Ziyaretçi
I. Mahmut
(2 Ağustos1696 - 13 Aralık1754) 24. Osmanlı sultanıdır.
Sponsorlu Bağlantılar

Sultan I. Mahmut, 1 Ekim1730 tarihinde 35 yaşında iken padişah oldu. Devrindeki en değerli kimseleri seçip iş başına getirdi. Karakter sahibi, azimli, müşfik, merhametli, dikkatli, ve sabırlı bir insandı. Kendi zevkinden çok milletin refahını düşünerek hareket etti.
Bu sayede babası ve amcasının düştüğü hatalara düşmedi. Hayatının son iki yılını hasta geçiren Sultan I. Mahmut, 13 Aralık1754 tarihinde 59 yaşında iken vefat etti. Sultan II. Mustafa'nın Yeni Camiideki türbesine defnedildi.
Saltanatı Dönemindeki Önemli Olaylar
İsyan ve kargaşa
Sultan I. Mahmut, padişahlığının ilk günlerinde, kendisini tahta çıkaran isyancıların isteklerini yerine getirmek zorunda kaldı. Sultan III. Ahmet, devrinde yapılmış olan köşk ve konakların çoğu isyancıların istekleri sonucu yakılıp yıkıldı. Devlet adamları ve memurlar isyancıların düşünceleri doğrultusunda atandı. Ancak bunlardan bazıları, şeyhülislamdan öldürülmeyeceklerine dair fetva aldıktan sonra, görevden kendi istekleriyle ayrıldılar.
İsyancıların lideri konumundaki Patrona Halil'de Sultan I. Mahmut'a olan bağlılığını bildirmişti. Ancak devlet işlerine müdahale etmek istiyordu. Sultan I. Mahmut'dan kendisini yeniçeri ağalığına getirmesini ve Rusya'ya karşı savaş açmasını istedi. 15 Kasım1730 günü tören yapılacağı bahanesiyle saraya çağrılan Patrona Halil ve yandaşları yakalanarak öldürüldü.
Patrona Halil yandaşları öldürülme korkusuyla tekrar ayaklandılar. Sultan I. Mahmut, Sancak-ı Şerif çıkarttı ve halktan ayaklanmanın bastırılması için yardım istedi. İsyanlardan bıkmış olan halk, padişaha yardımcı olarak ayaklanmanın kısa sürede bastırılmasını sağladı ( 28 Ocak1731).
Islahat hareketleri
Sultan I. Mahmut'un (o zamanki adiyla Mahmud-ı Evvel) yaptırdığı ıslahatlar daha çok askeri konularda yoğunlaşıyordu. Fransa'dan gelen Kont Dö Bonnevale, müslüman olup Humbaracı Ahmed Paşa adını aldı ve çeşitli ıslahatlar yaptı. Topçu ve humbaracı ocaklarını yeniden düzenleyen ve Osmanlı ordusuna yetenekli subay yetiştirmek amacıyla Uskurudar'da bir kara mühendishanesi açan (1734) Ahmet Paşa'nın bu çalışmaları sayesinde, Osmanlı-Rus savaşlarında başarı sağlandı. Sultan I. Mahmut Lale Devri sırasında başlatılan kültür faaliyetlerini de sürdürdü.
Osmanlı-İran ilişkileri
Osmanlı-İran Savaşları devam ederken çıkan Patrona Halil İsyanı yüzünden, İranlıların son saldırılarına cevap verilememişti. 1731 yılında başlatılan karşı saldırı 1 yıl devam etti.
30 Temmuz1731'de Kermenşah geri alındı, 16 Eylül1731'de Korican Zaferi kazanıldı, 11 Ekim1731'de Urmiye Kalesi alındı ve 4 Aralık1731 günü de Tebriz geri alındı. 10 Ocak1732 günü imzalanan Ahmet Paşa Antlaşması ile KafkasyaOsmanlılara, batı İran ve Azerbaycanİranlılara kaldı. Güneyde Kasr-ı Şirin sınırı değişmedi, kuzeyde Aras Irmağı iki ülke arasında sınır yapıldı.
Ahmet Paşa Antlaşması ne Osmanlı Devletini ne de İranlıları tatmin etmedi ve çatışmalar 1746 yılına kadar devam etti. Osmanlılar19 Temmuz1733 günü Bağdat önlerinde bir zafer kazandılar. 1743 yılında İran Şahı Nadir ŞahIrak sınırına saldırdı ( 29 Mayıs1743) ve Musul'u kuşattı ( 27 Eylül1743).
29 Temmuz1744 günü Kars'ı da kuşatan Nadir Şah, 2-3 ay sonra kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı ve geri çekildi ( 9 Ekim1744). 4 Eylül1746 günü yeni bir barış antlaşması imzalanmış, ancak denge iki taraf lehine de bozulmamış ve sınırlar değişmemiştir.
Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşaları
Rusların, Lehistan'ın iç işlerine karışmaları, Avusturya ile ittifak yapma çalışmaları, devam eden İran savaşları sırasında Kırım ordusunun Kafkasya üzerinden geçmesine izin vermemeleri ve Azak kalesini işgal etmeleri gibi sebepler, Sultan I. Mahmut'un 16 Haziran1736 günü Rus seferine çıkma kararını almasına yol açtı.
4 Ağustos1737 günü Banyaluka Zaferi kazanıldı. Balkanlara ve Kırım'a saldıran Rus kuvvetleri bozguna uğrayarak geri çekildiler. 1 Eylül1739 günü Belgrad kalesi geri alındı. Osmanlı Devleti'nin Avusturya cephesinde de başarılı olması, Rusya'nın barış istemesine sebep oldu. Osmanlı Devleti18 Eylül1739 tarihinde Avusturya ve Rusya ile Belgrad Antlaşmasını imzaladı.
Belgrad Antlaşmasına göre Azak kalesi Ruslara bırakılacak, Rusların savaş sırasında elde ettiği diğer topraklar Osmanlı Devletine teslim edilecek ve RuslarKaradeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacaktı. Bu antlaşmanın imzalanmasında Fransa'nın katkıları oldu ve Fransa'ya daha önce verilmiş olan imtiyazlar arttırıldı.
Sultan I. Mahmut'un son yılları barış içinde geçti. Ancak bu aralar meydana gelen yangınlar İstanbul'da büyük zarara yol açıyordu. 28 Aralık1745 günü çıkan büyük İstanbul yangını sırasında Balat ve Fener'de 800 ev yandı. 5 yıl sonra çıkan başka bir yangında İstanbul'un birkaç mahallesi ve tarihi konakları kül oldu (4 Şubat1750). 3 Eylül1754 günü büyük İstanbul Depremi meydana geldi. İstanbul'un 5-6 gün içinde 14 defa sallandığı bu deprem sırasında Ayasofya, Bayezid ve Fatih camilerinin kubbeleri de zarar gördü.
[
Mimari Çalışmalar
Patrona Halil İsyanı'ndan sonra tahta çıkan Sultan I. Mahmut döneminde, imar faaliyetleri Lale Devri'ndeki kadar hareketli değildi. Bu dönemin en büyük eseri Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Külliyesi'dir. Tophane'deki Sultan I. Mahmut Çeşmesi de o dönem yapılan eserler arasındadır.
Sultan Mahmut zamanında İstanbul dışında da eserler yapıldı. Bu dönemde Halep'te Osman Paşa Külliyesi ve Kahire'de Habbaniye Sultan I. Mahmut Tekke ve Sebili inşa edildi. Ayrıca Erzurum Vezir İbrahim Paşa Camii, Cağaloğlu Hacı Beşir Ağa Külliyesi, Şumnu Şerif Halil Paşa Camii ve Külliyesi inşa edildi.

Tarihimizde İz Bırakanlar


Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardı. Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a yardım ediyorlardı. Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu. İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının zayıf olduğu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germişti. Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bazı gemileri batırmıştı fakat bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak önemli kararını verdi. Osmanlı donanmasına ait bazı gemiler karadan çekilerek Haliç'e indirilecekti. Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan bir güzergah üzerine kızaklar yerleştirildi. Gemilerin, kızakların üzerinden kaydırılabilmesi için, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı. 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi. Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı. Ciddi çarpışmalar cereyan etti. Bundan sonraki günlerde top savaşı, ok, tüfek atışları, lağım kazmalar, büyük ve hareketli savaş kulelerinin surlara saldırıları devam etti. Kuşatmanın uzun sürmesi ve kesin başarıya ulaşılamaması askerler arasında endişe yarattı. Ancak, İstanbul'u her ne şartta olursa olsun almaya kararlı olan Fatih Sultan Mehmed kumandanların ve alimlerin de bulunduğu bir toplantı düzenledi. Cesaretlendirici bir konuşma yaptıktan sonra, 29 Mayıs'ta genel saldırının yapılacağına dair kararını açıkladı. Çarpışmalar sırasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması mümkün olmayan gedikler açılmaya başlamıştı. Surlar içerisine küçük sızmalar oluyor, ancak geri püskürtülüyordu. İlk defa Ulubatlı Hasan ve arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları İstanbul surları, artık direnemiyordu. 53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonra Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü fethedildi. İstanbul'un fethi, çok önemli sonuçları da beraberinde getirdi. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethinden sonra batıdaki hakimiyeti pekiştirmek, sınırları genişletmek, İslam'ı en uzak yerlere kadar yaymak ve Hıristiyan birliğini bozmak amacıyla Avrupa üzerine bir çok seferler düzenledi. Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi. Sırbistan Krallığı tamamen ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna tekrar Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi. 16 yıl süren Osmanlı-Venedik Deniz Savaşları sonunda Venedik barış imzalamayı kabul etti. İtalya'ya yapılan sefer sırasında Roma'nın fethi açısından çok önemli bir merkez olan Otranto, fethedildi ancak Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine geri kaybedildi. 
İstanbul'un fethiyle ticaret yollarının hakimiyeti Osmanlılara geçmişti. Ancak denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinliği devam ediyordu. Fatih ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adaları üzerinde siyasetini ağırlaştırdı. Ege adalarına seferler düzenlendi. Yeni tersaneler ve gemiler inşa edildi. Rodos seferine çıkıldıysa da alınamadı. 




