Mahallenin iki afacan kardeşi tüm mahalleliyi bıktırmış. Sürekli ana-babalarına şikâyete geliyorlarmış. Kırılan camların, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin, lastiği indirilen arabaların sorumlusu hep bu afacan kardeşlermiş.
Ana-babası usanıp kilisenin papazına anlatmışlar durumu ve yardım istemişler. Papaz "Gönderin çocukları konuşayım" demiş.
Çocukları göndermişler. Papaz önce büyük oğlanı çağırmış:
"Söyle bakim evladım, Tanrı nerede?"
Çocuk susmuş. Papaz tekrar sormuş:
"Evladım söylesene Tanrımız nerede?"
Çocuk yine susmuş. Papaz ısrarla sormaya devam etmiş, çocuk da susmaya... Sinirlenmiş Papaz sonunda:
"Konuşsana be çocuk nerede Tanrı?"
Çocuk aniden fırlamış, kiliseden koşarak kaçıyorken seslenmiş kardeşine:
"Kaçalım çabuk!".
Eve gitmişler, odalarına çıkıp kapıyı iyice kapatmışlar, küçük oğlan sormuş büyüğüne:
"Neden kaçıyoruz?"
Büyük yanıtlamış:
"İşte şimdi hapı yuttuk, Tanrı kaybolmuş bizden biliyorlar!!!"