PATRON a. (fr. patron; lat. patronus, sa- hip’ten).
1. işçiler ve personele göre, bir ticaret ya da sanayi kurumunun başı, işvereni; Bir fabrikanın patronu. Bir nakliye şirketinin patronu.
2. Müşterilere göre, bir mağazayı, bir dükkânı işleten kimse: Lokantanın patronu. Bir gazinonun patronu.
3. Tkz. Emrinde çalışanlara göre, bir servisi, bir kurumu yöneten, amir durumundaki kimse.
4. Kendi kendinin patronu olmak, işinde hiç kimseye bağlı olmamak.
—Esk. Rom. Roma'da, özgür kişilerin (yanaşmalar) kendisine bağlı bulundukları patricius kökenli yurttaş. || Kölesini azat etmekle birlikte, üzerindeki patronluk haklarını koruyan kişi. || Roma İmparatorluğu döneminde, ücret karşılığı öteki yurttaşları savunmayı üstlenen hatip.
PATRON a. (öncekiyle eşkökenli). Terz.
1. Bir giysinin çeşitli kısımlarının belirli ölçüleri gözetilerek kâğıt ya da bez üzerine uygulanan çizimi. (Patron, dikilecek kumaşın üzerine yerleştirildikten sonra biçki işlemine geçilir.) 2. Patron çıkarmak, bir giysinin belirli bir modele (desen ya da bez) göre oluşturulan ilk patron örneğini hazırlamak. Diğer ortalama bedenlerin patronları bu örneğe göre kalıpçılar tarafından çıkarılır.
3. Patron kâğıdı, 5’er cm’lik karelere bölünmüş kâğıt.
—Güz. sant. Bir fresk, duvar halısı, vitray ya da mozaiğin, kalın kâğıt, karton ya da tuval üzerine çizilmiş ya da boyanmış, aslının gerçekleştirileceği boyutlardaki modeli. (Bk. ansı'kl. böl.)
—Süslem. sant. El sanatlarında ve süsleme sanatlarında, bir çalışmanın çıkış noktasını oluşturan model.
—Tekst. Tekstil şeritlerini, fitillerini ve ipliklerini bobin halinde sarmada kullanılan tahtadan, kartondan ya da plastik malzemeden makara.
—ANSİKL. Güz. sant. Bir kompozisyonun, resmin yapılacağı yüzey üzerinde doğrudan çizilemediği durumlarda (freskin taze sıvası) ya da yapıtın gerçekleştirilmesi yardımcılara ya da icracılara bırakıldığı zaman (duvar halısı, vitray) sanatçı patron kullanmak zorunda kalır. Karmaşık ya da basit çeşitli yöntemlerden yararlanılarak kopya edilmek ya da aktarılmak üzere hazırlanan patronun bozulması, hatta yok olması kaçınılmazdır; günümüze bozulmadan uluşabilmiş patronlar çok enderdir (Raffaeiio'nun Atina okulu, Ambrosiana kitaplığı, Milano). Bununla birlikte, İtalya’ da XVI. yy. (L. da Vinci, Michelangelo vb.), Fransa'da da XVII. yy.’dan (Le Brun) itibaren sanatçılar, patrona özel bir önem ve başlı başına bir değer vermeye başladılar; tarihsel ve estetik yönden son derece ilginç koleksiyonlar, verilen bu değere tanıklık eder. Duvar halıcılığında patron, renkleri (XV. yy.’ın sonlarından bu yana) ya da renk işaretlerini (Lurçat yöntemine göre belirlenmiş bir renk gamının rakamları) içeren bir kopya (Simon Vouet’nin Bouillon konağı’ndaki resimlerine göre gerçekleştirilmiş Renaud ile Armide) ya da özgün bir yapıttır (Raffaeiio'nun Resuller’in işleri; Matisse'in Polinezya'sı).
Kaynak: Büyük Larousse