Arama

Asker Ocağı - Türk Askeri - Mehmetçik - Sayfa 3

Güncelleme: 7 Ocak 2012 Gösterim: 128.829 Cevap: 90
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ASKER
Gecelerine sis düşmüş asker!
Sponsorlu Bağlantılar
Gündüzleri kan kokan asker!
Uykusuz kirpiklerin donmuş,
Siperine ateş düşmüş asker!
Sevdiğin seni ister,
Düşmanın seni ister.
Geceler pusu kurmuş,
Yalnızlığın yarenlik ister.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
askerlik is

Sponsorlu Bağlantılar
Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yeniden yapılandırılma çalışmaları çerçevesinde askerlik süresinin 15 Temmuz 2003'ten itibaren indirilmesine karar verdi.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada 15 Temmuz 2003 tarihinden itibaren, 18 ay olan askerlik süresinin 15 aya, yedek subaylık süresi 16 aydan 12 aya, kısa dönem erbaş ve erlik süresinin de 8 aydan 6 aya indirilmesinin uygun bulunduğu kaydedildi.
Açıklamada, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Varşova Paktı'nın dağılmasını takiben azalan konvansiyonel tehdit çerçevesinde, özellikle batılı ülkelerin, silahlı kuvvetlerinin teşkilatını sorgulayarak, tehdidin yerini alan risk ve belirsizlikleri karşılayabilecek, ülke menfaatlerini uzaktan ve başlangıcından itibaren koruyabilecek, hareket kabiliyeti ve ateş gücü yüksek, gerektiğinde süratle büyütülebilen elastiki kuvvet yapıları oluşturdukları belirtildi...

Açıklamada, şöyle denildi:
''Küçülen kuvvetler ve teknolojinin talep ettiği uzman personel ihtiyacı, bu ülkeleri profesyonel ordu kurmaya yöneltmiştir.
TSK, benzer yeniden yapılanma faaliyetlerini esasen devamlı olarak gündemde tutmuştur. Tümen-alay esasına dayalı kuvvet yapısını tugay-tabur esasına çevirmiş, iç güvenlik harekatının gerektirdiği yeniden yapılanma başarıyla gerçekleştirilmiş, subay ve astsubaylarına ilaveten uzman erbaş sistemini tesis ederek profesyonel orduya geçişte mesafe kaydetmiştir. Ancak, soğuk savaşın sona ermesiyle birlikte, bir imparatorluğun çöküşünün yarattığı istikrarsızlık dalgaları, ülkemizi çevreleyen Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'yu sarmış, Birinci Körfez Harekatı, Azerbaycan-Ermenistan Harbi, Balkanlar'daki çatışmalar ve süregiden iç güvenlik harekatına uluslararası terörizm, etnik çatışmalar ve kökten dincilik hareketleri de eklenince TSK, anlamlı bir küçültülmüş kuvvet yapısını gerçekleştirme imkanını bulamamıştır.
TSK, her zamanki sorumluluk duygusu, yurt ve ulus sevgisi içerisinde, ülkemizin menfaatlerinin savunmasını ve ulusal güvenliğimizi, bağrından çıktığı asil ulusumuza en az yük olacak şekilde yerine getirme kararlılığını sürdüregelmiştir. Bütün olumsuz şartlara rağmen, önceden davranış alışkanlığıyla geleceğin daha küçük, daha modern, elastiki ve modüler kuvvet yapısıyla ilgili çalışmaları sürdüregelmiştir.
Şu anda, PKK-KADEK pasifize edilmiştir. Irak İkinci Harekatı'nın askeri bölümü büyük ölçüde tamamlanmıştır. Balkanlar'da, Kafkaslar'da ve Afganistan'da nispi bir istikrar sağlanmıştır. Ancak, Kıbrıs ve Ege sorunlarının politik çözümü henüz gerçekleşmemiştir. Barış gücü, tabii afetlerde halka yardım, istikrar harekatına katılım gibi ulusal ve uluslararası görevlerin kuvvet ihtiyacı da devam etmektedir.
Çizdiğimiz bu tablo çerçevesinde, TSK, temkinli bir yeniden yapılandırma faaliyetini hızlandırmanın zamanı geldiğine inanmaktadır. Bunun ilk adımı olarak, 15 Temmuz 2003 tarihinden itibaren, 18 ay olan askerlik süresinin 15 aya indirilmesi suretiyle mükellef asker sayısının yüzde 17 oranında azaltılmasının uygun olacağı teklifinin hükümete iletilmesine karar verilmiştir. Buna paralel olarak, yedek subaylık süresi 16 aydan 12 aya, kısa dönem erbaş ve erlik süresi 8 aydan 6 aya indirilecektir. Bu azalma, ileride gerçekleştirilecek kuvvet yapısı küçültülmesine de imkan sağlamış olacaktır.''

BAŞBAKAN ERDOĞAN: YARIN DEĞERLENDİRECEĞİZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çorlu TEM Kavşağı-Çevreyolu Kavşağı Duble Yol açılışına katılmak üzere gittiği Çorlu'da gazetecilerin, ''Genelkurmay Başkanlığı'nın askerlik süresinin kısaltılmasıyla ilgili teklifine ilişkin görüşünü'' sorması üzerine, ''Arkadaşlarımızla yarın değerlendirmesini yapıp, gerekli açıklamayı Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yapacağız'' dedi.
''Askerlik süresinin kısaltılmasına olumlu mu bakıyorsunuz?'' şeklindeki soruya ise Erdoğan, ''Bakanlar Kurulu toplantısından sonra...'' karşılığını verdi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Savaşların meçhul çocuk askerleri
Çanakkale ve İstiklal Savaşı'na katılan çok sayıda çocuk, vatan savunmasında destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergileyerek, ''meçhul çocuk askerler'' olarak Türk tarihinde yerini aldı.
Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı, Konya ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nuri Köstüklü, yaptığı açıklamada, Türk milletinin vatan savunması verdiği dönemlerde erkek ve kadınlar kadar çocukların da çok önemli görevler üstlendiğini söyledi.
Türk çocuklarının milli bir sorumluluk şuuru içinde gösterdikleri fedakarlıklar, çektiği çileler ve eziyetlerin tam olarak bilinmediğini vurgulayan Köstüklü, Anadolu'nun hemen her köşesinde, özellikle işgal gören yörelerde, çocukların da bir destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergilediğini anlattı.
Çocuk askerler üzerine bir araştırma yaptığını ve elde ettiği bilgileri bazı seminerlerde sunduğunu dile getiren Köstüklü, bunlardan bazılarını şöyle sıraladı:
''Antep savunmasında Kebapçı Said Ağa'nın oğlu küçük Mehmet, Şahin Bey'in oğlu Hayri, şehit Yolağası'nın oğlu Mehmed Ali, arzuhalci Ali Efendi'nin oğlu İsmail gibi 11-12 yaşlarındaki çocukların özverisi göz yaşartıcı boyuttadır. Bu çocuklar Arslan Bey'in başında bulunduğu milis kuvvetlerinin içinde diğer Kuvayi Milliyeciler gibi silahlı olup yeri geldiğinde çatışmalara katıldılar ve çoğu zaman da istihbarat hizmetinde bulundular.

TEK BACAĞI İLE MİLLİ MÜCADELEDE YER ALDI

Bu çocuklardan küçük Mehmet ve İsmail, 1920 yılının Ağustos ayında şehrin durumu ile ilgili orduya dilenci kılığında bilgi götürürken düşman askerlerine yakalandılar ve hiçbir konuda düşman kuvvetlerine bilgi vermediler. Serbest bırakıldıktan sonra ateş açılması nedeniyle küçük Mehmet 4, İsmail ise 9 yerinden yaralandı. Mehmet'in hastanede ayağı kesilerek kurtarıldı. Ancak İsmail hastanede şehit oldu. Bir ayağı kesilen Gazi Mehmet, geri döndükten sonra tek ayağıyla Milli Mücadelede yine görev aldı.''
Köstüklü, bir diğer kahraman Tarsuslu küçük Mehmet'in de mücadelede önemli görevler üstlendiğini belirterek , ''Bu çocuk, Adana cephesinde düşmanla çarpışıldığı zaman Kuvayi Milliye'ye yemek taşır ve postacılık yapardı. Birgün yine vazifesini yaparken kurşun yağmuruna yakalandı. Ağır yaralanan Mehmet, Konya'da tedavi gördü'' dedi.

KAHRAMANLIKLARI TÜRKÜ OLDU

Adanalı çocukların da İstiklal Savaşı'nda milli heyecan ve sorumluluk içinde hareket ettiğini dile getiren Köstüklü, şöyle devam etti:
''12 Haziran 1920'de Fransız ve Ermenilerden oluşan bir grubun Türklere yönelik katliamında, direniş gösteren Türk çocuklarından 10 yaşındaki Mehmet, aldığı kurşun ve süngü yaralarına rağmen hayatta kalmayı başardı, ancak bir bacağını kaybetti. Urfa'da 14 yaşındaki Bozan, Fransızlar kaçarken Kuvayi Milliye önünde harbe katıldı. Bu yavrunun kahramanlığını gören halk, Bozan için türkü bile yaktı. Sebeke dağından indim dereye/Atılıyor bombalar, bilmem nereye/Türk çeteleri dönmez geriye/Be yürü! yürü Bozan Yavrum yürü!/Vursun kırsın Fransızları, aslanım yürü!...''
Köstüklü, Kahramanmaraş savunması sırasında düşmanın önünü kesmesi için kendisine verilen köprü uçurma görevini yerine getiren Sarıca Köyü'nden 14 yaşındaki Ali, milis kuvvetler arasında bir çok yeri dolaşmak suretiyle bilgi alışverişini sağlayan 10-11 yaşlarında Osmaniyeli Niyazi Aykan da Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdırdığını ifade etti.

12 YAŞINDAKİ NEZAHAT ONBAŞI

Tabur Komutanı Binbaşı Halit Bey'in kızı 12 yaşındaki Nezahat onbaşının da, bu küçük yaşına rağmen elinde silahı asker kıyafetiyle Türk ordusuyla birlikte çeşitli muharebelere katıldığını anlatan Köstüklü, ''Ata binmesini ve silah kullanmasını çok iyi bilen bu kız çocuğu Milli Mücadele boyunca 70. Piyade Alayı'nın bir mensubu olarak alayla birlikte tam bir asker gibi, cepheden cepheye koştu. Hatta bu Alaya, o bölgede 'Kızlı Alay' denmişti'' dedi.
Köstüklü, Çanakkale Savaşı'na katılan Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri gibi birçok okulun öğrencisinin şehit düştüğünü belirterek, savaşın olduğu dönemde bu üç lisenin mezun bile veremediğini bildirdi.
Vatanın kurtulması için Türk milletinin kadını erkeği ve çocuğuyla tek vücut olarak düşmana karşı koyduğunu ve yabancı unsurları Türk topraklarından attığını belirten Köstüklü, ''Türk çocuğu yeri geldiğinde omzunda silahla cephede savaştı, yeri geldi istihbarat için haber taşıdı, yeri geldi Türk askerine su, ekmek ve mermi götürdü. Bugün kahramanlık destanları yazarak gazi ya da şehit olan bu çocukların birçoğu bilinmemektedir'' dedi.
Son düzenleyen Blue Blood; 19 Mart 2007 17:10 Sebep: kırık linkler silindi...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
22 Nisan 2006       Mesaj #24
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Nasıl ki bugün ayrılıyorum
Bekle yarın da öyle dönerim
İstemem göz yaşı
Gülsün göz bebeklerin

Sen de gül kahkahalar savurup
Sen de neşe saç bu bahara
Mutluluk bu canım aşkım
Yolculuk kutsal vazifemi yapmaya

Hani kızardım sana bazen
Çok gülüyorsun diye
Bu akşam benimle sonsuzlaşsın o gülüşler
Baksana karşındaki şimdi bir asker

El sallama hüzünle ardımdan küserim
Ben bir rüzgârım belli olmaz nerede eserim
Bugün yağmur sunarım
Yarın şafakla doğan güneşim
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
23 Nisan 2006       Mesaj #25
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Asker Ocağı


Sabah kalk düzelt yatağını giy üstünü 15 dakikada
Burası ana kucağı değil asker ocağı
Bir saat boyunca mıntıka sonra işdimaya
Burası ana kucağı değil asker ocağı

Sabah kahvaltısı beş zeytin çay *****
Öğle akşam yemekte değişik bir koku var
Pilavları hiç karıştırma içinde taşlar
Burası ana kucağı değil asker ocağı

Akşam bot boya birde traş var
Bir yandan soğuk bir yandan rüzgar
Üst değiş saat on deyince herkes yatar
Burası ana kucağı değil asker ocağı

Yağmurda çamurda eğitim yapıyor
Soğuk kış demeden çalışıyor
Çamur içerisinde bıkmadan geziyor
Burası ana kucağı değil asker ocağı

Mektup bekliyor uzaktaki sevdiklerinden
Nöbet tutarken türkü söylüyor içinden
Yarini özlemiş belli oluyor gözlerinden
Burası ana kucağı değil asker ocağı

550 Gün geçer mi geçer diyorlar
Bu askerlik biter mi biter diyorlar
Sayılı günler çabuk geçer diyorlar
Burası ana kucağı değil asker ocağı

Üşümez donmaz yorulmaz asker
Sevdiğinin hasretiyle yanıyor asker
Gün sayıyor şafak sayıyor asker
Burası ana kucağı değil asker ocağı


ata12ji

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Nisan 2006       Mesaj #26
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Saygılar Mutttalip
Sen bildim bileli, bu koyunların arkasında korkuluksun
Hiç işe yaramasan da
Zararın yok ahaliye
Köpek kadar değerin olmadı
Allah zeval vermesin gölgene
Köpek gölgeliği oldun ya!
O da yeter.
Bir koyunlar bildi değerini
Birde anan_
_bir o derdi.. kınalı kuzum


Ayda bir kere düşersen dağdan
Kerpiç duvarlı yıkık odana
Kapıda girmeden karın (Azrail
Maytap patlatır sana

Dün akşamda öyle oldu
Barut kokusu yayıldı geceye
Sanki kalleş bir oyundu
Işıklar yönsüz kapandı secdeye

İki dürümlük kalçasıyla
Top patlatır göğsünde
İnledi tüm kemiklerin çöp sepetinde
Kıçı kırık tazı gibi, kaç dağlara muttalip

Manga manga asker var arkanda
Sırtlarında filintaları
Omuzlarında sırma apoletler
Şöyle yazılı sabıka dosyanda
Vurun, suçlu..
Beş çocuk babası
Azrail den karısı
Ölümdür Özgürlüğe acılan son kapısı)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Nisan 2006       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hani asker ölmez diyorlardı.
Hani asker ağlamaz diyorlardı,
İşte ağlıyor,
Hani asker sevmez diyorlardı yarim aklımdan çıkmıyor,
Hani asker ölmez diyorlardı baksa azrailin elinde ismim yazıyor.

Hani sevenler aylrılmaz diyorlardı,
Baksana bir mektup bile gelmiyor,
Hani asker unutulmaz diyorlardı, soranım bile olmuyor,
Hani asker ölmez diyorlardı,baksana azrailin elinde ismim yazıyor.

Hani asker özlemez diyorlardı,
Baksana gözlerim seni arıyor,
Hani asker sevmez diyorlardı,
Yüreğim kan ağlıyor
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
25 Nisan 2006       Mesaj #28
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
ASKER SÖZLÜĞÜ
Önemli Kelimeler

aztek: astegmen Kullanim: Etrafta subay yokken çavuslarla falan konusurken kullanabilirsiniz, mesela "aztek Mustafa'ya kil oluyorum" gibi.
batarya: Dört takimdan olusan birim (piyadeler buna bölük diyorlar). Komutani bir yüzbasi. Kullanim: Taburdaki bataryalar numaralari ile anilirlar. Mesela Hafif 3 gibi.
dogan günes: terhis olacaginiz günün sabahi. Kullanim: Diyelimki ayin 11'inde terhis olacaksiniz, ayin onunda "Safak kac?" diye soruldugunda "Dogan günes!" diye cevap vereceksiniz.
içtima: Birligin sayilip komutana mevcudun bildirilmesi icin günün belirli saatlerinde toplanmasi. Kullanim: Sabahlari batarya olarak içtima yapiliyor, aksamlari ve özellikle Cuma aksamlari tüm tugay birlikte toplaniyor. Içtimanin maksadi herkesin nerede olundugunun bilinmesi (nöbette, revirde, görevde, istirahatte, ...) ve firar varsa bir an önce ortaya çikarilmasi. Lakin, günün belki de en sinir bozucu anlari burada yasaniyor, defalarca sayiliyorsunuz, her zaman degisik sayi çikiyor, bir alem yani... Sunun gibi ifadelere kulaklariniz alisacak: "Batarya, sabah içtimasinda bir subay, iki astsubay ve besyüzon er ve erbas mevcudu ile emir ve görüslerinize hazirdir komutanim!"
kadro: Dagitimi yapilmis ve egitimini tamamlamis er, ayni zamanda usta er. Kullanim: Resmi sayilan bir terim oldugu için herkesin yaninda (kadrolar dahil) kullanabilirsiniz.
komutan: Rütbesi sizden yüksek olanlara (yani herkese) hitap sekliniz. Kullanim: Çavus ve onbasilara komutanim diye hitap etmeniz lazim. Özellikle etrafta daha üst rütbeli birisi varsa buna itina edin. Komutanlarin hiyerarsisine de dikkat edin. Önce manga komutaniniz gelir (bu bir çavus veya onbasi olabilir), isteklerinizi onu atlayip daha üstteki bir komutana söylemeniz hos karsilanmaz mesela (size sorulmus ise baska tabii)
mamus [okunus: mamush]: kisa dönem dövizli acemi erlere (mehmetciklere) verilen isim, kibarcasi Mehmet Bey. Kullanim: Kadrolar bunu sizin için kullanacaklar.
manga: 20-25 erden olusan sizin ait oldugunuz en küçük birim. Kullanim: Her takimin içindeki mangalar numaralari ile anilir. Mesela eger ikinci takimin birinci magasindaysaniz, "ikinin birindenim" veya "ikiye birdenim" dersiniz.
manga basi: mangadan sorumlu er, bu acemilerden birisi ve genellikle en uzun boylu olani. Kullanim: Manga basina komutan diye hitap etmeyin.
mintika [okunus: mIntIka]: bölge anlamina gelen bu kelime sizin için takim olarak temizliginden sorumlu oldugunuz yer anlaminda. Kullanim: "Arkadaslar minitkamizi yaptiktan sonra yemege gidecegiz." cümlesinde oldugu gibi yapmak fiiliyle birlikte kullanilir.
poset [okunus: poshet]: yüksek okul mezunu olup da askerligini yedeksubay yerine 8 aylik er olarak yapmayi tercih edenlere takilan isim; çavuslarinizin bir kismi böyle olabilir, yasca diger kadrolardan büyüktürler. Kullanim: Kadrolarkendi aralarinda kullanirlar ama siz samimiyeti ilerletmeden kullanmasaniz daha iyi olur.
safak [okunus: shafak]: bulundugunuz günü saymadan üniformali uyanacaginiz gün sayisi. Bu kelime oradayken hayatinizin ekseni olacak. Kullanim: Diyelimki ayin 11'inde terhis olacaksiniz. Ayin 8'inde (uyanir uyanmaz bile) "Safak kac?" diye soruldugunda "Iki!" diye cevap vereceksiniz.
tabur: Bir kaç bataryadan olusan birim. Komutani genellikle bir yarbay. Kullanim: Ait oldugunuz birimler hiyerarsisinde numara yerine ismi olan ilk birim. Burdur'da Hafif Topçu Taburu, Orta Topçu Taburu ve Özel Tabur olmak üzere üç tabur var.
takim: Bes mangadan olusan birim. Kullanim: Bataryanin takimlari da numaralari ile anilirlar. Mangadaki kullanim örnegine bakiniz.

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Nisan 2006       Mesaj #29
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ben bir asker
Ayrılık ise bir subay
Koşturuyor beni uzaklara
Senden uzaklara

Ben bir askerim
Ona sözüm geçmez
Ne diyeyim, onu
Başıma komutan yapan

Kader utansın.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Nisan 2006       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ibo0oa

Benzer Konular

6 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
23 Mart 2010 / The Unique Sosyoloji
22 Şubat 2007 / M.u.R.a.T Türkiye Cumhuriyeti
11 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Taslak Konular