Arama

Değişen Yıldızlar

Güncelleme: 30 Kasım 2011 Gösterim: 6.717 Cevap: 10
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Mart 2009       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
Yıldızların Doğası
Binlerce yıldır, gökyüzünün değişen doğası, insanların ilgisini çekmiş, merak konusu olmuş. Eğer çok dikkatli incelemiyorsak, gökyüzünde fark ettiğimiz değişikliklerin hemen hemen tümünü Güneş ve gezegenlerin hareketlerini oluşturduğunu sanırız. Ancak, biraz daha dikkati gözlemler yaptığımızda, bazı yıldızların parlaklık yönünden periyodik olarak değiştiğini görebiliriz.
Sponsorlu Bağlantılar
Değişen yıldız gözlemleri, genellikle bir teleskopa bağlanan ışıkölçerle yapılır. Buna karşın, çıplak gözle gözleyebileceğimiz değişenlerin sayısı hiç de az değildir.
Değişen yıldız, zaman içerisinde parlaklığını değiştiren yıldızları tanımlamakta kullanılan bir terimdir. Gerçekte, bir yıldız, milyarlarca yıl süren yaşamı boyunca parlaklığını değiştirir. Ancak, burada sözü edilen değişimler, yıldızın yaşam süresiyle karşılaştırlamayacak kadar kısa sürer. Bu değişimler, genellikle periyodik olurken, bunu bir kez yapan yıldızlarda vardır.
Bir değişen yıldızın zamana karşı çizilen parlaklık grafiğine "ışık eğrisi" denir. Bu yıldızlar genellikle ışık eğrilerine yani bu değişimin biçimine göre sınıflandırılır. Yıldızların ışık eğrilerini onların elektrokardiyogramı gibi de düşünebiliriz. Bu grafiğe bakarak, onların fiziksel özellikleri hakkında bilgi ediniriz. Günümüzde, birtakım değişen yıldızların ışık eğrilerini oluşturmak, pek çok profesyonel gökbilimcinin de temel uğraşları arasında yer alır. Şimdi, değişen yıldızların sınıflandırılmalarına bakalım:

Atmalı Değişkenler
Bu yıldızlar, periyodik olarak bir genişleyip bir sıkışırlar. Bu değişim boyutta olduğu gibi, parlaklıktada gerçekleşir. Atmalı değişenleri temel olarak üç gruba ayırabiliriz:
Sefeidler, periyotları 1'le 70 gün arasında değişen yıldızlardır. Adlarını, Delta Sefei'den alırlar (Sefeus, Kral Takımyıldızı'dır). Parlaklıklarındaki değişim 0,1 ila 2 kadir farkı arasında olur. Bu değişim önce ani bir artış, sonra yavaş bir azalma olarak görülür. Sefeidlerin uzaklıklarıyla, mutlak parlaklıkları (belirli bir uzaklıktan (10 parsek), ölçülen parlaklık) arasında bir ilişki vardır. Bu nedenle gökadaların ya da küresel kümelerin uzaklıkları ölçülürken, içlerinde bulunan bu yıldızlardan yararlanılır.
İkinci grup RR Çalgı yıldızlarıdır. Bunlar, periyotları birkaç saatten bir güne kadar değişen, yani çok kısa periyotlu yıldızlardır. Bu yıldızlar, aynı zamanda çok büyük, parlak yıldızlardır ve genellikle gökadaların merkezlerinde ya da küresel yıldız kümelerinde bulunurlar.
Üçüncü grup, Mira ya da uzun periyotlu değişenler olarak adlandırılırar. Bunlar, periyotları 80 günden 1000 güne kadar olabilen yıldızlardır. Uzun periyotlarına karşın, parlaklıklarındaki değişim çok belirgindir. Bu değişim 2,5 kadir farkından 11 kadir farkına kadar çıkabilir. Bu yıldızlara verilebilecek en iyi örnek Balina Takımyıldızı'ndaki Mira'dır.

Patlamalı Değişenler
Bu yıldızlar genellikle beklenmedik bir şekilde birden bire parlayıp, daha sonra yavaş yavaş sönen cisimlerdir. Bu yıldızların ışık değişimleri periyodik değildir. Bunlara verilebilecek en iyi örnekler ise nova ve süpernova patlamalarıdır. Nova, Latince bir sözcüktür ve "yeni" anlamına gelir. Novalar, genellikle yakın ikili yıldız sistemlerinde ortaya çıkar.

Örten Değişenler
Örten değişenler en azından iki yıldızdan oluşan sistemlerdir. Eğer bir çoklu sisteminin birbiri etrafında dönme düzlemi bizim bakış doğrultumuzda yer alıyorsa, yıldızlar birbirini örter. Örtülme sırasında, bir yıldız ötekinin ışığını engellediğinden, bizim tek bir yıldız gibi gördüğümüz sistemin parlaklığında azalma olur.


Değişen Yıldız Gözlemleri
Bir değişen yıldızın parlaklığı tahmin edilirken, benzer parlaklıklardaki değişen olmayan yıldızlardan yararlanılır. Bu yıldızlara "karşılaştırma yıldızları" denir. Profesyonel gökbilimciler de değişen yıldız gözlemleri yaparken, en azından bir karşılaştırma yıldızı seçerler. Her ne kadar ışıkölçer yardımıyla yıldızların parlaklıkları çok hassas bir biçimde ölçülebilse de, atmosfer tabakasının kalınlığı, değişen hava koşulları, ışık kirliliği gibi etkenler ölçümleri önemli ölçüde etkiler. Aslında, gözle yapılan gözlemlerde bir karşılaştırma yıldızı seçimi çok daha önemlidir; çünkü, gözümüzün algılama gücü hem daha düşüktür, hem de gözümüz kirlilik yapan ışık kaynaklarından daha çok etkilenir. Eğer gözlemini yaptğımız değişen yıldızın en parlak ve en sönük olduğu anlardaki parlaklığını biliyorsak, yine bu parlaklıklarda seçeceğimiz birer yıldız en azından bu yıldızın parlaklığının en düşük ve en yüksek olduğu anları bulmamızda yeterli olacaktır.
Gözle yapılan gözlemlerle bir değişenin ışık eğrisini oluşturmak da olanaklıdır. Ancak bunun için, gözleyeceğimiz yıldızın en düşün ve en parlak olduğu aralıkta parlaklığını bildiğimiz birkaç karşılaştırma yıldızı seçmemiz gerekebilir. Böylece, değişenimizin seçtiğimiz karşılaştırma yıldızlarıyla aynı parlaklıkta olduğu anları kaydederek ışık eğrisinde birer nokta elde etmiş oluruz.
Gözlem yeri olarak seçilecek bölgeler ışık kirliliğinden olabildiğince uzak olmalıdır. Yanımıza almamız gereken temel şeylerse, söylece sıralanabilir: Gözleyeceğimiz bölgenin haritası, not defteri, doğru ayarlanmış saat ve kırmızı ışık veren ve ışığı gözümüzü almayan fener. Ayrıca, bir dürbün ya da teleskop, yıldızları çok daha parlak göstereceği için parlaklık tahminimizi kolaylaştıracaktır. Fener, gözlemimizi not alırken ve haritaları kullanırken gerekli olacaktır. Işığının kırmızı renkli ve sönük olması gözümüzü almaması için gereklidir. Çünkü, aydınlıktan sonra gözümüzün yeniden karanlığa uyum sağlayabilmesi 15 dakika alır. Bu nedenle, gözlem süresince parlak ışık kaynaklarına bakmaktan kaçınmamız gerekir. Kırmızı ışığı, bir feneri kırmızı kağıtla kaplayarak ya da kırmızı diyot lambadan bir fener yaparak elde edebiliriz.
Değişen yıldız gözlemine çıkmadan, bir ön çalışma yapmak gerekir. Bu çalışmada öncelikle, gözlenecek değişen yıldızın belirlenmesi gerekir. Sonra da yıldız haritaları ve bir yıldız kataloğu yardımıyla bu değişene uygun karşılaştırma yıldızları seçilir. Gözleme çıkıldığında yapılan parlaklık tahminleri, saatleriyle birlikte not alınır. Eğer gözlenmek üzere seçilen değişen yıldız, uzun periyotlu bir yıldızsa (örneğin bir ya da bir kaç ay) gecede bir veri almak yeterli olabilir. Buna karşın çok kısa periyotlu değişen yıldızlar gözlenirken birkaç dakikada bir veri almak gerekebilir. Alınan verilerin, dolayısıyla da yapılan tahminlerin her biri ışık eğrisinin bir noktasını oluşturur. Çalışmanın sonunda elde edilen ışık eğrisi, eğer seçilen yıldız periyodik bir değişense, ileride bu yıldızın en parlak ve en sönük olduğu anları hesaplamanızı sağlayacaktır.
Eğer, bu yıldızın ne tür bir değişen olduğunu bilmiyorsak, ışık eğrisini diğerlerininkiyle karşılatırarak türünü de bulabiliriz.

Çıplak Gözle Gözleyebileceğimiz bazı Degişen Yıldızlar
Esiki çağlarda, herhangi bir gözlem aracı olmayan gözlemciler, bazı yıldızların periyodik olarak ışığını değiştirdiğini fark etmişler. Bu yııldızlardan belki de en ünlüsü, Perseus Takımyıldızı'nda yer alan Algol'dur. Bu yıldız, hem oldukça parlak olması, hem de ışığını belirgin bir şekilde değiştirmesi nedeniyle, merak konusu olmanın yanında bir korku kaynağı da olmuştu. Algol, bu yüzden hemen hemen tüm eski uygarlıklarda kötü bir şöhrete sahiptir. Binlerce yıl boyunca, yukarıda göz kırpıp duran bu cismin bir şeytan olduğu düşünüldü. Zaten, Algol da Arapça'dan gelme bir addır ve "kötü ruh" anlamını taşır. Benzer biçimde, Yunan mitolojisinde de Algol, bakıldığında insanı taşa dönüştüren , yılan saçlı Medusa'nın gözünü temsil etmektedir. Kahraman Perseus tarafından başı kesilen Medusa hâlâ gökyüzünden bize göz kırpıyor.
Algol, her 2 gün 20 saatte bir parlaklığını 2,1 kadirden 3,4 kadire azaltan örten değişen tipi bir ikili yıldız sistemidir. Bu sistem, biri parlak, biri sönük iki yıldızdan oluşur. Bu yıldızlar, periyodik olarak birbirlerini örterler; ancak, bu örtülme tam bir örtülme değildir. Parlak olan yıldız örtüldüğünde Algol'un parlaklığı önemli ölçüde azalırken, sönük olan öteki yıldız örtüldüğünde parlaklıkta çıplak gözle fark edilebilir bir değişim olmaz. Aslında karşılaştırma yıldızları kullanarak oluşturacağımız bir ışık eğrisinde bu sönük yıldızın örtülüşünü görmeyi deneyebiliriz. (Çünkü, bunu görebildiğini söyleyen amatör gökbilimciler var.) bu tür değişenlerin ışık eğrileri çok tipiktir ve bunlara "Algol tipi örten değişen" adı verilir.
Algol sistemindeki tutulma (örtme) yaklaşık 10 saat sürer. Yıldızın parlaklığındaki en belirgin değişim bu 10 saat süresince gerçekleşir. Bu değişim, özellikle Algol'un en sönük olduğu anın bir saat öncesinden bir saat sonrasına değin izlenirse, ne kadar belirgin olduğu anlaşılacaktır. Yeryüzündeki konumumuzdan dolayı, Algol yaz ayları dışında, yılın öteki mevsimlerinde ülkemizden rahatlıkla gözlenebilir. Algol'u sonbaharda kuzeydoğu yönünde, kışın başucuna yakın konumda, ilkbahardaysa kuzeybatı yönünde gözleyebiliriz. Gözlemlerinizde kolaylık sağlaması için rahatlıkla gözlenebileceği aylarda, Algol'un en sönük olduğu anları Bilim ve Teknik Dergisi'nin gökyüzü köşesinde vermeyi sürdüreceğiz.
Beta Lir (Çalgı) yine bir tür örten değişene adını veren bir yıldız sistemidir. Bu sistem, Algol'a benzer bir yıldız sistemidir; ancak, çok daha ilginç bir yapısı vardır. Beta Lir'in iki yıldızı, birbirine o kadar yakındır ki, birbirleri üzerinde yarattıkları etki bir yıldızdan diğerine madde akmasına neden olur. Işık eğrisi üzerinde örtülmenin yanı sıra, bu etki de belirgin olarak görülebilir. Algol tipi değişenler, tutulmalar dışında genellikle sabit parlaklığa sahipken, Beta Lir tipi değişenlerin ışık eğrileri daireseldir. Beta Lir'in periyodu 12,94 gündür ve parlaklıktaki değşim 3,3 ila 4,4 kadirler arasındadır.
Lambda Boğa, daha az bilinen bir Algol tipi örten değişendir ve parlaklığını 3,4 ila 3,9 kadirler arasında değiştirir. Tutulmalar yaklaşık 14 saat sürer ve toplam periyot 3,95 gündür.
Delta Kral (Delta Sefei), Sefeid tipi değişenlere adını veren yıldızdır. Kral (Sefeus) Takımyıldızı'nda yer alan bu değişenin periyodu, sadece 5,37 gündür. Bu süre boyunca, yıldızın parlaklığı, 3,5 ila 4,4 kadirler arasında değişir. Sefeidlerin özelliği, parlaklıklarının artma sürelerinin azalma sürelerinden kısa olmasıdır.
Eta Kartal, yaz ve sonbahar aylarının yıldızıdır. Delta Kral gbi, bir sefeid olan bu değişen yıldızın parlaklık değişimi , yine Delta Kral'ınkiyle aynıdır (3,5-4,4 kadirler arası). Ancak, periyodu onunkinden biraz daha uzundur : 7,18 gün.
Uzun periyotlu değişen yıldızlara adını veren Mira, Balina Takımyıldızı'nda yer alır ve parlaklığı önceden tam olarak tahmin edilememekle birlikte, genellikle 3-10 kadirler arasında değişir. Bu değişim, parlaklıkta yaklaşık 610 kat değişim demektir. Mira, en parlak olduğu dönemlerde, gökyüzünün parlak yıldızlarından biri olurken, en sönük olduğu dönemlerdeyse bir dürbün hatta küçük bir teleskopla bile görünmez olur. Mira'nın periyodu, 332 gündür. Bu nedenle, bu dönem boyunca, birkaç gecede bir alınacak veri, bu yıldızın ışık eğrisini oluşturmakta yeterli olabilir.
Avcı Takımyıldızı'nın ikinci parlak yıldızı Betelgeuse de bir değişen yıldızdır. Ancak, bir kırmızı dev olan yıldızın periyodu 6 yıldır. 1988, 1995 yılları arasında ışıkölçerle yapılan gözlemler, bu yıldızın parlaklığını 0,3 ile 0,9 kadirler arasında değiştirdiğini göstermektedir.


Kaynak: Tübitak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
20 Ağustos 2010       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Değişen yıldız
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Değişen Yıldız, parlaklıkları zaman içinde değişen yıldızlardır. Parlaklıkları genelde ya çok gençken, ya da çok yaşlı iken değişir. Bunun nedeni, ya genişleme, daralma, püskürme gibi yıldızın iç dinamiğinden; ya da iki ya da daha fazla yıldızın birbirlerinin yörüngelerinde dönerken oluşturdukları tutulmalardan kaynaklanan dış dinamiklerden dolayı oluşur. 2000 yılına kadar 30,000'in üzerinde değişken yıldız bulunup kataloglanmıştır. Ayrıca 14,000 kadar başka yıldızda parlaklık değişiminden şüphelenilmektedir. Güneşimiz ve Kutup Yıldızı dahil olmak üzere bir çok yıldızın, yeterli duyarlılıkta ölçüldüğünde, parlaklıkları değişmektedir.

Değişen türleri

Değişenlik için en yaygın tür parlaklık değişimidir ama diğer türlerde de tayflarda çok özel değişiklikler meydana gelir. Gökbilimciler, gözlemledikleri tayf değişikliklerini ışık eğrisi verileri ile birleştirerek yeni tanımlamalar yapmışlardır.

Değişen yıldız gözlemleri

Değişen yıldız gözlemleri, bir ekseninde görünür parlaklık (kadir), diğerinde birimi genellikle Jülyen Günü (JG) olan zaman cinsinden ışık eğrisi denen bir grafik üzerine işaretlenir. Y-ekseninde parlaklık ölçeği aşağıdan yukarı doğru artacak şekilde ve X-ekseninde gün, soldan sağa artacak şekilde çizilir. Yıldızların dönemsel davranışları hakkındaki bilgiler, örten çift yıldızların yörünge dönemleri ve yıldız patlamalarının düzenlilik ya da düzensizlik derecesi, ışık eğrisinden yararlanılarak bulunabilir. Işık eğrisinin daha ayrıntılı incelenmesi, gökbilimcilerin yıldızların kütlelerini ya da boyutlarını hesaplamasını sağlar. Onlarca yıllık gözlem verileri, bir yıldızın değişim dönemini açığa çıkartır. Hatta bu durum, yıldızın yapısal değişikliğinin bir işareti bile olabilir.

Değişen yıldızların kısa zaman ölçeklerinde (veya anlık) oluşan değişimlerine ait parametreler, evrimleri boyunca daha uzun zaman ölçekli değişimler de gösterebilmektedir. Örneğin bileşenleri arasında madde alışverişi olan kısa dönemli bir çift yıldızın fotometrik ve tayfsalDelta Scuti (δ Scuti) türü zonklayan bir değişenin, zonklama döneminin süresi, yıldız evrimleştikçe göstereceği çap değişiminden etkilenecektir. Değişen yıldızların tipik fotometrik parametrelerinin, uzun zaman ölçekleri içinde izlenmesi, parlaklık ve renk değişimine neden olan fiziksel süreçlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Ancak eldeki gözlemsel veri miktarı, bu anlamda bir irdeleme için henüz yeterli boyutlarda değildir ve gözlemlerin büyük bir kısmı gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında değişen yıldızların uzun zaman aralığına dağılmış kesintisiz gözlemlerinin yapılması ve bu gözlemlerin sistematik olarak arşivlenmesi büyük önem taşımaktadır. gözlemlerinde bu etkinliğe ilişkin izler kısa zaman ölçeklerinde değişimler yaratırken, uzun vadede sistemin yörünge döneminin değişim göstermesine neden olacaktır.
Günümüzde birçok uluslararası hakemli dergiler, değişen yıldızlar üzerine yapılmış çalışmaları yayına kabul ederken, fazla yer tuttuğu gerekçesi ile orijinal gözlem verilerini yayınlamaktan kaçınmaktadır. Bu ise zaman içinde eldeki orijinal gözlem verisinin bir şekilde kaybolmasına yol açmaktadır. Bunu önlemek amacı ile Uluslararası Astronomi Birliği IAU'nun (International Astronomical Union) komisyonları uzun süreden beri değişen yıldızların yayınlanmamış fotometrik gözlemlerinin arşivlenmesini üstlenmişlerdir. Viyana Gözlemevi'nden M. Breger'in önderliğinde başlayan ve şu anda Nebraska Üniversitesi'nden E. Schmidt ile devam eden bu organizasyon, gözlemlerin elektronik formatta CDS (Centre de Données Astronomiques de Strasbourg) veri tabanı yolu ile arşivlenmesini ve dağıtımını gerçekleştirmektedir. Arşivde yer alan yıldızların gözlemlerine ilişkin bilgiler düzenli olarak IBVS (Information Bulletin of Variable Stars, Konkoly Obs., Budapest) periyodiğinde yayınlanmaktadır. Değişen yıldızlar konusunda genel taramalar yapmak ve bilgi erişimi sağlamak için çeşitli kataloglar ve elektronik veri tabanları mevcuttur. Bunlardan en önemlileri:
  • GCVS Kataloğu (General Catalogue of Variable Stars)
  • ADS veri tabanı (Astrophysics Data System – NASA)
  • SIMBAD veri tabanı (Set of Identifications, Measurements, and Bibliography for Astronomical Data)
  • CDS veri tabanı (Centre de Données Astronomiques de Strasbourg)
Ayrıca çok sayıda amatör organizasyon, değişen yıldızların sistematik gözlemlerinin yapılması ve arşivlenmesi konusunda çalışmaktadır. Bu organizasyonların katkısı göz ardı edilemeyecek ölçüde büyüktür. Bunlardan en önemlileri;
  • AAVSO (American Association of Variable Star Observers)
  • BAAVSS (British Astronomical Association – Variable Star Section)
  • AFOEV (Association Française des Observateurs d'Etoiles Variables)
  • RASNZ (Royal Astronomical Society of New Zealand)
  • BAV (Bundesdeutsche Arbeitsgemeinschaft für Veränderliche Sterne)
  • IAPPP (International Amateur Professional Photoelectric Photometry)
  • BBSAG (Bedeckungsveränderlichen-Beobachter der Schweizerischen Astronomische Gesellschaft)
  • VSNET (International Mailing List on Variable Stars)
  • CAS (Czech Astronomical Society – Variable Star Section)
    • B.R.N.O. – O-C Gateway
    • Open European Journal on Variable stars
    • MEDUZA
  • Krakow Observatory (Kreiner's (O-C) Catalogue)
  • Krakow Observatory Minima Database
  • GEOS (Groupe Européen d'Observation Stellaire)
  • VSOLJ (Variable Star Observers League in Japan)
  • Eclipsing Binary Observers
Değişen yıldızlar konusunda tüm dünya astronomları tarafından oluşturulan resmi organizasyonu ise Uluslararası Astronomi Birliği IAU'nun iki komisyonu yürütmektedir:
  • 27. Komisyon, Commission 27. Variable Stars
  • 47. Komisyon, Commission 42. Close Binary Stars
Değişen yıldızların isimlendirilmesi

Değişen yıldız isimleri, Uluslararası Astronomi Birliği (I.A.U.) tarafından atanan bir komite tarafından belirlenir. Adlandırma, bir takımyıldız içindeki değişen yıldızların keşfedilme sırasına göre yapılır. Bulunan yıldızın eğer Yunan harfi ile başlayan ismi varsa, yıldız o adla anılmaya devam eder. Aksi takdirde, bir takımyıldızdaki ilk değişen yıldız R harfi ile adlandırılır, ondan sonraki S olur ve bu şekilde Z'ye kadar devam eder. Bir sonraki yıldız RR olarak isimlendirilir, sonra RS'den RZ'ye kadar; SS'den SZ'ye kadar adlandırma devam eder ve böylece ZZ'ye gelinir. Bundan sonra alfabede başa dönülür, ve AA, AB ile başlayıp QZ'ye kadar devam eder. J harfinin kullanılmadığı bu sistem 334 ismi kapsar. Samanyolu'ndaki bazı takımyıldızlarda o kadar çok değişen yıldız vardır ki, bunlar için ek terimler gerekmektedir. QZ'den sonraki değişenler V335, V336 vb. olarak adlandırılırlar. Sonra yıldızları simgeleyen harfler takımyıldızın latince adının –in hali ile birleştirilir. En yaygın olarak, AAVSO'ya yollanacak raporlarda zorunlu olduğu gibi, üç harflik kısaltma kullanılır.

Bu terminolojik sistem ilk defa 1800'lerin ortalarında Friedrich Argelander tarafından ortaya atılmıştır. Argelander'in bu sıralamaya büyük R ile başlamasının iki nedeni vardı: Küçük harfler ve alfabenin ilk sırasındaki harfler diğer cisimlere ayrılmış; büyük harfler ve alfabenin sonlarındaki harfler kullanılmamıştı. Ayrıca Argelander yıldız değişkenliğinin nadir bir olay olduğunu ve bir takımyıldız içinde 9'dan fazla değişen yıldızın yer alamayacağını düşünüyordu (bugün bunun kesinlikle doğru olmadığını biliyoruz).

Sınıflandırma

İki çeşit değişen yıldız vardır: Bünyesel (intrinsic) ve dıştan değişenler (extrinsic).
  • Bünyesel değişen yıldızlar: Değişkenliği yıldızın içinde ya da yıldız sistemindeki fiziksel değişiklikten oluşur ve iki alt gruba ayrılır.
    • Zonklayan değişenler, yüzey katmanlarında dönemsel genişleme gösteren yıldızlardır.
    • Kataklizmik veya patlayan değişenler, ara sıra yüzey tabakalarında ya da derinliklerinde termonükleer etkileşimler sonucu zaman zaman çok güçlü patlamalar görülür.
  • Dıştan değişen yıldızlar: başka bir yıldızın örtmesi ya da yıldız sistemindeki dönmeden kaynaklanan tutulma nedeniyle ortaya çıkar ve iki altgruba ayrılır.
    • Örten ikililer, yörünge düzlemleri bakış çizgimize yakın çiftli sistemlerdir. Üyeleri düzenli olarak birbirlerini örterler ve görünür parlaklıklarında belirgin azalmalar olur.
    • Dönen değişenler, ışıklarında, yüzeylerindeki koyu ya da parlak beneklerden ya da bölgelerden (yıldız lekeleri) kaynaklanan ufak değişiklikler gösterirler. Dönen yıldızlar genellikle çiftli sistemlerdir.
Bünyesel değişen yıldızlar

Hertzsprung-Russell diyagramı içindeki bünyesel (iç etkenli) değişen türleri

Türlere ait örnekler bu bölüm içerisinde verilmiştir.

Zonklayan değişen yıldızlar

Zonklayan değişenler, yüzey katmanlarında dönemsel genişleme gösteren yıldızlardır. Zonklamalar, radyal (merkezden yayılan) ya da radyal olmayan şekildedir. Radyal atımlı bir yıldızın biçimi küresel kalır, oysa ki radyal olmayan atımlar yapan bir yıldız, dönemsel olarak küresellikten sapabilir. Aşağıdaki zonklayan değişken yıldız tipleri, atım dönemleri, kütleleri ve yıldız etrafındaki evrimsel durumları ile atım karakterleri bakımından birbirlerinden ayrılabilir.

Sefeler ve sefe benzeri değişenler

1 ila 70 günlük dönemler halinde ve 0.1 ila 2 kadir parlaklığı arasında zonklarlar. Bu dev yıldızlar maksimum kadirde iken yüksek ışınımda ve F tayf sınıfında, minimum kadirde ise G'den K'ya kadarki tayf konumundadır. Bir Sefe'nin tayf sınıfı harfi ne kadar sonra ise, dönemi de o kadar uzundur. Sefeler, dönem / parlaklık bağlantısına uyarlar ve parlak ve kısa dönemlidirler.

Delta Sefe değişenleri


Parlaklıklarındaki değişim 0,1 ila 2 kadir farkı arasında olur. Bu değişim önce ani bir artış, sonra yavaş bir azalma olarak görülür. Sefelerin uzaklıklarıyla, mutlak parlaklıkları (belirli bir uzaklıktan (10 parsek), ölçülen parlaklık) arasında bir ilişki vardır. Bu nedenle gökadaların ya da küresel kümelerin uzaklıkları ölçülürken, içlerinde bulunan bu yıldızlardan yararlanılır.

W Virginis değişenleri

W Virginis değişenleri hem hale hem de kalın disk popülasyonlarında yer alan yıldızlardır. Kütleleri 0.6 M􀁾 civarında ve dönemleri 0.75-40 gün arasındadır. Çapsal zonklayan bu yıldızların da tayflarında dönem başına, içten yüzeye yayılan şok dalgalarının etkisi görülmektedir. W Virginis değişenlerinin ışık eğrisi biçimlerinin, zoklama dönemine bağımlılığı, klasik Sefe'ler için ortaya konan "Hertzsprung dizisi"ni takip etmektedir. Ancak çıkıntının (bump) iniş veya çıkış kolunda bulunmasını ayıran sınır-dönem değeri 1.5 gün civarındadır.

RR Lyrae değişenleri


Kısa dönemli (0.05 ile 1.2 gün), zonklayan, genellikle A sınıfı tayflı beyaz dev yıldızlardır. Sefelerden daha yaşlı ve daha az kütlelidirler. RR Lyrae yıldızlarının değişim genliği 0.3 ile 2 kadir arasındadır.

Delta Scuti değişenleri

Delta Scuti (δ Scuti) yıldızları, dönemleri 0.3 günden kısa, A veya F tayf türünden, birkaç 0.001 kadirden 0.8 kadire kadar görsel bölge genliklerine sahip zonklayan değişenlerdir. H-R diyagramındaki "karasızlık kuşağı" içinde yer alırlar. δ Scuti'lerin H-R diyagramındaki konumları üstten klasik sefeler, alttan ise zonklayan beyaz cücelerle sınırlı geniş bir alandır. Bu derece geniş bir alanda yıldız çeşitliliği oldukça fazladır ve en genç disk popülasyonlarından yaşlı halo yıldızlarına kadar farklı yıldızlar δ Scuti türü değişenler grubuna girebilmektedir.

SX Phoenicis değişenleri

PopII üyesi zonklayan A2-F5 altcüceleri (Çoğul dönemli).

Erken tayf (O ve B) Mavi-beyaz değişenler

Beta Cephei değişenleri

Beta Cephei (β Cephei) değişenleri, kısa dönemli ışık ve dikine hız değişimi gösteren, erken B türü dev ve altdevlerden oluşma bir gruptur. 2-7 saat arasında değerlere sahip dönemleri, dönme ve/veya çift sistem hareketleri ile açıklanamayacak derecede kısadır ve tek geçerli açıklama zonklama olmaktadır. Bu grubun, yıldız astrofiziği ve zonklama kuramı açısından ayrıcalıklı bir yeri vardır. Çünkü β Cephei değişenlerinin zonklamalarını doğuracak ve devam ettirecek teoriler yakın tarihe kadar tutarlı bir düzeye erişmemiştir ve kuramcıları halen uğraştırmaktadır.

PV Telescopii değişenleri

Helyum üstdevleri, Bp yıldızlarıdır.

Uzun dönemli ve Yarı düzenli değişenler

Dönemleri 30 ile 1000 gün arasında değişen zonklayan kırmızı dev ya da üstdevlerdir. Tayfları genellikle M, R, C ya da N türündendir. Mira ve Yarı Düzenli diye 2 alt sınıfı vardır.

Mira değişenleri

Bu kırmızı dev değişenler 80 ila 1000 gün arası döneme sahiptir ve görünür parlaklıkları 2.5 kadirden fazla değişir.

Yarı düzenli değişenler

Yarı düzenli ya da düzensiz aralıklarla ışık değişikliği dönemleri gösteren dev ya da üst devlerdir. Dönemleri 30 ila 1000 gün arasındadır ve parlaklık değişimleri 2.5 kadirden azdır.

Yavaş düzensiz değişenler

Çoğu kırmızı dev olan bu yıldızlar, zonklayan türdendir. Adından da belli olduğu gibi ışık değişiklikleri genellikle dönemsel olmayıp, bazen de belli belirsiz bir dönemleri vardır.

RV Tauri değişenleri

Karakteristik ışık eğrileri derinden sığa değişen minimumlar gösteren sarı üst devlerdir. Dönemleri, 30 ile 150 gün aralığında iki derin minimum ile tariflenir. Parlaklık değişimleri 3 kadir kadar olabilir. Bunların bazıları yüzlerceden binlerce güne kadar sürebilen uzun dönem değişkenliği gösterirler. Genellikle tayf sınıfları G ile K arasındadır.

Alfa Cygni değişenleri

GCVS tanımlamasına göre yüksek ışınım güçlü ve ışık değişimi gösteren B ve A süperdevleri α Cygni değişenleri olarak adlandırılmış ve zonklayan yıldızlar sınıfına sokulmuştur. Bu grupta sadece B ve A türü üstdevler değil, aynı evrimsel duruma sahip oldukları gerekçesiyle, O türü büyük kütleli yıldızlar ve daha geç tür yıldızlar da yer almaktadır.

Zonklayan beyaz cüceler

Çapsal olmayan zonklamalar yapan beyaz cücelerdir. Işık değişim dönemleri 30 saniye ile 25 dakika arasında değerlere sahiptir. V bandında ışık değişim genlikleri 0.2 kadir mertebesine kadar ulaşabilmektedir. ZZ Ceti değişenleri gösterdikleri tayf türlerine göre GCVS de 3 alt gruba ayrılmışlardır:
ZZA: hidrojen soğurma çizgili DA tayf türündeki beyaz cüceler (ZZ Cet gibi) ZZB: helyum soğurma çizgili DB tayf türündeki beyaz cüceler (V777 Her gibi) ZZO: Sürekli tayf veya PNNV ("değişken gezegenimsi bulutsu çekirdeği") yapılı DO tayf türündeki beyaz cüceler (GW Vir gibi)

Kataklizmik (patlayan) değişen yıldızlar


Ön yıldızlar

Anakol öncesi yıldızlar (PMS), yıldızlararası ortamdaki (Yıldızlararası madde - Interstellar Medium – ISM) maddelerden yeni oluşmuş ve merkezlerinde nükleer tepkimeleri başlatacak sıcaklığa henüz erişmemiş yıldızlardır. Dolayısıyla çekimsel büzülme sonucu sıkışan yıldız maddesinin sağladığı enerji ile ışınım yapmaktadırlar.

Herbig Ae/Be yıldızları

Herbig tarafından 1960 yılında genel özellikleri ortaya konan Herbig Ae/Be yıldızlarının, T Tauri yıldızları ile önemli ölçüde benzer yanları vardır. Görsel ve morötesi bölge tayflarında izlenen salma çizgileri, kuvvetli kütle atımlarını işaret eden P Cygni profiline sahip yapılar, kızılötesi ve milimetre-altı dalgaboylarında izlenen ve çevrelerinde önemli ölçüde tozdan oluşma çevresel maddenin varlığına işaret eden şiddetli artık ışınımlar gözlenen ortak özelliklerdir. Ayrıca uzaydaki konumları açısından da T Tauri yıldızları ile benzerlik göstermektedirler ve genel olarak karanlık bulutsu bölgelerinde yer almaktadırlar.

Orion değişenleri

Fiziksel anlamda birbirinden pek de farklı olmayan bazı yıldızlar ayrı alt gruplar oluşturmuşlardır. Örneğin RW Aur türü değişenler (GCVS de IS kodlu) ile T Tauri yıldızları olarak adlandırılan (GCVS de INT kodlu) düşük kütleli PMS yıldızları arasında fiziksel açıdan hiç bir fark yoktur. FU Orionis türü değişenler (GCVS de FU kodlu) ise evrimlerinin özel bir safhasında yer alan T Tauri yıldızlarıdır. Bu türden değişenlere bazen genel olarak "Orion Değişenleri" veya "Orion Popülasyonu" da denmektedir. Çünkü Orion yıldız oluşum bölgesinde, bahsedilen tüm türlerden yıldız bulabilmek mümkündür. Bu yıldızların çoğu halen oluştukları bulutsuların içinde yer aldıklarından "Bulutsu değişenleri" olarak da adlandırılmışlardır.

FU Orionis değişenleri

FU Orionis türü yıldızlarda görülen patlamalar, çevrelerindeki yığılma disklerinde oluşan kararsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Genellikle P Cygni profili gösteren salma çizgilerinin analizi sonucunda, T Tauri yıldızlarının birkaç 100 km/sn mertebesinde yıldız rüzgarlarına sahip oldukları anlaşılmıştır.

Ana kol değişenleri

Wolf-Rayet değişenleri

Etkin sıcaklıkları 30000-50000 °K arasında olan, oldukça yüksek ışınım gücüne sahip genç Pop I üyesi yıldızlardır. Tayflarında, yüksek iyonizasyon seviyelerine ait geçişlerle oluşmuş, oldukça geniş ve şiddetli C, N, O, He, ve Si salma çizgileri hakimdir. Soğurma tayfları ise normal O-B türü yıldızlara benzemektedir.

Parıltılı yıldızlar

Kromosfer ve koronalarında çok şiddetli süreçlerle oluşan püskürmeler (flare) sonucu ışık değişimi gösteren yıldızlar.

Devler ve üstdevler

Büyük yıldızlar nispeten maddelerini kolayca kaybederler. Bu nedenle patlamalar dev ve üstdev yıldızlar arasında çok yaygındır.

Mavi ışık değişenleri

Genel olarak kütle atımları kendini "püskürmeler" olarak göstermektedir. Bu değişenler; Parlak Mavi Değişenler (LBV) veya S Dor yıldızları olarak adlandırılmışlardır. Her ne kadar adlarında "mavi" kelimesi varsa da, bu tür değişimler sadece erken tür üstündevlerle sınırlı değildir.

Gama Cassiopeiae değişenleri

R Coronae Borealis değişenleri


Nadir, parlak, hidrojen fakiri, karbon zengini üst devler olup, zamanlarının çoğunu maksimum parlaklıkta geçiren, bazen de düzensiz aralıklarla 9 kadir kadar sönebilen yıldızlardır. Sonra yavaşça birkaç aydan bir yıla kadar olan dönemde yeniden maksimum parlaklıklarına ulaşırlar. Bu grubun üyelerinin tayf türleri F'den K'ya ve R'ye kadar değişir.

Patlayan ikili yıldızlar

RS Canum Venaticorum değişenler

Ca II'nin H&K salmasına sahip yakın çiftlerdir.

Kataklizmik veya patlayan değişen yıldızlar

Patlayan değişenler olarak da bilinirler. Adının işaret ettiği gibi ara sıra yüzey tabakalarında ya da derinliklerinde termonükleer etkileşimler sonucu zaman zaman çok güçlü patlamalar görülür.

Süpernovalar

Bu dev yıldızlar ani ve dramatik değişimler gösterir ve bir felaket patlaması sonunda parlaklıkları 20 kadir ya da daha fazla artabilir.

Novalar

Bu yakın çift yıldız sistemleri, birincil yıldızı etrafında madde biriken bir beyaz cüce ve ikincil yıldızı düşük kütleli (güneşimizden biraz daha soğuk) bir ana kol yıldızından oluşur. İkincilden akan maddenin zamanla birikip beyaz cücenin yüzeyinde nükleer patlama yaratarak yanmasıyla sistemin parlaklığı bir ila birkaç yüz gün süresince 7 ila 16 kadir arasında artar. Patlamadan sonra yıldız yıllar içinde yavaş yavaş eski parlaklığına döner. Maksimum parlaklık civarında yıldızın tayfı A ya da F dev yıldızları gibidir.

Cüce novalar

üneşimizden biraz daha soğuk bir kırmızı cüce, bir beyaz cüce ve onu çevreleyen bir birikim diskinden oluşan, birbirlerine yakın çiftlerdir. Beyaz cücenin dengede olmayan diskten çektiği madde nedeniyle parlaklık 2 ila 6 kadir arasında artabilir. U Geminorum, Z Camelopardalis, ve SU Ursae Majoris yıldızları olmak üzere üç alt sınıfları vardır:
  • U Geminorum yıldızları, minimum parlaklıkta geçen sessizlik (etkinsizlik) devresinden sonra birdenbire parlarlar. Yıldızına göre bu olay 30-500 günde bir olur ve 5-20 gün kadar sürer.
  • Z Camelopardalis yıldızları, fiziksel olarak U Geminorum yıldızlarına benzerler. "Hareketsiz duruş" diye adlandırılan bir sabit parlaklık evresiyle bölünen ve tekrarlanan değişimler gösterirler. Hareketsizlik evresi, maksimum ile minimum arasında yaklaşık üçte bir parlaklık seviyesinde çakılı olarak birkaç tekrar boyunca sürer.
  • SU Ursae Majoris yıldızları, fiziksel olarak Geminorum yıldızlarına benzer. Sistemin 2 değişik parlaması vardır; biri sönük, sık ve 1-2 günlük kısa süreli; diğeri parlak, daha seyrek ve 10-20 gün süren “süper parlama” şeklindedir. Süper parlamalar sırasında küçük dönemsel değişimler (süper tepeler) belirir.
Z Andromedae değişenleri

Simbiyotik (ortak yaşayan) yıldızlardır.

Dış etkenli değişen yıldızlar

Yıldızın dışında gerçekleşen fiziksel süreçlerle oluşan değişimlerdir.

Dönen değişen yıldızlar

Işıklarında, yüzeylerindeki koyu ya da parlak beneklerden ya da bölgelerden ("yıldız lekeleri") kaynaklanan ufak değişiklikler gösterirler. Dönen yıldızlar genellikle çiftli sistemlerdir.

Küresel olmayan yıldızlar

Eliptik değişenler

Eliptik değişenler, tutulma göstermeyen çift yıldız sistemleridir. Bileşenlerinden biri veya her ikisi de karşılıklı tedirginlik kuvvetleri etkisi altında, birbirlerini birleştiren doğrultu boyunca uzamış ve "dönel eliptik" şeklini almıştır. Bu şekilde bir geometriye sahip bileşen yıldızlar, bir yörünge dönemi boyunca çift minimum ve çift maksimumlu bir ışık eğrisi vermektedir. İleri ölçüde şekil bozulmasına uğramış bileşenlerin sivri uçlarına yakın bölgelerinde (L1 noktası yönünde) daha güçlü kenar kararması etkisi gösterdikleri izlenmiştir ve bu bölgelerin oluşturduğu minimumlar göreli olarak daha derin olabilmektedir.

Yıldız lekeleri

Yıldız lekeleri, yığılma disklerinde kararsızlık, manyetik kökenli flare aktivitesi veya çift yıldız bileşeni olarak çevresel madde tarafından örtme/örtülme olaylarıdır.

FK Comae Berenices değişenleri

FK Com değişenleri hızlı dönen dev yıldızlardır ve ışık değişimleri, yüzey parlaklık dağılımlarının tekdüze olmamasından kaynaklanmaktadır. Yüzey parlaklık dağılımını tekdüzelikten saptıran temel etki soğuk, güneş benzeri fotosferik lekelerdir. Geç tür hızlı dönen dev yıldızlardır ve bu nedenle ileri düzeyde kromosferik etkinlik de gösterirler. Grubun prototipi FK Com'un hızlı dönmesi göz önüne alınarak, W UMa türü değen çift yıldızların birbirleri içine girmesi sonucu oluştuklarına inanılmaktadır.

BY Draconis değişeni yıldızları

Tayflarında hidrojen salma çizgileri ile karakterize olan, dKe ve dMe tayf türünden geç tür cüce yıldızlardır. Bu yıldızlarda izlenen parklaklık değişimi, tekdüze olmayan yüzey parlaklık dağılımlarından kaynaklanmaktadır. Fotosferlerine oranla daha soğuk olan güneş benzeri leke bölgelerinin, yıldızın yarımkürelerinden birinde daha fazla yer alması halinde, dönme modülasyonu etkisiyle ışık değişimi ortaya çıkmaktadır.

Manyetik alanlar

Alfa-2 Canum Venaticorum değişenleri

B8p-A7p türü anakol yıldızlarıdır.

SX Arietis değişenleri

Yüksek sıcaklıklı α2 CVn yıldızlarıdır.

Optik değişen atarcalar

Atarcalar, çok hızlı dönen nötron yıldızlarıdır ve sonderece düzgün aralıklarla atmalar (puls) üretmektedirler. Dönemleri 1.558 msn ile 4.308 sn arasındadır. Atarcalar genellikle elektromanyetik tayfın radyo bölgesinde üretikleri atmalar ile farkına varılırlar. Bu nedenle "Radyo Atarcalar" olarak adlandırılar. Bunların arasından çok az sayıda örnek, görsel bölgede atmalar gösterir. Radyo ve görsel bölge pulsarlarının, x-ışını atarcaları ile karıştırılmaması gerekir. X-ışın atarcaları, adlarından da anlaşılacağı gibi, ışınımlarını (atmalarını) x-ışınları bölgesinde yapan ve çift sistem üyesi olan nötrön yıldızlarıdır.

Örten ikililer

Yörünge düzlemleri bakış çizgimize yakın çiftli sistemlerdir. Üyeleri düzenli olarak birbirlerini örterler ve görünür parlaklıklarında belirgin azalmalar olur. Sistemin yörünge dolanım dönemiyle aynı olan tutulmanın dönemi birkaç dakikadan yıllara kadar olabilir.

Algol değişenleri

Algol türü sistemler (EA), örten çift yıldızların ışık eğrisi biçimlerine göre yapılan sınıflamanın bir grubunu teşkil etmektedirler. Tutulmalar dışındaki ışık şiddetleri kabaca sabittir ve izlenen ufak değişimler basıklık ve yansıma etkilerinden kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak tutulma başlama ve bitiş zamanları, gözlenen ışık eğrileri üzerinden doğrudan hesaplanabilmektedir. Aralarında çok farklı minimum derinlikleri gösteren sistemler bulunmaktadır (0.01 kadirden birkaç kadire kadar). Genelde minimum derinlikleri eşit değildir. Ancak minimum derinlikleri neredeyse birbirine eşit olan Algol türü sistemler de mevcuttur. Bazı örneklerinde ikinci minimum derinliği son derece sığdır (yıldızlardan birinin çok soğuk olması nedeniyle), veya hiç görünmez (yüksek yörünge basıklığından dolayı).

Beta Lyrae değişenleri

GCVS'de EB olarak kodlanan bu alt grup, ışık eğrisi biçimine göre yapılmış sınıflamanın bir ürünüdür. Tutulmalar dışındaki ışık değişiminde kesikli yapılar yoktur ve sürekli bir değişim söz konusudur. Bu koşullar altında tutulma başlangıcı ve bitişini ışık eğrisinden kestirebilmek oldukça zordur. GCVS'deki önerilere göre, EB ve EW türleri arasındaki ayırım, birinci ve ikinci minimum derinlikleri arasındaki farka bakılarak yapılmaktadır. Buna göre EB türü sistemlerin baş minimum derinlikleri, yan minimum derinliklerine göre oldukça fazladır. Yörünge dönemleri genelde 1 günden daha uzundur. Baskın tayf türü B-A arasındadır.

W Ursae Majoris değişenleri

Parlaklığı 7.75m ve 8.48m arasında değişen bir çift yıldızdır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
28 Kasım 2010       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
Uydusunun Yardımıyla Bir Yıldızın Büyüklüğü Nasıl Ölçülür?

Gökbilimciler nasıl oluyor da trilyonlarca kilometre uzaklıkta ve bir tartıyla ölçmek için çok büyük olmasına rağmen bir yıldızın ağırlığını ölçebiliyor? Aslında çoğu zaman bu yapılamaz, ancak bilgisayar modelleri kullanarak yıldızın yapısını çok iyi bir şekilde hesaplayabilirler. Astrofizikçilerin yeni çalışmaları bize bazı özel durumlarda yıldızın ağırlığını doğrudan ölçebileceğimizi söylüyor. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden astrofizikçiler yeni bir teknik geliştirerek yıldızların daha iyi ölçülmesini sağlayacaklar.

Eğer yıldız bir gezegene sahipse, bu gezegenin de bir uydusu varsa ve ikisi birden yıldızlarının önünden geçiyorlarsa, bu yıldız hakkında bilgi edinmek için onların büyüklüklerinin ve yörüngelerinin ölçülmesi mümkündür. Eğer görebilmemizi mümkün kılacak ve yıldızın ışığını sönükleştirebilecek büyüklüğe ve uyduya sahip olan bir gezegen geçiş yaparsa; gezegenuydu-yıldız sistemini bir şekilde ölçerek üç gökcisminin de tam olarak ne büyüklükte ve ne kadar kütleye sahip olduğu hesaplanabilir. Temel olarak, gezegenin yıldız etrafındaki ve uydunun gezegen etrafındaki yörüngesi ölçülür ve Kepler’in Hareket Yasaları kullanılarak yıldızın kütlesi hesaplanır.

Astrofizikçiler, bu şekilde yıldızlarının önünde bulunan ya da geçiş yapan doksanın üzerinde gezegen tesbit etti. Yıldızdan gelen ışığın sönükleşme miktarı ölçülerek, gezegenin yıldıza göre ne büyüklükte olduğu hesaplanabiliyor. Fakat yıldızın gerçek boyutları bilinmedikçe gezegenin büyüklüğü tam olarak öğrenilemiyor. Bilim dallarında bilgisayar modelleri her ne kadar iyi tahminde bulunuyor olsa da, elbette gerçek ölçümlerin yerini tutmuyor.

Astrofizikçiler bu yöntemi henüz uygulayamadı; çünkü uydusuyla beraber yıldızın önünden geçiş yapan bir gezegen bilinmiyor. Fakat Kepler uzay aracı gibi gelişmiş uzay teleskoplarının böyle bir sistem bulması çok da uzak değil. Bunun için böyle bir sistem bulunduğunda ölçüm yapmak için hazır halde bir kuram bulunmaktadır.



Kaynak: CfA(Center For Astrophysıcs-Harvard Smithsonıan)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 11 Ağustos 2015 19:46
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Aralık 2010       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Uzaydaki “Yaşayan Fosiller” Yıldız Oluşum Kuramlarını Çürütüyor

Avustralya Gökbilim Gözlemevi (Australian Astronomical Observatory - AAO)’nden alınan veriler üzerinde yapılan çalışmalar yıldız oluşumuyla ilgili kuramlardan birini çürüttü. Araştırmada sadece evrenin uzak geçmişinde varolduğu sanılan disk gökadaların günümüzün evreninde de var olduğu keşfedildi.

Bu yaşayan fosillerin şekli bizim gökadamızı andırıyor, ama gökadamızın aksine bu gökadalarda büyük oranda çalkantı ve muazzam miktarlarda yıldız oluşumu gözleniyor. Gökbilimciler bu tür gökadalarla evrenin geçmişinde çok sık karşılaşıyor, ama bu tür gökadalar günümüzde son derece az sayıda ve ilk kez keşfediliyorlar. Bu bulgular gökbilimcilerin yıldızların oluşumu hakkındaki tezlerinden birini boşa çıkarıyor. Gökadalarda yıldız oluşumu için gaz gerekiyor.

Gökbilimciler uzak, erken dönem gökadalarda yıldız oluşumunun bu gökadaların üzerine sürekli düşmekte olan soğuk gaz nehirleri tarafından beslendiğini düşünüyorlardı. Ama bu mekanizma sadece genç bir evrende çalışabilir.Bu tür gökadaların günümüz evreninde bulunmaları bu fikri şüpheli hale getiriyor. Gökbilimciler bu durumda gökadaların gerekli gazı olası birleşmeler ve çarpışmalarla, yani benzer boyutlardaki gökadalarla birleşerek ya da daha küçük gökadaları yutarak elde ettiklerini tahmin ediyorlar.

Araştırma için önce Sloan Sayısal Gökyüzü Taraması (Sloan Digital Sky Survey) veritabanından yıldız oluşumuna işaret eden parlak bir hidrojen çizgisine sahip olan gökadalar seçilerek AAO’ya ait olan 3.9 m’lik Anglo-Avustralya Teleskobu (Anglo-Australian Telescope - AAT) ve Avustralya Ulusal Üniversitesine ait olan 2.3 m’lik teleskop kullanılarak gözlendi. Her iki teleskop da Yeni Güney Galler’deki Siding Spring Gözlemevi’nde bulunmaktadır.





Kaynak: AAO
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Ocak 2011       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Yalıtılmış Büyük Kütleli Yıldızlar

Michigan Üniversitesi gökbilimcileri tarafından yapılan yeni gözlemlerde, büyük kütleli yıldızların çoğunun, evrenin herhangi bir yerinde oluşabilmesinin yanısıra etrafı yalıtılmış yani yalnız başlarına da olabileceklerini ve bu tür yıldızların, bir büyük yıldız kümesi doğumevine ihtiyaçları olmadığını buldu. Bu çalışma, tek başlarına gibi görünen bu dev yıldızların, şimdiye kadar ki yapılan en ayrıntılı gözlemsel çalışmasıdır.

Biliminsanları, Küçük Macellan Bulutu’ndaki, 20-150 Güneş kütleli devlerin sekizini, Hubble Uzay Teleskobu kullanarak gözlemişlerdir. Sonuçlar, Hubble'ın bu yıldızlardan beşinin yeterli büyüklükteki bir komşuya sahip olmadığı ve kalan üçünün ise, on veya daha az yıldızlı küçük kümelere üye olduklarını göstermektedir.Büyük kütleli yıldızlar, bulundukları gökadaların evrimleşmesini sağlarlar. Bu yıldızların rüzgarları ve ışınımları,yıldızlararası gazı şekillendirir ve yeni yıldızların doğumunu tetikler. Bu yıldızların şiddetli süpernova patlamaları,yaşam ve Yer için gerekli olan ağır elementlerin oluşmasını sağlar. Bu yüzden gökbilimciler, bu dev yıldız oluşumlarının, nerede ve nasıl bulunduklarını anlamak istemektedirler.

Elbette bu, büyük bir tartışma konusudur.Yapılan kuramlar, yıldızın kütlesinin kümenin büyüklüğü ile bağlantılı olduğunu ve sadece büyük yıldız kümeleri yeteri kadar yoğun gaz ve toz bulundurabilirse büyük kütleli yıldızlardan birine sahip olabileceğini söylemektedir.Aksi yöndeki kuramlardan biri ise evrenin birçok köşesinde,bu korkunç derecede büyük yıldızların bulunabileceği ve oluşabileceği yönündedir (çok küçük kümelerin ve yalıtılmış alanların içi de bu duruma dahil).Araştırmadan elde edilen bulgular sonucu, kümelerin büyüklüğü ile kümedeki en büyük yıldızların kütlelerinin bağlantılı olması beklenirken, kuramın bunu desteklemediği görülmektedir.

İncelenen iki yıldızın, doğdukları kümeden fırlatılmış yıldızlar olduğu bilinmektedir. Bu sonuçlara rağmen bazı durumlarda gökbilimciler, yıldızların oluştuğu yalıtılmış yerlerde hala kalıntı gaz bulutları bulmaktadır.



Kaynak(01 Ocak 2011)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Şubat 2011       Mesaj #6
Avatarı yok
Yasaklı
Evrendeki İlk Yıldızlar Yalnız Değillerdi

Evrendeki ilk yıldızlar önceden düşünüldüğü kadar yalnız değildiler. Aksine, etraflarındaki gaz diskinin oluşumları esnasında dağılması ve parçalarından kardeş yıldızların oluşmasıyla, pek çok yoldaşla birlikte ortaya çıkmış olabilirler. Heidelberg Enstitüsü’nden araştırmacıların Garching'deki Max Planck Astrofizik Enstitüsü ve Austin'deki Teksas Üniversitesi'nden meslektaşlarıyla birlikte yaptıkları çalışmalar, Büyük Patlama'nın ardından oluşan ilk yıldızlara yepyeni bir ışık tutuyor.

Yıldızlar kozmik gaz bulutlarından kütleçekimi ve iç gaz basıncı arasındaki karmaşık ve şiddetli bir çatışmanın sonucu olarak oluşurlar. Gazın yoğunluğu kütleçekimini azaltır. Bu, gazın ısınmasına neden olur ve sonuç olarak sıcaklık artar ve sıkışma süreci durur. Eğer gaz bu ısıl erkeden kurtulmayı başarabilirse sıkışma devam edebilir ve yeni bir yıldız doğar. Bu soğuma özellikle gazın içinde karbon ve oksijen gibi kimyasal maddeler mevcutsa daha iyi gerçekleşir. Bu şekilde oluşan yıldızlar genelde Güneşimiz gibi düşük kütlelidirler. Ama erken dönemdeki evrende bu tür elementler henüz oluşmamışlardı, bu yüzden de ilkel kozmik gaz o kadar da kolay soğuyamıyordu. Bu yüzden ilk yıldızların kütlelerinin Güneş’inkinden en az yüz kat daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.

Heidelberg Enstitüsü’nden araştırmacılar, bu süreci yüksek çözünürlüklü bilgisayar benzetimleri ile araştırdılar. Bulguları bu basit sürecin gözden geçirilmesi gerektiğini ve ilkel evrenin sadece büyük, yalnız yıldızlarla dolu olmadığını gösteriyor. Bunun sebebi ilk yıldızların oluşumunda onlara eşlik eden yığılma diskleri. Yeni yıldızların oluştuğu gaz dönmekteydi ve bu nedenle doğrudan yıldızın üstüne düşemiyordu, bunun yerine disk benzeri bir yapı oluşturmaktaydı. Ancak iç sürtünme gazın yıldıza düşmesini devam ettirebilir. Eğer diskin üzerine içeri aktarabileceğinden daha fazla kütle düşerse, disk kararsızlaşır ve parçalarına ayrılır. Bu nedenle ortada tek bir yıldız oluşturmak yerine birden fazla yıldızdan oluşan bir grup doğar. Bazı yıldızlar arasındaki uzaklıklar Güneş ile Yer arasındaki kadar yakın olabilir.

Araştırmacılara göre bu bulgular evrendeki ilk yıldızların saptanması konusunda yeni yöntemlere imkan sağlıyor. Yaşamlarının son dönemlerinde çift ya da çoklu yıldız dizgeleri şiddetli X ya da gamma ışını patlamaları yayınlarlar. Gelecekteki uzay görevleri özellikle erken evrenden gelen bu tür patlamaları tesbit etmek için hazırlanıyor. Dahası, ilk yıldızlardan bazıları komşularıyla çarpışarak büyük kütleler toplayamadan doğdukları gruplardan dışarı atılmış olabilirler. Yüksek kütleli, kısa ömürlü yıldızların aksine, düşük kütleli yıldızlar milyarlarca yıl yaşayabilirler. Bu yıldızların bazılarının günümüze kadar ulaşmış olması mümkündür, bu da yakın çevremizde evrenin ilk aşamalarını ve ilk yıldız oluşumlarını inceleyebileceğimiz anlamına gelmektedir.


Kaynak:Heıdelberg
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Nisan 2011       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı
Zincirli Prenses’te Doğan ve Ölen Yıldızlar

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) iki gözlemevi Zincirli Prenses (Andromeda, M31, NGC 224) Gökadası için güçlerini birleştirdi. Herschel ile kızılötesi dalga boyunda şimdiye kadar görülmemiş ölçüde yıldız oluşum disklerini ve XMM-Newton Teleskobu da X-ışınları ile ölmekte olan yıldızları gözledi.

ESA’nın iki teleskobu 2010 yılı başında komşu gökada M31’e gözlerini dikti. Bu gökada Samanyolu’na benzeyen yapısıyla birkaç yüz milyar yıldız barındırır. Gökadanın şimdiye kadar alınan en ayrıntılı kızılötesi görüntüsü ile çok daha fazla yıldız oluşturduğu görüldü.

Uzak kızılötesi ışığa duyarlı yapısıyla Herschel, soğuk toz ve gaz bulutları arasında oluşan yıldızları görebilir. Bu bulutların içindeki yıldız acelesi olmadan yüz milyonlarca yıl boyunca çevresindeki maddeleri kendine yavaşça çekerek tozlu bir koza içinde doğar. Yıldız yeterli yoğunluğa ulaştığında ise görünür ışıkta parlamaya başlar. İşte bu andan sonra sıradan teleskoplarla görünür hale gelir.

Birçok gökada dikkati çekecek ölçüde sarmal şekildedir. Ancak Zincirli Prenses daha farklı bir görüntü verir. Gökadanın sarmal şeklinin 75 000 ışık yılı uzaklığına kadar merkezi çeviren büyük bir toz halkaya sahiptir. Bazı gökbilimciler bu toz halkasının başka bir gökada ile çarpışması sonucunda oluştuğunu düşünüyor. Yeni Herschel görüntüleri halkanın daha karmaşık bir yapıda olduğunu gösteriyor. Dev toz yapı, en az beş yıldız oluşturan eş merkezli halkalardan oluşuyor.

Kızılötesi görüntü üzerine eklenen diğer görüntü ise XMM Newton ile alınan X-ışını görüntüsüdür. Kızılötesi görüntüler genellikle yıldız oluşum sürecini gösterirken, X-ışını görüntüleri yıldız evriminin son basamağını gösterir.

XMM Newton, Zincirli Prenses içindeki ve özellikle merkez çevresinde toplanan yüzlerce x-ışını kaynaklarını gösterdi. Bunların bir kısmı şok etkisiyle patlayıp uzaya kalıntılarını fırlatan yıldızlar, diğerleri ise ölümcül bir kütle çekimi etkisiyle birbirini sınayan kilitli yıldız çiftleridir.

Bu ölümcül çekim nedeniyle yıldızlardan biri yaşamı için diğerinden madde çalar. Gazı çalan yıldız ısınır ve x-ışını dalga boyunda parlamaya başlar. Madde çalan yıldız nihayetinden diğer yıldızdan daha kütleli olacak ve kendini saran çalıntı gazın da etkisiyle patlar.

Hem kızılötesi hem de x-ışını görüntülerini atmosfer etkisi nedeniyle yeryüzünden almak olanaksızdır. Dünya’dan görülen bir yıldız ışığı güzel olabilir ama bu onun görünen kısmının an fazla yarısıdır. Görünür ışık yıldızların yetişmiş olanları gösterirken, kızılötesi doğan yıldızları ve x-ışını da ölmekte olanları gösterir.Yıldızların yaşam haritalarını yapmak için daha fazla veriye ihtiyaç duyarız ve Herschel ile XMM Newton bu açıdan güzel bir katkı sağlamışlardır.


Kaynak:ESA
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 11 Ağustos 2015 19:45
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Mayıs 2011       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı
Çift Yıldızların Tanımı ve Sınıflaması-Temel Kavramlar ve Terminoloji

Bir çift sistem basitçe, karşılıklı çekim etkisi altında ortak çekim merkezi etrafında kapalı yörüngeler çizen iki yıldız olarak tanımlanabilir. Bu tanımlamada hiç bir kısıtlama yoktur. Yani yıldızlar birbirlerine değebilirler, veya aralarında binlerce astronomik birim (veya daha fazla) de olabilir. Çift yıldızların sınıflaması gözlem yöntemine göre yapılabilir. Aralarında çok geniş mesafeler bulunan çiftler, teleskopla ayırt edilebilir ve görsel olarak çift olduğu anlaşılabilir. Bunlara “görsel” veya “vizüel” çift sistemler denir. Bazen iki yıldız görülemez ve özellikle yıldızlardan birinin görüldüğü durumda, görünen yıldızın aynı alandaki arkadaki fon yıldızlarına göre pozisyonu dikkatli ölçümlerden bulunabilir.

Eğer pozisyonunda bir değişiklik olursa, bu görülmeyen bileşenden olabilir. Bu sistemlere de “astrometrik” çiftler denir. Birçok durumda, yıldızlar birbirine çok yakın olduğundan bir teleskopla ayırt edilemez veya dikine hızlarından çift olduğu çıkartılamaz. Bunlar radyal hızlarındaki değişimlerden tayfsal (spektroskopik) olarak belirlenebilir. Bu nedenle bunlarda “Tayfsal” (Spektroskopik) çiftler adını alırlar. Çift yıldızların bazılarının yörünge düzlemleri o şekilde yönlenmiştir ki bunlar dünyadan bakıldıklarında birbirlerini örterler. Bu nedenle bu çeşit çift yıldızlar “Örten” çiftler olarak adlandırılır.


Kaynak:Uzaybilimleri(Prof.Dr.M.Türker Özkan)

Son düzenleyen nötrino; 11 Ağustos 2015 19:43
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Haziran 2011       Mesaj #9
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Değişen Yıldız

Nova ve süpernovalar gibi, parlaklığı düzenli ya da düzensiz olarak değişen yıldız.

İçsel bir değişkene bağlı olan parlaklık değişimine "zonklayan yıldızlar" iyi bir örnektir. Bunların ışığı, yıldızın genleşip daralmasına bağlı olarak değişir. Parlaklık değişimi dışsal nedenlere de bağlı olabilir. Mutlak parlaklıklarıyla periyotları arasında bir ilişki olan değişen yıldızlar, büyük astronomik uzaklıkların saptanmasına yardımcı olduklarından özel bir öneme sahiptirler.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Eylül 2011       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı
Yıldızlardan Yayılan Sesten Hızlı 'Gizemli' Cisimler

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)'nın Hubble Uzay Teleskobu, genç yıldızlardan uzayın derinliklerine yayılan ve gazdan oluştuğu düşünülen sesten hızlı cisimler tesbit ettiBilim insanları, doğum sürecindeki yıldızlardan fışkıran ve kuyruklu yıldızlara benzetilen eşsiz cisimlerin saniyede 161 kilometre (saatte 708 bin kilometre) hızla yol aldığını belirtiyor. Elde edilen veriler, Güneş'in de 4,5 milyar yıl önceki doğumu sırasında benzer cisimleri uzaya yaymış olabileceğini gösteriyor.

ABD'nin Houston kentindeki Rice Üniversitesi'nden bilim adamı Patrick Hartigan ve ekibi, 3 genç yıldızın 14 yıl boyunca çekilen Hubble fotoğraflarını inceledi. Eski ve yeni fotoğrafları karşılaştıran ekip, bu süpersonik jet'lerin varlığını ortaya çıkardı. Cisimler, yeni doğan bir yıldızın ilk 100 bin yıllık oluşum sürecinde kendisini gösteriyor.

Dünya'dan yaklaşık 1350 ışık yılı uzaklıktaki Orion Nebula'sında yer alan bir genç yıldıztan fırlamış HH1 ve HH2 cisimleri ile HH46, HH47 ve HH34 cisimlerini keşfeden Hartigan ve ekibi, sesten hızlı gaz fışkırmalarının yıldızların doğumunda ne gibi bir etkisi olabileceğini inceliyor.

Kaynak:Gençbilim(The Astrophysical Journal/01 Eylül 2011)
Son düzenleyen nötrino; 11 Ağustos 2015 19:41

Benzer Konular

10 Şubat 2014 / Misafir Soru-Cevap
3 Aralık 2016 / nötrino Kimya
23 Ocak 2011 / Misafir Soru-Cevap
21 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular