Arama

Omurilik Nedir? Omuriliğin Yapısı ve Görevleri

Güncelleme: 17 Aralık 2015 Gösterim: 7.700 Cevap: 1
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
8 Haziran 2012       Mesaj #1
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Omurilik
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Beyinciğin hemen altında bulunan "omurilik soğanı"nın omurga kanalı içindeki devamı. Dışı fildişi beyazlığında (akmadde), içi de boz renkte (bozmadde) olup üzerinde saçak biçiminde sinirler vardır. Omuriliğin görevi, vücutla beyin arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Omurilik 27-30 gr. ağırlığında, ortalama 1 cm. çapındadır. Omuriliğin biri öne, öteki arkaya bakan yüzünde uzun iki oluğu vardır. Bozmadde bu iki oluğun ortasında kanatlarını iki yana açmış bir kelebek görünümündedir. Önde kalan kısmında hareket sinirlerinin kökleri, arkada kalan kısmında da duyu sinirlerinin kökleri bulunur. Omurilik ayrıca refleks hareketlerinin de merkezidir. İstemli hareketlerin beyinden gelmesine karşılık, refleks hareketleri omurilikten gelir. Omurilik, alışkanlık hareketlerinin yerine getirilmesini de sağlar. Dans etmek, bisiklete binmek gibi hareketler, başlangıçta beyin yardımıyla düşünerek yapılırsa da, zamanla bu hareketler "yeti"

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
theMira
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Aralık 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
OMURİLİK a. Nöroanat.
1. Nevraksın omurga kanalının içinde bulunan kısmı. (Bk. ansikl. Nöroanat. ve Nörobiyol.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Omurilik gangliyonu, omurilik sinirlerinin arka kökünde bulunan, duyum işleviyle görevli sinir ganğliyonu. || Omurilik kanalı, omurganın içinde boylu boyunca yer alan ve omuriliği barındıran kanal. || Omurilik kökü, omuriliğin yan oluğundan doğan sinir lifi (omurilik ön ya da arka kökü). || Omurilik siniri, omuriliğin bir ön kökü ile bir arka kökünün birleşmesiyle oluşan ve omurların kavuşma deliği hizasında omurgadan çıkarak çevresel çeşitli duyu ve hareket sinirlerini vermek üzere dallara ayrılan sinir. (31 çift omurilik siniri vardır: 8 çift boyun [Bo1 - Bo8 sinirleri], 12 sırt [Sı1 - Sı12], 5 bel [Be1 - Be5], 5 sağrı [Sa1 - Sa5] ve 1 kuyruksokumu.)

—Anestez. Omurilik anestezisi, sertzarın altına iğne ile ilaç şırınga edilerek sağlanan yerel-bölgesel anestezi yöntemi. (Bk. ansikl. böl.)

—Nöroanat. Omurlllk-ağsı sinir demeti, ortabeyin sinir ağına kadar omurilik-tala- mus demeti ile aynı yolu izleyen sinir lifleri demeti. (Doğuş yeri ve görevi bilinmemektedir.) || Omurilik arka atardamarı, omuriliğin arka kordon ve boynuzlarının damarlanmasını sağlayan atardamar. (Bunlar iki tane olup, omurga atardamarlarının arka yüzünden doğar ve omuriliğin arka yüzünde bir küçük atardamar şebekesi oluşturur.) || Omurilik-beyincik demetleri, omuriliğin ön-yan kordonlarında bulunan, omurilik bozmaddesinin IV. ila VII. tabakalarından doğan ve doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak beyincikte sona eren iki sinir lifi demetinin tümü. (Bk. ansikl. böl.) || Omurilik ön atardamarı, omuriliğin ön üçte ikisinin damarlanmasını (ön ve dış yan kordonlar, ön boynuzlar ve bozmaddenin orta bölgesi) sağlayan tek atardamar. (Omurga atardamarlarının ön yüzünden gelen iki küçük atardamar dalının birleşmesinden doğar ve omuriliğin ön orta oluğunda yer alır.) || Omurilik -talamus yan demeti, LEMNİSKUS' DİŞİ SİSTEM’in eşanlamlısı. || Omuhlik toplardamarı, omuriliğe yayılmış olan toplardamar. (Omurilikte bir ön ve iki arka toplardamar vardır. Hepsi omurilik atardamarlannın yolunu izler.)

—Nörol. Omurilik baskı sendromu, omurilikteki bir baskı sonucunda gelişen klinik belirtilerin tümü. (Bk. ansikl. böl.) || Omurilik enfarktüsü ya da omurilik yumuşaması, MİYELOMALASİ’nin eşanlamlısı. || Omurilik kopukluk sendromu ya da omurilik kesiklik sendromu, omurganın kırılmasıyla sonuçlanan bir travmaya, tam bir yatay omurilik yumuşamasına ve bazen bir ura bağlı olarak gelişen klinik tablo. (Bk. ansikl. böl.) || Omurilik proteini, beyin omurilik sıvısı içindeki proteinler. (Normal olarak litrede 0,20 ile 0,40 g arasında bulunur.) || Omurilik şoku, omuriliğin tamamen kesilmesinden hemen sonra insan ya da hayvanda gözlenen, kas gevşekliğiyle birlikte tam refleks yitimi. (Bk. ansikl. böl.)

—Patol. Omurilik sıvısında albümin oranı, beyin-omurilik sıvısında bulunan albümin miktarı. (Aslında buna omurilik sıvısında protein oranı demek daha doğrudur, çünkü doz belirleme yöntemleri beyin-omprilik sıvısındaki tüm proteinleri [albümin'+ globülinler] ölçer, bunun da normal oranı binde 0,20 g’dır.)

—ANSİKL. Anestez. Omurilik anestezisi 1885’te J. L. Corning (ABD) tarafından bulundu. Bu yöntemde ilaç doğrudan doğruya omuriliğe verilerek, omurilikte tıpkı bir travmanın yarattığı kesikliğe benzer farmakolojik bir kesiklik yaratılır. Teknik, üçüncü ve dördüncü bel omurları arasındaki omurlararası aralıktan bir iğneyle girilmesi esasına dayanır. Şırınga edilen anestezik maddeler çeşitlidir (linyokain, tetrakain vb.). Şırınga için, eğik kısımlara da inerek iğne yerinin tam altında anestezi sağlayabilmek için beyin-omurilik sıvısından daha yoğun, yüksek basınçlı çözeltiler kullanılır. Anestezi hemen ortaya çıkar ve iki buçuk saat kadar sürebilir. Omurilik anestezisinin başlıca uygulama alanları solunum yetersizlikleri, soluk borusuna kusmuk kaçma riski olan dolu mideyle cerrahi girişimler, leğen ve bacaklarla ilgili ortopedi ameliyatı, kalça ameliyatı ve başta makat bölgesi olmak üzere sindirim sistemiyle ilgili bazı ameliyatlardır.

—Nöroanat. Omurilik-beyincik ön demeti omuriliğin V. ila VII. tabakalarından doğar, orta çizgiyi çaprazlar ve beyincik üst saplarından geçerek beyincikte sona erer. Duysal bilgileri iletir. Omurilik-beyincik arka demeti sırt omurilik-beyincik demeti ve artbeyin-beyincik demeti olmak üzere ikiye ayrılır. Sırt omurilik-beyincik demeti, ateonları orta çizgiyi çaprazlamadan, doğrudan doğruya alt beyincik saplarından geçerek beyinciğe ulaşan Clarke sütunu hücrelerinden doğar; bunlar omurilik-beyincik ön demetinden daha dakik duysal bilgiler taşır. Artbeyin-beyincik demeti ise kollar içindir ve öncekilerin homoloğudur.

—Nöroanat. ve Nörobiyol. Omurilik, so- ğaniliğin devamıdır ve ikinci bel omuru hizasında sona erer. Beyin-omurilik sıvısı ve beyin-omurilik zarlarıyla sarılmıştır Önden arkaya doğru hafifçe yassı, silindirimsi bir sopa biçimindedir; kollara Ve bacaklara giden sinir köklerinin bulunduğu boyun ve bel kısımları şişkincedir. Omurilik iki kısma ayrılır:
1. Ortadaki bozmadde nöronların hücre gövdelerinden oluşur; enine kesitte H biçiminde görülen ön boynuz, arka boynuz ve ara bölgeye ayrılır. Kesitin düzeyine göre az ya da çok kalın olur; boyun ve bel hizasında çok kalınlaşır; bu şişkinlikler kollara ve bacaklara giden (duysal ve devimsel) nöronların hücre gövdelerinden oluşur. Ön boynuzun hücre gövdeleri devimsel nöronlarınkidir, arka boynuzunkilerse deriden, kaslardan, kemiklerden, eklemlerden ve içorganlardan gelen duysal lifleri alırlar. Bozmaddenin merkezinde, insanda bir işlevi olmayan ependim kanalı bulunur.
2. Akmadde bozmadde'yi çepeçevre sarar. Demet halinde kümelenmiş sinir liflerinden oluşur; bir yanda büyük duysal demetler (ön ve dış yan omurilik-talamus demeti) ve diğer yanda inen demetler yer alır: korteks-omurilik yolu (piramidal yol).
Doğrudan ve çapraz demetlerin bulunuşu omuriliğin bir tarafındaki lezyonun vücudun iki yarısında da bozukluklara neden olmasını açıklar.
Fizyolojik açıdan, omuriliğin iki büyük işlevi vardır; refleks hareketlerini sağlamak ve beyinle çevre sinir sistemi arasında sinir bağlantısı kurmak.

Refleks hareketlerinin merkezi olarak omurilik. Çevresel sinir lifleri tarafından taşınan duysal bilgiler omurilikten yalnız beyne çıkmak için geçmez: deri, eklem, kemik, içorgan ve ağrı duyuları omurilik sinirlerinin arka köklerinden gelen ve omuriliğin arka boynuzunda sonlanan lifler tarafından omuriliğin çeşitli katlarına iletilir. Bu bilgiler oralarda işlenir, değiştirilir, bütünleştirilir, bazen süzülür ve ya bir aktarma işlemiyle üst merkezlere gönderilir ya da devimsel merkezlere, yani devimsel nöronlara ve yaşatkan kumanda nöronlarına gönderilir. Yalnız omurilikte görülebilen bu devimsel ya da yaşatkan yanıtlara omurilik refleksleri denir.
Basit refleksler doğrudan devimsel nöronlarla eklemleşen bir duysal lifin harekete geçmesinden doğar (örneğin, bir kasın gerilmeye karşı kasılarak yanıt vermesi olan miyotatik refleks). Kirişlerden gelen diğer refleksler ters yönde bir etki gösterir: duysal lifle motonöron arasında bulunan bir ara nöronun etkisinden geçen ters miyotatik refleks. Başlangıcı deride olan refleksler, derinin şiddetle uyarılmasından sonra ortaya çıkan eş yanlı bükülme ve karşıt yanlı gerilme refleksleridir Bu reflekslerin hepsine bölütsel refleksler denir, çünkü uyarılan bölge ve gözlenen yanıt açısından aynı bölütle ilgilidirler. Uzun ya da bölütlerarası omurilik refleksleri de vardır: örneğin böğür derisi uyarılan köpekte görülen kaşınma refleksi ve beyni çıkarılmış hayvanlarda görülen duruş uyumları: bacaklardan birinin derisinin yoğun olarak uyarılması, arka bacaklarda, aynı tarafta bükülmeye, karşı tarafta gerilmeye, ön bacaklarda ise ters yönde bir yanıta neden olur. Bu çeşitli hareket refleksleri karşılıklı olarak birbirlerini tutuklayabilir ya da birbirlerini kolaylaştırabilir ve otomatik hareketler (ayakta durma, yürüme, vb. sırasındaki duruş uyumları) için yararlıdır, insanda da birtakım kiriş refleksleri (dizkapağı, aşil refleksleri, vb.) ya da deri refleksleri (karın, kremaster, diş ya da kayrama refleksleri, vb.) bulunabilir.
içorganların (kalp, sindirim kanalı ve bezleri, idrar yolları ve cinsel yollar, kan damarları) çalışmasını denetleyen yaşatkan reflete hareketleri de vardır.
Omurilik beyinden ayrılmışsa bu refleks hareketlerinin hepsini incelemek zordur, çünkü beyin bu refleksler üzerinde bir denetim uygular, bedensel ve yaşatkan hareketler üzerinde de doğrudan etki gösterir.

Geçiş yolu olarak omurilik. Çıkan yollar (omurilikten beyne doğru) ve inen yollar (beyinden omuriliğe doğru) olmak üzere iki çeşittir:
1. Çıkan yollar. Bazı duysal bilgiler doğrudan doğruya beyne ya da beyinciğe yönelir ve omurilik demetlerinden (arka ve dış yan kordonlar) sadece geçer. Bununla birlikte, bunların çoğu omuriliğin bozmaddesinden doğar ve bunlar çeşitli demetlerden geçerken bütünleşmiş ve değiştirilmiş bilgilerdir. Bu duysal liflerin büyük varış noktaları beyin sapındaki ağsı oluşum, beyincik ve talamustur. Bu bilgilerin bir kısmı bilinç düzeyine erişir (somestezi), ancak çoğu otomatik uyumları sağlamaya yarar.
2. İnen yollar. Devimsel sistemler devinirlik üzerine omurilikten geçerek etki gösterirler. Büyük kumanda yolları da doğrudan devinim nöronları üzerinde ya da ara nöronlar üzerinde sona eren piramidal demettir. Omuriliğe bağlanan diğer hareket merkezleri kırmızı çekirdek, tepe çekirdekleri, vestibüler çekirdekler ve ağsı oluşumdur. Bilinçli istemli hareketler piramidal demetten geçer, diğer sistemlerse otomatik uyumları sağlar. Bütün bu sistemlerin etkisi ya doğrudan alfa motonöronları üzerinde, ya gama nöronlarında (gama sinir halkası), ya da çok karmaşık bir kumanda sistemi oluşturan ara nöronlar üzerinde gerçekleşir.
Ayrıca, inen yollar hipotalamus ve beyin sapının yaşatkan merkezlerinden başlayarak yaşatkan hareketleri de düzenler.
Omurilik çeşitli hastalıklara (enfeksiyonlar, iltihaplar [ MİYELİT], yozlaşmalar, urlar, damar bozuklukları) sahne olabilir.
Omurilik omurga hastalıkları sırasında da zarar görebilir.
Omuriliğin ön yan oluğundan doğan sinir lifleri omurilik ön kökünü oluşturmak üzere omuriliğin ön yüzü üzerinde birleşir ve arka yan oluktan doğan lifler de omurilik arka kökünü oluşturmak üzere birleşirler. Ön kök, omuriliğin her düzeyinde, omurilik sinirini oluşturmak üzere arka kökle birleşir. Arka kökün üstünde omurilik gangliyonu bulunur.
Arka kökler duyum uyarılarını omuriliğe ulaştırır, sonra kodekse doğru iletir, ön köklerse hareket emirlerini çeşitli iskelet kaslarına ulaştırır.

—Nörol. Omurilik baskı sendromu. İki tip omurilik kordon ve boynuzları belirti gösterir:
1. Lezyon sendromu, lezyonla doğrudan doğruya ilintilidir ve duyumla ilgili omurilik sinir kökünden kaynaklanır; eğer baskı boyun ya da bel şişkinliğinde bulunursa, kollan ya da bacakları tutan, çevresel tipte bir devinim sendromu gözlenebilir.
2. Lezyon-altı sendromu alttaki omuriliğin serbestleşmesine bağlıdır ve Babinski belirtisi de veren, gerilme durumunda spazmlı bir bacak felci biçiminde gözlenir. Burada bir duyu bozukluğunun ortaya çıkarılması çok büyük önem taşır, çünkü yüzeysel duyu azalmasının üst sınırı baskının üst sınırına uyar.
Beyin-omurilik sıvısının incelenmesi albümin oranının arttığını gösteri! ve miyelografi baskının yerini ve bazen lezyonun 8842 tipini kesinleştirir. Duruma göre, bir omur
ga lezyonu (omur kanseri, bel fıtığı, travma, Pott hastalığı, omur anjiyomu) ya da omurga içi lezyon (pakimenenjit ve özellikle ur: nörinomlar ve menenjiyomlar) söz konusu olacaktır.

Omurilik kopukluk sendromu. iki evrede gelişir:
1. Omurilik şoku denilen birinci evre, lezyonun altında, devimsellik ve duyunun yanı sıra kemik-kiriş ve deri reflekslerinin de ortadan kalkması biçiminde gözlenir: idrar ve dışkı da atılamaz.
2. Omurilik otomatizmi denen ikinci evre bundan 4 ila 6 hafta sonra yerleşir, istemli devinimler ve çeşitli duyu tipleri lezyonun altında yine ortadan kalkmış olmakla birlikte, belli bir tonus artışı vardır, kemik-kiriş refleksleri canlı ve çok yönlüdür, taban derisi refleksleri gerilme şeklinde, bacağın uyluk ve uyluğun leğenkemiği üzerine bükülmesi biçiminde gerçekleşir (üçlü çekilme tepkimesi); çatıkemiği ya da uylukların uyarılmasıyla refleks işemeler gerçekleşebilir. Ayrıca toplu tepkiler de gözlenebilir: hafif dahi olsa, bir deri uyarılması bir üçlü çekilme refleksine, terlemeye, refleks işeme ya da dışkılamaya neden olabilir.
Omuriliğin yarı-kesimi bir Brown-Squard sendromuna yol açar.

Omurilik şoku. Kan basıncındaki düşüşten ya da kesim travmasından doğmaz, çünkü daha altta yapılan ikinci bir kesimden sonra ortaya çıkmaz. Omurilikten yukardaki yapılardan gelen kolaylaştırıcı sinir akımlarının ani olarak kesilmesinden doğar. Kas tonusunun ve reflekslerin yeniden oluşması kurbağada birkaç dakika, ilkel maymunlarda birkaç gün, insansı maymunlarda ve insanda aylar sürebilir, insanda omurilik şoku genellikle omurga kırıldığı zaman olur; hareketler tümüyle ortadan kalkar, tam duyumsuzluk ortaya çıkar ve lezyonun alt tarafında kemik-kiriş ve deri refleksleri kaybolur, işeme ve dışkılama işlevleri bozulur. Omurilik şokunu omurilik otomatizmi adı verilen ikinci bir evre izler.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

3 Mart 2017 / buz perisi Tıp Bilimleri
28 Nisan 2016 / ener Biyoloji
6 Aralık 2010 / _Yağmur_ Biyoloji
7 Aralık 2012 / _Yağmur_ Biyoloji