İnsanlar yaşadıkları hayatın anlamını, önemini ve güzelliklerini sıradanlıklar içinde değil, bu özellikleri kazandıran değerler silsilesini iyi algılama gerekliliğiyle sürdürürler. Hayatın sekülerleştirilmesi değerlerden uzak tutma anlamını içeriyor ve bu, bir sistem ile yürütülüyor. İnsanlığı sekülerleştirme planı yeni değil ve bu Batı ruhu içeriyor. Sekülerlik İslâm dışı bir hayattır.
Müslümanların sabahleyin adımlarını dışarı atar atmaz başlayan bir hayat düzen var. Bu, hiçbir ritüel gerektirmeden bir doğallıkla yaşanıyor. Besmele ile uyanmak, giysilerini sağ uzuvlarından başlayarak giymek, namaz kılıyorsa abdest almak, değilse yüzünü en az üç kere su ile yıkamak, evden çıkarken sağ ayağını atmak gibi.
Abdest bir Müslüman'ın vazgeçilmezlerindendir. Namaz kılarken, Kur'an okurken, hayırlı bir iş yaparken, hatta gerdeğe girerken. Manevi öncüler gündelik hayatta mümkün olduğunca abdestli olmayı önerirler. Abdest bir insanın koruyucusudur. Bir hâle gibi onu sarar dış etkilerden korur. Abdestli yüz ışıltılıdır, parlaktır, nurludur, sevecendir.
Namaz kılan kimse bir doğallıkla kimi dış etkilerden korunur, bu, onu bazen aşar.
Bir Müslüman'ın hayatında namaz vardır, oruç, zekât, fitre, hac, kelime-i şahadet, zikir vardır. Bu özellikler bir Müslüman'ı diğer kültürlerden bütün hatlarıyla ayırır.
Hıristiyanlarda oruç küçük bir ayrıntıdır ve hayatın bütününü kaplamaz. Namaz kılma, secdeye varma yoktur.
Gene bir Müslüman'ın hayatının en belirgin yanlarından biri cihad ibadetidir. Bu, ibadet diğerlerinden çok daha kuşatıcıdır. Diğer ibadetler zamanla sınırlıdır. Bir günün bütün zamanı namaz kılmakla geçirilmez, belli zamanları ve süreleri vardır. Oruç yılda bir ay tutulur. Hac ibadeti kişi zenginse, hayatında bir defa gitmek zorundadır. Daha fazla da gidebilir. Zekât zengine yükümlüdür.
Cihad ibadeti hayatın bütün alanlarına ve zamanlarına yayılır. İyi bir sohbet bir cihattır. Bir Müslüman'a özgü kişilikli duruş bir ibadettir. Kişi sadece kendisini temsil etmez. Aynı zamanda iyi bir Müslüman bütün Müslümanlar için iyi bir örnek olma özelliğini kazanır. Bu da bir ibadettir. Kişiye öğütte bulunmak, yol göstermek, yardım etmek bir cihattır.
Savaş bir Müslüman için en son çaredir. Çaresizlik hâlinde savaşa başvurulur ki, bu tercih edilen bir yöntem değildir.
Müslümanlar düşüncelerini güzellik ve iyilik ile aktarırlar. Bunu bir savaş aracı olarak kullanmazlar. Karşı taraf savaşa zorlarsa savaş yapılır.
Bir Müslümanın hayatı din ve dünya gibi iki kategoriye ayrılmaz. Hayat her iki yönüyle de iç içedir. Dünyevi hayatta günah işlendiğinde, bu, ahiret hayatını olumsuz etkiliyor. Dünya hayatını güzellik ve iyilikler üzerine kuruyorsa, bu, onun geleceğini de güzelleştirir. Ölümle hayat bitmiyor. Ölüm sadece bir perdedir. Bir perde aralanır onun ötesine geçilir. Ruh ölümlü olmadığına göre, o hayatın her zerresinden sorumludur.
Bu dünya hayatı ve gündelik zevkler için, alkol alıyorum, faiz yiyorum, haram işliyorum deme lüksü yok bir Müslüman'ın. Çünkü bunlar onu günaha iter ve bunun karşılığını ceza olarak öder. Bedeniyle ve ruhuyla.
Seküler bir Müslüman, bir Müslüman'ın zorunlu olduğu yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa insanlar karşısında sorumludur. Zaten iyi bir Müslüman seküler olamaz. Dünya ve ahiret hayatı diye hayatı iki bölüme ayıramaz. Kişi bu benim kazancımdır, alnımın teriyle kazandım, istediğim gibi harcarım diyemez. Kazancının zekâtını ödemekle yükümlüdür. Alimin zekâtı bilgisidir. İyi bir Müslüman'ın öğütle, iyilikle, güzellikle karşılık verme zekâtı vardır. Bütün bunlar hayatın hemen bütün alanlarına yayılır. Hemen hepsi zorlama olmadan bir doğallıkla yürütülür.
Bunlar hayatta olabilen şeyler değildir denilemez. Geçmişimizde sayısın insan örnekleri vardır. Sevgilimiz Efendimiz bu hayatın en prototip örneğidir. O'nun arkadaşları, sonraki kuşaklar veliler, büyük önderler, sahih Müslüman'lar vardır.
Müslüman'ın bir hayat düzeni vardır. Bu düzen yalansız, hilesiz, hurdasız ve dolansızdır.
Müslüman'ın hayatında öncelikler hayatın bütün çerçevesini belirler. Buna eşya da doğa da ayak uydurur.
İyi bir Müslüman ile Müslüman olmayan birini yan yana getirin gündelik hayatlarında ne kadar farklılık olduğu görülür.
Müslümanın önceliği hayat değerlerinin bütünüdür. Bu hayatın bütün alanlarını kaplar. Bu dünya hayatı ile ahiret hayatı da iç içeleştirilir. Ruh ile beden ilişkisi ne ise dünya hayatı ile öte dünya hayatı da odur.
Toplam Yorum 0
