ZAYİAT, -tı a. çoğl. (ar. zayi”in çoğl. zayi’af).
1. Yok olan, zarara uğrayan şeyler.
2. insan açısından ele alınan kayıplar, yitikler.
3. Zayiat verdirmek, büyük ölçüde zarar ziyan vermek; insanca kayba uğratmak. || Zayiat vermek, zarar .ziyan görmek; insanca kayba uğramak.
—Ask. Öldüğü, yaralandığı, hastalandığı, enterne edilmiş olduğu, düşman eline geçtiği, kaybolduğu bildirilen ve bu nedenle birlik elinden çıkmış bulunan ya da bulunduğu yer ve durumu saptanamamış kimseler, (izinsiz birlikten ayrılma ya da firar bu tanımın dışında kalır.) [Bk. ansikl. böl.] || Zayiat raporu, muharebe sırasında ki personel kayıplarına ilişkin çeşitli bilgilerin bir araya getirilerek birleştirildiği rapor. (Sürekli düzenlenen zayiat raporları gelecekle ilgili personel istekleri bakımından önem taşır. Bu rapor sayesinde personel mevcudunun sürekli izlenmesi ve denetimi sağlanmış olur.) || Zayiat tahmini, personel subayı tarafından, gelecek günlere ilişkin personel kayıp tahminleri. (İlerdeki personel gereksinmelerinin zamanında karşılanması, birliğin personel ve dolayısıyla muharebe gücünün korunması amacıyla personel subayı bu tahmini sürekli olarak yapar. Zayiat tahminlerindeki başvurulan sayısal bilgilerle zayiat hesaplanmasında her muharebe türüne göre değişik zayiat etkenleri ve yöntemleri kullanılır.) || Zayiat tesiri, mermilerin hedef üzerinde meydana getirdiği tahribat oranı.
—ANSİKL. Ask. Ölü, yaralı, tutsak, kayıp ve hasta sayıları toplamı zayiat miktarını gösterir. Nükleer bir silahın etkilerinden doğan zayiat, ani zayiat, kısa süreli zayiat ve alınan nükleer dozların niceliğine bağlı olarak zaman içinde kendini gösteren uzun süreli zayiat biçiminde ayrılır.
1. Yok olan, zarara uğrayan şeyler.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Zayiat verdirmek, büyük ölçüde zarar ziyan vermek; insanca kayba uğratmak. || Zayiat vermek, zarar .ziyan görmek; insanca kayba uğramak.
—Ask. Öldüğü, yaralandığı, hastalandığı, enterne edilmiş olduğu, düşman eline geçtiği, kaybolduğu bildirilen ve bu nedenle birlik elinden çıkmış bulunan ya da bulunduğu yer ve durumu saptanamamış kimseler, (izinsiz birlikten ayrılma ya da firar bu tanımın dışında kalır.) [Bk. ansikl. böl.] || Zayiat raporu, muharebe sırasında ki personel kayıplarına ilişkin çeşitli bilgilerin bir araya getirilerek birleştirildiği rapor. (Sürekli düzenlenen zayiat raporları gelecekle ilgili personel istekleri bakımından önem taşır. Bu rapor sayesinde personel mevcudunun sürekli izlenmesi ve denetimi sağlanmış olur.) || Zayiat tahmini, personel subayı tarafından, gelecek günlere ilişkin personel kayıp tahminleri. (İlerdeki personel gereksinmelerinin zamanında karşılanması, birliğin personel ve dolayısıyla muharebe gücünün korunması amacıyla personel subayı bu tahmini sürekli olarak yapar. Zayiat tahminlerindeki başvurulan sayısal bilgilerle zayiat hesaplanmasında her muharebe türüne göre değişik zayiat etkenleri ve yöntemleri kullanılır.) || Zayiat tesiri, mermilerin hedef üzerinde meydana getirdiği tahribat oranı.
—ANSİKL. Ask. Ölü, yaralı, tutsak, kayıp ve hasta sayıları toplamı zayiat miktarını gösterir. Nükleer bir silahın etkilerinden doğan zayiat, ani zayiat, kısa süreli zayiat ve alınan nükleer dozların niceliğine bağlı olarak zaman içinde kendini gösteren uzun süreli zayiat biçiminde ayrılır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Zayiat Nedir?
