Arama

Yaşlanma Nedir?

Güncelleme: 6 Kasım 2017 Gösterim: 1.610 Cevap: 6
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM

YAŞLANMA


1 . Türe göre değişen ve kısa süre içinde ölüm olasılığını artıran belirli bir yaşa erişmiş insan, hayvan ya da bitkinin uğradığı değişim; canlı bir organizmada bu değişimi belirleyen olguların tümü: Dokuların, derinin yaşlanması.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Dokuların ve organizmanın eskimesi.

—Boyac. Havadaki etkenlerin etkisiyle, boya ya da vernik filminin zaman içindeki evrimi; bu evrimde, yerine göre, fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etkenler de rol oynar.

—Fizs. kim. Özellikleri zamanla gelişen az kararlı sistemlerin genel özelliği. (Yaşlanma kendiliğinden gelişebilir; örneğin az kararlı sistemler olan kolloitler, bileşen parçacıklarının birleşmesi sonucu zamanla değişime uğrar; yaşlanma topaklaşma ya da pıhtılaşma biçiminde ortaya çıkar. Yaşlanma ayrıca dış etkenlerin etkisiyle de meydana gelebilir; örneğin ışık etkisi altında bırakılan plastik maddeler ya da boyarmaddeler, verimlerinin azalmasına yol açan kimyasal parçalanmaya uğrarlar.) [Polimerlerde bu olaya ESKİME denir]

—Metalürj. Suverilmiş ya da kalıcı biçim değişikliğine uğratılmış kimi alaşımlarda, pek yüksek olmayan bir sıcaklıkta uzun süre tutma sonucu yapısal gelişmeye bağlı olarak, sertliğin önemli ölçüde artması biçiminde ortaya çıkan olay. (Buna çökelme sertleşmesi de denir.)

—Nüfbil. Nüfus yaşlanması, bir nüfus kitlesi içinde ileri yaş sınıflarının miktarca göreli olarak arıtması biçiminde kendini gösteren demografik olay.

—Polim. Yaşlanma önleyici, oksijen, morötesi ışınlar, nem vb. gibi çeşitli etkenler altında değişerek yaşlanmalarını önlemek ya da geciktirmek amacıyla makromoleküllü malzemelere (plastik maddeler, elastomerler, elyaf) katılan kimyasal ürün.

—Zool. Haşlamlılarda yaşlanma, bazen kirpikli haşlamlılarda görülen ve bir süre hep ikiye bölünerek çoğaldıktan sonra, ortam görünürde elverişli olduğu halde yeniden bölünme yeteneğinin kaybolması.
Kaynak: Büyük Larousse
Yaşlanma Süreci (Video):



Son düzenleyen Safi; 6 Kasım 2017 01:19
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAŞLANMA
—ANSİKL. Biyol. Sıcakkanlı hayvanlarda (memeliler kuşlar) ve özellikle insanda yaşa bağlı bozulmaların en önemlisi dokulardaki esnekliğin kaybolmasıdır; bu ise aslında doğumdan itibaren başlar ve idrar kesesini, derideki bağdokusunu (kırışıklar), göz merceğini (presbitlik), omur- lararası kıkırdak disklerini (kireçlenme, boyun kısalması), akciğer dokusunu (daha az derin soluma), nihayet ve daha çok büyük atardamarları (yüksek tansiyon) ve küçük atardamarları (dayanıksızlık) etkilemesine göre bu bozukluklar çok değişik sonuçlar doğurur. Yaşlanma aynı zamanda, artık çoğalamayan “soylu” dokuların (beyin nöronları) hücre stokunun tükenmesiyle de belirgindir. Yaşlanmanın neden olduğu belirtiler arasında kalsiyum metabolizmasındaki düzensizlikler (uyluk kemiği boynunun kırılması, dişlerin düşmesi), kılların ve saçların dökülmesi ya da beyazlaşması, duyumsal (işitme), ruhsal, sınirsel-devimsel (titreme) işlevlerin ve kas gücünün yaygın biçimde yavaşlaması ya da zayıflaması da belirtilmelidir, hatta bunlara kadında ani (menopoz), erkekte ağır amfibyumlar, balıklar) ve omurgasızlarda tablo daha değişiktir: timsahlardaki Herdeyse sınırsız büyüme, bazı balıklarda cinsiyetin tersinmesi (ya da tersinme eğilimine girmesi), yaşlı sombalıklarında alt çene hipertrofısı, larva durumunda iken üreyen aksolotlda (olağandışı) yetişkin biçime erişme, nihayet ve daha çok, üremelerini tamamladıktan hemen sonra ölen her gruptan pek çok türde yaşlanma evresinin bulunmaması.
Sponsorlu Bağlantılar

— Bol. Üstün yapılı bitkilerde bitkinin her bölümü ya da her organ doğar, büyür, yaşlanır ve ölür Büyümesiz dengeli bir ergin yaşam dönemi yoktur. Yaşlanma sırasında hücre metabolizmasıyla birlikte solunum yoğunluğu da azalır. Blryıllık bitki ler yaşlanır ve tohumlar oluştuktan sonra ölür, soğuk ya da kuraklık nedeniyle kök lerin artık besin maddeleri sağlayamadığı mevsimde bütün bitkinin besin yedekleri tohumlara göç eder. Etli meyveli türlerde, tohum yavaşlamış yaşama girdikten sonra meyve olgunlaşır. Genç bitkilerin çenekleri,besin yedekleriyle filizin büyüme noktalarını beslediklerinden erken ölürler: filizin tepesi kesilirse yaşlanmaları gecikir. Yaprak döken çokyıllık bitkilerde, yapraklar bitkiden ayrı ve bağımsız yaşlanmaya uğrar; bu dönem sırasında, bu organlar potasyum bakımından fakirleşir, öncesine göre daha fazla kalsiyum içerir ve aminoasitlerle amitler 1 ile 10 oranında artar.
Çokyıllık bitkilerin başka yaşlanma ve ölüm nedenleri de vardır: kendi köklerinin salgılarıyla toprağın zehirlenmesi ya da köksapların büyüme ucunun beslenmeye elverişsiz bir yere kadar yatay olarak hızlı büyümesi.

—Boyac. Kurumuş boya ya da vernik filmleri, zaman içindeki davranışlarını belirlemek üzere, sıvı ortamlarda, özel atmosferlerde, ısıl, ışıl ve morötesi ışınımlar altında bırakılarak yaşlandırma deneylerine sokulurlar. Bu deneyler, bir ya da birçok etkileme etkenini ve / ya da bunların etkilerinin art arda geliş ritmini yoğunlaştıran ya doğal araçlarla (gerçek deney), ya da yapay araçlarla (konvansiyonel deneyler) yapılır. (Bu durumda “hızlandırılmış yaşlandırma"dan söz edilir.)

— Metalürj. Özellikle hafif alaşımlarda görülen yaşlanma olayı, daha birçok alaşımda ortaya çıkar ve sanayide bundan büyük ölçüde yararlanılır. Katı durumdaki bir element bir metal içinde önemli ölçüde bir çözünürlük değişimi gösteriyorsa, aşırıdoymuş bu katı çözeltiyi suverme yoluyla yarıkararlı halde tutmak mümkündür. Bu katı çözelti, çökelme ve aşırıdoymuş durumdaki elementi kusma yoluyla sürekli olarak kararlı bir duruma geçme eğilimi gösterir. Bu gelişme 0 °C'ın altındaki bir sıcaklıkta son derece yavaştır; ancak oda sıcaklığında hissedilir derecede artar; buna doğal yaşlanma (ya da oda sıcaklığında menevişleme) denir ve yapısal bir sertleşme biçiminde ortaya çıkar. Bileşiminde % 4 oranında bakır bulunan bir alüminyum alaşımında, suverildikten sonra 65 olan Brinell sertliği, 25 °C’taki bir sıcaklıkta 1 saat bekletildikten sonra 80'e, 4 gün bekletildikten sonra 95'e çıkar ve bu değerde kalır. Alaşım 100-175 düzeyindeki bir sıcaklıkta tutularak yaşlanma hızlandırılırsa (yapay yaşlanma), aynı alaşımın sertliği 1 saaat içinde 90’a, 4 gün sonra da 100'e ulaşır. Daha yüksek sıcaklıkta uygulanan yapısal sertleştirme, zamana bağlı olarak karmaşık sertlik değişmelerine (önce artma, sonra azalma) yol açar. Yaşlanma sırasında yapısal sertleşmenin incelenmesi, suverilmiş bir alaşımda atomların belirli bölgelerde (Guinier-Preston bölgeleri) toplanarak yeni bir faz oluşturma yoluyla metal parçanın mekanik özelliklerinde belli bir değişime yol açtığını ortaya koymuştur. Pratikte her türlü biçim değiştirme işlemi, ya düşük sıcaklanır; daha sonra bu alaşım ya oda sıcaklığında yaşlanmaya terk edilir ya da istenen ayırtedici kullanım özellikleri eldeedi-, linceye dek alaşımın etüvde ısıtılması yoluyla yaşlanma hızlandırılır.

Bileşiminde demir bulunmayan öteki alaşımlar (magnezyum alaşımları, bakır -krom alaşımları, bakır-berilyum alaşımları, bakır-nikel alaşımları), genellikle hızlandırılmış yaşlanma işlemine sokulur. Yaşlanma ayrıca çok yumuşak çeliklercle de görülür; bu malzemelerde ya suverme ya da kalıcı biçim değiştirme işleminden sonra ortaya çıkar. Alfa demirde aşırıdoymuş çözelti halindeki karbon ve azotun bulunmasıyla daha da kolaylaşan bu olay, direncin artması ve uzama yeteneğinin azalmasına bağlı olarak metal parçalarda çatlakların, yırtılmaların ve yüzey özürlerinin ortaya çıkmasına neden olur; bu da Iraro- seri yapımında kullanılan sacların derin soğuk çekme işlemini güçleştirir.

Yaşlanma çeliklerde ayrıca hadde makinesinde perdahlama pasosuyla yok edilen damarsı özürlerin ortaya çıkması biçiminde de kendini gösterir. Yumuşak çeliklerde kalıcı biçim değiştirme işlemi sonunda ortaya çıkan yaşlanma, azotun çe- likhanede bileşik durumuna geçirilmesiyle önlenmeye çalışılır; bu amaçla yumuşak çeliklere Al, Ti, V gibi çeşitli katkı elementleri katılır.

—Nüfbil. Uzun dönemde ele alındığında, nüfus yaşlanması süreklilik gösteren bir olaydır. Gerçekte, nüfus yaşlanmasının asıl nedeni, şimdiye kadar, doğumların sayısındaki düşüşe dayanıyordu. Genç yaş sınıflarındaki göreli azalış nedeniyle yaş piramidinin temelinde bir yaşlanma görülmekteydi. Oysa günümüzde, gelişmiş ülkelerde ölüm oranında görülen düşüş de, özellikle olgun ve ileri yaştaki kişileri ilgilendirmesi nedeniyle, nüfus yaşlanmasında önemli bir etken durumuna gelmiştir, çünkü, çocuk ve genç ölümleri düzeyinde bundan böyle önemli bir kazanç ve ilerleme beklenmemektedir. Bu yüzden, nüfus yaşlanması olayı, yaşamın dördüncü çağını oluşturan çok ileri yaştaki kişilerin sayısında önemli bir artışa yol açmaktadır ve gelecekte daha fazla açacaktır.

Nüfus yaşlanmasının iktisadi ve toplumsal sonuçları vardır, iktisadi bakımdan, özellikle etkin nüfusla etkin olmayan nüfus arasındaki dengenin bozulması ve bunun yanı sıra nüfus yaşlanmasının yol açtığı bakım harcamaları ve ayrıca gençlerin bir mesleki etkinliğe başlama yaşının giderek gerilemesi sözkonusudur. Toplumsal bakımdan ise, kolektif dinamizm kaybını, toplumun değişikliğe daha istekli duruma gelmesini ve ayrıca yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan bazı sorunları (biyolojik ve toplumsal sorunlar ve uygun yapıların düzenlenmesi alanlarındaki yansımaları) belirtmemiz gerekir.

Türkiye nüfusunda ise, nüfus yaşlanması oldukça ağır bir biçimde kendini göstermekte, yaşlı grup sayısal olarak artmakla birlikte oransal olarak fazla değişmemektedir. Örneğin, 1965'te Türkiye’de “60 +” yaş grubunda 1 463 000 kişi varken, bu sayı 1975'te 2 937 124 kişiye, 1990'da ise 3 953 112 kişiye yükselmiştir. Aynı tarihlerde 60 yaş ve üstündekilerin toplam nüfusa oranı % 6,1 % 7,3 ve % 7 olmuştur. Doğum ve ölüm oranlarının çok yavaş düşmesi, ortalama yaşam süresinin ağır bir biçimde artması, toplam nüfus içinde genç nüfusun ağırlığım sürdürmesine yol açmaktadır.

—Polim. Sentetik malzemelerde son derece karmaşık bir gelişme gösteren yaşlanma, pek çok etkiye bağlıdır: ışık (özellikle morötesi ışıma), havanın etkisi vb. Her malzemenin kendine özgü bir yaşlanması vardır ve bu olay yükseltgenme önleyiciler, morötesi soğurucular; kararlılaştıncılar vb. gibi çeşitli katkı ürünleri katılarak önlenebilir ya da hücre zarının içinde canlı etkinliğin ürünü olan çözünmeyen maddelerin birikmesinden kaynaklandığı söylenebilir.
Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 6 Kasım 2017 01:21
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Haziran 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAŞLANMAK gçz. f.
1. Yaşı ilerlemek, yaşamının sonuna doğru yol almak; kocamak, ihtiyarlamak: Artık iyice yaşlandı
2. Yaşlı görünümü almak, olduğundan fazla göstermek, ihtiyarlamak: Adamcağız zamanından önce yaşlandı. Bu olaydan sonra çökmüş, iyice yaşlanmıştı.

—Metalürj. Sürekli çalışma halindeki metal yapılar sözkonusuysa, doğal yaşlanmaya bağlı olarak mekanik özellikleri değişmek.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Mart 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAŞLANDIRMAK g. f. Metalürj.
1. Mekanik özelliklerini değiştirmek amacıyla bir alaşımı oda sıcaklığında belirli bir süre tutarak ya da hafifçe ısıtarak yaşlandırma işlemine uğratmak.
2. Suverme işleminden sonra bir hafif alaşımı oda sıcaklığında bekleterek sertleştirmek.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Mart 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yaşlanmak
(nesne almayan fiil)
  • Yaşı ilerlemek, ihtiyarlığa yaklaşmak:
"Allahın takdiri bilinmez, ama ben seni hayli yaşlanmış görüyorum."- T. Buğra.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Mart 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yaşlanmak ingilizcesi
  • age, get old, grow old, be getting on in years, fatten
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
20 Mart 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
yaşlandırmak ingilizcesi
  • to age
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

31 Ekim 2017 / Misafir Biyoloji
27 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
18 Aralık 2007 / Pasakli_Prenses Taslak Konular