Arama

Meclis Nedir?

Güncelleme: 19 Mayıs 2016 Gösterim: 1.530 Cevap: 2
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Ocak 2016       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MECLİS a. (ar. meclis).
1. Bir konu üzerinde görüşmek ve/ya da bazı kararlar almak üzere ilgili kişilerce yapılan toplantı, şûra: idare meclisi; bu toplantının yapıldığı yer: Meclis koridorlarında kulis faaliyetleri hızlandı.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir konuyu görüşmek ya da konuşmak için bir araya gelmiş kimselerden oluşan topluluk: Meclis oluşturmak. Meclisin en yaşlı ve saygın kişisi.
3. Birbirine yakın kişiler, dostlar arasında toplantı: Aile meclisi.
4. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kısa söylenişi (bu anlamda büyük harfle başlatılır): Yeni imar yasası Meclis'te görüşülüyor.
5. Meclis aritmetiği, parlamentodaki iktidar partisi ile muhalefetin sayısal durumu. || Meclis kurmak, birkaç kişi bir araya toplanıp şur- dan burdan konuşmak ya da eğlenmek için bir araya gelmek.

—Esk. Meclis-ârâ, toplantıyı süsleyen. || Meclis-efruz - MECLİSEFRUZ. || Meclis -nüvis, toplantı kararlarını yazan kimse, sekreter. || Meclis-i âli-i hazain, maliye işlerine bakan topluluk. || Meclis-i bey, alım satım işleriyle ilgili toplantı. || Meclis-i hass-ı vükela, kabine toplantısı. || Meclis-i idare, yönetim kurulu. || Meclis-i kebir-i maarif, eğitim işleri kurulu; Talim ve terbiye dairesi karşılığı. || Meclis-i maliye, Maliye bakanlığı danışma kurulu. || Meclis-i meşa- yih, tekkelerin işleriyle ilgilenen kurul. || Meclis-i meşveret, danışma kurulu: "Şeyhülislam konağında meclis-i meşveret akü olunup ..." (Cevdet Paşa, XIX. yy.). || Meclis-i şer, şeyhülislam ya da kadı huzurunda kanun hükmü alınmak üzere yapılan toplantı. || Meclis-i şükûfe, lale yetiştiricilerinin yaptığı toplantı. || Meclis-i ülfet, sohbet toplantısı. || Meclis-i vükela, Bakanlar kurulu.

—Anayas. huk. ve Siyas. bil. Meclis hükümeti — HÜKÜMET.

—Güz. sant. Eski türk minyatürlerinde kişilerin belirli bir düzen içinde yerleştirilmesine verilen ad.

—Huk. Genellikle seçilmiş üyelerden oluşan, karar almaya yetkili kurul. || Meclis araştırması, yasama meclisinin herhangi bir konuda bilgi sahibi olmak için yaptığı araştırma ve inceleme. (TBMM’nin denetleme yollarından biridir. “Meclis araştırma komisyonu" diye anılan özel bir komisyon aracılığıyla yapılır. Komisyonun üye sayısı ve çalışma süresi TBMM genel kurulunca saptanır.) || Meclis soruşturması, yasama meclisinin Başbakan ve bakanlar üzerindeki denetleme yollarından biri. (TBMM, üye tam sayısının en az onda birinin vereceği önergeyle Başbakan ya da bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilir. Soruşturma açılmasına karar verilirse, siyasal partilerin meclisteki güçleri oranında temsil edildiği on beş kişilik bir soruşturma komisyonu kurulur. Komisyonun vereceği rapor mecliste öncelikle görüşülür ve gerek görülürse ilgili bakanın Yüce divan’a gönderilmesine karar verilir [Anayasa md. 100].) || Meclisi umumi, Meşrutiyetin ilanından sonra kurulan ilk anayasal parlamento (1877). [ANAYASA.] || Belediye meclisi - BELEDİYE. || Çift meclis sistemi, yasama organının iki meclisten oluştuğu sistem. (Bk. ansikl. böl.) || idare meclisi - YÖNETİM KURULU'nun eşanlamlısı. || il genel meclisi — İL. || Kurucu meclis, temel görevi yeni bir anayasa hazırlamak olan meclis. (Bk. ansikl. böl.) || Türkiye Büyük Millet Meclisi - TÜRKİYE. || Yasama meclisi, yasama yetkisine sahip olan meclis; yasa yapan meclis. (Türkiye’de yasa yapmaya yetkili olan meclis Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.)

—İsi. huk. Meclis-i bey, bir satış sözleşmesinin yapıldığı yer. || Meclis-i şeri, mahkemede duruşmanın yapıldığı yer.

—Kur. tar. Meclis-i has ül-has, OsmanlI devletinde sadrazamın konağında yapılan “meclis-i vükela" ya da iç kabine toplantısı. (Tanzimat'tan sonra da sadrazamlar bu geleneği aksatmadan sürdürdüler Bu toplantıya sadrazamın güvendiği ve yönetimde etkinliği bulunan birkaç nazırla üst düzeydeki komutanlar katılırdı.) || Meclisi mahsusı vükela, genişletilmiş kabine toplantısı. (Meclisi vükela üyelerinin yanı sıra eski sadrazamların ve Meclisi vükelaya memur nazırların da [sandalyesiz bakan] katıldığı bu tür toplantılarda önemli devlet sorunları görüşülürdü.)

—ANSİKL (ekklesia') bulunuyordu.
Sparta meclisleri. Sparta'da her konuda karar veren ve yaşam boyu seçilmiş 28 üyeden oluşan oligarşik bir kurum (gerusia") vardı. Halk meclisi (apella") en az otuz yaşında olan sparta yurttaşlarını kapsıyordu ve görevi gerusia’nın kararlarını alkışlayarak onaylamaktı.

Roma’da meclisler. Cumhuriyet döneminde yönetim halkın (yani yurttaşların tümü) elindeydi: halk meclislerinde (comi- tia) yasaları oyluyor ve resmi görevlileri seçiyorlardı. Meclisler curia, centuri ya da kabilelere göre (comices curiates, centu- riates ya da tributes) ayırt ediliyordu.

Roma eyalet meclisleri. Bu meclisler, Roma imparatorluğu döneminde, Batı'da her eyaletin, Doğu'daysa her dinsel topluluğun bünyesinde, Roma ve Augustus kültünü törensel bir şekilde kutlamak üzere çeşitli halkların temsilcilerini bir araya getirmek, daha sonralarıysa eyaletlerin siyasal çıkarlarını görüşmek üzere kurulmuştu. Örneğin 60 üyeli Galya eyalet meclisi Lyon’da toplanıyordu. Her yıl kültle ilgili maddi sorunları çözüyor, bir sonraki yılın başrahibini seçiyor, eyalet yöneticisi adına kutlamalar gönderiyor ya da imparatora şikâyetlerde bulunuyordu. Bununla birlikte bu meclislerin siyasal rolü hiçbir zaman önemli değildi.

Çift meclis sistemi. Yasama yetkisinin iki meclis tarafından paylaşılarak kullanıldığı çift meclis sistemini doğuran nedenler çeşitlidir. Aristokratik bir geçmişe sahip bulunan ülkelerde soyluların ve halkın ayrı organlarda temsil edilmeleri tarihsel bir zorunluluk olarak belirmiştir (İngiltere’de Lordlar meclisi ile Avam kamarası). Federal yapılı devletlerde ise, halkın temsilinin yanı sıra üye devletlerin temsilinin de gerekli olduğundan iki meclisli bir yapı görülür (ABD'de Temsilciler meclisi ile eyaletleri temsil eden Senato). Ayrıca, genel oyla oluşan meclisin, meslekleri temsil eden bir ikinci meclisle dengelenmesini öngören korporatif sistemlerde de çift meclis sistemine rastlanır. Aristokratik, federal, korporatif bir yapıya sahip olmayan bazı ülkelerde de tek meclisin aşırılıklarını gidermek için çift meclis sisteminin benimsendiği görülür. Çift meclis sisteminde meclislerin oluşumu da farklı özellikler taşır. Birinci meclislerin genel oyla oluşmasına karşılık, aristokratik yapılı ikinci meclisler atamayla seçilen üyelerden oluşur (İngiltere’de Lordlar kamarası, 1876 Kanunuesasisi’ne göre Heyeti âyan). Korporatif karakterli ikinci meclisler de, genellikle meslek kuruluşlarının kendi üyeleri arasından seçtikleri temsilcilerden oluşur. Federal devletlerdeki durum bir başka açıdan farklılık gösterir. Burada her iki meclisin de seçimle ve genel oydan gelen üyelerle oluşması kural olmakla birlikte, iki meclisin üye sayıları açısından federal sistemin gerektirdiği farklılıklar görülür. Birinci meclislerin halkın temsilini sağlayan ve üye devletlerin nüfusuyla oranlı temsilcilerden oluşmasına karşılık, üye devletleri temsil eden ikinci meclisler genellikle eşit sayıda temsilcilerden oluşur (örneğin ABD'de her eyaletin Senato'da iki üyesi vardır). Bunun nedeni eyaletler arasındaki nüfus sayısı farklılıklarının az nüfuslu olanlar zararına sonuç doğurmasını engellemek, nüfusları ne olursa olsun bütün federe devletlere ya da eyaletlere ikinci mecliste eşit temsil olanağı sağlamaktır. Çift meclis sisteminde meclislerin yetki bakımından da farkları vardır. Seçimle gelen meclisin, atamayla gelen (aristokratik) ikinci meclise oranla gerek yasa koyma gerekse hükümeti denetleme konularında daha yetkili olması, hatta tek yetkili organ olması demokratik sistemin bir gereğidir (İngiltere'de bir "dekor” durumunda olan Lordlar kamarası'na karşılık, gerçek yasama meclisinin Avam kamarası oluşu gibi). Ancak, her iki meclisin de seçimle oluştuğu sistemlerde de meclisler arasında yetki eşitsizliği görülebilir. Örneğin, 1961 Anayasası ile iki meclisli sistemi benimseyen Türkiye'de, hükümet, yalnız Millet Meclisi önünde siyasal sorumluluğa sahipti; ikinci meclis olan Cumhuriyet senatosu hükümeti düşürme yetkisinden yoksun tutulmuştu.

Osmanlı-türk
anayasa hukukunda çift meclisli sistem farklı nedenlerle zaman zaman uygulanmıştır. 1876 Kanunuesasisi ile onu değiştiren 1909 anayasa değişiklikleri, Meclisi mebusan'ın yanında bir de Heyeti âyan'a yer vermişlerdi. 1876 Anayasası ile başlayan Birinci meşrutiyet döneminde Meclisi mebusan’ın yetkileri silik ve sınırlı, üyeleri padişah tarafından seçilen Heyeti âyan’ın anayasal konumu ise oldukça güçlüydü. 1908 Hürriyet devrimi ve özellikle 1909 anayasa değişikliklerinden sonra ise durum değişmiş, Meclisi mebusan asıl yetkili parlamento kanadı haline gelmiştir. Yeni Türkiye devletinin anayasaları olan 1921 ve 1924 anayasaları ise, mutlak ve bölünmez ulusal irade anlayışının da etkisiyle, tek meclisli sistemi yeğlemişlerdir. Ancak, 1950-1960 siyasal hayatında iktidardaki gücün meclisi kendi istekleri doğrultusunda kullanabilmesinden doğan aksaklıklar, TBMM'nin kendi içinden dengelenmesi yolundaki aranışlara yol açtı. İki meclisli bir sistem önerileri bu bağlamda ortaya çıktı. Tek bir meclisin aşırılıklarından doğabilecek sakıncaları giderme ve bunu ikinci bir meclisin denetimi yoluyla dengeleme isteği, 1960 askeri müdahalesinden sonra yeniden gündeme girdi ve 1961 Anayasası iki meclisli sisteme yer verdi. TBMM, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki kanada ayrıldı, her iki meclisin de ilke olarak genel oyla oluşmasına karşılık, bir denge ve fren rolü oynaması beklenen ikinci meclise, “aydın"ların (seçilebilmek için yükseköğrenim koşulu vardı) ve seçim dışı yollardan atanan (kontenjan senatörleri, eski Cumhurbaşkanları) ya da tabii senatörlerin (eski Milli birlik komitesi üyeleri) ağırlığı da eklenmek istendi. 1961 -1980 arasındaki siyasal hayatta ise, iki meclisli sistemin kendisinden beklenen yararları sağlamaktan çok, yasama işlevini ağırlaştırıcı bir rol oynadığı yolundaki inanç, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonraki anayasa hazırlıklarında da etkili oldu. Bu nedenle, 1982 Anayasası’nda çift meclisli sisteme son verilerek, daha önceki 1921 ve 1924 anayasaları dönemindeki tek meclisli sisteme dönüldü.

• Kurucu meclis. Anayasaların yapımıyla görevli ve ilke olarak seçimle oluşan organdır. Bu anlamda kurucu meclis, daha geniş bir kavram olan kurucu organ ya da kurucu iktidar çerçevesi içinde yer alır Kurucu organ ya da iktidar, her zaman bir meclis olmayabilir ya da sadece kurucu meclisten ibaret bir yapı göstermeyebilir. Monarşik dönemlerden anayasalı (meşruti) monarşiye geçiş süreçlerinin başlarında, anayasalar genellikle hükümdar tarafından yapılmış ve ilan edilmiştir. 1848 İtalyan Anayasası ile 1876 Kanunuesasisi buna örnektir. Bazen, diktatörlerin de anayasa ilan ettikleri ve bu anlamda "kuruculuk" yetkisini kullandıkları görülür Nihayet, anayasanın kesinleşmesinin halkoyuna bağlı sayıldığı durumlarda, ulusun kendisi de kurucu organ rolünü oynar.
Kurucu meclisin asli görevi anayasayı hazırlamaktır. Seçilme nedeni ve esas çalışma alanı budur. Ancak, bu görevi sırasında normal yasama işlemlerini yerine getirmesine de engel yoktur. Şu var ki bu meclis, özel görevi ve işlevi gereği, anayasayı hazırlayıp kabul ettikten sonra dağılır, yerini normal yasama meclisine bırakır. Kurucu meclisin yeni anayasayı hazırlarken geniş bir özgürlük ve takdir alanı vardır. Devletin siyasal yapısına ve işleyişine ilişkin kuralları oldukça özgür bir biçimde koyabilir Ancak bu serbestlik, söz konusu ülkenin, çağın ve ortamın beraberinde getirdiği politik, kültürel ve ideolojik tercihlerin tamamen göz ardı edilmesi anlamına gelmez. Bu açıdan, hukuken bağımsız ve özgür görünen kurucu meclisin, hukuk ötesi birtakım olgularla bağlı ve sınırlı olduğu açıktır. Özellikle, yeni bir anayasanın yapılmasını gerektiren olaylar ve siyasal gelişmeler, bu gelişmelerin dile getirdiği temel tercihler, anayasayı yapacak organın ana doğrultusunu da büyük ölçüde belirler.
Kurucu meclis, bir yeni devletin kurulması ya da savaş ya da ihtilal biçimindeki kesin ve köklü değişikliklerin meydana gelmesi sonucunda ortaya çıkabileceği gibi, normal bir siyasal süreçte yeni bir anayasanın yapılması ihtiyacının duyulması durumunda da gündeme girebilir. Bazı anayasalar, yeni bir anayasanın yapılması işini yasama meclislerine değil, kurucu meclise bırakmışlardır. Türk anayasa hukukunda ise kurucu meclis uygulaması. askeri müdahalelerden sonra yapılan anayasalar için sözkonusu olmuştur. Bunun dışında, normal rejim koşullarında, var olan anayasada değişiklik yapmaya yetkili olan yasama meclisinin yepyeni bir anayasa yapmasına da hukuki bir engel yoktur. Türkiye'de bugüne kadar iki "kurucu meclis" olgusu yaşanmış; 1961 ve 1982 anayasaları "kurucu meclis” adı verilen organlar tarafından hazırlanıp kabul edildikten sonra halkoyuna sunulmuş ve kesinleşmişlerdir.
1960-1961 Kurucu meclisi, 27 Mayıs 1960 hareketiyle iktidara elkoyan Milli birlik komitesi’nin (MBK) yaptığı düzenlemelerle ortaya çıkan bir organdır. 1960 öncesinde, 1924 Anayasası’nın çok partili siyasal hayat için yetersiz kaldığı birçok örnekle doğrulanmıştı. Bu dönemde anayasada köklü değişiklikler yapılması yolunda, özellikle muhalefet ve aydın çevrelerinde oluşan bir istek vardı. Ancak içinde bulunulan koşullar buna olanak verdirmedi. 1960 askeri müdahalesi, bu bağlamda, yeni bir anayasa yapılması fikrini gündeme getirdi. Milli birlik komitesi iktidara geldiği günden başlayarak bu yolda birtakım girişimlerde bulundu. Önce, üniversite öğretim üyelerinden oluşan ve "İstanbul komisyonu" adıyla anılan bir kurula anayasa ön tasarısının hazırlanması görevi verildi. Bu komisyonun, uzun çalışmalardan sonra ortaya çıkardığı taslak kamuoyunda ve siyasal çevrelerde önemli tepkilere yol açtı. Genel olarak siyasete ve genel oya, özel olarak da siyasal partilere duyulan güvensizliği yansıtan bu belge siyasal iktidarın etkinliğini zayıflattığı gerekçesiyle eleştirildi. Bunun üzerine Milli birlik komitesi, yeni anayasanın daha temsili bir organ tarafından hazırlanmasını sağlamak üzere, bir "kurucu meclis" oluşturulmasına karar verdi. 157 sayılı kanunla oluşturulan bu organ iki kanattan meydana gelmekteydi: yeni rejimin askeri kanadını temsil eden Milli birlik komitesi ile, bunun yanı sıra oluşturulacak bir "Temsilciler meclisi." Ancak, günün koşulları, bu meclisin genel oydan gücünü alan tam temsili bir meclis olabilmesine olanak bırakmadı. Temsilciler meclisi, üyelerinin seçilme biçimi açısından başlıca üç kesimden oluştu. Bir bölüm, bir çeşit iki dereceli seçimle belirlenen üyelerden oluşuyordu. Bir başka bölüm, kapatılan Demokrat parti dışındaki iki partinin seçtiği temsilcilerdi. Nihayet, bazı kuruluşların kendi üyeleri arasından seçtikleri temsilciler de vardı; yargı organları, üniversiteler, barolar, basın, öğretmen, gençlik ve esnaf kuruluşları, sendikalar, ticaret ve sanayi odaları vb. Bu tür "seçimler'Te gelmiş üyelerin dışında, doğrudan doğruya Devlet başkanı ve Milli birlik komitesi tarafından seçilmiş ve atanmış üyeler de vardı.
Kurucu meclis’in iki ana görevinden birincisi ve asıl olanı, demokratik hukuk devletinin temellerini kuracak yeni anayasayı, İkincisi de yeni seçim yasasını hazırlamaktı. Bunların yanı sıra kurucu meclis normal bir yasama organı olarak da yetkilendirilmişti: yasaları yapma, değiştirme kaldırma, bütçe ve kesin hesap yasa tasarılarını kabul etme Bakanlar kurulu'nu denetleme vb. Ancak, bakanların görevden alınması konusunda tam yetkili olan yine Milli birlik komitesi'ydi. 13 aralık 1960 tarihli 157 sayılı kanunla kurulan bu meclis 6 ocak 1961'de göreve başladı; önceden saptanan süre içinde anayasayı hazırlama görevini tamamlamak üzere çalışmalara koyuldu, kendi içinden bir Anayasa komisyonu oluşturdu. Meclis'in anayasayı hazırlama süresi de önceden saptanmıştı. Yeni anayasa en geç 27 mayıs 1961 tarihine kadar tamamlanmış olacak, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere sadece 15 gün uzatılabilecekti. İlk taslak Temsilciler meclisi'nde hazırlanacak, burada kabul edilen metin Milli birlik komitesi tarafından ele alınacaktı. Temsilciler meclisi'nin kabul ettiği maddelerin MBK tarafından ya da MBK'nin değiştirerek kabul ettiği maddelerin yine Temsilciler meclisi tarafından benimsenmesi durumunda, sözkonusu kurallar kabul edilmiş sayılacaktı. Uyuşmazlık çıkması halinde, her iki kanattan belli sayıda üyenin katılacağı bir karma komisyonun hazırlayacağı yeni metin, Kurucu meclisin genel kurulunda oylanacak ve üçte iki çoğunlukla kabul edilebilecekti. Böylece, sayıca kalabalık olan Temsilciler meclisi, uyuşmazlık çıkan konularda son sözü söyleyebilme olanağına sahip bulunuyordu. Kurucu meclisin son olarak benimseyeceği metin halkoyuna sunulduktan sonra kesinleşmiş olacaktı. Halkoylamasının sonucunun olumsuz çıkması durumunda ise, Milli birlik komitesi'nin durumu değişmeyecek, ancak yeni oluşacak bir Temsilciler meclisi yeniden anayasa hazırlığına girişecekti.
Kurucu meclis, anayasayı hazırlama görevini zamanında tamamladı (27 mayıs 1961). 9 temmuz 1961 tarihinde yapılan halkoylamasında da anayasa tasarısı kabul edildi. Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerle yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşmasından sonra da, Kurucu meclisin hukuki varlığı son buldu, Milli birlik komitesi ve Temsilciler meclisi kendiliklerinden dağılmış oldular.
1960-1961 Kurucu meclisi'nin genel oyla oluşmamış olması ve eski Demokrat parti'nin temsil ettiği siyasal çizgiye kendi yapısında yer vermemesi, hazırlanan anayasanın tam bir ulusal uzlaşmayı yansıtmadığı yolunda görüşlere de olanak sağladı. Anayasanın halkoylamasında % 38.3 civarında olumsuz oyla karşılaşılmasında ve daha sonra da 1961 Anayasası'nın bazı önemli siyasal çevreler tarafından sindirilemeyişinde bunun da payı oldu.
1981-1982 Kurucu meclisi, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle açılan dönemde oluşmuştur. Türk silahlı kuvvetleri' nin "emir ve komuta zinciri içinde ve emirle” iktidara elkoymasından sonra. Milli güvenlik konseyi (MGK), başta yasama yetkisi olmak üzere önemli devlet yetkilerini kendi üzerine aldı. Bu arada, “Anayasa düzeni hakkında kanun'la 1961 Artayasa- sı’na getirilen değişiklikler, anayasa yapma ya da değiştirme yetkisinin, yani kuruculuk iktidarının da bu güç tarafından kullanıldığını gösteriyordu. MGK, 29 nisan 1981 tarihli "Kurucu meclis hakkında kanun'la bunu daha da açıkça ortaya koydu ve yeni bir anayasanın hazırlanması sürecini başlattı. Böylece türk siyasal hayatında ikinci defa olmak üzere bir "kurucu meclis" olgusu ortaya çıkıyordu. Bu defaki meclis de, 1960-1961’deki gibi iki kanattan oluştu: Milli güvenlik konseyi ve Danışma meclisi. Kurucu meclisin görevleri şunlardı: yeni anayasayı, anayasanın halkoyuna sunuluşuyla ilgili yasayı, siyasal partiler ve seçim yasalarını hazırlamak, yeni meclisin göreve başlamasına kadar geçecek süre içinde yasama görevlerini yerine getirmek. Görüldüğü gibi burada anayasa yapma görevinin yanı sıra, adi (normal) yasama yetkisi ve görevi de yer almıştır. (4ırucu meclis, öncekinden farklı olarak, yalnız anayasa ve seçim yasasına değil, hemen bütün temel yasalarıı yapmak yoluna gitmiştir.
Kurucu meclisin askeri kanadını oluşturan MGK, Genelkurmay başkanı. Kara. Deniz, Hava kuvvetleri komutanları ile- Jandarma genel komutanından oluşuyordu. Danışma meclisi'nin bütün üyeleri de MGK tarafından seçilmiş ve atanmıştı. 160 kişilik bu meclisin 120 üyesi her ilin önerdiği adaylar arasından MGK tarafından seçilmiş, 40 üye ise MGK tarafından: atanmıştı. Danışma meclisi'ne seçilebilmek için aranan koşullardan bazıları klasik nitelikteydi: bazı koşullar ise özellik gösteriyordu: yükseköğrenim yapmış olmak ve 11 eylül 1980 tarihinde herhangi bir siyasal partinin üyesi bulunmamak.
Milli güvenlik konseyi anayasaya dilediği biçimi ve içeriği verme konusunda tam yetki sahibiydi. Danışma meclisi'nde hazırlanan taslak MGK tarafından aynen ya da değiştirilerek kabul edilecekti. Bu nedenle Danışma meclisi, adından da anlaşıldığı gibi bir danışma kurulu durumundaydı, yapacağı iş bir' ön-hazırlıktan ibaretti. Kurucu meclisin hazırlayacağı anayasa metninin kesinleşmesi için halkoyuna başvurulması gereği burada da sözkonusuydu.
23 ekim 1981 tarihinde toplanan Danışma meclisi 23 kasım 1981'de 15 kişilik bir Anayasa komisyonu seçti. Komisyonun hazırladığı taslak 17 temmuz 1982'de Danışma meclisi genel kuru- lu'na sunuldu. Genel kurul, bazı değişikliklerle bu taslağı 23 eylül 1982'de kabul etti (120 kabul oyu, 7 ret oyu, 12 çekimser oy, 17 üye de oylamaya katılmadı). MGK metni, bazı önemli değişiklikler yapıp geçici maddeleri de ekledikten sonra, 18 ekim 1982'de 2709 sayılı yasa olarak yayımladı. 7 kasım 1982'de yapılan halkoylamasında % 91,2 oranında "evet1 oyu çıkmasıyla anayasa kesinleşmiş oldu ve yürürlüğe girdi 6 kasım 1983'te yapılan genel seçimlerinin ardından TBMM Başkanlık divanı'nın 6 aralık 1983'te oluşmasıyla, MGK ile Danışma meclisi'nin hukuki varlıkları sona erdi.
1983'te kurulan TBMM'de, % 10 barajı aşabilen üç parti yer aldı: Anavatan partisi (ANAP) [% 42,9 oy, 211 milletvekili], Halkçı parti (% 28,9 oy, 117 milletvekili). Milliyetçi demokrasi partisi (% 22 oy. 71 milletvekili). Fakat bu bileşim kısa sürede değişikliğe uğradı. Milliyetçi demokrasi partisi 1986'da kendini feshetti. Halkçı parti Sosyal demokrat halkçı parti'ye (SHP) dönüştü. 1987'de erken seçimleri sonucunda meclisin bileşimi yeniden belirlendi: ANAP % 35,38 oy, 292 milletvekili; Doğru Yol Partisi (DYP) [% 18,64 oy, 59 milletvekili]; SHP % 24,11 oy, 99 milletvekili. Bu meclis de uzun ömürlü olmadı. ANAP lideri Özal'ın, yerel seçimlerde partisinin % 22 oy alarak gerilemesine ve diğer partilerin boykotuna rağmen parlamentodaki ANAP çoğunluğunun oylarıyla Cumhurbaşkanlığına seçilmesi ve ANAP'taki yönetim değişikliği yeni bir erken seçime yol açtı.
1991 de meclisin bileşimi bir kere daha ve daha çok partinin girmesiyle şöyle belirdi: ANAP % 23,3 ve 115 milletvekili; DYP % 26,23 ve178 milletvekili; SHP % 20,14 ve 88 milletvekili; Refah partisi (MHP ile birlikte) % 16,38 ve 62 milletvekili; Demokratik sol parti (DSP) % 10,43 ve 7 milletvekili. 1992 ortalarında eski siyasi partilerin yeniden açılması üzerine CHP'nin kurulmasıyla bir kısım SHP milletvekilleri bu partiye geçtiler MHP'liler de RP'den ayrılarak mecliste kendi kimlikleri altında toplandılar.


Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
19 Mayıs 2016       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
meclis
isim Arapça meclis
Sponsorlu Bağlantılar

1. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı.
2. Bu toplantının yapıldığı yer, şûra.
3. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu.
"Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı." - P. Safa
4. Dostlar toplantısı.
"Meclisi aranan, hoşsohbet, coşkulu, şair ruhlu bir insandı." - H. Taner
5. Bir oyunun içinde -kişilerin sahneye girişleri ve çıkışlarıyla bölümcük adını alan- en küçük parça. Bölümcük. Kesim.
6. Bk. sahne.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
meclis kurmak

Birleşik Sözler
meclis araştırması
aile meclisi
belediye meclisi
danışma meclisi
idare meclisi
ihtiyar meclisi
köy ihtiyar meclisi
millet meclisi
rakı meclisi
yasama meclisi

Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
19 Mayıs 2016       Mesaj #3
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Meclis İngilizcesi

- parliamentary, parliamentarian
- assembly, council, board, gathering, assemblage, congress, convocation, diet, divan, house, parliament, majlis

1. meeting, gathering (for business or pleasure).
2. assembly; council; (administrative) board.
3. the Turkish Grand National Assembly.
4. all those present (at a meeting or gathering).

__ kurmak to have a meeting; to get together (for business or pleasure).

Benzer Konular

26 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap
17 Nisan 2012 / miyase33 Cevaplanmış
9 Nisan 2014 / Mira Siyasal Bilimler