Ziyaretçi
Canlı
varlıkların, benzerliklerine, daha doğrusu olası akrabalıklarına dayanılarak aşamalı gruplar halinde sınıflandırılması, türlerin yaşama tarzına dayalı çeşitli sınıflandırmaları büsbütün ortadan kaldırmaz.
Beslenme
Yalnız klorofilli türler (yeşil bitkiler) ve dokularında canlı yeşil suyosu- nu hücreleri barındıran nadir hayvanlar (hidra, convoluta) fotofrof olabilirler, yani salt "mineral" maddelerle beslenmek ve hiçbir başka canlının yaşamadığı ve daha önce de yaşamamış olduğu bir yerde yaşamak için güneş enerjisinden yararlanabilirler. Bazı kimyotrof bakteriler, özellikle çok derin hidromineral kaynaklarda yaşayanlar, ekzotermik tepkimeler yaratarak kendibesleklik kazanabilirler. Çürükçüldürler, toprak bakterileri, dışkılardaki fauna ve flora ve kadavralar heterojen ayrıştırıcılar grubunu oluştururlar.
Avcılar ya da fagotroflar, parçalayıp yemek için başka türlere saldıran hayvanlardır. Bunlar avlarının niteliğine göre etçiller (kaplan), böcekçiller (kertenkele), bitkiciller, meyveciller, otçullar,taneciller, vb. ya da mikrofajlar, yani minicik avları yiyenler (balinanın durumu), hematofajlar, yani kan emenler vb. diye adlandırılırlar. Asalaklar ve ortakyaşarlar başka türden bir canlının üstünde ya da içinde yaşar, orada barınak ve besin bulur, duruma göre ona kötülük ya da iyilik ederler. Besinsel bağımlılık virüslerle doruğuna ulaşır; onlar ancak yaşamakta olan bir hücrenin içinde çoğalabilirler.
Solunum
Nadir anaerobi bakteriler oksijensiz yapabilir ya da hiç oksijen istemezler. Hemen hemen canlıların tümü aerobidirler, ama kimisi oksijeni suda erimiş olarak alır, kimisi, suda yaşasa bile havayla solunur (fok, balina) ya da tam bir ikiyaşayışlıdır (bazı yengeçler). Yeşil bitkiler solunum yapar, ama ışıkta, muhtaç oldukları oksijeni kendileri üretirler.
Karmaşıklık derecesi
1. Hücrealtı kademe: bir hücreden daha küçük ve daha basit olan virüslerin ve virüsümsülerin durumu.
2. Prokaryot hücre kademesi: bakteri, mikroplazma ve rıketsiya gibi, hiçbir zarın, çekirdeği sitoplazmadan ayırmadığı ve başka hücrelerde bulunan bir kısım orga- nitlerin bulunmadığı hücrelerin durumu.
3. Çekirdekli hücre kademesi: bir tek hücreden oluşmakla birlikte çokhücreli bir canlı kadar karmaşık yapılı olan klorofilli ya da klorofilsiz protistlerin durumu.
4. Çokhücrelilik kademesi: tam anlamında hayvanların ve bitkilerin durumu. Bu canlılar bünyelerinde değişik tipte birçok hücreler, dokular ve organlar taşır; organizmalarının en büyük bölümü (beden) ölür, ama özgül hücreleri tohum olur, aynı türden yeni bir canlıyı oluşturmak üzere ikişer ikişer birleşerek tek bir hücre (yumurta ya da zigot) meydana getirir. Omne ovum ex ovo: (her yumurta bir yumurtadan doğar) üreme çevrimi, ne kadar kısa olursa olsun, daima birhücreli bir devreyi içerir.
Çokhücrelilerin en mükemmellerinde bir kan ya da özsu dolaşımı vardır (triploblastik hayvanlar, damarlı bitkiler). Hayvanlar için en son aşama değişmez bir iç ortama sahip olmak (sıcakkanlılar: memeliler, kuşlar), bitkiler için tohumların varlığıdır.
Sınıflandırma Nedir?
Sınıflandırmanın Gereği
Doğada çevremizde gördüğümüz tüm canlıları, ister istemez, farkında olsak da olmasak da sınıflandırırız. Örneğin; bitkiler ve hayvanlar, ağaçlar ve çalılar, kaya-taş-kum gibi ayırımlar bile bir tür sınıflandırmadır. Sınıflandırmanın esas amacı, yeryüzünde bulunan canlıları, akrabalık ilişkilerine göre gruplandırmak ve bu sayede de düzenli bir sistem içinde çalışılmasını kolaylaştırmaktır. Bu amaca hizmet veren bilim dalı ise "Sistematik" veya "Taksonomi" olarak bilinir. Günümüzdeki sınıflandırmanın mantığında asıl dayanak, akrabalık dereceleridir. Ancak buna ek olarak vücut simetrisi, vücut boşluklarının tipi, embriyo evresinde görülen segmentasyon tipi, embriyonik gelişim evreleri, ortak kökenden gelen üyeler (kol, bacak, kanat gibi), iskelet tipi ve şekli, sindirim sisteminin tipi, larva durumları ve eşeysel özellikler gibi başka karakterlerden de yararlanılır.
Canlılar aleminde geçerli olan esas taksonomik gruplar büyükten küçüğe doğru şu şekildedir:
Regnum (alem), Divisio (bölüm), Phylum (şube), Classis (sınıf), Ordo (takım), Familia (aile/familya), Genus (cins) ve Species (tür).
Sınıflandırmanın Tarihçesi
Sınıflandırmanın temeli Aristo'ya (M.Ö.384-322) kadar uzanır. Aristo, canlıları "Bitkiler" ve "Hayvanlar" olmak üzere iki aleme ayırmıştı. Daha sonra Ernst Haeckel (1834-1919) tarafından, "Protista" adı verilen ve bütün mikroskobik canlıları içeren üçüncü bir alem olması önerilmişti. Taksonomiyi ciddi anlamda ilk defa ele alan bilim adamı ise Carl von Linneaus'dur (1707-1778). Ancak Linneaus tarafından yapılan sınıflandırma, akrabalık dereceleri konusunda çok fazla bilgi vermemesi nedeniyle "suni sınıflandırma" olarak isimlendirilmiştir. Taksonominin modern şeklini alması, Herbert Copeland ve Robert Whittaker isimli araştırıcıların çalışmaları sonucunda gerçekleşmiştir. Copeland tarafından önerilen sınıflandırmada, Haeckel'in sınıflandırmasına ek olarak bir de "Bakteriler" alemi yer alıyordu. Copeland'in fikirlerini biraz daha geliştiren Whittaker ise, "Fungi" adı altında beşinci bir alemi sınıflandırmaya kattı.
1990 yılında ise Carl Woese isimli araştırıcı tarafından, Whittaker'ın sınıflandırması elden geçirildi ve canlılar Bacteria, Archaea ve Eucarya olmak üzere 3 "domain" altında toplandı.
* Robert Whittaker'ın sınıflandırması
* Carl Woese'in sınıflandırması
* Carl Woese'in sınıflandırması
Carl Woese'in çalışmaları ve fikirleri ışığında, Margulis ve Schwartz tarafından canlıların sınıflandırılmasına son bir şekil verilmiş ve aşağıdaki tablo oluşturulmuştur:
1. Monera (Bakteriler): Zar ile çevrili gerçek organelleri bulunmayan hücrelere sahip olan bu canlılara örnek olarak, bakterileri ve mavi-yeşil algleri verebiliriz. Kitin yapıda bir hücre duvarı ve halkasal yapıda basit bir genetik materyal taşıyan bu canlılarda, amitotik hücre bölünmesi ile çoğalma görülür. Bu grup günümüzde, "Eubacteria" ve "Archaea" olmak üzere iki alt alemde incelenmektedir.
2. Protista (Protoctista): Bu alemden itibaren, hücre organellerinin her biri zar ile çevrilmiş haldedir. Bu alem üyelerinden bazılarında görülen kloroplastlar, bitkilerde bulunan kloroplastların aksine, prokaryot hücreden köken almıştır. Bu alem altında sınıflanan bir veya çok hücreli canlılarda, doku farklılaşması görülmez.
3. Fungi (Mantarlar): Mikroskobik mantarları ve besin olarak tükettiğimiz şapkalı mantarları kapsayan bu alemin üyeleri, saprofit (çürükçül) canlılardır. Sindirim enzimleri ile hücre dışı sindirim yapılır. Hücre duvarları, ağırlıklı olarak selüloz yerine kitin yapıdadır.
4. Plantae: Bitkiler aleminin üyeleri, çoğunun hücrelerinde kloroplast bulunan, ototrof (kendibeslek) canlılardır. Bu canlıların kloroplastları, ökaryot kökenlidir. Hücre duvarları selüloz yapıdadır. Klorofil taşımayan ve fotosentez yapmayan bitki türleri de bulunmaktadır.
5. Animalia: Hayvanlar alemine giren canlılarda ise hücre duvarı ve kloroplastlar bulunmaz. Besin, sindirildikten sonra hücre içerisinde alınır. Heterotrof (ardıbeslek) olan bu canlılar, beslenme şekillerine göre ayrıca otçul, etçil, hepçil, böcekçil, vs olarak gruplandırılırlar.
Carl Woese'in Sınıflandırması
Carl Woese tarafından 1990 yılında yapılan ve canlıları hücre yapılarına göre öncelikli olarak 3 gruba ayıran sistemde, "Domain" adı verilen yeni bir taksonomi birimi kullanılmıştır. Alemden daha yüksek kabul edilen bu birim temeline göre canlılar, "Bacteria"- "Archaea" ve "Eucarya" gruplarında toplanır. Woese, genel olarak çalışmalarını ribozomal RNA üzerinde yürütmüş ve RNA yapısına göre akrabalık derecelerini ortaya koymayı hedeflemiştir. Morfolojik olarak da yürüttüğü çalışmalarının sonucu ise, ribozomal RNA çalışmasından biraz daha farklı bir sonuç vermiş ve sonuçta iki farklı akrabalık ilişkisi ortaya çıkmıştır.
Robert Whittaker'ın Sınıflandırması
Robert Whittaker tarafından yapılan sınıflandırmaya göre canlılar, öncelikli olarak hücre yapıları ve beslenme tipleri ile sindirim şekilleri göz önüne alınarak, 5 alem altında toplanır:2. Protista (Protoctista): Bu alemden itibaren, hücre organellerinin her biri zar ile çevrilmiş haldedir. Bu alem üyelerinden bazılarında görülen kloroplastlar, bitkilerde bulunan kloroplastların aksine, prokaryot hücreden köken almıştır. Bu alem altında sınıflanan bir veya çok hücreli canlılarda, doku farklılaşması görülmez.
3. Fungi (Mantarlar): Mikroskobik mantarları ve besin olarak tükettiğimiz şapkalı mantarları kapsayan bu alemin üyeleri, saprofit (çürükçül) canlılardır. Sindirim enzimleri ile hücre dışı sindirim yapılır. Hücre duvarları, ağırlıklı olarak selüloz yerine kitin yapıdadır.
4. Plantae: Bitkiler aleminin üyeleri, çoğunun hücrelerinde kloroplast bulunan, ototrof (kendibeslek) canlılardır. Bu canlıların kloroplastları, ökaryot kökenlidir. Hücre duvarları selüloz yapıdadır. Klorofil taşımayan ve fotosentez yapmayan bitki türleri de bulunmaktadır.
5. Animalia: Hayvanlar alemine giren canlılarda ise hücre duvarı ve kloroplastlar bulunmaz. Besin, sindirildikten sonra hücre içerisinde alınır. Heterotrof (ardıbeslek) olan bu canlılar, beslenme şekillerine göre ayrıca otçul, etçil, hepçil, böcekçil, vs olarak gruplandırılırlar.
Carl Woese'in Sınıflandırması
Carl Woese tarafından 1990 yılında yapılan ve canlıları hücre yapılarına göre öncelikli olarak 3 gruba ayıran sistemde, "Domain" adı verilen yeni bir taksonomi birimi kullanılmıştır. Alemden daha yüksek kabul edilen bu birim temeline göre canlılar, "Bacteria"- "Archaea" ve "Eucarya" gruplarında toplanır. Woese, genel olarak çalışmalarını ribozomal RNA üzerinde yürütmüş ve RNA yapısına göre akrabalık derecelerini ortaya koymayı hedeflemiştir. Morfolojik olarak da yürüttüğü çalışmalarının sonucu ise, ribozomal RNA çalışmasından biraz daha farklı bir sonuç vermiş ve sonuçta iki farklı akrabalık ilişkisi ortaya çıkmıştır.
Son düzenleyen Safi; 2 Ocak 2018 02:20