Arama

Asker Ocağı - Türk Askeri - Mehmetçik

Güncelleme: 7 Ocak 2012 Gösterim: 126.780 Cevap: 90
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
14 Nisan 2006       Mesaj #1
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime


Sponsorlu Bağlantılar
asker1xe


Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ


300pxturkasker2vd


BIZIM ASKER
Davul zurna yolcu ederiz seni
En büyük asker bizim asker
Emri vazife eyler isen eğer
Melekler seni korur asker

Arınırsın ocakta,sivil esvaptan
Kolaylık dileriz sana Allahtan
Korkma sakın gölgeden,karanlıktan
Nöbetin kolay olsun asker

Çok ararsın annenin aşını
Olmaz bu kadar diye sallama başını
Taşına dikkat et, kırma sakın dişini
Salla kaşığı mercimeğe afiyet olsun asker

Eksik etme bizden nameni
Boşa gitmesin,vatanını emeği
Unutma sakın,dostlarım demeyi
Sigaranı arkadaşın ile böl'de iç asker

Duygu selidir biliriz askerlik
Arkadaş muhabbeti ile olur dirlik
Hangi kıtadasın,birliğin hangi birlik
Şiirine,türküne dökte yaz,gönder asker



vatan255iy


HANI ASKER ÖLMEZ DIYORLARDI

Hani asker ağlamaz diyorlardı,
İşte ağlıyor,
Hani asker sevmez diyorlardı yarim aklımdan çıkmıyor,
Hani asker ölmez diyorlardı baksa azrailin elinde ismim yazıyor.

Hani sevenler aylrılmaz diyorlardı,
Baksana bir mektup bile gelmiyor,
Hani asker unutulmaz diyorlardı, soranım bile olmuyor,
Hani asker ölmez diyorlardı,baksana azrailin elinde ismim yazıyor.


Hani asker özlemez diyorlardı,
Baksana gözlerim seni arıyor,


Sevgili Kardeşim Moriquendi... Hepimize farz olan Vatani Görevde Allah Yardımcın olsun. Hayırlı teskereler...

Son düzenleyen kompetankedi; 14 Nisan 2006 12:37
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
14 Nisan 2006       Mesaj #2
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
mehmetcik8tw

Sponsorlu Bağlantılar
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
14 Nisan 2006       Mesaj #3
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi

ASKER OCAGI

Kim bilir kaçıncı nöbetinde saklanır gözyaslarin.
Kaç defa parola sordun, can ciger arkadaşına.
Yat, kalk, sürün muhabbettini kaç kez kapattın.
Birde hasret kokan resimlerin üstünü.

Kim bilirkaç defa saydın yerdeki taşları.
Gece yarısı ışıklar söndügünde yarım kaldı,
Baştan saydın her seferinde.
Tipkı kogus kontrolü yaptıgın gibi.

Sevmedin belki kaşıgını, çatalını,
Her yemek vakti ana yemegi tüttü burnuna.
Huyunu suyunu sevmedin bu toprakların.
Unutma sen askersin, orası asker ocagı.
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
15 Nisan 2006       Mesaj #4
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
TÜRK ORDUSU TÜRK MİLLETİ'NİN ŞEREFİDİR


Tarihin bilinen en eski düzenli ordusunu Türkler kurmuştur. Doğuştan bir askeri zeka ve kabiliyete sahip olan Türklerin ismi, tarih boyunca “asker” kelimesiyle bir arada kullanılmıştır. Bu yüzdendir ki; “Her Türk asker doğar!” terimi yabancı milletlerin bile kabullendiği bir cümle olmuştur.

Milli varlığımızın teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Ulu Önder Atatürk'ün izinde emin adımlarla ilerlerken onun kendisine miras bıraktığı üstün seciyeyi, kişilik ve ahlak özelliklerini de büyük bir gurur ve liyakatla üzerinde taşımaktadır. Bu değerli emaneti gelecek nesillere aktarmayı şerefli bir görev kabul etmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri, iç ve dış düşmanlara karşı, ülkemizin varlığının ve bekasının en büyük teminatıdır. Bu şerefli kurum, milli varlığımızı korumak için yüzbinlerce şehit vermiş, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir ordunun mirasçısıdır. Yüksek karakterini ve üstün seciyesini Türk'ün ayak bastığı her karış toprakta tarih boyunca ispatlamıştır.


turkordusu19fc


Ordumuza Duyulan Sonsuz Güven

Ülkemiz üzerinde sinsi emeller besleyenlerin faaliyetlerini bugüne kadar hep boşa çıkarmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri, dün olduğu gibi bugün de pusuda bekleyen düşmanlarını fiili bir saldırıya girişmekten caydırmakta, kahramanlığı, vatanseverliği ve askeri dehasıyla tüm dünyanın hayranlığını kazanmaya devam etmektedir. Şanlı Türk ordusu bugüne kadar, hiçbir karşılık beklemeksizin memleketimizin ve milletimizin hayrını, güvenliğini ve bütünlüğünü gözetmiş; tüm kurumlarıyla Cumhuriyetimiz'in, laikliğin, hukukun ve demokrasinin savunucusu olmuştur. Her türlü siyasi tartışma ve çekişmenin üstünde yer alan mukaddes bir kurum olan Türk ordusu, Türk Milleti'nin sahip olduğu toprakları işgalcilerin elinden kurtarmış ve Cumhuriyet tarihi boyunca da bu toprakları her türlü iç ve dış düşmana karşı kahramanca müdafaa etmiştir. Büyük Önder Atatürk’ün, "Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarfetmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız teminatıdır" ifadesiyle de dikkat çektiği gibi, Ordumuz varlığımızın en önemli güvencesidir.

Şanlı Tarihimiz

Şanlı Türk ordusu, Önce Balkan Savaşları'nda büyük bir Slav ittifakıyla; sonra I. Dünya Savaşı yıllarında, Çanakkale'de, Kut-ül Amare'de, Süveyş'te, Kafkasya'da dünyanın en güçlü ordularıyla; ardından Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz desteği ile Anadolu'yu işgal eden Yunan ordusuyla savaşmış ve böylece tüm bu toprakları o asil kanıyla sulamış bir ordunun mirasçısıdır. Ardından, sahip olduğu üstün yetenekler, disiplin ve kararlılığı ile Avrupa'nın yayılmacı güçlerini frenleyen, II. Dünya Savaşı yıllarında tüm Avrupa'yı işgal eden Hitler'i dahi caydıran, Sovyet tehdidine karşı dimdik ayakta duran, Kore'de kahramanlık destanları yazarak tüm dünyanın gıptasına mazhar olan, Kıbrıs'ta gözüpekliğini ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiş bir ordudur.

Türk ordusu şanlı bir geçmişe dayanmaktadır ve bugün de hala aynı vasıfla Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük güvencesi olmaya devam etmektedir. Bu ise, kuşkusuz vatanını ve devletini seven her Türk'ün göğsünü kabartmaktadır. Milletimizin ordumuza olan inancı ve güveni tamdır. Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletimiz tarafından "ülkenin en güvenilir kurumu" olarak gösterilmesi de bunun bir ifadesidir.

Türkiye’nin Stratejik Önemi ve TSK

Türkiye, dünyanın en hassas coğrafyasında yer alan bir ülkedir. Türkiye'nin üç ayrı dış politika yönü, yani Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya, onyıllardır süren çatışmaların ve önümüzdeki onyıllarda süreceği aşikar olan çıkar mücadelelerinin odak noktalarıdır. Sahip olduğu güçlü Osmanlı mirası, stratejik konum, doğal zenginlikler, Türkiye'yi pek çok dış gücün hedefi haline getirmiştir ve getirmeye devam etmektedir. Bu tehditlere karşı Türkiye'nin en büyük güvencesi ise, her zaman kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri olmuştur.

Geçmişe baktığımızda, kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin dış düşmanlar tarafından tehdit edildiğini ve her defasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahramanca mücadelesi ve basiretli taktik ve stratejileri vesilesiyle bunları bertaraf ettiğini görebiliriz.

Komutanlarımızın İsabetli Kararları

Türk Silahlı Kuvvetleri sadece askeri gücüyle değil, aynı zamanda Türkiye'nin stratejik meseleleri konusundaki birikimi ve çalışmaları ile de ülkemizin güvencesi olmaya devam etmektedir. Ordumuzun kurmay kadroları, Türkiye'nin tüm milli meselelerini dikkatle izlemekte, etüt etmekte ve bu meselelerde izlenmesi gereken politikalar konusunda sivil otoriteye yardımcı olmaktadır. Örneğin Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin KKTC'ye ve Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'a verdiği destekte, TSK'nin bu hassas konudaki isabetli analizlerinin ve öngörülerinin büyük rolü vardır.


TÜRK'ÜN YÜKSEK SECİYESİ

Bir milletin devlet kurma ve bu milleti yaşatma yeteneği hiç şüphesiz, o milletin kendisine has değerlere sahip olmasıyla ilgilidir. Türkler'in devlet kurma ve yaşatmadaki başarısını anlayabilmek için Türk kültürünü, vatan ve millet anlayışını, hâkimiyet gücünü, idarî ve askerî yapılanmasını yakından tanımak gereklidir.
Türk Milleti sadece kendisi için değil, hâkimiyeti altındaki tüm milletler için de Türk'e yakışır şekilde hareket etmiştir. Osmanlı Milleti'nin bugün üç kıt'aya yayılmış, üzerinde 35 milletin kurulduğu büyük bir coğrafyayı ve değişik milletleri barış içerisinde, 600 yılı aşan bir süre bir arada tutmasının özünde Türk'ün yüksek seciyesi yatar.


TÜRKLER'DE ASKERLİK

Türkler'in birçok özelliklerinin yanında en fazla ön plana çıkmış yönleri de iyi birer asker olmalarıdır. Çok eski devirlerden beri çeşitli adlarda devlet kurmuş olan Türk Milleti'nin temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanır. Askerlik ilk önce Türkler'de bir meslek, sonra da milli bir görev olmuştur. Türkler, mükemmel askeri kuruluşları ve değerli komutanları sayesinde varlıklarını ve bütünlüklerini dünyaya tanıtmışlardır. Türk askeri cesur, feragat sahibi, disiplinli ve saygılıdır. Kanunî devrinde Avusturya sefiri olarak İstanbul'da bulunan Büsbek (Busbecq), Türk askerlerinden ve ordu kuruluşlarından şöyle söz eder:

"Türkler, sefer esnasında sabırlı, tahammüllü ve iktisatlı hareket ederler. Türk sistemini kendi sistemimizle mukayese edince istikbalin başımıza getireceği şeyleri düşünerek titriyorum. Bu ordu galip gelecek ve payidar olacak, biz ise mahvolacağız. Çünkü Türkler hiç sarsılmamış kuvvete sahip oldukları gibi, kendilerine has zafer itiyatları, meşakkatlere tahammül kabiliyeti, intizam, disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var."

Türk askerlik ruhunun ölmezliğini bilmeyen yabancılar, İstiklal Savaşı'ndaki zaferimizi "Türk mucizesi" diye adlandırdılar.

Türkler'de özellikle şehitlik ve gazilik mertebeleri kutsaldır. Allah yolunda, din, vatan ve millet uğrunda savaşırken ölenlere "şehit", sağ kalanlara da "gazi" denir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır onlar Rableri katında diridirler rızıklanmaktadırlar." (Al-i İmran Suresi, 169) buyurmuş ve şehitlerin ölmezliğini ifade etmiştir.

Türk Milleti, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" inancı ile tarihte büyük zaferler kazanmış, son olarak İstiklâl Harbi de bu inançla kazanılmıştır.


İSLAM DİNİNİN MUHAFAZASI İÇİN

Hiç şüphesiz Türk Milletlerinin kuruluş ve gelişmesinde etkili olan diğer bir unsur askeri teşkilatlanmadır. Tarih boyunca Türk orduları diğer tüm milletlerin imrendiği ve aynı zamanda korktuğu, çekindiği bir ordu olmuştur. Aynı zamanda Türk askeri düşmana korku, dostuna ise büyük güven vermiştir.

"Kılıç, Türkler'in elinde bulunduğu sürece senin dinîne zeval yoktur." İmam-ı Azam'da Türklerin bu özelliğini şöyle belirtmiştir.

Türk ordusu hem teşkilâtlanma hem de savaş düzeni açısından kendine has özelliklere sahip olmuştur. Türkler askerlik alanında birçok milleti etkilemiş, savaş gereçleri, giyim kuşam ve askerî nizam gibi konularda pek çok yenilikler getirmişlerdir. Atı bir savaş aracı olarak da kullanan Türkler, bu sayede büyük bir hız ve manevra kabiliyeti elde etmişler, kısa zamanda geniş coğrafyalara hâkim olmayı başarabilmişlerdir. Türk silâhları da ordunun hareket kabiliyetine uygun olarak hafif ve etkili silâhlardandır. Özellikle Türk okları, kılıçları ve zırhları hafif fakat etkili vasıflarıyla, Türk askerînin vazgeçilmez silâhları olmuştur. Türkler, at üzerinde hareket hâlindeyken bile bu silahları büyük bir ustalıkla kullanabilmişlerdir. Türk silâhları çeşit ve nitelik bakımından, zaman içerisinde gelişip çoğalmış, ancak askerî teşkilât ve savaş taktiği, temel özelliklerini, bütün Türk Milletlerinde muhafaza etmiştir. Merkez, sağ ve sol kollardan oluşan ordu, savaş düzeninde kendine has taktiklere başvurarak, kendinden çok daha büyük orduları dahi bozguna uğratmayı bilmiştir. Düşmanın imhası ile kesin sonuç alınan bu savaş taktiği "bozkır taktiği", "turan taktiği" ve "bozkurt taktiği" gibi çeşitli adlarla tarihe geçmiştir. Sahte ricat ile düşman ordusunu merkezden uzaklaştırıp, pusuya düşürmeyi esas alan bu taktikte, sağ ve sol kollar düşman ordusunu bir hilâl içerisine alarak, imha eder. Bu taktik İslâm öncesinde olduğu gibi, İslâmî dönemde de başarıyla uygulanmıştır. Dandanakan Savaşı'nda, Malazgirt Meydan Muharebesinde, Miryakefalon'da, Mohaç'ta ve hatta Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde bu taktik başarıyla tatbik edilmiştir. Türk Milletlerinin kuruluşu ya da İstiklalinde bu savaşların bir dönüm noktası olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.


HALK ORDU, ORDU DA HALKTIR!

Yukarıda belirttiğimiz gibi Türk Milletlerinde belirli devlet ve askerlik düzeninin pek fazla değişmediği görülür. Bir devlet yıkıldıktan sonra yerine kurulan devlet hemen hemen aynı teşkilâtı devam ettirmiştir. Çünkü Türkler'de halk ile ordu düzeni aynıdır. Özellikle barış zamanında sivil ve asker diye bir ayırım yapılmamaktadır. Bu sebepten ünlü kültür tarihçimiz Bahaeddin Ögel haklı olarak Türkler'de "halk ordu, ordu da halktır" demiştir. Dolayısıyla aynı halka, yani aynı kültür ve geleneğe dayanan yeni Türk Milleti'nde teşkilât özelliklerinin devam etmesi tabiîdir. Bütün Türk Milletlerinde ordu, halk ile iç içe girmiştir. Bir bölgeye sefer yapılacağı zaman sadece eli silâh tutan kişiler değil, onların aileleri de sefere iştirak ederlerdi. Bu sebeple Göktürkler, kitabelerde yazdığı şekliyle, fethedecekleri topraklara "süleyip konarlardı". Yani sadece "sü" (asker) göndermekle kalmaz, bunun yanında halkı o bölgeye "iskân" ederlerdi. Türk fetihlerinin kalıcı olması ve fethedilen bölgelerin "Türkleşmesi" bu şekilde gerçekleşirdi. Yurt tutmayı amaçlayan "sülemek" ve "kondurmak" siyaseti İslâmî dönemde de devam ettirilmiştir. "Gaza ve cihat" aşkıyla XI. yüzyıldan itibaren Azerbaycan, Suriye ve Anadolu'ya giren Türkler, kendinden önceki bazı kavimler gibi, bu bölgeleri işgal ve istilâ edip geri çekilmemişler, aksine kendileri için yeni bir yurt olduğu şuuruyla, girdikleri toprakları mamur hâle getirmeyi hedeflemişlerdir. Çadırlarıyla, arabalarıyla, çifti-çubuğuyla bütün bir millet, Anadolu'ya yerleşmiş, buraya kendi kültürünün damgasını vurmuştur. Fethedilen bölgelerde uygulanan toprak sistemi, askerî olduğu kadar, idarî ve sosyal bakımlardan da devlet ve milletin gelişip, güçlenmesine imkân sağlamıştır.


Türk'ün Dünya Nizamı

Türk Milleti'nin tarih boyunca kurduğu devletlerin sayısının 180'i bulduğu kabul edilir. Hatta pek çok tarihçi, araştırmalar derinleştirildikçe bu sayının daha da artabileceğini belirtmektedir. Bu devletlerden 16 tanesi ise dünya tarihinde etkili rol oynamış, çok güçlü devletlerdir. Kemal Tahir'in 1966 yılında söylediği gibi: "Türk Milleti'nin bütün tarih boyunca bayraksız ve devletsiz kalmaması rastgele ve boşuna değildir. Onun çekirdeğindeki dinamizm, ona Devlet kurma yatkınlığı getirmiş... Devlet kurmak başka bir şeydir, devleti yönetmek başka bir şeydir. Türk Milleti tarih boyunca Devleti hem kurmada, hem yönetmede ustalık göstermiştir."

Türk Milleti her biri diğerinden güçlü olan bu 16 devletle ve bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise hakimiyetleri altında yaşayan farklı etnik kökene mensup toplulukları, herbirinin dil ve din farklılıklarını koruyarak, barış, huzur ve güvenlik içerisinde, asırlar boyunca birarada yaşatma becerisini göstermeleridir. Aynı topraklar üzerinde hakimiyet kuran farklı devletler ise bu başarıyı sağlayamamış, sözkonusu topraklara bu kadar uzun süreli hakimiyetler sağlayamamışlardır.

Selçuklu ve Osmanlı Devletleri başta olmak üzere, Türk Milleti'ni bu coğrafyayla bütünleştiren ve güçlü kılan unsurları sadece askeri güçle açıklamak ise mümkün değildir. Anadolu'yu fetheden, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar dünyanın en karışık ve en hassas bölgesini asırlar boyunca hakimiyeti altında tutan güç, Türk Milleti'nin özünü oluşturan son derece şerefli ve üstün bir harstır.

Dürüstlüğü ve mertliği ile tanınan Türk Milleti, zulümden ve haksızlıktan uzak duran, adaleti her zaman ayakta tutan, hoşgörüden ve uzlaşmadan yana olan tutumuyla tarih boyunca üstün medeniyetler oluşturmuştur. Kendilerine tabi olan halklar da her zaman Türklerin yönetiminden razı olmuş, hatta çoğu zaman kendi istekleriyle onların yönetimleri altına girmişlerdir. Bu adaletli yönetim sayesinde tüm Balkanlar'ı, Kafkasya'yı ve Ortadoğu'yu kapsayan coğrafyada, üç dine ve muhtelif mezheplere mensup, dilleri, kültürleri, ırkları birbirlerinden tamamen farklı milyonlarca insan asırlar boyunca hiçbir zulme maruz kalmadan huzur içinde yaşamışlardır.

Ancak günümüzde aynı topraklar üzerinde acı, gözyaşı, zulüm ve savaş bir türlü sona ermemektedir. Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar'dan oluşan ve Türkiye'nin tam merkezinde yer aldığı "Osmanlı Coğrafyası" halen çok hareketli ve karışık bir yapıya sahiptir. Osmanlı Devleti'nin siyasi olarak varlığının ortadan kalkmasının ardından bu bölgede oluşan boşluk henüz doldurulamamış ve gerçek anlamda bir güven ortamı sağlanamamıştır. Bu durum aynı topraklarda asırlar boyunca "örnek bir birlikte yaşama modeli" uygulayan Türk Milleti'ne dikkati çekmeyi gerektirmekdir. Ve bu modelin günümüzde ve gelecekte de sadece Türk Milleti tarafından gerçekleştirilebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Nitekim son yıllarda pekçok devlet adamı ve siyaset bilimci, başta Osmanlı Devleti olmak üzere, Türk devletlerinin başarıyla yürütmüş olduğu adil yönetim sistemini incelemektedir. Bu incelemelerdeki amaç ise, Türklerin gerçekleştirdiği sistemi temel alan yeni bir yönetim modeli oluşturmaktır.

Günümüzde tarihçilerin ve sosyologların yapmış olduğu çalışmalar tek bir gerçeği göstermektedir. Bu gerçek, 1900'lü yılların başından bu yana savaşların ve çatışmaların bitmediği Ortadoğu'ya, Balkanlar'a ve Kafkasya'ya kalıcı barışın getirilebilmesinin, ancak bu tarihi mirasın varisi olan Türkiye'nin liderliğinde mümkün olabileceğini göstermektir. Türkiye'nin liderliğinde oluşturulacak bir birlik, hem çatışmaların sonu olup bölgeye kalıcı barışı getirecek, hem de tüm bölge ülkelerinin güçlü bir ekonomik işbirliği içerisine girmeleriyle tüm halkların yaşam kalitesini yükseltecektir.


Bu bölgede yaşayan devletlerin hem askeri, hem de siyasi açıdan en güçlü olabilecekleri model, hiç şüphesiz birbirleriyle çatışmak yerine güçlerini birleştirmeleriyle oluşacak olan modeldir. Ortak bir dış politika bu devletleri karşı konulamaz bir güç haline getirecektir. Dolayısıyla 21. yüzyıla adım attığımız bugünlerde de Türkiye'nin geleceğe dair misyonu, tarihteki Türk devletlerinin büyüklüğüne ve şanına yakışır nitelikte olmalıdır. Üstelik bu misyon tarihte olduğu gibi bugün de Türk Milleti'ni zirveye taşıyacak, hakettiği lider devletler arasına dahil edebilecek bir misyon olmalıdır. Dünya tarihinin en uzun ömürlü ve en güçlü devletlerini kurmuş, tüm dünyaya nizam salmış olan Türk Milleti'nin aramış olduğu çözüm ve çıkış yolları ise kendi tarihinde mevcuttur.
Türk Milleti, "ölürsem şehid, kalırsam gazi" inancı ile tarihte büyük zaferler kazanmıştır, son olarak bir ölüm-kalım savaşı olan İstiklâl harbi de bu inançla kazanılmıştır.


YABANCI GÖZÜYLE TÜRKLER VE OSMANLI

"Türkler bir ırk ve millet olmak haysiyetiyle yeryüzünün en şerefli insanlarıdır. Karakterleri pek asil ve yücedir... Asaletleri alınlarında ve amellerinde yazılıdır... Onların yurdu efendiler diyarıdır, kahramanlar, şehitler ülkesidir. Bence insaniyete şeref veren böyle bir milletin düşmanı olmak insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır. Böyle bir lekeden Allah beni korusun."
Fransız şair Lamartine

"Padişahın imparatorluğunda herkes kendi halinde bahtiyar olabilirdi. Mutlak bir dini hürriyet hüküm sürerdi ve kimse şu veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir zorlukla karşılaşmazdı."
Ünlü Türkolog Franz Babinger

"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus'a yanaşmayın, haindir sizi yok eder. Fakat kendinizi Osmanlılar'a emanet edin, adil ve merhametlidirler."
Boğdan Beyi Büyük Stefan'ın ölüm döşeğinde oğullarına vasiyeti

"Sizin gibi gözü doymaz prenslerin, toprak ağalarının ve burjuvaların idaresi altında yaşamaktansa, Osmanlılar'ın idaresi fakirlere daha hayırlıdır."
Protestan Mezhebi'nin Kurucusu Martin Luther

"1526'da (Mohaç'a giden) 200.000 kişi ekilmiş tarlalara ayak basmadan ve tek bir ot koparmadan imparatorluğun Rumeli yakasını bir baştan bir başa geçmiştir."
Fransız Yazar J. Michelet

"Bir asır içinde yerlerini Osmanlı İmparatorluğu'na terk eden Balkan Hıristiyan Devletleri umumiyetle sanıldığı gibi Hıristiyan dinini yoketmek isteyen mutaassıp bir düşmanın sebep olduğu dini bir katastrofla ortadan kaldırılmış değildirler."
Romen Tarihçisi ve Devlet Adamı Iorga

"Türk hakimiyetinden yerli Hıristiyanlar bu bakımdan da memnundular ki Türkler gelmeden önce ülkeleri devamlı asayişsizlik ve tahribat içindeydi. Şimdi ise sükun hüküm sürüyordu... Viyana bozgunundan sonra Venedik geçici olarak Sakız ve Mora'yı işgal ettiler. O kadar zulüm yaptılar ki, Sakız ve sonra Mora'ya Türkler dönünce yerli Rumlar onları büyük sevinçle karşıladılar."
Fransız Tarihçi FernardGrenard

"Yirmi yedi yıl kadar önce bazı Protestan Fransızlar padişahın ülkelerinden birine sığınmayı tasarladılar. Bu kararlarının birinci sebebi katolik Fransa'nın Protestan Fransızlar'a karşı devamlı zulmü, ikinci sebebi ise Türklerin bütün dinlere karşı cihanşümul ve değişmez müsamahası idi."
Cenevizli Chenier


komando4hd



bayrak17la




Ey mavi göklerin beyaz ve kizil süsü Kiz kardesimin gelinligi, sehidimin son örtüsü. isik isik, dalga dalga bayragim, Senin destanini okudum Senin destanini yazacagim, Sana benim gözümle bakmayanin Mezarini kazacagim, seni selamlamadan ucan kusun Yuvasini bozacagim, Dalgalandigin yerde ne korku ne keder, Gölgende bana da bana da yer ver. Sabah olmasin günler dogmasin ne cikar, Yurda ay yildizin isigi yeter, Savas bizi karli daglara götürdügü gün, Kizilliginda sigindik, Dalgalardan cöllere düsürdügü Gölgene sigindik, Eysimdi süzgün rüzgârlarda dalgali Barisin güvercini, savasin kartali Yüksek yerlerde acan cicegim Senin altinda dogdum Senin dibinde ölecegim, Tarihim, serefim, siirim, her seyim Yer yüzünde yer begen, Nereye dikilmek istersen, Söyle seni oraya dikeyim.


NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE...

bayrak32uj
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Nisan 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
wef armee
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Nisan 2006       Mesaj #6
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
bayrak33jm


hani asker ölmez diyorlardı

Hani asker ağlamaz diyorlardı,
İşte ağlıyor,
Hani asker sevmez diyorlardı yarim aklımdan çıkmıyor,
Hani asker ölmez diyorlardı baksa azrailin elinde ismim yazıyor.

Hani sevenler aylrılmaz diyorlardı,
Baksana bir mektup bile gelmiyor,
Hani asker unutulmaz diyorlardı, soranım bile olmuyor,
Hani asker ölmez diyorlardı,baksana azrailin elinde ismim yazıyor.

Hani asker özlemez diyorlardı,
Baksana gözlerim seni arıyor,
Hani asker sevmez diyorlardı,
Yüreğim kan ağlıyor




asker48ik






ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
16 Nisan 2006       Mesaj #7
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
4 asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi!

Nasihatamiz mektubunu Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım. Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha güçlendirdi. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim.

Gözlerimi biraz sağa çevirdim. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir sada ile beni müjdeliyorlardı. Nazarlarımı sola çevirdim; çığıl çığıl akan dere, bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor, oynuyor, köpürüyordu.

Şu anda bu güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında, çamaşır yıkayan askerlerim saf saf dizilmişler. Davudi sesli yiğit bir ezan okuyordu. Herkes, herşey, bütün mevcudat onu, o mukaddes sesi dinliyordu. Ezan bitti, o dereden ben de bir abdest aldım. Cemaat ile namazı kıldık.

'-Ey yerlerin ve göklerin Rabbi! Ey şu öten kuşun, şu gezen ve meleyen koyunun, şu secde eden yeşil ekin ve otların, şu heybetli dağların Halikı! Sen, bütün bu müslüman Türk milletine verdin. Yine onlarda bırak! Çünkü böyle güzel yerler ve şu nimetler, seni takdis ve senin yüceliğini tasdik eden bu millete mahsustur.

Ey benim Rabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri, senin ism-i celalini İngiliz ve Fransızlar'a tanıtmaktır. Sen bu şerefli dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek böyle güzel ve sakin yerde sana dua eden bu askerlerin süngülerini keskin, düşmanlarını zaten kahrettin ya, bütün bütün mahveyle!..' diyerek dua ettim ve kalktım.. Artık benim kadar mes'ut, benim kadar bahtiyar kimse tasavvur edilemezdi...
Valideciğim, çamaşır falan istemem, paralarım duruyor.


ALLAH RAZI OLSUN
4 Nisan 1915
Oğlun HASAN ETHEM... "


sehit6re



Bayrakları bayrak yapan, üzerindeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa VATAN dır...


anit34jq


Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.



ibrahimcalliyaraliasker3iq



Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak;
Boşanır sırtlara, vadîlere sağnak sağnak.


11353358107dv



İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek,
Şühedâ gövdesi, baksan a, dağlar, taşlar
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
BİR HİLÂL uğruna, yâ Rab, ne GÜNEŞLER batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor TEVHÎDİ...
BEDR'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...


Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek KÂBE'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,



anit5pt


Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor PEYGAMBER.
Son düzenleyen Blue Blood; 16 Nisan 2006 14:08
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #8
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi


Asker Anasıyım


Dün gece uğurladım seni,
Vatana asker ettim.
Cama dayalı başın,
Ağlayamadan bakışın,
Yüreğimi dağlayışın,
Gözlerimden gitmiyor.
Ben asker anasıyım,
Ağlama demeyin bana....
Asker eyledim vatana,
Sütüm helal olsun sana,
Ben asker anasıyım.
Bir emanetin var bende,
gözün arkada kalmadan git sen de,
eşin benim desteğim bu zor günde,
Ben asker anasıyım!
Sana hasretim her zaman,
Cağlayacak sular gibi,
Vatan borcun namus borcun
Deyip yolunu gözleyeceğim,
Ağlama demeyin bana,
Bitecek bu günler ve hasret,
Kavuşacağım sana,
Ben asker anasıyım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
x1pmhmdzmdzjiiah5tcvwzdpaukzz5






Asker Günlüğüm



Koğuş kalk saat altıda



Tan ağarmadan başlar asker günlüğüm


Kimi evinden uzak, kimi yatıda

Hasreti yakıcı asker günlüğüm.

Sabah erkenden ilk iş mıntıka

Bazımız yenici bazımız antika

Hallerimiz uymaz oldu mantığa

Mantığımı aldı asker günlüğüm

İçtimadan önce kahvaltı

Yemekhane binanın altı

Gün altmış ay on altı

Saymakla bitmez asker günlüğüm.

Zinde olmalı askerin kafası

Koğuşta yapılır yat yoklaması

Yoğun günün ardından iyi gelir uyku sefası

Ne rüyalar görür asker günlüğüm.

Farksızdır akşamımla sabahım

Daimi sırdaşım bir tek Allah’ım

Nöbet arkadaşım G-3 silahım

Nöbette geçer asker günlüğüm.




Güven Aydın







Ey Asker Kalk









Ey asker kalk:




Düşman sarmış tüm vatanı



Acıma vatanına yan gözle bakanı


Kalk ranzanı düzelt


Al silahını kepini tak


Bu terör karartısına bir kandil yak


Bul onları vur isteme hak


Anan bacın yatar onlar yatarken sen kalk


Bu vatana akıtılmaz mı aciz kan


Düşmemek ayıp olur bir karış toprağa


Aile ecdadını düşün vermedi bu vatanı


Sende durma al silahını kalk ayağı


Vurulursan bir kafir kurşunuyla


Melekler doluşur hemen sen düştüğün anda


Al sancağı düş yollara ara onları dağda


Bir kere bak gözüne kafiri bulduğun anda


Onunda evladı var düşün ama bırakma


Bırakırsan arkandan gelir senin yurduna


Anan bacın tetirgin bakar senin yoluna


Gözlerinde ki yaşa bak ve ona acıma


Sen şehit evladısın canını ver vatana….



Uğur çakmak

Son düzenleyen Blue Blood; 16 Nisan 2006 20:13
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #10
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bizim Asker/Uğurlama


Davul zurna yolcu ederiz seni
En büyük asker bizim asker
Emri vazife eyler isen eğer
Melekler seni korur asker

Arınırsın ocakta,sivil esvaptan
Kolaylık dileriz sana Allahtan
Korkma sakın gölgeden,karanlıktan
Nöbetin kolay olsun asker

Çok ararsın annenin aşını
Olmaz bu kadar diye sallama başını
Taşına dikkat et, kırma sakın dişini
Salla kaşığı mercimeğe afiyet olsun asker

Eksik etme bizden nameni
Boşa gitmesin,vatanını emeği
Unutma sakın,dostlarım demeyi
Sigaranı arkadaşın ile böl’de iç asker

Duygu selidir biliriz askerlik
Arkadaş muhabbeti ile olur dirlik
Hangi kıtadasın,birliğin hangi birlik
Şiirine,türküne dökte yaz,gönder asker

Güzel olur askerin izini, çarşısı
Tozdan dumandan görünmez karşısı
Kaş,göz,işmar ederse dişiden birisi
Eve,sılaya kapta gel asker



ih0bns1ys

Benzer Konular

6 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
23 Mart 2010 / The Unique Sosyoloji
22 Şubat 2007 / M.u.R.a.T Türkiye Cumhuriyeti
11 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Taslak Konular