Arama

Bir Gözlem Projesi - Ay - Sayfa 2

Güncelleme: 23 Mart 2016 Gösterim: 15.187 Cevap: 23
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
22 Ocak 2013       Mesaj #11
Avatarı yok
Yasaklı
NASA, Leonardo Da Vinci'nin Ünlü Tablosunu Lazerle Ay'a Gönderdi

Sponsorlu Bağlantılar
Uzayda iletişim için radyo sinyalleri yerine optiği kullanmaya çalışan ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 2009 yılından bu yana Ay'ın yörüngesinde bulunan Ay Keşif Uydusu'na (LRO) Mona Lisa'nın gri tonda optik sinyallerini gönderdi.Mona Lisa'nın Maryland'deki tesisten 384 bin 400 kilometre uzaklıktaki LRO'ya gönderilmesi, gezegenler arası uzay araçları için lazer iletişiminde çok büyük bir ilerleme olarak kabul ediliyor.Ay Yörüngesi Lazer Altimetresi (LOLA) araştırmacılarından David Smith, "İlk kez uzayda tek yönlü lazer iletişimi kurmayı başardık. Yakın gelecekte bu tür basit lazer iletişimi, uyduların kullandığı radyo iletişimini desteklemek için kullanılacak. Daha sonra ise lazer iletişimi, halihazırda kullanılan radyo bağlantılarında çok daha yüksek veri hızına ulaşmamızı sağlayacak" dedi.

Tablo Parçalara Bölündü

NASA, Mona Lisa'nın lazer sinyalini LRO'ya göndermek için Greenbelt'te yer alan Goddard Uzay Uçuş Merkezi'ndeki Gelecek Nesil Uydu Lazer Değişim İstasyonu'nu kullandı. Da Vinci'nin ünlü tablosu önce 150-200 piksellik parçalara bölündü, daha sonra saniyede 300 bitlik veri transfer hızı ile LRO'ya aktarıldı.Sinyali alan LRO, 500 yıllık resmi yeniden yapılandırdı, Dünya'nın atmosferinden geçerken oluşan bozulmaları CD ve DVD'lerde de kullanılan bir teknikle düzeltti ve radyo dalgalarını kullanarak Dünya'ya geri gönderdi.NASA'nın LRO ekibinden Richard Vondrak "Bu çığır açan bir başarı, uzayda lazer iletişimi kullanabileceğimizi kanıtladı. Yüksek veri transfer hızına sahip lazer iletişimi, NASA'nın bir sonraki Ay misyonunun en temel önceliklerinden biri olacak" dedi.NASA, 2013 sonuna kadar Ay'ın atmosferini incelemek için Ay Atmosfer ve Toz Ortamı Gezgini adlı uydusunu Dünya'nın gizemli uydusuna göndermeyi planlıyor.


Kaynak : Ntvmsnbc - Ajanslar / BBC (21 Ocak 2013,15:10)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Şubat 2013       Mesaj #12
Avatarı yok
Yasaklı
'Ay Üsleri 3D Yazıcı İle İnşa Edilecek'

Sponsorlu Bağlantılar
Gök bilimciler, gelecekte Ay’dan alınacak materyalle Ay’da üs kurulabileceğini belirtti. Üslerin inşasında ise 3D yazıcılar kullanılacak.Avrupa Uzay Ajansı (ESA),ilginç bir araştırma projesi başlattı. 3D yazıcılarla Ay üsleri inşa edilmesini amaçlayan projenin ‘temel konseptinin doğrulandığı’ belirtildi. ESA’nın verdiği bilgiye göre, bahsedilen konsept ‘ Ay materyaliyle magnezyum oksitin karıştırılması ve üssün yüzeyini oluşturacak maddenin bu şekilde oluşturulmasını’ kapsıyor. Ardından, materyali serleştirmek için tuz eklenecek. 3D yazıcının ağzı, materyalin altına yerleştirilecek, böylece Uzay boşluğunun yardımıyla baskı yapılacak.

ESA, büyük projesi için İngiltere merkezli Monolite şirketinin yazıcılarını kullanmayı planlıyor. Birçok defa test edilen yazıcının, gelecekteki modelleriyle 1 hafta için bir bina inşa edilebileceği tahmin ediliyor. İngiltere’nin Foster + Partners mimarlık şirketiyle çalışan ESA, ilk olarak bir kubbe benzeri ev inşa etmeyi planlıyor. Evlerin duvarları, kozmik radyasyonu ve küçük gök taşı yağmurlarını durdurabilecek özellikte olacak. Gök bilimciler, projenin akla yatkın olduğunu ancak daha fazla çalışma gerektiğini ifade etti. Oda sıcaklığında verimli olan 3D baskı, Ay’ın şartlarında beklendiği kadar başarılı olmayabilir. Dahası, inşa edilmesi beklenen binaların Ay’ın jeolojik özelliklerine dayanıklı ve uyumlu olması gerekecek.


Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (01 Şubat 2013,13:45)

Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:52
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
9 Nisan 2013       Mesaj #13
Avatarı yok
Yasaklı
500 Tonluk Asteroid Ay'a 'Sürüklenecek'

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA), gelecek yıl yeni bir projeye başlayacağı belirtildi. NASA, yeni projesi kapsamında araştırma ve keşif yapılacak bir asteroidi Ay’ın yörüngesine çekecek.

NASA, Uzay’dan büyük ölçekli numune toplamaya hazırlanıyor. Uzay ajansı, eşi benzeri olmayan bir proje kapsamında, geliştireceği robotik uzay araçlarını asteroid yakalamak için kullanacak.ABD’li Senatör Bill Nelson’ın açıkladığı proje kapsamında, hükümetin vereceği ek 100 milyon dolarlık bütçe ile 2021 yılında bir asteroidin ‘yuvarlanarak Ay’a sürüklenmesi’ amaçlanıyor.

Space'in verdiği bilgiye göre, Nelson, “Bu proje çok daha geniş kapsamlı bir programın parçası... Aklımızdaki ana plan, bir asteroidde madencilik yapılması, aynı zamanda asteroidlerin yörüngelerinden saptırılmasını amaçlıyor. Dahası, Mars’a ulaşmak için üzerinde çalıştığımız yolları geliştirmek istiyoruz.” dedi.


'Yakala ve Yuvarla'

NASA’nın hazırladığı proje, Dünya yakınındaki bir asteroidin (NEA), robotik bir uzay aracı ile yakalanmasını, ardından Ay’ın yörüngesine çekilerek götürülmesini amaçlıyor. Sonrasında ise astronotlar 2021 yılında NASA’nın yeni nesil uzay kapsülü olarak geliştirilen Orion ve Space Launch System (Uzay Ateşleme Sistemi) roketiyle yakalanarak Ay yörüngesine çekilen asteroide gönderilecek.

Benzer bir proje, geçtiğimiz yıl California Teknoloji Ensititüsü’ne (Caltech) bağlı, Keck Uzay Çalışmaları Enstitüsü tarafından sunulmuştu. Araştırmacılar, hazırladıkları ilk projede, ‘Dünya’ya yakın bir asteroide yapılacak sık keşif görevleriyle, astronotların Mars’ın uyduları Phobos ve Deimos ile Güneş Sistemi’ndeki diğer yakın gök cisimlerine ulaşması için tecrübe kazanabileceklerini’ belirtmişti. 100 milyon dolarlık bütçeyle hayata geçecek olan projenin, ortalama 500 tonluk bir asteroidi Ay’a sürükleyecek teknoloji ve çalışma için 2.6 milyar dolar seviyesine yükselmesi bekleniyor.


Kaynak: Ntvmsnbc / Space (08 Nisan 2013,06:48)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:53
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Mayıs 2013       Mesaj #14
Avatarı yok
Yasaklı
Ay’daki Su İzleri Dünya’ya Ait

Bilim insanları, astronotların Ay’dan getirdikleri taş örnekleri üzerinde yaptıkları analizlerde, su damlacıklarının Dünya’nın eski zamanlarındaki su kalıntılarıyla aynı olduğunu tespit etti. Apollo görevlerinde elde edilen kayalardaki kimyasal özellikler, Ay ve Dünya’nın sahip olduğu suyun Asteroid Kuşağı’ndan geldiğini gösterdi.

Ay taşları üzerinde yapılan yeni bir araştırma, Dünya’nın uydusunun içinde sakladığı suyun izlerininin, Dünya’nın antik dönemlerine uzandığını ortaya çıkardı.NASA’nın Mini-SAR uzay aracı, 2010 yılında yaptığı analizlerde Ay’ın kuzey kutbundaki kraterlerde yaklaşık 600 milyon ton buz halinde su olduğunu tespit etmişti. Science dergisinde yayımlanan yeni araştırma ise donmuş bir kayayı andıran Ay’ın farklı bölgelerinde de su bulunduruyor olabileceğine işaret etti.

Ay’ın sahip olduğu suyun Dünya’dan geldiğine işaret eden örnekler, 1971 yılında Apollo 15 ve 1972’de Apollo 17 tarafından toplandı. Bu görevlerde elde edilen yeşil ve turuncuya yakın renkleriyle dikkat çeken kayalar da analiz edildi. Bilim insanları, Apollo 15 kumandanı Dave Scott ve ay modulü pilotu Jim Irvin tarafından bulunan yeşil kayanın içinde saklı olan volkanik cam kabarcıklarına odaklandı. Kayanın içinde hapsolan kristaller tarafınan korunan ve bir zamanlar Ay’ın yüzeyinde yaşanan lav püskürmelerinden korunan kabarcıklar, Ay’ın eski zamanlardaki iç yapısı hakkında önemli bilgiler sundu.

Araştırmalar, cam damlacıklar içindeki su izlerini geçmişte tespit etmişti. Yeni araştırma ise Ay’daki suyun kimyasal olarak Dünya’daki suyla aynı olduğunu ortaya koydu. Dünya’daki suyun büyük kısmının (yaklaşık yüzde 98’i), Güneş Sistemi’nin oluştuğu ilk dönemlerde (4.6 milyar yıl önce) karbonlu kondrit olarak adlandırılan meteroitlerle taşındığını düşünüyor. Kabul edilen teoriye göre, Ay, Dünya’nın oluşumundan kısa bir süre sonra, Mars büyüklüğünde bir kozmik cismin Dünya’mıza çarpmasıyla oluştu.

Kimyasal Analiz Cevabı Verdi

Guardian’ın verdiği bilgiye göre, Dünya’nın çok daha sıcak olduğu dönemde yaşanan çarpışmanın sonucunda oluşan kozmik enkaz bulutu, sahip olduğu ısıya rağmen suyun tümünü buharlaştıramadı. Araştırmada yer alan ABD’nin Brown Üniversitesi’nden jeolog Alberto Saal, “Çarpışmada ortaya çıkan ısı, suyun tümünü buharlaştırmadı. Bu su, bugün Ay’da bulunuyor” dedi. Bilim insanları, kimyasal yapısına bakarak kozmik cisimlerdeki suyun nereden geldiğini tespit edebiliyor. Güneş’ten çok uzak bölgelerde oluşan su, yakın bölgelerinde oluşan suya oranla, hidrojenin ağır bir izotopu olan döteryumdan daha fazla içeriyor.

Saal’ın ekibi cam taneciklerdeki suyu incelediğinde, döteryum oranının normale kıyasla düşük olduğunu görürken, kimyasal yapısını karbonlu kondritlerde bulunan suyla eşleştirmeyi başardı. Saal, Guardian’a yaptığı açıklamada, “Ay’da bulunan su, Dünya’ya bu elementi getiren aynı kaynaktan, karbonlu kondritten geliyor” dedi.

Karbonlu kondritler, Mars ve Jüpiter arasında yer alan ve Güneş Sistemi’nin en eski kozmik cisimlerini barındırdığı kabul edilen Asteroid Kuşağı’ndan gelen meteroitleri temsil ediyor. Araştırmada yer alan ABD’nin Carnegie Enstitüsü’nden Erik Hauri, “Yeni veriler, karbon içeren kondritlerin Ay ve Dünya’daki uçucu maddelerin ortak kaynağı olduğunu gösteriyor. Belki de bu meteroitler Güneş Sistemi’nin iç kısımlarındaki tüm uçucuların kaynağı olabilir” ifadesini kullandı.

Kaynak: Ntvmsnbc / Science - Guardian (10 Mayıs 2013,10:44)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 13:00
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Mayıs 2013       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı
Ay'ı Parlatan Dev Patlama

NASA, sürekli meteor yağmuruna maruz kalan Ay’ın son zamanlardaki en büyük çarpışmalardan birini yaşadığını ve yüzeyinde delik oluştuğunu belirtti. Ay’ın yüzeyine Mart ayında çarpan meteor, 20 metre genişliğinde krater oluşturdu.

Dünya gibi çok katmanlı bir atmosferi olmadığı için meteor yağmurlarına karşı savumasız kalan Ay, son zamanların en şiddetli çarpışmasına tanık oldu.ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 17 Mart’ta Ay’a çarpan bir meteorun, 20 metre genişliğinde bir krater açtığını belirtti. Saatte 90 bin kilometreyle Ay’a çarpan gök cisminin neden olduğu patlama, Dünya’dan çıplak gözle bakıldığında fark edilebilecek bir parlama ortaya çıkardı.NASA Meteroit Çevre Ofisi’nden Bill Cooke, “17 Mart 2013 tarihinde, Mare Imbrium’a küçük bir meteor isabet etti... Yaşanan çarpışma, geçmişte tanık olduğumuz çarpışmalara kıyasla 10 kat daha fazla parlaklık saçtı” açıklamasını yaptı.

Mare Imbrium, 1146 km genişliğiyle Ay’ın en büyük kraterlerinden biri olarak biliniyor. 3-4.5 milyar yıl yaşındaki krater, geçmişte lavlarla dolu olduğu için karanlık bir yüzeye sahip.Gökbilimciler, son sekiz yıldır Ay yüzeyinde yaşanan meteroit çarpmalarının takip edildiğini ve ilk defa bu denli büyük bir çarpışma gözlemlendiğini ifade etti.

Güneş Sistemi'nde Hareketli Gece

Gerçek zamanlı olarak izlenmeyen çarpışma, NASA’nın Alabama eyaletindeki Marshall Uzay Uçuş Merkezi’ndeki 35 santimetre genişliğindeki teleskoplar tarafından kaydedildi. Görüntüleri ilk fark eden isim olan Ron Suggs, “O kadar parlaktı ki gözümü aldı” ifadesini kullandı.Gökbilimciler, Ay’a çarpan gök cisminin 0.3-0.4 metre genişliğinde ve 40 kilo civarında olduğunu tahmin ediyor. Çarpışmanın, 5 ton TNT’ye eşdeğer bir patlama ortaya çıkardığı ifade edildi.

Ay’ın son sekiz yılın en büyük patlamasına tanık olduğu gece, Dünya’nın da çok sayıda meteroitin hücumuna uğradığı belirtildi. Bill Cooke, “17 Mart gecesi NASA ve Western Ontorio Üniversitesi, Dünya ve Asteroid Kuşağı arasında neredeyse aynı yörüngelerde hareket eden çok sayıda ateş topu tespit etti” dedi.

Dünya, zırh görevi gören atmosferi sayesinde sayısız meteroitin tehdidinden uzak kalmayı başarsa da, NASA 2005’ten bu yana 300’den fazla uzay taşının yüzeye ulaşmayı başardığına dikkat çekti.Şüphesiz en büyük meteor tehdidi, 15 Şubat sabahı Rusya’nın Çelyabinsk kenti üzerinde patlayan meteor olmuştu.NASA, LRO (Ay Keşif Uydusu) Dünya’nın uydusunda yaşanan patlama hakkında daha fazla bilgi elde etmeyi planlıyor.

Kaynak: Ntvmsnbc / BBC (21 Mayıs 2013,12:15)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:55
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
25 Mayıs 2013       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı
Ay Tozu 40 Yıl Depoda Unutuldu

Ay’a düzenlenen ilk insanlı görevde Dünya’ya getirilen numuneler, 40 yıl sonra bir üniversitenin laboratuvarındaki depoda bulundu.Apollo 11 görevinde Ay’a ayak basan ilk insan olan Neil Armstrong ve ekip arkadaşı Buzz Aldrin tarafından toplanan Ay tozu, 40 yıl sonra California’daki Lawrance Berkeley Ulusal Laboratuvarı ’nın deposunda ortaya çıktı.

Laboratuvar yetkilisi Karen Nelson, yaptığı açıklamada, “Ay tozunun nasıl depoya geldiğini bilmiyoruz” ifadesini kullandı.Space'in verdiği bilgiye göre, Nelson, depoda havası boşaltılmış paketler içinde tutulan 20 cam tüp bulduğunu, tüplerin yanında da 1971 yılında ‘Proceedings of the Second Lunar Science Conference’ dergisinde basılan bir makale yer aldığını belirtti. Makalede, tozların Apollo 11 ve Apollo 12 görevlerinde toplanan Ay tozu olduğu belirtiliyordu.


Makalenin yazarlarının California Üniversitesi’nin Uzay Bilimleri Laboratuvarı’na mensup akademisyenler olduğu belirtildi. Bu isimler arasında yer alan Nobel Ödüllü kimyager Melvin Calvin, Ay ortamının Dünyalı bakteriler tarafından, Dünya’nın ise astronotların dönüşünde Ay’ın olası zehirli içerikleri tarafından zehirlenmesini engellemek için çalışmıştı.

Bir Kısmı Deneyde Yok Oldu

Ay tozlarının, yapılan analizlerin ardından NASA’ya gönderilmesi gerekiyordu ancak ne olduysa Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nın deposunda unutuldular. Nelson, 40 yıl unutulan numuneleri bulduktan sonra Uzay Bilimleri Laboratuvarı ve NASA ’yla temasa geçti ve numuneler geri gönderildi.

Apollo astronotları, 1969 ve 1972 yılları arasında Dünya’ya 382 kg Ay numunesi getirdi. Kimyager Calvin ve meslektaşları, 1970 yılında 68 gr Ay tozunu incelenmesi için lavoratuvara gönderdi. NASA’nın Houston’daki Johson Uzay Merkezi’nde numune yetkilisi olan Ryan Zeigler, ‘gönderilen miktarın sadece 50 gramının ellerine ulaştığını’ belirtti.Geri gelmeyen miktarın deneylerde yok olduğu düşünülürken, Zeigler, ‘3 gramlık miktarın iletişim yetersizliği nedeniyle ortadan kaybolduğunu’ savundu.Zeigler, bulunan miktarın ellerine ulaştığını ve yeniden incelenip incelenmeyeceği konusunun şu an belirsiz olduğunu söyledi.



Kaynak: Ntvmsnbc / Space (24 Mayıs 2013,09:57)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:39
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Mayıs 2013       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı
'Ay'ın Kraterleri Antik İzler Barındırıyor'

Gök bilimciler, Ay’ın kraterlerinde oluşmalarını sağlayan asteroidlere ait büyük miktarda kalıntı bulunduğunu belirtti. Kraterlerin merkezinde farklı kimyasalları ortaya çıkaran bulgular, kraterleri oluşturan asteroidlerin sanıldığı gibi tamamen buharlaşmadığına işaret etti.Ay, kraterlerinde Güneş Sistemi’nin antik zamanlarından kalma asteroidlerin ‘DNA’sını barındırıyor. Gökbilimciler, kraterleri oluşturan çarpışmalarda, asteroidlerin sadece Ay’ın iç yapısını yüzeye çıkararak yok olmadıklarını, aynı zamanda kalıntılarını da geride bıraktıklarını tespit etti.ABD’nin Purdue Üniversitesi’nden Jay Melos, Space'e yaptığı açıklamada, “Ay’ın yapısı hakkında gelecekte yapılacak araştırmalar, yüzeydeki kayaların gerçekten Ay’a ait olduğunu ve çarpışmalardan kalmadığını gösterecek. Bu özellikle alışılmamış ve egzotik mineraller için geçerli” ifadesini kullandı.

'Ay'a Özgü Olmayabilirler'

Nature Geoscience dergisinde yer alan araştırmada Melosh, Pekin’deki Çin Bilim Akademisi’nden Zhong Yue ile birlikte bilgisayar modelleri kullanarak Ay kraterlerinin düzenini inceledi.Hesaplamalar, kraterleri oluşturan çarpışmaların yüzde 25’inin, saatte 43,130 km veya daha düşük bir hızda gerçekleştiğini gösterdi. Ancak bu hız, ne kadar yüksek görünse de asteroidlerin tamamen yok olmasına yetmiyor.

Diğer simülasyonlar, aynı hızda küçük asteroidlere ait minerallerin buharlaştığını ve büyük kısmının yeni oluşan kraterin kenarlarına dağıldığını gösterdi. Yeni oluşan kraterin en az 20 kilometre genişliğinde olduğu hesaplandığında, çarpışmadan arta kalan enkazın, krater Ay’ın yerçekimiyle çökerken merkezi bir noktada biriktiği anlaşıldı.Araştırma, 93 kilometre genişliğindeki Copernicus gibi Ay kraterlerinde nasıl spinel ve olivin gibi minerallerin bulunduğunu açıkladı.

'Ay'da Dünyanın Eski Mineralleri Bulunabilir'

Gökbilimciler, Ay’ın doğasına özgü olduğu düşünülen spinel ve olivinin, aslında antik asteroidler tarafından taşınmış olabileceği sonucuna vardı.Dünya’nın çok eski zamanlarda Mars büyüklüğündeki bir kozmik cisimle çarpışmasından oluştuğu düşünülen Ay’ın, oluşmasını sağlayan çarpışma hakkında da yeni düşünceler ortaya atıldı.

Arizona State Üniversitesi’nden Erik Asphaug, “Çarpışma hızlarının minerallerin kalıcılığı hakkında verdiği bilgiler, milyarlarca yıl önce Dünya’dan saçılan materyallerin Ay’da bulunuyor olabileceğine işaret ettiği gibi, spineller için de yeni bir açıklama sunuyor. Spineller, Dünya’nın üst manto tabakasından Ay’a saçılmış olabilir” dedi.Space'e açıklama yapan Asphaug, “Daha ilgi çekici olan düşünce, Dünya’da artık jeolojik olarak aktif olmayan protobiyolojik materyalleri bir gün bulabileceğimiz” ifadesini kullandı.


Kaynak: Ntvmsnbc / Nature Geoscience (27 Mayıs 2013,10:01)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:38
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Şubat 2014       Mesaj #18
Avatarı yok
Yasaklı
Ay'da Sondaj Çalışması

NASA, Ay’da sondaj yapmak isteyen özel şirketlerin başvurularını kabul etmeye başladı. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Ay yüzeyinde değerli ve nadir bulunan yeraltı kaynaklarını araştırmak için özel şirketlerle birlikte çalışmaya başladı. NASA, ilk aşamada projeyi desteklemek isteyen şirketlerden gelen başvuruları değerlendirecek. Daha sonra başvurusu kabul edilen şirketler, Ay’daki sondaj çalışmasının araştırmasını yürütecek robotun yapımına katkıda bulunacak. NASA, birçok kez araştırmalarına maddi açıdan kaynak bulabilmek için özel şirketlerle işbirliği yaptı. Ay’da gerçekleşecek bu özel proje için ise son başvuru tarihi 17 Mart olarak belirlendi.

Kaynak: BBC / Ntvmsnbc (11 Şubat 2014, 12:18)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:37
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
18 Nisan 2014       Mesaj #19
Avatarı yok
Yasaklı
Önce Robot Sonra İnsan

Bazı uzmanlarca Dünya'nın henüz keşfedilmemiş bir kıtası olarak görülen Ay'da insanlı üs kurmak için projeler geliştiriliyor. İlk aşamada Ay'a robotlar gönderilip sonrasında ise Ay'da insanlı üs kurulacak.

Ay, şimdilik çok tenha. Ancak araştırmacılar burada kurulacak bir insanlı üs için çalışıyor. Üs, başka gezegenlere yapılacak yolculukların ara istasyonu olacak. Bunun temelleri daha şimdiden laboratuarlarda atılıyor. Gezegen jeoloğu Ralf Jaumann, yıllardır Ay'dan alınan bir numune üzerinde çalışıyor. Numune, Ay yüzeyinin kimyasal yapısı ve kaynakları hakkında kapsamlı veri içeriyor. Alman Hava ve Uzaycılık Merkezi Prof. Ralf Jaumann, "Prensip olarak Ay'da üs kurmak için her şey mevcut. Ama işin bazı zorlukları var. Büyük olasılıkla ilk aşamalarda – ki, bu biraz zaman alabilir -, kendine yetecek istasyonu kuruncaya kadar gereken malzemeyi Dünya'dan Ay'a taşımak gerekecek" şeklinde konuşuyor.

Ay yüzeyinin keşfinde robotlar devreye girecek. İşte onlardan biri Space Climber. Bu aracı, Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi uzmanları geliştirdi. Robotun zorlu arazi koşullarında, kendi başına ilerlemesi hedefleniyor. Kavrayıcı kollarla donatılmış örümceklerin bir gün Ay'ın kraterlerine inip numune toplaması, Ay'daki kaynakları araştırması öngörülüyor. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi'nden Prof. Frank Kirchner, "Aracın 25 motoru var. Tekerlekli bir araç olsaydı 6 motoru olacaktı. Yani arıza ihtimali dört kat fazla. Bir tarafta hareket kabiliyetiniz yüksek olmalı, diğer taraftan belli bir unsurun bozulması halinde onu bir başkasıyla dengeleyebilmelisiniz. Kuracağınız sistemde gözetmeniz gereken bir başka önemli özellik ise güvenlik" diyor.

Robotlar Hazırlanıyor

Araştırmacılar yapay Ay koşullarında, robotları hazırlıyor. Devrilmeden ilerleyebilmesi için aracın bacaklarının hangi uzunlukta olması ve gövdenin hangi noktalarına bağlanmaları gerektiğini sınıyorlar. Bunun için hatalardan öğrenen bir yazılım geliştirildi. Yalnızca olumlu not alan özellikler araca adapte edilecek. Robot susuz da çalışır. Ama susuz bir insanlı üs düşünülemez. Prof. Ralf Jaumann, "Ay'da su üretmek için her türlü koşul mevcut. Güneş rüzgârlarının taşıdığı hidrojen yüzeyde tozla birleşiyor. Bazı kayalar da oksijen içeriyor. Hidrojen ve oksijenle birleşince ortaya su çıkıyor" ifadelerini kullanıyor. Münihli araştırmacılar, kimyasal bileşimi ve yapısı Apollo 14 misyonuyla Dünya'ya getirilen Ay tozuyla büyük benzerlik gösterdiği için Arizona'daki bir volkan kraterinden alınmış gri renkli tozu deneylerinde kullanıyor.

Su Nasıl Elde Edilecek

Hedef, tozun içerdiği hidrojen, oksijen ve azot gibi maddeleri ayrıştırmak. Tozda muhtelif metaller de var. Bu deney, bunun nasıl yapılabileceğine dair bir örnek veriyor. Isıtılması halinde taş parçalarından hidrojen ve oksijen çözülüyor. Bu yöntemi izleyerek su elde etmek mümkün. Ancak bunu yapabilecek araçlar henüz geliştirilmedi. Münih Teknik Üniversitesi'nden Matthias Pfeiffer, "En kötü ihtimalle, diyelim ki suya buz halinde rastlanmayan Ay'ın ekvator bölgesinde bir litre su elde etmek için elekten geçirilmiş bir ton taş ısıtmak gerekirdi" diyor.

Biçerdöver büyüklüğünde özel araçlar Ay tozunu topluyor. İşlenen toz reaktörlere aktarılıyor. Burada yüksek ısı verilen tozdan hidrojen, oksijen ve diğer unsurlar ayrıştırılıyor. Gaz halinde elde edilen maddeler su ve yakıta dönüştürülerek üsse naklediliyor. SOT Prof. Ralf Jaumann, "Ay'ı Dünya'nın henüz hiç keşfedilmemiş bir kıtası olarak görebiliriz. 10 ya da 20 yıl içinde olmasa da 50 yıl sonra Ay'da araştırma üsleri kurulacağından eminim" şeklinde konuşuyor. Bundan 100 yıl kadar önce Güney Kutbu insanlığa Ay kadar uzak geliyordu. Keşif tutkusu er ya da geç Ay'ın fethedilmesini de sağlayacak.

Kaynak: DW (14 Nisan 2014, 16:54)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:35
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
7 Haziran 2014       Mesaj #20
Avatarı yok
Yasaklı
Ay'da Başka Bir Dünya'nın İzi Bulundu

Araştırmacılar, Ay'da, milyarlarca yıl önce Dünya'ya çarptığı varsayılan gezegenin izini keşfetti.Ay'da, milyarlarca yıl önce Dünya'ya çarptığı ve böylece uydusunun oluşmasını sağladığı varsayılan başka bir Dünya'nın izine rastlandı. Apollo astronotlarının, Dünya'ya getirdiği Ay taşı üzerinde yapılan incelemede, Theia ismi verilen "gezegenin" izlerine rastlanırken, keşfin, Ay'ın dehşet verici bir çarpışma sonucu oluştuğu teorisini doğruladığı savunuldu. Goettingen Üniversitesi'nde görevli bilim adamlarının yaptığı araştırmanın sonuçları, Science dergisinde yayımlandı.

1980'lerden bu yana Ay'ın, Dünya ve Theia'nın 4,5 milyar yıl önce çarpışması sonucu oluştuğu teorisi kabul görüyor. Ay taşı üzerinde yapılan daha önceki incelemeler, taşın, tamamen Dünya'nın izlerini taşıdığını gösterirken, bilgisayar simülasyonları, uydunun, büyük ölçüde Theia'nın parçalarından meydana gelmiş olması gerektiğini gözler önüne sermişti. Araştırma ekibinin lideri Daniel Herwartz, keşifle, ilk kez çarpışma teorisinin kesin kanıtının bulunduğunu söyledi.

Kaynak: Science / AA (06 Haziran 2014, 11:24)
Son düzenleyen nötrino; 9 Nisan 2016 12:35

Benzer Konular

27 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap
13 Eylül 2011 / Daisy-BT X-Sözlük