Arama

Sancak Nedir?

Güncelleme: 19 Eylül 2015 Gösterim: 26.761 Cevap: 2
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
29 Ocak 2008       Mesaj #1
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
sancak -ğı
isim
Sponsorlu Bağlantılar
1 .Bayrak, liva.

2 .askerlik Çoğunlukla askerî birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak.

3 .denizcilik Gemilerin sağ yanı.

4 .tarih Osmanlı yönetim teşkilatında illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • sancak göstermek
Birleşik Sözler
  • sancak alabanda
  • sancak bağı
  • sancak beyi
  • sancak gemisi
  • sancak sahibi
  • al sancak

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
22 Mart 2013       Mesaj #2
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Sancaklarının anlamı nedir, kaç tane sancak vardır?

Sponsorlu Bağlantılar
Osmanlı Padişahlarına mahsus olan sancaklar "Saltanat Sancağı, Elviye-i Sultani, Alemhâ-yi Osmâni, Alem-i Padişâhi, Livâ- yi Saadet" gibi isimlerle anılırdı. On altıncı yüzyılda Kanuni Sul¬tan Süleyman dönemine gelindiğinde o zamana kadar dört ayrı renkte olan saltanat sancaklarının sayısı artırıldı. Saltanat san¬cakları bu dönemden sonra artık "bir beyaz, bir yeşil, iki kır¬mızı ve iki alaca yeşilli kırmızılı ve biri de Yeniçerilere ait ola¬rak yan kırmızı ve yan san renklerde" olmak üzere yedi tanedir.1
Her Padişah da cülûsundan sonra kanun üzere kendisine ismi yazılı saltanat sancakları yaptırırdı. Ancak Osmanlılar'm On dördüncü yüzyılda kuruluştan beri kullandıkları değişmez asıl Saltanat Sancağı "Akalem" (ya da "Ak Sancak") denilen be¬yaz renkli sancaktır.
Saltanat sancaklarının gönder başları altın alemli olup, üzerlerinde Mushaf-ı Şerif takılı ve sancakların üzerinde "İnnâ fetahnâ leke fethan mübînâ" âyet-i kerimesi yazılıdır.2
Padişahlar sefere çıkarken yapılan "resm-i geçit"de, Hü- kümdar'ın arkasında silahdar, çuhadar ve rikabdar ağalar; on¬ların arkasında da, sağında "Ak Sancak"ı bizzat taşıyan "Meh- terân-ı Alem" bölüğünün ağası "mîr-i alem" ve solunda kapı¬cılar kethüdası ile birlikte Kapı Ağası yürür; hemen arkalanndan 30-40 kişilik "Mehterân-ı Alem"(ya da "Alemdârân-ı Hassa") denilen "Sancaktar Bölüğü"3 ile birlikte geri kalan altı sanca¬ğı taşıyan "emîr-i alem"in maiyetinden altı alemdar gelirlerdi.
Ak Sancağın sağında "Kırmızı Sancak"lı sipah bölükleri ve sol tarafında "Sarı Sancak"lı silahtar bölükleri yer alırdı. Eğer iki yerue sefer varsa Padişah veya sefere gitmediği zamanlar Serdar-ı Ekrem tayin olunan Sadrazam'a Ak Sancak, diğer cep¬heye serdar tayin edilen vezire de Yeşil Sancak verilirdi.4
Bununla beraber savaş sırasında "Sancağ-ı Şerif" ileride ve saltanat sancakları ise Padişahın ya da Serdar-ı Ekrem tayin olu¬nan Sadrazam'm arka tarafında bulunurdu. Bununla beraber Osmanlı eyâlet ve sancaklarına özgü sancakların da yığmak¬lar yapılırken ve savaş sırasında eyâlet askerlerinin sevk ve yö¬netimine katkısı vardır.
Diğer taraftan Donanmâ-yi Hümâyun'da yeşil ve genellik¬le kırmızı renklerdeki sancaklar kullanılırdı. Üzerinde iki, ba- zan üç beyaz hilâl bulunurdu.



kaynak: 99 soruda Osmanlı

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Eylül 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SANCAK a.
1. Esk. Bayrak.
2. Çoğunlukla askeri birliklere verilen, üzerinde o birliği belirten işaretler bulunan, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak.

—Ask. Türk bayrağı kanunu’nda belirtilen biçime uygun olarak tugay ya da alaylara (Deniz ve Hava kuvvetlerinde eşiti birliklere) verilen bayrak. (Bk. ansikl. böl.) || Sancak devir ve teslimi, atama dolayısıyla görev değişikliği yapılan tugay (alay) komutanlarının tugay sancağını birbirlerine devir ve teslimi için yaptıkları tören. (Bk. ansikl. böl.) || Sancak fiyongası, sancak direğine bağlanan, üzerine birliklere verilen nişanların takıldığı kurdeleden süa || Sancak kıtası, bir sancak kıta komutanı, bir sancaktar ve iki muhafızdan kurulu birlik. (Bk. ansikl. böl.) || Sancak töreni, sancağın yerinden alınması ve yerine bırakılması sırasında yapılan tören.

—Denize, ve Ask. denize. Pruvaya doğru bakıldığında, geminin sağ tarafı. (Karşt. İSKELE.) || Bayram günlerinde, gemilerin pupasındaki göndere çekilen büyük ulusal bayrak. || Bir kadırgaya çekilen bayrak. || Sancak alabanda - alabanda. || Sancak bağı, sancakları ve işaret flamalarını savlolarına bağlamada kullanılan bir bağ çeşidi. || Sancak beratı, bir ticaret gemisinin, hangi ülkenin sancağı altında olduğunu gösteren resmi belge. || Sancak boğmak, eskiden imdat istemek için, sancağın ortasına düğüm vurarak işaret vermek. || Sancak çıması, bir sancakta, uçkurluğun karşı kenarı. || Sancak dolabı, gemilerde sancakların saklandığı, küçük gözlerle donatılmış dolap. || Sancak gemisi, filo ya da filotila komutanının bulunduğu gemi. || Sancak gönderi, geminin pupasında yer alan ve üzerine sancak çekilen kısa gönder. || Sancak göstermek, bir ülke donanmasına ait gemilerden söz ederken, zaman zaman yabancı ülke limanlarını ziyaret etmek. Savaş sırasında, milliyetini gizlemek için sancağını çekmeden seyreden bir savaş gemisinden söz ederken, düşman gemisiyle karşılaştığında sancağını toka etmek. || Sancak indirmek, sancağı arya etmek; askeri denizcilikte, teslim olmak. || Sancak istiralyası, ticaret gemilerinde, pruva direğinden bacaya çekilen ve üzerine işaret flamalarının savloları bağlanan ince tel halat. || Sancak kaptanı, bir filo ya da filotilanın taktik komutanı, aynı zamanda sancak gemisi kaptanı; bir ticaret gemisinde, hiçbir şeye karışmayan, ancak ehliyet sahibi olduğundan gemide bulunan kaptan. || Sancak postası, genellikle savaş gemilerinde her görev bölüğünün yarısı. || Sancak savlosu, gönderlere ve serenlere sancak çekmek için, çımalarında kanca bulunan inceler. || Sancak töreni, donanma gemilerinde, her gün sabah ve akşam sancak çekilirken ve indirilirken yapılan tören. (Sancak toka edilecekse, toka, arya edilecekse, arya komutu verilir. Muhrip dahil bütün küçük gemilerde bu tören, silistre eşliğinde, kruvazörlerde boruyla, sancak gemilerinde ise, bando eşliğinde ulusal marş çalınarak yapılır. Hızla toka edilen sancak, ağır ağır arya edilir. Toka saat 08.00'de, arya ise güneşin batışıyla gerçekleştirilir.) || Sancak uçkurluğu, sancağın, sancak savlosuna bağlandığı kenan. (İki katlı kalın bir beyaz şeritten oluşur ve içinden uçkurluk halatı geçer.) || Sancak vardiyası, savaş gemilerinde, bölüklerin ilk yarılarının toplamı. (Genellikle iki vardiya üzerinden çalışılır. Bir vardiya izinliyken, diğer vardiya gemiyi her an harekete geçirebilecek şekilde görev başındadır. Sancak vardiyası, aynı zamanda gemi komutanının vardiyasıdır.) || Hareket sancağı, limandan ayrılacak gemilerin pruva direklerine çektikleri, ortası beyaz kareali mavi bayrak. (Personelin ve yolcuların gemiye dönmesi için bir uyarı işaretidir.) [Eşanl. HAREKET FLAMASI ]

—Dökme. Sancak şalisi, sancak yapımında kullanılan ince bir tür yünlü kumaş. (Bk. ansikl. böl.)

—isi. Sancak-ı şerif, Hz. Muhammet döneminde İslam ordusunda taşınan sancak. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Ask. Kırmızı atlas kumaştan yapılan sancağın eni 100, boyu 150 cm'dir. Üzerinde yapay ipekten beyaz ay-yıldız, üst sol köşede altın renkli yaldız işlemeyle TC simgesi ve bu simgenin bulunduğu çeyrek daireden uzanan ışınlar vardır. Sancağın üç kenarı 4,5 cm uzunluğunda saçakla süslüdür. Saçakların altında, sancağı dört bir yanından çevreleyen altın sarısı ve 3 cm kalınlığında sırma şerit vardır. Tuğda ise uzunluğu 50 cm olan, kırmızı -beyaz renkte tüyler bulunur ve bunlar sarı yaldızdan 1 m’lik bir kordonla bağlanır. Sancağın üzerinde, sol alt köşede alay numarası işlenmiştir Yatay ve dikey kenar sırmalarının 5 cm uzağında bulunan alay numarasının kalınlığı 5 cm’dir. Sancağa, gerektiğinde nişan ya da kurdele bağlanabilmesi için alemin göndere bağlandığı yerde boğumlar bulunur Toplanmış durumdaki sancak, korunmak amacıyla su geçirmez cinste kumaştan yapılmış bir kılıf içerisine konur. Sancak askı kayışı ise 150 cm uzunluğunda, 8 cm genişliğinde, 2,5 mm kalınlığında astarlı plastikten yapılır. Askı kayışı tokaları, özengi taban genişliği Genelkurmay başkanlığı tarafından hazırlanan tören talimatnamesinde belirtilen ölçüdedir. Sancak gönderi ise fırınlanmış ağaçtan yapılır.
Sancak, barışta tugay ya da alay komutanının makam odasında, ordugâhta ise komutan çadırında, komutan araç kullanıyorsa araç içerisinde bulundurulur Sancak, barışta şu koşullarda açık tutulabilir: tugay ya da alayın katıldığı geçit törenlerinde; tugay ya da alaya ilk verilişinde; sancağa madalya takma töreninde; yabancı devlet başkanlarına yapılan karşılama ya da uğurlama törenlerinde; üst ko- mutanlıklarca verilecek emirle savaşta ya da manevralarda, alay komutanları, askerin manevi gücünü pekiştirme gereksinimi duyduğu yer ve zamanda birlik personelini altına toplamak için sancağı açtırır. Sancağın savaşta alacağı yaralar onur nişanesi sayılacağından, sancaktar sancağın bir sicil defterini tutar. Savaşta her türlü korunma umudu kesilerek sancağın düşman eline düşmesi kesinleşirse komutan sancağı yok eder.

—Dökme. Sancak şalisi, Alaşehir’de dokunuyor ve OsmanlI sancakları bu kumaştan yapılıyordu. Bursa’da dokunan ya da Avrupa'dan getirtilen ipekli kumaşlar da sancak yapımında kullanılıyordu. Selim III döneminde Ankara’da dokunan şali, san- caklık kumaş olarak kabul edildi. (ŞALİ.)

—İsi. Topkapı sarayı'nda kutsal emanetler arasında korunan bu sancak, "Livai saadet" diye de tanınır. Sancak-ı şerifin Osmanlılar'a geçişi konusundaki bir görüşe göre, onu Yavuz Sultan Selim Mısır’ dan getirmiş; bir başka görüşe göre ise, Yavuz’un Mısır'a beylerbeyi olarak atadığı memluk emirlerinden Hayır Bey tarafından İstanbul’a gönderilmiştir.

—Tar. İslam öncesi türk devletlerinde ve daha sonraki türk-islam kuruluşlarında sancak ile bayrak arasındaki ayrım net değildi. Ancak, zamanla kişilerin yalnız başına savaşta kullanabildiği bayrakla, hükümdarların saltanat simgesi olan sancaklar arasında bir ayrım doğdu. Osmanlılar'da sayıları yedi olan saltanat sancakları içinde en önemlisi Akalem’di. (BAYRAK, SALTANAT- SANCAKLARI.)

Sancak devir ve teslimi. Bu tören kışlanın en uygun tören ya da eğitim alanında yapılır. Sancağın bulunduğu yerden alınarak tören alanına getirilmesi için sancak kıtası, bando ya da boru takımı sancağın korunduğu komutanlık binası önüne gelirler; sancak subayı ile sancaktar alay komutanının odasına girerek sancağı yerinden alırlar, sancak kılıfından çıkartılırken sancak muhafızları bina kapısı önünde beklerler. Sancak kıtası komutanı kıtayı selam duruşuna getirirken sancak binadan çıkartılır. Böylece sancak kıtası tarafından alınan sancak, tören alanına getirilir. Törende hazır bulunan en kıdemli komutan tarafından sancak kıtasının sunuşu yapılır ve komutanlar tören platformundaki yerlerini alırlar. Daha sonra istiklal marşı ile tören başlar. Alayla ilgili bilgilerin bir subayca aktarılmasından sonra sancak kıtası, platformun üç adım karşısına getirilir. Her iki alay komutanı, sancağı teslim eden solda, teslim alacak olan sağda olmak üzere yerlerini alırlar. Daha sonra yapılan tören konuşmalarıyla devir ve teslim yapılır. Sancağı teslim alan komutan, en kıdemli komutanın önünden birliğe tören geçişi yaptırır; böylece sancak devir ve teslim töreni tamamlanır.

Sancak kıtası. Sancak kıtasının komutanı, asteğmen ile üsteğmen rütbesinde ve disiplin, eğitim yönünden birliğinde sivrilmiş olanlardan seçilir; sancak, komutanın odasındayken kadro ve kuruluşunda bulunduğu birliğindeki görevini yürütür. Sancaktar ise tugay ya da alay komutanı tarafından seçilir. Sancak kıtası muhafızları ise yine tugay ya da alay komutanı tarafından erler arasından seçilir Sancaktar ile muhafızlar, törenlerde kıta tören kıyafetini, savaş ya da manevralarda gündelik kıyafetleri kullanırlar Sancaktar, silah olarak tabanca taşırken, muhafızlarda piyade tüfeği bulunur.

SANCAK a. Tar. OsmanlI imparatorluğu’nda eyalet ile kaza arasında yer alan yönetim birimi.

—ANSİKL. Sancaklar, sancakbeyi adını taşıyan asker-yöneticiler tarafından yönetilirdi. Sancakbeyinin asıl görevi sancağındaki tımarlı sipahileri denetlemek ve savaş sırasında seferber etmekti. Şehzadelerin sancakbeyi olarak görev yaptıkları sancaklara şehzade sancağı denirdi. XIX. yy.’ın başlarında 25 eyaıete bağlı 290 sancak bulunuyordu. Osmanlı tımar düzeninin bir parçası olan sancaklara merkezi hükümetin ilgisi, tımar düzenindeki bozulmaya koşut olarak askeri olmaktan çok mali bir nitelik aldı. 1837'den sonra daha çok "liva" adıyla anılmaya başlayan sancaklar, "mutasarrıf" adlı sivil yöneticilerin yönetimine bırakıldı.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

10 Nisan 2013 / Misafir Taslak Konular
12 Eylül 2008 / GÜLGECELER Eğitim Bilimleri
28 Haziran 2010 / constantine212 Oyunlar