Arama

Sefer Nedir?

Güncelleme: 8 Ekim 2015 Gösterim: 2.388 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
13 Ocak 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Sefer
TDK, Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim
Arapça sefer

1 .
Yolculuk:
"Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti dönen yok seferinden"- Y. K. Beyatlı.
2 . Kez, defa:
"Her seferinde ufaklıklardan en büyüğü açardı telefonu."- E. Şafak.
3 . (askerlik) Genellikle ülke dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • sefere kalkmak
  • sefer etmek
Birleşik Sözler
  • sefer tası
  • bu sefer
  • seyrüsefer
  • ring seferi

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Ekim 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SEFER a. (ar. sefer).
1. Yolculuk: Uzun bir sefere çıkmak.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Özellikle yurtdışı- na yönelik askeri harekât; savaşa gitme: Çaldıran seferi.
3. Sayı belirten bir sözcükle, bir olgunun her bir yinelenişini, bir olayın gerçekleştiği durumların her birini belirtir; defa, kez: Bu ilacı, günde üç şefe/; yemeklerden sonra alabilirsiniz. Ayda birkaç sefer sinemaya gitmek.
4. Bu, geçen, gelecek vb. sefer, bir olayın gerçekleşmesini, gerçekleştiği anı, bir durumu belirtir ya da anımsatır; defa: Gelecek sefer böyle olmayacak. Bu sefer bağışlayalım. Geçen sefer büyük bir hata yapmıştık.

—Ask. Bir savaş içerisinde belirli bir zamanda ya da alanda, belirli bir amacı hedefleyen, birbiriyle ilgili bir dizi harekât. || Sefer görev emri, sefer tertibine dahil personelin, seferberlik duyurusunda nereye gideceğini, ne kadar zamanda birliğine katılacağını, katılacağı birliğin kapalı adını belirten belge. (Sefer görev emri, ilgiliye barış döneminde askerlik şube başkanlıklarınca verilir.) || Sefer haline geçmek, savaşa girmek, askeri harekâtlara katılmak ya da barış zamanında manevra yapmak için donanmayla denize açılmak. || Sefer personeli, bir birliğin kadrosu düzeyine ya da izin verilen mevcuda çıkarmak için sefer tertibine alınan yedek personel. || Sefer planı, savaş hedeflerine ulaşabilmek amacıyla silahlı kuvvetlerin nerede, nasıl ve ne amaçla görevlendirileceğini saptayan, Genelkurmay başkanlığının hazırladığı harekât planı. || Sefer stokları, barış döneminde sağlanarak depolanan ve sefer dışında hiçbir nedenle harcanmayan, ancak seferde ikmal maddelerinin akışında olabilecek gecikmelerde, olağanüstü yıpranma durumlarında emirle harcanabilen her sınıf ikmal maddesi stokları. || Sefer teçhizatı, askerlerin arazide, muharebe ya da manevralarda taşıdıkları silah, portatif çadır vb. gereçler.

—Ask. denize. Filo halinde hareket eden savaş gemilerine verilen görev.

—Denizbil. Bir geminin belli bir görev için uzun süre denize açılması.

—Denize. Bir ticaret gemisinin, yükleme -boşaltma limanlarından ya da bağlama limanından aldığı yükü ya da yolcuları varış limanına götürene kadar yapmış olduğu işlemlerin tümü. || Sefer hazırlığı, sefere çıkacak bir gemiyi yakıt, kumanya, tatlı su ve teçhizatla ikmal ederek, sefer koşulları için gerekli hazırlıkları yapma. || Sefer izni, bir geminin, tekne, makine, personel, donanım, yakıt, kumanya, sağlık ve can güvenliği bakımından sefere çıkmaya hazır olduğunu belgeleyen ve geminin bağlama limanı yetkililerince yapılan denetimden sonra gemiye verilen izin kâğıdı. || Sefere çıkmak, bir gemiden söz ederken, yük ya da yolcusunu aldıktan sonra bağlama ya da yükleme-boşaltma limanından varış limanına doğru yola çıkmak. || Sefere hazır olmak, bir ticaret gemisinden söz ederken, yükleme işlemlerini tamamlamak ve bütün resmi formaliteleri yerine getirmek.

—Haritc. Sefer arşivi, savaşta gerekli olan harita çoğaltma kalıpları ve basım için kendi kendine yeterli makine, aygıt; kâğıt vb. malzemelerin tümü.

—isi. huk. Üç gün üç gece ya da daha uzun süreli bir yere gitmek üzere bulunduğu şehrin hududundan çıkma.

—Kur tar. Sefer bahşişi ya da sefer inamı, Osmanlılar'da padişahların tahta çıktıktan sonra düzenledikleri ilk sefer öncesi kapıkulu askerlerine dağıttıkları 1 000 akçe tutarındaki bahşiş. (Bunun dışında sefer dönüşü de savaşta başarılı olanlara sefer bahşişi verilirdi.) || Sefer duası, yeniçerilerin savaş alanına girdikten sonra her ikindi namazının ardından toplu olarak yaptıkları dua töreni. (Bk. ansikl. böl.) || Sefer eşmek, sefere çıkmak. || Sefer neyamed, sefere katılmayan kapıkulu askerleri ve tımarlı sipahilerin künye defterlerine "sefere gelmedi" anlamına yazılan terim. (Bu gibi askerlerin ocakla ilgileri kesilir ya da dirlikleri ellerinden alınırdı.) || Sefer voy- nukları, sefere katılmakla yükümlü olan voynuk'lara verilen ad.

—Tasav. İnsan gönlünün Tanrı'ya yönelmesi, sufinin Tanrı’ya doğru çıktığı manevi yolculuk. (Bk. ansikl. böl.) || Seferder vatan, nakşibendilik tarikatından salikin dünya tutkularından ve nefsinin isteklerinden arınıp sıyrılması. || Seter gülbankı, mevlevilik tarikatında, tarikata bağlı birinin Konya ya da Mekke'ye gideceği sırada okunan gülbank.

—ANSİKL. isi. Kuran’ın ilgili ayetleri göz önüne alınarak (II, 184, 185; IV, 101) fıkıh biliminde sefer, bazı ibadetler için özel kolaylıklar tanınmasının nedeni sayılmış ve bununla ilgili düzenlemeler getirilmiştir.

• Seferle ilgili özel hükümler.
1. Ramazan ayında sefere çıkan müslüman, dillerse oruç tutmayabilir, başladığı orucu bozabilir. Ancak, bu oruç ya da oruçları sefer dönüşünden sonra uygun bir zamanda kaza etmesi gerekir.
2. Cuma ve bayram namazlarını kılmayabilir. Ancak cuma namazını kılmaması durumunda o günün öğle namazını kılmak zorundadır.
3. Seferin kurban bayramına rastlaması durumunda kurban kesmeyebilir.
4. Olağan olarak bir gün olan mest üzerine mesh etme süresini üç güne çıkartabilir.
5. Vakit namazlarının dört rekâtlı farzlarını ikişer rekât kılmak zorundadır (kasr-ı salat). Akşamın farzıyla vitir namazını yine üç rekât kılar. Duruma göre sünnetleri kılmayabilir.

• Sefer hükümlerinden yararlanmanın koşulları.
1. Yolculuğa (sefere) niyet edilmesi gerekir. Sefer niyeti gütmediği halde herhangi bir nedenle oturduğu yerden uzaklaşan ya da uzaklaştırılan kişi, seferi sayılmaz.
2. Sefere çıkan kişinin özgür olması gerekir. Efendisinden izin almadan yola çıkan köle, komutanından izinli olmayan asker, kocasından izinli olmayan kadın, seferi sayılmaz.
3. En az üç günlük bir yol alacak kişi seferi sayılır. Fıkıh kaynaklarında bir yolcunun yaya olarak günde altı saat ve saatte beş km yol yürüyebileceği göz önüne alınarak sefer uzaklığı yaklaşık 90 km kabul edilmiştir (son zamanlarda kimi İslam din bilginleri seferde uzaklığın değil, sürenin önemli olduğunu, bu nedenle bu sûrenin çağdaş taşıtlar göz önüne alınarak yeniden belirlenmesi gerektiğini öne sürmektedirler). Ayrıca, sefere çıkan kişi, kaldığı yerleşim merkezinden ayrıldığı anla birlikte yolculuk hükümlerini uygulamaya başlar ve bunu aynı yere geri gelinceye kadar sürdürür.
4. Yolcunun gittiği yerin kendi vatanı olması gerekir. Bir kişinin, oturduğu yer gibi evi ve ailesinin bulunduğu başka yer de vatanı sayılır. Bu nedenle, oturduğu (ikamet ettiği) yerden bu "ikinci vatanı”na giden kişi, yolculuğu sırasında seferi sayılır ve sefer hükümlerini uygularsa oraya ulaştığı anda yerleşik (mukim) olur.
5. En az on beş gün kalmak niyetiyle bir yere giden kişi de yolculuğu sırasında seferi, gitmek istediği yere vardığında mukim olur. Böyle bir niyeti olmadığı halde herhangi bir nedenle dönüşünü uzatmak zorunda kalan da seferi kabul edilir. Ancak, bu uzatma kararının on beş günden az olması gerekir.

—Kur. tar. Yeniçeri kethüdası, sefer duasına başlamadan önce çadırından çıkarak bir iskemleye otururdu. Yeniçeri ağasının iç ağaları ve adamları, ocak ağalarının maiyetindekiler kethüdanın karşısında ayakta bir daire oluşturarak dururlardı. Ordugâhtaki tüm askerler ayağa kalkar, her odanın neferleri çadırlarının önlerine dizilirlerdi. Bu işler bitince ocak yazıcısı yeniçeri kethüdasının yanına gelerek dua eder, dua tamamlanınca herkes bir ağızdan yarım saat kadar "Allah Allah!” diye bağırırdı. Sonra, yine bir ağızdan üç kez "Allah Allah!" diye bağırılır, padişaha, vezirlere, ağalara ve bütün askere zaferin nasip olması dilenir, topluca "Hu!” çekildikten sonra sefer duası tamamlanmış olurdu. Türk askerlerinin, özellikle piyade savaşlarında düşmana saldırırlarken bir ağızdan “Allah Allah!” diye bağırmaları geleneği sefer duasından kalmadır.

—Tasav. Tasavvufta dünya yaşamının geçiciliği, insanın Tanrı'ya doğru giden bir yolculuk (sefer) içinde bulunduğu önemle vurgulanarak salikin bütün eylemlerini bu bilinç içinde gerçekleştirmesi, geçici olan dünya için değil, kalıcı olan tanrısal âleme yükselmek için yaşaması istenir ve bu çabanın tanrısal varlıkta erimeye doğru aşama aşama yükselen bir yolculuk olduğu düşünülür.
Özellikle Muhittin Arabi' den sonraki gelişmiş biçimiyle vahdet-i vücutçu tasavvufta bu yolculuğun genellikle dört aşamalı olduğu kabul edilir:
1. Sefer. Nefsin isteklerinden yüz çevirerek tanrısal eylemlere yönelme Bu, “kalp makmı”nın sonu ve Tanrı adlarının kuldate cellisinin (tecelliyat-ı esma) başlangıcıdır. Bu sefer sırasında nefsinin çokluk âlemini oluşturan dünyasal eğilimlerini kıran sufi, varlıkların çokluğunda (kesret) tanrısal birliği (vahdet) görür.
2. Sefer. Tanrı sıfatlarıyla bezenen sufinin aşkın âleme (ufk-ı âlâ) yönelişi. Bu sefer sırasında sufi bütün bilgilerin, bir ve tek olan Tanrı'yı değişik biçimlerde algılamaktan başka bir şey olmadığını anlar.
3. Sefer. Tanrı'yla birleşme ya da tanrısal birliğe katılma (ayn-ı cem, hazret-i ilahiye) makamı. Tanrı-kul ikiliğinin kalktığı bu sefere kabe kavseyn (iki yayın birleşmesi) de denir ve deyim Kurandan alınmıştır (Llll, 9).
4. Sefer. Allah' tan yine Allah'a varma (seyr-i billah anil- lah) makamı. Bu, yok olmadan (fenâ) sonra ulaşılan ebedi var olma (baka) makamıdır.
Tasavvuf inancına göre, birinci seferin sonunda birlikten (vahdet) çokluğun (kesret) perdeleri kalkar; ikinci seferin sonunda batini bilgilerin çokluk ve çeşitliliğindeki birlik sırrı çözülür; üçüncü seferin sonunda iç-dış (batın-zâir) çelişkisi aşılır; dördüncü seferin sonundaysa birlik ve ayrılık, hak ve halk ikiliği giderilir, çokluk birlikte, halk hakta erimiş olur.


Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

16 Ekim 2014 / MURAT AKPINAR Soru-Cevap
26 Haziran 2011 / we come one X-Sözlük
11 Mart 2008 / Bluesorrow Siyaset tr
13 Ağustos 2009 / dekrafg Soru-Cevap