Arama

Sorumluluk Nedir?

Güncelleme: 6 Kasım 2015 Gösterim: 16.518 Cevap: 2
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
15 Haziran 2009       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
sorumluluk -ğu
isim
Sponsorlu Bağlantılar

Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet:
"Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı."- M. Yesari.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

sorumluluk almak (birine) sorumluluk düşmek

Birleşik Sözler

sınırlı sorumluluk sınırsız sorumluluk

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
nicely - avatarı
nicely
VIP VIP Üye
10 Ekim 2013       Mesaj #2
nicely - avatarı
VIP VIP Üye
SORUMLULUK NEDİR? NASIL GELİŞİR?
Sorumluluk; Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir. (Türk Dil Kurumu).
Sorumlu davranış; Diğer insanlara saygı göstermeyi, dürüst davranmayı, öz kontrollü davranmayı ve öz saygıyı içerir. Zaman içinde gelişen, düşünce ve davranışlarımızla ortaya koyduğumuz bir beceridir.
Sponsorlu Bağlantılar
Sorumluluk bilinci gelişmiş kişiler, yaptıklarının ve yapmadıklarının sorumluluğunu alır, suçlamalar yapmadan önce karşılaştıkları olumsuz durumlara kendi katkılarını düşünür. Başkalarını suçlamak ve sorumluluk almak birbirine zıt iki durumdur. Yaptıklarının sorumluluğunu almayan kişiler başarısızlıkları ya da karşılaştıkları olumsuz durumlar için başkalarını suçlama eğiliminde olurlar. Suçu kendilerinin dışında aradıkça kendilerini geliştirmekten uzaklaşırlar. Sorumluluk sahibi kişi daha özgürdür ve özgüveni de yüksektir.
Çocuklarda sorumluluk bilinci geliştirmek öncelikle anne babaların sorumluluğudur. En başta bizler yetişkinler olarak sorumlu davranışlar göstererek çocuklarımıza model olmalıyız. Tanık olup yaşanarak öğrenilen davranışlar kalıcı olur. Çocuklarda sürekli olarak anne babalarını izler ve davranışlarını zihinlerine kaydederler. Çocukları ilgilendiren konularda kararlar alırken mutlaka karara onları da katmalıyız. Kararlara katılan çocuk o konu ile ilgili sorumluluğu daha kolay alır.
Çocuklarda sorumluluk bilincini geliştirirken önemli bazı durumlar var. Sorumluluğunu almasını istediğimiz konu çocuğumuzun hiç bilmediği ve deneyerek kendisinin keşfedeceği, öğrenebileceği bir davranışı içermiyorsa önce onu öğretmeliyiz. Davranışı öğretmenin bazı aşamaları var. Bu aşamalar; davranıştan önceki aşama, davranış sırası ve davranıştan sonraki aşama. Her bir aşama da sabırlı olunmalı, denemelere, yanılmalara, hatalara, doğrulara dikkat edilmeli. Davranış öğretilirken davranışın bazı bölümleri sadece anlatılabilir, bazı bölümleri çocuk yaparken desteklenebilir, bazı bölümleri ise yapılarak gösterilebilir. Yine her bir aşamada çocukla sürekli fikir alışverişinde bulunulmalı ve bütün soruları anlayabileceği ve gereksinim duyduğu kadar yanıtlanmalı. Başardığı durumlar için sevinci abartılmadan paylaşılmalı, başaramadığı durumlarda tekrar denemesi konusunda cesaretlendirilmeli. Başarma ve başarısız olma nedenleri hakkında konuşulmalı farkındalığı geliştirilmeli. Başarabildikleri için, neleri nasıl yaptığı için başardı, başaramadıkları içinse neleri nasıl yaptı da başaramadı gösterilmeli. Öğrenmenin bir süreç olduğu ve zamana gereksinim olduğu unutulmamalı. Bazı çocuklar bazı becerileri çok kısa sürede edinirken bazıları daha geç edinebilir. Mükemmellik beklenmemeli. Asla, sen beceremezsin denmemeli ve başkaları ile karşılaştırılmamalı. Öğretme süreci boyunca duyguları eleştirilmeden paylaşılmalı, mutlulukları, mutsuzlukları, endişeleri, kaygı ve korkuları onun bakış açısı ile anlaşılmaya çalışılmalı.
Bazen bizler, öğretme sürecinde çocuğumuzun öğrenme özelliklerini, yeteneklerini, ilgilerini, yaşını, gelişimsel özelliklerini, öğretme için onun uygun zamanını, öğretmeye çalıştığımız davranışın onun için ne kadar önemli olduğunu, gerekliliğini, göz ardı edebiliyoruz. Ya da öğretme yöntemi olarak kendi öğrenme yöntemlerimizin etkisinde kalabiliyoruz. Karşımızdaki bizim çocuğumuz olabilir ama o bizim kolumuz bacağımız gibi bir uzantımız değil, o farklı bir birey, onun bizden farklı ilgileri, yetenekleri, zekası ve öğrenme özellikleri var. Bu durumu hep göz önünde bulundurmalıyız. Kendimizin değil çocuğumuzun, yani farklı bir bireyin öğreniyor olduğunu unutmamalıyız.
Öğretme sürecinde biz kendi bilgilerimizi, kendi deneyimlerimizi çocuğumuza empoze etmeye, ezberletmeye çalışmamalıyız. Bizim en önemli sorumluluklarımızdan birisi de çocukların, kendi deneyimlerinden öğrenmeleri ve kendi seçimlerinin sonuçlarını göğüslemeleri için özgürlük tanımaktır. Sorumluluk ile özgürlük ayrılmaz bir bütündür ve biri olmadan diğerinin öğrenilmesi oldukça güçtür. Tabii ki zaman zaman onlara rehberlik edip yaşadıklarımızı onlarla paylaşmalıyız, ancak onlarında deneyerek ve hata yaparak öğrenmeye gereksinimleri vardır. (yaşamını tehlikeye sokacak hatalardan bahsetmiyorum)
Peki, ne zaman ne kadar sorumluluk?
Çocuğumuz, doğduğu andan itibaren yaşı ve gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurularak kendisi ile ilgili yapabileceği her şeyi onun yapması sağlanmalı ve yapmaya devam etme konusunda cesaretlendirilmelidir. Onun dışında evde, evin işleyişi ile ilgili yapabilecekleri konusunda ona sorumluluk verilmeli, evin dışında yapabilecekleri konusunda sorumluluk verilmeli, onunla ilgili alınması gereken kararlara katılmalı. Kendisinin yapmaya istekli olduğu her konuyu denemesine izin verilmeli ve olanak sunulmalıdır. Denemeleri sırasında güvenlik önlemleri alınmalı ve yardım talep ettiği yerlerin dışında işine karışılmamalıdır.
Yapabileceği bir şeyi onun yerine yapmamız o konuda sorumluluk almasını engeller. Örneğin kaşığı kendisi tutmayı öğrenen bir çocuk artık yemeğini kendisi yemeli, dişlerini kendisi fırçalamayı öğrenen çocuk kendisi fırçalamalı, tuvalet temizliğini kendisi yapmayı öğrenen çocuk artık kendisi yapmalı, pijamasını katlamayı öğrenmiş çocuğun pijamaları anne babası tarafından katlanmamalı vb. örnekleri çok arttırabiliriz.
Peki yapmıyorsa ne olacak diyebilirsiniz. Şu kesin ki; Siz ona yapabileceklerini sürekli hadi yap diye hatırlatırsanız ve ya eninde sonunda dayanamayıp onun yerine yaparsanız sorumluluk kazandıramazsınız.
Bir davranışı çocuk öğrendikten ya da ona öğretildikten sonra uygulayıp uygulamaması kararı ona bırakılmalı. Ve çocuk yapmasının ya da yapmamasının sonuçları ile yüz yüze kalmalı (yüz üstü bırakmak demiyorum ikisi arasındaki farkı önceki yazımda açıklamıştım).
Tekrarlıyorum; Bir çocuk yaptıklarının ya da yapmadıklarının sonuçları ile yüz yüze bırakılmazsa sorumluluk bilinci gelişemez.
Önümüzdeki hafta, çocuğa bir davranışı öğretmeyi, davranış öncesi, davranış sırası ve davranış sonrası aşamalarını dikkate alarak nasıl öğretebiliriz

bu yazı ile yola çıkarak ilave edebilirsin örnekler
alıntıdır
Birbirimize tutundukça ;Bıçakların ucu kapanacak.. ~Smiley9TenderMsn Inlove
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Kasım 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SORUMLULUK a.
1. Bir kimsenin kendisinin ya da başkalannın davranışlan için bir kimseye ya da bir yetkiliye hesap verme, bu davranışların doğurabileceği sonuçlara katlanmayı kabul etme zorunluluğu ya da bunun ahlak açısından gerekliliği: Herhangi bir soygun halinde her türlü sommluluğu reddetmek.
2. Bir görevden, bir işten sorumlu olma durumu; bu yükümlülüğün kendisi: Bütün bir bölümün sommluluğunu taşıyor. Bu onun için çok ağır bir sommluluk.
3. Karar alma yetkisinin yanı sıra hesap verme zorunluluğunu da içeren görev, meslek ya da toplumsal konum: Bir sendikada sommluluk almak, sorumluluk yüklenmek. Sommluluktan hoşlanmamak, sommluluktan kaçmak.

—Anayas. huk. Hükümet sommluluğu, parlamenter rejimlerde hükümetin Parla- mento’nun denetiminde olması. (Parlamento'nun onayını alamayan hükümet istifa etmek zorunda kalır. Hükümetin Parlamento karşısındaki sorumluluğu, çoğu kez Millet meclisi'ne karşı sözkonusu olur. Kimi sistemlerde bu sorumluluk her iki meclise [Senato ve Millet meclisi] karşı sözkonusu olabilir. Meclislerin hükümeti denetlemede başvurduklar iki önemli yol vardır: gensoru ve güvenoyu.)

—Huk. Hukuka aykırı eylemlerin doğurduğu zararları giderme yükümlülüğü. (Bk. ansikl. böl.) || Adam çalıştıranların sorumluluğu, adam çalıştıranların, yanlarında çalışan adamların üçüncü kişilere verdikleri zararlardan sorumlu olması. (Bk. ansikl. böl.) || Ayni sorumluluk, bir kimsenin mal varlığındaki belirli bir malla sınırlı sorumluluğu. (Bu tür sorumlulukta borçlunun öteki mallarına dokunulamaz. Örneğin, Türk med. k.’nun 754. maddesinde belirtilen taşınmaz yükümlülüğündeki sorumluluk, ayni sorumluluktur.) || Ceza sorumluluğu, bir kimsenin suç sayılan eylemlerinden sorumluluğu. ( CEZA.) || Ev başkanının sommluluğu, ev başkanının kendisiyle yaşayan ehliyetsiz kişilerin eylemlerinden doğan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.) || Hakkaniyet sommluluğu, ehliyetsiz kişilerin verdikleri zararlardan adalet ve hakkaniyet gereği sorumlu olması. (Bk. ansikl. böl.) || Haksız fiil sommluluğu, bir kimsenin hukuka aykırı eyleminden doğan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.) || Hayvan idare edenlerin sorumluluğu, yönetimi altındaki hayvanın başkalarına verdiği zararlardan doğan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.) || Kusurlu sommluluk ya da sübjektif sorumluluk, kusura dayanan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.)|| Kusursuz sorumluluk ya da objektif sorumluluk, kusura dayanmayan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.) || Müteselsil sorumluluk, birden çok kişinin borcun tümünden ayn ayrı sorumlu olması. (Bk. ansikl. böl.) || Sözleşmeden doğan sommluluk, sözleşme hükümlerine aykınlıktan doğan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.) || Yapı sahibinin sorumluluğu, bir yapının kötü yapılmış olması ya da bakımsızlığı yüzünden üçüncü kişilerin uğrayacağı zarardan sorumluluk. (Bk. ansikl. böl.)

—Sig. Gayrimenkul sommluluk sigortası, bir taşınmaz sahibinin bu taşınmazı dolayısıyla, üçüncü kişilerin uğrayacakları zarar ve hasarlara karşı sorumluluğunu karşılayan sigorta. || imalatçının sommluluk sigortası, üretilen malların hatalı, kusurlu ve bozuk olması nedeniyle, bunları kullanan üçüncü kişilerin uğrayacakları zararlardan dolayı, üreticinin sorumluluğunu karşılayan sigorta. || işverenin sommluluk sigortası, işyerinde bir iş kazası sonucu işçi ya da işçilerin ölmeleri ya da yaralanmaları nedeniyle işverenin sorumlu tutularak ödemek zorunda olduğu tazminatın sigorrumluluğu, bir devletin, uluslararası Hukuk kuralına uymayarak yol açtığı zararları ödeme yükümlülüğü. (Uzay araçlarının fırlatılması gibi özel'durumlarda uluslararası sorumluluk, yükümlülükte bir kusur olarak değil, özel bir riskin sonucu olarak ortaya çıkar.)

—ANSİKL. Huk. Hukuk kurallarına karşı gelmek, her zaman bir yaptırımla (müeyyide) karşılanır. Bu kurallar insanları belirli bir biçimde davranmaya zorlarlar. Kişilerin hukuk dışı davranışlarından sorumlu tutulabilmeleri, genellikle onların temyiz kudretine sahip olmalarına bağlıdır. Temyiz kudretine sahip olmayanlar, hukukça sorumlu tutulamazlar. Gerek ceza sorumluluğu, gerekse hukuksal sorumluluk (tazminat) için kişilerin temyiz gücüne sahip olmaları ön koşuldur.

Adam çalıştıranların sorumluluğu. Başkalarını çalıştıran kimse, yanında çalıştırdığı kimselerin ve işçilerinin, işlerini gördükleri sırada yaptıkları zararlardan sorumludur. Ancak çalıştıran kişi, böyle bir zarann doğmaması için, durumun gerektirdiği tüm dikkat ve özeni gösterdiğini ya da dikkat ve özeni göstermiş olsaydı bile zararın doğmasına engel olamayacağını kanıtlarsa sorumlu olmaz. Çalıştıran kişinin tazminat olarak ödediği şeyi zararı doğuran kimseye dönüp isteme hakkı vardır (Borçlar k. md. 56).

Ev başkanının sorumluluğu. Ev başkanı, başkanlığı altında bulunan küçüğün, kısıtlının ya da akıl hastalığı veya akıl zayıflığıyla sakat olan kimsenin yaptığı zarardan sorumlu olur. Bu tür bir zarann doğması ev başkanının bu kişiler üzerinde gerekli özeni göstermediği varsayımına dayanır. Ancak ev başkanı bu varsayımı çürütebilir; sözkonusu özeni gösterdiğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Ev başkanının sorumluluğu için onun kusurlu olması şart değildir: o kusurlu olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Sorumluluktan kurtulabilmesi için kusurlu olmadığını değil, kendisine düşen özen ve gözetim görevlerini yerine getirdiğini kanıtlaması gerekir (Türk med. k. md. 320).

Hakkaniyet sorumluluğu. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve buna benzer durumlar temyiz kudretini ve bunun sonucu olarak da kusur ehliyetini ortadan kaldırır. Ancak hakkaniyet gerektiriyorsa temyiz kudretine sahip olmayanlar, verdikleri zarardan sorumlu tutulabilirler. Bu sorumluluk için kişi temyiz kudretine sahip olsaydı bir kusur olarak ortaya çıkacak olan bir eylemi gerektirir. Temyiz kudretine sahip olmayan bir kişi, hiçbir kusur işlemeksizin bir zarara neden olursa, bu ilkeye dayanarak sorumlu tutulamaz. Temyiz kudretini geçici olarak kaybeden kimse, bu durumdayken vermiş olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür; ancak bu duruma kendi kusuru olmaksızın düştüğünü kanıtlarsa sorumlu olmaz (Borçiar k. md. 54).

Hayvan idare edenlerin sorumluluğu. Bir hayvanın yaptığı zarardan o hayvanı idare eden sorumludur. Hayvanı idare edenin kimliği konusunda görüş ayrılıkları vardır. Hayvandan yararlanan kişiyle hayvanın sahibi, her zaman aynı kişi olmayabilir. Zarardan sorumluluk konusundaki ölçünün, hayvan üzerinde tasarruf yetkisi olduğu görüşü egemendir. Yasaya göre, iyvanı idare eden kişi hayvanı tutmada ve gözetmede durumun gerektirdiği tüm dikkat ve özeni gösterdiğini ya da bu dikkat ve özeni göstermiş olsaydı bile zararın yine doğacak olduğunu kanıtlarsa sorumlu olmaz. Eğer hayvan, bir başka kimse ya da başka kimsenin hayvanı tarafından ürkütülmüşse, zararı ödeyenin o kimselere dönüp önlenmesi için gereKiı özenin yusun imiçmesidir. Bir kimseye gerek kasten gerek ihmal yoluyla, haksız olarak zarar veren kişi, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Kusurlu sorumluluk, haksız fiil sorumluluğunun ana ilkesidir. Bir kişinin haksız fiilden sorumlu tutulabilmesi için, kural olarak onun kusurlu olması gerekir.
Kusura dayanan haksız fiil sorumluluğunun koşulları şunlardır:
1. hukuka aykırı eylem;
2. kusur;
3. zarar;
4. illiyet bağlantısı. Bir eylemin haksız fiil sayılması için, onun hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenlerin bulunması, eylemi haksız fiil olmaktan çıkarır.

Hukuka uygunluk nedenleri olarak adlandırılan bu nedenler şunlardır:
1. zarar görenin onayı (muvafakati);
2. yasal bir görevin yerine getirilmesi;
3. meşru müdafaa;
4. zorunluluk hali. Hukuka aykırı bir eylemden sorumluluk için, ortada bir zarann da bulunması gerekir. Zarar doğmamışsa, sorumluluk da sözkonusu olamaz, illiyet bağı, hukuka aykırı eylemle meydana gelen zarar arasında bir nedensellik bağının bulunmasıdır. Bir kişiyi sorumlu tutabilmek için, meydana gelen zararın onun eyleminden doğması gerekir.

Kusursuz sorumluluk (objektif sorumluluk). Bu sorumluluk türünde kusurlu olma koşulu aranmaz. Sorumlulukta kural, kusurluluktur; ancak, kimi durumlarda, yasa, meydana gelen zararda kusur olmasa bile, sorumluluğu kabul eder.
Borçlar k.’nda yer alan kusursuz sorumluluk halleri şunlardır:
1. temyiz kudretine sahip olmayanların haksız fiil sorumluluğu (hakkaniyet sorumluluğu);
2. adam çalıştıranların sorumluluğu;
3. hayvan idare edenlerin sorumluluğu;
4. yapı sahibinin sorumluluğu.

Müteselsil sorumluluk. Müteselsil sorumlulukta borçlulardan her biri alacaklıya karşı borcun tümünden sorumludur. Bu tür sorumlulukta alacaklı, borcun tümünün ya da bir bölümünün ödenmesini, borçluların tümünden ya da yalnız birinden isteyebilir. Borcun tümü ödeninceye kadar tüm borçluların sorumluluğu sürer. Tersine bir sözleşme olmadıkça, müteselsil borçlulardan biri kendi kişisel davranışıyla öteki borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Ödeme ya da takas yoluyla borcun tümünü ya da bir bölümünü sona erdirmiş olan müteselsil borçlulardan her biri sona eren borç oranında öteki borçluları da borçtan kurtarmış olur (Borçlar k. md. 145).

Yapı sahibinin sorumluluğu. Yapı sahibi, yapının kötü yapılmasından ya da onun korunmasında kusurdan sorumludur (Borçlar k. md. 58). Yapı sahibinin sorumlu olması için, onun kusurlu olması şart değildir. Buradaki sorumluluk, tam bir kusursuz sorumluluk halidir. Yapı sahibi yapının bozukluğunda ya da bakımında hiçbir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Ancak, bu yüzden ödemek zorunda kaldığı tazminat için kusurlu olan kişilere başvurma hakkı vardır.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

17 Şubat 2011 / kayıp dünya Soru-Cevap
14 Aralık 2007 / Misafir Hukuk
24 Nisan 2012 / bekirr Genel Mesajlar