...
Kaldırımın en sağından başımı montun içinde gizleyerek yürüyorum ya yanımda her defasında bir polis duruyor. Önce yüzüme bakıyor sonra kimliğime. Artık benzemiyorum ya o fotoğrafa şüpheli bir şekilde Bu kimlikteki sen misin? Diyor sonrada adımı anons ediyor telsizde. O an senin numaranı uzatmak geliyor aklıma. ‘’Aç ona sor, beni bir tek o tanır diyorum içimden’’.
Birkaç dakika sonra bırakıyor beni. Ama sahile ulaşasıya kadar birkaç kez daha yolum kesiliyor bu şekilde ve her seferinde aynı soru soruluyor.
—BU FOTOĞRAFTA Kİ SEN MİSİN?
Sana bir sır vereyim mi? Bazen ben bile bir zamanlar saçlarımın bu kadar siyah olduğunu, yüzümün sadeliğini unutuyorum… Bana yabancı olan bir yüz başkasına nasıl tanıdık gelsin ki zaten?
Bazen de sahilde yürürken geceyi kaçırıyorum, sabah oluyor. İnsanlar spor yapmak için evlerinden çıkıp sahile koşuyor. Bazıları beni kimsesiz zannedip soruyor.
—KİMİN KİMSEN YOKMU SENİN?
Senin numaranı çıkartıp onlara uzatmak geliyor içimden. Elim titriyor yapamıyorum. Senin giderken bu şehre bıraktığın sessizliği gözlerim bozuyor. Konuşayım diyorum kelimeler ağzımda titriyor, şaşırıp boşlukta kayboluyorlar. BENDE SUSUYORUM.
Neyse beni senin sessizliğin bekliyor.
Şimdi yapmayı en çok sevdiğin şeyi yap.
Yani HOŞÇA kal…
_Uğur Babat_
Toplam Yorum 3