KÂFUR a. (ar. kafûı). Kim.
1. Kâfur ağacından çıkarılan aromatik katı madde. (Eşanl. KAMFOR.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Kokulu uçucu yağdan arta kalan katı madde. (Anasonun kâfuru anetol, andızotunun kâfuru alantol, bergamotun kâfuru ise bergaptendir.)
3. Kâfur ağacından çıkarılan trimetil -1, 7, 7 bisiklo (2, 2, 1) heptanon-2'nin yaygın adı.
4. Bukku kâfuru, DlOSFENOL'ün eşanlamlısı.
—Esk. Kâfur ruhu, kâfur özü. || Kâfur-ı asli, kâfur ağacından elde edilen kâfur. || Kâfur -ı benefşe, susam bitkisinin yaprağından elde edilen madde. || Kâfur-ı cevdane, en iyi kâfur cinsi. || Kâfur-ı cevz-i bevva, hindistancevizi yağından elde edilen kokulu bir madde. || Kâfur-ı nuni, kâfur ağacının odunu ya da yaprağı kaynatılarak elde edilen kâfur.
—isi. Berrak su akıttığına inanılan cennet çeşmesi.
—ANSİKL. Ecza Kâfurun sinir sistemi, solunum merkezi ve kalp üzerinde uyarıcı etkisi vardır Alkoldeki çözeltisi (10 g kâfur 100 g alkolde eritilerek hazırlanır) ya da yağdaki çözeltisi (10 ya da 20 g kâfur 100 g zeytinyağında eritilir) dıştan sürülerek özellikle kimi deri hastalıklarında, kaşıntılarda ve romatizma hastalıklarında kullanılır.
—Ed. Divan şiirinde sevgilinin teni, gerdanı, yanakları, eli ayağı, bacakları beyaz rengi dolayısıyla kâfura benzetilir Zekâsını kullanarak başa geçen ve Mısır'da hükümdarlık yapan Kâfur adlı zenci köle anımsatılarak ak ile kara arasında tezat sanatı yapılır.
—Kim. Bir keton olan kâfur, ketonların tüm özelliklerini içerir, indirgendiğinde borne- olleri, yükseltgendiğinde kamforik asidi, sülfonlandığında da kamfosülfonik asitleri verir.
Kâfur ile türevlerinin (borneoller, kamfen) kimyası, bunların oluşumuna yol açan örneğin kamfen -» kâfur dönüşmesi gibi yeniden düzenlenmelerden dolayı son derece karmaşıktır. Bu dönüşüm aynı zamanda kimya kuramlarının geliştirilmesinde tarihsel bir rol oynamıştır.
Kâfur, selüloz esterleri ile eterleri için kusursuz bir plastikleştiricidir; bu nedenle genellikle selüloz nitratlarla birlikte kullanılır.
• Doğal kâfur, japon kâfuru ya da sağ kâfur. Japon kâfuru odunun damıtılması so*' nunda elde edilen esansın kristalleföötc len kesimidir. Saydam renksiz, ufâlainabtlir ve elle dokunulduğunda yağMztenirfit veren bir kütledir. KendineOzgCI 'keskin, kuvvetli bir kokusu vardık Polarılmış ışığın düzlemini sağa döndürür'Suda az çözünmesine karşın organik çözücülerin büyük bir kesiminde çok çözünür. Büyük lavanta, yalancı papatya ve sassafras gibi kimi çiçeklerin esanslarında bulunur.
• Yapay kâfur. Terebentin esasında bulunan pinenden elde edilir, kristalleştirilerek ya da süblimleştirilerek arılaştırılır. Yapay kâfur tümüyle uçucu, kristalleşmiş beyaz bir tozdur. Doğal kâfur gibi kokar, polarılmış ışığın düzlemini döndürme gücü dışında çözünürlük ve diğer özellikleri aynıdır; polarılmış ışığı döndürme gücü ise ya çok zayıf ya da hiç yoktur.
—Tar. Sasaniler döneminden beri İran'la Çin ve Hindistan arasında bir ticaret malı olan kâfura Kuzey Hindistan’ın fethi sırasında Madai’de rastlayan Araplar, bunu önce tuz sandılarsa da sonradan yararlarını görüp başka bir madde olduğunu anladılar ve sonra bu konuda uzmanlaştılar. Araplar daha sonra kâfuru bir dışsatım malı olarak fanşuri, riyahi ve balus diye üç türe ayırdılar. Bunlardan fanşuri ile riyahi en iyisi, balus ise yağlı ve zamklıydı. Marco Polo, seyahatnamesinde fanşuri kâfurun bunların en niteliklisi ve en pahalısı olduğunu, kendi ağırlığınca altın değerinde bülunduğunu yazar. Öte yandan arap yazarlar, özellikle ibnül Baytar, Su- matra’nın güney kıyısında bir liman kenti olan ve kâfur dışsatımı yapan Fanşur'dan sıkça söz eder IX. yy.’ın ilk yarısından başlayarak çeşitli seyahatnamelerde Fanşur adına, en iyi tür kâfurun çıktığı yer olarak rastlanır. Ayrıca, kâfur adı Kuran’da da geçer:“Hayır sahibi kişiler, yapısında kâfur olan bir kâseden içeceklerdir.” Kâfur sözcüğü burada güzel kokuya örnek olarak söylenmiş olabileceği gibi, cennetteki bir çeşmenin adını belirtmesi de olasıdır.
—Ted. Kâfurun her iki türü de özdeş fizyolojik özellikler içerdiğinden aynı yerlerde kullanılır. Ancak, ilaç yapımında yapay kâfur, 1972’den sonra kullanılmaya başlamıştır. Özellikle Raspail’dan bu yana çok tanınmış bir ilaçtır. Deriye sürülerek uygulandığında yatıştırıcı, uyarıcı ve hafifçe anestezik bir etki gösterir (kâfurlu alkol yağı ya da çözeltisi). Ağız yoluyla düşük dozda alınarak kalp ve solunum analeptiği olarak kullanılır. Ağrı kesici iksirlerin bileşimine girer.
1. Kâfur ağacından çıkarılan aromatik katı madde. (Eşanl. KAMFOR.) [Bk. ansikl. böl.]
Sponsorlu Bağlantılar
3. Kâfur ağacından çıkarılan trimetil -1, 7, 7 bisiklo (2, 2, 1) heptanon-2'nin yaygın adı.
4. Bukku kâfuru, DlOSFENOL'ün eşanlamlısı.
—Esk. Kâfur ruhu, kâfur özü. || Kâfur-ı asli, kâfur ağacından elde edilen kâfur. || Kâfur -ı benefşe, susam bitkisinin yaprağından elde edilen madde. || Kâfur-ı cevdane, en iyi kâfur cinsi. || Kâfur-ı cevz-i bevva, hindistancevizi yağından elde edilen kokulu bir madde. || Kâfur-ı nuni, kâfur ağacının odunu ya da yaprağı kaynatılarak elde edilen kâfur.
—isi. Berrak su akıttığına inanılan cennet çeşmesi.
—ANSİKL. Ecza Kâfurun sinir sistemi, solunum merkezi ve kalp üzerinde uyarıcı etkisi vardır Alkoldeki çözeltisi (10 g kâfur 100 g alkolde eritilerek hazırlanır) ya da yağdaki çözeltisi (10 ya da 20 g kâfur 100 g zeytinyağında eritilir) dıştan sürülerek özellikle kimi deri hastalıklarında, kaşıntılarda ve romatizma hastalıklarında kullanılır.
—Ed. Divan şiirinde sevgilinin teni, gerdanı, yanakları, eli ayağı, bacakları beyaz rengi dolayısıyla kâfura benzetilir Zekâsını kullanarak başa geçen ve Mısır'da hükümdarlık yapan Kâfur adlı zenci köle anımsatılarak ak ile kara arasında tezat sanatı yapılır.
—Kim. Bir keton olan kâfur, ketonların tüm özelliklerini içerir, indirgendiğinde borne- olleri, yükseltgendiğinde kamforik asidi, sülfonlandığında da kamfosülfonik asitleri verir.
Kâfur ile türevlerinin (borneoller, kamfen) kimyası, bunların oluşumuna yol açan örneğin kamfen -» kâfur dönüşmesi gibi yeniden düzenlenmelerden dolayı son derece karmaşıktır. Bu dönüşüm aynı zamanda kimya kuramlarının geliştirilmesinde tarihsel bir rol oynamıştır.
Kâfur, selüloz esterleri ile eterleri için kusursuz bir plastikleştiricidir; bu nedenle genellikle selüloz nitratlarla birlikte kullanılır.
• Doğal kâfur, japon kâfuru ya da sağ kâfur. Japon kâfuru odunun damıtılması so*' nunda elde edilen esansın kristalleföötc len kesimidir. Saydam renksiz, ufâlainabtlir ve elle dokunulduğunda yağMztenirfit veren bir kütledir. KendineOzgCI 'keskin, kuvvetli bir kokusu vardık Polarılmış ışığın düzlemini sağa döndürür'Suda az çözünmesine karşın organik çözücülerin büyük bir kesiminde çok çözünür. Büyük lavanta, yalancı papatya ve sassafras gibi kimi çiçeklerin esanslarında bulunur.
• Yapay kâfur. Terebentin esasında bulunan pinenden elde edilir, kristalleştirilerek ya da süblimleştirilerek arılaştırılır. Yapay kâfur tümüyle uçucu, kristalleşmiş beyaz bir tozdur. Doğal kâfur gibi kokar, polarılmış ışığın düzlemini döndürme gücü dışında çözünürlük ve diğer özellikleri aynıdır; polarılmış ışığı döndürme gücü ise ya çok zayıf ya da hiç yoktur.
—Tar. Sasaniler döneminden beri İran'la Çin ve Hindistan arasında bir ticaret malı olan kâfura Kuzey Hindistan’ın fethi sırasında Madai’de rastlayan Araplar, bunu önce tuz sandılarsa da sonradan yararlarını görüp başka bir madde olduğunu anladılar ve sonra bu konuda uzmanlaştılar. Araplar daha sonra kâfuru bir dışsatım malı olarak fanşuri, riyahi ve balus diye üç türe ayırdılar. Bunlardan fanşuri ile riyahi en iyisi, balus ise yağlı ve zamklıydı. Marco Polo, seyahatnamesinde fanşuri kâfurun bunların en niteliklisi ve en pahalısı olduğunu, kendi ağırlığınca altın değerinde bülunduğunu yazar. Öte yandan arap yazarlar, özellikle ibnül Baytar, Su- matra’nın güney kıyısında bir liman kenti olan ve kâfur dışsatımı yapan Fanşur'dan sıkça söz eder IX. yy.’ın ilk yarısından başlayarak çeşitli seyahatnamelerde Fanşur adına, en iyi tür kâfurun çıktığı yer olarak rastlanır. Ayrıca, kâfur adı Kuran’da da geçer:“Hayır sahibi kişiler, yapısında kâfur olan bir kâseden içeceklerdir.” Kâfur sözcüğü burada güzel kokuya örnek olarak söylenmiş olabileceği gibi, cennetteki bir çeşmenin adını belirtmesi de olasıdır.
—Ted. Kâfurun her iki türü de özdeş fizyolojik özellikler içerdiğinden aynı yerlerde kullanılır. Ancak, ilaç yapımında yapay kâfur, 1972’den sonra kullanılmaya başlamıştır. Özellikle Raspail’dan bu yana çok tanınmış bir ilaçtır. Deriye sürülerek uygulandığında yatıştırıcı, uyarıcı ve hafifçe anestezik bir etki gösterir (kâfurlu alkol yağı ya da çözeltisi). Ağız yoluyla düşük dozda alınarak kalp ve solunum analeptiği olarak kullanılır. Ağrı kesici iksirlerin bileşimine girer.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Kâfur Nedir?
