Arama

Sığır Yetiştiriciliği

Güncelleme: 16 Ekim 2010 Gösterim: 6.960 Cevap: 1
CenneT-ul Meva - avatarı
CenneT-ul Meva
Ziyaretçi
16 Ekim 2010       Mesaj #1
CenneT-ul Meva - avatarı
Ziyaretçi
İŞLETME KURULUŞU VE PLANLAMA

Sponsorlu Bağlantılar
Kârlı bir hayvancılık için, öncelikle hayvancılık sevilerek yapılmalı ve ayrı bir iş olarak benimsenmelidir. Hayvancılıkta amaç para kazanmak ve kâr etmektir. Süt hayvancılığı doğası gereği her yönüyle uzun vadeli planlama, sabırlı ve düzenli çalışma isteyen zor ve bıktırıcı tarımsal bir faaliyettir. Hayvanlar doğumlarından itibaren tüm yaşamları boyunca titizlik gerektiren bakım ve ilgi isterler. Hayvanların bayramı, tatili, mesai saati ve ise ara vermeleri yoktur. Ancak, hayvanları seven ve hayvancılığı severek yapan insanlar, onların barınak, bakim ve besleme vb. her türlü isteklerini dikkate alarak basarili olurlar. Evinin ihtiyaçlarını karşılamak için 1-2 inek bulunduran ve ihtiyaç fazlası sütü satarak harçlık yapan ve diğer zirai islerle geçimini sağlayan üreticilerin, bitkisel üretimlerinin bir kısmini ve atıl işgüçlerini hayvanlarla değerlendirmeleri, dana-düve satarak sermaye sıkıntılarını asmaları için çok iyi bir yöntemdir. Ancak kârlı bir hayvancılık olduğunu söylemek zordur. hayvancılığı ayrı bir is olarak benimseyenler, günde en az 500 litre sütün pazarlanabildiği, 20 civarı sağılır inekle, yeterli isletme büyüklüğüne ulaşarak, verimliliği artırmak ve maliyeti düşürmek suretiyle kârlı bir süt sigirciligi yapabilirler. Ortalama (rantabl) isletme büyüklüğüne ulaşmış bir süt sıgırcılığı isletmesi, isletmecisine çok iyi bir refah düzeyi sağlayacaktır. Sanayi ile entegre olmuş, bilgiyi satın alabilen profesyonel hayvancıların, kendilerini ve isletmelerini sürekli geliştirerek, sürdürülebilir isletme yapısına ulaşmaları çok kolaydır. İsletme kurulusunda yer tercihi ve planlama iyi yapılmalı, imar, sağlık ve çevre mevzuatı dikkate alınmalı, su, elektrik, yol, haberleşme ve pazar garanti edilmelidir. İsletme kurmak için satın alınacak veya ayrılacak arazi, düşünülen ahir, sagimhane, depo, silaj yeri, bakici odası vb. yapılar için imar mevzuatına uygun seçilmeli, çevre ile hiçbir problem oluşturmamalıdır. Hayvanlara, yeteri miktarda ve insanlar tarafından da içilebilir özellikte, temiz su temin edilmeli, elektrik ulusal şebekeden alınmalı ve ayrıca jeneratörle yedeklenerek kesintisiz enerji sağlanmalıdır. İsletmenin yaz ve kış her koşulda, her türlü vasıta (traktör, kamyon, taksi vb) ile ulaşabilecek yolu olmalı ve haberleşme imkanı sağlanmalıdır. Hatalı yer tercihi yapıldığında su temini, yol yapımı veya elektrik getirilmesi çok büyük masrafları gerektirmekte ve isletmenin ekonomik olmasını engellemektedir. Sütten iyi gelir sağlayabilmek için, üretilen sütün değer fiyatına satılması garanti edilmeli ve sütün mandıra, fabrika veya toplama merkezlerine taşınması ucuz, kolay ve güvenli olmalıdır. Hedeflenen isletme kapasitesi belirlenmeli, ise az hayvanla başlanmalı ancak, ekonomik isletme büyüklüğüne kısa sürede ulaşılmalıdır. Yurtiçi ve yurtdışındaki modern isletmeler ziyaret edilerek, etüde edilmeli ve danışmanlık hizmeti alınarak, ne kadar yatırımla ne yapmak istendiğine doğru karar verilmelidir. Bu safhada, öz kaynaklara güvenmelidir. Devletçe sağlanacağı vaat edilen imkanların hiç kullanılamayacağı veya çok gecikebileceği, derde derman olmayabileceği düşünülmelidir. Özkaynaklar barınağa harcanarak, hayvansız veya isletme sermayesiz kalmamalıdır. Süt sığırcılığı isletmelerinde inek adedinin belli bir sayının üzerinde olması arzu edilir. Ülkemizde de bu tür isletmelerin ticari isletmelere dönüştürülmesi, örneğin inek sayısının en az 20"ye çıkarılması hedeflenmelidir. Böylece isletmelerde modern sağım yerinin kurulması ve modern ahir sistemlerinin yapılması mümkün olacaktır. Başlangıçta inek sayısı az olsa bile ilerideki gelişmeler dikkate alınarak en az 20 sağılır ineğe göre ahırlar planlanmalı, böylece isletmelerin gelişmelerinde teknoloji kullanılmasına olanak verilmelidir. Süt hayvancılığında yoğun iç ve dış rekabet yaşanmakta olup, ekonomik bir büyüklüğe ulaşamayan isletmeler yasama şansı bulamaz. İngiltere'de 1933 yılında 17 bas olan ortalama hayvan sayısı 1994 yılında 74 hayvana yükselmiş olup, Hollanda'da ortalama isletme büyüklüğü ise 50 büyükbaş hayvanin üzerindedir. İse düşünülen kapasitenin ¼ kadar hayvanla başlanmalıdır. Kısa zamanda isi öğrenerek kendi tecrübesi ve diğer çalışanların tecrübesi artacaktır. Sürü yönetiminde karşılaşılan problemlerin aşılması öğrenildiğinde, diğer bir değişle 3-6 ay içinde sistem yerleştiğinde, kapasite artışlarına sıkıntısızca uyum sağlanabilir. Buzağı doğumlarının her aya dengeli dağıtılması, is verimliliği, muntazam süt geliri vb. bir çok yönden yarar sağlayacaktır. Mecbur kalmadıkça kredi kullanılmamalıdır. Özel hayvancılık proje kredileri dışında, normal faizli, orta vadeli kredi kullanarak hayvancılık isletmesini yürütmek mümkün olmaz. Hayvancılığa başlangıçta, ilk iki - iki buçuk yıl gelirler çok az olup giderleri karşılayamamaktadır. Ancak gebe düvelerle kurulan bir isletmede doğan dişi yavrular 20 aylık damızlık düve olarak satıldıklarında veya 24 aylık olup, doğurmak suretiyle buzağı ve süt geliri sağladığında veya erkek buzağılar besisini tamamlamış olarak satıldıklarında isletmede mali düzen kurulur. Üçüncü yıl isletme kâra geçer. O nedenle, süt sigirciligi isletmeleri kurulusunda ilk iki yılı faiz ödemeli 6-7 yıl vadeli özel krediler gerektirmektedir. Mecbur olmadıkça kredi kullanmamalıdır. İsletme kısa zamanda büyüyecek, hedeflenen kapasiteye ulaşacaktır. 1 gebe düveden 6 yıl sonra 8 adet olacaktır. Bu nedenle kaliteli sperma kullanarak hayvanların genetik seviyesini, dolayısıyla verimlerini sürekli artırmak çok önemlidir. İşletme bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ahir, hayvanların sağlıklı ve yüksek verimi sağlayacağı, yem dağıtımı, gübre temizliği, sağım ve diğer bakim islerinin kolaylıkla yürütülebileceği bir mekan olup, süt sığırı isletmelerinin can damarıdır. Planlı ve sağlıklı barınak, üreticinin altyapısı, üretimin sigortasıdır. Bu nedenle ahir planlarına büyük özen gösterilmelidir. Hayvancılığa barınakların yapımı ile başlanır. Verimli ve sağlıklı hayvanların modern ahırlarda barınma zorunlulukları vardır. barınak sağlıklı olursa basari şansı artar. Hatalı barınakların sonradan düzeltilmesi çok zor ya da imkansızdır. Süt sığırları için planlı ve uygun ahir yapımı oldukça önemlidir. Çünkü isletmenin değerli ve hassas olan hayvanlarını belli bir disiplin altında uzun süreli barındırmak, gerekli olan bir çok işlemi belli bir düzen içerisinde gerçekleştirmek zorunluluğu vardır. İşletme bir bütün olarak ele alınmalı, sağılır inek ahiri yanında, buzağı, dana, düve ve kuru ineklerin barınacağı ahırlar ile ot, silaj, kati-sıvı gübre depoları, çeşitli koruma yapıları isletme sahibi ya da çalışacak isçinin barınacağı evin de birlikte düşünülmesi gerekir. Başlangıçta planlanan sürü büyüklüğünün ilerde değişebileceği mutlaka ele alınmalıdır. Bu nedenle süt sığırı ahiri planlamasına başlanırken önce ölçekli bir yerleşim planı yapılmalı, bu plan üzerinde neyin nerede olacağına bu tesislerin ilerde nasıl büyüyebileceğine ve isletme için alt yapı ve ulaşımın nasıl karşılanacağına karar verilmelidir. yerleşim planı ve yerleşim planı üzerinde düşünülen yapılardan hangilerinin öncelikle yapılacağına ve nasıl bir ahir sistemi inşa edileceğine karar verilirken uzman kişilere danışılmalı, plan ve projelerinin özel özenle hazırlatılması sağlanmalıdır. Ahir tekniğine uygun olarak, inşa ettirilmelidir. Barınakta uygun şartlar sağlanmadan kârlı bir hayvancılık yapılamaz. Kapalı ve bağlı duraklı süt sığırı ahırlarında, yeteri kadar havalandırma ve aydınlatma sağlanamayıp, yem kısıtlı, yanlış ve besleme değeri yönünden yetersiz kalitede verildiğinde, hastalık riski artmakta, hayvanların verimi düşmekte ve yetiştirici kısa sürede zarar ederek, isletmesini tasfiye etmektedir. Süt sığırları için +5 ile +200C arası ısılar uygun olmakla birlikte, +10 ile +150C arası isi en normaldir. Alıştırmış olmak ve yeterli yem vermek şartıyla -25 dereceye kadar inen ısılarda bile süt sığırlarının verimlerinde önemli bir düşme olmaz, sağlıkları bozulmaz. +250C yi, bilhassa + 350C yi geçen sıcaklıklar hayvanları rahatsız etmekte, süt verimi ve sütün yağ oranı düşmektedir. Aşırı sıcaklarda hayvanları rahatlatıcı önlemler (gölgelik, fanlarla havanın sirkülasyonu, su püskürtme vb.) alınmalıdır. Çoğu yetiştiricinin ahırında olduğu gibi, havasız, pis kokulu, nemli ve aşırı sıcak ahırlarda hayvanları tutmak, onlara eziyet olup, sağlıklarını sürdürmelerine ve verimli olmalarına imkan yoktur. Uygun süt sığırı ahırları planlanır ve yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.
1. Barınacak hayvanların temiz hava, sıcaklık ve nem gibi çevre isteklerinin en iyi biçimde karşılamasına,
2. Hayvanların yasam tarzına ve davranışlarına uygun olmasına,
3. Ahir içerisinde esas olan yemleme sağım, gübre temizliği ile diğer bakim islerine yönelik islerin kolayca yapılmasına ve işgücü gereksinimin en aza indirilmesine,
4. Ahir ve elemanlarının yapım maliyetinin ucuz olmasına,
5. Ahir içerisinde sürü yönetiminin kolay yapılmasına,
6. Ahir tipinin mekanizasyon ve teknoloji uygulamasına yatkın olmasına özel özen gösterilmelidir.
İsletmede çok miktarda hayvan varsa isçilik giderlerini düşürmek ve her hayvana hızlı ve standart servis sağlamak için gelişmiş makinelerden yararlanılmalıdır. Bu makineler; yem hazırlamada kullanılan, yem hammaddelerini karıştıran ve dağıtan makineler, hayvanlara içme suyu sağlayan cihazlar, taşıyıcı ve yükleyici makineler ve diğer aletlerden oluşmaktadır. Rasyonu yetiştirici hazırlamalı, yem hazırlayan ve dağıtan makinelerle hayvanlara servis yapılarak, yem maliyetinden, isçilikten ve zamandan kazanarak kârlılık artırılmalıdır. Süt sığırcılığında en önemli konu olan süt sağım sistemi, gübre temizleme sistemi, yem hazırlama ve yem dağıtım sistemi ve otomatik sulama sistemi muhakkak kurulmalıdır. Süt inekçiliğinde sağım en zor işlem olup, kapasiteye uygun sağım makineleri planlanmalıdır. Mevzuata uygun kalitede çiğ süt üretebilmek için açık ahir veya serbest duraklı ahırlarda, muhakkak ayrı sağım odası (sağım hane) olmalı ve süt, sağımı müteakip ayrı süt odasına veya +40C'ye soğutulacağı soğuk tanka alınarak bekletilmelidir.


2. BÖLÜM AMAÇLARIN BELIRLENMESI VE HAYVAN SEÇIMI

Damızlık süt sığırı yetiştiricisi, ön soy kütüğü, soy kütüğü, Pedigri, damızlık, damızlık isletmesi, damızlık sertifikası, damızlık belgesi, birlik ve döl kontrolü tanımlarının, Hayvan Islahı Kanunundaki doğru anlamlarını bilmelidir. Bu tanımları doğru bilmeden, doğru bir sürü idaresi, basarili ve kârlı bir damızlık süt sigirciligi yapılamaz. Ön soy kütüğü: Ana ve babası belirli, ancak ebeveynlerinin verim kayıtları olmayan, mensup olduğu irkin özelliklerini taşıyan hayvanlar için oluşturulacak geçici kayıt sistemini, Soy kütüğü: Pedigri düzenlemeye esas olacak bilgilerin düzenli olarak toplandığı veri tabanını, Pedigri: Soy kütüğüne kayıt edilen damızlıklarla, safkan atların numara,isim, orijin, irk, renk, eşkal, cinsiyet, doğum tarihi, verim kayıtları, yetiştirici ve sahibi ile hayvanin cetlerine ait bilgileri ve verimlerini belirten belgeyi, Damızlık: Yetiştirildiği ülkede veya yörede ırkına veya tipine özgü özellikleri gösteren yüksek verimli, hastalıklardan arı, damızlık belgesi veya saf irk sertifikası bulunan hayvanları, Damızlık isletmesi: Damızlık hayvanların yetiştirildiği, Bakanlıkça tescil edilmiş isletmeleri, Damızlık sertifikası: Ana ve babası bilinen, ancak cetlerinin verim kayıtları bilinmeyen damızlık hayvanlara Bakanlıkça veya yetki verilen kuruluşlarca verilen belgeyi, Damızlık belgesi: Pedigri belgeleri bulunan damızlıklardan Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikteki kriterlere uygunluğu Bakanlıkça onaylanan belgeyi, Birlik: Hayvancılık konularında faaliyet gösteren yetiştirme, hayvansal üretim, ıslah ve pazarlama amaçlı kurulan birlikleri, Döl kontrolü (Progeny testing): Soy kütüğü ve verim kayıtlarının düzenli tutulduğu, yeterli teknik alt yapı, uzman personel ve hayvan varlığına sahip kuruluşlar tarafından yürütülen ve damızlıkları döllerinin verimlerine göre seçmeyi sağlayan uygulamaları, İfade eder. Yüksek verimli iyi cins damızlık ineklere sahip olmalıdır. Çok süt veren inek sürüsüne sahip olmak amaç olmalıdır. Süt sığır ırklarında, süt verim miktarı, sütteki yağ ve protein oranı sürekli geliştirilmekte, ineğin vücut yapısı, dayanıklılığı, meme sağlığı ve formu ile tırnak sağlamlığına önem verilmektedir. Bulunulan bölgeye, amaca ve isletmede hayvanlara sağlanan barınak, bakim ve besleme, çevreden alınabilen hizmetler, iklim vb. şartlara göre irk tercihi yapılmalıdır. Damızlık düve seçiminde titiz davranılmalı, nitelikli hayvanlarla isletme kurulmalıdır. Bati bölgelerimizde Siyah-Alaca (Holstein), Yüksek dağlık kesimlerde, Orta ve Doğu Anadolu'da Esmer, Simmental, Karadeniz de Jersey tercih edilebilir. Bu konuda bulunulan ilde, Tarım İl Müdürlüğü veya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği uzmanlarına danışılmalıdır. Dünyanın her yanında inek basına süt verimi arttıkça kârlılıkta artar. Bu nedenle yüksek süt verimi olan ineklere sahip olmalıdır. Satın alınacak damızlıklar, ilk yavruya gebe pedigrili veya sertifikalı düve olmalıdır. Süt bileşenlerine, genetik, beslenme, hava sıcaklığı, laktasyon sayısı ve mastitis etki etmekte olup,süt bileşenlerinin üretici tarafından kontrolü, seleksiyonla yetiştiricilik, besin öğeleri dengelenmiş rasyon, hastalıktan ve mastitisten korumak suretiyle mümkün olabilmektedir. Süt kompozisyonunun değişiminin % 60'i kalıtımsaldır. Bu nedenle, damızlık hayvanların seçiminde, pedigrilerinde süt verim miktarına bakıldığı gibi, % yağ ve protein miktarlarınında yüksek olmasına bakılmalıdır. Ayni şartlar, sperması kullanılacak boğanın seçiminde de dikkate alınmalı, bu özellikleri geliştirici olanlar tercih edilmelidir. Örneğin mevzuatımızda inek sütünde en az %3,5 yağ olması öngörülmekte olup, hayvanimiz dengeli besleniyor, meme iltihabı yok ve ahir ortamı aşırı sıcak olmayıp uygun olmasına rağmen düşük yağlı süt veriyorsa, bu hayvan satışta süte hile yapıldığı kanaatinin oluşmasına neden olacağından böyle hayvanlar damızlıktan çıkarılmalıdır. Sütteki yağ miktarına besleme, hayvanin laktasyon dönemi ve yası, mevsim, hava sıcaklığı, sağım sıklığı ve süresi, kızgınlık ve gebelik, irk farklılığı vb. bir çok faktör tesir etmektedir. Sürüde genetik ilerleme sağlanması amaçlanmalı, suni tohumlama yapılmalı, kesinlikle kontrolsüz tabii tohumlama yapılmamalıdır. Suni tohumlama; uygun tohumlama zamanında olduğu belirlenen dişi hayvanların genital kanallarına spermaların hijyenik koşullarda nakledilmesidir. Sperma ise, sağlıklı ve damızlık niteliği taşıyan erkek hayvanlardan belirli yöntemlerle alınan ejekulatlarin spermatolojik muayeneleri yapıldıktan sonraki taze yada dondurulmuş sperma porsiyonlarını ifade eder. Spermalar erkek cinsiyet hücreleri olup, sıvı azot gazi içinde uzun yıllar muhafaza edilerek nakledilebilirler. Genetik ilerleme boğa ile sağlanacağından, damızlık değeri bilinen hayvanlar, (progeny testing) döl kontrolünden geçmiş boğaların tohumları ile süt verimini ve kalitesini ( yağ, protein, kuru madde) artıran ve hayvanin damızlıkla ilgili diğer özelliklerini yavrularında iyileştiren boğaların spermaları ile tohumlanmalıdır. Suni tohumlamanın yapılma imkanı yoksa, rasgele erkek hayvanlar boğa olarak kullanılmamalı, pedigrilerinde göre ana ve kız kardeşlerinin üstün özellikleri bilinen boğalarla tabii tohumlama yapılmalı, kesinlikle kontrolsüz tabii tohumlama yapılmamalıdır. Bir çok yetiştirici, genetik ilerlemenin boğa ile olacağını, yavruya verim özelliklerinin yarısının inekten diğer yarısının boğadan geldiğini bilmediği için, 50 kg süt veren ineğini 20 kg süt verim kapasiteli genetiğe sahip rasgele bir boğa ile çiftleştirdiğinde genetik olarak gerilemekte ve süt verimi 35 kg 'ın altına düşmektedir. Sığırtmaça gönderilen hayvanlarda çoğunlukla kontrolsüz tabii tohumlama olmaktadır. Doğru uygulama ise 30 kg. süt veren ineği, daha yüksek (60 kg) süt genetik kapasiteli bir boğa ile tohumlatarak, verim düzeyini (45kg'a) yükseltmektir. Bu düve, üstün verimli bir boğa ile tekrar çiftleştirildiğinde yavrularında 50 kg.ı asan süt verimine ulaşacaktır. Düşük verimli hayvanlar, üstün verimli kültür ırkları ile melezleşerek doğan dişi yavruyu tekrar kültür ırki boğa ile çiftleştirerek, kısa sürede (üç generasyonda), 7-8 yıllık bir zamanda arzulanan yüksek verimli hayvanlar isletmede yetiştirilebilir. Döl kontrolünden geçmiş, ıslah amaçlı çiftleştirmeye uygun boğaların spermaları kullanılmalı, genetik ilerleme sürdürülmelidir. İyi sperma alımına verilecek paraya acınmamalı, geleceğe yatırım olduğu düşünülmelidir. Sürüde mevcut üstün verimli hayvanların kıymeti bilinmeli, bu hayvanları uzun süre damızlıkta tutmak ve en az 7-8 yavru almak hedeflenmelidir. Damızlık birliğine üye olunmalı, boğa kataloglarından faydalanarak ve ıslah uzmanlarının tavsiyesine göre sperma seçimi yapılmalıdır. Mümkünse döl kontrolü projesine dahil olarak, yeni teknik uygulamalara açık olunmalıdır. İsletmede, inek basına süt verimi artırılmalıdır. Bir ineğin süt verimi artıkça, isletmeye bıraktığı kârda artar. Ülkemizde ortalama süt verimi 1605 kg / laktasyon olup, çok düşüktür. Bu rakam ortalama, Marmara Bölgesinde 2880 kg, AB'de 5450 kg, ABD'de 7840 kg, Bursa Damızlık Birliği üyesi isletmemelerinde (1999 yılı) 6130 kg, SÜTAS Çiftliğinde 8550 kg, 2.Laktasyondaki ineklerde 9205 kadir. Ülkemizde kaliteli damızlıklarla çalışan bilinçli yetiştiricilerin en az 8 ton/laktasyonu hedeflemeleri gerekir. Her yıl verimler artırılarak kısa sürede bu hedefe ulaşılabilir. Örneğin İtalya'da 1960 yılında 4427 kg olan inek basına süt verimi, 1994 yılında 7596 kg.a çıkarılmıştır. Her sene her inekten 1 yavru almak hedeflenmeli, kızgınlıklar iyi takip edilmeli, süt ile düve ve dana satışı gelirinin buzağılamaya bağlı olduğu unutulmamalıdır. Süt inekçiliğinde süt gelirinden sonra en önemli gelir döl/yavru verimidir. Döl veriminden mahrum kalan bir isletmenin yasama sansı olmaz. Çoğu zaman isletmeciye kalan net kâr, damızlık düve veya dana satışından elde edilen gelirdir. Sürüdeki hayvanların ortalama doğum aralığının 360-380 gün olması için, kızgınlar iyi takip edilmelidir. Doğum aralığının 380-390 günden fazla olması bu iste bilinçli olunmadığı, sürü idaresinin iyi yapılmadığının göstergesidir. Böyle durumda danışmanlık hizmeti alınmalı ve bu isle uğraşanlar eğitimlere katılmalıdır. Doğum aralığı (bir ineğin iki buzağılama arasındaki süre) basarili sürü idaresinin en önemli göstergelerindendir. Basarili yetiştirici, her yıl 1 yavru alabilen yetiştiricidir. Kızgınlıklar iyi takip edilmeli, uygun zamanda tohumlama yapılmalı, her inekten yılda bir buzağı almak hedeflenmelidir. Bu nedenle, öncelikle düve ve ineklerde kızgınlık döngüsü iyi izlenmeli, kızgınlık belirtileri ve en uygun tohumlama (çiftleştirme) zamanı doğru olarak saptanmalıdır. Kızgınlık gösteren inekler, genellikle diğer hayvanların üzerine atlamasına müsaade eder, vulvadan çara denen beyaz akıntı gelir, süt verimi düşer, ağız salyalı ve iştahsızdır, sinirli ve huysuzdur, böğürür, bas yukardadır ve çevresini koklar. Her inekten yılda bir buzağı almak için, üremenin çok iyi denetlenmesi gerekmektedir. İdeal olan (360-380 gün) buzağılama aralığın gerçekleştirilmesi, servis periyodunun (buzağılamadan, gebe kalıncaya kadar geçen süre) 70-90 gün arasında olmasıyla mümkündür. Düve ve ineklerde kızgınlığın sağlıklı olarak saptanması ve gebelik ihtimalinin en yüksek olduğu uygun zamanda çiftleştirme ya da tohumlamanın yapılması gerekir. İneklerde kızgınlık döngüsü ortalama 21 gün, kızgınlık süresi ise ortalama 18 saattir. Sabah kızgınlık gösteren ineklerin aksam, aksam kızgınlık gösterenlerin sabah tohumlanması önerilmektedir. İneklerin kızgınlık dönemlerine ait belirtilerin iyi gözlenmesi ve tecrübeli suni tohumlama teknisyenine veya veteriner hekime yapay tohumlama yaptırılması basari için şarttır.


3. BÖLÜM BAKIM ve BESLEME

Sürü yapısı iyi bilinmeli, isletme ihtiyaçları doğru planlanmalı ve hayvanlar uzun yıllar damızlıkta tutulmalıdır. Yüksek verimli hayvanlar, uygun barınaklarda, doğru bakim ve besleme ile sağlıkları korunarak uzun yıllar damızlıkta tutulabilir, en az 7-8 yavru alınabilir ve 7-8 laktasyon sağılarak kârlılık artırılabilir. Sürü yapısının bilinmesi isletme planlamada son derece önemlidir. Süt veriminin de bilinmesi (tahmin edilmesi) halinde isletmede ihtiyaç duyulan yıllık barınak kapasitesi, kaba ve kesif yem temini, işgücü ihtiyacı, pazarlanabilecek ürün miktarı (damızlık ve kasaplık hayvan, süt, gübre) kolayca tahmin edilebilir ve buna bağlı olarak isletmede kazancı artırıcı önlemler alınabilir. Buzağılama aralığı, buzağılama oranı, ikizlik oranı, buzağı ölüm oranı (yavru atmalar ve ölü doğumlar dahil) düve-ineklerde ölüm oranı ve erkek hayvanların sürüden çıkarıldığı yas, sürünün yapısını belirlemektedir. İsletmede her yastaki hayvan şayisi ( buzağıların 3 aydan önce elden çıkarılması halinde ) inek şayisinin 2 kati, erkek sığırların 2 yasına kadar elde tutulması halinde inek şayisinin 2,5 kati civarındadır. Örnek bir süt sığırı isletmesindeki sürü yapısında, 1.laktasyondaki inek %20, 2.laktasyonda (4 yasında)%18,3, 3. laktasyonda (5 yasında) %16, 4.laktasyonda (6 yasında) %14, 5. laktasyonda (7 yasında) %12, 6. laktasyonda (8 yasında) %10, 7. laktasyonda (9yasinda) %7, 8. laktasyonda (10 yasında) 3 inek olabileceği bildirilmektedir. Yüksek verimli hayvanların meme iltihabı veya tırnak problemleri nedeniyle 2-3 laktasyonda damızlıktan çıkarılması çok büyük bir kayıptır. Bir yetiştiricinin performansı ve iyi hayvanlarının kıymetini bilip bilmediği, sürüsünde 5-6-7 laktasyonda kaç hayvani olduğundan anlaşılabilir. Süt sığırlarını günde 2 defa sağmak yeterli olup, hayvanlar gereksiz rahatsız edilmemelidir. Günün belli saatlerinde kaşağı, gebre ve fırça yardımıyla tımar yapılarak hayvanlar temizlenmeli, derideki gözeneklerin açılması ve kan dolaşımının hızlandırılması sağlanarak hayvanlar rahatlatılmalıdır. Süt ineklerinin but, karın altı ve sırt bölgeleri aşırı kirlenmekte olup; kırkılmaları gerekir. Özellikle memelerinin temiz tutulabilmesi ve sağıma hazırlık aşamasında yıkanıp kurutulabilmesi için meme bölgesi yılda iki kez muhakkak kırkılmalıdır. Günde 3 sağım yapmak süt verimini %15 civarı artırır. Büyük sürülerde verim gruplarına göre ayrılan ineklerden, meme dokuları zayıflayan ineklerin günde 3 defa sağılması gerekmektedir. Çok yüksek verimli olup, günde 40-50 km.min üzerinde süt veren inekler de 3 sağım yapılabilir. İki sağım yapmakla, hayvanların damızlık ömürleri artacağı gibi, isçilik ve enerjiden tasarruf edilmektedir. İneğe rahatlık ve huzur sağlayan aşağıdaki uygulamaların yapılması önerilmektedir. sağım öncesinde ineğe alıştığı ve hoşlandığı şekilde muamele edilmesi, alıştığı zamanda ve alışkın olduğu kişilerce sağılması ve bu kişilerin ineğin alışkın olduğu kıyafette olmaları, İneğin sevilmesi, okşanması; yanına yaklaşırken ürkütmemeye, korkutmamaya dikkat edilmesi; sağım tekniklerine tam olarak riayet etmek suretiyle, ineğin meme baslarını örselemeden, memeyi acıtmadan sağım yapılması ve sağım esnasında ineğe kötü muamele yapılmaması, En çok sevdiği kesif yemin bir bölümünün sağım sırasında yedirilmesi, gibi uygulamalar ineği rahatlatır ve sütü indiren hormonun (oxytocin) salgısını başlatır ve belirli bir süre devamını sağlar. Verimliliğin sürdürülebilmesi (ve meme hastalıklarını önlemek) için, sağım hijyenine ve sağımın teknik kuralarına uyulmalıdır. sağım sırasına dikkat edilmelidir. Sağıcı hijyeni sağlanmalıdır. Meme temizliği ve dezenfeksiyon yapılmalıdır. sağım temizliğine uyulmalıdır. sağım sonrası dezenfeksiyon yapılmalıdır. sağım makinelerinin temizliği ve bakimi yapılmalıdır. Memelerinin sağlam olduğu bilinen inekler ilk önce sağılmalı, memeleri problemli olan inekler, özellikle mastitis geçirdikleri bilinen inekler ve yaslı inekler en son sağılmalıdır. Elle sağım yapılıyorsa sağiçinin ellerinin, iyice yıkanmış ve tırnaklarının kesilmiş olması, elde naşir bulunmaması gerekir. Makine ile sağım yapılıyorsa, sağım makinesinin lastik aksamları yumuşak, çatlamamış ve mutlaka temiz ve dezenfekte edilmiş olmalı ve pulsatörleri iyi ayarlanmalıdır. İneğin meme derisi ve meme basları çeşitli mikroplarla daimi bulaşık durumdadır. sağıma başlamadan önce memelerin yıkanarak pisliklerden arındırılması, meme aynasına yumuşak masajla ineğin sağıma hazırlanması ve bunu takiben, meme baslarının dezenfektan bir solüsyonla silinmesi şarttır. Bu yapılmadığı takdirde sağım sırasında meme içine mikrop bulaşması riski artar. sağım belirli bir süre içinde usulüne uygun şekilde yapılıp bitmiş olmalı; sağım öncesinde ve sağım sırasında inek psikolojik olarak sağıma hazır halde tutulmalıdır. Çünkü, süt kanallarının açılarak sütün akması memedeki düz kasları etkileyen ve beyinden salgılanan oxytocin isimli hormon ile mümkündür. Bu hormonun etki süresi ortalama 8 dakika kadar olup, hormon salgısı durduğu anda memeden süt almak da mümkün olmaz. sağımın belirli bir ritim içinde (ortalama olarak dakikada 72 emiş) ve meme basını uygun kavrayacak şekilde yapılması; memeden süt geldiği sürece sağımın devam etmesi, yani akis kesildiği an emiş maniplasyonlarina son verilmesi gerekir. Buna uyulmadığı takdirde sağım sırasında mikrop bulaşmaları oluşur. Meme baslıklarının memeden alınması sırasında meme ucundaki mikroorganizmaların meme içine girmesini kolaylaştıran dıştan içe vakum oluşturmamaya dikkat edilmelidir. sağım isi bittikten sonra sağım makinelerinin sökülüp yıkanması, temizlenmesi, yıpranan aksamın değiştirilmesi ve müteakip sağıma kadar meme ile temas eden aksamın dezenfektan bir solüsyon içinde muhafaza edilmesi ve sağım zamanı temiz sudan geçirilmesi gerekir. Aksi halde, hem lastikler kurur ve çatlar hem de açıkta durdukça mikrop bulaşır. Daha yüksek fiyatla satabilmek için yüksek kaliteli süt üretmeli ve süt kalitesini artırmaya çalışmalıdır. Son yıllarda süt ve süt ürünlerinden mikrobiyolojik analizlerden başka, antibiyotik, hormon, afla toksin, ağır metal (rezüdü) ve pestisid (zirai ilaç)kalıntı analizleri istenmekte olup, bu analiz sonuçlarını üreticinin yaptığı uygulamalar belirlemektedir. AB normlarına ve Türk Gıda Kodeksine uygun, yüksek kaliteli sütten ; Yağ,protein, seker, mineral, tuz, vs. normal muhteva ve kompozisyona sahip, Süte has normal görünüm, renk, tat ve kokuda, Toplam bakteri şayisi düşük, Katkısız, antibiyotikten, temizlik ve antiseptik maddelerinden Ari, Toksin-herbisid, pestisid ve ağır metal kalıntıları içermeyen, Hasta hayvanlardan sağılan süt olmadığı anlaşılmaktadır. Üretilen sütün kalitesi; dengeli ve kaliteli yem yedirmek, hayvanların meme sağlığına dikkat etmek, standartlara uygun makinelerle sağım yapmak, hijyen ve temizlik kurallarına uymak, sütü sağımdan sonra en kısa zamanda +40C'ye soğutmak ve temiz kaplarda muhafaza etmek suretiyle arttırılabilir. Yüksek bakteri şayisi istenmeyen bir durum olup, ekipmanların yetersiz temizliği, sütün soğutulmaması, kirli inekler ve mastitisli inekler yüzünden oluşmaktadır. Süt kalitesi çiftlik idaresi uygulamalarıyla direkt alakalı olup, sütün kalitesine; süt bileşenleri, somatik hücre şayisi, bakteri şayisi yabancı madde içeriği ve duyusal nitelikleri etki etmektedir. Son yıllarda süt sanayicileri tarafından satın alınan sütlerde, sütün fiyatının belirlenmesinde kalite çok önem arz etmektedir. Çiftlik sütlerinin fiyatı, bölge ortalama fiyatı üzerine sütün kalitesine göre hak edilen primlerin eklenmesiyle bulunduğundan, nihai süt fiyatını, sütün kalitesi yani üretici belirlemiş olmaktadır. Kaba yem, karma yem, kesif karma yem, yemlik preparat, mineral yem ve rasyonun ne olduğu ve mevzuattaki tanımları bilinmelidir. Kaba Yem : Özellikle ruminantların beslenmesinde kullanılan ve kuru maddesinde en az %18 ham selüloz içeren bitkisel kökenli yemlerdir. Karma Yem : Çeşitli yemlerin standardına uygun olarak karıştırılması ile elde edilen yemlerdir. Kesif Karma Yem : hayvanların özellikle enerji, protein ve diğer besin maddeleri yönünden ihtiyaçlarını dengelemek amacıyla organik maddece zengin ve sindirilme oranı yüksek belirli formulasyonlara göre yem fabrikaları tarafından üretilen karma yemlerdir. Yemlik Preparatlar: Kimyasal analiz, sentez veya istihraç yolları ile fabrikasyon seklinde elde edilen ve yemin değerini artırmaya yardim edebilecek karakterdeki müstahzarlar ile vitaminler gibi koruyucu maddeleri ihtiva eden yemlerdir. Mineral Yem : Kalsiyum, fosfor, tuz, iz mineraller, sentetik üre, amonyum tuzları ve benzeri gibi sadece mineral maddeler veya bunların karışımlarından ibaret olan yemlerdir. Rasyon : hayvanların bir günde tüketebileceği yem kuru maddesi içerisinde, hayvanin ihtiyaç duyacağı yasama ve verim payı besin maddelerini karşılayacak şekilde hayvan besleme bilimine uygun olarak düzenlenen yem karışımıdır. İsletmede doğan erkek buzağılar büyütülmeli, üstün vasıflı ise erkek damızlık olarak veya besi dönemi sonuna kadar beslenerek satılmalıdır. Genç erkek hayvanlar (erkek dana ve tosunlar), kısa süreli 4-10 ay entansif beslenerek maksimum canlı ağırlığa, en ekonomik rasyonlar la bir an önce ulaştırılmalıdır. Yüksek et verimine, harcamalar düşük tutularak ulaşma hedeflenmeli, sabit yatırımların ve isçilik giderlerinin az olduğu açıkta serbest sistem besiciliği tercih edilmelidir. Hayvanları gerektiği gibi besleyerek ve gerekli süre boyunca beside tutarak her ırktan hayvanla besicilik yapılabilir. Hayvan yaşlandıkça enerji ihtiyacı artmakta ve 1 kg canlı ağırlık artısı elde edebilmesi için tüketmesi gereken yem miktarı artmaktadır. Bu da yem değerlendirme sayısının (1kg canlı ağırlık yapabilmek için tüketilen yem miktarı) artması, yâni 1 kg canlı ağırlığın daha fazlaya mal olması demektir. Daha fazla maliyet ise daha az kazanç demektir. Besi hayvanlarına, hayvanin besi başlangıcı ağırlığına göre günde ne miktar ne kadar sürede canlı ağırlık artışı yaptırmak istendiğine göre yasama ve verim paylarını bilinerek rasyon hazırlanmalı, enerji, protein, mineral, vitamin, su ve selüloz ihtiyaçlarını karşılanmalıdır. Açıkta serbest sistem besicilikte besi hayvanlarının önünde daima yiyecekleri yem ve içecekleri su bulunmalıdır. Besi hayvancılığı konusunda da yeterli bilgiye sahip olunmalı, uzmanlara danışılmalı ve eğitimlere katılınmalıdır. Bilinçsiz yapılacak besicilik sonucu tesadüfen para kazanılabilir. Kaliteli kaba yemlerin isletme arazisinde üretilmesi için yeterli tarla arazisi olmalıdır. Kaba yemler, besin elementlerini kaliteli olarak sağladığı gibi işkembedeki mikroorganizmalar ve asitliğin düzenlenmesi, geviş getirme ve tükürük salgısını artırması vb. yaşamsal fonksiyonlar için gerekli olup, kesif yemlere göre ekonomik olmaları nedeniyle, yüksek süt verimini hedefleyen isletmeler için vazgeçilmez önemdedir. Hayvancılık isletmesinin, ahir dışında hayvanların gezinebileceği yerleri (çayır, mera) ile bitkisel üretim için yeterli arazileri olmalıdır. Bütün kaba ve kesif yemleri dışarıdan satın alarak, kârlı bir süt hayvancılığı yapmak mümkün değildir. Bu nedenle hayvan basına 5 dekar, sulu arazide 3 dekar, birden fazla ürün alınan yerlerde en az 1,7 dekar sulu taban arazisi olması arzu edilir. Bir hayvan için, her yıl, 8 ton civarı mısır silajı, 2 ton kadar kuru yonca otuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bitkisel üretim için hiçbir arazisi olmayan isletmelerin uzun dönemde yasama sansı yoktur. İşletmenin bulunduğu bölgedeki iklim ve toprak şartlarına göre çayır otu, silajlık mısır, sorgun-sudan otu melezi, yonca, fiğ, korunga, vb. kaba yemler isletmede üretilerek en az %50 maliyet azaltılabilir. Yonca ve mısır silajı olmadan verimli bir hayvancılık yapılamaz. Hayvan mevcuduna göre, yıllık kaba yem ihtiyacı hesaplanarak isletmede üretilmeyen kaba yemler, hasat zamanında ucuz fiyatla ve yeteri miktarda satın alınmalı, uygun şartlarda depolanmalıdır. Ucuz ve kaliteli yem olmadan, ekonomik hayvancılık ve silaj yapmadan kârlı bir süt sığırcılığı yapılamaz. Konsantre yem isletmede yapılmalı, isletme şartlarına ve hayvanların ihtiyaçlarına göre rasyon hazırlanmalıdır. Tane yemleri, arpa, mısır, buğday, bakla, yulaf isletmede üretilebilir, proteini yüksek ayçiçeği küspesi, pamuk tohumu küspesi, soya vb. hammaddeleri ve katkı maddelerini (tuz, soda, maya, vb.) satın alarak konsantre yem üretilmelidir. Bu durumda fabrika yemlerine göre maliyet en az %20-30 azalacağı gibi,besin içerikleri yönünden garanti, dengeli ve sağlıklı bir yemle besleme şansı bulunur. Hayvanlar besin öğeleri dengelenmiş bir rasyonla beslenmelidir. Hayvanların sağlıklı, yüksek verimli ve sütün ( yağ, protein, km) kaliteli olması için bu şarttır. Yas, ağırlık, verim durumlarına göre, en uygun rasyon hazırlanan ve uygun çevre şartları sağlanan hayvanlardan genetik kapasitelerine uygun verim alınabilir. Kaba yem / kesif yem oranı çok önemlidir. Süt sığırı rasyonlarında kuru madde esasına göre %60 kesif yem ve %40 kaba yem esas alınır. Ortalama olarak ineğin toplam enerji, protein ve kuru madde ihtiyaçlarının % 60'inin kesif yemlerle, %40'inin kaba yemlerle karşılanması öngörülmektedir. Düşük verimli ineklerde ( 5-15 litre) bu oran tersine dönerek, gebe ve kısır ineklerde olduğu gibi günlük rasyonun %80-90'i ve hatta %100'ü kaba yemlerle karşılanabilir. (Tuz, mineral, iz mineral ve vitamin takviyesi gerekir). Kaba yemin yeterli verilmemesi asidoz vb. bir çok soruna neden olmaktadır. Sadece saman ve fabrika yemi kullanılırsa süt gelirinin en az %70'i yem fabrikalarına gideceğinden, süt fiyatları dünya fiyatlarına göre yüksek olsa bile isletme yeterli kazanmayacaktır. Süt maliyeti azaltılmalı, kaba yemleri (özellikle mısır silajı, ot silajı, kuru yonca, iyi kaliteli kuru ot, hububat hasılı gibi) ve gıda sanayi artıklarını yeterince kullanarak, süt maliyetinde %65'ler seviyesindeki yem giderleri %35'lere düşürülerek daha çok kazanılmalıdır. Kaliteli kaba yemler ineklere yiyebildikleri kadar verilmeli, hayvanlardan kıskanılmamalıdır. Silaj yaparak, ilkbaharın yeşil yemleri 12 aya taşınmalı, hayvanlar besin değerleri düşük sap ve samana mahkum edilmemelidir. Hayvancılıkta ideal bir besleme, yapılan yem rasyonunu bütün yıl boyunca ayni seviyede tutmakla, yâni, yaz ve kış aylarının yem rasyonunun, Nisan ve Mayıs aylarının bol yeşilli mera beslenmesindeki gibi, yeşil ve sulu yemlerle hazırlanmasıyla mümkündür. Arazilere kış aylarında buğday, arpa, yulaf, çavdar, fiğ, fiğ+tahıl karışımları, yem şalgamı, kolza, korunga, yaz döneminde ise mısır, sorgum, sudan otu ve sorgum-sudan otu melezi, yemlik bezelye, ayçiçeği gibi bitkiler ekilebilir, yeşil ot, kuru ot, ve silaj olarak değerlendirilebilir. Mera ve çayır otlarından yeterince faydalanılabilir. Gıda sanayi yan ürünleri, konserve sanayinin her türlü sebze artıkları, hayvan lahanası, şalgam ve pancar yaprakları, bezelye sapları, fasulye, domates, biber artıkları, seker pancarı posası, patates cipsi artıkları silajı yapılmak suretiyle hayvan yemi olarak çok ucuza değerlendirilebilir. Hayvan beslemede eski alışkanlıklar terk edilmeli, hayvanin ihtiyacı olan besin maddeleri ekonomik şekilde rasyonlar ilave edilmelidir. İşletmedeki hayvan varlığına göre, yıl içerisinde isletmede üretilecek kaba ve kesif yemlerle, piyasadan temin edilen diğer yemlerin ekonomik şekilde değerlendirilmesi için yemleme planlamasının yapılması en akilci yoldur. Yonca gibi kaliteli kaba yemi ve kaliteli mısır silajı olan isletmeler, hayvanlarının yasama payı ile birlikte 14 kg süt verimine kadar olan ham protein, enerji bakımından ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Canlı ağırlığının % 25 i civarında kuru maddenin sağlandığı kaliteli kaba yem, sığırcılık isletmelerinin olmazsa olmaz koşuludur. Süt ineklerinin yeterli, dengeli ve ekonomik beslenmesi için rasyon hazırlanması öğrenilmelidir. Süt ineklerinin besin ihtiyaçları canlı ağırlıklarına, verdikleri süt miktarlarına, sütün yağ oranına ve laktasyonun devrelerine göre farklılık gösterir. Laktasyonun ilk 70 günü, 70-140 gün arası ve 140-305 gün arası, kuru dönem besleme ile kısır ineklerin beslenmesi farklılıklar gösterir. Çünkü inekten alınan toplam sütün %45'i ilk 100 günde, %30-35'i ikinci 100 günde, %20-25'i üçüncü 100 günde alınır. Çok sütlü ineklerin bütün besin ihtiyaçlarını saptayarak, bu besinleri belirli bir kuru madde içine sığdıracak şekilde çok dikkatli rasyon formulasyonlari düzenlemek gerekmektedir. Saman ve benzeri düşük kaliteli kaba yemler ve standart karma süt yemleri yeterli olamamakta, kaliteli kaba ve kesif yemler kullanmak gerekmektedir. Bu yapılamadığında, verilen besin maddeleri (özellikle enerji) günlük ihtiyaca cevap veremez. "Negatif Enerji Balansı" şekillenir. İnek doğası gereği yüksek süt verimini sürdürür. Ancak kendi vücudundaki enerji rezervlerinden ve mineral rezervlerinden harcama yapar, zayıflar. Neticede, zayıflama, indigestion, ketosis, karaciğer koması, Rumen asidozu, abomasum deplasmanları gibi ağır hastalık halleri veya basit hazımsızlık ve verim düşüklüğü sorunları ortaya çıkar, döl tutmama problemleri yaşanabilir. Bu nedenle çok yüksek verimli inekleri diğerlerinden ayrı, bilhassa ilk 2,5 ayda özel besleme rejimine tabi tutmak gerekir: Besin değerleri yüksek iyi kalite kaba yem ve enerji-protein değerleri yeterince yüksek kesif yemi olmayan üreticiler çok sütlü inek edindiklerinde, bu hayvanlarını çok kısa zamanda elden çıkartmak, kasaba satmak zorunda kalarak, hüsrana uğramaktadır. Bir miktar bilinçli yetiştiriciler, günde 30 litrenin altında süt veren ineklerin beslenmesinde genellikle problem yasamamaktadır. Düşük süt verimi olan inekler, kuru ot ve mısır silajı gibi kaliteli kaba yemleri kullanarak (sadece protein takviyesi yapmak koşulu ile) enerji ağırlıklı kesif yemler olmaksızın da beslenebilirler. Böyle inekler kaliteli kaba yemi bulunmayan isletmelere de kolayca adapte olabilirler. Hayvanların yem rasyonlarinin hazırlanması öğrenilmeli, ve yeterli bilince ulaşılmalıdır. Hayvanların sağlıklı ve verimli olmaları, neticede kârlılık, yeterli, dengeli ve ekonomik besleme ile mümkün olabilmektedir. Düvelerin ve kurudaki ineklerin beslenmesine özen gösterilmelidir. Düveler 7-8 aylıkken cinsel olgunluğa ulaşarak, bogasaklik hali gösterirler. Ancak 15-17 aylık olup, yeterli büyüklüğe ulaşmadan gebe bırakılmamalıdırlar. Irkına has yeterli vücut yapısını oluşturamayan ineklerin, genetik kabiliyetlerine uygun süt verimine ulaşamayacakları unutulmamalıdır. Düvelerin beslenmesinde titiz davranılmalıdır. Kaba yem ağırlıklı besleyerek büyüme ve gelişmeleri sağlanmalı, ancak, aşırı yağlanmalarına izin verilmemelidir. Düveler için mera otları, kuru ot ve yonca en makbul yemlerdir. Hayvanlar tüketebildikleri kadar kaba yem ile beslenir. Tuz, mineral, iz mineral ve vitamin preperatları ile takviye yapılır. Hayvanların gelişme durumları kontrol edilir. Örneğin (siyah-alacalarda) günde 700 gram canlı ağırlık artısı sağlanamıyorsa, kesif yem takviyesi ile gelişme hızlandırılır. Normal olarak inekler 10 ay (305 gün) sağılırlar. Doğurmalarına 60 gün kala sağıma son verilerek kuruya çıkarılırlar. Gerekiyorsa kuru dönem mastitis tedavisi yapılır. Buzağılamadan önce ineği bir süre kuruda bırakmakla; süt salgılayan organların dinlenmesi ve ineğe verilen besin maddelerinin süt üretimi yerine karnındaki yavrunun gelişmesi için kullanması sağlanır. Ayrıca, laktasyon boyunca azalan mineral madde rezervleri tamamlanarak, kondisyonu uygun hale gelir. Doğum sonrası için yem tüketim yeteneği artırılmak üzere kesif yemlere adaptasyonu sağlayan laktasyon periyodundan farklı bir besleme sistemi uygulanır. İnek kuruya çıkarıldığı ilk 2-3 hafta bol miktarda iyi kaliteli kaba yem ile beslenir. Bilahare günde 2-3 kg'i geçmeyecek şekilde konsantre yem verilir. Doğuma 3-4 hafta kala bu konsantre yem miktarı 3-4 günde bir 0,5 kg olmak üzere hayvanin canlı ağırlığının %1'ine ulaşıncaya kadar artırılmaya devam edilir. Bu miktar hayvan doğuruncaya kadar sürdürülür. Hayvanin kuru dönemde vücut ağırlığının en az %1'i kadar kaba yem yemesi ve yediği konsantre yem miktarının da vücut ağırlığının %1'ini geçmemesi gerekir. Kuru dönemde rasyondaki kalsiyum miktarı azaltılmalı ve bu dönemin basında ve sonunda gebe ineklere vitamin takviyesi yapılmalıdır. Süt sığırları istedikleri her an bol suya ulaşabilmeli, önlerinde sürekli temiz ve içilebilir nitelikte su bulunmalıdır. Normal olarak, sığırlar günde 1-4 defa su içerler. Günlük süt verim miktarına, yemin kuru veya rutubetli olmasına ve çevre ısısına göre içilen su miktarı değişir. İnek sütünün % 87'si su olduğuna göre, çok süt veren hayvanların su ihtiyaçları çok fazla olup, günde bir defa su içerek veya hayvana bir teneke su vererek bu ihtiyaç karşılanamaz. Bu durumda hayvanlar süt verimlerini azaltırlar. Bir çok isletme hayvanlara yeterli su sağlamadığı için eksik verim aldığının farkında değildir. Günde 25-30 Litre süt veren 600 kg ağırlığındaki bir süt ineğinin günlük su tüketimi 75-100 litreye kadar çıkabilir. Bu nedenle, süt inekleri istedikleri her an temiz ve içilebilir nitelikte suya ulaşılabilmelidir. Bu amaçla ahırda otomatik su sağlayan sistem planlanmalı, ayrıca, mera'da da hayvanlar için yeterli su imkanı sağlanmalıdır.

Kaynak : Karaman Tarım

CenneT-ul Meva - avatarı
CenneT-ul Meva
Ziyaretçi
16 Ekim 2010       Mesaj #2
CenneT-ul Meva - avatarı
Ziyaretçi
4. BÖLÜM SÜRÜ YÖNETİMİ

Sponsorlu Bağlantılar
İsletmede yeterli kayıt düzeni kurulmalı, hayvanların kayıtları tutulmalıdır. Verim kayıtları tutulan isletmelerde irk, canlı ağırlık, süt verimi, laktasyon dönemi vb. özellikleri esas alan, ekonomik ve dengeli rasyonların yapılması sağlanarak is sansa bırakılmaz. Hayvan başına verim, hayvanin yaşadığı çevreyi ve hayvani iyileştirmek suretiyle artırılabilir. Bu amaca ulaşılabilmesi, sürü yönetiminde doğru ve yerinde kararlar verilebilmesi, damızlık seçiminin isabetli yapılabilmesi için sürü ve hayvanlar hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak gerekir. Bu amaçlara hizmet edecek bilgileri toplama ve bunları saklama isine kayıt tutma denir. Kayıt tutulması hem her bir ineğin hem de tüm sürünün durumu hakkında günlük ve uzun vadeli bilgiler verir ve isletme sahibi ye da yöneticisine gelecek için planlar yapma olanağı sağlar. Kayıt tutma düzeni, basit, doğru, günü gününe islenebilen, kolay ve az zaman alici olmalıdır. Bilgi toplama, isletmenin önemli isleri arasında görülmelidir. Bir isletmede temel olarak su kayıtlar tutulmalıdır: İşletmede doğan hayvanların (Doğum tarihi, doğum tipi ve sekli, numarası, ana ve baba numarası) İsletmede buzağılayan ineklerin buzağılama tarihi, buzağılama tipi ve sekli Tohumlanan hayvanin nosu, boğanın adi ve nosu, tarihi, tohumlamacı Sürüden çıkarılan hayvanlar için tutulan kayıtlar. Çeşitli dönemlerdeki canlı ağırlıklar . Süt verim miktarı. (gerektiğinde yağ,protein ve kuru madde oranları). Kuruya çıkarma tarihi. Sağlık bilgileri (aşılama, hastalık, tedavi vb.). Yem ve yemlemeye ait bilgiler. Hayvanların doğum tarihleri bilinirse sürü için planlama daha rahat yapılabilir, ana ve babasının kulak numarası sayesinde bir bilgiye ihtiyaç duyulduğunda kolayca ulaşılabilir. Hayvanların buzağılama tarihlerinin kayıt edilmesi buzağılama sonrası tohumlama zamanının gelip gelmediğinin tespit edilmesi ve 100 gün içerisinde hayvanin tekrar gebe kalmasının sağlanmasına yarar. Hayvanların mutlaka tohumlanma tarihleri kayıt edilmelidir. Böylece hayvanin gebe kalmaması halinde yeniden kızgınlık göstereceği günleri (tohumlama tarihinden itibaren 17-21 gün sonrası) tahmin edilebilir. Hayvanin gebe kalması halinde de kuruya çıkarılacağı tarih (tohumlama tarihinden 200-210 gün sonrası) ve tahmini doğurma tarihi (tohumlamadan 280 - 285 gün sonrası) bilinmiş olur. Tohumlamada kullanılan boğanın hangi boğa olduğu bilindiğinde doğan yavrunun durumu ile boğa arasında ilişki kurularak o boğayı tekrar kullanıp kullanmamak hakkında karar verilebilir. Hayvanin numarası, sürüden çıkış tarihi ve nedeni (Damızlık satış, kasaplık satış, ölüm,vb.ne) ait kayıtların elde bulunması sayesinde sürüde bir sonraki dönem planlaması daha iyi yapılabilir. Sürü mevcudiyetini muhafaza etmek veya sürüde herhangi bir genişleme veya daralma yapmak isteniyorsa bu tutulan kayıtlardan yararlanılabilir. Hayvanların belirli dönemlerdeki ağırlıkları (Doğum, sütten kesim, 6.ay, 1 yas, ilkine tohumlanma ağırlığı vb.) saptanabilirse, hayvanların gelişme durumlarını yakından izlenir ve yemleme bu veriler doğrultusunda yapılabilir. Böylece hayvanların aşırı yağlanmaları veya kondisyonlarının düşüklüğü de önlenmiş olur Sağmal ineğin bir sağım döneminde (laktasyon) verdiği süt miktarı, belirli aralıklarla yapılan ölçümlerden elde edilen bilgiler kullanılarak bulunmaya çalışılır. Bu amaçla genellikle 15 günde bir veya ayda bir bütün ineklerin süt verimleri ölçülür. Kontrol sağımı olarak adlandırılan bu uygulamayla elde edilen değerlerden de laktasyon verimi tahmin edilebilir. Bu bilgiler basta yemlemede ve sürü yönetiminde yardımcı olur. Hayvanların ne kadar süt verdiği bilinirse yemleme ona göre düzenlenir, düşük süt verenlere fazladan yemleme yapılmaz, yüksek süt verimli hayvanlara da kapasitelerinden tam yararlanabilecek miktarda yem verip, en ekonomik şekilde en yüksek süt verimi sağlanır. Sürünün düşük verimli ineklerini zaman içerisinde sürüden çıkararak zamanla sürünün süt verimi yüksek ineklerden oluşması sağlanır. Hayvanların hangi tarihte yapılan tohumlamadan gebe kaldığı bilindiğinde kuruya çıkarılacağı tarih (doğuma sekiz hafta kala) tespit edilerek bu dönemdeki besleme programı uygulamaya geçilmezidir. Hayvanların aşılandıkları tarihlerin kayıt edilmiş olması aşıların tekrarının gerektiği tarihin saptanmasını sağlar. Hayvanlara koruma veya tedavi amaçlı yapılan tüm uygulamaların kayıtları tutulmalıdır. Herhangi bir hastalığın çıkması durumunda o hayvanin geçmişine bakarak uygulanacak tedaviye daha rahat karar verilebilir. Uygulanan yemleme düzenine göre hayvanlara verilen yem maddelerinin miktarı mutlaka kayıtlı olmalıdır. Bu her hayvana bir günde ne kadar kurut, silaj, fabrika yemi vb. verildiginin bilinmesini saglar. Böylece ihtiyaç olan yem miktarı tespit edilerek hazırlıklar ona göre yapılmalıdır. Gerek kayıt sistemi, gerekse ekonomik ve dengeli rasyonlarin yapılmasında konu ile ilgili uzman kişilerle temasa geçilmelidir. Damızlık Birliğinde görevli uzmanlardan yeterince yararlanmalıdır. Basarili bir bakim ve idare için özen gösterilmelidir. Veteriner hekim kontrolünden geçmeyen hayvan satın alınmamalı, Altı aylıktan ileri gebe inek ye da düve ile bir aylıktan küçük buzağı satın alınmamalı, Barınakların yapımı, hayvanların bakim ve beslenmelerinde uzmanların önerileri dikkate alınmalı, Sığırlar ile koyunlar ayrı barındırılmalı, Ani yem değişiklikleri yapılmamalı, Hayvanlar hastalıklara karşı koruyucu olarak mutlaka aşılatılmalı, Hastalık görüldüğünde en seri şekilde haber verilmeli, Hayvan alim satımı ile nakliyesinde menşei şahadetnamesi ve veteriner sağlık raporu alınmasına özen gösterilmelidir. Doğuracak hayvanlar doğum bölmesine alınmalı ve buzağıya ağız sütü içirilmelidir. Sığırların ortalama gebelik süresi ortalama 280 gün (9 ay 10 gün)dür. Asim kayıtları tutulan hayvanların doğurma tarihleri kolayca tahmin edilebilir. Doğumu yaklaşan inek sakinleşir ve hareketleri yavaşlar, meme büyür ve gerginleşir. Vulva şişer ve mukoza akıntı artar, sağrı bağlarının gevşemesi nedeniyle kuyruğun etrafında çukurluk oluşur, karin üst kısmı hafifçe içe çöker. Kayıtlardan ya da dış görünüşünden yararlanarak doğurmaya bir hafta kaldığı tahmin edilen hayvanlar temiz ve dezenfekte edilmiş ve bol yataklık serilmiş (12-16m2'lik) doğum bölmesine alınmalı, doğuma kadar bağlanmamalıdır. İneklerin çoğu yardıma ihtiyaç duymadan doğururlar. Normal doğumun ilk aşamasında yavruyu çevreleyen zarların bir bölümünün oluşturduğu su kesesi vulvadan dışarı çıkar. Buzağıya yardim zorunlu olmadıkça bu kese yırtılmamalıdır. Buzağının gelişi normal ise, önce bas ve ön ayaklar görülür. Bundan yaklaşık 1 saat sonra doğum gerçekleşir. Eğer bas ve ön ayaklar görüldükten sonraki yarim saat içerisinde doğum gerçekleşmemiş ise yardim gerekir. Doğum gerçekleşir gerçekleşmez yavrunun ağız ve burnundaki mukoz kalıntı temizlenmeli, göbek kordonu doğum esnasında dipten kopmuş ise bu bölgeye tentürdiyot benzeri mikrop öldürücüler sürülmeli ve bu uygulamaya günde iki kez olmak üzere, üç gün devam edilmelidir. Göbek kordonu dipten kopmamış ise, karnına en yakın kısımdan başlayarak kordon aşağıya doğru sıvazlanmalı ve içindeki sıvı boşaltılmalıdır. Daha sonra içine antiseptik akıtılan göbek kordonu karina 4-5 cm uzaklıktan antiseptiğe batırılmış bir iple bağlanmalı ve bağlanan noktanın 3-4 cm altından temiz ve keskin bir bıçak ya da makasla kesilmelidir. Bu bölgeye yine 2-3 gün süre ile günde iki defa antiseptik uygulanmalıdır. Doğumdan sonra inek yavrusunu yalayarak yavrunun kurumasına hem de dolaşımın hızlanmasına yardımcı olur. Eğer inek herhangi bir nedenle bu isi yapmıyor ise kuru bir bez veya yataklık kullanılarak buzağı iyice silinmeli ve kurutulmaya çalışılmalıdır. Normal bir buzağı doğumundan yarim saat sonra ayağa kalkar ve bir saat içerisinde ******* emmeye baslar. Buzağı emmeden önce, memeler uygun bir dezenfektan ile temizlenmelidir. Buzağılar ilk zamanlar emmede zorlanabilir. Buzağıya yardımcı olmalı veya inek sağılarak süt elden içirilmelidir . Doğumu takiben üretilen ağız sütü normal süte göre daha fazla kuru madde, protein, mineral, vitamin ve buzağının hastalıklardan korunmasına yardımcı olacak bağışıklık maddelerine sahiptir. Bu nedenle her buzağının mutlaka en kısa sürede ağız sütü içmesi sağlanmalıdır. Buzağılarda numaralama, boynuz köreltme ve fazla meme uçlarının kesilmesi zamanında yapılmalıdır. Buzağıların diğerlerinden ayırt edecek şekilde işaretlenmesi veya numaralanması sürü yönetimi ve ıslah çalışmaları açısından son derece önemlidir. Ayni zamanda ahırda bir çok doğum varsa, buzağılara geçici olarak renkli bantlar veya boyalarla işaretlenip, boynuna bir numara olan madalyon takılır. 2-3 haftalık olunca, kulağına, sari renkli, üzeri siyah yazı ile (Milli Soykütügü Sistemi ) numarası yazılı plastik küpe, özel alet yardımıyla takılır. Hayvanların birbirlerine ve bakıcılara zarar verme tehlikesini azaltmak amacıyla, elektrikli boynuz köreltme aletiyle boynuzların büyümesini sağlayan hücrelere zarar verilerek boynuz köreltilir. Bu amaçla hazırlanmış kimyasal maddeler de boynuz köreltmede kullanılabilir. Her iki halde de boynuz etrafındaki kılların kesilmesi ve dezenfekte edilmesinde ve buzağı 1-2 haftalık olunca boynuz köreltilmesinde yarar vardır. Memelerin görünüşünü bozan, sağımda güçlük yaratan ve meme yangı tehlikesini artıran fazla meme uçlarının erken dönemde aliminin, boynuz köreltme ile birlikte yapılmasında fayda vardır. Arka meme bölümleri arasındaki fazla meme ucunun alınması için, bölgenin temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ve keskin bir makasla alınması yeterlidir. Buzağıların barındırılmalarına özen gösterilmelidir. Buzağılara doğumdan hemen sonra yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürebilecekleri barınak koşulları sağlanması gerekir. Buzağılar, ineklerle ayni ahir bölmesinde tutulmamalıdır. İneklerin bulunduğu ortamda çoğalma imkanı bulan zararlı mikropların buzağılara bulaşmaması ve buzağılara daha kontrollü barınma ortamı sağlanması için bu kesinlikle şarttır. Buzağılar iki haftalık oluncaya kadar bağlanmamalıdır. Buzağıları kontrol altına almak, hastalıklardan ve yaralanmalardan korumak için, doğumdan hemen sonra buzağılar, her biri için hazırlanmış buzağı kulübelerine (veya bölmelerine) alınır. Tabanına yumuşak, temiz ve kuru altlık serilen, en az 120 cm uzunluk, 80 cm genişlik ve 80 cm yükseklikte yapılan bu bölmeler buzağılar birbirlerini görebilecek fakat temas edemeyecekleri, birbirlerini ememeyecekleri ve zarar veremeyecekleri şekilde düzenlenmelidir. Buzağılar süt emdikleri sürece bu bölmede kalabilir. Üç haftadan yaşlı buzağılar grup halinde, serbest yetiştirilebilir. Süt emme döneminden (60-75 gün) sonra veya en erken 3 haftalık yasta buzağılar 3-5 buzağının bulundurulabileceği en az 6m2'lik grup bölmesine (padoga) alınmalıdırlar. Başlangıçta buzağı başına 1.3 m2, daha sonra 1.8 m2 yer gerekmektedir. Buzağılar karanlık ve havasız ortamlarda barındırılmamalıdır. Buzağıların ahir dışında buzağı bölmeleri veya kulübelerine yerleştirmek en doğrusudur. Doğumu müteakip kurulanan ve ağız sütü verilen buzağılar, derhal 2 saat içinde bu bölmelere alınır. Kulübelerde buzağılara uygun şartlar sağlanmalıdır. Son yıllarda taşınabilir buzağı kulübeleri yaygınlaşmış olup, SÜTAS Eğitim Merkezinde, TIGEM veya çevredeki büyük çiftliklerde görülebilir.

5. BÖLÜM HAYVAN SAĞLIĞI

Süt sığırlarının temel ihtiyaçları ve önemli hastalıkları bilinmelidir. Amaç, sağlıklı yetiştirme ve iyi verim elde ederek karlı bir isletme olusturulmasidir. Bir hayvanin sağlıklı olabilmesi için öncelikle uygun çevre şartlarının sağlanması gereklidir. Çevre şartlarının uygun olmadığı ortamdaki sığırın verimi azalacağı gibi, hastalıklara yakalanma ihtimali artacaktır. Bu nedenle sığırlar için başlıca temel gereksinimleri söyle sıralayabiliriz: Susuzluk, açlık ve kötü beslenmeye maruz bırakmamak, Hayvanların sağlıklı ve canlı görünümleri için taze su ve yemlerini sağlamak , Hastalıklardan ve yaralanmalardan korumak, Hastalıkların en kısa sürede tedavisini yaptırmak ve önlemlerini almak, Hayvanin normal davranışlarının çoğunu baskılayan hareket ve şartlara maruz bırakmamak, Sığırların temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra ilgili hastalıkların önlenmesi için özel tedbirlerin alınması gereklidir. Bunun için de en sik karşılaşılan beslenme, metabolizma ve enfeksiyon hastalıklarının önemlileri hakkında bilgi sahibi olunmalı ve isletmenin sağlıkla ilgili kayıtları tutulmalıdır. Hastalıklar hakkında hiçbir bilgi sahibi olmayan yetiştirici koruyucu tedbirleri zamanında alamaz ve veteriner hekimin tavsiyelerini uygulayamaz. Buzağı sağlığına özen gösterilmeli, koruyucu aşılamalar zamanında yaptırılmalıdır. Bakteri veya virüslerin yol açtığı mikrobik ishaller ile hatalı bakim ve beslemeden kaynaklanan ishaller çoğu zaman buzağıların ölümlerine sebep olduğundan, önemli ekonomik kayıplar oluşturur. Buzağı ishallerini önlemek için su tedbirler alınmalıdır. Doğumdan hemen sonra buzağılara mutlaka ağız sütü içirilmelidir. Ahir, özellikle doğum yerleri ve buzağı bölmeleri sürekli temiz tutulmalıdır. Buzağılar diğer hayvanlardan ayrı, mümkünse ahir dışında barındırılmalıdır. Ahir havadar ve aydınlık olmalı; kesinlikle hava cereyanı olmamalıdır. Buzağılara süt ve su verilen kaplar temiz olmalı; kova yerine biberonlar tercih edilmeli ve biberon deliklerinin geniş olmasına dikkat edilmelidir. Buzağılara içirilen süt ilik ve taze olmalıdır. Buzağılama öncesi, Veteriner Hekimin önerisine göre ineğe koruyucu asi ve A vitamini enjeksiyonu yaptırılmalıdır. Asılama programlarının hazırlanarak, koruyucu aşıların (brucella, sap, sığır vebası vb.) zamanında yapılması sağlanmalıdır. Temel olarak süt sığırlarında uygulanan aşılama programı ve tekrarlanma aralıkları şöyledir. Brucella : 4-6 aylık dişilere uygulanır. Ömürleri boyunca bir kere bu asi yapılır. Sap : 6 aylıkken ilk asılama, 2 ay sonra 2.aşılama yapılır ve 4-6 ayda bir rutin olarak hayvanlar aşılanır. Triangle : Hayvanlara yılda bir defa uygulanır. Şarbon : 4 aylık yastan büyüklere yılda bir defa uygulanır. Yanıkara : 4 aylık yastan büyüklere yılda bir defa uygulanır. Ahir Hijyenine kesinlikle uyulmalıdır. Meme sağlığına gereken önem verilmeli, iyi bir mastitis kontrol programı uygulanmalıdır. Süt içinde 85 civarı besin maddesi bulunan harika bir besin olup, memeden sağıldığı andaki özelliklerinin değişikliğe sebep olmadan tüketiciye sağlıklı olarak ulaştırılması için sağım hijyenine uyulmalı ve derhal soğutulmalıdır. Kaliteli bir süt ancak sağlıklı memelerden, temiz bir sağım sonucu elde edilir. Memelerin sağlıklı olması temizlik kurallarına uymaktan geçer. Sağımcının el ve vücut sağlığı yerinde olmalı, kolayca yıkanıp temizlenen, lastik çizme giymeli ve sağım esnasında kullandığı temiz is elbisesi bulunmalıdır. Her sağım öncesinde memelerdeki süt siyah bir zemini olan kaba sağılarak kontrol edilmeli her hafta veya on beş günde bir gizli seyreden meme hastalıklarını ortaya çıkaran Kaliforniya mastitis testi isletmenin sorumlu veteriner hekimi tarafından mutlaka yapılmalıdır. Sağım anında açık kalan meme başı deliğinin mikrop kapma ihtimaline karşı, meme başı iyot bazlı dezenfektana daldırılmalı ve hayvanlar sağım sonrası hemen yatırılmamalı, yemleme yapılarak yarim saat kadar ayakta kalmaları sağlanmalıdır. İyi bir mastitis kontrol programı uygulanmalıdır. Hastalığın gizli seyrettiği hayvanların verimleri %10 civarı, bir memesi körelen hayvanların verimleri %20 civarı azalacak olup o hayvanin karlılığı bitmektedir. Tahrip olan meme dokuları tekrar geri kazanılamadığından çok büyük ekonomik kayıplara sebep olan meme hastalıklarına çok önem verilmeli ve kesinlikle önlenmelidir. Hayvanlara bol vitamin taşıyan yeşil ve kuru yemler, silaj mutlaka yedirilmeli meme hastalıklarına hazırlayıcı sebepler taşıyan fazla miktardaki proteinle beslenmeden kaçınılmalıdır. Yeni düveler yetiştikçe, meme hastalıklarına direnci zamanla azalan yaşlı hayvanlar elden çıkarılmalıdır. Tırnak sorunları ve doğurduğu ekonomik kayıplar önlenmelidir. İneklere her altı ayda bir tırnak bakimi yaptırılmalı, normal yürüyemeyen veya tırnakları uzayan hayvanlara gecikmeden müdahale edilerek, tırnak sorunlarının sebep olduğu % 20-25 süt verim kaybı ile %8 civarı damızlıktan çıkarma sebebi ile doğan kayıplar önlenmelidir. Tırnak sorunları çok fazla önemsenmediğinden, isletmeye çok büyük ekonomik kayıplar verdirmektedir. Tırnak sorunlarının asgari düzeylerde tutulması için aşağıdaki önerilere uyulmalıdır. Hayvanların rahat hareket edebilecekleri yari-açık ahırlar tercih edilmelidir. Ahir tabanı mümkün olabildiğince temiz ve kuru olmalıdır. Aşırı yumuşak veya aşırı sert tabanlardan kaçınılmalıdır. Sağım sırasında tırnaklar kontrol edilmeli; tırnak arasına girmiş olan yabancı cisimler (saman, kuru gübre parçaları vb.) alınmalıdır. Ayda en az bir kez ayak banyosu yaptırılmalıdır. İneklerin, sagimhane giriş veya çıkısında %4'lük göztaşı çözeltisine basmaları sağlanmalı veya bu çözelti sağım sırasında ayaklara püskürtülmelidir. Tırnakları uzamış hayvanların tırnakları geciktirilmeden kesilmelidir. Ayak ve tırnak bakımını belli bir eğitimden geçmiş, sabırlı, hayvanları seven ve hoşgörülü davranan, yeterince güçlü kişilerce , hayvanların sabitlenebildiği bir düzenekte, tırnak makası, törpü, kerpeten, yontacak ve nalbant keseri gibi aletleri kullanarak, aydınlık ve temiz bir yerde yapılmalıdır. Rasyonun dengeli olmasına özen gösterilmeli ve küflenmiş yemler kesinlikle verilmemelidir. Tırnak sorunu olan sürülerde, sağlam tırnaklı ve düzgün ayaklı döl verebilen boğalar damızlık olarak kullanılmalıdır. Hayvanlar sağlıklı tutulmalı ve karantina tedbirlerini alınarak, tavizsiz uygulanmalıdır. Ahırlardaki barınma şartlarını iyileştirmek, bulaşıcı hastalıklardan (sap, veba, vb.) ve yetiştirici hastalıklarından (tuberculosis, mastitis vb.) korumak, hayvan sağlığına yönelik tedbirleri almak, hasta hayvanları ayirarak derhal tedavi etmek ve hayvanları uzun yıllar sağlıklı olarak damızlıkta tutabilmek kârlılığı artırmaktadır. Yüksek süt veren ineklerde beslenme yetersizliği veya dengesizliği durumunda metabolizma hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Metabolizma hastalıkları sonucu da basta süt veriminde azalma olmak üzere, yavru veriminde azalma ve kilo kaybı meydana gelmektedir. Bu hastalıkların bazıları dikkati çekmekteyse de, çoğu gözden kaçmakta, bu nedenle genellikle hastalık olarak değerlendirilmemekte ve verim düşüklüğü sonucu önemli ekonomik kayıplar olmaktadırlar. Yeterli ve dengeli beslenme sağlanamadığında beklenilen verim elde edilemeyebilir. Böyle durumlarda hayvanin beslenmesi gözden geçirilmeli, yem analizleri yaptırılmalıdır. Yetersiz beslenme durumunda verim düşüklüğünün yanında hastalıklara yakalanma ihtimali de artacaktır. Örneğin yeni doğum yapmış bir kültür ineği günde 35 lt süt verdiğinde, ineğin meme bezi ve karaciğer gibi organları aşırı çalışır. Artan enerji gereksiniminin büyük bölümü rasyondan, bir kısmı da vücuttaki yağlardan karşılanır. Eğer artan enerji gereksinimi rasyondan karşılanamazsa, aşırı yağ kullanımı sonucu ketosis denilen metabolizma hastalığı meydana gelir. Bulaşıcı hastalıklar veba, sap, vb. hayvancıların afetidir. Sığır vebası isletmeyi söndürebilir. Sap hastalığı ise o yıllık kâri götürerek isletmeyi ekonomik krize sokabilir. Hiç kimse gerekli tedbirleri almadan isletmeye sokulmamalı, isletme sahibi, bakici ve tüm çalışanlar koruyucu önlemlere riayet etmelidir. İsletmedeki hayvanların sağlığı, hayvanları ve mesleğini seven, titiz, çalışkan bir veteriner hekimin sorumluluğu altında olmalı ve onun talimatları aynen uygulanmalıdır. Hayvanlardan en uygun verimin elde edilmesi ve hastalıklara yakalanma ihtimali barınakta aşağıdaki şartlar sağlanarak azaltılmalıdır. Ahırlarda durakların uygun ölçülerde olması, Ahir sistemlerine göre yemlik ve sulukların yeterli ve uygun ölçülerde olması, Sığırlarda önemli problem olan solunum sistemi hastalıklarını azaltmak için C, ideal nem ahirin havalandırmasının yeterli olması ( İdeal sıcaklık 13-21 oranı %65-75 olmalı), Metabolizma hastalıklarını önlemek için özellikle gebeliğin son dönemlerinde serbest gezinecekleri alanların olması , Düşüp kaymaları, çeşitli ayak hastalıklarını ve mastitisi önlemek için uygun zeminin seçilmesi ve bol altlık bulundurulması, Doğum locaları, buzağı boksları ve karantina bölümlerinin bulunması, Kapılarda eşik bulunmaması, Kapı girişlerinde antiseptik içeren ayak banyolarının bulunması gereklidir.

6. BÖLÜM ÖRGÜTLENME VE PAZARLAMA
Yüksek fiyatla süt satışı hedeflemeli, maliyetler düşürülerek ayrıca kazanmalıdır. Süt sigirciliginda en büyük gideri yem oluşturmaktadır. Silajın ve kaba yemlerin yeterince kullanılmadığı durumlarda, süt ve et maliyetinin en az %70'ini yem giderleri oluşturmakta, üretici kesif yem için gelirinin büyük çoğunluğunu vermek zorunda kalmaktadır. Yem bitkileri ve kaba yemler isletmede üretilerek ve silaj yapılarak, hayvanların beslenmesinde yeterince kullanılması halinde yem giderlerinin, maliyetteki payı %30'lar seviyesine düşebilmektedir. Böylece, maliyetin azaltılması ile daha fazla kazanılmaktadır. Çoğu zaman sütün yüksek fiyatla satılması üreticinin elinde değildir. Ancak sütü kaliteli ve ucuza elde etmek, dolayısıyla daha fazla kazanmak üreticinin elindedir. Hayvanların dengeli beslenmesi, uygun barınaklarda ve sağlıklı tutularak yüksek verimliliğe ulaşılması ile birim maliyetler azaltılmaktadır. Hesabini yapmayan, gelir-giderini bilmeyen yetiştiricilerin zamanında önlem alması mümkün olamayacağından, isletmelerini sürdürmeleri çok zordur. Kaliteli çiftlik sütlerine, süt sanayicilerince, yağ, protein, mikrobiyolojik prim, soğutma primi ve miktar primi vb. isimler altında prim ödenmekte olup, bu primler ortalama fiyattan %10 civarı yüksek fiyatla sütün satılmasını sağlamaktadır. İşletmede üretilen süt 500 litre/günden fazla ise sanayici ile yıllık sözleşme yapılmalı. Satış sözleşmesinde sütün fiyatı ve ödeme zamanı, kalite primleri ve cezaları açık olarak belirtilmelidir. Süt fiyatının bati bölgesindeki teamül gereği her üç ayda bir değişeceği hükmü sözleşmede yer almalıdır. Küçük isletmelerin sütleri, Kooperatif, Birlik veya Köy muhtarlıklarının organizasyonunda bir araya getirilerek pazarlanmalıdır. Yetiştirici hayvancılıkla ilgili demokratik örgütlere üye olmalıdır. Sütü ve damızlık hayvanları daha yüksek fiyatla satabilmek, girdileri (yem, ilaç, vb.) ve hizmetleri (veteriner, suni tohumlama vb.) ucuz temin edebilmek için çevrede varsa kooperatif ve damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye olmalı, yoksa kurulmaları için çaba sarf etmelidir. Örgütlü yetiştiricilerin sütlerini en az %5 daha yüksek fiyatla sattıkları, Birlik üyelerinin verim kayıtları tutulan damızlık hayvanlarını da daha yüksek fiyatla sattıkları pratikte görülmektedir. Yetiştiriciler, kendi kaderine sahip çıkmak için örgütlenmeli, hayvancılık politikalarının oluşumuna katkıda bulunmalı ve uygulanmasını takip etmelidir. Hatalı uygulamalara tepki vermeli, iyi uygulayıcıları da takdir ettiğini belirterek, destek vermelidir. Her seyi devletten beklemenin çıkar yol olmadığını anlamalı, isini en iyi yapmaya çalışmalıdır. Bulunduğu bölgede hayvancılık projeleri uygulandığında bunların içinde yer almalı, yeniliklere açık, bilinçli olmalı ve bakıcıların eğitimleri sağlanmalıdır. Böylelikle yerli ve yabancı uzmanlardan bir şeyler öğrenme fırsatı ile yurtiçi ve yurtdışında teknik gezilere, fuarlara ve eğitimlere katılma şansını kullanarak bilinçlenmeli ve vizyon sahibi olmaya çalışmalıdır. Bilinçli yetiştiriciler, hayvanlarını sağlıklı tutarak, yüksek verimliliğe ve kârlılığa ulaşmakta, isini iyi yapmanın ve üretmenin hazzını duymakta, refah seviyesi yükselmekte, ailesine, etrafına ve ülkesine faydalı olmaktadır. Hayvancılıkla ilgili sempozyum, toplantı, panel, fuar vb. etkinliklere katılmalıdır. Bölgesindeki varsa Üniversite, Araştırma Enstitüleri, Tarım il ve ilçe müdürlükleri ve Hükümet Veterineri ile ilgili özel sektördeki uzmanlarla temasını sürdürmelidir. Konusu ile ilgili dergilere abone olmalı, üyesi olduğu kooperatif veya birliğin etkinliklerine faal olarak katılmalıdır. Yetiştirici, hayvancılık, yem bitkileri yetistiriciligi ve pazarların işleyişi hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdır. İşletmenin gelir ve gider kayıtları sağlıklı tutulmalı, sık sık maliyet analizleri yapılmalıdır. Bilinçli yetiştirici iyi bir isletmeci olmak için gayret göstermeli, çalışanlarını özenle seçmeli, hayvan bakıcılarının eğitimini ve bilinçlenmelerini muhakkak sağlamalı, isletmede çalışanları motive etmeli, verimli çalışmalarını ve hayvanlara iyi davranmalarını sağlamalıdır. Hayvancılığa devletçe verilen teşvik ve destekler iyi takip edilmeli, risk azaltılmalı ve sigorta yaptırılmalıdır. Satın alınacak, pedigrili veya sertifikalı gebe düveler için verilen destek primlerinden faydalanılmalı, yem bitkileri ekilişleri, hayvan ıslahı v.b. desteklemeler takip edilmeli, zamanında başvuruları yapılmalıdır. İyi bir isletmeci, çevrede, ülkede ve dünyadaki gelişmeleri ve pazar haberlerini takip ederek basiretli bir tüccar gibi davranmalı, doğabilecek avantajları kullanmalı ve risklere karsı önceden önlem almalıdır. Ülkemizde hayvancılık politikalarının yetersizliği ve istikrarsızlığı daima dikkate alınmalıdır. Hayvanlar sigorta yaptırılmalı, hayvanların çalınmalarına karşı tedbir alınmalı,isletme kırda kurulacaksa, güvenliğin iyi sağlandığı yerde kurulmalıdır. Hayvanların kulakları muhakkak küpeli olmalı, en az bir köpek bulunmalı, haberleşme sistemi yeterli olmalı, hayvanların ahırdan kolayca götürülmemesi için, diğer tedbirler alınmalıdır. Hayvan sevklerinde, yasal prosedürlere muhakkak uyulmalıdır.

Kaynak: Karaman Tarım


Benzer Konular

20 Ekim 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
12 Ekim 2012 / asla_asla_deme Taslak Konular
30 Ekim 2009 / bi quan Taslak Konular
16 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Rüya Tabirleri