Ziyaretçi
ötücü kuşlar
(Passeriformes), yaşayan yaklaşık 8.700 kuş türünden 5.100 kadarını içeren en geniş kuş takımı.
Karada yaşayan küçük ya da orta irilikteki kuşları kapsayan bu takımda türlerin çoğu böcekle, bazıları meyve ve tohumla beslenir. Besin alımı çeşitli uyarlanma biçimlerine yol açmıştır.
Ötücükuşlar çok eskiden beri güzel ötüşleri, tüylerinin renk ve desen zenginliği nedeniyle insanların ilgisini çekmiştir. Ama bu ilgi zamanla sınır tanımadan yararlanma yarışma dönüşmüş, bazı türler tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Birçok tür kafes kuşu olarak beslenirken, birçok tür de 20. yüzyıl başlarına değin tüyleri için öldürülmüştür. Çok sayıda ülke ötücükuşların yakalanmasını ve satışını yasaklamıştır. Öte yandan birçok ülkede ötücükuşlar önemli bir besin kaynağı olarak görülmektedir.
Ötücükuşlar ekolojik sistemlerde önemli bir rol oynarlar. Hem tür sayılarının çokluğu hem de birey sayısı son derece yüksek türleri içermesi nedeniyle ötücükuşların tükettiği böcek, tohum, meyve gibi besinler büyük miktarlara ulaşır. Öte yandan ötücükuşlar da çok sayıda yırtıcı kuş ve memelinin besin kaynağıdır. Ötücükuşlar çeşitli asalaklara konaklık eder, çiçektozlarını ve tohumları taşırlar. Bazen de tarım ürünlerine zarar verirler. Ötücükuşlar arasındaki en önemli tarım zararlısı, Afrika’da bazen 20 milyonluk geniş sürüler halinde ekin tarlalarına üşüşerek büyük zarara yol açan küdadır (Queleaquelea).
Ötücükuşların çoğu koloni halinde değil birbirinden ayrı yuvalar yapar. Bir çift üreme döneminde, kur yapma, çiftleşme, yuva yapma ve yavrularını büyütme etkinliklerini gerçekleştirebilmek için gerekli besini sağlayabilecek genişlikte bir üreme bölgesi seçer ve üreme dönemi boyunca bu bölgeyi türdeşlerine karşı savunur. Yuva ağaçlarda, çalılarda, otların arasında, kayalarda ya da suvatlarda bulunabilir. Türlerin çoğu çanak biçimli, üstü açık yuvalar yaparsa da çömlekçikuşununki gibi çamurdan küre biçimli değişik tiplere de rastlanır.
Ötücükuşlar yuvaya 1-14 arasında yumurta bırakır. Hemen her zaman yalnızca dişi kuluçkaya yatar. Kuluçka süresi 11-21 gündür. Genellikle erkek de yavruların beslenmesine yardım eder. Yavruların yuvada kalma süresi 8-35 gün arasında değişmekle birlikte çoğu kez 10-15 gündür. Yavrular palazlanıp uçtuktan sonra tümüyle bağımsız olana değin birkaç gün ya da birkaç hafta yuva çevresinden uzaklaşmazlar.
Ötücükuşlar arasında güzel ötme özelliği oldukça yaygındır. Bu özellik 4 bin kadar türü kapsayan özötücüler (Passeres) alttakımı başta olmak üzere öbür üç alttakımın üyeleri arasında da görülür. Ozötücülerin ötmelerini sağlayan çok karmaşık bir ses organı vardır. Ama büyük bölümünde yalnız erkek kuş güzel öter.
Bazen ötücükuşlar formik asit salgılayan karıncaların tüyleri arasında dolaşmasına izin verir ya da gagalarıyla karıncaları tüylerinin arasına yerleştirirler. Yalnızca ötücukuşlara özgü olan bu davranışın nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Formik asidin tüylerin asalaklara karşı korunmasında ve tüy bakımında işlevsel olduğu düşünülmektedir.
Dalları kavrayarak tünemeye uyarlanmış olan pençe yapıları ötücükuşların ayırt edici özellikleri arasındadır. Dört parmaktan geriye doğru uzayan birincisi, öbür üçünün tam karşısında yer alır. Toygar, incirkuşu gibi yerde yaşayan gruplarda parmaklar uzayıp yassılaşarak yürümeye ve koşmaya uyarlanmıştır. Yaşamlarının büyük bölümünü havada geçiren kırlangıçlarda ise pençeler küçülerek güçsüzleşmiştir. Tırmaşıkkuşu, sıvacıkuşu gibi ağaçlara tırmanan türlerin parmak ve tırnakları güçlü ve kıvrıktır.
Ötücükuşların gagaları, türün besin kaynağına göre farklı biçimlerde olabilir. Böcekçil türlere özgü ince gaga ile tohum yiyen türlere özgü kısa ve konik gaga en yaygın iki gaga biçimini oluşturur. Kalın kabuklu meyvelerle beslenen türlerin gagaları güçlü ve kalın, bitki liflerini kesen türlerde ise gaga kenarları tırtıklıdır.
Erkek ötücükuşlar çoğunlukla dişilerden daha canlı renklere ve daha karmaşık tüy desenlerine sahiptir. Özellikle ılıman bölgelerde, ötücükuşların kış tüyleri üreme dönemindekinden farklı ve soluk renklidir.
Narin kemik yapılarından ötürü ötücükuşların fosil kalıntıları çok azdır; bu nedenle de evrimlerine ilişkin bilgiler yetersizdir. Değişik uzmanlara göre ötücükuşların ilk kez ortaya çıktığı tarih günümüzden 120-65 milyon yıl öncesi arasında değişir. En eski ötücükuş fosili ise 40 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiştir.
Passeriformes takımı dört alttakıma ayrılır. Eurylaimi alttakımı genişgagaları (Eurylaimidae) içerir. Tyranni alttakımı, aralarında çömlekçikuşları (Furnariidae), karıncakuşları (Formicariidae), tapakulolar (Rhinocryptidae), kotingalar (Cotingidae), manakinler (Pipridaej ve amerıka sinekkapanlarının (Tyrannidae) bulunduğu 12 familyadan oluşur. Menurae alttakımı lirkuşlarını (Menuridae) ve bükkuşlarmı (Atrichornithidae) kapsar. Özötücüler en çok türü kapsayan ve tipik ötücükuşları içeren bir alttakımdır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Palearktik bölgedeki bütün ötücükuşlar bu alttakımda yer alır.
Ötücükuşların, özellikle ozötücülerin sınıflandırılması hayvan taksonomisinin en karmaşık sorunlarından birini oluşturur. Özötücülerin üç ana gruba ayrılması konusunda görüş birliği vardır:
1) Kargalar, sarıasmalar, cennetkuşları vb;
2) ardıçkuşları, bülbüller, Eskidünya sinekkapanları, ötleğenler, çalıkuşları vb;
3) ispinoz benzerleri, Yenidünya bakalları, tangaralar vb.
Bu üç grubun kendi içlerinde nasıl sınıflandıracağı konusunda ise tartışmalar sürmektedir. Farklı yaklaşımlarda aynı grup familya ya da altfamilya gibi farklı düzeylerde sınıflandırılabildiği gibi, türlerin ve cinslerin familyalar arasındaki dağılımı da değişmektedir.
kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 11 Mart 2018 19:12