Arama

Şive Nedir?

Güncelleme: 24 Nisan 2016 Gösterim: 64.094 Cevap: 11
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
15 Ocak 2008       Mesaj #1
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
şive
isim, dil bilimi (şi:ve) Farsça
Ad:  dil(5).jpg
Gösterim: 2261
Boyut:  37.0 KB

Sponsorlu Bağlantılar

1 .Söyleyiş özelliği:
"Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi."- R. H. Karay.

2 .dil bilimi Ağız.

3 .eskimiş Naz, eda.
Son düzenleyen Safi; 24 Nisan 2016 00:18
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şive
Şive konuşma tarzıdır. Şive aksan olarak da adlandırılabilir. Bir dilin bölgesel söyleniş tarzıdır. (Bir ana dilin içinden çıkmış, tarihte ondan ayrılmış kollarına da bir kısım dilbilimci şive demektedir. Kıpçak şivesi gibi.)
Sponsorlu Bağlantılar
Hasan Eren ağız kavramını şöyle tanımlamaktadır: Bir dilin sınırları içinde bölgelere göre değişen söyleyiş özelliği (Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1999).

Şivenin sebepleri fonetik ve morfolojik, folklorik farklılıklardır. Bir şivede en eski dil yapılarından, komşu dillerden öğeler bulunabilir. Coğrafik şartlara göre halkın gırtlak yapısı eski dilin seslerine aşina olabilir (Şanlıurfa ağzında ayın çatlatmak gibi).
Türkiye'de çok şiveli bir dil coğrafyası bulunmaktadır. Ortak dil Türkçe'nin ortak ağzı Türkiye Türkçesi olarak adlandırılır. Ancak, şive konusu sadece dilbilimine ait bir kavram değil halkbiliminin de yakından incelediği bir konudur.
Anadolu'daki Müslüman Türk, Hıristiyan, Musevi kültür mirası yüzyıllardır bir gelenek görenek inşa etti. Tarih içinde akınlar, göçler, sürgünlerle kuzeyden, güneyden, batıdan, doğudan çeşitli kültürler gelip geçti veya yerleşti. Araplar, Kürtler, Çerkesler, Gürcüler, Lazlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Bulgarlar vb. kendi dil ve halk geleneklerini bu coğrafyada yaşattılar. Bütün bu unsurlar halk kültürünü oluşturdu.

Gitmek eyleminin gelecek zaman çekimli örneğinde;
Karadeniz; cideceğum, İç Anadolu; gidecem, Trakya; gitçem.
Bireylerin anadili ile ana dili farklı olabilir. Anadili Türkçe olan bireyin ana dili Arapça olabilir. Arapçayı aileden öğrendiğinde, gırtlağındaki ayın gibi çatlamalı harfler anadiline yansır. Urfa, Antep ağızlarında böyledir.
Lehçe ile şiveyi karıştırmamalıdır. Lehçe, bir anadilin koludur. Türkçenin belli başlı şiveleri Orta Anadolu, Ege, Trakya, Karadeniz, Rumeli, Doğu, Güneydoğu ağızlarındadır.
Şivelerde dilbilgisi kuralları yoktur. Bölge kültürünü, yöre özelliklerini taşır. Dilde, özellikle konuşma dilinde tekdüzeliği kaldıran, empati uyandıran bir yanı vardır. Sakıp Sabancı merhum, şivesini hiç değiştirmemiş, bir şive simgesidir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 23 Nisan 2016 04:51
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
15 Ağustos 2009       Mesaj #3
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
ŞİVE

Bir dilin kültür düzeylerine göre gösterdiği değişiklik. Genellikle lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişiklikler temelde ses özellikleridir. Buna göre bilinen şiveler, belirli koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle birlikte bir de kendi içlerinde özel bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o dönemin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ocak 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bazı İllere Ve Yörelere Ait Şiveler..

ÇORUM YÖRESİ ŞİVELERİ
Yamranmak: Homurdanmak
Acı gêrek olmak: Boğazından acı su gelmek. Aşlak: Yama. Bi dınnak: Azıcık. Bödelek: Böbrek. Cılga: Patika. Çükündürük: Şeker pancarı. Çintermek: Dikkatlice bakmak. Dığdılamak: Bağlamak. Dümükmek: Aralıksız çalışmak. Elgavşur böcüğü: İşe karışmayıp kenarda bekleyen. Gârmuk: Kusmuk. Göbel: Oğlan çocuğu. Hapaz: Avuç. İvitlemek: Ayıklamak. Mêsitmemek: Önemsememek. Mühlüz: Beş parasız. Okkalık: Ekmek. Puyhurmak: Fışkırmak. Soyha: Sevimsiz. Şinnemek: Şımarmak. Temşüt: Sahur vakti. Yamranmak: Homurdanmak.

KÜTAHYA YÖRESİ ŞİVELERİ
Fatılmak: Kanamak
Ciba: Çocuk. Çezgi: İp. Çıkı: Mendile benzer bez parçası. Çeruze: Çile, eziyet. Domalan: Patatese benzeyen bir mantar çeşidi. Dombey, camız: Manda. Deperotu: Havuç. Fatılmak: Kanamak. Kepen: Heybe. Gire: Pazar günü. Dernek: Salı. Haney: Salon. Patet, pate kompür: Patates. Mintan: Gömlek. Çitle, pösteki: Minder. Künge: Toz, pislik. Siyez: Uyuşuk, kendi halinde. Yemeni, lapçın: Ayakkabı. Kupa: Bardak. Turpan: Ekin veya ot biçmeye yarayan bir çeşit orak. Örende :Bir, bir buçuk metreye yakın uzunluktaki sopa.

DENİZLİ YÖRESİ ŞİVELERİ

Çöveçlenmek: Güneşlenmek
Angurya: Salatalık. Ayneşmeg: Karışmak. Alatlamak: Acele etmek. Ard’deş: Arkadaş. Berenarı: İyi kötü. Böngüldek: Köstebek. Coşhaa: Hayret. Culluk: Hindi. Cebil: Köpek. Çöveçlenmek: Güneşlenmek. Debbendübben: Düşe kalka. Ebermeg: Getirmek. Enimek: Eskimeye yüz tutmak. Gubur: Yeni, gömlek. Gopil: Küçük, ufak. Pisgirmek: Çalıştırmak. Sarod: Havuç. Sıtırasız: Yüzsüz. Talator: Cacık. Velesbid: Bisiklet. Üslenkes: Asla. Yılıg: Eğri.Yümseg: Yüksek. Zaddine: Zaten: Zençmek: Hızla asılmak. Tomafil: Otomobil.

KAHRAMANMARAŞ YÖRESİ ŞİVELERİ

Tahıldak: Olgunlaşmamış incir
Arısili: Tertemiz. Böğür: Yan taraf. Cıncık: Cam. Cinatı: Bisiklet. Çitil: Fidan. Çor: Öksürük. Duluk: Avurt. Ecer: Yeni. Gallep: Güvercin. Göde: Şişman. İlende: Reçel. Kahke: Simit. Kürrük: Sıpa, tay. Mucuk: Sivrisinek. Pöhrek: Lağım. Kömbe: Çörek. Püsük: Kedi. Hapap: Takunya. Gavas: Belediye zabıtası. Mırık: Çamur. Mırtık: Güvercin besleyen. Puharı: Baca. Sohum: Lokma. Şeş: Tülbent. Taydaş: Akran. Tahıldak: Olgunlaşmamış incir. Teh: Üzüm kurusu. Tuman: Don. Veleme: Zifaf yemeği. Yörep: Meyil




Son düzenleyen Safi; 23 Nisan 2016 04:51
LaDy - avatarı
LaDy
Ziyaretçi
1 Mayıs 2010       Mesaj #5
LaDy - avatarı
Ziyaretçi
Niğde Şivesi

Istar :
Halı tezgahı, halı.

Ifrit : Pis koku.

Kanayakli : Kadincağız, kızcağız (Mahsun veya masumluk ifadesi olarak)

Karik : Üzüm dikilen tümsek

Kelik : Eski ayakkabı

Kesirinden gelmek : Sırf inat olsun diye yapılan şey

Kesek : Ker¤¤¤

Kigi : Koyun-keçi pisliği

Kiri : Eşek yavrusu

Kisnis : Küçük taneli üzüm

Köfter : Üzüm suyu ve nisaştayla yapılan yöresel tatlı.

Kömüs: Bağ ve tarla sulama sırasını ayarlayan yetkili

Kursak : Mide

Mazarat : Zararlı

Meskef : Kir, pislik, pasak

Nörüyon : Ne yapıyorsun?

Ödü sidmak : Çok korkmak

Pöç : Kuyruk sokumu

Siracali : Hastalıklı

Sokum : Lokma

Sögürme : Ateşte etle yapılan yöresel bir yemek

Sepe : Biraz kalınca açılan anında yenilen yufka ekmek

Tirit : Kelle suyu ile ekmek karışımı yemek

Uyku semesi : Uyku mahmurluğu hali, uyku sersemliği

Ümügü ötmek : Yokluktan ve açlıktan perişan olmak

Ütmek : Kumarda kazanmak, kili yakarak temizlemek

Übülük : 8 - 10 santimlik ince ağaç çubuğu iki taş arasına koyarak başka uzun çubuk vasitasıyla uzaklara fırlatılarak oynanan bir oyun.

Vicitmak : Fırlatmak, çekilip gitmek.

Vittirivizik : (Halk ağzıyla) pekmezle yapılan unlu helvaya verilen ad.

Yamsılmak: Saygısızca, geniş ve rahat oturmak.

Yamuk : Güvenilmez

Yılıkkan : Yalama, gevşemis

Yuha : İnce, seyrek, hafif (giysiler için kullanılan tabir)

Yuvak : Kabaran toprak damlari yagmura karsi sertlestirmek için kullanilan eksen delikleri bulunan tas silindir.

Yinli : Hafif, uçari, elde avuçta durmaz (yenli diye de söylenir)

Cekkelek: Yinli ile aynı anlamda kullanılır

Nesegil: Nasıl yani
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
5 Eylül 2012       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Şive
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Bir dilin kültür düzeylerine göre gösterdiği değişikliktir. Genellikle lehçe, şive, ağız terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Şiveler arasındaki değişiklikler temelde ses özellikleridir. Buna göre bilinen şiveler, belirli koşullarda ve dilin herhangi bir döneminde ana dilden ayrılarak, dilin geneldeki gelişimiyle birlikte bir de kendi içlerinde özel bir gelişim çizgisi izlemişlerdir. Bunların başlıca ayrımlarını oluşturan ses, ek ve sözcük özellikleri o dönemin dil malzemeleri ile açıklanabilir.
theMira
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
12 Aralık 2014       Mesaj #7
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Şive
MsXLabs.org

Bir dilin izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış koluna şive denir. Ayrılıklar, lehçede olduğu kadar değildir. İstanbul’da gelirim derken, Türkistan şivesinde kelür men denir. Ayrılık yazı diline girmiştir. Sınıflamalar da yazı dillerine göre olur.

Aşağıdaki tabloda Türk dillerinde cümle yapısını görebilirsiniz:
Türkiye Türkçesi: Çocuklar okulda dilimizi latin alfabesi ile yazıyor.
Gagavuzca: Uşaklar şkolada / okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr.
Azerice: Uşaqlar mektebde dilimizi latin elifbası ile yazır.
Türkmence: Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiyi bile(n) yazyar.
Özbekçe: Bolalar maktabda tilimizni latin alifbosi bilan / ila yozadi.
Uygurca: Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu.
Kazakça: Balalar mektepte tilimizdi latin alfavitimen jazadı.
Kırgızca: Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen jazat.

Tatarca: Balalar mäktäpdä telebezne latin älifbası bilän / ilä yaza.

Aşağıdaki tabloda ise Türk dillerindeki aynılıkları ve farklılıkları görebilirsiniz.
Diller Cümle yapısı

Türkiye Türkçesi :Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
Gagavuzca: Yeni yılınızı kutlerim.
Karaimce: Sizni yanhı yıl bıla kutleymın.
Azerice (Azerbaycan): Yeni iliniz mübarek olsun.
Azerice (İran): Teze iliniz mübarek.
Irak Türkçesi (Irak): Y’engi iliwiz mübarak olsun.
Türkmence: Taze yylynyz gutly bolsun.
Özbekçe: Yangi yilingiz kutli bo’lsin.
Uygurca: Yengi yılıngızğa mübarek bolsun.
Kazakça: Janga jılıngız kuttı bolsın
Karaçayca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Balkarca: Cangngı cılığıznı alğışlayma.
Nogayca: Yana yılınız men.
Karakalpakça: Canga cılıngız kuttı bolsın.
Kırgızca: Cangı cılıngız kuttu bolsun.
Tatarca: Sezne yanga yıl belen tebrik item.
Kırım Tatarcası: Yanı ılınız kaırlı (mubarek) olsun.
Moldova-Romanya Tatarcası: Ceni cılınız kutlu bolsun.
Başkırtça: Hezze yangı yıl menen kotlayım.
Kumukça: Yangı yılıgız kutlu bolsun.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam (-alkış) şirerni.
Tuvaca: Caa çıl-bile bayır çedirip or men.
Hakasça: Naa çılnang alğıstapçam şirerni.
Altayca: Slerdi cangı cılla utkup turum.
Şorca: Naa çıl çakşı polzun.
Yakutça: Ehigini şanga cılınan eğerdeliibin.
Çuvaşç:a Sene sul yaçepe salamlatap.


Türk şiveleri:
1:Güney-Batı (Oğuz) Grubu
a) Türkiye Türkçesi
b) Azerbaycan Türkçesi
c) Türkmen Türkçesi
d) Gagauz Türkçesi


2:Kuzey-Batı (Kıpçak) Grubu
a ) Kazak Türkçesi
b) Tatar (Kazan) Türkçesi
c) Kırgız Türkçesi
d) Başkurt Türkçesi
e) Karaçay-Malkar Türkçesi
f) Karakalpak Türkçesi
g) Kumuk Türkçesi
h) Nogay Türkçesi
i) Altay Türkçesi
j) Tuva Türkçesi
k) Hakas Türkçesi

3: Güney-Doğu Grubu :
a) Uygur Türkçesi
b) Özbek Türkçesi


Kaynak: anadilim.org/
🌘 🚀
BATUHAN03 - avatarı
BATUHAN03
Ziyaretçi
12 Aralık 2014       Mesaj #8
BATUHAN03 - avatarı
Ziyaretçi
Şive
Bir dil veya lehçenin daha az konuşma farkları gösteren ve bölgeden bölgeye veya şehirden şehire değişebilen küçük kollarına denir. Bir dilin kültür düzeylerine göre gösterdiği değişiklik. Şive aksan olarak da adlandırılabilir. Kısaca bir dilin bölgesel söyleniş tarzıdır.

"Gitmek" eyleminin gelecek zaman çekimli örneğinde;
Karadeniz; cideceğum, İç Anadolu; gidecem, Trakya; gitçem.
Kaynak:Şive Nedir? Ne Anlama Gelmektedir?
AlaattinKoğlu - avatarı
AlaattinKoğlu
Ziyaretçi
15 Mayıs 2015       Mesaj #9
AlaattinKoğlu - avatarı
Ziyaretçi
Şive bir dilin zaman içinde ayrı dil olarak kullanılan ama birbirinden çok uzaklaşmamış, birbirine yakın olan diller, birbirlerinin şiveleridir. Örnek, Türkiye Türkçesi, Eski Türkçenin bir şivesidir.

Tanımlar birbirleriyle çok karıştırıldıkları için, Eski Türkçe için hepsine ayrı örnek verildiği zaman fark şöyle görülebilir;

Lehçe için örnek; Yakutça, Çuvaşça.
Şive için örnek; Kazak Türkçesi, Türkiye Türkçesi, Uygur Türkçesi vb.
Ağız için örnek; (Türkiye Türkçesi ağızlarından); Karadeniz ağızları, Ege ağızları, Rumeli ağızları, Güneydoğu ağızları vb.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Eylül 2015       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ŞİVE a. (fars. şive).
1. Söyleyiş özelliği: Şivesi bozuk.
2. Bir dilin sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği, ağız: Rumeli şivesiyle konuşmak. İstanbul şivesi.
3. Esk. Naz, eda.

—Esk. Şive-baz -ŞİVEBAZ. || Şiveger — ŞİVEGER. II Şive-kâr - ŞİVEKÂR. || Şive-i dilber, güzelin nazı, cilvesi. || Şive-i lisan, dilin tarzı. || Şive-i reftar, yürüyüş edası, tarzı.

—Ed. Şive taklidi, gerçekçi edebiyatta halkın konuşma özelliklerine yer verme. (Bk ansikl. böl.)

—ANSİKL. Ed. Yerel söyleyiş, halk edebiyatında daima varlığını sürdürmüştür. Aydınların yapıtlarında ise, bu özellikler gerçekçi edebiyatın benimsenmesinden önce de zaman zaman görülmüştür, örneğin, Türk Galip diye tanınan Abdülhalim Galip Paşa (öl. 1876), kastamonu ağzıyla köy yaşamını konu edinen bir divan (Mutayebat-ı Türkiye) kaleme almıştı. Ancak bu yapıtta ya da İstanbul’da türlü tiplerin ve halk topluluklarının (külhanbeyi, anadolulu, köylü, laz, arnavut vb.) farklı konuşma özelliklerini yansıtan karagöz ve ortaoyununda şive taklidi yalnızca bir gülmece öğesidir. Tanzimat'tan sonra ilk roman (Taaşşuk-i Tal’at ve Fitnat, Şemsettin Sami, 1872), ilk gerçekçi köy romanı (Ka- rabibik, Nabizade Nâzım, 1890) gibi yapıtlarda, şive taklidine yer verildi. Köy kökenli gerçekçi yazarlar (Yaşar Kemal, Fakir Baykurt vb.) bu anlatım olanağından geniş biçimde yararlandılar. Halk dilinden alınma sözcükler, halkın konuşmasındaki farklı sesbilgisi, biçimbilgisi özellikleri şive taklidinin ortak yazı dilinden ayrılan yanlarını oluşturur. Bu uygulamada sesbilgisi öykünmelerine karşı çıkan ve aşırıya kaçmadan bazı sözdizimi özellikleriyle yerel konuşma dilinin yansıtabileceğini kabul eden yazarlar (Kemal Tahir) da olmuştur.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

23 Nisan 2016 / ziyaretçi Cevaplanmış