer İlçeleri Kadirli, Sumbas, Develi, Yahyalı ve Andırın ise Başka Vilayete Bağlı Oldukları İçin Kozan’ın İl Olması Durumunda Bile Kozan’a Bağlı Olamayacaklardır. Kozan'ın İl Olması İçin Son Kanun Teklifi 25.01.2011 Tarihinde Verilmiştir.

Kozan Organize Sanayi Bölgesi
Kozan Organize Sanayi Bölgesi Hükümetimizin Katkılarıyla 2004 yılında yeniden yatırım planları kapsamına alındı. Kamulaştırma işlemleri tamamlanan Kozan OSB'de arsa satışlarına geçildi. Tamamlanmasının ardından yatırımcılar tesislerini kurmaya başladı.
Kozan Organize Sanayi Bölgesinde, ilk etapta inşa edilen dört tesisin ikisi aktif olarak çalışmakta olup diğer tesislerinde inşaatlarının devam etmektedir.

Kozan Organize Sanayi Sitesi ile İlgili ayrıntılı bilgi ise şu şekildedir; 21.10.1992 Tarihinde Belediye Meclisinin 89 Sayılı Kararı ile Kozan Hapis Boğazı Mevkiinde Belediye Mülkü olan 90-100 Hektar KOSB Yeri olarak planlanmış, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına müracaat edilmiştir.25.11.1997 Tarihinde Yer Seçimi Çalışmaları yapılmış, yer olarak daha önce Belediyenin planlamış olduğu yer kabul edilmemiş ve bunun yerine Güneri Köyü Mayalı Kaş Mevkii İlçe Merkezine 5 Km. uzaklıkta 163 Hektar bir alan üzerine kurulması kararlaştırılmıştır.

21 Nisan 1998 Tarihinde % 60 Özel İdare, % 30 Kozan Belediyesi, % 10 Kozan Ticaret Odası katılımı ile Kozan Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Heyeti kurulmuş ve Kozan Organize Sanayi Bölgesi 158 Sicil Numarası alarak Tüzel Kişiliği Hukuki yerine oturmuştur. Kozan Organize Sanayi Bölge Müdürü, Muhasebeci ve Evrak Memuru olarak 3 Eleman çalışmaktadır.
Daha öncesinde yatırım planında çıkarılan Kozan Organize Sanayi Bölgesi 2004 yılı yatırım programına alınmıştır.

Kozan; O.S.B.Kanununun 14.Maddesindeki Gayri safı Yurt İçi Hasıla sınırının altında kaldığından Adana Gayri safi yurtiçin hasılasından Kozan O.S.B.'un ayrı tutulması ile ilgili çalışmalar sonuçlandırılamamıştır.
Kozan Organize Sanayi Bölgesinde %49'u 811.000 M2 Şahıslardan, % 31'i 515.000 M2 Meradan, % 16'sı 259.536 M2 Hazineden, % 4'ü 57.464 M2 İhdas olmak üzere toplam 1.643.000 M2 Arazide % 57.5'de 943554.97 M2lde İmar Planına göre 84 parsel elde edilmiştir.

Bu Parseller, A,B,C,D,E,F ve G olarak sınıflanmış 78 adet Sanayi Parseli, 6 parsel ise İdari ve Sosyal Hizmetler, Spor Tesisi, Teknik Hizmetler, Arıtma Tesisi ve Mesleki Eğitim Tesisleri parselleri olarak İmar Planlarına göre belirlenmiştir.

Basın - Yayın
Kozan İlçe Merkezinde Kozan Tv ve Otağ Tv adıyla 2 televizyon istasyonu vardır. Bu televizyonlar yayınlarını aralıksız devam ettirmekte, belli bir yayın akışı ile izleyicilerinin karşısına çıkmaktadır.
Kozan Fm. ve Barış Fm. olmak üzere 2 adet de radyo istasyonu bulunmaktadır. Radyolar ulusal radyo düzeyine yakın bir yayın akışı ile Kozan kamuoyunun ilgi odağı halindedir. Gün içerisinde Kozan ve çevresinde yüksek dinlenme oranlarıyla halk radyolara teveccühünü göstermektedir.
Kozan'da günlük olarak okuyucuların karşısına çıkan tek gazete Hürsöz Gazetesi'dir. Haftalık yayın yapan gazeteler açısından Kozan hayli zengindir. Kozan Haber, Barış, Kozan Ekspres, Son Fikir, Sancak, Kozan Postası ve Doğuş olmak üzere toplam 7 gazete ilçemizde haftalık olarak kamuoyu adına hizmet vermektedir. Gazeteler genel olarak Kozan gündemini yakından takip etmekte, yer yer bölgesel bazı haberleri de kamuoyuna sunmaktadırlar. Kozan'da ayrıca, Kaymakamlık, Belediye ve diğer resmi ve sivil kuruluşlar tarafından tanıtım başta olmak üzere çeşitli konularda kitap, bülten, dergi, broşür vs. gibi değişik yayınların varlığında da söz edebiliriz.

Resmi Site: KOZAN KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 21:56
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
6 Şubat 2012       Mesaj #10
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Pozantı - Adana

Ad:  pozantı.jpg
Gösterim: 2328
Boyut:  45.1 KB
  • İlçe nüfusu: 20.147
  • Şehir nüfusu: 9.866
  • Köy ve belde nüfusu: 10.281
  • Nüfus itibariyle: 2011
  • Nüfus Kaynak: TÜİK
  • Yüzölçümü: 793,33 km²
  • Nüfus yoğunluğu: 25,08/km²
  • Rakım: 780 metre
Genel bilgiler
  • Ülke: Türkiye
  • Coğrafi Bölge: Akdeniz
  • İl: Adana
  • Plaka: 01
  • Kaymakam: Bilal Özkan
  • Belediye başkanı: Mahmut Sami Baysal
Pozantı, Akdeniz Bölgesi’nde, Adana iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 772 km2 olan Pozantı ilçesi doğuda Aladağ, güneyde KaraisalI ilçeleri, güneybatıda İçel, batı ve kuzeyde de Niğde illeriyle çevrilidir.

İlçe toprakları ilin batı kesiminde, oldukça yüksek ve engebeli bir bölgede yer alır. Akarsu vadileriyle derin biçimde yarılmış olan bu bölgeyi Orta Toroslar engebelendirir. Aladağlar’a bağlı Karanfil Dağı ilçenin kuzeydoğusunda 3.059 m’ye yükselir. Bu topraklardan kaynaklanan suları toplayan Ecemiş (Körkün) Çayı ve Pozantı Deresi (Çayı) olarak da bilinen Çakıt Suyu, ilçe sınırları dışında Seyhan Baraj Gölüne dökülür. Bu dağlık yörede AdanalIların yazı geçirdiği yaylalar vardır. Dağların yüksek kesimlerinde göknar, kızıl çam, sedir ve kara çamlardan oluşan ormanlar yer alır.

İlin nüfus açısından en küçük ilçelerinden biri olan Pozantı halkı geçimini daha çok tarımdan sağlar. Kıl keçisi ve koyun yetiştiriciliği yapılan ilçede tarıma elverişli alanlar oldukça sınırlıdır. İlçede yaygın olarak bağcılık ve buğday üretimi yapılır, az miktarda arpa ve baklagiller yetiştirilir. Yazın sayfiye alanlarının kalabalıklaşması ilçe ekonomisini canlandırır. Bu sayfiyelerden başlıcası Bürücek Yaylasıdır. İlçenin doğal değerlerinden olan yaban keçileri için Karanfil Dağında bir üretme istasyonu kurulmuştur. İlçe topraklarında krom içeren cevher yatakları vardır.

Pozantı yöresi, ilkçağdan beri Anadolu’nun iç kesimlerini Akdeniz kıyısına bağlayan doğal ulaşım yollarının geçtiği bir alanda yer almıştır. Ulukışla-Adana demir ve kara yolları ilçe topraklarından geçer. Eskiden Gülek Boğazını aşan bu karayolunun doğusundan geçen bir otoyol yapılmıştır.

Tarihine ilişkin fazla bilgi olmayan Pozantı yöresi Kurtuluş Savaşı sırasında bir süre Fransızların işgalinde kaldı. Cumhuriyet’in ilk döneminde bucak olarak yönetilen yöre 1954’te ilçe oldu.

İlçenin güney kesiminde yer alan ve eski bir konaklama merkezi olan kasaba, eskiden Pondadis, Bezendum, Badandun ve Podandos adlarıyla anıldı. Yerleşmenin adına ilk kez ortaçağ Arap kaynaklarında rastlanmasının nedeni, Bizans’a karşı savaş açan Abbasi halifesi Memun’un bu yörede ölmesidir. Pozantı, Bağdat Demiryolu’nun I. Dünya Savaşı sırasında bölgeye ulaşmasıyla önemli bir konaklama merkezi durumuna geldi. Günümüzde Ulukışla-Adana demiryolu ile Tarsus-Pozantı Otoyolu kasabadan geçer. Küçük bir yerleşme olan Pozantı kasabası il merkezi Adana’ya 110 km uzaklıktadır.
Pozantı Belediyesi 1954’te kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 23.040; kasaba, 7.892.

Tarihi boyunca Pozantı’ya çeşitli milletler tarafından değişik isimler verilmiştir. Pozantı’nın ilk çağlarda adı Pendonsis veya Pendosis idi. Araplar El Bedendum demişler, Türkler de Bozantı ismini vermişlerdir.
Gülek boğazı yolu birçok milletin konup göçtüğü Pendonsis şehri kalıntıları üzerine kurulmuş, tarihi boyunca coğrafi konumundan dolayı önemli bir konak yeri olmuştur.

Pozantı ve çevresi Hititlerin, Perslerin, İskender’in, Roma ve Bizans İmparatorluğunun idaresinde kaldıktan sonra, Abbasiler devrinde bilhassa Halife Harun Reşit zamanında bu bölgeye çok sayıda Türk aşiret ve boyu yerleştirildi. 1015 tarihinden itibaren Anadolu’ya başlayan Türk akınları buralara kadar uzandı. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türk toprağı oldu. Haçlı seferleri sırasında yeniden Bizansların eline geçen Pozantı Yavuz Sultan Selim’in 1571 seferi ile Osmanlı topraklarına katıldı.

Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasından sonra Anadolu, işgal güçlerinin istilasına uğramakla Pozantı’da Fransızların işgaline maruz kalmıştır. 25 Mayıs 1920'de Pozantı düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Bu esnada Adana da Fransızların işgali altındaydı. İl merkezi 5 Ağustos 1920 Pozantı kongresinden sonra, Pozantı’ya taşındı. 1954 yılına kadar bucak olan Pozantı bu tarihte ilçe olmuştur.

Nüfus
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 21756'dir. Bunun 9627'si ilçe merkezinde, 12129'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Tarihi eserler
İlçe merkezinde bulunan tek tarihi eser, 1919 yılında kolordu komutanı Ahmet Cemal Paşa tarafından yaptırılan Cemal Paşa camii ve çeşmesidir. Bu camii sonradan onarılmıştır. Bugün ise bazı dini günlerde artan cemaata cevap verebilmesi için bir kat daha yükseltilmiş ve üzeri kubbeler ile örtülmüştür.
İlçe sınırları içerisindeki eski ve yeni Anahşa kaleleri Tekir tabyaları vardır. 1671 tarihinde Gülek’in girişindeki tarihi Anahşa kalesini gören Evliya Çelebi, orasının mamur bir kale olduğunu yazmaktadır. Araplar, Hüsnüs-Sekabile derdi.

Eski Konacık 4 km doğusundaki yalçın bir dönemecin gediği üzerine kurulu Anahşa kalesi de birkaç kez onarılmıştır. Tekir tepesini iki yönden kontrol altında tutan bugünkü E-90 karayolu kenarında üst kısmı yıkılmış, toprak altındaki bölümleri sağlam olan bir ara bölümünde bulunduğu Tekir tabyaları ise Mısırlı İbrahim Paşa zamanından kalmadır (19. yy başları). Aşçıbekirli köyü yakınlarındaki Fenese harabelerinin ise Bizans devrine ait bir şehir kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Şeker pınarındaki tarihi taş köprü (Ak köprü) Ekim 1981'de meydana gelen sel taşkını sırasında yıkılmıştır. Bu köprünün tarihi hakkında kitabesinin kaybolması nedeniyle kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak köprü eski yapısal özellikleri bozulmadan tekrar onarılmıştır. Kamışlı köyü sınırlarında bulunan Ören ve Asar yaylarının da eski birer şehir kalıntısı olduğu söylenmektedir. Bu da topraktan çıkan eskiye ait kalıntılar ve künkle (taş boru) su yolu bozuntusu ile eski su yolu deposu bozuntularından anlaşılmaktadır.

Milli Mücadele Dönemi
Çiftehan ve bölgesindeki milli mücadele yıllarında coğrafi konumu itibariyle Niğde, Akdeniz bölgesini Orta Anadolu'ya ve Sivas başyaylasına dolayısıyla Doğu Anadolu'ya, Ereğli ve Ankara yolları ile de Batı ve Karadeniz bölgelerine bağlayan iki çok önemli boğazı kontrol altında tutmakta idi. Bunlardan birincisi Gülek Boğazı, ikincisi ise Zamantı-Yahyalı yolu idi.

Çukurova bölgesi işgale başlanır başlanmaz Niğde'de bulunan 41 nci Tümen';in mevcut askerleri ve Niğde, Bor ve Pozantı gönüllülerinin oluşturdukları Kuvayı Milliye, Pozantı'nın olası bir işgale karşı muhafazası için bölgeye yerleşti. Stratejik noktaları kontrol altına aldı ve buradan gelecek herhangi bir düşman saldırısını bertaraf etmeye hazır bir konuma geldi. Bu iyi tahkimat ve konuşlanma sayesinde bu bölgeden düşman girememiştir.

Pozantı'da alınan bu tedbirlerin diğer bir geçiş yolu olan Zamantı-Yahyalı yolu üzerinde de alınması gerekiyordu. Fransızların Kozan'ı ele geçirdikten sonra yukarıdaki yol ile Aladağlar'ı aşıp Orta Anadolu'ya girecekleri anlaşılınca, hemen bu bölgede faaliyetler başladı. Aladağlar'ın gerek güneyi, gerekse kuzeyinde hızlı bir harekete girişildi.

1920 yılı Kasım ayı başlarında Yahyalı'da adı geçen yolu kontrol altında tutacak 50 kişilik bir birlik oluşturuldu. Bu birliğin komuta kademesi, askerinin bir kısmı ile silah ve mühimmatını Niğde'den temin ediyordu.

Fransızların ilerleme ihtimalleri arttıkça bu yoldaki tahkimat ve alınan tedbirlerde artıyordu. Nitekim 20 nci Kolordu Komutanı A.Fuad Bey'in Çukurova Bölge Komutanı Kemal Bey'e verdiği emirde;
Niğde Bölgesinde tertip edilen müfrezeler, kararlaştırıldığı gibi Karaisalı bölgesine gideceklerdir. Yahyalı'da bir nizamiye bölüğü ile milli müfrezeler, Sis dolaylarına hareket edeceklerdir...Alınan bu tedbirlere rağmen, bazı Ermenilerin öncülük ettiği bir grup Fransız öncü birliği Ulupınar Köyü yakınlarındaki bir mağraya kadar ulaşabildiler ve burayı karakol yaparak bir müddet burada kalmaya çalıştılar. Bunu haber alan 41 nci Tümen Komutanlığı, Şükrü Efendi komutasındaki bir taburu bölgeye gönderdi. Anılan birlik Yahyalı'ya ulaşınca Ulucami yanındaki medreseyi kendisine karargah yaptı, çevre köyler, aşiretler ve Yahyalı ahalisini teşkilatlandırarak bir strateji hazırlamaya başladı. 41 nci Tümen Komutan Yardımcısı Yarbay Mümtaz Bey'in bölgeye gelip komutayı ele almasından hemen sonra başlayan çatışma kısa sürede başarıya ulaştı, düşman askeri imha edilmişti. Fransızlara yardım eden Ermenilerin pek çoğu bu çatışmada Fransızlarla birlikte muamele gördüler, geriye kalanlar ise bölgeyi terk ettiler.

Stratejik olarak bu askeri tedbirleri başarıyla uygulayan Niğde teşkilatı aynı zamanda bölgede meydana gelebilecek anarşik eşkıya hareketlerine karşı da icabeden tedbirleri aldı. Bu suretle Niğde ve civarında Türkiye geneli itibariyle yüksek bir ortalamada bulunan gayr-i müslimlerin olası taşkınlıkları ve iç isyanlarına karşı da gereken tedbirler alınmıştı.

Bilindiği üzere bu dönemde cephede eksikliği hissedilen yeğane şey, mühimmat ve erzak idi. Bunların temini hususunda Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilen Tekalif-i Milliye Kanunu herkesin malumudur. Bu büyük ihtiyaç, bütün yurt çapında hamiyetperver insanlarımız tarafından karşılanmaya çalışıldı. Bu hususta da Niğde üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirdi. Gıda maddeleri olarak özellikle buğday, arpa, baklagiller, soğan vs. gibi temel besin maddeleri ihtiyaç duyulan yerlere gönderildi. Niğde'den yapılan bu hayiti destek Mustafa Kemal tarafından yollanan takdirnamelerle ödüllendirilmiştir.

Niğde'den yapılan lojistik destek sadece gıda maddeleriyle sınırlı kalmadı. Nakil Vasıtaları, araç-gereç ve giyecek maddeleriyle de devam etti. Niğde'nin yetiştirdiği emekli veya terhis olmuş subay, er vs. askerlerde gönüllü birlikler olarak Batı ve Adana cephelerinde vuruşmuşlardır. Niğde, gerek Heyet-i Temsiliye döneminde, gerekse Büyük Millet Meclisi döneminde Anadolu hareketini gönülden desteklemiş ve bu desteğini Sivas ve Ankara'ya gönderdiği delegelerle de ispatlamıştır.

Adana’nın Batı cephesinde Kuva-yı Milliyenin teşkilatlanması,Karaisalı’nın kurtuluşu,Fransızlar’a karşı Pozantı-Karboğazı savaşları ve diğer gelişmeler: IV. BÖLÜM
A-Adanâ’nın Batı Cephesi'nde Kuva-yı Milliye'nin Teşkilâtlanması ve Karaisalı'nın İşgalden Kurtarılması
1- Adana’nın Batı Cephesi'nde Kuva-yı Milliye'nin Teşkilâtlanması
2- Karaisalı'nın İşgalden Kurtuluşu Karaisalı'da Teşkilâtın Kurulması ve Gerekli İşlerin Plânlanması a- Karaisalı'da Teşkilâtın Kurulması Karaisalı'nın Kurtuluşu'ndan Sonra Gerekli İşlerin Plânlanması
B-Pozantı Şosesi ve Demiryolu Üzerindeki Fransız Karakolları’nın Millî Kuvvetler Tarafından Zaptedilmesi
1- Pozantı Şosesi Üzerindeki Çamalar ve Kadirhan'ın Zaptı
a- Çamalan'ın Zapa
b-Kadirhan'ın Zaptı
2- Pozantı Demiryolu Üzerindeki Fransız Karakolları'nın Zaptı
a- Kelebek, Bucak ve Durak'ın Zaptı
b- Hacıkırı'nın Kuşatılması ve Zaptı
c- Belemedik'in Kuşatılması ve Zaptı
3- Birinci Kavaklıhan Muharebesi
4- Ballıca ve Ziyarettepe Muharebeleri
a- Ballıca Muharebesi
b- Ziyarettepe Muharebesi
5- Fransızlar'ın Ölüme Mahkûm Ettiği Onbeş Türk'ün Kurtarılması, Aflak ve İkinci Kavaklıhan Savaşları, Şakirpaşa Çarpışması
a- Fransızlar'ın Ölüme Mahkûm Ettiği Onbeş Türk'ün Kurtarılması, Aflak ve İkinci Kavaklıhan Savaşları, Şakirpaşa Çarpışması
b- Aflak Savaşı
c- İkinci Kavaklıhan Savaşı
d- Şakirpaşa Çarpışması
6- Pozantı Kuşatması ve Taarruzları, Fransızlar'ın Çıkış Harekâtı ve Karboğazı Savaşı
a- Millî Kuvvetlerin Pozantı Kuşatması ve Taarruzları
b- Fransızlar'ın Pozantı'dan Çıkış Harekâtı ve Karboğazı Savaşı
C- Adana Batı Cephesi Kuva-yı Milliye Teşkilâtı'nın Kurulması
D- Adana Batı Cephesi'nde İâşe, Levâzım ve Sağlık Teşkilâtı'nın Kurulması

1- İâşe ve Levâzım Teşkilâtı'nın Kurulması
2- Adana Batı Cephesi'nde Sağlık Teşkilâtı'nın Kurulması Millî Mücadele'de Adana ve Havalisi (1918-1922) , 1999 , Kemal ÇELİK TÜRK TARİH KURUMU

Resmi Site: POZANTI KAYMAKAMLIĞI
Son düzenleyen Safi; 5 Ocak 2017 22:15

Benzer Konular

7 Ekim 2017 / Misafir Cevaplanmış
12 Ocak 2017 / The Unique Türk ve İslam Dünyası
25 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
22 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
24 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış